Şimdi Ara

Necip Fazıl neden Atatürk ve devrimlerin düşmanı oldu?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
22
Cevap
2
Favori
4.256
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
25 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Hayranları pek bilmez, 1943 yılına kadar Atatürk’ün ve devrimlerini savunan, Cumhuriyet düşmanlarına göz açtırmayan bir Necip Fazıl Kısakürek vardı.


    Kubilay’ın ölümünde mesela…


    1934 yılının Aralık ayında Ankara Türk Ocağı’nın yaptığı Kubilay’ı anma toplantısında “Gözüme görünen şeyi açıkça kaidesiz, tertipsiz ve imasız söylüyorum. Eğer inkılabı zayıf tutarsan, eğer inkılabın yüreğini, hassasiyetini ve sinirlerini temsil etmezsen, bıçağın ters tarafı ile yirmi dakikada kesilen Kubilay'ın kafasında sana tevcih edilen akıbeti seyredebilirsin. Türkiye nüfus kütüklerindeki softa ve mürtecinin yeşil kanını kurutacaksın. Bu kadar." demişti.


    1938’de Atatürk’ün ölümü üzerine şunları yazmıştı:


    “Benim gözümde birbirine bağlı iki işin sahibi iki Atatürk var. Zaman tasnifinde bunlardan biri düşmanın denize dökülüşüne, öbürü bugüne kadar sürer. Biri ölüm hükmü giymiş bir milleti şahlandırdı. Mucize çapında bir başarıyla madde ve askerlik planında muzaffer kıldırdı. Öbürü, bir an evvelki ölüm tehlikesini doğuran sebepler âlemine karşı harekete geçti, fikir ve cemiyet planında yeni bir bünye inşasına girişti. Milli kahramanın ölümü önünde duyduğumuz matem hissini tek bir emniyet duygusu ile teselliye muktediriz. Teknesinde Atatürk'ü yoğuran Türk milleti daima Atatürk gibi kahramanlara ihtiyaç duyacaktır.”


    Mayıs 1943’te Necip Fazıl, Büyük Doğu isimli bir dergi kurduğunu ve CHP ölçülerine uygun yayın yapacağını söyleyerek CHP’den dergi için 5000 lira para istedi. Aynı dönem CHP’den milletvekili adayı oldu. Bu sürede Atatürk'ü öven yazılar yazdı. Büyük Doğu'nun dokuzuncu sayısını “Atatürk’ün Altın Anahtarla Açtığı Son Fabrika Kapısı. Şimdi Onun Ruhu Aynı Anahtarla Türk’ün Zafer Kapısında” başlıklı kapakla çıkartan Necip Fazıl, derginin onuncu sayısında da "Atatürk dirilecektir" başlıklı bir yazı kaleme aldı.


    Necip Fazıl neden Atatürk ve devrimlerin düşmanı oldu?

    “Bir gün Atatürk dirilecektir!!! Evet, lâf ve hayal, yahut fikir ve remz âleminde değil, doğrudan doğruya madde ve hakikat dünyasında Atatürk hayata dönecektir!!! Bir gün Atatürk, Etnografya müzesindeki taş sandukasının kapağını omuzlarile kaldırıp, ufkî vaziyetten şakulî hale geçecek; ve sırtında mareşal üniforması, Ankarada Atatürk bulvarında görünecektir!!! Bir gün onu, kâfurîden yontulmuş asîl ve mevzun parmaklarile kılıcının kabzasını kavramış, zarif ve ince endamile bir masaya eğilmiş ve gök gözlerile dünya haritasını süzmeğe başlamış olarak göreceğiz!!! Bugün, dünya muhasebe ve muvazenesinde Türk milletine ait hakların terazi kefesinde görüneceği andır!!! İşte o gün başımızda bulunacak olan şahsiyet, günün gerektireceği üstün kurtarıcılık vasıflarına göre, ruhile olduğu kadar maddesile de Atatürk’ten başkası olmıyacaktır. Zira, Türk milletinin içindeki Atatürk’lerin harekete geçmelerile, onun sandukasını devirip bu Atatürk’lerin derisi içine yerleşmesi ayni ana rast gelecektir.”

    Necip Fazıl neden Atatürk ve devrimlerin düşmanı oldu?
    Necip Fazıl neden Atatürk ve devrimlerin düşmanı oldu?

    Necip Fazıl umduğunu bulamamış, milletvekilliği başvurusu kabul edilmediği gibi, dergi için istediği para da gönderilmemişti. CHP'li olmak kârlı bir iş değildi. O ne yaptı çizgisini değiştirdi. Büyük Doğu'da Atatürk'ü, devrimleri ve dönemin hükümetini eleştirmeye başladı. Necip Fazıl'ın Büyük Doğu Dergisinde yaptığı zararlı yayınlar hükümetin gözünden kaçmamıştı.

    Necip Fazıl neden Atatürk ve devrimlerin düşmanı oldu?


    Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nün Şubat 1944 tarihli raporunda Necip Fazıl'ın Büyük Doğu dergisinin İngiltere devlet politikasına hizmet ettiği yazıyordu. Necip Fazıl 1947'de Atatürk'e hakaret içeren yazıları nedeniyle yargılandı. Necip Fazıl'ın Atatürk'e hakaret etmesini içine sindiremeyen Türk halkı sokağa indi, çok yerde protesto mitingleri düzenlendi.

    Necip Fazıl neden Atatürk ve devrimlerin düşmanı oldu?

    Necip Fazıl daha sonra Demokrat Parti lehine yazacağını söyleyerek Adnan Menderes’ten çok defa para istedi. 26 Aralık 1956’da Menderes’e yazdığı bir mektupta “Ben ki her şeyi uğrunuza riske etmiş, her defa mükemmel eseri vermiş ve bu kadar tecrübe ve çileden geçmiş bir adamım.” diyor ve ekliyordu:


    “Haftalardır Ankara'nın bu hücra ve münzevi otelinde cinnet buhranları içinde çırpınmaktayım. Bütün istediğim zarara birkaç bin zamla 20 bin lira temininden ibarettir. Bunca muvaffakiyetten sonra uğratıldığım bu hal ve düştüğüm şeref kırıklığı hayatıma mal olabilir.” 


    14 Ocak 1958’de yine Menderes’e gönderdiği bir mektupta ise şunlar yazılıydı:

    "Ben hastayım. Şekerliyim. Ayrıca çıldırmak üzereyim. Bütün hastane halime acıyor. Bu vaziyette emrin uzaması benim ölüme ve cinnete terk edilmem demektir. Başıma bir hal gelecek olursa Allah'a, Türk Milletine ve "Allah bir" diyenlere karşı hesap nasıl verecektir. Kadiri mutlakın üzerine yemin ederim ki yalan söylemiyorum, mübelağa etmiyorum, rol oynamıyorum, edebiyat yapmıyorum."

    Necip Fazıl neden Atatürk ve devrimlerin düşmanı oldu?

    14 Haziran 1958’de ki mektubu ise “Reklam ve sair ihtiyaçlarım için 10 bin lira lütfedilirse... Ayda 6 bin lire tahsis olunursa...” diye başlıyordu.


    Örtülü ödenekten Necip Fazıl’a verdiği paralar, Yassıada’da ki mahkemede Menderes’in başına bela olmuştu.


    Başbakanlık tarafından ajans, gazete ve dergilere ödenen yaklaşık 700 bin liranın 147 bin lirasının sadece Büyük Doğu’ya aktarıldığı mahkemede belirtiliyordu. Mahkeme Başkanı Salim Başol’un bu miktarın fazla olduğunu söylemesi üzerinde Menderes paraların bir kerede verilmediğini ifade ediyordu. Başol, “Necip Fazıl’ın yazılarının memleket yararına mı ki?” diye sorduğunda Menderes’in bu soruya verdiği cevap salonda gülüşmelere neden olmuştu:


     “Onun memleket yararından ayrıldığını gördüğümüz an münasebeti kestik. Uzun zaman münasebeti kesiyoruz tekrar geliyor, düzelteceğim, doğru gideceğim diyor, o şekilde devam ediyor.”


    Necip Fazıl daha sonraları MHP saflarına yanaşacak ve sıkı bir ülkücü olacaktı. Yalan yanlış tarih tezleriyle gerçek tarihi nasıl tahrip ettiği meselesine girmiyorum bile.

    İşte üstad (!) Necip Fazıl'ın hikayesi… 


    Kaynak: https://www.aykiri.com.tr/yazarlar/umit-dogan/necip-fazil-kisakurek-gercekleri-necip-fazil-kisakurek-kimdir/326//








  • En büyük zararı uydurma bir yakın tarih yazması ve bu yazdıklarını 'gerçek' diye yayması oldu.Yazdıklarına tarih demektense kurgu romanları desek daha doğru olur.Elbette yazdığı bu uyduruk tarih anlatımlarıyla da iyi para kaldırdı.Güç kimdeyse onun yanında durmasını bildi.Bu sadece iç siyasette değil dış siyasette de böyle oldu.Mesela 17 Temmuz 1959 tarihinde Büyük Doğu dergisinde ‘Amerika,Dünya ve Biz’ adlı başmakelesinde şunları yazmıştı;’’

    ''Biz Amerikan politikasını korumakla mükellefiz.Amerikan siyasetini tutmak biricik yol.Amerikadan nazlı bir sevgili muamelesi görmek biricik dikkatimiz olmalı.Yoksa bir Amerikan bahriyelisinin iki yana açık bacakları arasında mütalaa ettiği kadından öteye geçemeyiz.Dış siyasetimizde Amerikan siyaseti ve iç bünyemizde Amerikan politikasını kendimize tecezzi etme (birbirinden ayrılmaz) bir siyaset vahidine (bütünlüğüne) ayarlamakta büyük ve her işe hakim bir mana gizlidir.’

    Ama elbette bazılarına göre bunları yazabilen kişi hepimizden daha çok Türk (!) daha çok müslüman (!) daha çok bağımsızlık sevdalısı (!)...Ona göre Türkiye asla Amerika'dan bağımsız bir politika izlememelidir.Bunu aklının ucundan bile geçirmemelidir.Eğer bunu aklından geçirirse dahası bunu gerçek bir hale getirmeye çalışırsa yani Türkiye içte ve dışta bağımsız bir politika takip etmeye çalışırsa Türkiye ona göre 'Amerikan bahriyelisinin iki yana açık bacakları arasında mütalaa ettiği kadın' şeklinde olacaktır.Sadece bu ifadesi bile onun bağımsızlığa ve yerliliğe bakışını olduğu gibi ortaya dökmüyor mu?


    İşin en acı tarafı onun uydurduğu palavralara 2021 Türkiyesinde hala daha inanan büyük bir kitlenin olması.

  • Şairler dengesiz ve tutarsız olabiliyor. Temel sebep ama Necip Fazıl'ın anti-materyalist ve anti-Avrupacı oryantalist bir dünya görüşünün, Gazzalîcîliğin etkisi altında kalması; maddeci dünyayı çok yoz addedip buna yönelik oldukça tepkisel ve ahlakî tarzda bir reaksiyon geliştirmesi ama işte sağlam temelli bir tepki olmadığı ciddi bir tutarsızlık sözkonusu. Necip Fazıl tıpkı Dostoyevski gibi kumara düşkündü; bu "anti-materyalist" olan birisine yakışmaz; hele ki İslam dini ve Allah inancına bu kadar vurgu yapmış birisine.
  • Necip fazıl da kim ya, eski nesilde yaşadı diye herkes adam sayılmaz. Bir oraya bir buraya yanlayan delinin teki.

  • Konu Kültür ve Tarih bölümüne açılsaymış daha iyi olurdu aslında. MHP'ye, Türkeş'e vaktinde bu adama kongrede yer verdikleri için kırgınım.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-AB1E07F87 -- 1 Şubat 2021; 1:33:10 >
  • Kumar borcunu ödeyemeyince Atatürk düşmanı oldu.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-AB1E07F87

    Konu Kültür ve Tarih bölümüne açılsaymış daha iyi olurdu aslında. MHP'ye, Türkeş'e vaktinde bu adama kongrede yer verdikleri için kırgınım.

    Konu Dışı ile Ülke - Dünya Gündemi sitenin atardamarları gibi, foruma hayat veriyorlar ama maalesef kılcal damar olan forumun diğer bölümlerinin biraz kurumasına yol açıyorlar. Konu Dışı ve ülke Gündemi'nde normalde Kültür Bilimde veya başka bölümlerde olması gereken çok konu açılıyor. Yeni açılmış İnanç bölümü de misal yine Konu Dışı ve Kültür Bilim yüzünden durgun çünkü üyeler eski alışkanlıkla inanç bölümü yerine bu bölümleri teoloji (tanrıbilim) ve ontoloji (varlık felsefesi) tartışmak için tercih ediyorlar.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Konu Dışı ile Ülke - Dünya Gündemi sitenin atardamarları gibi, foruma hayat veriyorlar ama maalesef kılcal damar olan forumun diğer bölümlerinin biraz kurumasına yol açıyorlar. Konu Dışı ve ülke Gündemi'nde normalde Kültür Bilimde veya başka bölümlerde olması gereken çok konu açılıyor. Yeni açılmış İnanç bölümü de misal yine Konu Dışı ve Kültür Bilim yüzünden durgun çünkü üyeler eski alışkanlıkla inanç bölümü yerine bu bölümleri teoloji (tanrıbilim) ve ontoloji (varlık felsefesi) tartışmak için tercih ediyorlar.



    Alıntıları Göster

    İnanç bölümünün açıldığını yeni öğrendim. Herhalde zamanla alışır millet ama, yapılabiliyorsa, konu açarken sağda solda "bak kardeşim, açacağın konunun bölümle alakalı olduğuna emin misin" gibi uyarılar yazılabilir. Böylece alışma süreci de kısalabilir Necip Fazıl neden Atatürk ve devrimlerin düşmanı oldu? 





  • NFK'nın şiirlerini seversin sevmezsin o ayrı konu da NKF denen adam Atatürk'ü sevse ne olur sevmese ne olur? Ne düşündüğü idealleri o kadar da önemli olmayan kumara para yatırabilmek için her şeyi yapabilecek dandik bir adamdı.


    Atatürkü sevse ne olur sevmese ne olur?

  • Gerçek Halkçı yazarlar,aydınlar anarşist diye hapse atıldı.Bu ülkeden gitmek zorunda bırakıldı.Bunun gibi şarlatanlara halk kahramanı dendi...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MaxPayne87 -- 2 Şubat 2021; 2:18:35 >
  • En büyük zararı uydurma bir yakın tarih yazması ve bu yazdıklarını 'gerçek' diye yayması oldu.Yazdıklarına tarih demektense kurgu romanları desek daha doğru olur.Elbette yazdığı bu uyduruk tarih anlatımlarıyla da iyi para kaldırdı.Güç kimdeyse onun yanında durmasını bildi.Bu sadece iç siyasette değil dış siyasette de böyle oldu.Mesela 17 Temmuz 1959 tarihinde Büyük Doğu dergisinde ‘Amerika,Dünya ve Biz’ adlı başmakelesinde şunları yazmıştı;’’

    ''Biz Amerikan politikasını korumakla mükellefiz.Amerikan siyasetini tutmak biricik yol.Amerikadan nazlı bir sevgili muamelesi görmek biricik dikkatimiz olmalı.Yoksa bir Amerikan bahriyelisinin iki yana açık bacakları arasında mütalaa ettiği kadından öteye geçemeyiz.Dış siyasetimizde Amerikan siyaseti ve iç bünyemizde Amerikan politikasını kendimize tecezzi etme (birbirinden ayrılmaz) bir siyaset vahidine (bütünlüğüne) ayarlamakta büyük ve her işe hakim bir mana gizlidir.’

    Ama elbette bazılarına göre bunları yazabilen kişi hepimizden daha çok Türk (!) daha çok müslüman (!) daha çok bağımsızlık sevdalısı (!)...Ona göre Türkiye asla Amerika'dan bağımsız bir politika izlememelidir.Bunu aklının ucundan bile geçirmemelidir.Eğer bunu aklından geçirirse dahası bunu gerçek bir hale getirmeye çalışırsa yani Türkiye içte ve dışta bağımsız bir politika takip etmeye çalışırsa Türkiye ona göre 'Amerikan bahriyelisinin iki yana açık bacakları arasında mütalaa ettiği kadın' şeklinde olacaktır.Sadece bu ifadesi bile onun bağımsızlığa ve yerliliğe bakışını olduğu gibi ortaya dökmüyor mu?


    İşin en acı tarafı onun uydurduğu palavralara 2021 Türkiyesinde hala daha inanan büyük bir kitlenin olması.





  • Up
  • sağ idelojinin yüz yıllık hali

  • Valla güzel bir konuya detaylıca belgeleri ile değinmişler.


    Bizim ülke geçmişinde böyle kişisel çıkarları için siyasi olarak çark etme nedense çok normal karşılanıyor ve yeni geçtiği taraf el üstünde tutuluyor.Halbuki bu gün davasını satan yarın yeri gelir senide satar.


    Şu an ki Has Akp'lilerin bir süre önce başka partilerde her gün Rte ye küfürler yağdırmaları gibi.

  • Bu adamı sevmeyen insanlar kumarbaz falan diyorlar. Haklılar da ama kunarbaz olmasından daha önemli olarak bu herif soykırım meraklısı ırkçı faşistin tekiydi. Nedense kimse bu özelliği üzerinde durmuyor.

    http://ideolocyaorgusu.blogspot.com/2007/05/viii-devlet-ve-idare-mefkremiz-2.html?m=1

    https://eksisozluk.com/entry/61319335



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MRTFR -- 1 Şubat 2021; 17:43:53 >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    İnanç bölümü "inançlıysan yaz, değilsen yazma" şeklindeki düzeniyle ölü doğmuş bir bölümdür. Bu kadar saçmasapan bir anlayış görmedim. Sadece inançlılar yazacaksa inançsızların söz hakkı ve ifade özgürlükleri ellerinden alınıyor. Adam orada yazacak çizecek, inançsızlara giydirecek belki de ama forum inançsıza cevap hakkı tanımayacak. Ne güzel memleket.Yazmak istesem inançsız da olsam yazarım, engel değil ama ikiyüzlülüğe gerek yok.

  • Necip Fazıl = Serdar Ortaç

  • Kumarbaz olduğu için olabilir
  • Ne alaka para için siyasal İslamcı oldu. Ben Atatürkçü olarak bu adamın böyle biri olmadığını söylüyorum.
    O ve ben de neden siyasal İslamcı olduğu yazıyor.
    Bir şeyhe kaptırıp gitmiş. Hemde bankanmuduruyken bırakmış bu işleri kaptırmış kör ahmaklar gibi
    Yok chp ile alakası

    Ille de bir şeye kılıf uydurup chp Atatürk mevzusuna çevirmeyin

    Para ile alakalı olsa beylerbeyinde banka müdürlüğünü bırakıp İslamcı olmazdı
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.