
Anayasa Mahkemesi, Gezi Davası'ndan tutuklu bulunan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında hak ihlali kararı verdi. AYM kararına ilişkin açıklama yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Gerekçeli kararı bir okumamız lazım. Gerekçeli karar doğrultusunda elbette ki işlem yapılır" dedi.

Anayasa Mahkemesi (AYM), Gezi Davası'nda 18 yıl hapse mahkum edildikten sonra 14 Mayıs'ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde milletvekili seçilen Atalay'ın bireysel başvurusunu görüştü.
AYM, cezaevindeki TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın “seçilme hakkı” ve “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine karar verdi.
Kararın 9’a karşı 5 oyla, oyçokluğu ile alındığı; ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yerel mahkemeye gönderileceği öğrenildi.
Bu karar ile birlikte Can Atalay’ın kısa sürede tahliye edilmesi bekleniyor.
Atalay, bireysel başvurusunda; “Milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazanması nedeniyle yargılamada durma kararı verilmesi yönündeki talebinin reddedilerek yargılamaya devam edilmesinin; seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiğini” iddia etmişti. Atalay ayrıca, Yüksek Mahkeme’den; “tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğinin belirlenmesini” talep etmişti.
TİP: DERHAL SERBEST BIRAKILMALI
AYM’nin kararı ardından resmi X hesabından bir açıklama paylaşan TİP, milletvekilleri Can Atalay’ın derhal serbest bırakılması gerektiğini belirtti.
TİP’in açıklamasında, “Halk kazandı! AYM, Hatay Milletvekilimiz Can Atalay’ın tutukluluğunun hak ihlali olduğuna karar verdi. Saray’a da adaletsizliğe de teslim olmadı! Şimdi arkadaşımız, halkın vekili Can Atalay derhal serbest bırakılmalı!” dendi.
BAKAN TUNÇ'TAN AÇIKLAMA
AYM'nin 'hak ihlali' kararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Gerekçeli kararı gördükten sonra bir açıklama yapmak gerek.
Can Atalay'ın avukatı Akçay Taşçı, “İhlal kararı çıkarsa Anayasa Mahkemesi’nin kararının yerine getirilmesi için hüküm veren mahkeme olan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuracağız” demişti.
KILIÇDAROĞLU’NDAN CAN ATALAY AÇIKLAMASI
Kararın ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da X hesabından bir paylaşımda bulundu. “Anayasa Mahkemesinin, Hatay Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı, ülkemizde kırıntısı kalan demokrasi ve yargı bağımsızlığı için hayati öneme sahiptir” diyen Kılıçdaroğlu, “İlk derece mahkemesi kanunların da emrettiği üzere, bu kararı derhal yerine getirmeli, ülkemiz bu utançtan kurtulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, söz konusu paylaşımında, “#CanAtalayMeclise” etiketini kullandı.
NE OLMUŞTU?
14 Mayıs 2023’teki genel seçimlerde Türkiye İşçi Partisi’nden aday olan Can Atalay, Hatay’dan milletvekili seçilmişti.
Can Atalay hakkındaki, “milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi” talebi Yargıtay 3. Ceza Dairesince reddedilmişti.
Bunun üzerine Atalay’ın avukatları yargılamada durma kararı verilmesi ve tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu.
Bu arada Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Parkı davasında Can Atalay’a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 12 Ekim’de başvurunun görüşülmesini, bir üyenin dosyaya hazırlanamadığını belirtmesi üzerine ertelemişti.

Polonya'da muhafazakarlar ağır yenilgi aldı

Analistlere göre Polonya'da iktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi, Anayasa'yı ihlal ederek mahkemelerin kontrolünü ele geçirdi. Ülkeyi liberal olmayan bir yola soktu. Muhalifleri şeytanlaştırmak için propaganda aracı olarak kullandığı devlet medyası dahil devlet kurumlarını siyasallaştırdı.
Polonya'da hafta sonu yapılan parlamento seçimlerinde, ülkenin "demokratik standartlarını yeniden tesis etme" vadinde bulunan üç muhalif parti, oyların yüzde 54'ünü alarak iktidarı ele geçirebilecek konuma geldi.
Seçimlerde yüzde 35 oy alan iktidardaki muhafazakar çizgiye sahip Hukuk ve Adalet Partisi (PİS) ise ilk sırada çıkmasına rağmen meclis çoğunluğunu kaybetti.
Polonya Ulusal Seçim Komisyonu, oy sayımının bugün itibariyle sonuçlandığını duyurdu.
Buna göre, PİS seçimleri yüzde 35,38 oy oranıyla birinci tamamladı.
PİS'i yüzde 30,7 ile ana muhalefet bloku Sivil Koalisyon, yüzde 14,4 ile Üçüncü Yol ittifakı izledi.
Yeni Sol Parti yüzde 8,6, aşırı sağcı Konfederasyon Partisi yüzde 7,1 oy aldı.
Parlamentonun alt kanadı Sejm ve Senatodaki temsilcilerin görev süresi 4 yıl olarak belirlenen ülkede seçim barajı partiler için yüzde 5, ittifaklar için yüzde 8 olarak hesaplanıyor.
Seçime katılım oranı yaklaşık yüzde 75 ile, Sovyet destekli komünist sistemin çöküşünü tetikleyen 1989 yılındaki yüzde 63'lük katılım oranını geride bırakarak rekor kırdı.
Oy sayımıyla birlikte yüzde 35,38 oy alan ve birinci olan PİS, diğer partilerin sonuçlarına göre Meclis çoğunluğunu kaybediyor.
Bu durumda 3 muhalefet partisinin koalisyon kurarak Meclis'te çoğunluğu ele geçirmesi öngörülüyor.
Sekiz yıllık çalkantılı süreç
Analistlere göre Hukuk ve Adalet Partisi, Anayasa'yı ihlal edecek şekilde mahkemelerin kontrolünü ele geçirerek ülkeyi liberal olmayan bir yola soktu.
Keza PİS, muhaliflerini şeytanlaştırmak için propaganda aracı olarak kullandığı, kamu medyası dahil devlet kurumlarını siyasallaştırdı.
Ülkeyi sekiz yıl boyunca çalkantılı bir şekilde yöneten Jaroslaw Kaczynski liderliğindeki milliyetçi muhafazakar çizgideki iktidar, sık sık Brüksel ile karşı karşıya geldi.
Brüksel tarafından anti-demokratik bulunan uygulamaları nedeniyle AB'den alabileceği bazı ödenekleri kesildi.
Donald Tusk'un başbakanlığının önü açıldı
Sonuç, en büyük muhalefet grubu olan Sivil Koalisyon'un lideri Donald Tusk için büyük bir zaferle sonuçlandı.
Tusk'un 2007-2014 yılları arasında yürüttüğü Polonya Başbakanlığı görevine geri dönmesi muhtemel görünüyor.
Keza Tusk, 2014-19 yılları arasında Avrupa Konseyi Başkanlığı görevini yürütmüştü.
Hem Meclis, hem Senato'da çoğunluk muhalefete geçti
Üç muhalefet grubu toplamda yüzde 53,7 oy alarak 460 sandalyeli parlamentonun alt kanadı Sejm'de çoğunluğu sağlıyor.
Buna göre, yeni hükümetin Sivil Koalisyon, Üçüncü Yol ve Yeni Sol tarafından oluşturulacak koalisyondan oluşması öngörülüyor.
Üçü de farklı adaylarla yarıştığı için resmi olarak aynı koalisyonun parçası değil ancak her üç oluşum da "hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmek" için iş birliği yapma sözü verdi.
Öte yandan muhalefet, Senato'da da 100 sandalyeden 66'sını alarak ezici bir çoğunluk elde etti.
Senato, Sejm'den daha az bir güce sahip olsa da yasama süreci üzerinde sınırlı etkisi bulunuyor.
Seçimlerin ardından Hukuk ve Adalet Partisi Senato'da sadece 34 sandalyeye sahip olacak.
https://tr.euronews.com/2023/10/17/polonyada-muhafazakarlar-agir-yenilgi-aldi
BM, Haiti İçin Çok Uluslu Güvenlik Destek Misyonuna onay verdi
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyeleri, Haiti İçin Çok Uluslu Güvenlik Destek Misyonunu onayladı.

15 üyeli BMGK'de düzenlenen ABD ve Ekvador'un kaleme aldığı karar tasarısı için düzenlenen oylamada, 13 ülke "evet" oyu verirken, Rusya ve Çin çekimser oy kullandı.
Kabul edilen kararda, Haiti hükümeti ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in çağrısı üzerine onaylanan Çok Uluslu Güvenlik Destek Misyonunun, Haiti'nin güvenliğine katkıda bulunacağı bildirildi.
Kararda, misyonun Haiti Ulusal Polis gücüne destek sağlayacağı belirtilirken, şimdilik 1 yıllık süre verilen misyonun Haiti hükümetiyle yakından işbirliği yürüterek "gerekli adımları" atacağı kaydedildi.
Kenya'ya misyona öncülük yapma teklifi için teşekkür edilen kararda, ülkelere ve örgütlere katılım sağlanması çağrısında bulunuldu.
BM misyonu değil
BM yetkisi altında ancak bir BM Barış Gücü olmayacak misyona, Kenya'nın yanı sıra Bahama Adaları, Jamaika, Antigua ve Barbuda destek sağlayacağını duyurdu.
Haiti hükümetinin yanı sıra Guterres, geçen yıl yaptığı çağrıda BMGK üyeleri ve katkı sağlayan tüm ülkelere Haiti Ulusal Polisine destek vermek için çok uluslu bir güç kurmaları çağrısında bulunmuştu.
Haiti halkının "bir kabus" içinde yaşamaya mahkum edildiğini belirten Guterres, ülkedeki insani durumun korkunç boyutlara geldiğini dile getirmişti.
Söz konusu çok uluslu gücün BM'nin siyasi ya da askeri gücü olmayacağının altını çizen Guterres, üye ülkeler tarafından oluşturulan "dirençli bir güvenlik gücünün" Haiti polisine destek sağlayacağını kaydetmişti.
BM, Haiti'ye ilişkin hazırladığı raporda çete şiddeti sonucu ocak ile haziran ayları arasında 3 bin 500 kişinin öldürüldüğünü, çok sayıda kaçırma olayı yaşandığını duyurmuştu.


Slovakya’da yarışı önde tamamlayan Fico kampanya boyunca Ukrayna'ya askeri yardımı sona erdirilmesi vadinden bulunmuştu.
Slovakya’da düzenlenen genel seçimleri resmi olmayan sonuçlara göre, “Rusya yanlısı” eski Başbakan Robert Fico önde tamamladı.
Bununla birlikte Fico’nun Meclis’te çoğunluğu sağlayıp, hükümeti kurabilmesi için başka bir partiyle koalisyona gitmesi gerekiyor.
Seçim öncesi anketlerde daha şanslı gösterilen Batı yanlısı liberal eğilimli Yenilikçi Slovakya Partisi (Progressive Slovakia) seçim yarışında ikinci sırayı aldı.
Fico seçim kampanyası boyunca Ukrayna'ya askeri yardımı sona erdirilmesi vadinden bulunmuştu.
5 buçuk milyon nüfuslu Slovakya'da seçimlere 25 parti ve ittifak katıldı.
AB seçim sonuçlarını nasıl karşılayacak?
Seçimlerde Rusya yanlısı partinin birinci çıkmasının, AB üyelerini ciddi bir şekilde rahatsız etmesi bekleniyor.
Seçimlerde ilk sırayı alan Fico’nun SMER-SSD Partisi yüzde 23.37, ikinci sıradaki Liberal Parti yüzde 16.86 ve HLAS Partisi ise yüzde 15 oranında oy aldı.
Fico'nun sol eğilimli olduğu iddiasında olan partisi AB’ye göre “daha milliyetçi ve sosyal açıdan muhafazakar” bir tablo çiziyor.
Liberal eğilimli Yenilikçi Slovakya Partisi ise çevre ve LGBTI ve insan hakları alanında Brüksel’e daha yakın dururken, Rus işgaline karşı Ukrayna’ya daha fazla destek veriyor.
https://tr.euronews.com/2023/10/01/slovakyada-secimleri-rusya-yanlisi-aday-kazandi-koalisyon-olmadan-hukumet-kurulamayacak
George Soros’un vakıfları Avrupa’dan çekiliyor

Doksanlı yıllardan itibaren öncelikle Doğu Avrupa’nın ve dünyanın pek çok ülkesinin siyasi çehresinin değişmesinde önemli rol oynayan Açık Toplum Vakfı ve kuruluşlarının Avrupa’dan çekileceği açıklandı.
Karara göre vakıflar kademeli bir şekilde küçülecek ve 2024 yılında da Avrupa’daki faaliyetlerine tamamen son verecek.
Kararın açıklanmasına paralel olarak Open Society kuruluşunun Avrupa’daki üç büyük merkezi olan Londra, Berlin ve Barcelona’da işten çıkarmaların başladığı da açıklandı.
George Soros tarafından kurulan vakıfların Avrupa’yı neden terk ettiğiyse pek açık değil.
Açıklamalarda bir yandan kurumun uzun vadeli stratejik amaçlarında radikal değişikliklere gidildiği, Avrupa yerine dünyanın farklı bölgelerine ağırlık verileceği, bu nedenle de mali kaynaklara gereksinim olduğu vurgulanırken; bir yandan da Avrupa Birliği’nin Açık Toplum vakfının öngördüğü amaçlara merkezi olarak kaynak ayırdığı, dolayısıyla Soros vakıflarına Avrupa’da çok gereksinim kalmadığının da altı çiziliyor.
Ancak yorumcular Soros vakıflarının Avrupa’yı terk etmesinin ardında bazı Avrupa ülkelerinde ve özellikle Doğu Avrupa’da Açık Toplum Vakfı’na karşı hükümetler düzeyinde yükselen muhalefet olduğuna da dikkat çekiyorlar.
90'lı yıllarda Doğu Bloku ülkelerinde hukuk devleti ve demokratik bir toplumsal yapı oluşması faaliyetlerine çok büyük kaynaklar ayıran Açık Toplum Vakfı’nın strateji değişikliğinde, “Soros İmparatorluğu” olarak adlandırılan Soros’un fonlarının idaresinin ağırlıklı olarak George Soros’un oğlu Alexander Soros’a devredilmesinin payının büyük olduğu vurgulanıyor.
Oğul Alexander'ın etkisi
Aralık ayında Açık Toplum Vakfı’nın yönetimini resmen devralan 37 yaşındaki Alexander Soros, vakıfların faaliyetlerinde yeni bazı amaçların öne çıkacağının işaretini vermişti.
Bunlar arasında en önemlileri de seçmen hakları, kürtajın desteklenmesi ve kadın erkek eşitliğine ağırlık verilmesi idi.
Alexander Soros bundan böyle Avrupa’ya, küresel sorunların içinde tuttuğu yer kadar önem verileceğini de kendisiyle yapılan bir röportajda vurgulamıştı.
2. Dünya Savaşı sonrasında Macaristan’ı terk eden bir Macar Yahudi ailesi çocuğu olan ve daha sonra mali spekülasyonlarla 25 milyar dolarlık bir mali güce sahip olan George Soros’un vakıf faaliyetleri demokratik hakların ve azınlık haklarının genişletilmesini hedefliyor ve bu yüzden de belli kesimler tarafından desteklenmesine rağmen, ülkelere siyasi müdahalede bulundukları, ulusal çıkarları zedeledikleri iddialarıyla da eleştiriliyordu.

Hollanda Güvenlik ve Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz’ün, 22 Kasım’da yapılacak erken genel seçime, iktidar ortağı Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi’nin lideri olarak girmesi kesinleşti.
Seçimleri kazanması durumunda Ankara doğumlu Yeşilgöz’ün, Hollanda’nın ilk kadın başbakanı olmasının yolu da açılmış oldu.
Ülkenin en büyük partisi liberal sağ eğilimli VVD’de, Genel Başkan ve Başbakan Mark Rutte, iltica planı krizi nedeniyle hükümetin düşmesinin ardından siyaseti bırakma kararı almıştı.
VVD yetkili kurulları ile örgütler, Rutte’nin yerine oy birliği ile Yeşilgöz’ü aday gösterdi.
Parti içinden farklı isimlerin de adaylık sinyali vermesi üzerine, yönetim tarafından 13 Ağustos’a kadar süre tanındı.
Ancak Pazar geceyarısına kadar VVD Genel Başkanlığı için herhangi bir başvuru olmadı. Böylece tek aday olan Dilan Yeşilgöz’ün liderliği kesinleşmiş oldu.
Yeşilgöz, VVD liderliğinin kesinleşmesini, "büyük bir onur" olarak değerlendirdi.
Büyük bir enerjiyle çalışmaya başlayacağını ve yapacak çok şeyleri bulunduğunu vurgulayan Yeşilgöz, “Birlikte ve Hollanda için fikirlerimizle, bu seçimlerde en büyük parti olmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi.
Yeşilgöz, 22 Kasım Çarşamba yapılacak erken genel seçimde, VVD’nin Başbakan adayı olarak yarışacak.
VVD’nin seçimden birinci çıkması durumunda, 46 yaşındaki Ankara doğumlu politikacıya Hollanda’nın ilk kadın Başbakanı olma yolu açılacak.
İltica politikası
İlk kez 2017'de Hollanda Temsilciler Meclis’ne seçilen Yeşilgöz, Ekonomik İşler ve İklim Politikası’ndan sorumlu Devlet Bakanlığı görevinde bulundu.
Yeşilgöz, geçen yıl yapılan seçimlerin ardında da hükümette Güvenlik ve Adalet Bakanı olarak yer aldı.
Yeşilgöz, yeni hükümet kurulana kadar bu görevine devam edecek.
Seçimlerin en önemli gündem maddelerinden biri de, Yeşilgöz’ün bakanlığının sorumlu olduğu iltica ve göç konusu olacak.
Kendisi de iltica yoluyla Hollanda’ya gelen Yeşilgöz’ün partisi tarafından hazırlanan katı iltica planı, koalisyon hükümetinin düşmesine yol açmıştı.
VVD tarafından hazırlanan plan, savaş mültecilerine aile birleşimini sınırlamayı ve çatışmalar bitikten sonra bu kişilerin ülkelerine geri gönderilmesini içeriyor.
Hükümetin küçük ortağı Hıristiyan Birliği Partisi (CU) ile Demokratlar 66 Partisi’nin (D66) plana karşı çıkması üzerine hükümet düşmüştü.
Katı göç ve iltica politikası nedeniyle sağ seçmenin VVD’nin desteğini devam ettirmesi bekleniyor.
VVD, kamuoyu yoklamalarında yeni kurulan Çiftçi Vatandaş Haraketi Partisi (BBB) ile birlikte ilk sıralarda yer alıyor.
Dilan Yeşilgöz kimdir?
Dilan Yeşilgöz, Türk kökenli bir anne ile Kürt kökenli bir babanın çocuğu olarak 1977 yılında Ankara’da dünyaya geldi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) bünyesinde sendikacılık yapan babası Yücel Yeşilgöz, 12 Eylül askeri darbesi sonrası Hollanda’ya kaçarak sığınma talebinde bulundu.
Dilan Yeşilgöz de 1984 yılında annesi ve kız kardeşiyle birlikte önce tekneyle Yunanistan'ın Kos adasına, oradan da Hollanda’ya geldi.
Amsterdam Özgür Üniversitesi’nde sosyal bilimler eğitimi alan Yeşilgöz, sağlık sektörü yöneticisi Rene Zegerius ile evli.
IŞİD, örgütün liderinin öldürüldüğünü doğruladı
IŞİD, örgütün liderinin öldürüldüğünü doğruladı

IŞİD, örgütün lideri Ebu Hüseyin El Hüseyni El Kureyşi'nin öldüğünü doğruladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen Nisan'da El Kureyşi'nin Türk istihbarat güçleri tarafından öldürüldüğünü söylemişti.
Erdoğan, “MİT DAEŞ’in sözde lideri Ebu Hüseyin el Kureyşi kod adlı şahsı uzun süredir takip ediyordu. Bu şahıs, Milli İstihbarat Teşkilatımızın dün Suriye'de gerçekleştirdiği bir operasyonla etkisiz hale getirildi" demişti.
Anadolu Ajansı (AA), o dönem yaptığı bir haberde, MİT'in Suriye'de 4 saatlik operasyonla Kureyşi'yi etkisiz hale getirdiğini, Kureyşi'nin yakalanacağını anlayınca üzerindeki intihar yeleğini patlattığını yazmıştı.
IŞİD sözcüsü, örgütle bağlantılı Telegram kanallarında yayımlanan ses kaydında, Kureyşi'nin İdlib'de Hayat Tahrir El-Şam örgütüyle "doğrudan çatışmalarda öldüğünü" söyledi.
Sözcü, El Kureyşi'nin tam olarak ne zaman öldürüldüğü hakkında ayrıntı vermedi ve öldürülen liderin yerine Ebu Hafs El Haşimi El Kureyşi'nin geldiğini belirtti.
Sözcü ayrıca, İdlib vilayetinde silahlı muhaliflerin elindeki bölgeleri kontrol eden Hayat Tahrir El-Şam örgütünün IŞİD liderini öldürdükten sonra cesedini Türkiye'ye teslim ettiğini savundu.
HTŞ, IŞİD liderini hedef alan herhangi bir operasyonu üstlenmedi.
IŞİD, HTŞ'yi Ankara'nın çıkarları doğrultusunda çalışmakla suçluyor.
Yüksek Askeri Şura kararları açıklandı. Kararların ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesi büyük ölçüde yeniden şekillendi. Genelkurmay Başkanlığına, II. Ordu Komutanı Orgeneral Metin Gürak getirildi. Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı oldu. Muharip Hava Kuvvetleri Komutanı Ziya Cemal Kadıoğlu da Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na atandı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda ise değişiklik yaşanmadı. Kararlar kapsamında TSK’da bir de ilk yaşandı. TSK’da ilk kez kadın general ataması yapıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda Kurmay Albay Gökçen Fırat, YAŞ kararları kapsamında tuğamiralliğe terfi ettirildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki terfi ve atamaların belirlendiği Yüksek Askeri Şura toplantısı gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen toplantı 3 saat sürdü.
Toplantıda alınan kararlarla, TSK'nın komuta kademesinde köklü değişiklikler oldu.
METİN GÜRAK GENELKURMAY BAŞKANLIĞINA GETİRİLDİ
Yaşar Güler’in Milli Savunma Bakanlığı’na getirilmesinin ardından Genelkurmay Başkanlığına kimin atanacağı merak ediliyordu.
Genelkurmay Başkanlığı’na II. Ordu Komutanı Metin Gürak atandı.

İKİ KUVVET KOMUTANI EMEKLİYE SEVK EDİLDİ
Kara ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda da değişiklikler oldu.
Kara Kuvvetleri Komutanı Musa Avsever yaş haddi nedeniyle, Hava Kuvvetleri Komutanı Atilla Gülan ise kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edildi.
Deniz Kuvvetleri Komutanı Ercüment Tatlıoğlu, görevine devam edecek.

BAYRAKTAROĞLU VE KADIOĞLU KUVVET KOMUTANI OLDU
YAŞ toplantısında, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’nun getirilmesi kararlaştırıldı.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ise Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu getirildi.

TSK'DA BİR İLK YAŞANDI
Atamalarla birlikte dikkat çekici bir terfi de yaşandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde ilk defa kadın general ataması yapıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda Kurmay Albay Gökçen Fırat, YAŞ kararları kapsamında tuğamiralliğe terfi ettirildi.
Fırat daha önce Türkiye’nin ilk savaş gemisi komutanlığı görevini de yapmıştı

365 ALBAYIN GÖREV SÜRELERİ 2 YIL UZATILDI
30 Ağustos 2023 tarihinden geçerli olmak üzere 32 general ve amiral bir üst rütbeye, 63 albay ise general ve amiralliğe yükseltildi.
24 general ve amiralin görev süreleri bir yıl, 365 albayın görev süreleri ise 2 yıl uzatıldı.
2 general yaş haddi nedeniyle 1 Eylül 2023'ten, 41 general ve amiral kadrosuzluk nedeniyle 30 Ağustos 2023'ten geçerli olarak emekliye sevk edildi.
Halen 266 olan general ve amiral sayısı, 30 Ağustos 2023 tarihi itibarıyla 286 olacak.

TERFİLER
30 Ağustos 2023 tarihinden geçerli olmak üzere, Kara Kuvvetleri Komutanlığından korgeneraller İrfan Özsert ve Kemal Yeni orgeneralliğe; Hava Kuvvetleri Komutanlığından Korgeneral İsmail Güneykaya orgeneralliğe; Kara Kuvvetleri Komutanlığından tümgeneraller Zorlu Topaloğlu, Sezai Öztürk ve Mustafa Oğuz korgeneralliğe; Deniz Kuvvetleri Komutanlığından Tümamiral İbrahim Özdem Koçer koramiralliğe; Hava Kuvvetleri Komutanlığından tümgeneraller Erdoğan Gür ve İsmail Üner korgeneralliğe terfi ettirildi.
Kara Kuvvetleri Komutanlığından tuğgeneraller Burhan Aktaş, Mehmet Özeren, Özkan Ulutaş, Mehmet Yasin Kalın, Faruk Metin, Mehmet Cafer Aksoytürk, Ertan İnaltekin, Subutay Adaş, Murat Ataç, Hurşit Ağırcan, Mücahit Zorlutuna, Ahmet İbiş, Hakan Tunç ve Osman Alp tümgeneralliğe; Deniz Kuvvetleri Komutanlığından tuğamiraller Mehmet Baybars Küçükatay, Alper Yeniel, İsmail Güldoğan, Refik Levent Tezcan, Ramazan Özoğul ve Hüseyin Tığlı tümamiralliğe; Hava Kuvvetleri Komutanlığından tuğgeneraller Kemal Turan, Hayrettin Koca ve Ertunç Ertufanlı tümgeneralliğe yükseltildi.
KADROSUZLUK NEDENİYLE EMEKLİYE SEVK EDİLENLER
Normal bekleme süresini tamamlayarak, kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilen general ve amiraller şöyle:
“Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan Korgeneral Yavuz Türkgenci ve Sinan Yayla, Tümgeneral Selami Arslan, Tuğgeneral Ahmet Kasa, Alper Eser, Hikmet Yokarıbaş, Zekeriya Yalçın, Oğuz Baykal ve Mustafa Üstün,
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan Tuğamiral Bülent Turan, Yavuz Kılıç, Fikret Esin, Mustafa Turhan Ecevit, Semih Ozangüç, İmran Alparslan Demirbilek, Fuat Gedik ve Ramis Akın,
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan, Tümgeneral Olcay Yılmaz, Tuğgeneral Necati Gündüz, Bülent Çetin, Tansel Çokuysal ve Durmuş Aydemir.”
BEKLEME SÜRESİNİ TAMAMLAMADAN EMEKLİ EDİLENLER
Normal bekleme süresini tamamlamadan kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilen isimler ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan Korgeneral Yılmaz Yıldırım, Tümgeneral Halil Soysal ve Rafet Kılıç, Tuğgeneral Zafer Uğur, Hasan Paçalı, Mehmet Ateş, Erkan Karan, Abdülkadir Fehmi Bilgin, Ender Güner, Mehmet Kurugül, Burak Asal ve Abdülkadir Akturan, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan Koramiral Aydın Şirin, Tuğamiral Nejat İnanır ve Burak Akçay, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan Tuğgeneral Mustafa Tarkan Gümüş, Ercan Erzincan ve Selahattin Akalp oldu.
Cumhurbaşkanlığının internet sitesinde yayımlanan listeye göre, bir üst rütbeye yükseltilen general/amiral ve albaylar şöyle sıralandı:
Kara Kuvvetleri Komutanlığı
Orgeneralliğe Terfi Ettirilen Korgeneraller
- İrfan Özsert
- Kemal Yeni
Korgeneralliğe Yükseltilen Tümgeneraller
- Zorlu Topaloğlu
- Sezai Öztürk
- Mustafa Oğuz
Tümgeneralliğe Terfi Ettirilen Tuğgeneraller
- Burhan Aktaş
- Mehmet Özeren
- Özkan Ulutaş
- Mehmet Yasin Kalın
- Faruk Metin
- Mehmet Cafer Aksoytürk
- Ertan İnaltekin
- Subutay Adaş
- Murat Ataç
- Hurşit Ağırcan
- Mücahit Zorlutuna
- Ahmet İbiş
- Hakan Tunç
- Osman Alp
Tuğgeneralliğe Terfi Ettirilen Albaylar
- Şükrü Bilir
- Ferudun Bircan
- Şener Kopal
- Barbaros Dağlı
- İsmail Özcan
- Abdullah Soydemir
- Serkan Bircan
- Murat Yeşilköy
- Üzeyir Durmuş
- Ersin Dinçer
- Bahattin Karademir
- Özkan Şenol
- Mustafa Büyükköroğlu
- Erhan Yeşil
- Barış Terzibaş
- Mustafa Samancı
- Kemal Çakıroğlu
- Ahmet Aşık
- Ahmet Yaşar Dener
- Ufuk Hilmi Orhan
- Ümit Yücelen
- Bülent Tarhan
- Mesut Koçak
- Gaffar Gören
- Ozan Nas
- Turgut Muhammet Çalışkanlar
- Muharrem Eminoğlu
- Ahmet Hatip
- Mehmet Açık
- Ahmet Uğurlu
- Serdar Konak
- Mustafa Yeter
- Erdoğan Çetin
- Coşkun Çelik
- Murat Çatak
- Erdoğan Çatal
- Yunus Gündüz
- Mustafa Sadi Kahyaoğlu
- Hakan Bora Budak
- Hakan Kesgin
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı
Koramiralliğe Yükseltilen Tümamiral
- İbrahim Özdem Koçer
Tümamiralliğe yükseltilen Tuğamiraller
- Mehmet Baybars Küçükatay
- Alper Yeniel
- İsmail Güldoğan
- Refik Levent Tezcan
- Ramazan Özoğul
- Hüseyin Tığlı
Tuğamiralliğe Terfi Ettirilen Albaylar
- Erhan Akbayrak
- Gökçen Fırat
- Koray Vural
- Kenan Kaan Türkkan
- Ali Tuna Baysal
- Eren Günay
- Zeki Aktürk
- Hamdi Abanoz
- Salim Kalender
- Cemalettin Çiftçi
Hava Kuvvetleri Komutanlığı
Orgeneralliğe Yükseltilen Korgeneral
- İsmail Güneykaya
Korgeneralliğe Yükseltilen Tümgeneraller
- Erdoğan Gür
- İsmail Üner
Tümgeneralliğe Yükseltilen Tuğgeneraller
- Kemal Turan
- Hayrettin Koca
- Ertunç Ertufanlı
Tuğgeneralliğe Terfi Ettirilen Albaylar
- Kemal Güleç
- Yusuf Karuk
- Hasan Volkan Güleryüz
- Ahmet Seyfi Selçuk
- Ali Kamil Taşlıcalı
- Levent Eğren
- Cuma Göktürk
- Samet Yüksel
- Kadir Bahadır Harmankaya
- Mustafa Kemal Pektaş
- Mustafa Baş
- İbrahim Galın
- Halil Hilmi Öz
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: ORDUMUZ VE MİLLETİMİZ İÇİN HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLİYORUM
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, YAŞ kararlarının açıklanmasının ardından sosyal medyada bir paylaşım yaptı.
Erdoğan paylaşımında, "Yüksek Askeri Şura kararlarının kahraman ordumuz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ülkemize eşsiz hizmetlerde bulunan tüm komutanlarımıza şükranlarımı sunuyor, yeni görev tevdi edilenlere Allah'tan muvaffakiyetler niyaz ediyorum." ifadelerini kullandı.
Kamboçya Başbakanı Hun Sen, 40 yıldır devam ettiği başbakanlık görevinden istifa etti. Başbakanlık görevini Hun Sen'in oğlu Hun Manet devralacak.

Kamboçya Başbakanı Hun Sen, görevinden istifa ettiğini ve yerine oğlu Hun Manet'in getirileceğini duyurdu.
Başbakan Hun Sen, yaklaşık 40 yıldır devam ettiği başbakanlık görevinden istifa duyurusunu Kamboçya Halk Partisinin (CPP) 23 Temmuz'da gerçekleşen seçimleri kazanmasının ardından yaptı.
CPP lideri Hun Sen, başbakanlık görevinden 3 hafta içinde ayrılacağını ve görevi oğlu Hun Manet'in devralacağını açıkladı.
Hun Sen, oğlunun başbakanlık görevine Kamboçya Ulusal Seçim Komitesinin nihai seçim sonuçlarını yayımlamasının ardından başlayacağını belirtti.
SENATO BAŞKANI OLMASI BEKLENİYOR
Başbakan Hun Sen, televizyonda yayınlanan açıklamasında, kararından Kamboçya Kralı Norodom Sihamoni'yi haberdar ettiğini ve kralın da hemfikir olduğunu aktardı.
Öte yandan, görevinden istifa eden Hun Sen'in ülke yönetiminden uzaklaşmayarak, kariyerine senato başkanı olarak devam etmesi bekleniyor.
HUN MANET, GENEL KURMAY BAŞKANI OLARAK ATANMIŞTI
Başbakanlık görevini devralması planlanan Hun Manet, 20 Nisan 2023'te Genelkurmay Başkanı olarak atanmıştı.
CPP Merkez Komitesi, 24 Aralık 2021’de Hun Manet'i oy birliğiyle "geleceğin başbakanı" seçmişti
Kamboçya Ulusal Seçim Komitesinin resmi olmayan seçim sonuçlarına göre iktidardaki Kamboçya Halk Partisi meclisteki 125 koltuğun 120'sini kazandı.
Ulusal Seçim Komitesi, resmi seçim sonuçlarını 9 Ağustos ila 4 Eylül arasında açıklayacak.
İspanya'da sandıktan hükümeti kuracak sonuç çıkmadı
Seçimlerden ne mevcut iktidardaki sol koalisyon ne de muhalefetteki sağ partiler meclis çoğunluğunu yakaladı. Ana muhalefetteki sağ görüşlü Halk Partisi birinci parti çıksa da hükümeti kuracak çoğunluğu elde edemedi.

İspanya'da yapılan erken genel seçimlerde, resmi rakamlara göre yüzde 96 açılan sandık oranı ile mevcut durumda iktidardaki sol da muhalefetteki sağ siyasi partiler de meclis çoğunluğunu elde edip hükümeti kuracak sonuç çıkaramadı.
İçişleri Bakanlığının verdiği rakamlarda, sandıkların yüzde 96'sının açılma oranına göre 350 sandalyeli mecliste en fazla milletvekili çıkaran siyasi parti 136 ile ana muhalefetteki sağ görüşlü Halk Partisi (PP) oldu.

PP'nin olası bir hükümet için önünde tek seçenek aşırı sağ görüşlü Vox partisi ile koalisyon kurmaktı.
Ancak Vox ile PP'nin milletvekilleri sayısının toplamı 169'da kalırken, güvenoyu için gerekli olan 176 meclis çoğunluğuna ulaşamadı.
Aşırı sağcı Vox'un son seçimlerde 52 olan milletvekili sayısı bu seçimlerde 33'e geriledi.
Yaklaşık bir yıl önce PP'nin başkanlığına seçilen Alberto Nunez Feijoo, partisinin milletvekili sayısını 47 artırıp, seçimden birinci parti çıkmasını sağlasa da, mecliste Vox dışındaki diğer siyasi gruplardan destek alma olasılığı çok zor gözüküyor.
Bu seçimlerde kendisine şans vermeyen anketleri haksız çıkartan iktidardaki sol koalisyon ise çok az da olsa oylarını artırdı. Ama yine meclis çoğunluğunun gerisinde kaldı.
Son 3,5 yıldır mecliste azınlıkla iktidarda olan koalisyonun büyük ortağı Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) 122 ve küçük ortağı Unidas Podemos'un yerine alternatif olarak sol partilerin ittifakından kurulan Sumar partisi 31 milletvekili çıkardı.
PSOE ve Sumar'ın toplam milletvekili sayısı 153'te kaldı.
PSOE ve Sumar seçim kampanyası boyunca birbirlerini "doğal koalisyon ortağı" olarak tanımlarken, ayrılıkçı Bask ve Katalan siyasi partilerin (EH Bildu, PNV, ERC, JxCAT) dışarından destek vermesi halinde hükümetin kurulması ve şimdiki Başbakan Pedro Sanchez'in bu görevine 4 yıl daha devam etme olasılığı bulunuyor.
Ülkedeki siyasi takvim gereği 17 Ağustos'ta meclis ve senatonun açılması öngörülüyor.
Diğer yandan seçimlere katılım oranı yüzde 70 seviyesinde kaldı.
İçişleri Bakanlığının açıkladığı verilere göre 350 sandalyeli meclisteki milletvekili dağılımı şu şekilde oluştu: PP 136, PSOE 122, Vox 33, Sumar 31, Katalonya'da faaliyet gösteren partilerden Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) 7, Katalonya için Birlik (JxCAT) 7, Bask bölgesinde faaliyet gösteren EH Bildu 6, Bask Milliyetçi Partisi (PNV) 5, diğerleri 3.
Senato'daki 208 sandalyenin dağılımı: PP 109, PSOE 84, Sol ittifak 8, Bask Milliyetçi Partisi 4, diğerleri 3.
İspanya'da 10 Kasım 2019'da yapılan genel seçimlere göre 350 sandalyeli meclisteki milletvekili dağılımı şu şekildeydi: PSOE 120, PP 89, Vox 52, Unidas Podemos 26, Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) 13, Vatandaşlar (C's) 10, diğer siyasi partiler 40.

Son Giriş: 44 dk. önce
Son Mesaj Zamanı: 1 sa.
Mesaj Sayısı: 3.682
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 10.188
İkinci El Bölümü Mesajları: 0
Konularının görüntülenme sayısı: 141.836 (Bu ay: 1.206)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 23.737 (Bu hafta: 2)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Konu Dışı / Off Topic

