Şunu unutma o süreler hep ilk önce çocuklara saldırıyorlar. Eğer sehirlerde nsanlar olmasa pekçok çocuk sag bile kurtulamadı! Ölümden dönüyorlar. Bak insanların görmediği bir yerde çocuk parcalanarak yenildi! Sehirde de aynısı defalarcakez oluyor ancak aileler kurtarıyor çocukları vahşi şekilde can vermekten!
Son dakika... Van'da köpeklerin saldırdığı 6 yaşındaki çocuk öldü https://www.milliyet.com.tr/gundem/son-dakika-vanda-kopeklerin-saldirdigi-6-yasindaki-cocuk-oldu-6506702Biraz insan olun! < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Hollandada neden sokaklarda hiç köpek yok? (3. sayfa)



-
-
Usta Avrupadan bir lkede bizimki kadar can kaybı olsa, nfial yaratan ölüm olsa acil kurtarma planına fecip 1 adet sokakta hayvan bırakmazlardı. Fakat burada insan hayatının çöpten fazla değeri yok. Kaç kişi öldü, kaç kişi trafik kazalarında pisi pisine can verdi. Sokaklar pislik içinde, nsanlar geceleri çıkamıyor.
Ancak bu ilkel - yabani memlekette köpek insansan değerli görülüyor. Bu Ortadoğulu zihniyetidir. Uygarlık önce İNSAN'dır.
Hayvansever im diye gezinen tiplere bugun o uygar insan gibi yasaması I saglayan butun kaynakları insanlar sunuyor yine fakat bunlar toplumuna ihanet ediyorlar. Onca can bir hiç ugruna yokolmasına ragmen hala köpeği değerli görüyorlar. Utanıyorum bu insanımdite gezen tiplerden artık, inanın utanıyorum?!
Br sonraki vahşet haberini bekliyoruz elimiz kolumuz baglı. Basına yansımayan kaç yaralama, kaç trafik kazası var söylemiyorum bile...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 27 Kasım 2022; 13:23:44 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Alakasız tespitler.
Bir kere sokaktaki hayvanlara düzenli mama veren, onlarla ilgilenen hemen bütün hayvanseverlerin evlerinde maddi imkanlarının izin verdiği sayıda hayvan var. Zaten bir insan durup dururken hayvansever olmuyor ya da hayvansever doğmuyor. Ne zaman evine bir kedi köpek aldı, o zaman başlıyor sokaktaki hayvanlarla empati kurmak. Onun için böyle boyundan büyük boş laflar etmeyin. Her hayvanseverin evinde en az 1 kedi köpek zaten var ki çoğunda birden fazla hayvan var. Bende sokaktan aldığım 2 kedi var. Benim gbi hayvan gönüllüsü olan bir gruba takılıyorum. hepsinin evinde en az 2-3 tane kedi-köpek var ve sokaktan alınan, pet-şoplardan değil.
İkincisi, bugün kısırlaştırma yapılan hayvanların çoğunu o hayvanseverler barınaklara götürüp kısırlaştırıyor. Sen sanıyor musun ki belediyeler toplayıp kısırlaştırıyor? Bir gün bir barınağın kapısında bekle bir süre. bak bakalım kimler barınaklara kısırlaştırma için sokak hayvanı getiriyor Sokakta hayvan olmasından en çok muzdarip olan bizleriz çünkü sokaktaki hayvanları beslemek için her ay bütçemizden belli bir para ayırmak zorunda kalıyoruz. Sokakta hayvan olmaması en çok bizim işimize gelir. Ben salak mıyım durup dururken her ay 3-5 bin lira mamaya para vermekten zevk alayım. Sokakta hayvan olmazsa o para benim cebime kalacak. Ben niye sokakta hayvan olsun isteyeyim.
Peki sokaktaki hayvanları niye besliyoruz?
Çünkü;
- Evimizde beslediğimiz hayvanlardan bir farkı olmadığını anladık. Evimizdekiler ne kadar değerliyse onlar da o kadar değerli ve vicdanlarımız o hayvanların aç kalmasına razı gelmiyor.
- Mama vererek bize alışmalarını ve böylece yakalayıp kısırlaştırılmalarını sağlıyoruz. Bugüne kadar 2 sokak köpeği ve 40 kadar kedi kısırlaştırdım ve bunu onlara mama vererek başardım. mama vermeseydim yakalayamazdım onları.
- Aç hayvan daha saldırgan olur. Onları doyurarak saldırganlıklarını bir nebze olsun önlüyoruz.
Bizler de sokakta hayvan olmasın istiyorsak sorun ne?
Sorun;
- Hiç bir hayvanın öldürülmesini istemiyoruz. Bu tür çözüm önerilerini kabul etmiyoruz.
- Barınakların çoğu feci halde, insanlık dışı şartlarda hayvanlar tutuluyor. Özellikle AKP'li belediyelerin barınakları Auschwitz kampı gibi. Son örneğini de işte Konya'da gördük. hayvanseverler bu yüzden barınaklara karşı çıkıyor. Yoksa adam gibi barınağa kimse karşı çıkmaz. Ben aynı zamanda barınak gönüllüsüyüm. Her hafta barınağa gidip barınak temizlik ve bakım işlerine yardım ediyorum. Bizim burada CHP'li belediye var ve başkanı hayvansever. barınağı gönüllülere açıyor çünkü saklayacağı bir şey yok ama pek çok barınak gönüllüleri içeri almıyor çünkü hayvanların içler acısı halleri görülsün, ifşa olsun istenmiyor. Hayvanseverler barınaklara alınmadıkları için de bu barınaklara karşı çıkıyorlar..
Çözüm:
Çözüm belediyelerle bu iş olmaz. Bu iş için Hollanda modelini öneriyorum. Hollanda'da bugün sokaklarda tek hayvan yok ve bunu dünyada başaran ilk ve halen tek ülke (çoğu insan medeni ülkelerin sokaklarında hayvan olmadığını sanır ama bu doğru değil. Hemen hepsinde var. Sadece göze batmayacak kadar azlar ve görüldüklerinde toplanıyorlar). Ama Hollanda bunu tek bir köpeği dahi öldürmeden başardı. Evet, Hollanda da tek bir sokak köpeği bile öldürülmedi.
How did the Netherlands become the first country without stray dogs? – DutchReview
The Netherlands Homed Literally All of Its Street Dogs (livekindly.com)
Not: Holland'daki bütün barınkalar "no-kill shelter" (öldürmenin/uyutmanın yasak olduğu barınak) statüsündedir.
İşte biz hayvanseverler Hollanda örneğindeki gibi, insani ve vicdani çözümler istiyoruz. Yoksa biz salak mıyız yahu bu hayvanlar sokakta olsun isteyelim. her ay ciddi paralar veriyoruz hepimiz. Mama lobisi falan da cebimize para koymuyor. Kim uyduruyor bu safsataları bilemiyorum.
-
Madem kıyaslama yapacaksınız, biraz adil olun. Hollanda'daki ya da modern ülkelerdeki barınaklar ile Türkiye'deki barınaklar aynı mı? Oradaki çalışan, iş ahlakına sahip insanlar ile burada çalışan varlıklar aynı mı? Türkiye'de barınaklarda hayvanlar günlerce aç ve susuz bırakılıyor, kendi pisliği, dışkısı içinde yaşıyor. Kafasına kürekle vurularak öldürülüyor barınakta.
Türkiye'deki barınaklar güven veren yerler olsaydı zaten, hayvan severlerin çoğunluğu karşı çıkmazdı barınaklara.
-
Yurtdışında genelde olayı olunca hayvanlar itlaf ediliyor. Ben Birleşik Krallık'ta yaşamıştım. Evde veya sokakta (sahipli) köpek saldırdığı zaman direk itlaf ediliyor. Barınağa falan gitmiyor. Ayrıca köpeğin sahibi hapis cezası veya köpek sahiplenme yasaklaması gibi cezalar alabiliyor
-
önce senin gibileri dava etmek lazım.
-
Aklı başında yorumunuz için teşekkür ederim. Sizin kadar aktif emek harcamıyorum, ancak ben de evimde sokağa atılmış bir kedi bakıyorum ve gelirimin uygun gördüğüm bir miktarını sokak hayvanlarını besleyen yakınlarım vasıtasıyla düzenli hibe ediyorum.
Size sormak istediğim soru şu:
Bahsettiğiniz barınak modelinin ülkemizde uygulanması için gerekli şartlar var mıdır?
Bence üçüncü havalimanı bile yapılmasa ve devletimiz bu sorunun çözülmesi için bütçe ayırsa, ben bir vatandaş olarak razıyım. Ama aktivist arkadaşlar bu işin fizibilitesini yapmışlar mı? Yapmışlarsa uygulanabilir bir çözüm mü Hollanda’daki? Ben çünkü “mecburen” ve “şartlar” gereği belli bir süre sahiplenilmeyen hayvanların insani bir şekilde uyutulması gerektiğini düşünüyorum. Belki gaddarca gelebilir, ama dediğim gibi önce can sonra canan mantığıyla.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Çocukken 10'a yakın sokak köpeği beslemiş biriyim. Amiyane tabiriyle it peşinde koşarak büyüdüm. Hatta bu köpekler gözümüzüm önünde belediye tarafından zehirlendi. Buna rağmen köpeklerin hayatını insan hayatının önüne koymuyorum. İş zıvanadan çıktı. Türkiye'deki tartışmaların hiçbir rasyonel yönü yok. Bakın uluslararası kuruluşlar bile sokak hayvanı popülasyon kontrolü için çok güzel çerçeveler çizmişler (https://www.woah.org/fileadmin/Home/eng/Internationa_Standard_Setting/docs/pdf/A_TAHSC_Sept_2009_Part_A_b_.pdf)
Bir şekilde bu hayvanarın itlaf edilmesi gerekiyor. Bir batında 5-6 tane doğuran bir hayvan türü yüksek refah seviyesinde yaşatamazsınız. Bu arada yukarıdaki belgenin sonunda itlaf yöntemleri bile tüm yönleriyle incelenerek listelenmiş. Google Translate vb araçlarla bile olsa göz atmanızı öneririm.
-
Bugün Hollanda, Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, Polonya ve evet Hindistan gibi ülkelerde sokak hayvanlarını zorunlu durumlar (ağır hastalık, kaza, yaşlılık, bunama, kuduz vb.) dışında barınaklarda öldürmek yasak. Hollanda sokak hayvanlarını öldürmenin yasak olduğu tek ülke değil. Hayvan düşmanı mahluklar sürekli ilkellik olarak Hindistan'ı örnek veriyor ama Hindistan'da sokak hayvanlarının öldürülemeyeceğine dair yasa var. Fakirlikten, 3. dünya ülkesi olmaktan değil, vicdani sebeplerden öldürmüyorlar. Hem yukarda Pakistan'da da sokak köpekleri var ama oralarda köpekler kamu eliyle öldürülüyor. Hindistan örneği yanlış bir örnek.
Hollanda sokak hayvanlarını öldürmenin yasak olduğu tek ülke değil demiştim. Almanya, Fransa, İtalya, ispanya ve Polonya da da köpekler uyutulmuyor ama Hollanda modeli farklı bir model. Hollanda'da hayvan hakları yasası ilk kez 1864 yılında çıkmış. Düşün biz Hollanda'nın ne kadar gerisindeyiz.
Hollanda örneği barınak örneği de değil. Hollanda örneği topyekün bir örnek.
- Hollanda'da hayvan hakları yasası hayvanına kötü muamele edeni, onu sokağa bırakanı ya da öldüreni 3 yıl hapis ve 16,500 Eur para cezasıyla cezalandırıyor.
- Hollanda'da barınaklardan evine hayvan alıyorsun. petşoplardan değil. Hükümet bunun için barınaklardan hayvan edinmeyi teşvik edici maddi ve manevi pek çok önlem almış.
- Hollanda'da hayvan polisi var. Evet, yanlış duymadınız, hayvan haklarını savunmak üzere kurulmuş bir polis teşkilatı, hayvanlarla ilgili her türlü olumsuzluğa müdahale ediyor.
- Barınaklarda hayvan öldürmek yasak.
- Hükümet evde kedi- ve özellikle köpek beslemeyi teşvik ediyor. Bu nedenle kamuya açık alanlara köpekler serbeste sahipleriyle birlikte girebiliyor, otobüslerde öğrenci bileti gibi indirimli biletlerle seyahat edebiliyor. Çoğu restoran ve kafe hayvanlara açık. Hollanda'da her 5 evden birinde şu an köpek var ve hemen hepsi barınaklardan alınma.
- Hollanda sokak köpeği sorununu öldürerek değil, sokaklardaki tüm hayvanları alıp, kısırlaştırıp, aşılayıp, aldığı yere bırakarak çözdü. Bu işe girişmeden önce Hollanda'da 1 milyon sokak köpeği olduğu tahmin ediliyordu ve hiç birini sayıları azalsın diye öldürmediler. Ama kısırlaştırma işini sokak köpekleriyle sınırlı tutmadılar. Tüm ev hayvanlarının kısırlaştırılmasını zorunlu tuttular ve kısırlaştırma işlemini kamu hizmeti olarak halka bedava sundular. Hollanda gibi küçücük, yüzölçümü Konya kadar olan bir ülkede 1 milyon köpeği öldürmeden sokak köpeği sorununa çözüm bulunuyorsa, bizde de bulunur.
- Hollanda'nın başarısı topyekün bir seferberlik halinde (halk+devlet elele) ve ısrarlı bir aşılama-kısırlaştırma-seyrekleştirme politikası uygulamalarında yatıyor.
Hollanda bugün dünyadaki köpeklerin cenneti durumunda. Hiç bir köpeğe eziyet edilmiyor, aç bırakılmıyor, öldürülmüyor çünkü hayvan polisi var ve hayvanları, sahiplerini ve barınakları sürekli takip ediyor.
Hollanda 41000 km2 Tahmini sokak köpeği sayısı: 1 milyon km2'ye 24 köpek
Türkiye 780000 km2 İddia edilen köpek sayısı: 10 milyon km2'ye 12 köpek.
Sence başaramaz mıyız?
Bu ülkenin muazzam kaynakları kötü yönetimler eliyle heba edildi, ediliyor. Sadece saçma sapan akıllara ziyan Kanal İstanbul projesine harcanacak paranın 20 milyar dolar olduğu söyleniyor. 20 milyar dolar ile ben Türkiye'nin değil, tüm dünyanın sokak köpeği sorununu tek bir köpek öldürmeden çözerim.
Ayrıca medeni ülkelerde sokak köpeği olmadığı iddiası da yalan. Hemen her medeni ülkede sokak köpeği ve kedisi sorunu az da olsa mevcut. Sadece down-town dediğimiz şehir merkezlerinde ve turistik bölgelerde görüldüğü yerde topluyorlar ama gettolarda, kenar mahallelerde yeteri kadar sokak köpeği var.. Bu yüzden Hollanda sokak köpeği sorunu olmayan DÜNYADA İLK ve TEK ülke olarak gösteriliyor.
Ayrıca medeni ülkelerde köpeklerin uyutulduğu iddiası da sağlam bir mesnede dayanmıyor. Avrupanın çoğu ülkesinde sokak hayvanları uyutulmuyor. Bu uyutma sözü de ilkiyüzlülük. Basbayağı öldürüyorsun işte, uyutma da neymiş!
Ama ABD'de barınakların %75'inde öldürülüyor çünkü ABD'de ciddi bir ev hayvanı yığılması var. Hemen her evde muhakkak bir kedi veya köpek var ABD'de. Bu da kaçınılmaz olarak sokak hayvanı sorununu ve uyutma sorununu ortaya çıkarıyor. Çünkü sahibi ölen, evden kaçan, sokağa atılan sürüyle kedi-köpek var ABD'de. ABD'de sokak köpeği sorunu yok diyen yalan söylüyordur. ABD'nin sorunu petşoplar. ABD aşırı kapitalist zihniyetli bir ülke olduğu için ülke petşop kaynıyor ve çok az insan barınaklardan hayvan edinme kültürüne sahip orada.
Yani medeni dünyada da bu sorun var çünkü hayvan sahibi olmak çok kolay. Hayvan sahibi olmanın çok kolay olduğu ister medeni olsun ister olmasın her ülkede sokak köpeği sorunu vardır.
Hollanda tüm dünya ülkelerine örnek bir iş çıkarttı, Hollandalıları kutluyorum, darısı bizim başımıza diyorum.
Yapabiliriz, yeter ki isteyelim. Bu toplum hayvanlara karşı genel olarak vicdanlıdır. Bir referandum yapılsa, halkın çoğu öldürülmeden bu sorun çözülsün ister. Osmanlı İmparatorluğu hayvanlara iyi muamele eden ilk ülkelerdendir. Kültürümüzde var bu:
Kültürümüze aykırı işlere kalkışmayalım.
-
"AKP'li değilim ama bu muhalafet.." diye cümleye başlayan kripto AKP'lilerden hiç bir farkınız yok. Lafa önce "ben de hayvanseverim ama.." diye başlayarak gerçek niyeti kamufle etme veya kabul edilemez bir fikri makulleştirme çabasından öte bir anlam taşımıyor bu "ben de hayvanseverim ama.." lafları. Hayvansever biri hayvanların öldürülmesine razı olmaz. razı oluyorsa ya çakma hayvanseverdir ya da düpedüz yalan söylüyordur.
Hiç bir hayvansever beslediği hayvanların öldürülmesine razı gelmez. Razı geliyorsa ortaya bir çelişki çıkar çünkü. Madem öldürülmelerine cevaz veriyorsun, o halde niye besliyorsun diye sormazlar mı adama?
Onun için o girizgaha gerek yoktu. Samimi bir şekilde, dürüstçe gerçek niyetini doğrudan yazabilirdin.
Hemen her çocuk hayvan sevmiş ve beslemiştir. Hayvanat bahçeleri de zatan çoğunlukla çocuklar için var büyükler için değil. Önemli olan çocukken yaptığın değil, şimdi ne yaptığın.
Şimdi besliyor musun? Belli ki beslemiyorsun. Beslesen itlaf gibi bir iğrençliği savunmaya kalkmazdın.
Hiç kimse köpeklerin hayatı insan hayatından önemlidir demiyor zaten. Denen şu: Hiç bir canlı ölmesin, insan ve hayvan dahil.. Ve alınacak önlemler bu düstura göre alınsın. Denen bu.
Yukarıda da Hollanda örneğini anlattım. Hollanda'da köpeklerin canı insanların canından daha önemli tutulduğu için mi köpekleri öldürmeden bu sorunu çözdüler?
Şimdi Hollanda'nın deneyip başardığı aynı TNR yöntemi bizde de 5199 sayılı hayvan hakları yasası ile yürürlüğe girdi ama Hollanda'da icraat vardı, bizde icraat yok.
Bunu demek yerine itlaftan söz eden hayvansever falan değildir.
Onun için al sahte hayvanseverliğini başına çal.
Blok.
-
Epey araştırmışsınız. İnşallah dediğiniz gibi olur. Bazı hayvanseverler çok saldırgan oluyor ama bu iş uzlaşı ile çözülebilir. Devlet iradesi gerek.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Evet, maalesef bazı hayvanseverler, özellikle kadınlardan çıkıyor bunlar, beni de rahatsız ediyor. Ben aşırı saldırgan ve bir türlü rehabilite olmayan köpeklerin uyutulmasına karşı değilim ama öldürmenin her türlüsüne karşı çıkanlar da var. Hayvanseverler de çeşit çeşit, manyağı var, saldırganı var, makulü ve rasyoneli var. Bazıları hayvanları savunayım derken orta ve uzun vadede hayvanlara zarar veriyor. hatta bazıları hayvan hayatını insan hayatına önceliyor. Bunlar doğru değil tabii ama bütün hayvanseverler de aynı değil.
Sonuçta ne insan ölsün ne de hayvanlar diye bir ilke, bir postula benimsersin ve bu ilkeyi pivot alarak bir eylem ve aksiyon planı hazırlarsın. Benim savunduğum bu. Hayvanları öldürmeden de bu sorunu çözebiliriz ve dünyada da örnekleri mevcut.
Bunu bir deneyelim ama adam gibi deneyelim. Olmuyorsa, o zaman başka daha radikal çözüm arayışlarına gireriz.
Adam gibi deneyelim derken, bir kere ilgili tüm tarafların (devlet,iktidar, belediyeler, hayvanseverler, siyasi partiler, STÖ'ler, halk) bunun bir sorun olduğunu ve İNSANİ ve VİCDANİ bir çerçevede çözülmesi gerektiğini kabullenmesi gerekiyor.
Sonra bir model geliştirilir ve bu model tüm tarafların katılımıyla geliştirilir. Sonra da bu model partiler üstü olacağı için iktidarlar değişse bile model sürdürülür çünkü başarı için süreklilik şart. İpin ucunu bırakırsan yine başlar sokak hayvanı sorunu.
Fakat ülkemi tanıyorum ve pek umutlu değilim maalesef. Ne Hollanda gibi örgütlü, kurallı, istikrarlı, kurumsallaşmış bir devlet aygıtımız var, ne de Hollandalilar gibi bilinçli ve sorumluluk sahibi bir halkımız.
-
Kendi ağzınla söylüyorsun evinde yer yok sokakta bakıyor diye. Ozaman bakmayacaksın. Sokak herkesin senin malın değil. Öyle birşey mi var ya. Köpek saldırılarının sebebide tamda bu.
Ya giderler saçma sapan köpek cinsi alırlar bakamaz salarlar yada tutamazlar insanlara saldırırlar.
Sokağa iki kap yemek koyarlar karnı tok sırtı pek hayvan başlar düzüşmeye. Yavrularda yavrular.
Yemek vermek aklınıza gelir kısırlaştırmak gelmez ama .
Tatlı su sevicileri sizi. Hayvanlara yemediğinizi verir besliyoruz ayağına geçinirsiniz sonra psikopatların elinde hayvanlar telef olur
Kimse burada hayvan düşmanı değil ama yemek vermekle hayvan bakılmaz hayvan sevilmez.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
AB de bir pitbul gidecek parkta bahçede oynanayan bebeye saldıracak ha !!!! o adamın ocağını söndürürler ertesi gün o köpeği gömerler ötesi değil
isteyen istediği kadar bağırsın çağırsın olaylar arttıkça tepkiler daha da artacak o köpekler eninde sonunda ya barınak ya sahiplendirme ya da zehirli iğne ile tanışacaklar bunu ben kıllık yapmak için
değil gerçek olduğu için yazıyorum
ya da halk bölgesel olarak elinden gelen kendi çözümünü üretecek zaten Ankara Altındağ şu son olaylardan sonra köpek leşi ile doldu taştı inanmayanlar araştırsın
gerçek bu millet çocuğunu köpekler kemirsin diye yetiştirmiyor
Bu kızın vebalinde Sokaklarda başıboş köpek olmalıdır diyen savunan önlem almayan faaliyeti olan herkesin eli bulaşmıştır ve ölümünden de sorumludur
Mahşer günü konuyla alakası olur mu bilmiyorum
bu ayet ile yargılanır mısınız onuda bilmiyorum
ama karşınıza bu suçlama çıkarsa mamacılar hepinize geçmiş olsun
Bir mü’mini kasten öldürenin cezası ise, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için pek büyük bir azap hazırlamıştır.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-C72FBB06E -- 28 Kasım 2022; 1:4:42 >
-
Hollandada sokakta 1 köpek bile basi bos görmeniz imkansizdir. Burda ki canliya verilen deger keske bizim ülkemizde de olsaydi.
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Sen nerenle okuyorsun? hangi organınla okuduğunu ve anladığını gerçekten merak ettim. Bir tahminim var ama tahminimi kendime saklamak istiyorum.
Herkesin evinde bakabileceği kadar sokaktan alınan hayvan zaten var yazmışım, adam gözüyle okumadığı için, artık hangi organıyla okuyorsa yine o organıyla anlamaya çalışmış, haliyle anlayamamış. Mesela midenle okuduysan anlayamazsın, gözünle okuman gerek.
Kimse sokakta kendi hayvanına bakmıyor, onlar bizim hayvanımız değil. Bizim hayvanlarımız evde zaten. Sokaktaki hayvanlara sadece mama veriliyor ve gerekçelerini de yazmışım, kısırlaştırma için bu zorunlu diye ama işte gözle okumayınca olmuyor.
İkincisi, 40 kadar kedi, 2 köpeği bizzat, kendi imkanlarımla kısırlaştırdığımı yazmışım, Öncesinde zaten sokak hayvanlarını belediyelerin yakalayıp kısırlaştırmadığını, hayvanseverlerin yakalayıp kısırlaştırmaya götürdüklerini yazmışım. Bir de teyit için öğüt vermişim: "Git bir barınağın kapısında bir süre bekle ve bak kimler kısırlaştırma için barınağa hayvan getiriyor" diye. Üstelik haftada 1 gün barınakta gönüllü olarak çalıştığımı da yazmışım. Adamın bunlara cevap olarak yazdığına bak:
"Yemek vermek aklınıza gelir kısırlaştırmak gelmez ama "
14 km uzaktaki barınağa her hafta 6 kedi 2 köpek kısırlaştırmaya götürüyoruz, yol parası cepten, ameliyat sonrası bakımı cepten. Daha fazla da götürebiliriz ama barınağın bize tanıdığı kontenjan o kadar.
"Sokağa iki kap yemek koyarlar karnı tok sırtı pek hayvan başlar düzüşmeye."
Aç hayvan düzüşmez diyorsun yani!
Okuduğunu anlama uzmanı olduğun gibi bir de hayvan uzmanısın. Breh breh!
"Tatlı su sevicileri sizi. Hayvanlara yemediğinizi verir besliyoruz ayağına geçinirsiniz "
Her ay Temizmama'dan 6 x15 kg kedi ve köpek maması alıyoruz. Son fiyatları:
Bonocibo tavuklu 484,75 x 4 = 1009,5
Bonocibo Tavuklu 504,75 x 4 = 1939
------------------------
Toplam: 2,948,5 TL her ay sokak hayvanları için cebimizden çıkan mama parası.
Kendi kedilerimize Purina Proplan sterilized alıyoruz, o bu fiyata dahil değil.
Hayatında hiç hayvan beslememiş, bir kez olsun bir barınağa - yardıma değil, gezmeye bile - gitmemiş, hayatında bir kuşa su bile vermemiş bir adam, sanırsın kendisi her gün kısırlaştırma yaptırıyor da yapmayanlara kızıyor!
Sen kaç kısırlaştırma yaptırdın da yapmayanlara kızıyorsun? Sen hiç bir yaralı parmağa işedin mi? Bir işin ucundan sen de tuttun mu? "bu bir toplumsal sorumluluk" deyip sen de elini taşın altına koydun mu?
Senin gibiler eskiden sirklerde çalışırdı, sirkler gözden düşünce anlaşılan forumlara dadanmışsınız.
Şimdi böyle seviyesiz ve gülünç bir cevabı ciddiye alıp karşı cevap vermek gerekmezdi ya da daha ağır şeyler yazıp 30 gün banlanmak da bir seçenekti ama cevabım sana değil de senin cevabını okuyup matah bir şey yazdığını sanma ihtimali olanlara yönelik. Sen üzerine alınma, sen cevap yazmaya değecek evsafta ve kumaşta bir kişiliğe sahip değilmişsin. Yorumlarını okuyup makul ve makbul biri sanırdım seni ama öyle olmadığın ortaya çıktı.
Kusura bakma, makul ve makbul olmayan forum üyelerini, hele okuduğunu anlamaktan aciz olanlarını mutat bir şekilde blokluyorum. Benim senin gibilerle sık sık muhatap olma lüksüm ve sabrım yok.
Blok.
-
Paylaştığınız bilgiler için çok teşekkür ederim. Bilgilendim baya.
Ben bunu bir karşı argüman olarak söylemiyorum, ancak maalesef “burası Türkiye” diye düşünerek karamsarlığa kapılmaktan kendimi alamıyorum. Bu bütçe gayet de kullanılabilir, ama bizim yöneticilerimiz kullanmaz. Halkımız da yeterince önemsemez. Daha önemli sorunlarımız var diyip geçilecektir. Bu da baya can sıkıcı, zira devlet+halk el ele vermeden çözülemez gibi görülüyor. Hindistan örneği yerinde olmuş, fakirlik zenginlik meselesi değil anlamında. Öte yandan da işte bizim ülkemizin parametreleri, koşulları göz önüne alındığında acaba ne kadar sürede, kimin ortaya koyacağı irade ve emekle olur.
Sizin gibi farkındalık kazandırmak için çaba sarf eden insanların katkısı ile olacak besbelli. Umarız bu süreçte saldırı ve ölümler olmaz be süreci baltalamaz. Garip bir şekilde aklıma “çözüm süreci” geldi.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
her belediye yerleşim yerinin dışında biraz alan ayırsa bu iş için ve gönüllü gruplara izin verse besleme ve bakım için bir de seri şekilde kısırlaştırma yapılsa hiç bir hayvanın ölmesine gerek kalmaz zaman içinde de nüfusları azalır , sadece istanbulda her gün çöpe giden ekmek miktarıyla türkiyedeki bütün hayvanlar beslenir , atık yemeklerle bile bu iş çözülür biraz kullanılmayan arazi ve iyi bir kısırlaştırma harekatıyla, kaldı ki zaten gönüllü gruplar dernekler hem kısırlaştırma hem besleme yapılması için kaynak harcıyor yazık gerçekten ama bu olaylar da bizim insanın ne olduğunu gösteriyor gram acıma yok, bu hayvanları öldüreceksen bile acısız yolları var ama sen onu bile düşünmeden eziyet ederek öldürüyorsun , yarın ortalık karışsa bir felaket olsa asayiş bozulsa senin mahallendeki adam senin malına canına namusuna göz diker gözünü bile kırpmaz her şeyi yapar bunu da görmüş oluyor millet bu olaylar sayesinde
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X