
.

Rahmi Koç'un devlet ve bürokrasi konusunda sbirkaç gün önce söylediği sözler. Adam haklı.
Aynısı Üniversiteler, İmam Hatipler içinde geçerli çok büyük bir israf var.
Not: 5.5 Milyon kişiye askerler dahil değil.

Ülkemize 13 milyon sığınmacı ve kaçağı dolduracaksın. Sığınmacılara yılda 11 milyar dolar harcayacaksın. 7 milyar doları insani yardım diye değişilk ülkelere aktaracaksın: 400 bin dolara 10-12 kişiden oluşan ailelere Türk vatandaşlığı satacaksın. Sonra ev sahibine “insaflı olun” diyeceksin. Asıl sen insaflı ol. Bu millete yaptığın emsali görülmemiş bir zulümdür. Devleti tarikat ve cemaatlere teslim ettin. Ülkeyi sığınmacı ve kaçaklara teslim ettin. Şimdi rezerv alan yasası ile Türk milletinin evini barkını da elinden alacaksın. YETER ARTIK. Atatürk’ün izinde ailemizi ve vatanımızı savunacağız.

Adam Osmanlı'nın Büyük İskender' i gibi bir şeydi. Sadece 8 yılda inanılmaz başarılar sağladı. 40 yıl padişahlık yapsa idi. Hem Viyana hemde İran'ı tamamen fethetmenin olasılık dahilinde olduğunu düşünüyorum.
Sultan Süleyman'da iyi bir hükümdarı ancak babası Selim hayatı küçük yaştan itibaren mücadele ile geçmiş. Hem tahtı ele geçirmiş hemde topraklarının karıştırılması, bozgunculuk, dini bölünme sonucu ortaya çıkmış kaos ortamını görmüştür.
Herseyden önce her devirde az sayıda çıkan ancak çıktığında ise önünde durulamayan çok yetenekli, parlak ve yenilmez gibi görülen Şah İsmail gibi bir hükümdarı gücünün zirvesinde yerinden etmiştir. Mısır seferi ise Osmanlı'da başka bir padişahın zor kalkışacağı bir iştir. Hem lojistik zorluk hemde Osmanlı ordusunu tam denetim altında tutarak bu derece uzun menzilli savaşlardan alnının akıyla çıkması gercekten önemlidir.
Dediğim gibi Yavuz çok uzak mesafelere seferler yapabilen bir padişahtı. Çaldıran Savaşından sonra durmasını nedeni ordusunun Ayaklanması yedı ancak daha sonra basarıları ile bu orduyu tamamen denetim altına aldığı için ve seferlerinde asla vazgeçmeyen bir kişilik olduğunda İran - Macaristan ve Avusturya'nın ortadan kaldırılma olasılığı hiç olmadığı kadar yükselecekti.
Nitekim doğuya pekçok sefer yaparken bu seferlere çok bir faydası olmamasına rağmen güçlü bir Osmanlı donanması kurdurması ve Barbaros'u himayesi altına alması. Batıya yıkıcı bir sefer için hazırlık yaptığının açık göstergesidir. Bunun yanında doğu seferleri sayesinde Osmanlı hazinesi ağzına kadar altınla dolup taştığı için bu hükümdarın ulaşabileceği topraklar ancak hayali ile sınırlı olabilirdi.
Ben Yavuz'un Osmanlı'nın Büyük İskender' i olduğunu ve erken ölmesinin tarihin akışını dramatik oranda değiştirdiğini düşünüyorum.
Her ilde üniversite var!
25 üniversitenin uluslararası hiçbir etkinliği yok.
21 üniversite sosyal sorumluluk projesi yapmamış.
65 üniversitenin, endüstriyel proje yönetimi yok.
65 üniversite kütüphanesinde sadece 1 kitap var.
88 üniversitenin patent, tasarım başvurusu yok.
28 üniversite Tübitak bursundan yararlanmamış.
32 üniversitede uluslararası desteklenen ARGE çalışması yok.
68 üniversite rektörünün uluslararası yayını yok.
Gençler bu yetişkin kreşlerinde çürürken, meslek öğrenemeyip, para kazanamayız, aile kuramazken ülke bu kadar işsizliğe rağmen mülteciye muhtaç hale getirildi. Bu Arpalık bakkal üniversitelerini ve İmam hatiplerin yuzde 70ini kapatıp derhal meslek okulları açılmazsa yakında çok daha kötü duruma düşeceğiz.
Ülkeye hakim olan zihniyetin bilgisizce yaptığı işler ülkeye faydadan çok zarar getiriyor. Üniversiteler bilimin merkezi olması gerekirken Yeni Türkiye'de cehaletin yayıldığı merkezler haline geldi. Arpalık olarak niteliksiz yığınlara makam ve diploma dağıtılan yerler olmak dışında hiçbir vasıfları yok.

Antonio Negri, İmparatorluk isimli kitabında Kapitalizm’in ucuz iş gücünden yararlanmak için teşvik ettiği kontrolsüz göçün bir süre sonra ulus devletlerin sonunu getireceğini ve tamamen enternasyonal bir dünya düzeni kurulacağını, bunun da Kapitalizm’i yıkacağını öngörüyordu.
Ben sonuç olarak Negri ile aynı görüşte değilim ancak giriş ve gelişme kısımlarında kendisine aynen katılıyorum. Bugün aşırı göç sebebiyle bir Alman ulusunun varlığından söz etmek mümkün değildir. Almanya aynı sevinci, aynı üzüntüyü paylaşan ve ortak bir aidiyete sahip insanların vatandaşlık bağıyla bağlı olduğu bir devlet değil, sadece menfaat odaklı olarak birlikte yaşayan insanların bir nevi pay sahibi olduğu dev bir şirkettir. Şirket ortaklarında kârlılık esastır, yeterince kâr eden ya da umduğunu bulamayan hissesini satar ve şirketi terk eder.
2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyanın başına 3. kez bela olmaması için Almanya’nın bilinçli olarak uğratıldığı bu sosyolojik çöküş 1950’lerde başlatıldı ve ne yazık ki bundan hiçbir ders çıkarmayan bir başka ülke de 70 yıl sonra Almanya’nın ayak izlerine basarak aynı yolu takip ediyor.

Türkiye Arap Emirliğinden çıkışlar devam ediyor. Firmalar bir bir Türkiye'yi terkediyor.
Çin den deli gibi sermaye çıkarken Türkye bu süreçte Araplaşma yı seçtiği için yatırımlar kaçmaya devam ediyor. Uzun vadeli olarak fakirleşiyoruz.
Belkide 50 yılda bir çıkacak fırsatı kaçırdık. Türkiyeyi Araplaştıran ve kurumsal yapısını tahrip eden Erdoğan rejimi Türkiye'nin zenginleşmesini sağlayacak büyük bir fırsatı kaçırmamıza neden oldu.
ABD - Çin gerilimi nedeniyle büyük oranlı sermaye çıkışı yaşanan Çin'de paranın Vietnam, Endonezya, Hindistan, Bangladeş, Meksika ve Polonya gibi ülkelere kaydığı görülüyor.
Türkiye ise bu dönemde Araplaşma yı seçtiği için bu yatırımlardan hiçbir pay alamıyor. Türkiye ekonomik büyüklük olarak 2022 yılında g20den düştü ve gerileme Ortadoğu devleti olma sürecinde halkın fakirleşmesi olarak devam edecek gibi görünüyor.

"I thought what I'd do was, I'd pretend I was one of those deaf-mutes". |
Son Giriş: 19 dk. önce
Son Mesaj Zamanı: 3 sa.
Mesaj Sayısı: 10.585
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 22.891
İkinci El Bölümü Mesajları: 110
Konularının görüntülenme sayısı: 516.698 (Bu ay: 18.463)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 55.506 (Bu hafta: 69)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Konu Dışı / Off Topic

