Film dizilerde içki sansürü

AKP'nin RTÜK zihniyeti sanırım

Film dizilerde içki sigara sansürü yapılıyor ama tabanca Keleş serbest , adam öldürme çatışma sahneleri işkence sahneleri serbest

Televizyon seyretmiyorum ama arada baktığımda ya psikoloji bozan ağlama cinnet sahneleri yada çatışma adam öldürme kesme sahneleri başka birşey yok

Bu toplumun fişini sağlam çektiler

İcki sigara ne ki adamlar tanrı kelimesini sansürlüyor.Geçenlerde bir filmde dansözün belini sansürlediler.Medeniyet olmayan toplumlarda olur böyle şeyler çok şaapma.

Show TV dün gece yayınladığı "Neşeli Günler" filminde kadına tokat atılan 2-3 saniyelik sahneyi kesmişti...

literatürde buna softcore deniyor sanırım.

Maksat eğer gerçekten gençleri sorumsuz içkiden uzak tutmaksa sadece sansür yeterli değil. Gençlerin zamanlarını harcayabilecekleri sosyal ortamı da sağlamak ve kendileri ifade edebilecekleri zemin ve bilgiyi vermek gerekir. Sansür se dikaktli uygulanmalı. Bir defa tamamen sansürlemek bugün mümkün değil. Sansür belirgin hale geldiğinde daha çok merak uyandırır, daha da çok cazip olur.

Bence tarihi veya klasik filmlere sansür uygulanmamalı mesela. Gençlerin zaten potansiyel olarak stilleriyle dalga geçip, konuşma şekiliyle kafa buldukları bir filmin her sahnesi sansürlenince o dönem bizden daha ilerdeydi diyor. Kısmen de doğru.

Şiddet filmlerine ise film başlarken başına bir ikon koymak yeterli değil. Başında bir uyarı oluyor, sonra film üç saat sürüyor. 80'lerde bu filmler yoktu, çok az örnek de TRT'de yayınlanmazdı. 90'larda, gece yarısından sonra izin verilirdi. Bugünkü dizilerin pek çoğu bu mantıkla prime-time'da yayınlamaz halde. Filmin yayın zamanı zaten uyarı olmalı. Anormal bir vakitte yayınlanan bir şeyin normal olmadığı fikri her zaman diri kalır. Diğer halde, film başındaki ikonları bir defa görüp unutuyorsunuz gidiyor. Reklamlarda kanallar değişiyor, başka filmin ortasına geçiliyor, tv'ler evlerde sürekli açık, çok küçük yaştaki çocuklar çok tuhaf şeylere maruz kalıyorlar.

Kendimiz pek televizyon seyretmiyoruz diye televizyonun seyredilmediği fikrine kapılmak hata olur. Televizyon ekranları her zamnkinden daha büyük, ortak alanlar, parklar daha kısıtlı olduğu için gençler (internet veya tv) ekranlara daha çok bağımlı. İngiltre'de ortalama bir genç, ıslahevinde tutuklu bir gençten daha az gün ışığı ve açık hava görüyor. Biz Türkiye'de merak bile etmiyoruz bunları.

Son olarak. 70'lerin İstanbul'unda büyüdüm. Ben çocukken televizyonda bira reklamları da vardı, Beşiktaş'ta herkesin ailece hava aldığı kafeteryalarda isteyen birasını, gazonu veya çayını içerdi. Bir tane gürültü patırdı bilmem. Ne apartman kavgası, ne trafik kavgası, ne sokakta bağran bir adam, ne de herhangi bir kavga görüntüsü hatırlamıyorum. Çok daha huzurlu bir toplumduk. Indapenta'nın patlama sesinden başka bir korkuya maruz kalmadım. Kavga sadece Amerikan filmlerinde veya Cüneyt Arkın'ın filmlerinde olan 'özel' şeylerdi. Cüneyt Arkın, dönemin Kurtlar Vadisi'ydi. O dönemin şartlarında, o zaman büyükler pek iyi bahsetmiyorlardı rahmetliden, bunu da antiparantez vereyim. Niye böyle yapıyor bu adam, veya yine vurdulu kırdılı film koymuşlar gibi söylendiklerini hatırlıyorum. Herhalde toplumun geneli huzurlu olduğu için böyle şeyleri tiye alabilme güçleri vardı. 1980'ler böyle değildi ama. Darbeyle bozulmuşuz bence ve sürekli daha kötüye gitti.

netflixde cinsel temalara kafayı takanlar, kuran kurslarında cemaat örgütlerinde tecavüzler ediyor, milletin parasını çalıyor, sonra abi alkol günah sansürleyin bla bla bla

Dizilerde Top, Tabanca, Tüfek, kadın dövmek sansürsüz ama içki bardağı ve sigara yasak. Yıllardır böyle...

Dizilerde Türk kültür geleneklerine aykırı ne varsa yasaklanmalı. Toplumu yozlaştıran en önemli unsurlardan biri.

İnşallah öyle bir sansür vardır.

Sanki kendisi içmiyor. 

Bir tanıdığımın babama "inşallah sı maşallahsı bu işi olmaz" diyen seküler içiçi akp linin daha sonra whatsapp durumunda "... maşAllah ..."(allah ın a sı büyük) diyen akp li gibisin pavoş