The Last of Us Part II | Remastered | PS5 | ANA KONU

Oyunu alanlar mı KERİZ almayanlar mı ?

bence tam tersi :)

sen 180-200 lirayı (yarım ekmek köfte parası) büyük para sanıyorsun heralde bak Nughty Dog ne veriyor yarım ekmek köfte fiyatına..

Doğal PS5 geliştirmeleri

PS5 konsolu için geliştirilen The Last of Us Part II Remastered, orijinal PS4 oyununu daha önce mümkün olmayan şekilde değiştiriyor:

• Büyüleyici ve tehlikelerle dolu dünyaya hayat veren bir dizi grafik iyileştirmesi.

• Görsel performans artık Görsellik Modu’nda 4K çıkış sağlıyor.

• Geliştirilmiş geçiş süreleriyle aksiyona daha hızlı atılın.

• Tam DualSense™ kablosuz kontrol cihazı entegrasyonu.

Roguelike Hayatta Kalma Modu: Dönüş Yok

The Last of Us Part II'nin derin çatışma mekaniklerini yepyeni bir modla deneyimleyin! Her turdaki rastgele karşılaşmalarda nasıl ilerleyeceğinize karar verirken olabildiğince uzun süre hayatta kalın. The Last of Us serisinde ilk kez oynanabilir olan ve her biri eşsiz oynanış özelliklerine sahip bir dizi farklı, kilidi açılabilir kahramanla oynayın. Çeşitli mücadelelerde Part II’den farklı düşmanlarla ve unutulmaz konumlarda savaşacak, her birinin sonunda zorlayıcı baş düşman savaşlarıyla karşılaşacaksınız.

Oynamanın yeni yolları

Sevilen maceraya atılın ve orijinal oyunun nasıl geliştirildiğini öğrenin.

• Kayıp Bölümler, orijinal oyunda görülmemiş üç yeni bölümün erken geliştirme aşaması sürümlerini keşfetmenizi sağlıyor.

• Yeni geliştirici yorumlarıyla oyunu deneyimlerken Part II'nin geliştirme sürecinin perde arkasına göz atın.

• Yeni açılabilir enstrümanları içeren Serbest Gitar Çalma ile müzik kulağınızı geliştirin veya yeni Speedrun Modu’na* atılıp en iyi sürelerinizi diğerleriyle paylaşın.

• Sesli Betimlemeler ve Konuşma Titreşimi de Part II'nin erişilebilirlik özelliklerine eklendi.

• The Last of Us Part II Remastered, aynı zamanda oyuncuların hem Ellie hem Abby için kullanabileceği yepyeni açılabilir karakter ve silah kaplamalarına da yer veriyor.

Bu sözler oyunun senaristi ve yapımcı olan Neil Druckmann'ın sözleri. Adam aynen şöyle demişti.

"Birinci oyun sevgi ve sempati üzerine kuruluydu. İkinci oyun ise nefret ve empati."

İzlediğimiz bir filmin, bir dizinin yada oynadığımız bir oyunun hikayesinde ana karakterin yada karakterlerin iyi adam olmasına o kadar alışmışız ki.

Kahramanlarımızın olayların sonunda başarıya ulaşmasına, istediğini almasına, mutlu sonu yaşamasına falan...

Senelerce izlediğimiz bu yapımların oluşturduğu bilinçaltını THE LAST OF US PART 2 de karşılaştığımız durum karşısında kıramıyoruz, aşamıyoruz.

Adam söylemiş.

İlk oyun SEVGİ VE SEMPATİ üzerine kuruluydu demiş.

Ne demek SEVGİ?

İnsanı bir kişiye yada bir şeye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten içsel duygu.

Ne demek SEMPATİ?

İki kişinin birbirine karşı duyduğu içgüdüsel doğal eğilim, doğal yakınlık duygusu.

İkinci oyun için ne söylemiş?

NEFRET VE EMPATİ.

Ne demek NEFRET?

Bir kimseye, bir şeye karşı duyulan çok olumsuz duygu.

Ne demek EMPATİ?

Başka bir kimsenin duygularını, davranışlarını anlama, haklı sebeplerini görmeye çalışma.

İnsan olarak biz SEVGİ VE SEMPATİ ye çok alışkınız. Bilinçaltımız bu duruma çok yatkın ve bu yüzden PART 1 i hiç yadırgamadık. Fakat PART 2 de ki NEFRET VE EMPATİ kısmında yer alan NEFRET de sıkıntı yaşamazken en büyük sıkıntıyı, kabul edilmezliği EMPATİ de yaşadık. Çünkü EMPATİ, her baba yiğidin yapabileceği bir şey değildir. Beceriden daha fazlasını ister. Kendini anlatmak kolaydır fakat başkası anlayabilmek üstün bir meziyet ister. Oyun bize bunu yaptırmaya çalışıyor ama başta da dediğim gibi yılların birikimi olan bilinçaltımız ana karakterlerin hep iyi, doğru, kahraman olmasını istediği, beklediği için duygu duvarlarımızı aşamıyoruz. SEVGİ için tamam diyoruz. SEMPATİ varsa biz de varız diyoruz. Konu NEFRET se sevdiklerimiz için sonuna kadar gideriz diyoruz da... Peki ya EMPATİ? İşte bunu beceremiyoruz.

Bu durumu, Peyami Safa'nın çok sevdiğim bir sözü gayet iyi açıklıyor.

"Suçlamak kolaydır, anlamak ise zor. Çünkü anlarsan değişmen gerekir."

Bir türlü kabullenemediğimiz PART 2 senaryosunda da ABBY kısmını anlamamız gerekiyor. Sağlam bir empati ile biz olsak ne yapardık kısmını sorgulamamız isteniyor. İşte bu yüzden THE LAST OF US için "bir oyundan fazlası" ifadesi kullanılıyor. Amacı bu olmasa elin adamı koyardı JOHN WICK gibi bir karakter. Önüne gelen 1000 tane adamı öldürür geçer, nihai sona ererdi falan. Oysa burada hayatta kalabilmek için bildiğini okumuş, yeri gelmiş illegale bulaşmış, onca insanın canını yakmış, bir sürü kişiyi öldürmüş bir adamın yanına kâr kalmayan normal bir hayatın işleyişini ele alıyor. Fakat biz yıllardır izlediğimiz filmlerde sürekli kahramanlık hikayelerine alışkın olduğumuz için bu oyunda yazılan normal bir hayatın işlenişine alışamadık ne yazık ki. Sıkıntımız tam da bu.

Mesela karakterimizin ölümü. O kadar ani, o kadar bayağı bir şekilde oldu ki. Ne olduğunu anlamadık. Her şey bir anda oluverdi. PART 2 yi açtık. Daha işin başındayken hatta daha karakterimizle 2-3 bölüm bile oynayamamışken bir anda ölmüş olmasını kendimize yediremedik. Normal hayatta ölüm de böyle değil midir? Aniden gelir. Kaza gibi gelir. Bir anda gelir ve insan her zaman hazırlıksızdır. Her şey bir anda olur ve insanda büyük bir boşluk olur. Bence bunu bile gayet iyi yansıtmışlar. Yoksa bize kalsa adam kızı korurken muhteşem bir kahramanlık örneği esnasında öldürülmesini isterdik. Tarih yazmasını isterdik. Fonda çalan duygusal müzikler eşliğinde, karakterlerin birbirine slow motion bakışları ile ölmesini, bu arabeskin hepimizde derin izler bırakmasını falan isterdik ama öyle olmadı. Pompalı ile vuruldu, sopa ile ezildi ve hiç oldu gitti. Bir anda, aniden, kaza gibi. Ölüm gibi ölüm oluverdi. Kabullenemesek de takdir etmek gerekir bunu da çok iyi yansıtmışlar.

Ayrıca oyunun tartışılan sonu. Onda da mesela bilinçaltımızı aşamıyoruz. Ne bekliyoruz karakterimizden? Arasın, bulsun, öcünü alsın. Paramparça etsin. İbreti alem etsin. Un ufak etsin istiyoruz değil mi? Peki hayatta her şey istediğimiz, beklediğimiz gibi mi oluyor? Mesela her nefret ettiğinizi arayıp bulup öldürüyor musunuz? Bazen haksızlıklar karşısında çöküp kalmıyor musunuz? Yaşadığınız acı ile, içinizdeki zehir ile yarım yamalak yaşamak zorunda kalmıyor musunuz? Bence bu da "normal bir hayatın" içinden olmuş. Yoksa senaryo yine bize kalsa düşmanı bulurduk, ibreti alem olacak şekilde müthiş bir zaferle öldürüp oyunu sonlandırırdık... Ama öyle olmadı. Yine bilinçaltımıza ters düştü. Hayat, hayat gibi aktı ve aynı ölüm gibi yine çöktük kaldık. PART 2 bize çok ağır bir ACI ve çok ağır bir DEPRESYON bıraktı. 14 yaşında mutlu, haylaz, yaramaz ve asi bir kız olan ELLIE den geriye kalanı bıraktı. TRAVMA, KAYIP, HÜZÜN ve YAPAYALNIZLIK. Nereden nereye geldi hikaye. Biz bu karakterleri bol, yılları uzun ve değişkenliği çok ruh durumlarına alışkın olmadığımız için PART 2 yi yerden yere vuruyoruz. Halbuki THE LAST OF US ın amaçladığı da zaten buydu. Diğer oyunlar gibi olmamak. Sadece kendine özgü bir yapısı olmak, THE LAST OF US olmak. Mesela bende ABBY neden bu kadar gözümüze sokuldu, neden bu kadar dahil edildi diyenlerdenim. Ama derinlemesine düşününce sana EMPATİ yaptırmaya çalışıyor, anla diyor, idrak ediyor, kendinizi onun yerine koyun diyor oyun. Bu sebepten ötürü de bolca zamana ihtiyaç duyuyor oynanış sürecinde.

Şahsi fikrim,

ilk oyundaki ELLIE + JOEL ikilisini ikinci oyunda ELLIE + TOMMY olarak görmek ve hepimiz gibi ibreti alem bir son ile bitirmek isterdim. Güzel de olurdu. Ama bu bilinçaltını aşmayı, duvarlarımızı yıkmayı isteyen bir oyunla karşı karşıyayız. Zorlandığımız, kabullenemediğimiz ve beğenmediğimiz durum da tam olarak bu zaten. Bize zor geliyor. Ne demişti Peyami Safa? "Suçlamak kolaydır, anlamak ise zor. Çünkü anlarsan değişmen gerekir."

Herkese iyi oyunlar.

Keriz diyemezsin zaten. Forum kurallarına aykırı. Millete hakaret edemezsin.

İki tane kızın 3-4 saniyelik öpüşme sekansı sizi rahatsız ettiyse ön siparişi iptal etmeniz isabet olmuş, oynamayın siz  

Eleştiriye gelmem için ortada eleştiri olmalı, boş boş ''olmamış'' ''keriz silkeliyor'' ''10 dolar daha verirsiniz bu kafayla'' yazmak eleştiri değil ne kadar sığ kafalı olduğunu millete göstermektir.

Yıllardır PS4 versiyonunu geçip bu sürümü bekleyen, yine tekrar başlamak için bu sürümü bekleyen, yeni modları, özellikleri denemek isteyen tonla insan var. Alan memnun, satan memnun olduğu sürece 150 kere de çıkarabilir, hiç biri boş yorumların altını doldurmuyor.

Indie oyunların bile PS4/PS5 için ayrı ayrı sürümleri varken, yeni modlar yeni hikaye bölümleri, cilalanmış görseller, tam DualSense desteği için ücret istemeleri gayet de adil. Ortada emek var bu adamlar hayır kurumu değil sonuçta.

Bedava oyunu beğenmediği için Epic'e sövenleri de gördü bu gözler.

Asyan Hunter sen bu konuyu (The Last of Us Part II | Remastered | PS5 | ANA KONU) bir salsana kardeşim, herkes rahatlasa.. Milleti burada ne diye darlıyorsun..