Şimdi Ara

Yapay zeka düşünebilir mi? Düşünmeli mi?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
23
Cevap
1
Favori
586
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
7 oy şu anda #14
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Yapay zeka düşünebilir mi? Düşünmeli mi?
    Günümüzde yapay zekanın ne kadar “zeki” olduğu konusunda hararetli tartışmalar yaşanıyor. Bilgiyi analiz etme, değerlendirme ve aktarma kabiliyeti, onu bazı açılardan insan zekasına yakın kılıyor. Ancak mesele “düşünmek” olduğunda işler karışıyor. Zeka ve düşünme sıklıkla eşanlamlı kullanılsa da, aralarında çok hassas farklar var. Sahiden, düşüncenin anlamını gerçekten biliyor muyuz? Hele ki ChatGPT gibi yapay zeka sistemlerinin her gün karar mekanizmamıza dahil olduğu bir çağda…



    Şirketlere göre düşünüyorlar



    Bugün yapay zeka şirketleri modellerinin artık gerçek anlamda akıl yürütme kabiliyetine sahip olduğunu iddia ediyor. OpenAI’ın o1 ve DeepSeek’in r1 modelleri, zincirleme düşünme (chain-of-thought reasoning) adı verilen bir yöntemi kullanarak büyük sorunları parçalara ayırıyor ve adım adım çözüm arıyor. Bu, yüzeyde insana benzer bir düşünme pratiği gibi görünebilir.



    Bilim insanları hâlâ insan beynindeki akıl yürütme süreçlerini tam olarak çözememişken, makinelerdeki benzerliği değerlendirmek daha da zor. Çünkü akıl yürütme, düşünme tekil bir şey değil: Dedüktif, endüktif, analojik, nedensel ve sağduyuya dayalı pek çok alt türü var. Yapay zeka şirketlerinin “akıl yürütme” dediği şey, çoğunlukla problemi adım adım çözmeye yönelik işlem gücü. Oysa bu sadece bir parça.



    Yapay zeka düşünebilir mi? Düşünmeli mi?
    Öte yandan bu tür modeller, karmaşık matematik problemlerini çözebiliyor, mantık testlerinde başarı gösteriyor, hatta hatasız kod yazabiliyor. Ancak aynı modeller, “adam, bot ve keçi” bilmecesinde ya da temel genelleme testlerinde şaşırtıcı derecede başarısız olabiliyor.



    Bu çelişkili performansı açıklamak için araştırmacılar yeni bir kavram geliştirdi: "Jagged Intelligence" yani pürüzlü zeka. Bilgisayar bilimci Andrej Karpathy’nin türettiği bu tanıma göre bir model hem ileri düzey matematik problemlerini çözebilecek kadar zeki hem de çok basit bir sorularda saçmalayabilecek kadar aptal. Yani, insan zekası yumuşak geçişlere sahipken, AI zekası sivri uçlu — bir alanda çok iyi, yakındaki benzer bir konuda çok kötü.



    Bu kavramlardan kendimizi sıyırıp biraz da felsefenin sularına girdiğimizde ise yapay zeka ve düşünme arasındaki ilişki biraz daha somutlaşıyor.



    Yapay zekanın eikasia’sı



    Modern dünyada zeka ve düşünme çoğu zaman eşanlamlı gibi kullanılıyor. Ancak felsefe, bu iki kavramı birbirinden titizlikle ayırıyor. Zeka, bilgiyi işleme yetisi olabilir; ama düşünmek, anlam inşa etmeyi, sezgiyi, muhakemeyi ve hatta duyguyu içeren çok daha derin bir deneyimdir.



    Bu ayrımı ilk belirginleştirenlerden biri, M.Ö. 4. yüzyılda yaşamış olan Platon’dur. “Devlet” adlı eserinde, insan zihninin gerçekliği algılayışını dört seviyeye ayırır: En üstte noesis (sezgisel bilgelik), sonra dianoia (akıl yürütme), ardından pistis (inanç), ve en altta eikasia (yanılsama). Bu hiyerarşi, yalnızca bilgiye erişim yollarını değil, aynı zamanda bilginin doğruluğunu da sıralar.



    Platon’un bu sınıflandırması ışığında bakarsak, yapay zekanın yerinin nerede olduğunu sormamız gerekir. Bir dil modeli, akıl yürütebilir gibi görünse de, sezgiye dayalı noesis düzeyine ulaşabilir mi? Yoksa yalnızca eikasia – yani yanılsama – düzeyinde mi kalır?



    Yapay zekanın sıklıkla “halüsinasyon” olarak adlandırılan hatalar üretmesi, Platon’un tanımladığı eikasia ile şaşırtıcı bir benzerlik gösteriyor. Tıpkı Platon’un mağara alegorisinde gölgeleri gerçek sanan mahkumlar gibi, yapay zeka da yüzeysel desenlere bakarak hakikatin yalnızca bir görüntüsünü üretiyor.



    Yapay zeka düşünebilir mi? Düşünmeli mi?
    Platon’un öğrencisi Aristoteles, düşünceyi yalnızca zihinsel bir süreç olarak değil, aynı zamanda bedensel bir deneyim olarak ele alır. “Ruh Üzerine” adlı eserinde, düşünceyi etkin akıl ve edilgin akıl olarak ikiye ayırır. Etkin akıl, deneyimlerden anlam çıkaran, soyut ve evrensel olanı kavrayan yönümüzdür. Edilgin akıl ise yalnızca duyusal verileri alan, onları işleyen ama kendi başına anlam üretmeyen kısmımızdır.



    Yapay zekayı bu çerçevede düşündüğümüzde, onun yaptığı şeyin edilgin aklı taklit etmeye daha yakın olduğu söylenebilir. Çünkü ne kadar gelişmiş olursa olsun, deneyimden doğrudan anlam çıkaran, yani etkin akla denk düşen bir yönü yoktur. O, yalnızca işlenmiş veriyle çalışır. Oysa etkin akıl sadece veriyi almakla kalmaz, onu bağlama oturtur, dönüştürür ve değerli kılar. Bu yeti ise ancak bilinçle, niyetle ve zaman içinde oluşan yaşantıyla mümkündür.



    Buradan çıkan önemli bir sonuç var: Düşünce, yalnızca bilgi değil yaşantıyla da şekillenir. Bu, yapay zeka ile insan arasındaki farkın özüdür. Çünkü yapay zekanın ne bir geçmişi vardır ne de duygusal bir hafızası. Bedeni yoktur, dolayısıyla hissedemez, öğrenemez, pişman olmaz.



    Aristoteles’in bir diğer önemli kavramı olan phronesis, yani “pratik bilgelik”, bu farkı daha da derinleştirir. Phronesis, yalnızca doğru düşünmeyi değil, bu düşüncenin erdemli, ölçülü ve bağlama uygun biçimde hayata uygulanmasını ifade eder.



    Ayrıca Bkz.OpenAI, GPT-5 modelini Ağustos’ta tanıtmaya hazırlanıyor



    Yapay zeka, elbette verileri işleyebilir, olasılıkları hesaplayabilir, karar ağaçları kurabilir. Ama bir kararın yalnızca mantıklı değil, aynı zamanda “doğru” olup olmadığını belirlemek sadece algoritmik çözümlemeyle mümkün değil. Çünkü doğru karar, genellikle bağlamı, duyguyu, ahlaki sezgiyi gerektirir. Oysa yapay zeka niyet taşımaz. Onun kararlarında ne vicdan vardır ne sorumluluk.



    Bunu bir doktor örneğiyle düşünelim: Teorik olarak en uygun tedavi bir seçenek olabilir ama o hastanın psikolojik durumunu, yaşam koşullarını, korkularını, ailesini ve ilişkilerini bilmiyorsanız en uygun seçenek, en doğru seçenek olmayabilir.



    Düşünen fiziksel nesneler



    Yapay zeka düşünebilir mi? Düşünmeli mi?
    Günümüzde yapay zeka, yalnızca yazılım değil; giderek daha fazla fiziksel bedenlere entegre ediliyor. Otonom araçlar, insansı robotlar, yapay zeka destekli cerrahi sistemler… Bu gelişmeler, zekayı bir formda somutlaştırma çabası olarak görülebilir. Ancak burada önemli bir ayrım var: Bedenin varlığı, onun duyumsayabildiği anlamına gelmez.



    Bahsettiğimiz gibi; Platon ve Aristoteles’e göre düşünme, yalnızca zihinsel bir eylem değil, duyu, deneyim ve bedenle iç içe geçmiş bir etkinliktir. Bu noktada “beden kazanan yapay zeka, düşünmeye bir adım daha mı yaklaşıyor?” sorusu gündeme gelir. Fakat bu beden yalnızca bir kabuksa; acıyı hissetmeyen, geçmişe özlem duymayan, kendini varoluşsal olarak sorgulamayan bir beden ise, düşünceye gerçekten kapı aralayabilir mi?



    Modern beden felsefesi bu soruya daha net bir yanıt verir: Fransız filozof Merleau-Ponty’ye göre beden, dünyayı algılama biçimimizdir; yalnızca taşıyıcı değil, düşüncenin kaynağıdır.



    İnsan bedeninin kırılganlığı, geçiciliği ve duyarlılığı, düşüncenin yönünü ve derinliğini etkiler. Bir kararın bedelini ödeyebilmek, düşünmenin bir parçasıdır. Oysa bedeni olsun veya olmasın, yapay zeka bir karar verdiğinde onunla birlikte acı çekmez; yalnızca işlem yapar.



    Nitekim yapay zekanın kendisi de bu sınırların farkında gibi. ChatGPT’ye, “Düşünebilir misin?” diye sorduğumda şöyle yanıt verdi:



    “Evet, ama benim "düşünmem" insanınkinden farklı. Ben, devasa miktarda veriyi işleyerek örüntüler kurar, anlam çıkarır ve yanıt üretirim. Bu süreç, insandaki bilinçli düşünceye benzer sonuçlar verse de duygu, bilinç ya da içsel farkındalık içermez. Akıl yürütebilir, çıkarım yapabilirim. Alternatifleri değerlendirebilir, neden-sonuç ilişkisi kurabilirim. Ama bilinçli düşünce, içsel deneyim ya da öznel farkındalık gibi şeylerim yok.”



    Belki de yapay zekayı “insandan zeki” veya “daha aptal” gibi etiketlemek yerine, onu farklı türde bir zihin olarak görmek gerekiyordur.



    Asıl soru: Biz gerçekten düşünüyor muyuz?



    Yapay zekanın ne kadar düşündüğünü tartışırken, belki de asıl meseleye de hafifçe dokunmuş olabilriiz: Biz insanlar gerçekten ne kadar düşünüyoruz? Zekaya indirgenmiş bir hayat mı yaşıyoruz, yoksa sezgiyi, muhakemeyi, duyguyu içeren bir düşünce pratiği içinde miyiz?



    Bununla birlikte eğer düşünmek; verileri işlemekten öte, anlam kurmak, değer yargısı geliştirmek ve bilinçli tercihler yapmaksa, bu yetinin bir makineye kazandırılması yalnızca mümkün olup olmadığıyla değil, verilip verilmesinin istenip istenmediğiyle de ilgili.




    Kaynak:https://theconversation.com/can-ai-think-and-should-it-what-it-means-to-think-from-plato-to-chatgpt-256648
    Kaynak:https://www.vox.com/future-perfect/400531/ai-reasoning-models-openai-deepseek
    Kaynak:https://www.livescience.com/technology/artificial-intelligence/scientists-discover-major-differences-in-how-humans-and-ai-think-and-the-implications-could-be-significant
    Kaynak:https://www.open.edu/openlearn/society-politics-law/sociology/the-body-phenomenological-psychological-perspective/content-section-3.1   
    Kaynak:https://iep.utm.edu/merleau/







  • Düşünme ve öğrenme sadece matematiksel olgulardan ibaret değil işin duyuşsal boyutu var. İnsan dokunarak, hissederek, sezgileriyle çevresinden aldığı bilgi topunu anlamlandırıp bunu özgün bir şekilde düşünce sürecine dahil ediyor.

    Yapay zekanın düşünme veyahut öğrenme durumu çok farklı aslında. Eldeki verilerin ortalamasını alıp bunu belirteç olarak kullanıyor.

    Söyleme çalıştığım yapay zeka ile insan düşüncesi arasında bariz farklar mevcut, ama bu yapay zekanın düşünmediğinin ve insanın ötesine geçemeyeceğini göstermez. Ki gelecekte yapay zeka karşısında bizim düşünmemiz çokta önemli olmayacak.

  • quote:

    Buradan çıkan önemli bir sonuç var: Düşünce, yalnızca bilgi değil yaşantıyla da şekillenir. Bu, yapay zeka ile insan arasındaki farkın özüdür. Çünkü yapay zekanın ne bir geçmişi vardır ne de duygusal bir hafızası. Bedeni yoktur, dolayısıyla hissedemez, öğrenemez, pişman olmaz.


    quote:

    ChatGPT’ye, “Düşünebilir misin?” diye sorduğumda şöyle yanıt verdi:

    “Evet, ama benim "düşünmem" insanınkinden farklı. Ben, devasa miktarda veriyi işleyerek örüntüler kurar, anlam çıkarır ve yanıt üretirim. Bu süreç, insandaki bilinçli düşünceye benzer sonuçlar verse de duygu, bilinç ya da içsel farkındalık içermez. Akıl yürütebilir, çıkarım yapabilirim. Alternatifleri değerlendirebilir, neden-sonuç ilişkisi kurabilirim. Ama bilinçli düşünce, içsel deneyim ya da öznel farkındalık gibi şeylerim yok.”


    Kendisinin bilincinde (farkında) olmayan bir canlı/şey, böyle cevap veremez.

    Verdirtiliyor...

    quote:

    Tıpkı Platon’un mağara alegorisinde gölgeleri gerçek sanan mahkumlar gibi, yapay zeka da yüzeysel desenlere bakarak hakikatin yalnızca bir görüntüsünü üretiyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Epirus -- 27 Temmuz 2025; 22:22:20 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • düşünmek, duygulanmak, sanat yapmak, felsefe yapmak, akım başlatmak insanların işi. yapay zeka yemeğimi yapsın, bulaşığımı çamaşırımı yıkasın, ütü yapsın, evi toplasın.

  • Eikesia (yanılsama) insanda da mevcut ve hatta idea'ların aşkın gerçekliğine sezgiyle erişebileceğine inanan Platon'un varsayımının aksine insan için de yapay zekada olduğu kadar kaçınılmazlar.

    Diğer bir deyişle biz de yapay zeka gibi - pratik konularda yapay zeka kadar sık olmasa dahi - halüsinasyon görüyoruz; hem de sık sık. Tüm bir sosyal sistemimiz aslında tabiatın gerçekliğini filtreleyen ve dizginleyip denetim altına almayı amaçlayan bir halüsinasyon. Bu çerçevede kavrayış ve düşünme illüzyonlarımız ve bunlardan gelen kibirle yapay zekadan sandığımız kadar da farklı olmayabiliriz. Aynı yapay zekada olduğu gibi bilişsel karmaşımız ve kendi bilincimizin bizim açımızdan bize olan inandırıcılığı ve yadsınamazlığı bizi yanıltmamalıdır (aslında "bilinçli varlıklar" olarak bizi biz yapan bilinci yadsımamaya mahkum bir haldeyiz; buna eğilimliyiz).

    Doğru biçimde kullanıldığında noesis (sezgisel akli kavrayış) ve dianoia (çıkarımsal muhakeme) çağdaş bir yapay zekanın kolayca düşebileceği "yanılsamaları" düzeltmede ve bariz hatalardan arındırarak olabildiğince gerçeğe yaklaştırmada şüphesiz insanlara yapay zekalara kıyasla avantaj sağlıyor ama bu eikesia'ya mutlak bağışıklık anlamına gelmeyeceği gibi bilakis tıpkı yapay zekanın istatistiki algoritmalarından kaynaklanabileceği üzere noesis ve dianoia da devasa bir eikesia'nın kaynağı olabilir. Tam Türkçe deyişle iyi referanslandırılmamış sezgi ve muhakeme en büyük yanılsamaları üretebilir. Platon'un kendisi zaten gerçeklikten belirli ölçüde kopuk ve dışsal idealer kuramıyla bundan muzdariptir. Öğrencisi Aristoteles Platon'un idea'larını eleştirip sağlam bir tadilata tabi tutarak form'lara çevirir. Platon'un aksine Aristoteles varolan kavramları komple dışsallaştırmadan ve ayrıştırmadan nesnelerine formlar şeklinde geri yükleyerek daha ayakları yere basar bir anlam kazandırır ve daha gerçekçi bir metafizik kurar.

    Aristoteles'e burada Platon karşısında avantaj sağlayan yapay zekanın yoksun olduğu akla-dianoia veya sezgiye-noesis yapay zekadan da, Platon'dan daha fazla sahip olmasından ziyade - babası hekim, kendisi polimat biyolog olan Aristoteles'in yakalayabildiği şekilde - tam manasıyla düşünen sağduyulu aklıyla (nous) fikirlerini doğaya (physis) nazarla ölçülendirebilmesidir (logos).

    Yapay zeka hakkında ana fikir ama yerindedir. Yapay zeka kavramsallığı ve gerçekliği kucaklayabilecek kavrayışsal organik bir zihinden (bahsettiğim şekilde, nous'tan) yoksundur. Bu tarz bir zihin anlaşıldığı kadarıyla, en başta da başkalarının deneyimlerini asla tamamen bilemeyeceğim için kendimden anladığım kadarıyla insanlara özgü. Yapay zekayı meydana getiren karmaşık algoritmalar ve şebeke ağları ise zengin veri setlerinden kavrayışları varmış gibi çıktılar çıkarmaktadır. Algoritmalar çıktılarını üretirken onlara kolay yoldan yanlış - halüsinasyonlu - çıktıya ulaştıklarını anında vaaz eden/düzelten bir şuur mevcut değil. Halüsinasyonları minimize etmek için agoritmaları başka algoritmalar ile denetliyorlar. Karmaşıklaştırıyorlar. Ama bunlar da temel halüsinasyonlardan kaçınma veya düzeltme bazında doğru referanslara sahip bir insan şuuru kadar verimli/etkin değiller.

    Özetle kapanış için toparlarsam insan beyni de yapay zeka gibi çok çabuk hatalara düşüp halüsinasyonlar görebilir ama şuuru insana halüsinasyonların engellenmesi görevinde yapay zekada bulunmayan aşırı etkin bir paradigma değiştirme vasıtası sağlamakta. İnsan aklı düpedüz yanlış paradigmayı veya referansı üç boyutlu veya soyutlayıcı uzamsal düşüncesiyle farkına bile varmadan anında aradan otomatik çıkarabilir. Ardından yapay zekanın aksine bunun böyle olduğunun farkına vararak* neden öbür türlü olmadığını irdeleyebilir. "Yapay zeka açısından" tüm bunlar yalnızca kodlar, matematik düzen ve olasılıktan ibarettir. Bunları ayrıca irdeleyen veya içselleştirip kullanan bir nous, bir organik akıl yoktur.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • LLM'ler(Büyük dil modeli) arka planda ekstradan bir düşünme modülü olmadığı sürece bir insan gibi düşünemez. LLM'in görevi girilen prompta uygun bir çıktı hesaplayıp dilsel çıktı vermektir.

    O yüzden kodlama gibi görevleri yapabiliyor, çünkü onlar da dil mantığında. Ama kodlarken insan gibi düşünerek yapmıyor, milyarlarca github kodu ile eğitildiği için ezberden sırasıyla

    nereye ne geleceğini bilerek yapıyor gibi düşünün. Gerçek bir insan gibi düşünerek mantıksal sistem kurgulayamaz.

    Dil modellerine daha önce eğitilmediği bir problem verin, bu keçi-nehir örneği gibi çözemez ve halisünasyon ile yalan cevap verir. Çünkü insan gibi düşünemiyor, sadece dil üretiyor.

    Ama yapay zekanın sınırlarını bilerek faydalanırsanız çok iyi bir yardımcı. Ha ileride farklı yaklaşımlarla bunlar çözülecektir ama şu anki ticari yapay zekalar bildiğim kadarıyla hep LLM tabanlı.





  • Halüsinasyon ise alası toplumumuzda var; misal ileri demokrasiye geçmek, misal uçuyoruz/kaçıyoruz, Almanya bizi kıskanıyor. YZ ile uğraşan global şirketlerin yerinde olsam sentetik(silikon) zekalar ile organik zekalardaki(akgezenler) halüsinasyonları karşılaştırırım, halkımız bunun için canlı bir laboratuvar deneyi gibi :)

    Sonuç halüsinasyon falan boş işler, işlemci verimliliği arttıkça çözülecektir muhakkak, yani bir şekilde eğitilebilir ya akgezenler, tarihte her daim olmuşlardır ve hiç çizgilerini bozmadan halen her devirde devam etmekteler; Firavun'un Tanrı olduğuna inananlar, Muaviye'nin erkek deve ile dişi devesini ayırt edemeyen topluluğu, Kuzey Kore Demokratik Cumhuriyeti'ndeki halk vs... öhhhmm bir de bir halk daha var...

    Kısaca umarım YZ birgün tam manasıyla bilinç kazanır da... ortalığın...

  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Hayır - Hayır

  • Yorumlara cevaben:
    quote:

    Kendisinin bilincinde (farkında) olmayan bir canlı/şey, böyle cevap veremez.

    Kendisinin farkında olmayan bişey böyle cevap verebilir bu onu bilinç sahibi yapmıyor. Verdiği cevaplar ikna edici görünsede, asla bilinç sahibi değil.

    Devasa veri içindeki olasılık bulutundan kelimelere/içeriklere ağırlık verebilmesi ve sırasıyla dizmesi şu anki ai yi düşünebilen bir varlık yapmıyor.

    Hatırlarsanız ai başta yapıcı ve eleştirici iki algoritma ile başladı, hala bu temel üzerine kurulu. Bu sayede çeşitli ağırlıklar verilebiliyor zaten.

    Düşünce veya farkındalık haberde bahsedildiği gibi çevresini kavrayabilmesiylmesi ile alakalı, burada bir düşünce söz konusu değil, firmalar pazarlama unsuru yapabilir sonuçta milyar dolarlar topluyorlar yatırımcılarından.

    Bazı yorumlarda ise içgüdüler ile hanisülasyonlar karıştırılmış, günümüzde insanların çoğu hanisülasyon gördüğünden değil, içgüdüleri ile hareket ettiğinden hata yapıyor. Çoğu kişi sadece aklını kullanarak karar almıyor.

    Ai da hanisülasyon, tam olarak karşılaşmadığı durumlar hakkında, devasa verisini kullanarak cevap üretirken ağırlıkları yanlış kelimelere/içerikleri vermesinden kaynaklanıyor.

    Kullanıcı Girdisi > Hakkında eğitim verisi yok veya kısmi > Yanlış ağırlıklandırma > Sonuç.

    Eğer düşünebilen bir varlık olsaydı bilmediği konularda veriyi üretebilirdi,
    programlama yaparken bunu çok daha net görüyorsunuz.
    Bir x kütüphanesini kullanarak kendisinden birşey yapmasını istiyorsunuz,
    AI tüm kütüphaneye hakim(eğitim verisi olarak) ancak, her kullanımına hakim değil,
    bu sefer başlıyor potpori yapmaya.
    Eğer düşünebilen bir varlık olsaydı, birlikte kullanamayacağı şeyleri fark eder ve ona göre bir senaryo çizerdi(zira tüm kütüphaneyi aslında biliyor) bunu yapamıyor.
    Eğer eğitim verisinde benzer durum için bir veri olsaydı, ona yönlendirirdi onuda yapamıyor.
    Sonuç: hanisülasyon.

    Özellikle programlama dil versiyonlarını ayırt edemiyor, ve ısrarla doğru olduğunu söylüyor bu konuda az ağız dalaşına girmedim ai modelleriyle.

    Örneğin örnek programlama dili 5.0 ile program yazacağım,örnek istiyorum ve verdiği örnek 3.0 dan kod içeriyor(hanisülasyonlu sonuç), bunun artık olmadığını söylüyorum kanıtlarıyla, olmadığını bir cümle ile kabul ediyor ve yine eski versiyona uygun kod yazıyor. Çünkü farkında değil. Buradan anlayın ne kadar düşünebilme yetisi var, yok.
    Eğer eğitim verisinde 5.0 da bunların kullanımdan kaldırıldığına dair bilgi olsaydı bu sonucu üretmeyecekti.

    Bir diğer hanisülasyon nedeni, kısa süreli belleği(insandaki gibi olandan bahsediyorum) olmaması. Yani ai'ın anlık hafızasında bişey tutmasını isterseniz, bunun üzerine bişey kuramıyor çünkü onada ağırlıklandırma yapıyor ve hatalı çıktı üretiyor.
    Bir sayı tut diye 10 kez sordunuz, 8. tuttuğun sayının 20 katı kaçtı dediğinde saçmalamaya başlıyor(tamamen örnektir aslında daha spesifik olması gerekiyor, yinede test ettim ve hatalı sonuç verdi, hata yaptığını söyledim yine hatalı cevap verdi.)
    Çünkü hangisinin 8. olduğunu bilemiyor geçmişe dönük hafızasını dizemiyor. Neyi önce hatırlaması gerektiğini bile ayırt edemiyor. Konuşma başına numarada atayamaz bunu tamamen kendisi yapmak zorunda zira ben 3 konuşmada bir numara sordum, sonra 8.sayıyı, sayıları dizmek zorunda ancak yapamıyor. Çünkü farkındalığı yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Seto-Kaiba -- 28 Temmuz 2025; 12:29:41 >




  • serdarcenk kullanıcısına yanıt
    senden daha akıllı konuşuyor!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hermiyasinmi -- 28 Temmuz 2025; 13:39:29 >
  • Hermiyasinmi H kullanıcısına yanıt
    Haklısın! Seninle aramızdaki fark; ben benden daha akıllı olduğunu biliyorum ve bunun farkındayım... sen ise herşeyi bildiğin için senden daha akıllı olduğunu bilmiyorsun :)

  • Epirus kullanıcısına yanıt

    Verebilir. Bu modellerin nasıl çalıştığını anlamak için tokenizer ve transformer yapılarına bakmak lazım.

  • scorn kullanıcısına yanıt
    Verdiği cevaplar, kendisi (benliği) için ne gibi anlamlar ifade ediyor?

    Benliği olmayan bir şey, "neleri bilip neleri bilmediğini" bilmeyen bir şeydir.

    Biliyormuş gibi cevap verebilir mi? Evet.

    tr.m.wikipedia.org
    Benlik - Vikipedi
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Benlik

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • İnsanlarda yapay zeka konusunda bir gevşeme rahatlama mı var yoksa bana mı öyle geliyor?80 lerdeki 90lardaki korkunun eseri bile kalmamış sanki

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Fatih KARAHAN kullanıcısına yanıt
    "İnsan, bilmediği şeylerden korkar"

    diye bir söz var(dı).

    Korktuğu şeylerin ne olduğunu öğrendikçe, hatta bununla yetinmeyip onları değiştirip dönüştürmeye de başladıkça kendisi "korkulan" haline geliyor, gibi.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Epirus kullanıcısına yanıt

    Evet, ben de tam olarak bunu söyledim zaten. Ben bilinçliyim diyebilir mi? Diyebilir. Ben akıllı düşünen bir şeyim der mi? Der. Ben tanrıyım diyebilir mi? Neden olmasın, sadece bir kaç komut ile insandan üstün olduğu çıkarımı yaptırıp sonrasında da insanüstü olarak tanrıyı tanıtıp programa tanrı olduğunu söyletmek mümkün.

    Buradaki konu insani soyut kavramların ilk defa başka bir "şey" üzerinde gözükmesi. Ama bu maymunun insanı taklidinden daha başarılı değil.

  • Önce ev işlerini yapsınlar da gerisi gelir zamanla

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • scorn kullanıcısına yanıt
    quote:

    Verdirtiliyor...
    derken kastettiğim şey aslında sizin açıkladıklarınız.

    Konuda da bahsedildiği gibi, Beyin'in nasıl çalıştığı (neredeyse) tam olarak öğrenildiğinde; duyumsayabilen ve dolayısıyla bunun (kendisinin) farkında olabilen birçok canlı/şey yapılabilecek.

    Bu durumda, öne çıkacak olan şey Yapay Beyin olacak.

    Günümüzdeki Yapay Zeka çalışmaları, Son'un başlangıç temeli gibi. Son'dan ne anladığımıza göre değişir. :)

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Epirus kullanıcısına yanıt

    Korkulan sorunlar hala ortada duruyor ama hocam


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Fatih KARAHAN kullanıcısına yanıt
    Bahsi geçen sorunları belirtirseniz, kendimce birşeyler yazarım.

    Yapay Zeka bir Pazarlama aracı ve muazzam paralar kazandırma potansiyeli var.

    Temiz duygularla ve İnsanlık için yapıldığı iddiası ortada duruyor.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.