Şimdi Ara

Turbo benzinli araç ver devir çevirme (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
71
Cevap
0
Favori
5.148
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • msansertekin kullanıcısına yanıt
    Kesinlikle.

    Turbo kültürü yok.

    Bugün yanımda park halindeyken bi 308 vardı.

    Adam çalıştırdı ve direk 5.000 devirle fırlayıp gitti

    Termometrem -2 gösteriyordu.

    Sonra da Peugeot sorunlu oluyor
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hemican

    Maks gucunu redlinedan 2000 devir once ureten bir kac motor koyun gorelim o zaman. bakalim egrilerine durum nedir.

    Ben de diyorumki cogu aracta maks guc redline a yakin uretilir. O yuzden redlinea kadar basmaniz lazim maks ivmelenme icin.

    O zaman soyle yapalim koydugunuz 1.4 motoru kullanirken size gore kac devirde vites atmak lazim maks ivmelenme icin. Benim cevabim 6000 devir tork dusuk olsa bile.

    Buyrun misal audi 2tfsi motoru.

     Turbo benzinli araç ver devir çevirme


    ORada yazdım o octaviada 4-5bin aralığında tutarak en iyi akış sağlanır dedim.

    Şöyle değerlendirin, siz 6bine kadar götüreceksiniz, vites değiştirirken devir düşmesine izin vereceksiniz, neden? 6bine çıkıyorsunuz vites düşme anında devir kaybım oluyor, 6binde atarsam devir kaybı olsa bile 4bine falan iniyor tam iyi yerlerde oluyorum. Hızlanmam iyi oluyor. Düşünceniz bu değil mi? Ama siz 5binden itibaren yaşadığınız güç ve tork azalması yokmuş gibi davranıyorsunuz. Yani sürekli bu şekilde sürerseniz, vites değişimi esansında tahminne 2bin devir kaybedeceğinizi varsaysak, 6-4bin devirler arasında o grafikteki 4bar arasında gidip geliyorsunuz. ki 5binden 6bine gelene kadar tork kaybınız takribi 45-50nm, güç kaybınız 10hp. Güç kaybınız az ama tork kaybınız çok fazla. Şimdi diyeceksiniz ki hızlanmanın direk torkla alakası yok?

    Nasıl yok, tork çevirebilme gücü. Havasız ortamda araç hızlanmıyor. Biz tüm bunları ne için konuşuyoruz başından beri? Hızlanma için değil mi? fizik kuralları gereği aracın hızı arttıkça rüzgar ve lastik sürtünmesi artacak. Aracın hızlanmasına karşı, karşı kuvvet uygulanıyor olacak-giderek artan oranda. Ayrıca yolda en ufak bir eğim olması durumuna bu karşı etkinin gücü sizin aracınıza göre iyice azalacak. Dolayısıyla siz o yüksek devirlerde hızlanırken, motorunuzun torkuna son derece ihtiyacınız var. 5000 devirden sonra tork fena azalıyor. Yani bu koşullar altında ivmelenmeniz hızla azalacak. Çünkü motor tekerlekleri daha hızlı çevirebilmek için daha fazla tork istiyor olacak.

    Üst vitese geçtiğinizde ne oluyor? Tekrar turbonun yüksek tork verdiği değere dönüyorsunuz, güç artmaya devam ediyor zaten ve hızlanıyorsunuz.

    Aracı benim dediğim şekilde kullanırsanız, 4-5bin bandında tork fazla düşmeden, vites değişimi esnasında ayağı gazdan yarım çekerek ve az devir kaybıyla, bu teknikle 750-bin devir kadar az devir kaybı yaşamanız mümkün. Ben başarabiliyorum özel de bir sürücü değilim. Ne olur, 4500-5000 arasında tek barda gidip gelirsiniz. Akış devamlı, tork kaybı az, güç ise hala artan iyi konumda olur. Peki derseni zmadem böyle devir kaybı olmuyor niye 6ne çıkarım, ayarım gazla vites değiştirmiyorum. O zaman daha da iyi hızlanmış olurum. Pek öyle değil. Birincisi yine tork kaybınız var, ikincisi son devirlerde motorun vites esnasındaki devir düşüşü daha hızlı oluyor. Her türlü 2bin devire yakın yine kaybınız olacak.


    Bu yukarıda yazdığım sadece o grafiğe, o motora göre. Bazı arkadaşlar hala anlamamakta ısrarcı, sanki ben tek başına tork önemli diyor muşum, devir kesici -2000de vites değiştirmeli diyormuşum gibi al bak porschede niye böyle diyorlar. Kaç kere söylemem lazım tork ve gücük tepe noktaları arasında orta tepe bantı en verimli yerdir diye. Tamam cayman motoru buyrun.

     Turbo benzinli araç ver devir çevirme


    Güç harika artıyor ve neredeyse hiç düşmüyor, tork yine 2000den itibaren çok gövdeli, çok uuzn bir bantta, son devirlere kadar gidiyor ve kaybı son derece düşük. O motor 6bin-7bin arasında son derece verimli olacaktır. Yani motoruna göre değişir bu. Öyle her arabada 4binde ya da; kesici -2000 gibi birşey demedim ben.

    Yine o verdiğim clio rs motoru ideal aralığı takribi 5800-6500 gibi. Kesiciye oldukça yakın yani. Niye? Çünkü güç ve tork eğrilerinin en kuvvetli olduğu yerler zaten oralar. Yani motor verim bandınıza göre değişir. Aracınız güç ve torkunu erken verip sonlarda çabuk ve ani kayba uğruyorsa ki çoğumuzun sokak arabaları böyle, o zaman kesiciye girmenin size faydası yok. Basit fizik kuralı kayıp yaşıyorsunuz. Bu kadar basit.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lord Sparhawk -- 9 Ocak 2015; 23:55:55 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: rbcntechnic

    Mesela uzun yolda 180 200 ile uzun süre sürüş yapsak atmosferk mi yoksa turbo benzinli mi daha çok yıpranır.



    Turboyu kucağına alırsın

    Hiç birşey olmaz, turbo 3 senelik teknoloji değil. Binek benzinlilerde 30 yıldan uzun tarihi var saab sağolsun. Yüksek hızda uzun süre gitmeyle patlayacak bir teknoloji olsaydı kullanılmazdı. Aksine 4-5 sene içinde çok az manuel vites ve düz atmosferik motorlu araç kalacak görürsünüz.

    Saatlerce yüksek yük altında 100.000 devir civarında döndürdüğün turbonun ömrünün azalmayacağını mı sanıyorsun ?

    Elbette azaltır da 200km'le hızla saatlerce sürmeyeceksiniz heralde?

    Uzun vadede diyorsanız sürekli yüksek süratte girmenin motor ve aktarma organlarına da ömür kısaltıcı etkisi var ki zaten. Yani siz motorunuzu hep zorlayan biriyseniz contalar da, krank da, pistonlarda, segmanlar da turbo gibi daha hızlı aşınacaktır. Dolayısıyla yüksek süratte giderseniz turboyu elinize alırsınız diye bir şey yok. Motoru hırpalayan genel olarak hırpalar. Günlük hayatta uzun yolda normal sürüp, arada bir yüksek hızlara kısa sürede çıkmayla turboya fazla bir zarar vermezsiniz. Bugün en ekstrem arabalarda turbo üniteleri kullanıldığını hatırlatırım. Hatta dünaynıın en hızlı aracında bile..

    "Mesela UZUN YOLDA 180 200 ile UZUN SÜRE sürüş yapsak" ifadesine binaen turboyu kucağına alırsın deyince de suçlu ilan edilmiş gibi eksileniyorum. Adam saatlerce sürmekten bahsediyor.

    Aracın motorundaki değişik parçaların değişik hassasiyetleri vardır. Bana göre de motorda , üstüne binen yüke oranla en narin parça turbodur. Turbonun balans ayarını türkiyede doğru dürüst yapabilen yerler sınırlı. O derece hassas bir parça. Tam yükte saniyede 1667 devir yapan bir parça. En ufak bir kusurun kabul edilemeyeceği bir parça. O yüzden dikkatli kullanılmalı.

    Faydaları var. Fakat bir o kadar da narin.

    Ya insaf, türkiyede hangi yolda SAATLERCE 200km hız ile gidebilirsiniz? O hızda gideceğiniz süre maks 10-15 dakikadır.

    Hiç de narin bir parça falan değil. Motorun diğer elemanları koşullara ne kadar dayanıklıysa o derece dayanıklı bir parça. Aracı yüksek süratlerde kullanmakla öyle birkaç senede turbosuna zarar vermezsiniz. Segmanların uğrayacağı zarar turbodan fazla olursa şaşırmayın. Turbo o kadar narin değil, ekstrem koşullarda bile kullanılıyor. Turbo rali araçları, turbo süper spor araçlar, hatta ve hatta formula 1 araçları. Renault 80lerde turbo formula 1 motoru üretiyordu. Bugünün formula 1 araçları 1.6litre turbo beslemeli motorlar. E o yarış arabası, olur demeyin. Sıralama sonrası motor değişimi yasak. Dolayısıyla sağlam olmak zorunda ki ralli ve formula 1 araçlarının motorlarında ne kadar ekstrem yük bindiğini biliyoruz.

    Turbo bu kadar narin bir teknoloji olsa bu tip motor sporlarında kullanılması akıldan bile geçmezdi. Ama kullanılıyor. O kadar başarılı ki binek sokak arabalarına bile geldi. Üstelik bunlardaki versiyonlar mülayim küçük turbolar. Araçların da bunları çok zorlayabildği yok. Ha tek tük yok rampada zorladım turbo patladı konuları görmüyor muyuz? Görüyoruz, ama aynı durumda rampada ani yükelenen adam krantan, vites sentromeçlerine, kavramadan, motor bloğuna kadar herşeye o anda zarar verebilir mi, ihitmali var mı var. Dolayısıyla 200 km ile uzun süre gitsem birşey olur mu diyen adama kucağına alırsın demek çok abartı.

    Bunu okuyan vay ben turbo araçla yarım saat 200km yapsam turbo gidecek heralde gibi algılar. Yok uzun vadede kast ettiyseniz o şekilde düzeltseydiniz. Onu da aynı argümanla karşı çıkıyorum en az turbo kadar diğer motor elemanları da zarar görür diye.

    Sizdeki 90lar başı sık turbo arızası çıkaran volvolardan kalma bir çekingenlik olsa gerek.




  • Turbo motorda atmosferik keyfini alamazsın.Gerekirse altında bmw,mercedes olsun yok yok...insanın kulak aşinalığından mı nedir keyif alamıyorsun.Hele ferrari,v8 motorlu mustang motorunun sesi anlatılmaz,duyulur

    1.4 turbo 120 beygir linea kullanıyorum,atmosferik arabadan aldığım keyfi alamıyorum.Tek artısı gaza basınca uzayıp gidiyor,yokuşlarda bayılmıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: rbcntechnic

    Mesela uzun yolda 180 200 ile uzun süre sürüş yapsak atmosferk mi yoksa turbo benzinli mi daha çok yıpranır.



    Turboyu kucağına alırsın

    Hiç birşey olmaz, turbo 3 senelik teknoloji değil. Binek benzinlilerde 30 yıldan uzun tarihi var saab sağolsun. Yüksek hızda uzun süre gitmeyle patlayacak bir teknoloji olsaydı kullanılmazdı. Aksine 4-5 sene içinde çok az manuel vites ve düz atmosferik motorlu araç kalacak görürsünüz.

    Saatlerce yüksek yük altında 100.000 devir civarında döndürdüğün turbonun ömrünün azalmayacağını mı sanıyorsun ?

    Elbette azaltır da 200km'le hızla saatlerce sürmeyeceksiniz heralde?

    Uzun vadede diyorsanız sürekli yüksek süratte girmenin motor ve aktarma organlarına da ömür kısaltıcı etkisi var ki zaten. Yani siz motorunuzu hep zorlayan biriyseniz contalar da, krank da, pistonlarda, segmanlar da turbo gibi daha hızlı aşınacaktır. Dolayısıyla yüksek süratte giderseniz turboyu elinize alırsınız diye bir şey yok. Motoru hırpalayan genel olarak hırpalar. Günlük hayatta uzun yolda normal sürüp, arada bir yüksek hızlara kısa sürede çıkmayla turboya fazla bir zarar vermezsiniz. Bugün en ekstrem arabalarda turbo üniteleri kullanıldığını hatırlatırım. Hatta dünaynıın en hızlı aracında bile..

    "Mesela UZUN YOLDA 180 200 ile UZUN SÜRE sürüş yapsak" ifadesine binaen turboyu kucağına alırsın deyince de suçlu ilan edilmiş gibi eksileniyorum. Adam saatlerce sürmekten bahsediyor.

    Aracın motorundaki değişik parçaların değişik hassasiyetleri vardır. Bana göre de motorda , üstüne binen yüke oranla en narin parça turbodur. Turbonun balans ayarını türkiyede doğru dürüst yapabilen yerler sınırlı. O derece hassas bir parça. Tam yükte saniyede 1667 devir yapan bir parça. En ufak bir kusurun kabul edilemeyeceği bir parça. O yüzden dikkatli kullanılmalı.

    Faydaları var. Fakat bir o kadar da narin.

    Ya insaf, türkiyede hangi yolda SAATLERCE 200km hız ile gidebilirsiniz? O hızda gideceğiniz süre maks 10-15 dakikadır.

    Hiç de narin bir parça falan değil. Motorun diğer elemanları koşullara ne kadar dayanıklıysa o derece dayanıklı bir parça. Aracı yüksek süratlerde kullanmakla öyle birkaç senede turbosuna zarar vermezsiniz. Segmanların uğrayacağı zarar turbodan fazla olursa şaşırmayın. Turbo o kadar narin değil, ekstrem koşullarda bile kullanılıyor. Turbo rali araçları, turbo süper spor araçlar, hatta ve hatta formula 1 araçları. Renault 80lerde turbo formula 1 motoru üretiyordu. Bugünün formula 1 araçları 1.6litre turbo beslemeli motorlar. E o yarış arabası, olur demeyin. Sıralama sonrası motor değişimi yasak. Dolayısıyla sağlam olmak zorunda ki ralli ve formula 1 araçlarının motorlarında ne kadar ekstrem yük bindiğini biliyoruz.

    Turbo bu kadar narin bir teknoloji olsa bu tip motor sporlarında kullanılması akıldan bile geçmezdi. Ama kullanılıyor. O kadar başarılı ki binek sokak arabalarına bile geldi. Üstelik bunlardaki versiyonlar mülayim küçük turbolar. Araçların da bunları çok zorlayabildği yok. Ha tek tük yok rampada zorladım turbo patladı konuları görmüyor muyuz? Görüyoruz, ama aynı durumda rampada ani yükelenen adam krantan, vites sentromeçlerine, kavramadan, motor bloğuna kadar herşeye o anda zarar verebilir mi, ihitmali var mı var. Dolayısıyla 200 km ile uzun süre gitsem birşey olur mu diyen adama kucağına alırsın demek çok abartı.

    Bunu okuyan vay ben turbo araçla yarım saat 200km yapsam turbo gidecek heralde gibi algılar. Yok uzun vadede kast ettiyseniz o şekilde düzeltseydiniz. Onu da aynı argümanla karşı çıkıyorum en az turbo kadar diğer motor elemanları da zarar görür diye.

    Sizdeki 90lar başı sık turbo arızası çıkaran volvolardan kalma bir çekingenlik olsa gerek.

    Yarış araçlarında kullanılan turboların bizim turbolardan olduğunu mu sanıyorsunuz merak ediyorum ? Yatakları bile farklı. Rulmanlı turbo kullanılıyor. Bizim çoğu araçta kaymalı yatak var. Yağlama karakterleri birbirinden çok farklı. Binek araçlarda eskiden kullanılan turbolar daha dayanıksızdı . Şimdi düzelme var ancak halen yeterli değil.

    Motorsporlarında önemli olan parçanın bir kaç yarış boyunca dayanabilmesi. Yüzbinlerce km ömür aramıyorlar. Motorsporlarında turbo kullanılması, turbonun sorunsuz 200bin devirebileceği anlamına gelmez.

    Mülayim turbo dediğiniz turbo, 1.4 dizelde 1.2 bar basıyor . Benzinli araçların turboluları 0.6-0.8 barda gezerken hem de. Binek araçlarına geldi diye sorunsuz falan mı sanıyorsunuz anlamıyorum. Yüklenme sonrası dizel araçta yağ yakma problemleriyle karşılaşanlar var. Turbo yüzünden. Turbosu yağ kaçırdı diye motoru yağsız kalıp yatak saran var.

    Polo gti 1.4 tsi 180 hp araç turbo yataklarının yağ kaçırması yüzünden yağ yakıyordu. Hem de daha ilk onbinde başlıyordu problem. Hani nerede o sorunsuz turbo ? Yüklenince nasıl da sorun çıkartıyor. İnternette arayın gti yağ yakma diye. Volkswagen geri çekmek zorunda kaldı. Yenisini üretecek. 90 lara gitmenize gerek yok yani.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hemican

    Maks gucunu redlinedan 2000 devir once ureten bir kac motor koyun gorelim o zaman. bakalim egrilerine durum nedir.

    Ben de diyorumki cogu aracta maks guc redline a yakin uretilir. O yuzden redlinea kadar basmaniz lazim maks ivmelenme icin.

    O zaman soyle yapalim koydugunuz 1.4 motoru kullanirken size gore kac devirde vites atmak lazim maks ivmelenme icin. Benim cevabim 6000 devir tork dusuk olsa bile.

    Buyrun misal audi 2tfsi motoru.



    ORada yazdım o octaviada 4-5bin aralığında tutarak en iyi akış sağlanır dedim.

    Şöyle değerlendirin, siz 6bine kadar götüreceksiniz, vites değiştirirken devir düşmesine izin vereceksiniz, neden? 6bine çıkıyorsunuz vites düşme anında devir kaybım oluyor, 6binde atarsam devir kaybı olsa bile 4bine falan iniyor tam iyi yerlerde oluyorum. Hızlanmam iyi oluyor. Düşünceniz bu değil mi? Ama siz 5binden itibaren yaşadığınız güç ve tork azalması yokmuş gibi davranıyorsunuz. Yani sürekli bu şekilde sürerseniz, vites değişimi esansında tahminne 2bin devir kaybedeceğinizi varsaysak, 6-4bin devirler arasında o grafikteki 4bar arasında gidip geliyorsunuz. ki 5binden 6bine gelene kadar tork kaybınız takribi 45-50nm, güç kaybınız 10hp. Güç kaybınız az ama tork kaybınız çok fazla. Şimdi diyeceksiniz ki hızlanmanın direk torkla alakası yok?

    Nasıl yok, tork çevirebilme gücü. Havasız ortamda araç hızlanmıyor. Biz tüm bunları ne için konuşuyoruz başından beri? Hızlanma için değil mi? fizik kuralları gereği aracın hızı arttıkça rüzgar ve lastik sürtünmesi artacak. Aracın hızlanmasına karşı, karşı kuvvet uygulanıyor olacak-giderek artan oranda. Ayrıca yolda en ufak bir eğim olması durumuna bu karşı etkinin gücü sizin aracınıza göre iyice azalacak. Dolayısıyla siz o yüksek devirlerde hızlanırken, motorunuzun torkuna son derece ihtiyacınız var. 5000 devirden sonra tork fena azalıyor. Yani bu koşullar altında ivmelenmeniz hızla azalacak. Çünkü motor tekerlekleri daha hızlı çevirebilmek için daha fazla tork istiyor olacak.

    Üst vitese geçtiğinizde ne oluyor? Tekrar turbonun yüksek tork verdiği değere dönüyorsunuz, güç artmaya devam ediyor zaten ve hızlanıyorsunuz.

    Aracı benim dediğim şekilde kullanırsanız, 4-5bin bandında tork fazla düşmeden, vites değişimi esnasında ayağı gazdan yarım çekerek ve az devir kaybıyla, bu teknikle 750-bin devir kadar az devir kaybı yaşamanız mümkün. Ben başarabiliyorum özel de bir sürücü değilim. Ne olur, 4500-5000 arasında tek barda gidip gelirsiniz. Akış devamlı, tork kaybı az, güç ise hala artan iyi konumda olur. Peki derseni zmadem böyle devir kaybı olmuyor niye 6ne çıkarım, ayarım gazla vites değiştirmiyorum. O zaman daha da iyi hızlanmış olurum. Pek öyle değil. Birincisi yine tork kaybınız var, ikincisi son devirlerde motorun vites esnasındaki devir düşüşü daha hızlı oluyor. Her türlü 2bin devire yakın yine kaybınız olacak.


    Bu yukarıda yazdığım sadece o grafiğe, o motora göre. Bazı arkadaşlar hala anlamamakta ısrarcı, sanki ben tek başına tork önemli diyor muşum, devir kesici -2000de vites değiştirmeli diyormuşum gibi al bak porschede niye böyle diyorlar. Kaç kere söylemem lazım tork ve gücük tepe noktaları arasında orta tepe bantı en verimli yerdir diye. Tamam cayman motoru buyrun.



    Güç harika artıyor ve neredeyse hiç düşmüyor, tork yine 2000den itibaren çok gövdeli, çok uuzn bir bantta, son devirlere kadar gidiyor ve kaybı son derece düşük. O motor 6bin-7bin arasında son derece verimli olacaktır. Yani motoruna göre değişir bu. Öyle her arabada 4binde ya da; kesici -2000 gibi birşey demedim ben.

    Yine o verdiğim clio rs motoru ideal aralığı takribi 5800-6500 gibi. Kesiciye oldukça yakın yani. Niye? Çünkü güç ve tork eğrilerinin en kuvvetli olduğu yerler zaten oralar. Yani motor verim bandınıza göre değişir. Aracınız güç ve torkunu erken verip sonlarda çabuk ve ani kayba uğruyorsa ki çoğumuzun sokak arabaları böyle, o zaman kesiciye girmenin size faydası yok. Basit fizik kuralı kayıp yaşıyorsunuz. Bu kadar basit.

    Alıntıları Göster
    Gozden kacirdiginiz nokta su 4-5 bin bandinda kalmasina imkan yok vites araliklari cok yakin degilse. 5 binde vites atarsaniz arac buyuk ihtimal 4 binin altina duser. Dusmesin diye de vites attiginiz. deviri yukseltmeniz gerekir yani kesiciye yaklasmaniz gerekir. Ne kadar yuksek devirde degistiriseniz bir sonraki vitese de o kadar yuksek devirde baslayacaksiniz sonucta.

    Siz hic bir rally yarisinda ya da hizlanma testinde, herhangi bir drag yarisinda 5000 devirde atilan vites gordunuz mu? Goremezsiniz cunku daha yavas olur.
    Ya da otomatik vites arabalrda gaz koklendiginde hic 5000 devirde degistiren gordunuz mu? Redline a yaklasir oyle atar vitesi.

    Ureticiler, pilotlar ve profesyoneller nasil hizlanilacagini bilmiyor mu yani?

    Audi motorunun maks gucu neredeyse sabit kaliyor 1000 devir kadar. dusmeye basladigi yerden 500 devir sonra da kesici var. Cogu motorda boyle uzun sure sabit kalmaz guc tepe noktasina gelir ve dusmeye baslar. Oradan 500-600 devir sonrada kesici olur genelde. Yani 2000 devir once olan motor bir istisnasdir.
    Yine de bu Audi motorunda da 5000 devirde vites atarsaniz 6500 de atan her turlu sizden daha hizli hizlanir cunku her an sizden daha fazla guc uretiyor olur. O 5000-6500 bandinda gezerken siz 3500-5000 bandinda geziyor olursunuz. Eger dediginiz gibi olsa Audi direk bu motorda kesiciyi 5000 devire koyardi boylece katalogdaki hizlanma verisi daha iyi olurdu. Musteriler bosuna 6000 devir cevirip extra yakit harcamazdi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hemican -- 10 Ocak 2015; 0:33:06 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hemican

    Maks gucunu redlinedan 2000 devir once ureten bir kac motor koyun gorelim o zaman. bakalim egrilerine durum nedir.

    Ben de diyorumki cogu aracta maks guc redline a yakin uretilir. O yuzden redlinea kadar basmaniz lazim maks ivmelenme icin.

    O zaman soyle yapalim koydugunuz 1.4 motoru kullanirken size gore kac devirde vites atmak lazim maks ivmelenme icin. Benim cevabim 6000 devir tork dusuk olsa bile.

    Buyrun misal audi 2tfsi motoru.

     Turbo benzinli araç ver devir çevirme


    ORada yazdım o octaviada 4-5bin aralığında tutarak en iyi akış sağlanır dedim.

    Şöyle değerlendirin, siz 6bine kadar götüreceksiniz, vites değiştirirken devir düşmesine izin vereceksiniz, neden? 6bine çıkıyorsunuz vites düşme anında devir kaybım oluyor, 6binde atarsam devir kaybı olsa bile 4bine falan iniyor tam iyi yerlerde oluyorum. Hızlanmam iyi oluyor. Düşünceniz bu değil mi? Ama siz 5binden itibaren yaşadığınız güç ve tork azalması yokmuş gibi davranıyorsunuz. Yani sürekli bu şekilde sürerseniz, vites değişimi esansında tahminne 2bin devir kaybedeceğinizi varsaysak, 6-4bin devirler arasında o grafikteki 4bar arasında gidip geliyorsunuz. ki 5binden 6bine gelene kadar tork kaybınız takribi 45-50nm, güç kaybınız 10hp. Güç kaybınız az ama tork kaybınız çok fazla. Şimdi diyeceksiniz ki hızlanmanın direk torkla alakası yok?

    Nasıl yok, tork çevirebilme gücü. Havasız ortamda araç hızlanmıyor. Biz tüm bunları ne için konuşuyoruz başından beri? Hızlanma için değil mi? fizik kuralları gereği aracın hızı arttıkça rüzgar ve lastik sürtünmesi artacak. Aracın hızlanmasına karşı, karşı kuvvet uygulanıyor olacak-giderek artan oranda. Ayrıca yolda en ufak bir eğim olması durumuna bu karşı etkinin gücü sizin aracınıza göre iyice azalacak. Dolayısıyla siz o yüksek devirlerde hızlanırken, motorunuzun torkuna son derece ihtiyacınız var. 5000 devirden sonra tork fena azalıyor. Yani bu koşullar altında ivmelenmeniz hızla azalacak. Çünkü motor tekerlekleri daha hızlı çevirebilmek için daha fazla tork istiyor olacak.

    Üst vitese geçtiğinizde ne oluyor? Tekrar turbonun yüksek tork verdiği değere dönüyorsunuz, güç artmaya devam ediyor zaten ve hızlanıyorsunuz.

    Aracı benim dediğim şekilde kullanırsanız, 4-5bin bandında tork fazla düşmeden, vites değişimi esnasında ayağı gazdan yarım çekerek ve az devir kaybıyla, bu teknikle 750-bin devir kadar az devir kaybı yaşamanız mümkün. Ben başarabiliyorum özel de bir sürücü değilim. Ne olur, 4500-5000 arasında tek barda gidip gelirsiniz. Akış devamlı, tork kaybı az, güç ise hala artan iyi konumda olur. Peki derseni zmadem böyle devir kaybı olmuyor niye 6ne çıkarım, ayarım gazla vites değiştirmiyorum. O zaman daha da iyi hızlanmış olurum. Pek öyle değil. Birincisi yine tork kaybınız var, ikincisi son devirlerde motorun vites esnasındaki devir düşüşü daha hızlı oluyor. Her türlü 2bin devire yakın yine kaybınız olacak.


    Bu yukarıda yazdığım sadece o grafiğe, o motora göre. Bazı arkadaşlar hala anlamamakta ısrarcı, sanki ben tek başına tork önemli diyor muşum, devir kesici -2000de vites değiştirmeli diyormuşum gibi al bak porschede niye böyle diyorlar. Kaç kere söylemem lazım tork ve gücük tepe noktaları arasında orta tepe bantı en verimli yerdir diye. Tamam cayman motoru buyrun.

     Turbo benzinli araç ver devir çevirme


    Güç harika artıyor ve neredeyse hiç düşmüyor, tork yine 2000den itibaren çok gövdeli, çok uuzn bir bantta, son devirlere kadar gidiyor ve kaybı son derece düşük. O motor 6bin-7bin arasında son derece verimli olacaktır. Yani motoruna göre değişir bu. Öyle her arabada 4binde ya da; kesici -2000 gibi birşey demedim ben.

    Yine o verdiğim clio rs motoru ideal aralığı takribi 5800-6500 gibi. Kesiciye oldukça yakın yani. Niye? Çünkü güç ve tork eğrilerinin en kuvvetli olduğu yerler zaten oralar. Yani motor verim bandınıza göre değişir. Aracınız güç ve torkunu erken verip sonlarda çabuk ve ani kayba uğruyorsa ki çoğumuzun sokak arabaları böyle, o zaman kesiciye girmenin size faydası yok. Basit fizik kuralı kayıp yaşıyorsunuz. Bu kadar basit.

    Bisiklet pedalina ne kadar guclu basarsaniz o kadar fazla yuk cekersiniz. Ama daha hizli gitmek istiyorsaniz pedallari daha hizli cevirmeniz gerekir.

    Ayrica dediginiz mantikla 1.300 cclik torku yerlerde gezen rx8 in cok yavas hizlanmasi gerekir. Ama yuksek devirlerde yuksek hp verdigi icin 0-100 7 saniyenin altinda. Bu demek olmasin ki torkun hizlanmaya hic etkisi yok tabi ki var torku daha yuksek olsaydi 5 sn olurdu belki. Ama ivmelenmeyi saglayan olabildigince yuksek devirdir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hacker111 -- 10 Ocak 2015; 0:40:58 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hemican


    Gozden kacirdiginiz nokta su 4-5 bin bandinda kalmasina imkan yok vites araliklari cok yakin degilse. 5 binde vites atarsaniz arac buyuk ihtimal 4 binin altina duser. Dusmesin diye de vites attiginiz. deviri yukseltmeniz gerekir yani kesiciye yaklasmaniz gerekir. Ne kadar yuksek devirde degistiriseniz bir sonraki vitese de o kadar yuksek devirde baslayacaksiniz sonucta.

    Siz hic bir rally yarisinda ya da hizlanma testinde, herhangi bir drag yarisinda 5000 devirde atilan vites gordunuz mu? Goremezsiniz cunku daha yavas olur.
    Ya da otomatik vites arabalrda gaz koklendiginde hic 5000 devirde degistiren gordunuz mu? Redline a yaklasir oyle atar vitesi.

    Ureticiler, pilotlar ve profesyoneller nasil hizlanilacagini bilmiyor mu yani?

    Audi motorunun maks gucu neredeyse sabit kaliyor 1000 devir kadar. dusmeye basladigi yerden 500 devir sonra da kesici var. Cogu motorda boyle uzun sure sabit kalmaz guc tepe noktasina gelir ve dusmeye baslar. Oradan 500-600 devir sonrada kesici olur genelde. Yani 2000 devir once olan motor bir istisnasdir.
    Yine de bu Audi motorunda da 5000 devirde vites atarsaniz 6500 de atan her turlu sizden daha hizli hizlanir cunku her an sizden daha fazla guc uretiyor olur. O 5000-6500 bandinda gezerken siz 3500-5000 bandinda geziyor olursunuz. Eger dediginiz gibi olsa Audi direk bu motorda kesiciyi 5000 devire koyardi boylece katalogdaki hizlanma verisi daha iyi olurdu. Musteriler bosuna 6000 devir cevirip extra yakit harcamazdi.




    Bakın size iki örnek




    Biliyorsunuz cvt kayışlı şanzıman. Bakın şanzımanlar redline'a götürmüyor deviri. Tepe bant neredeyse orada tutarak en veirmli hızlanmayı sağlıyorlar.

    Algılamıyorsunuz galiba. Ben motora göre değişir diyorum. Motor eğrilerine bakmak gerekir diyorum. Ralli aracının motor bandını biliyor musunuz? Belki tepe bandı 7binde, 7binde değiştiriliyor? Ben her motor 5binde dğeiştirilmeli demiyorum ki.




  • hacker111 kullanıcısına yanıt
    bisiklet pedalını ağırlığınız altında daha hızlı gevirebilmek için güce(tork) ihtiyacınız vardır, çevikliğe değil. İnsanla karşılaştırmayın. Çevikliğiniz güçtür, vücut kasınız tork gibi düşünün.
  • Ben turboyu seviyorum...Yağını bakımını düzenli yapıp ilk çalıştırmada ve stop etmede dikkat edersen uzun müddet gider diye düşünüyorum.Ayrıca turbo yüksek devir gerektirmeden arabayı alıp götürüyor...Zaten devir belli bir saate gelince bariz güç azalması yaşıyorsunuz.Gerek yok...
  • hacker111 kullanıcısına yanıt
    Torkun sadece tek başına hızlanmada katkısı yok ki. Torkun yanında güç, vites oranları, tekerlek çapıyla da hızlanmayı etkilersiniz. Torku ellemeden sadece lastik çapınızla dolaylı yoldan yola aktarılan torku değiştirip hızlanmayı değiştirebilirsiniz. Şanzıman dişli oranlarını değiştirip hızlanmayı 7 saniye altına çekebilir, ya da hızlanmayı düşürüp maksimum sürati arttırabilirsiniz. Tork tek başını etki etmiyor ki.

    Önemli olan torkun az-çok olması değil. Önemli olan tork bandının geniş olması, erken alınması, son devirlere kadar verilebilmesi. Güç için de önemli olan yine alınabildiği kadar erken alınması, doğrusal artması, kaybının yavaş olması. Sizin için 2004 model stok rx8 dyno sonucu buldum, buyrun.

     Turbo benzinli araç ver devir çevirme


    Bakın grafiğe, tork iki noktada düşüş yaşamış olsa da ciddi oranda düşmüyor ilave olarak geniş bir bantta yani iyi. Güce bakalım aynı noktalarda güçte de düşüş olmuş, büyük ihtimalle o aracın motoruyla alakalı bir sıkıntı olsa gerek. Onun dışında son derece doğrusal artmış ve kaybı çok az. Bu motorda ideal vites değişim aralıkları 8-9bin. Tercihen 8500-8700 civarları.




  • Lord Sparhawk L kullanıcısına yanıt
    Lutfen duzgun duzgun konusurken algilayamiyorsunuz galiba falan sekline donmesin olay. Eger o sekile donecekse ben bi daha yazmam.

    Bakin Rally oradaki bir ornekti, sadece onu secmissiniz. Test surusleri, ureticiler bunlari es gecmissiniz.

    CVT de fark ettiyseniz max guc konumunda tutuyor deviri max tork degil. Benim dediigm gibi redlinedan 400-500 devir asagida. Redlinedan 2000 devir asagida tutan sanziman bulamazsiniz. Tepe bandi dediginiz eger max guc ise ve vitesin orada atilmasini oneriyorsaniz size yuzde 99 katiliyorum.

    Ama tepe bandi dediginz sizin guc tork egrisine bakarak tork fazla dusmesin ama guc de fazla dusmesin seklinde bir yorumda bulunmaniz ise o zaman katilmiyorum.
  • Ben hep superchargerın daha üstün olduğunu düşünmüşümdür.

    Ama maliyet dolayısıyla pek tercih edilmiyor galiba.
  • Hangi Turbodan bahsediyorsunuz küçük hacimli motorlardaki mini turbolardan bahsediyorsanız onların kullanım amacı dizeldekilerle aynı yani ekonomi. Performans araçlarındaki turboların yapısı farklı bazılarında atmosferiklerden bile fazla devir çevirebilirsiniz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ister çevirin, ister çevirmeyin, her parçanın olduğu gibi turboşarjın da yorulma ömrü ve sürünme oranı vardır. Bir parça üzerindeki stresi artırmak demek ömrünü logaritmik olarak azaltmak demektir. mesela kabaca, turbosarjın x yükle çalışması durumunda 100 milyon döngü ömrü varken, 2x yükle çalışması durumunda 100 bin döngü ömrü oluyor. Yani sırf üzerine binen yükü iki katına çıkarmak ömrünü 1000 kat kısaltıyor, bu sadece örnektir, daha yüksek sıcaklıkta sürünmesi, plastik deformasyonu daha bir sürü etken var, her malzemenin farklı tepkisi de söz konusu. Yukarıda sivri zekalının biri ankara-istanbul arasını dip gazla gittim birşey olmadı yazmış, 3. veya 4. kez git aynı şekilde bakalım neler oluyor.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: rbcntechnic

    Mesela uzun yolda 180 200 ile uzun süre sürüş yapsak atmosferk mi yoksa turbo benzinli mi daha çok yıpranır.



    Turboyu kucağına alırsın

    Hiç birşey olmaz, turbo 3 senelik teknoloji değil. Binek benzinlilerde 30 yıldan uzun tarihi var saab sağolsun. Yüksek hızda uzun süre gitmeyle patlayacak bir teknoloji olsaydı kullanılmazdı. Aksine 4-5 sene içinde çok az manuel vites ve düz atmosferik motorlu araç kalacak görürsünüz.

    Saatlerce yüksek yük altında 100.000 devir civarında döndürdüğün turbonun ömrünün azalmayacağını mı sanıyorsun ?

    Elbette azaltır da 200km'le hızla saatlerce sürmeyeceksiniz heralde?

    Uzun vadede diyorsanız sürekli yüksek süratte girmenin motor ve aktarma organlarına da ömür kısaltıcı etkisi var ki zaten. Yani siz motorunuzu hep zorlayan biriyseniz contalar da, krank da, pistonlarda, segmanlar da turbo gibi daha hızlı aşınacaktır. Dolayısıyla yüksek süratte giderseniz turboyu elinize alırsınız diye bir şey yok. Motoru hırpalayan genel olarak hırpalar. Günlük hayatta uzun yolda normal sürüp, arada bir yüksek hızlara kısa sürede çıkmayla turboya fazla bir zarar vermezsiniz. Bugün en ekstrem arabalarda turbo üniteleri kullanıldığını hatırlatırım. Hatta dünaynıın en hızlı aracında bile..

    "Mesela UZUN YOLDA 180 200 ile UZUN SÜRE sürüş yapsak" ifadesine binaen turboyu kucağına alırsın deyince de suçlu ilan edilmiş gibi eksileniyorum. Adam saatlerce sürmekten bahsediyor.

    Aracın motorundaki değişik parçaların değişik hassasiyetleri vardır. Bana göre de motorda , üstüne binen yüke oranla en narin parça turbodur. Turbonun balans ayarını türkiyede doğru dürüst yapabilen yerler sınırlı. O derece hassas bir parça. Tam yükte saniyede 1667 devir yapan bir parça. En ufak bir kusurun kabul edilemeyeceği bir parça. O yüzden dikkatli kullanılmalı.

    Faydaları var. Fakat bir o kadar da narin.

    Ya insaf, türkiyede hangi yolda SAATLERCE 200km hız ile gidebilirsiniz? O hızda gideceğiniz süre maks 10-15 dakikadır.

    Hiç de narin bir parça falan değil. Motorun diğer elemanları koşullara ne kadar dayanıklıysa o derece dayanıklı bir parça. Aracı yüksek süratlerde kullanmakla öyle birkaç senede turbosuna zarar vermezsiniz. Segmanların uğrayacağı zarar turbodan fazla olursa şaşırmayın. Turbo o kadar narin değil, ekstrem koşullarda bile kullanılıyor. Turbo rali araçları, turbo süper spor araçlar, hatta ve hatta formula 1 araçları. Renault 80lerde turbo formula 1 motoru üretiyordu. Bugünün formula 1 araçları 1.6litre turbo beslemeli motorlar. E o yarış arabası, olur demeyin. Sıralama sonrası motor değişimi yasak. Dolayısıyla sağlam olmak zorunda ki ralli ve formula 1 araçlarının motorlarında ne kadar ekstrem yük bindiğini biliyoruz.

    Turbo bu kadar narin bir teknoloji olsa bu tip motor sporlarında kullanılması akıldan bile geçmezdi. Ama kullanılıyor. O kadar başarılı ki binek sokak arabalarına bile geldi. Üstelik bunlardaki versiyonlar mülayim küçük turbolar. Araçların da bunları çok zorlayabildği yok. Ha tek tük yok rampada zorladım turbo patladı konuları görmüyor muyuz? Görüyoruz, ama aynı durumda rampada ani yükelenen adam krantan, vites sentromeçlerine, kavramadan, motor bloğuna kadar herşeye o anda zarar verebilir mi, ihitmali var mı var. Dolayısıyla 200 km ile uzun süre gitsem birşey olur mu diyen adama kucağına alırsın demek çok abartı.

    Bunu okuyan vay ben turbo araçla yarım saat 200km yapsam turbo gidecek heralde gibi algılar. Yok uzun vadede kast ettiyseniz o şekilde düzeltseydiniz. Onu da aynı argümanla karşı çıkıyorum en az turbo kadar diğer motor elemanları da zarar görür diye.

    Sizdeki 90lar başı sık turbo arızası çıkaran volvolardan kalma bir çekingenlik olsa gerek.

    Yarış araçlarında kullanılan turboların bizim turbolardan olduğunu mu sanıyorsunuz merak ediyorum ? Yatakları bile farklı. Rulmanlı turbo kullanılıyor. Bizim çoğu araçta kaymalı yatak var. Yağlama karakterleri birbirinden çok farklı. Binek araçlarda eskiden kullanılan turbolar daha dayanıksızdı . Şimdi düzelme var ancak halen yeterli değil.

    Motorsporlarında önemli olan parçanın bir kaç yarış boyunca dayanabilmesi. Yüzbinlerce km ömür aramıyorlar. Motorsporlarında turbo kullanılması, turbonun sorunsuz 200bin devirebileceği anlamına gelmez.

    Mülayim turbo dediğiniz turbo, 1.4 dizelde 1.2 bar basıyor . Benzinli araçların turboluları 0.6-0.8 barda gezerken hem de. Binek araçlarına geldi diye sorunsuz falan mı sanıyorsunuz anlamıyorum. Yüklenme sonrası dizel araçta yağ yakma problemleriyle karşılaşanlar var. Turbo yüzünden. Turbosu yağ kaçırdı diye motoru yağsız kalıp yatak saran var.

    Polo gti 1.4 tsi 180 hp araç turbo yataklarının yağ kaçırması yüzünden yağ yakıyordu. Hem de daha ilk onbinde başlıyordu problem. Hani nerede o sorunsuz turbo ? Yüklenince nasıl da sorun çıkartıyor. İnternette arayın gti yağ yakma diye. Volkswagen geri çekmek zorunda kaldı. Yenisini üretecek. 90 lara gitmenize gerek yok yani.

    Lafı çekiştirmeyin lütfen. Ben o araçlarıdaki turbolarla bizdekilerle aynı olmadığını, çok daha basit üniteler olduğunu yazdım ve ekledim bizdeki motorlar o kadar zorlayıcı motorlar değil diye di mi? Alıntıladığınız mesajımda bunlar KABAK gibi görünüyor.

    İkinci olarak siz ya da bir başkası; "motor 200bin km boyunca sürekli 200km gibi yüksek süratlerle kulanılırsa sorun olur" dediniz de ben olmaz mı dedim? 200bin km'de normal sürülmüş motorda bile aşınmaya başlayan bir sürü parça olur ki yorulmuş motorda turbo olsun başka aksamlar olsun 200bin'de sorun çıkarmaya başlayabilir. Kendinizi haklı çıkarmak için ilk mesajınızdan beri lafımı çekiştiriyorsunuz, söylediğinizi değiştiriyorsunuz. Önce 200le uzun süre giden adama turboyu kucağına alırsın diye abarttınız. Sonra ben onu saatlerce giderse babında söyledim diye çevirdiniz. Yetmedi şimdi 200bin km'ye gelince diyorsunuz. Bir sonraki mesaja kadar kaz kömür oldu ama.

    Bu arada wrc'lerin tipik turbo basınçları 4-5 bar. Bunların yanında tabi ki 0.6 bar mülayim kalacak. Hem basınç düşük, hem ünite ufak. Motorun kendisi zaten basit binek motoru, aracın olayı sokak aracı olması. Ekstrem zorlayıcı bir faktör yok. Anormal işler yapmadıktan sonra öyle hop diye kucağa alınmaz turbo.

    Tekrarlıyorum turbo; dizel ve benzinli motorlara, sokak araçları için yeni gelen birşey değil. Açın otomobil tarihini okuyun. Saab 99 turbo motoru geniş kitlelere yayan ilk araçlardan. Ta 60'lı yılların ortalarıdan itibaren hemde. O zamandan beri turbo motorlu araçlar geniş kitlelere artan oranda sunuluyor. Son yılların olayı değil binekte turbo motor.. 3-5 tane tekil örnek verip de ondan sonra turboyu kucanıza alırsınız demek abesle iştigal.




  • Hemican kullanıcısına yanıt
    Maks güçte tutmuyor. Maks güç ve maks torkun ideal alanında tutyor. Bende bunu söylüyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: trapspeed

    ister çevirin, ister çevirmeyin, her parçanın olduğu gibi turboşarjın da yorulma ömrü ve sürünme oranı vardır. Bir parça üzerindeki stresi artırmak demek ömrünü logaritmik olarak azaltmak demektir. mesela kabaca, turbosarjın x yükle çalışması durumunda 100 milyon döngü ömrü varken, 2x yükle çalışması durumunda 100 bin döngü ömrü oluyor. Yani sırf üzerine binen yükü iki katına çıkarmak ömrünü 1000 kat kısaltıyor, bu sadece örnektir, daha yüksek sıcaklıkta sürünmesi, plastik deformasyonu daha bir sürü etken var, her malzemenin farklı tepkisi de söz konusu. Yukarıda sivri zekalının biri ankara-istanbul arasını dip gazla gittim birşey olmadı yazmış, 3. veya 4. kez git aynı şekilde bakalım neler oluyor.

    />


    Lütfen benzer bir grafiği motordaki diğer hareketli organlar için de paylaşın ki bir manası kalsın. Örneğin pistonun ya da sübapın 2 kat yükle çalışması durumunda ömrünün nasıl bir oranda azaldığı gibi. Bunlar arasında fark çok değişik çıkarsa o zaman denir ki evet turbo diğer elemanlara göre çok daha narindir, çok daha kısa ömürlüdür.




  • tabi ki de atarsın. çok da güzel uzar.
    Ama turbo benzinlilerin en önemli özelliği uzamak için devir kesiciye
    girmene gerek olmamasıdır. gaza bastığın an her viteste araba çok iyi ivmelenir.
    özellikle araba sollarken ya da sen bir aracı sollarken arkadan bir luzumsuz sana selektör
    yaptığında vites düşürmeden uzayabilirsin.
    ayrıca yüksek hızlarda çok devir çevirmene gerek kalmaz. düşük devirde
    verdiği yüksek torktan dolayı rampalarda da yüksek devir çevirmene gerek kalmaz.
    bu karakterinden dolayı da uzun ömürlü olmaması için hiç bir sebep yoktur.
    arada bir keyif için yüksek devirde vites değiştirirsin, ki bazen yapıyorum bir
    araba titresin kendine gelsin diye :) ondan da bişey olmaz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: rbcntechnic

    Mesela uzun yolda 180 200 ile uzun süre sürüş yapsak atmosferk mi yoksa turbo benzinli mi daha çok yıpranır.



    Turboyu kucağına alırsın

    Hiç birşey olmaz, turbo 3 senelik teknoloji değil. Binek benzinlilerde 30 yıldan uzun tarihi var saab sağolsun. Yüksek hızda uzun süre gitmeyle patlayacak bir teknoloji olsaydı kullanılmazdı. Aksine 4-5 sene içinde çok az manuel vites ve düz atmosferik motorlu araç kalacak görürsünüz.

    Saatlerce yüksek yük altında 100.000 devir civarında döndürdüğün turbonun ömrünün azalmayacağını mı sanıyorsun ?

    Elbette azaltır da 200km'le hızla saatlerce sürmeyeceksiniz heralde?

    Uzun vadede diyorsanız sürekli yüksek süratte girmenin motor ve aktarma organlarına da ömür kısaltıcı etkisi var ki zaten. Yani siz motorunuzu hep zorlayan biriyseniz contalar da, krank da, pistonlarda, segmanlar da turbo gibi daha hızlı aşınacaktır. Dolayısıyla yüksek süratte giderseniz turboyu elinize alırsınız diye bir şey yok. Motoru hırpalayan genel olarak hırpalar. Günlük hayatta uzun yolda normal sürüp, arada bir yüksek hızlara kısa sürede çıkmayla turboya fazla bir zarar vermezsiniz. Bugün en ekstrem arabalarda turbo üniteleri kullanıldığını hatırlatırım. Hatta dünaynıın en hızlı aracında bile..

    "Mesela UZUN YOLDA 180 200 ile UZUN SÜRE sürüş yapsak" ifadesine binaen turboyu kucağına alırsın deyince de suçlu ilan edilmiş gibi eksileniyorum. Adam saatlerce sürmekten bahsediyor.

    Aracın motorundaki değişik parçaların değişik hassasiyetleri vardır. Bana göre de motorda , üstüne binen yüke oranla en narin parça turbodur. Turbonun balans ayarını türkiyede doğru dürüst yapabilen yerler sınırlı. O derece hassas bir parça. Tam yükte saniyede 1667 devir yapan bir parça. En ufak bir kusurun kabul edilemeyeceği bir parça. O yüzden dikkatli kullanılmalı.

    Faydaları var. Fakat bir o kadar da narin.

    Ya insaf, türkiyede hangi yolda SAATLERCE 200km hız ile gidebilirsiniz? O hızda gideceğiniz süre maks 10-15 dakikadır.

    Hiç de narin bir parça falan değil. Motorun diğer elemanları koşullara ne kadar dayanıklıysa o derece dayanıklı bir parça. Aracı yüksek süratlerde kullanmakla öyle birkaç senede turbosuna zarar vermezsiniz. Segmanların uğrayacağı zarar turbodan fazla olursa şaşırmayın. Turbo o kadar narin değil, ekstrem koşullarda bile kullanılıyor. Turbo rali araçları, turbo süper spor araçlar, hatta ve hatta formula 1 araçları. Renault 80lerde turbo formula 1 motoru üretiyordu. Bugünün formula 1 araçları 1.6litre turbo beslemeli motorlar. E o yarış arabası, olur demeyin. Sıralama sonrası motor değişimi yasak. Dolayısıyla sağlam olmak zorunda ki ralli ve formula 1 araçlarının motorlarında ne kadar ekstrem yük bindiğini biliyoruz.

    Turbo bu kadar narin bir teknoloji olsa bu tip motor sporlarında kullanılması akıldan bile geçmezdi. Ama kullanılıyor. O kadar başarılı ki binek sokak arabalarına bile geldi. Üstelik bunlardaki versiyonlar mülayim küçük turbolar. Araçların da bunları çok zorlayabildği yok. Ha tek tük yok rampada zorladım turbo patladı konuları görmüyor muyuz? Görüyoruz, ama aynı durumda rampada ani yükelenen adam krantan, vites sentromeçlerine, kavramadan, motor bloğuna kadar herşeye o anda zarar verebilir mi, ihitmali var mı var. Dolayısıyla 200 km ile uzun süre gitsem birşey olur mu diyen adama kucağına alırsın demek çok abartı.

    Bunu okuyan vay ben turbo araçla yarım saat 200km yapsam turbo gidecek heralde gibi algılar. Yok uzun vadede kast ettiyseniz o şekilde düzeltseydiniz. Onu da aynı argümanla karşı çıkıyorum en az turbo kadar diğer motor elemanları da zarar görür diye.

    Sizdeki 90lar başı sık turbo arızası çıkaran volvolardan kalma bir çekingenlik olsa gerek.

    Yarış araçlarında kullanılan turboların bizim turbolardan olduğunu mu sanıyorsunuz merak ediyorum ? Yatakları bile farklı. Rulmanlı turbo kullanılıyor. Bizim çoğu araçta kaymalı yatak var. Yağlama karakterleri birbirinden çok farklı. Binek araçlarda eskiden kullanılan turbolar daha dayanıksızdı . Şimdi düzelme var ancak halen yeterli değil.

    Motorsporlarında önemli olan parçanın bir kaç yarış boyunca dayanabilmesi. Yüzbinlerce km ömür aramıyorlar. Motorsporlarında turbo kullanılması, turbonun sorunsuz 200bin devirebileceği anlamına gelmez.

    Mülayim turbo dediğiniz turbo, 1.4 dizelde 1.2 bar basıyor . Benzinli araçların turboluları 0.6-0.8 barda gezerken hem de. Binek araçlarına geldi diye sorunsuz falan mı sanıyorsunuz anlamıyorum. Yüklenme sonrası dizel araçta yağ yakma problemleriyle karşılaşanlar var. Turbo yüzünden. Turbosu yağ kaçırdı diye motoru yağsız kalıp yatak saran var.

    Polo gti 1.4 tsi 180 hp araç turbo yataklarının yağ kaçırması yüzünden yağ yakıyordu. Hem de daha ilk onbinde başlıyordu problem. Hani nerede o sorunsuz turbo ? Yüklenince nasıl da sorun çıkartıyor. İnternette arayın gti yağ yakma diye. Volkswagen geri çekmek zorunda kaldı. Yenisini üretecek. 90 lara gitmenize gerek yok yani.

    Lafı çekiştirmeyin lütfen. Ben o araçlarıdaki turbolarla bizdekilerle aynı olmadığını, çok daha basit üniteler olduğunu yazdım ve ekledim bizdeki motorlar o kadar zorlayıcı motorlar değil diye di mi? Alıntıladığınız mesajımda bunlar KABAK gibi görünüyor.

    İkinci olarak siz ya da bir başkası; "motor 200bin km boyunca sürekli 200km gibi yüksek süratlerle kulanılırsa sorun olur" dediniz de ben olmaz mı dedim? 200bin km'de normal sürülmüş motorda bile aşınmaya başlayan bir sürü parça olur ki yorulmuş motorda turbo olsun başka aksamlar olsun 200bin'de sorun çıkarmaya başlayabilir. Kendinizi haklı çıkarmak için ilk mesajınızdan beri lafımı çekiştiriyorsunuz, söylediğinizi değiştiriyorsunuz. Önce 200le uzun süre giden adama turboyu kucağına alırsın diye abarttınız. Sonra ben onu saatlerce giderse babında söyledim diye çevirdiniz. Yetmedi şimdi 200bin km'ye gelince diyorsunuz. Bir sonraki mesaja kadar kaz kömür oldu ama.

    Bu arada wrc'lerin tipik turbo basınçları 4-5 bar. Bunların yanında tabi ki 0.6 bar mülayim kalacak. Hem basınç düşük, hem ünite ufak. Motorun kendisi zaten basit binek motoru, aracın olayı sokak aracı olması. Ekstrem zorlayıcı bir faktör yok. Anormal işler yapmadıktan sonra öyle hop diye kucağa alınmaz turbo.

    Tekrarlıyorum turbo; dizel ve benzinli motorlara, sokak araçları için yeni gelen birşey değil. Açın otomobil tarihini okuyun. Saab 99 turbo motoru geniş kitlelere yayan ilk araçlardan. Ta 60'lı yılların ortalarıdan itibaren hemde. O zamandan beri turbo motorlu araçlar geniş kitlelere artan oranda sunuluyor. Son yılların olayı değil binekte turbo motor.. 3-5 tane tekil örnek verip de ondan sonra turboyu kucanıza alırsınız demek abesle iştigal.

    E madem o araçlardaki turbolar , bizim araçlar için emsal teşkil etmiyor , niye örnek veriyorsunuz o zaman ? Ben kullandığımız araçlardaki turboların yüksek devirde ömrü azalır dedim. Motorsporlarını ortaya atan sizdiniz. Madem ortaya attınız,ben de turboları farklı dedim, ömür kaygısı yok dedim. Şimdi de motorları öne atıyorsunuz . Kimmiş lafı çekiştiren ?

    Yahu yataklarda ömür, devir sayısı üzerinden hesaplanır. Bu devri ister 200.000km de azar azar bitirirsin. İstersen 200km'de giderken yüksek yük ile turboyu çok yüksek devirlere uzun süre zorlayarak. Kaz kömür falan olmadı. Hepsinin temeli turbonun ömrü bitene kadar kaç devir yaptığıyla alakalı. 200.000km boyunca ortalama olarak 10.000 devirle dönmüş turboyu, 20.000km ortalama 100.000 devirle çevirirseniz o turbo 20.000de iptal olur. Rakamlar rastgeledir. Buradaki amaç genel "ömür , devir üzerinden hesaplanır" mantığını oturtmak. Tabi ne kadar başarılı olabilirim bu konuda bilmiyorum.

    Kaç bar ? 4-5 mi ? E insaf ! Alın size resmi siteden yazı :http://www.fia.com/2013-fia-world-rally-championship-0

    WORLD RALLY CARS kısmında
    "Boost: Maximum turbo pressure = 2.5b absolute " Hani absolute pressure 'un ne olduğunu anlamasam belki turbo kendiliğinden 2.5 bar basacak sanıcam. Şükür ki 1 barın da atmosferden geldiğini, turbonun 1.5 bar bastığını biliyorum. Yahu f1 araçları 3.5 bar basıyor zaten. Ne 4-5 barı ?

    Şimdi kalkıp 0.6 barın bir iki örneğini vericem. Sonra vay efendim konuyu saptırdın ben wrc deki araçlara oranla mülayim demiştim deyip, üzerine bir de kendini haklı çıkarmak için konuyu çekiştiriyor damgası basacaksınız. O yüzden hiç uğraşmıyorum. Tezatlığınızla başbaşa bırakıyorum. Youtube daki örnekler basit. Girin bakın b16a2 lere 0.6 bar basınca neler oluyor.




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.