Şimdi Ara

Kurtlar Vadisi - Irak Yorumları (İzlemeyenler dikkat etsin) (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
127
Cevap
0
Favori
6.315
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • filmi seyretmedim dizininde fanatiği değilim ama bana göre tv dizisinin sonu çok sacma ve gereksiz olmuş böyle sacma sonmu olur ya beraat miş hadi ikisi devlet adına çalışıyordu ya diğerleri canı sıkıldıkça adam öldüren biri nasıl beraat eder ya diziye taparcasına müptela olmuş çakır için mevlüt okutup gazeteye taziye ilanı veren yurdum insanı eline silahı alıp çoşmazmı bu kadar cinayete beraat olunca birde binlerce mermi sıkıpta ortada bir boş kovan olmaması kurşunlanan arabalarda bir cam çatlağı olmaması da ayrı bir konu
  • bişey söyleyeyim mi....

    aslında filimde türkler aşağılanmıyor..

    60 lı yıllardan sonra bizim başımıza gelen sürü çobanları var ya.....

    onların abd ye yalvarlamalarını gösteriyor...

    bize gerçekleri tokat gibi suratımıza vuruyor...

    abd den para isteyen kim
    BİZ
    onun her istediğini yapan kim
    BİZ
    onun gözüne girebilmek için müslümanları öldüren kim
    BİZ


    daha sayayım mı...

    bir takım insan film yapmış.. iyi kötü akıllarınca bazı olayları anlatmaya çalışmışlar..

    şöyle şöyle olsa daha iyi olurdu diyeceğiniz yere filmi yerden yere vuruyorsunuz...

    düdüklerin efendisini seyreden adam bunu seyrederse tabii böyle olur..

    aaaaa bu filme neden elfler yok..

    aaa yüzüğü polat neden takıyor...





  • film tek kelimeyle mükemmel olmuş çok emek harcamışlar inşallahta iyi paralar kazanırlar.(hemşehriyizde ondan tanırım kendilerini :) ) bence her şeyiyle mükemmel bir film amerikaya olan nefretimizi 1 kat daha artırdığına inanıyorum. kendilerini tebrik ediyorum ve filmi izlemeyen arkadaşlar varsa mutlaka izlesinler kendilerine dair güzel düşünceleri olacaktır
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Speed-Step

    Merhaba,
    Dün fragmanları ilgimi çeken ve basında da olumsuz bir eleştirisine rastlamadığım “Kurtlar Vadisi IRAK” filmine gittim. Film o kadar saçma ve sinir bozucuydu ki bu yazıyı yayınlamadan yapamadım. Biraz uzun bir eleştiri yazısı biliyorum fakat kendimi bunu yapmak zorunda hissediyorum.

    Şunu yazıya başlamadan belirtmek isterim ki Kurtlar Vadisi'nin dizisini Çakır öldürüldükten sonra izlemeyi bıraktım ve dizinin hayranlarından da değilim.

    Dizinin işlediği konu hakkında
    Film, 4 Temmuz 2003'teki Süleymaniye baskınında kafasına çuval geçirilerek esir alınmış olan bir Türk subayının Polat Alemdar yazılı bir zarfa, baskın sırasında başından geçenleri yazdığı bir mektubu koyarak intihar etmesi ile başlıyor. Mektupda Polat'dan yaşanan olayların intikamının alınması isteniyordu.

    Yani koskoca Türk milleti ve Türk ordusu aciz, Türk subayları intihar edecek kadar çaresiz ama Polat ve çetesi ceplerindeki tabancalarla bu işi çözebilecek güçteler...

    Düğün Sahnesi
    Burada Amerikan askerleri düğünde havaya ateş açan Türkmenleri Terorist ilan edip çoluk çocuk damat demeden katliyam yapıp uzaklaşıyorlar. Neredeyse 20 Amerikan askeri, 1 kamyon ve 2 adet humer a benzetilmeye çalışılmış ne yedü belirsiz jip ayrıca 2 tane tişörtlü iri yarı eleman operasyonda yer alan grubu oluşturuyor.

    Otel Sahnesi
    Polat'ın elindeki kumanın tuşuna basılmadan bombalar aktif olmuyor bu biliniyor, çünkü polat zaten uzun uzun anlatıyor bunu, fakat ne Polat içeride Marshall'ı tehdit ederken ne de otelden uzaklaşırken bir keskin nişancı polatın kafasını uçurmuyor.

    Polat otelden X5'i ile ayrılıyor fakat X5'i otelin önüne kimin nasıl çektiği belirsizliğini korurken 1 helikopter veya uydu takibi söz konusu olmadan olay yerinden uzaklaşabiliyor.

    Polat Keskin Nişancı
    Şunu başta söylemekte yarar var Filmde iri yarı olan Amerikan askerleri, kilit adamlar ve Irak'dan sorumlu eleman Marshall çelik yelek giymiyor. Sanırım iri elemanları kasları korurken Marshall'ıda Isa'ya olan derin inancı koruyor.

    Ayrıca Amerikan askerleri Irak'dan sorumlu kişi Kürt, Türkmen ve Arap liderlele toplantı yapacağı yere gelmeden toplantı yerinde önlem alma ihtiyacı hissetmiyorlar. Çatılara keskin nişancı yerleştirmek, helikopter ve zırhlılarla devriye gezmek filan bunlar gereksiz. Çünkü Irak güvenli bir yer zaten demi ne olabilir ki?

    Polat nerden bulduğu belli olmayan keskin nişancı silahı ile bi evin balkonuna çadır kurmuş toplantı yerine Marshall'ın gelmesini bekliyor. Çadır 40KM yakında herhangi bir tepeden veya aşağıdan çatıya bakılmak suretiyle görülebilecek dikkat çekicilikte ve polat çatıdan aşağıya yarı sarkar şekilde beklemekte...

    Marshall geliyor görüşmesini yapıyor, kimlikleri tamamen amerikan askerleri tarafından bilinen Polatın ekibi takım elbiseleri üzerine geçirdikleri puşilerle etrafta dolanıyor, Polat yarı sarkar şekilde çatıda bekliyor Marshall'ın kafayı alacak ama tam her şey düzgün giderken bir canlı bomba geliyor düğünde Amerikan askerlerinin öldürdüğü yakınlarının intikamını almak için patlayarak 10 sivil Iraklı vatandaş 2 Amerikan askeri öldürüyor.

    Patlama sonrası karmaşa çıkıyor Polat ve Adamları tabancalarıyla tüfekli ve üzerlerinde çelik yelek görünümlü kazakları ve plastik kaskları olan amerikan askerlerinden 5-6 tanesini öldürerek olay yerinden bir kadının yardımıyla sıvışıyorlar.

    Bundan sonrasına gerek yok
    Buraya kadar Filmde yer alan 2-3 önemli sahneyi anlattıktan sonra bazı konulara değinip yazıyı sonlandıracağım.

    1.Amerikan askerleri 15 bin dolara yakın maliyeti bulunan zırh giymektedirler. Çelik yelek, kask, güçlendirilmiş postal ve pantolanlar bu zırhın parçalarıdır. Bir tabanca ile elemanarı gözlerinden vurmadığınız sürece kolay kolay öldüremezsiniz.

    2.Irak ve benzeri çöl şartlarının hüküm sürdüğü yerlerde uzun süre kolsuz tişörtle gezilmez. Güneş yanıkları adamın canına okur ama nedense o iri yarı uzun saçlı elemanlar ki askerde uzun saç bit ile eş anlamlıdır ne çelik zırh giyiyorlar nede güneş yanıklarına aldırış ediyorlar.

    3.Marshall gibi elemanlar savaş alanında ulu orta gezinmezler, gelecekleri alan günler öncesinden taranır, yüksek yerler kontrol altına alınır ve bu tip adamlar çelik yelek giyerler.

    4.Amerikan ordusunun humerları vardır ama zırhlı piyade taşıyıcı, tank ve helikopterleride vardır. Bir köyü basacakları zaman (filmin sonunda Polat'ın bulunduğu köyü basıyorlar) Tank, top, helikopter, zırhlı piyade taşıyıcı gibi araçlarla gelirler ve bu tip baskınlarda Marshall gibi Irak'ın kontrolü verilmiş elemanlar ön saflarda savaşa katılmazlar.

    5.Bir düğünü basmaya 20 kişi geliniyorsa bir köyü basmaya 200 kişi gelinir.

    6.Tabancalar genelde 50 metreden sonra öldürücü tesir gösteremezler.

    7. Filmde Türkler o kadar aşağılanıyorki Film bırakın Türklüğü övmeyi yerden yere vurduruyor Amerikalılara. Çuval sahnesinin gösterimi, Subayın intiharı, Marshall'ın oteldeki ağır sözleri vs vs



    Filmin analizini yapmışsın. Aynen editörlüğün sana kazandırdığı gerçekleri ve akla yatkın şeyleri yazıyorsun.

    Bakın Kurtlar Vadisi Irak ı siyasi yönden ve gerçekten sinema olarak değerlendirilebilecek 2 farklı yapısı var. Siyasi yönü bizim gibi bir çok kişinin adeta ruhunu okşuyor. Dolayısı ile film hakkında negatif ve pozitif yönlerini tam anlamı ile yorum yapmamıza engel oluyor. Bunu tartışmaya gerek yok.

    Diğer yönü ise sinema ve eğlence yönü. Herkesin hoşlandığı bir şey vardır. Banada konusu çok cazip geldi. Olayı eğlence yönünden baktığımda bana bir sineğin inekten daha güçlü olması yada mandanın söğüt dalına yuva yapması ilgilendirmiyor.

    Nasıl severek oynadığımız bir çok oyunda bir çok saçmalık olduğu gibi filmde gerçek hayata uygun olmayan olağan dışı durumlar söz konusu olabilir. Zaten kahramanlar olağan üstü durumlarda başarılı oldukları için kahraman olurlar. Dolayısı ile ile Polat Alemdar, Memati Baş vs vs Rambo, Herkül, Zeyna, H. Potter gibi birer kahramandır.




  • FROM: CAN DÜNDAR

    Rambo-Abdullah Çatlı kırması kahraman Polat, yıllardır Amerikan saflarındaki Türk sağını "Kahrolsun Amerika" pankartının altına taşıyor. "Kurtlar Vadisi Irak", sadece yenilmişlik duygusunu gideren bir yara bandı değil, aynı zamanda Türkiye sağının yeni safının habercisi...


    Nihayet bizim de bir Rambo'muz oldu. Aynı onun gibi gözüpek ve atak... Onun gibi devlet tarafından yetiştirilmiş, özel eğitimden geçirilmiş. Attığını vuruyor. Rambo gibi az konuşuyor ama konuştu mu lafını esirgemiyor.
    Rambo Vietnam'a gidip esir alınan Amerikan askerlerini kurtarırdı, Polat Irak'a gidip aşağılanan Türk askerlerinin öcünü alıyor.
    İşin ilginç yanı "kahraman Polat", Rambo'dan ve Hollywood'dan öğrendiği bu numaraları, onların anavatanı Amerika'ya karşı kullanıyor.
    Yani "kötü Amerikalılar"ı kendi silahlarıyla vuruyor.

    Tarkan'dan Polat'a

    "Kurtlar Vadisi Irak"ı izlerken gençliğimde "Kahpe Bizans"ı kılıçtan geçiren Tarkan filmlerinin hazzını aldım.
    "Amerikan gavuru", günahsız Iraklılara acımasızca işkence yapıp çoluk çocuk demeden kurşunlarken yan koltuğumda oturan yaşlı teyze "Allah belanızı versin. Tüh vicdansızlar" diye söylenerek ortalama Türk insanının tepkisini veriyordu.
    Polat tek başına zalim Amerikan ordusunu dize getirdikçe salonumuz çocukken Yılmaz Güney filmlerinde yaptığımızı yaptı ve bu zaferi alkışlarla karşıladı.

    Yara bandı

    Amerikan aksiyon filmlerinin dinamik temposu ve tekniğiyle Tarkan filmlerinin hamasetini ustaca yoğuran film soluk soluğa izleniyor.
    Ancak başarısının sırrını bu sürükleyicilikten ziyade, son bir yılda içine düşürüldüğümüz yenilmişlik duygusunda aramalı...
    Amerikalılar ulusal kırmızı çizgilerimizi silip bir de Süleymaniye'de kafamıza o çuvalları geçirdiğinden beri ezik bir ruh haliyle geziniyoruz.
    Ne savaşa girer gibi yapıp girmemiş oluşumuz ne "Biz de onların komutanını donuna kadar soyduk" türünden üste çıkan palavralarımız bu ruh halini onarmaya yetti.
    Ama şimdi Polat, Irak'ta çuvallamamıza ilaç gibi gelecek bir yara bandı sunuyor bize...
    Senaryo, toplumdaki anti-Amerikan hissiyata da birebir denk düşüyor.
    Nihayet gerçek hayatta yapamadığımızı filmde yaptık:
    Amerikalıların başına çuval attık.
    Üç kişiyle ordularını dağıttık.
    Sam Amca'nın göğüs kafesini yardık.
    Ve filmin galasında Amerikan askerlerine uşaklık yaptırdık.
    İntikamımızı aldık.
    Rahatladık.

    İkame kahraman

    Film Ortadoğu'ya ihraç edilirse Arap dünyasında büyük seyirci bulabilir ve Polat oradaki ezik ruhlular için de ideal bir kurtarıcı kahraman olabilir.
    Bu Irak'taki durumu düzeltmez tabii ama ruhumuzu ferahlatır.
    Sinemanın yarattığı hayal dünyasının bir faydası da budur.
    Gerçek hayatta yapamadığımız dayılanmayı perdede görmek yenilmişliğin acısını hafifletir.
    Eh, onca aşağılanmadan sonra toplumların bu afyona da ihtiyacı vardır.


    Sam aynı Sam, Polat niye değişti?

    Tarihsel açıdan bakarsanız "Kurtlar Vadisi Irak"taki asıl yenilik, Polat'ı Amerikan karşıtı saflarda görmemiz.
    Malumunuz, Polat'ın ataları 1960'larda sokaklarda "Amerikalı
    evine dön" diye yürüyen öğrencilerin üzerine "Komünistler Moskova'ya" diye bağırarak saldırmış, ateş açmışlardı.
    Türkiye'nin en büyük öğrenci eylemlerinden biri 1968 yazında, Amerikan 6. Filosu'nun ziyaretinde yapılmıştı ve orada "Bağımsız Türkiye" sloganıyla yürüyenlerin üzerine açılan ateşle Vedat Demircioğlu öldürülmüştü.
    Filmin kötü adamı Mr. Sam Marshall'ın da isabetle hatırlattığı gibi "Amerika, anti-komünist mücadele için Polat gibileri beslemiş, palazlandırmıştı."
    Onu bırakın, "Polat'ın çalıştığı" Özel Kuvvetler, Amerikan parasıyla kurulmuş ve her yıl finanse edilmişti.
    Ama gün oldu, filmdeki Sam gibi Sam Amca da "Artık size ihtiyacımız yok" deyiverdi.
    Öküz öldü, ortaklık bozuldu.

    Nereden nereye?

    1950'lerde Marshall yardımı getiren gemileri törenlerle karşılayan Türkiye şimdi "büyük şeytan"a isim diye takıyor Marshall'ı...
    1960'larda İstanbul'u ziyaret eden Amerikan askerleri için kerhane duvarlarını boyatanlar şimdi Iraklı dul, zalim Amerikalının kalbini deşince alkış tutuyor.
    Polat işgalcilerle sosyalist jargonla konuşuyor, "Amerikan askerlerinin patronu Amerikan kapitalizmi değil mi?" diyor.

    Amerika mı değişti?

    Hayır. Vietnam'dan beri
    Sam aynı Sam...
    Lakin 11 çuval, Türk sağına 50 yılda anlatılamayanı anlatıverdi.
    1960'larda boyanan kerhane duvarları nasıl Türk-ABD yakınlaşmasının fotoğrafı olarak hafızalara kaydolduysa, sanırım "Kurtlar Vadisi Irak" da Türk sağının Washington'dan kopuşunun simgesi olarak tarihe geçecek.


    Polat, Çatlı mı?

    Dizideki Polat'ı ayrı değerlendirmek lazım. Ama filmdeki Polat, hiç kuşkusuz Abdullah Çatlı'yı akla getiren bir karakter olarak çizilmiş.
    Gökçen Çatlı'nın babasıyla ilgili anılarını okursanız ("Babam Çatlı", Gökçen Çatlı, Timaş, 2000) Çatlı ve arkadaşlarının bir dönemki eylemlerinin benzer şekilde değerlendirildiğini görürsünüz.
    Çatlı da "devlet tarafından özel olarak işe alınıp yetiştirilmiş, milleti ve devleti için her türlü tehlikeyi göze almış, gerekirse cinayet işlemiş, sonra yurtiçi ve yurtdışında sayısız operasyonlara katılıp ülke menfaatleri için çalışmış bir kahraman" olarak tarif ediliyor.
    Şu farkla ki, Çatlı'nın 1970'lerde ölüm emrini verdiği ve evlerinde boğazlanarak öldürülen yedi TİP'li genç, 30 yıl sonra bugün Polat'ın boğazladığı Amerikalılar ülkelerini işgal etmesin diye uğraşıyorlardı.
    Belki de filmdeki Amerikalı'nın işaret ettiği gibi, şimdi Türklerle Kürtleri birbirine düşüren de, o gün sağcılarla solcuları birbirine kırdıran da onlardı.
    Polat ve arkadaşlarının bunu anlaması 30 yıla ve 30 bin cana mal oldu.

    Türk sinemasının inanılmaz sıçraması
    "Kurtlar Vadisi Irak"ta gözü kara Polat'ın iki adamıyla Amerikan ordusunu dize getirmesi yürek ferahlatan bir palavra olabilir.

    Ama Polat'ın Hollywood'u yüreğinden hançerleyeceği şimdiden belli gibi...
    Sinema izleyici istatistikleri inanılmaz bir gelişmeyi haber veriyor:
    Geçen yıl Türkiye'de toplam 28 milyon biletli seyirci vardı.
    Bunların 11 milyonu yerli filmleri tercih etti.

    Bu, yüzde 40 civarında bir Türk filmi seyircisi demekti.

    Hollywood'un ezip geçtiği Avrupa'da (Fransa hariç) ulusal sinema seyirci oranı yüzde 10'larda geziniyor.
    O yüzden yüzde 40'lık yerli film seyircisi, müthiş bir rakam...
    Şimdi sıkı durun; çünkü daha da büyük bir rakam geliyor:
    Geçtiğimiz ocak ayında yaklaşık 6 milyon seyirci sinemaya gitmiş. Bunlardan 5 milyonu Türk filmlerini tercih etmiş. Yani oran yüzde 80'leri aşmış. Ki, büyük seyirci çekeceği anlaşılan "Kurtlar Vadisi Irak" yeni vizyona girdi. Ankara Sinema Derneği Başkanı Ahmet Boyacıoğlu "Şubatta toplam seyirci 10 milyona çıkacak, bunun 9 milyonu Türk filmi seyircisi olacak" tahmininde bulunuyor ve "Bu, Türk sinemasında bir Rönesans habercisidir" diyor.
    Dedim ya, Polat Amerikalıları asıl burada vuracak gibi görünüyor.




  • daha gidemedim kısmetse yakında gidicem
  • quote:

    Amerikan ordusunun günlük gazetesi "Stars and Stripes"ın manşetten verdiği habere göre Amerikan ordusu yetkilileri, Amerikalı askerlerin film çıkışında "protesto gibi görünen herşeyden uzak durmaları gerektiğini" söyledi.

    "FİLM BİZİ AYRIM YAPMAYAN KATİLLER GİBİ GÖSTERİYOR"

    Gazeteye göre, Amerikan ordusu, Kurtlar Vadisi-Irak filminde Amerikan askerlerinin "ayrım yapmayan katiller" gibi gösterildiğini belirtti.

    Amerikan Ordusu Avrupa sözcüsü Bob Purtiman, uyarının önce Almanya’da bulunan Hohenfels Garnizonuna daha sonra da bütün Avrupa’daki ABD garnizonlarına gönderildiği açıkladı.

    Amerikan ordu gazetesi, Kurtlar Vadisi-Irak filminin Türkiye’de bugüne kadar yapılan en yüksek bütçeli filmlerden biri olduğunu ve filmde Amerikan askerlerinin Kuzey Irak’ta düğün sırasında sivillere ateş ederken gösterildiğini belirtti.

    http://www.internethaber.com/article_view.php?aid=339315




    İçimin yağları eriyor




  • Ya arkadaslar benim dikkatimi birşey cekti. Mesela film de kız Türkce konusuyo (yani seslendirme Türkçe) ama agız hareketleri söyledikleriyle uyusmuyo. Ondan sonra Memati soruyo abi ne dedi diye. Madem Memati anlamıcak orayı kız hangi dilde konusuyosa o dilde yapın da bize de altyazı verin daha iyi olmaz mı. Ben bunu anlamadım neden agız hareketleri ile söledikleri tutmuyo, acaba baska bi dilde mi cekmişler filmi?(Mesela İngilizce)
  • http://www.cnn.com/2006/WORLD/europe/02/02/turkish.movie.ap/index.html

    Bu dizi hakkında tek bir olumlu görüş yazmamıştım hep eleştirmiştim ama şimdi kendimi kınıyorum. Bir adaletsizliğe başkaldırı emperyalizmin çirkin ,görünmeyen yüzünü afişe etme filmi olmuş.abartıları olsada tolere edilebilir. Emeği geçenlerin ellerine sağlık.
  • Kurgu da çok büyük kopuklar var, amacına ulaşamadı film. Tam bir hayal kırıklığı.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Petrucci

    quote:

    Orjinalden alıntı: @pi

    Ya arkadaslar benim dikkatimi birşey cekti. Mesela film de kız Türkce konusuyo (yani seslendirme Türkçe) ama agız hareketleri söyledikleriyle uyusmuyo. Ondan sonra Memati soruyo abi ne dedi diye. Madem Memati anlamıcak orayı kız hangi dilde konusuyosa o dilde yapın da bize de altyazı verin daha iyi olmaz mı. Ben bunu anlamadım neden agız hareketleri ile söledikleri tutmuyo, acaba baska bi dilde mi cekmişler filmi?(Mesela İngilizce)


    En büyük eksiği zaten, altyazı olmaması. Atmosferden çok düşürüyor.



    Film 4 ayrı dilde çekildi

    leyla arapça,
    sam ve adamları doktor falan ingilizce,
    polat ve adamları türkçe,
    o kürt lider falanda kürtçe konuşuyodu bu haliyle sinemada çok az salonda oynuyor.Eğer altyazı olsaydı dahamı iyi olrdu bilmem ama kafamız çok karışırdı gibi yazıları okumaktan filmden bi şey anlamazdım amerikan filmi gibi tek dil değilki kardeşim karman çorman bi şey.

    dublaj iyi olmuş bence dilden çok ne mj verdiği önemli bence sam kim dir leyla nasıl biridir daha iyi.




  • filmi seyredenlerdenim.
    izlenimlerim
    1 çok fazla aksiyon kimse beklemesin.yabancı filmcilerin filmlerini tutamaz
    2-film içeriği çok güzel.güncel olaylara korkusuzca değinilmiş.filmde abd.türkiye ve ırak politiklaları cesurca sergilenmiş.
    3-bizler diziye adapte olduğumuz için aynı kaliteyi sinemaya uyarlayamamışlar
    4-amerikalı oyuncu (subay rolunde olan bence oyunculuğu ile filmde neredeyse dalga geçmiş.öylesine profesyonel bir oyun sergilemişki rolunde ble neredeyse türk oyuncularla dalga geçer gibi.iyi izleyici olanlar bununda farkına varmışlardır.bu konuda görüşlerinizi beklerim.
    kanımca diziler ile gönlümüze taht kurmasaydı kurtlar vadisi bu kadar kapalı gişe oynayamazdı.
    herşye reklam sonucu büğütüldü.
  • bende sevmedim diziyi büyük zevkle seyretmeme rağmen fragman harici bişi yok filmde hepsini daha önce görmüşüm zaten
  • senaryo,çekimler,mantık hataları,hede hödö....
    oscarda filmi çekenlerin çok umurundaydı.adamlar bişeyler anlatmaya çalışmışlar sadece amerika,ırak'ı değil bizide eleştirmişler.anlamayanlar biraz tarih karıştırsın,haber izleyip,çevresini anlasmaya çalışsın sora bidaha izlesin hala anlamıyosa üzülmesin anlamamak hep 3 yaşında kalmak daha iyidir
  • Hepsine katiliyorum.Necati Sasmaz dan bahsetmis bu arada arkadas oyunculuk olarak bence vasatinda altinda.Cok iddiali konusayim sinema perdesine yakismiyor surati.Uzun metrajli bir film gibi kalitede degil cekim ve goruntu.Sinema filminden cok Iki bolum uzunlugunda cekilmis klasik tevizyon dizisini irakta cekmisler.Hele su Next Nextstar yokmu reklam olurda bu kadar olmaz.
    quote:

    Orjinalden alıntı: Atkirah

    Filmi genel anlamda başarısız buldum senaryo zayıf, kopukluklar var , ümmetçilik kokuyor . Özellikle k.ırak ı bilmeyenler kürtleri kardeş bilebilir bu filmi izlerlerse gerçekle pek bir bağ yok kurmaca saçmalık diyebiliriz ama özellikle billy zane i başarılı buldum iyi bir performansı vardı necati şaşmaz her zaman olduğu gibi vasat bir oyunculuk sergiledi
  • Polat nerden bulduğu belli olmayan keskin nişancı silahı ile bi evin balkonuna çadır kurmuş toplantı yerine Marshall'ın gelmesini bekliyor.
    quote:

    Orjinalden alıntı: Speed-Step

    Merhaba,
    Dün fragmanları ilgimi çeken ve basında da olumsuz bir eleştirisine rastlamadığım “Kurtlar Vadisi IRAK” filmine gittim. Film o kadar saçma ve sinir bozucuydu ki bu yazıyı yayınlamadan yapamadım. Biraz uzun bir eleştiri yazısı biliyorum fakat kendimi bunu yapmak zorunda hissediyorum.

    Şunu yazıya başlamadan belirtmek isterim ki Kurtlar Vadisi'nin dizisini Çakır öldürüldükten sonra izlemeyi bıraktım ve dizinin hayranlarından da değilim.

    Dizinin işlediği konu hakkında
    Film, 4 Temmuz 2003'teki Süleymaniye baskınında kafasına çuval geçirilerek esir alınmış olan bir Türk subayının Polat Alemdar yazılı bir zarfa, baskın sırasında başından geçenleri yazdığı bir mektubu koyarak intihar etmesi ile başlıyor. Mektupda Polat'dan yaşanan olayların intikamının alınması isteniyordu.

    Yani koskoca Türk milleti ve Türk ordusu aciz, Türk subayları intihar edecek kadar çaresiz ama Polat ve çetesi ceplerindeki tabancalarla bu işi çözebilecek güçteler...

    Düğün Sahnesi
    Burada Amerikan askerleri düğünde havaya ateş açan Türkmenleri Terorist ilan edip çoluk çocuk damat demeden katliyam yapıp uzaklaşıyorlar. Neredeyse 20 Amerikan askeri, 1 kamyon ve 2 adet humer a benzetilmeye çalışılmış ne yedü belirsiz jip ayrıca 2 tane tişörtlü iri yarı eleman operasyonda yer alan grubu oluşturuyor.

    Otel Sahnesi
    Polat'ın elindeki kumanın tuşuna basılmadan bombalar aktif olmuyor bu biliniyor, çünkü polat zaten uzun uzun anlatıyor bunu, fakat ne Polat içeride Marshall'ı tehdit ederken ne de otelden uzaklaşırken bir keskin nişancı polatın kafasını uçurmuyor.

    Polat otelden X5'i ile ayrılıyor fakat X5'i otelin önüne kimin nasıl çektiği belirsizliğini korurken 1 helikopter veya uydu takibi söz konusu olmadan olay yerinden uzaklaşabiliyor.

    Polat Keskin Nişancı
    Şunu başta söylemekte yarar var Filmde iri yarı olan Amerikan askerleri, kilit adamlar ve Irak'dan sorumlu eleman Marshall çelik yelek giymiyor. Sanırım iri elemanları kasları korurken Marshall'ıda Isa'ya olan derin inancı koruyor.

    Ayrıca Amerikan askerleri Irak'dan sorumlu kişi Kürt, Türkmen ve Arap liderlele toplantı yapacağı yere gelmeden toplantı yerinde önlem alma ihtiyacı hissetmiyorlar. Çatılara keskin nişancı yerleştirmek, helikopter ve zırhlılarla devriye gezmek filan bunlar gereksiz. Çünkü Irak güvenli bir yer zaten demi ne olabilir ki?

    Polat nerden bulduğu belli olmayan keskin nişancı silahı ile bi evin balkonuna çadır kurmuş toplantı yerine Marshall'ın gelmesini bekliyor. Çadır 40KM yakında herhangi bir tepeden veya aşağıdan çatıya bakılmak suretiyle görülebilecek dikkat çekicilikte ve polat çatıdan aşağıya yarı sarkar şekilde beklemekte...

    Marshall geliyor görüşmesini yapıyor, kimlikleri tamamen amerikan askerleri tarafından bilinen Polatın ekibi takım elbiseleri üzerine geçirdikleri puşilerle etrafta dolanıyor, Polat yarı sarkar şekilde çatıda bekliyor Marshall'ın kafayı alacak ama tam her şey düzgün giderken bir canlı bomba geliyor düğünde Amerikan askerlerinin öldürdüğü yakınlarının intikamını almak için patlayarak 10 sivil Iraklı vatandaş 2 Amerikan askeri öldürüyor.

    Patlama sonrası karmaşa çıkıyor Polat ve Adamları tabancalarıyla tüfekli ve üzerlerinde çelik yelek görünümlü kazakları ve plastik kaskları olan amerikan askerlerinden 5-6 tanesini öldürerek olay yerinden bir kadının yardımıyla sıvışıyorlar.

    Bundan sonrasına gerek yok
    Buraya kadar Filmde yer alan 2-3 önemli sahneyi anlattıktan sonra bazı konulara değinip yazıyı sonlandıracağım.

    1.Amerikan askerleri 15 bin dolara yakın maliyeti bulunan zırh giymektedirler. Çelik yelek, kask, güçlendirilmiş postal ve pantolanlar bu zırhın parçalarıdır. Bir tabanca ile elemanarı gözlerinden vurmadığınız sürece kolay kolay öldüremezsiniz.

    2.Irak ve benzeri çöl şartlarının hüküm sürdüğü yerlerde uzun süre kolsuz tişörtle gezilmez. Güneş yanıkları adamın canına okur ama nedense o iri yarı uzun saçlı elemanlar ki askerde uzun saç bit ile eş anlamlıdır ne çelik zırh giyiyorlar nede güneş yanıklarına aldırış ediyorlar.

    3.Marshall gibi elemanlar savaş alanında ulu orta gezinmezler, gelecekleri alan günler öncesinden taranır, yüksek yerler kontrol altına alınır ve bu tip adamlar çelik yelek giyerler.

    4.Amerikan ordusunun humerları vardır ama zırhlı piyade taşıyıcı, tank ve helikopterleride vardır. Bir köyü basacakları zaman (filmin sonunda Polat'ın bulunduğu köyü basıyorlar) Tank, top, helikopter, zırhlı piyade taşıyıcı gibi araçlarla gelirler ve bu tip baskınlarda Marshall gibi Irak'ın kontrolü verilmiş elemanlar ön saflarda savaşa katılmazlar.

    5.Bir düğünü basmaya 20 kişi geliniyorsa bir köyü basmaya 200 kişi gelinir.

    6.Tabancalar genelde 50 metreden sonra öldürücü tesir gösteremezler.

    7. Filmde Türkler o kadar aşağılanıyorki Film bırakın Türklüğü övmeyi yerden yere vurduruyor Amerikalılara. Çuval sahnesinin gösterimi, Subayın intiharı, Marshall'ın oteldeki ağır sözleri vs vs




  • Bence film tam anlamı ile fiyaskoboyundan buyuk işlerle urasıyor Türk sinamacıları..olaylar fazlasıyla abartılmıs..pek çok saçma durum sozkonusu.mesela polatın çatıda keskin nisancılık yaptığı sahne...ıraqtaki en onemli Amerikan komutanı ortalıkta dolasırken kimse apartmana gizlice silah sokamaz..guwenlik bukadar fos olmaz.mutlaka gozculer polatı orada gorurler.bunun gibi pek çok sahne war.


    filmin dewamı cekilecek umarım oda bunun gibi saçma olmaz.
  • filmden yeni döndüm

    Aşırı anti-amerikancıydı.
    En yüksek bütceli türk filmi olmasına rağmen koskoca amerikanın 4 tane jip'den başka bişeyi olmaması ilgiçti.

    Filmde speed'in yazdığı gibi hatalar çok göze batıyodu. kahramanlık yapmak uğruna gerçekçilik adına bişi kalmamış. ama güzel noktalarada değiniyodu. özellikle canlı bomba sahnesi kopan kol-bacak parçaları güzeldi(psiko gördüm kendimi)


    Son olarak filmin çok izlenmesinin sebebi sinema izleyicisi dışında dizi izleyicilerinin de gitmesi.
  • Filmde zulüm edilen Iraklılara aslında güzel bir mesaj veriliyor.

    Vatanını savunmayan kendi vatanında "davetsiz misafir" muamelesi görür.
  • İzlemeyeceğim diyordum, abim filmini getirince izlemek zorunda kaldım. abartıldığı kadar olmasada gerçekten güzel bir film. GORA denilen aptalca filmin rekorunu kıracağından dolayı filmi daha çok sevmeye başladım.
  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.