Şimdi Ara

Hıncal'ın zoruna gitmiş

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
63
Cevap
0
Favori
987
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar hıncal bugünkü yazısında gene kıskançlık krizlerine girmiş yazıyı buraya alıp topici kirletmek istemiyorum merak edenler buradanhttp://www.sabah.com.tr/yaz02-10-110.html bakabilir.Benim ricam vakti olan arkadaşlar bi zahmet hıncala cevap e-maili atsın.Büyük ihtimal okumayacak bile ama mutlaka okuyacak birileri çıkacaktır.İşte benim kendisine attığım e-mail....
    Hıncal anlaşılan iki efsane başkanı yanyana görmek
    epey zoruna gitmiş.Delikanlıysan (gerçi o fuları takan nasıl delikanlı olursa) Faruk Süren'le Özhan Canaydın'ı bir araya aynı masada yanyana getirde görelim.Allah aşkına sırça köşkünden bi zahmet şu soruma cevap ver hangi güç Serdar Bilgili ile Yıldırım Demirören'i ve Faruk Süren'le Özhan Canaydın'ı bir araya getirebilir.Sadece Fenerbahçe aşkı (sen anlamassın) bütün düşmanlıkları unutturur ve insanları birleştirir (connecting people).Zoruna gidene boru g.... anladın sen anladın...Ömer Faruk Engin







  • hıncal nedemiş ben yapıştırayım afaki olmasın bu topik

    Ali Şen'in kucağında dönüş!..

    Aslında "dönüş" lafına itirazım var.. Adam gitmedi ki, dönsün.. O istifasını açıkladıktan beş dakika sonra, ben yazımı yazdım..
    "Palavra.. Eleştiriler yoğunlaşmaya başladı. Bunları durdurma taktiği.. Dönecek.."
    Aynen de öyle oldu.. Kaçan çantada keklik iki kupanın ardından en Aziz kalemler bile eleştiriye başlayınca, Aziz Yıldırım dehası çözümü buldu..
    (Ya da o sabah birlikte kahvaltı ettikleri Ertuğrul Özkök mü yol gösterdi bilmem..)
    Taktik cuk diye oturdu..
    O eleştiren adamlar bir anda televizyonlara koşup "Büyük başkan bizi bırakma" ağıtları dökmeye başladılar.. Hürriyet Aziz Yıldırım'ın ne kadar büyük adam olduğunu birinci sayfa sürmanşetinden girdi. Ötekiler de ondan aşağı kalmadılar..
    Güya "müstafi" Aziz Yıldırım Avrupa'dan kulübü fiilen yönetmeye devam ederken, gösteriler, bildiriler, hatta açlık grevleri başladı..
    Bunların hepsi hazırlanan senaryonun parçalarıydı tabii..
    "2001'deki gibi olmayacak, bu defa dönmeyeceğim" demişti başkan.. Ne diyebilirdi ki zaten.. "Ben 2001'de tükürdüğümü yaladım, gene yalarım" diyecek hali yoktu ya.. O gereği gibi konuşacaktı ama, camia öyle isteyecek, öyle baskı yapacaktı ki.. Aziz kalemler kulübü Aziz Yıldırım'dan başka kurtaracak kişinin olmadığını, koskoca Fenerbahçe'de Aziz Yıldırım'ın yerini dolduracak başka tek kişinin bulunmadığını öylesine anlatacaklardı ki, istifasına (!) sebeb olan koşullar aynen dururken, Aziz Yıldırım büyük bir fedakârlık yapacak ve Fenerbahçe başkanlığını, lütfen, tenezzülen bir defa daha kabul buyurmak zorunda kalacaktı..
    Aziz Yıldırım, çok kesin bir dille açıkladığı ayrılma kararından dönme işaretini "Müstafi Başkan" olarak katıldığı Yönetim Kurulu toplantısı ardından (İstifa eden adamın orda işi ne diye soran da çıkmadı) salı günü verdi ve "düşünürüz" dedi.. Bunun ne anlama geldiği açık..
    "Az daha yalvarın, az daha ağlayın ki, ortam daha iyi oluşsun."
    Oysa gerçek niyeti Ali Şen çok net açıkladı..
    "Aziz Yıldırım kongrede adaydır."
    Ne zaman dedi?..
    Aziz Yıldırım'la 8 yıl sonra barışıp yemek yedikten sonra..
    Ali Şen'in palavrası boldur. Kendisine paye çıkarmayı pek sever.. Havasına bakılırsa "Aziz Yıldırım'ı ben ikna ettim" diyor.. Aziz Yıldırım'ın üzerinde bir yere koyuyor kendisini.. "Fenerbahçe'nin duayeni benim" havalarında.. Hatta daha ötesinde..
    "Ben onu Özhan Canaydın ve Yıldırım Demirören'le buluşturur, barıştırırım.."
    Adam sadece Aziz Yıldırım'ın değil, tüm kulüplerin, Türk futbolunun manevi babası rolünde, kendi kendine gelin güvey..
    Ama onun yanında Aziz Yıldırım'ın süt dökmüş kedi gibi, laf eveleyip gevelemesi ilginç..
    Bu ikisi, Fenerbahçe'ye sahiplenme yolunda büyük düşmanlar değil miydiler?.
    Fenerbahçe patronluğu Ankara'da birtakım kapıları onlara açıyor diye açıktan kapışmamışlar mıydı?.. Türkiye'ye ithal edilecek Rus mallarının, özellikle savaş araç ve gereçlerinin temsilciliklerini kapma savaşı onları fena halde düşman yapmamış mıydı?.
    Aziz Yıldırım, Ali Şen'den nefret etmiyor, adını dahi duymak istemiyor muydu?.
    Ali Şen, yerli yersiz her fırsatta "Aziz Yıldırım'ı sevmem" diye bas bas bağırmıyor muydu?..
    Şimdi Aziz Yıldırım gibi bir kişilik, Ali Şen'in himayesine nasıl giriyor, onun desteğine neden muhtaç oluyordu dersiniz?.
    Çünkü 2001'den sonra, 2006 dönüşünü kabul ettirmek biraz zor. Rıza ve desteğini almazsa, Ali Şen onu bu defa fena halde hırpalayabilir..
    Baş üstünde baş tanımayan, kendisini her şeyin üstünde gören Aziz Yıldırım'ın Ali Şen'i yanına alıp "Başkanım, başkanım" diye medyaya sunmasının sebebi işte bu..
    Tabii eğer bilmediğimiz bazı ticari anlaşmalar da işin içinde değilse..


    Askere gölge!..

    TÜMER'E Beşiktaş ile Fener'in teklifleri arasında pek fark yok.. Beşiktaş'ın kaptanını renk körü yapacak bir şey yok ortada..
    Var olan ne?.. Tümer'in en büyük derdi askerliği sıyırmak.. Aziz Yıldırım, Tümer'e "Sen o işi merak etme, çözeriz" diyor..
    Ne demek bu?.. Aziz Yıldırım askerlik işini nasıl çözer?.. Zamanında kendi askerlik işini çözüp çürüğe çıktığı söyleniyor her kapı ardında.. İşi biliyor, ondan mı?..
    Yoksa dün Reha Muhtar'ın açık seçik yazdığı gibi, koyu Fenerli, maç kaçırmaz, Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'a mı güvenip, sallıyor?..
    Benim tanıdığım Büyükanıt, bu söylentilerden bile rahatsız olmuştur, bugün, yarın, sert bir açıklama gelir.
    Gelmez de, Tümer'in askerlik işi çözülürse, bizim Paşa'ya bir iki sorumuz olur her halde..

    Şimdi yapılacak yorumlar daha sağlıklı olur
    ben yorum yapma hakkımı kullanmayayım




  • Aslında birçok doğru noktaya değinmiş, zaman birçok konuda kendisini haklı çıkardı bugüne kadar, çıkarmadığı da oldu ama nadiren. Şimdi merakla Tümer'in askerlik olayının gidişatını izliyoruz. Bakalım ne olacak?
  • Azizimin Gidiş Nedenleri;

    Taraftarı 4 Kulvarda Başarı Sözü Verip ''0'' Çeken Bir Başkan
    Kupada Bizim Şampiyonlukda Edasında Yine 0 Çeken Takım
    Gelebilecek Eleştiriler Üzerine Fb Taraftarını katakülleye Getirerek Sanki Kendisine Muhtaçmış Gibi, Göstermek

    Aziz Yıldırım Gerçekten İyi Bir Kriz Yöneticisidir oKadar İyi Krizleri Atlatırki Böyle Başkanları Tc Devletinin Başbakanı Olmasını İstiyorum
  • Hıncal oturdugu yerden gazeteclik yapmaya başladıgından beri okunmaya değer , izlenmeye değer , dinlemeye deger hiçbir fikrini bulamıyorum..
    Süreyya Ayhan sırf Hıncal'ı protesto etmek için Atletizm şampiyonalarında koşmuyor..Honcal'ın türkiye'ye faydası budur diyor..Ama sanki rekorları kıran Hıncalmış gibi , hala yaıyor hala çiziyor..

    2.yarının başlamasından itibaren "selçuk dereli'nin" Ümit Özat'ın en sevdiği 3 hakemden biri olduguna dair yazılarını tekzip etsin diye ona defalarca kere haberin aslını gönderdim..3 hakem arasında Selçuk Dereli yoktur bilakis Sulçuk'un FB'nin en korktugu maçlarında en görmek istemdiği hakem oldugunu defalrca yazdım..Adam mailleri okuyor..Ama gafletini kabul edemiyor..Selçuk Dereli'yi temel yapıp , onlarca yazı yazdı..hepsi uydurmalıgı ile kaldıçç

    Van Hooijdonk'nin olmayan röportajı üzerine saatlerce konustu , onlarca da yazı yazı..Sonra Hooijdonk ben böyle bir röportaj yapmadım dediğinde , yine uydurma bir haberi temel yaptıgı için okuyucusundan özür dilemedi..Mehmet Demirkol zaten onun asenavari hareketlerini Milliyet'deki bir yazısında kaleme almıştı..

    Şimdi de askerlik konusunu almış gündeme..FB yönetimi , askerlik problemi çözülmezse yollarımızı ayıracagız demiş , bum maddeyi ekletmiş üstüne üstlük , bizim bu konuda Tümer'e herhangi bir teminatımız olmamış diye resmi ağızdan açıklamış..Yetmemiş tümer'de bana bu yönde bir garanti verilmedi demiş..Ama Hıncal'ın umrunda değil..Hıncal'ı ilgilendiren taraf her zaman ki gibi yalan dolan yorumculuguna , çamur atmacılığına , çirkefliğine bir yenisini eklemek..sözüm ona Canaydın'a verdiği sözü tutacak ve her platformda FB aleyhine ayzılar yazacak..

    Şimdi Aiz yıldırım'ın gitmeyeceği tahminini sanki türkiye'de bir tek kendisi yapmış gibi , bir ayrıcalık beklercesine "ben dememişmiydim" diyerek sözüm ona ileri görüşcülüğünü de ispatlayacak..Kaldı ki adamın gitmeyeceğini , gitmesini açıkladıgı an ben bile stratejik olarak değerlendirmiştim..Yani bunu anlamak için çok farklı biri olmaya gerek yoktu..Sokaktaki sıradan bir insan bile Aziz yILDIrım'IN ikna olup geri döneceğini , bunu bir strateji odlugunu biliyorken , nedir bu paragraflarca ben biliyordum teranesi....

    Türk Ordusunu'da komplo teroilerine ortak edip , bence gerek ordumuza , gerekse komutanlarımıza hakaretin daniskasını etmiştir..Kaldı ki türk ordusu , ülkemiz içerisinde her oluşumun kirlendiğinden emin oldugumuz sürec içerisinde en cok güven duydugmuz oluşum iken..Ordu komutanlarımızdan açıkçası çok sert bir tepki bekliyorum ben bu yazıyla ilgili olarak.."Hıncal haddini bil artık" diyecek makam suan bence mukaddes ordumuzdur




  • bu adam öyle bir yol yapıyor ki kendine pehhh diyorum..


    şimdi olaya bir bakalım.tümer askere giderse problem yok zaten.

    ya gitmezse..?

    aziz yıldırım öyle yaptırdı,böyle yaptırdı,zaten tümer gelirken,bunun sözünü vermişti..pufff.niye aldık ki şu tümer'i

    şimdiden tahmin edebiliyorum söyleyeceklerini.

    merak ettiğim bir nokta daha,tümer bjk'ta kalsaydı,bu kadar merak edermiydi tümer'in vatana borcunu?

    bu adam çok zeki olabilir ama,bizde salak değiliz
  • Yazıklar olsun, koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin Kara Kuvvetleri Komutanı'nı fanatik gözlerle baktığı futbola alet ediyor. Sanki çok önemli mesele Tümer oynar mı oynamaz mı, sayın Hınç-al, bu ülkenin çok daha önemli meseleleri var, Tümer oynamasın diye propaganda yapacağınıza,(madem o kadar laf ebesisiniz) Ermeni Soykırımı iddialarına karşı Fransa'ya ne yapılabilir, ona yönelik bir kampanya başlatın...
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orjinalden alıntı: JeremY

    Hıncal oturdugu yerden gazeteclik yapmaya başladıgından beri okunmaya değer , izlenmeye değer , dinlemeye deger hiçbir fikrini bulamıyorum..
    Süreyya Ayhan sırf Hıncal'ı protesto etmek için Atletizm şampiyonalarında koşmuyor..Honcal'ın türkiye'ye faydası budur diyor..Ama sanki rekorları kıran Hıncalmış gibi , hala yaıyor hala çiziyor..

    2.yarının başlamasından itibaren "selçuk dereli'nin" Ümit Özat'ın en sevdiği 3 hakemden biri olduguna dair yazılarını tekzip etsin diye ona defalarca kere haberin aslını gönderdim..3 hakem arasında Selçuk Dereli yoktur bilakis Sulçuk'un FB'nin en korktugu maçlarında en görmek istemdiği hakem oldugunu defalrca yazdım..Adam mailleri okuyor..Ama gafletini kabul edemiyor..Selçuk Dereli'yi temel yapıp , onlarca yazı yazdı..hepsi uydurmalıgı ile kaldıçç

    Van Hooijdonk'nin olmayan röportajı üzerine saatlerce konustu , onlarca da yazı yazı..Sonra Hooijdonk ben böyle bir röportaj yapmadım dediğinde , yine uydurma bir haberi temel yaptıgı için okuyucusundan özür dilemedi..Mehmet Demirkol zaten onun asenavari hareketlerini Milliyet'deki bir yazısında kaleme almıştı..

    Şimdi de askerlik konusunu almış gündeme..FB yönetimi , askerlik problemi çözülmezse yollarımızı ayıracagız demiş , bum maddeyi ekletmiş üstüne üstlük , bizim bu konuda Tümer'e herhangi bir teminatımız olmamış diye resmi ağızdan açıklamış..Yetmemiş tümer'de bana bu yönde bir garanti verilmedi demiş..Ama Hıncal'ın umrunda değil..Hıncal'ı ilgilendiren taraf her zaman ki gibi yalan dolan yorumculuguna , çamur atmacılığına , çirkefliğine bir yenisini eklemek..sözüm ona Canaydın'a verdiği sözü tutacak ve her platformda FB aleyhine ayzılar yazacak..

    Şimdi Aiz yıldırım'ın gitmeyeceği tahminini sanki türkiye'de bir tek kendisi yapmış gibi , bir ayrıcalık beklercesine "ben dememişmiydim" diyerek sözüm ona ileri görüşcülüğünü de ispatlayacak..Kaldı ki adamın gitmeyeceğini , gitmesini açıkladıgı an ben bile stratejik olarak değerlendirmiştim..Yani bunu anlamak için çok farklı biri olmaya gerek yoktu..Sokaktaki sıradan bir insan bile Aziz yILDIrım'IN ikna olup geri döneceğini , bunu bir strateji odlugunu biliyorken , nedir bu paragraflarca ben biliyordum teranesi....

    Türk Ordusunu'da komplo teroilerine ortak edip , bence gerek ordumuza , gerekse komutanlarımıza hakaretin daniskasını etmiştir..Kaldı ki türk ordusu , ülkemiz içerisinde her oluşumun kirlendiğinden emin oldugumuz sürec içerisinde en cok güven duydugmuz oluşum iken..Ordu komutanlarımızdan açıkçası çok sert bir tepki bekliyorum ben bu yazıyla ilgili olarak.."Hıncal haddini bil artık" diyecek makam suan bence mukaddes ordumuzdur




    Yapılabilecek her türlü açıklamayı yapmışsın.

    Hıncal'ın ne olup ne olmadığını bizler biliyoruz ama hala bazı GS'lı arkadaşlara göre adam gibi adam




  • "Benim tanıdığım Büyükanıt, bu söylentilerden bile rahatsız olmuştur, bugün, yarın, sert bir açıklama gelir.
    Gelmez de, Tümer'in askerlik işi çözülürse, bizim Paşa'ya bir iki sorumuz olur her halde.. "

    cüretin bu kadarına pes artık..
  • Öncelikle Süreyya Ayhan olayında başından beri Süreyya'yı ve antrenörü olacak kocasını eleştirdiğinde birkaç atletizm yorumcusu hariç herkes Hıncal'a çok ağır yüklendi, sonunda ne oldu? Süreyya dopingli çıktı ve bir zamanlar arkasından destekleyen herkes suspus oldu. Hıncal Uluç'u suçlama amacıyla belki de en son kullanılabilecek Süreyya konusunu bu amaçla kullanmanız takdire değerdir.

    Fener yönetimi Tümer'e askerlik konusunda herhangi bir söz vermedik demiş, Tümer de onaylamı. Hangi FB yönetimi? Tümer'le hiçbir şekilde ilgilenmiyoruz diyen FB yönetimi, hangi Tümer? Türkiye'de BJK'den başka hiçbir klüpte oynamam diyen Tümer. Bozacının şahidi şıracı olurmuş.

    Askerlik konusuna gelirsek, biri araştırsa da Aziz Yıldırım gerçekten askerlik yapmış mı yoksa neden yapmamış bir öğrensek? Bu olay gizli kaldığı sürece bu konuda daha çoook komplo teorileri üretilecektir. Ama bu konuda herhangi bir haber okuyacağımı hiç sanmıyorum. Ayrıca Hıncal askerler böyle bir söz verdi demiyor, sadece benim de beklediğim gibi Tümer'in askerlik konusunun takipçisi olacağım diyor, herhangi bir şekilde Tümer'e kıyak geçilirse Paşa'dan bu konuda açıklama beklerim diyor. Bundan daha doğal bir durum da yok. Ama siz kıyak geçilirse, "istemem yan cebime koy" tarzı davranmayı daha doğal bir durum olarak kabul ediyorsanız o başka zaten.




  • Peki hangi hıncal uluç?

    fb bu sene kesin şampiyon,bu çok önceden yazıldı diyen hıncal mı?

    pierre'in kesin bir dille yalanladığı ropörtajı,diline dolayıp duran hıncal mı?

    selcuk dereli'yi illa fb'ye yamamaya çalışan hıncal mı?

    saymakla bitmez ki..

    sen kimin şahidisin,birde onu düşünsen..
  • yönetim tümerle askerlik olayı çözülmesze yıl sonu ayrılacaklar diye anlaştı kaldıki tümer bjk ilede bu koşullarda görüşme yapmıştı...

    hıncalı okumayın adam tam bir komedi .... nasıl oluyoda gülerken sandaleden düşmüyo anlamıyorum özel yapım sandalyeleri galiba
  • hıncal doğruları yazmış.
  • Hıncala eleştirler de hep fener kanadından geliyo ...........Bence turkıye'dekii bi kaç kalıtelı kalemden biri olan bu adamın yazdıkları cok dogru hepsı de mantıklı sebeplere dayanıyo.......Ve hiç bi zaman dogru bıldıgınden odun vermeyen bu adam tukurdugunu yalamaz!!!!!!! baskaları giibi.......

    Bi de suna takıldım bı adamn delıkanlıllıgı fular takmasıyla mı belırlenır
  • quote:

    Orjinalden alıntı: iRoNMaSTeR

    hıncal nedemiş ben yapıştırayım afaki olmasın bu topik

    Ali Şen'in kucağında dönüş!..

    Aslında "dönüş" lafına itirazım var.. Adam gitmedi ki, dönsün.. O istifasını açıkladıktan beş dakika sonra, ben yazımı yazdım..
    "Palavra.. Eleştiriler yoğunlaşmaya başladı. Bunları durdurma taktiği.. Dönecek.."
    Aynen de öyle oldu.. Kaçan çantada keklik iki kupanın ardından en Aziz kalemler bile eleştiriye başlayınca, Aziz Yıldırım dehası çözümü buldu..
    (Ya da o sabah birlikte kahvaltı ettikleri Ertuğrul Özkök mü yol gösterdi bilmem..)
    Taktik cuk diye oturdu..
    O eleştiren adamlar bir anda televizyonlara koşup "Büyük başkan bizi bırakma" ağıtları dökmeye başladılar.. Hürriyet Aziz Yıldırım'ın ne kadar büyük adam olduğunu birinci sayfa sürmanşetinden girdi. Ötekiler de ondan aşağı kalmadılar..
    Güya "müstafi" Aziz Yıldırım Avrupa'dan kulübü fiilen yönetmeye devam ederken, gösteriler, bildiriler, hatta açlık grevleri başladı..
    Bunların hepsi hazırlanan senaryonun parçalarıydı tabii..
    "2001'deki gibi olmayacak, bu defa dönmeyeceğim" demişti başkan.. Ne diyebilirdi ki zaten.. "Ben 2001'de tükürdüğümü yaladım, gene yalarım" diyecek hali yoktu ya.. O gereği gibi konuşacaktı ama, camia öyle isteyecek, öyle baskı yapacaktı ki.. Aziz kalemler kulübü Aziz Yıldırım'dan başka kurtaracak kişinin olmadığını, koskoca Fenerbahçe'de Aziz Yıldırım'ın yerini dolduracak başka tek kişinin bulunmadığını öylesine anlatacaklardı ki, istifasına (!) sebeb olan koşullar aynen dururken, Aziz Yıldırım büyük bir fedakârlık yapacak ve Fenerbahçe başkanlığını, lütfen, tenezzülen bir defa daha kabul buyurmak zorunda kalacaktı..
    Aziz Yıldırım, çok kesin bir dille açıkladığı ayrılma kararından dönme işaretini "Müstafi Başkan" olarak katıldığı Yönetim Kurulu toplantısı ardından (İstifa eden adamın orda işi ne diye soran da çıkmadı) salı günü verdi ve "düşünürüz" dedi.. Bunun ne anlama geldiği açık..
    "Az daha yalvarın, az daha ağlayın ki, ortam daha iyi oluşsun."
    Oysa gerçek niyeti Ali Şen çok net açıkladı..
    "Aziz Yıldırım kongrede adaydır."
    Ne zaman dedi?..
    Aziz Yıldırım'la 8 yıl sonra barışıp yemek yedikten sonra..
    Ali Şen'in palavrası boldur. Kendisine paye çıkarmayı pek sever.. Havasına bakılırsa "Aziz Yıldırım'ı ben ikna ettim" diyor.. Aziz Yıldırım'ın üzerinde bir yere koyuyor kendisini.. "Fenerbahçe'nin duayeni benim" havalarında.. Hatta daha ötesinde..
    "Ben onu Özhan Canaydın ve Yıldırım Demirören'le buluşturur, barıştırırım.."
    Adam sadece Aziz Yıldırım'ın değil, tüm kulüplerin, Türk futbolunun manevi babası rolünde, kendi kendine gelin güvey..
    Ama onun yanında Aziz Yıldırım'ın süt dökmüş kedi gibi, laf eveleyip gevelemesi ilginç..
    Bu ikisi, Fenerbahçe'ye sahiplenme yolunda büyük düşmanlar değil miydiler?.
    Fenerbahçe patronluğu Ankara'da birtakım kapıları onlara açıyor diye açıktan kapışmamışlar mıydı?.. Türkiye'ye ithal edilecek Rus mallarının, özellikle savaş araç ve gereçlerinin temsilciliklerini kapma savaşı onları fena halde düşman yapmamış mıydı?.
    Aziz Yıldırım, Ali Şen'den nefret etmiyor, adını dahi duymak istemiyor muydu?.
    Ali Şen, yerli yersiz her fırsatta "Aziz Yıldırım'ı sevmem" diye bas bas bağırmıyor muydu?..
    Şimdi Aziz Yıldırım gibi bir kişilik, Ali Şen'in himayesine nasıl giriyor, onun desteğine neden muhtaç oluyordu dersiniz?.
    Çünkü 2001'den sonra, 2006 dönüşünü kabul ettirmek biraz zor. Rıza ve desteğini almazsa, Ali Şen onu bu defa fena halde hırpalayabilir..
    Baş üstünde baş tanımayan, kendisini her şeyin üstünde gören Aziz Yıldırım'ın Ali Şen'i yanına alıp "Başkanım, başkanım" diye medyaya sunmasının sebebi işte bu..
    Tabii eğer bilmediğimiz bazı ticari anlaşmalar da işin içinde değilse..


    Askere gölge!..

    TÜMER'E Beşiktaş ile Fener'in teklifleri arasında pek fark yok.. Beşiktaş'ın kaptanını renk körü yapacak bir şey yok ortada..
    Var olan ne?.. Tümer'in en büyük derdi askerliği sıyırmak.. Aziz Yıldırım, Tümer'e "Sen o işi merak etme, çözeriz" diyor..
    Ne demek bu?.. Aziz Yıldırım askerlik işini nasıl çözer?.. Zamanında kendi askerlik işini çözüp çürüğe çıktığı söyleniyor her kapı ardında.. İşi biliyor, ondan mı?..
    Yoksa dün Reha Muhtar'ın açık seçik yazdığı gibi, koyu Fenerli, maç kaçırmaz, Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'a mı güvenip, sallıyor?..
    Benim tanıdığım Büyükanıt, bu söylentilerden bile rahatsız olmuştur, bugün, yarın, sert bir açıklama gelir.
    Gelmez de, Tümer'in askerlik işi çözülürse, bizim Paşa'ya bir iki sorumuz olur her halde..

    Şimdi yapılacak yorumlar daha sağlıklı olur
    ben yorum yapma hakkımı kullanmayayım

    çok doğru tespitler




  • quote:

    Orjinalden alıntı: ege_


    quote:

    Orjinalden alıntı: iRoNMaSTeR

    hıncal nedemiş ben yapıştırayım afaki olmasın bu topik

    Ali Şen'in kucağında dönüş!..

    Aslında "dönüş" lafına itirazım var.. Adam gitmedi ki, dönsün.. O istifasını açıkladıktan beş dakika sonra, ben yazımı yazdım..
    "Palavra.. Eleştiriler yoğunlaşmaya başladı. Bunları durdurma taktiği.. Dönecek.."
    Aynen de öyle oldu.. Kaçan çantada keklik iki kupanın ardından en Aziz kalemler bile eleştiriye başlayınca, Aziz Yıldırım dehası çözümü buldu..
    (Ya da o sabah birlikte kahvaltı ettikleri Ertuğrul Özkök mü yol gösterdi bilmem..)
    Taktik cuk diye oturdu..
    O eleştiren adamlar bir anda televizyonlara koşup "Büyük başkan bizi bırakma" ağıtları dökmeye başladılar.. Hürriyet Aziz Yıldırım'ın ne kadar büyük adam olduğunu birinci sayfa sürmanşetinden girdi. Ötekiler de ondan aşağı kalmadılar..
    Güya "müstafi" Aziz Yıldırım Avrupa'dan kulübü fiilen yönetmeye devam ederken, gösteriler, bildiriler, hatta açlık grevleri başladı..
    Bunların hepsi hazırlanan senaryonun parçalarıydı tabii..
    "2001'deki gibi olmayacak, bu defa dönmeyeceğim" demişti başkan.. Ne diyebilirdi ki zaten.. "Ben 2001'de tükürdüğümü yaladım, gene yalarım" diyecek hali yoktu ya.. O gereği gibi konuşacaktı ama, camia öyle isteyecek, öyle baskı yapacaktı ki.. Aziz kalemler kulübü Aziz Yıldırım'dan başka kurtaracak kişinin olmadığını, koskoca Fenerbahçe'de Aziz Yıldırım'ın yerini dolduracak başka tek kişinin bulunmadığını öylesine anlatacaklardı ki, istifasına (!) sebeb olan koşullar aynen dururken, Aziz Yıldırım büyük bir fedakârlık yapacak ve Fenerbahçe başkanlığını, lütfen, tenezzülen bir defa daha kabul buyurmak zorunda kalacaktı..
    Aziz Yıldırım, çok kesin bir dille açıkladığı ayrılma kararından dönme işaretini "Müstafi Başkan" olarak katıldığı Yönetim Kurulu toplantısı ardından (İstifa eden adamın orda işi ne diye soran da çıkmadı) salı günü verdi ve "düşünürüz" dedi.. Bunun ne anlama geldiği açık..
    "Az daha yalvarın, az daha ağlayın ki, ortam daha iyi oluşsun."
    Oysa gerçek niyeti Ali Şen çok net açıkladı..
    "Aziz Yıldırım kongrede adaydır."
    Ne zaman dedi?..
    Aziz Yıldırım'la 8 yıl sonra barışıp yemek yedikten sonra..
    Ali Şen'in palavrası boldur. Kendisine paye çıkarmayı pek sever.. Havasına bakılırsa "Aziz Yıldırım'ı ben ikna ettim" diyor.. Aziz Yıldırım'ın üzerinde bir yere koyuyor kendisini.. "Fenerbahçe'nin duayeni benim" havalarında.. Hatta daha ötesinde..
    "Ben onu Özhan Canaydın ve Yıldırım Demirören'le buluşturur, barıştırırım.."
    Adam sadece Aziz Yıldırım'ın değil, tüm kulüplerin, Türk futbolunun manevi babası rolünde, kendi kendine gelin güvey..
    Ama onun yanında Aziz Yıldırım'ın süt dökmüş kedi gibi, laf eveleyip gevelemesi ilginç..
    Bu ikisi, Fenerbahçe'ye sahiplenme yolunda büyük düşmanlar değil miydiler?.
    Fenerbahçe patronluğu Ankara'da birtakım kapıları onlara açıyor diye açıktan kapışmamışlar mıydı?.. Türkiye'ye ithal edilecek Rus mallarının, özellikle savaş araç ve gereçlerinin temsilciliklerini kapma savaşı onları fena halde düşman yapmamış mıydı?.
    Aziz Yıldırım, Ali Şen'den nefret etmiyor, adını dahi duymak istemiyor muydu?.
    Ali Şen, yerli yersiz her fırsatta "Aziz Yıldırım'ı sevmem" diye bas bas bağırmıyor muydu?..
    Şimdi Aziz Yıldırım gibi bir kişilik, Ali Şen'in himayesine nasıl giriyor, onun desteğine neden muhtaç oluyordu dersiniz?.
    Çünkü 2001'den sonra, 2006 dönüşünü kabul ettirmek biraz zor. Rıza ve desteğini almazsa, Ali Şen onu bu defa fena halde hırpalayabilir..
    Baş üstünde baş tanımayan, kendisini her şeyin üstünde gören Aziz Yıldırım'ın Ali Şen'i yanına alıp "Başkanım, başkanım" diye medyaya sunmasının sebebi işte bu..
    Tabii eğer bilmediğimiz bazı ticari anlaşmalar da işin içinde değilse..


    Askere gölge!..

    TÜMER'E Beşiktaş ile Fener'in teklifleri arasında pek fark yok.. Beşiktaş'ın kaptanını renk körü yapacak bir şey yok ortada..
    Var olan ne?.. Tümer'in en büyük derdi askerliği sıyırmak.. Aziz Yıldırım, Tümer'e "Sen o işi merak etme, çözeriz" diyor..
    Ne demek bu?.. Aziz Yıldırım askerlik işini nasıl çözer?.. Zamanında kendi askerlik işini çözüp çürüğe çıktığı söyleniyor her kapı ardında.. İşi biliyor, ondan mı?..
    Yoksa dün Reha Muhtar'ın açık seçik yazdığı gibi, koyu Fenerli, maç kaçırmaz, Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'a mı güvenip, sallıyor?..
    Benim tanıdığım Büyükanıt, bu söylentilerden bile rahatsız olmuştur, bugün, yarın, sert bir açıklama gelir.
    Gelmez de, Tümer'in askerlik işi çözülürse, bizim Paşa'ya bir iki sorumuz olur her halde..

    Şimdi yapılacak yorumlar daha sağlıklı olur
    ben yorum yapma hakkımı kullanmayayım

    çok doğru tespitler


    hepsi hezeyan..




  • tümerin askerlik konusu ile ilgili kara kuvvetlerinin derhal açıklama yapması lazım. mevkisi kim olursa olsun kimse kişisel zevkleri için devletin imkanlarını kullanamaz.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: habader

    Hıncala eleştirler de hep fener kanadından geliyo ...........Bence turkıye'dekii bi kaç kalıtelı kalemden biri olan bu adamın yazdıkları cok dogru hepsı de mantıklı sebeplere dayanıyo.......Ve hiç bi zaman dogru bıldıgınden odun vermeyen bu adam tukurdugunu yalamaz!!!!!!! baskaları giibi.......

    Bi de suna takıldım bı adamn delıkanlıllıgı fular takmasıyla mı belırlenır


    Evet tesbit doğru "Tükürdüğünü Yalamaz Sanırım Jeremy hocamın yazdıklarını iyice okudun da bu kanıya vardın.

    Karar vermene yardımcı olan konulardan 2'si de bunlar olmuştur heralde..

    1-Selçuk Dereli Ümit Özat Hıncal Üçgeni
    Bu olaydan sonra Tükürdüğünü Yaladımı Hayır?

    2-Hoijdonk Aziz Yıldırım Hakkında Beşiktaşı bitiririm diye röportaj yaptı kimse niye ilgilenmiyor dedi,
    Hojdonk yalanladı Tükürdüğünü Yaladı mı ? hayır


    Buda benden
    FB Şampiyon yapılacak diye bağırdı durdu.
    GS şampiyon oldu. Tükürdüğünü Yaladı mı ? hayır.




  • Zaten sözleşmeye "askerlik işi olmazsa ayrılabilir" diye madde koyuyorsan baştan bu işin pazarlığını yapmışsın ve Tümer de sadece askerlik işi hallolsun diye Fener'e gelmiş demektir. Askerlik işi olmadığı zaman Tümer istediği an Fener'den ayrılıp Avrupa'ya gitmekte özgür.

    Yurtdışında belli bir süre kalan Türk vatandaşlarına yurtdışındaki durumlarında problem oluşmaması için çok kısa süreli bir askerlik yaptırılır. Örneğin elin yabancı firması 18 ay elemanını askere göndermez direk işten çıkarır. İşte bu gibi nedenlerle yurtdışında yaşayan vatandaşlara böyle bir hak verilmiştir. Ancak Tümer olayında durum tamamen farklı. Tümer katıldığı bir TV programında sırf askere gitmemek (ya da mümkün olan kısaltmalardan yararlanabilmek için) yurtdışında bir takıma gitmeyi düşündüğünü itiraf etmişti. Bunun adına düpedüz askerden kaçmak denir. Ama Fenerbahçe futbolcusu ya, görmezden gelelim ne olacak?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: emptyrean

    Zaten sözleşmeye "askerlik işi olmazsa ayrılabilir" diye madde koyuyorsan baştan bu işin pazarlığını yapmışsın ve Tümer de sadece askerlik işi hallolsun diye Fener'e gelmiş demektir. Askerlik işi olmadığı zaman Tümer istediği an Fener'den ayrılıp Avrupa'ya gitmekte özgür.



    Hocam sen neyi anlamamakta diretiyorsun anlamadım.

    FB kulubü salak mı ? İyi Tümer askere gitsin. Oynamadığı halde FB Tümer'e para ödesin.

    Neden ödesin. Çünkü Hıncal ve bir kaç GS'lı tanatana yaptı diye o maddeyi kaldırtmıştır ve sözleşmede askerlik nedeniyle ayrılırsa sözleşme fesh olur diye madde yoktur..

    Aklın alıyormu bu iş senin.
  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.