Şimdi Ara

Portal hikayesi

Bu Konudaki Kullanıcılar:
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
46
Cevap
3
Favori
14.213
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
14 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • baştan sona kendim yazdım. sorularınız varsa sorun yanıtlayayım.




    cave johnson denen adam çiftçinin oğlu yani klasik fakir aileden başlıyor. ardından 1943 te duş perdesi üretimine başlıyor. bir yılın sonunda hem ordu hem halka sattığı için milyoner oluyor herif ve gidip 1944 de mişigında amerikada devasa bir tuz madeni alıyor. maden dediğimizde 4,5 km derine giden genişliğide baya büyük olan bildiğin hayvani bi komplex. 1947 ye kadar bu böle sürüyor ardından adam bilime odaklamaya başlıyor ve şirketin ismini Aperture Fixtures ten Aperture Science a değiştiriyor. ve yine aynı yıl EN İYİ BİLİM ŞİRKETİ ödülünü alıyor. 1950 lere gelindiğinde bu herifler tabi o 3 yılın verdiği gazla falan hayvan gibi ürünler tasarlıyorlar bir sürü şey. ve bunların bi denetimine gerek var o sebeple Aperture Science Enrichment Center kuruyorlar. ve Test Shaft 09 ve benzeri bir sürü irili ufaklı test bölgesi kuruluyor. Testleri yaptırdıkları heriflerde olimpiyatlara katılanlar savaş kahramanları, astronotlar falan yani en kalifiye elemanla test yapıyorlar. bu arada portal silahının atası sayılan Quantum Tunneling Device yi de gelişitiriyorlar. oyunda bir yerde duvarda var zaten eşşek kadar bi aletle sırtnıda koşuyor insanlar. çok zormuş işleri o zaman.

    ‎60 lara gelindiğinde şirket yavaştan finansal zorluklar yaşamaya başlıyor. sayamayacağımız kadar çok ürün üretiyorlar ama bunlar test aşamasında kalıyor. ayrıca yapılan şeylerde hem etik değil hem sağlıklı değil hemde güvenli değil. belki kurtarırız düşüncesiyle 1961 de cave, testshaft 09 un alt katmanlarını kapattırıyor. bu arada BlackMesa denen şirkette bu aperturenin düşündüğü yada prototipte olan ürünlerini öğrenip kendileri geliştirip piyasaya sürüyorlar. bir çok ödül kısmında hep birinci oluyorlar.(kadir özen) Aperturede hep ikinci haliyle piyasadeki değeri düşüyor ve sonundada batıyorlar. 1968 sonlarına doğru Aperture Science iflasını açıklıyor. ama testlere devam etmekte istiyorlar. ancak eskiden kullandıkları elit kesimi karşılıcak paraları kalmadığı için artık evsizleri test başına 60 dolarlık para vererek test ediyorlar. (zaten o teyp kayıtlarındadada başta saygılı saygılı konuşurken sonradan bir konuşmada diyor. " hey sen oradaki orası bir asansör tuvalet değil. (ingilizcesi tam aklımda değil ama bu türkçe yazdığımla benzer bir şey diyordu)"

    ‎1976 lara doğru bu admalar artık yetim çocukları yaşlı insanları psikilojik hastaları fln alıp düşük riskli testlerde test ediyorlar.
    --
    1950 lerde bu adamlar repulsion gel denen mavi organik canlı zıplamaya yarayan bi jel icat edip bunu test ediyorlar. pump station alpha denen yerdende bu repulsion gel i üst katmanlara pompalıyorlar
    1970 lerde propolsion gel denen turuncu hızlandırıcı gibi olan bi jel keşfediyorlar ve bunu test ediyorlar.pump station beta denen yerdende bu repulsion gel i üst katmanlara pompalıyorlar
    --
    80 lere gelindiğinde Cave varını yoğunu ortaya koyup son bir güçle moon rock satın alıp bu taştaki tozu falan en sonunda bir formül bulup Conversion Gel denen maddenin keşfinde kullanıyor. ancak sonradan fark ediyorki bu kullandıkları ay taşındaki bir kaç madde inanılmaz zehirli ve herifide zehirliyor.zehirleme derken solunum sistemine inanılmaz zarar veriyor ve yavaşça adamı öldürüyor. aynı bizim bu kot taşlama fabrikalarında ciğerlerine kum dolup ölen işçiler gibi.(kadir özen) 1982 yıllarına gelindiğinde bizim Cave i ölüm korkusu iyice sarıyor ve mühendislere bir bilgisayar üretmelerini söylüyor. bu bilgisayar insan bilincini saklayabilecek.bir yerde " müsikleri Cd lere kaydedebiliyoruz insan bilincinide neden Cd lere kaydedemeyelim? " diyor. yine cave teyp kayıtlarındada belirttiği gibi eğer bu pc sistemi benim ölümümden sonra gerçeklerşirse Carolinin bilincini (kendisi herhangi bir karşı koyma durumunda olsa bile zorla) pc ye aktarılmasını istiyor ve sonuç olarak Carolinin zihniyeti aktarılabildiği kadarıyla GLaDOS a aktarılıyor.

    The point is: If we can store music on a compact disc, why can't we store a man's intelligence and personality on one? So I have the engineers figuring that out now.
    Brain Mapping. Artificial Intelligence. We should have been working on it thirty years ago. I will say this - and I'm gonna say it on tape so everybody hears it a hundred times a day: If I die before you people can pour me into a computer, I want Caroline to run this place. Now she'll argue. She'll say she can't. She's modest like that. But you make her.Hell, put her in my computer. I don't care.

    tabi bundan önce bu en alt katman olan testshaft09 da üretilen bütün bu moblity gel ler testshaft09un mühürlenmesiyle aşağıda kalıyor. ancak yeni tesisler yapılırken falan hep ileride testshaft09 açılırsa diye bu geller için gerekli boru sistemi inşaa edilerek yapılıyor. Chell aşağıdan kurtulmak için büyük demir kapıyı açıp jelleri üst katmanlara bağlayınca bir asansör geliyor ve bizi alıp modern tesise çıkartıyor.
    1996 yılında GLaDOS un DOS kısmını yani disk operation system kısmı bitiyor ve Genetic Life form kısmına geçiyorlar. bu yıl 1998 olunca GLaDOS u açıyorlar 2 pikosaniyede glados kontrolden çıkıp tesisi dış dünyayla olan bağlantılarını mühürlüyor içeriyede nörotoksini basıyor büyük bir kısım o anda ölüyor. denek olan kişiler ve Doug Rattman (oyunda bize yol gösterici yazılar oklar işaretle bırakan mühendis. ayrıca portal sonunda bizi tesise geri soktuklarında Chellin yaşam desteğinin bozulduğunu görüp onu açmak için tesise geri girip sonra yol üstünde turretlerin bacağından vurmasıyla yere düşen ama arkadaş kübününde yardımıyla bizi belirsiz bir uyku haline sokan (ya ölücen ya sonsuza kadar uyuyacan adam uyutmayı seçmiş) hayatımızı kurtaran adam. sonrasında zaten ölüyor bacağındaki yaranın iltihaplanmasından dolayı.

    portalda gladosu yok ettikten sonrasında yaşam desteğine bağlı ne kadar süre uyuduğumuz belli değil. Wheatley bizi uyandırıyor ancak o sayay 99999999 gibi bir şey söylüyor. yani dakika cinsindenmi saniyemi saat mi gün mü belli değil.




    tepede yazdığımın son kısmında devam ediyorum. bildiğiniz üzere GLaDOS u yok ettikten sonra bu bizim zenginleştirme merkezinin park yerinde yarı baygın bakınırken birileri (party escort bot ları) bize bir şeyler söyleyip bizi sürüklüyorlardı ve portal 1 bu şekilde son buluyordu.
    kendimize geldiğimizde dışarıdan bir ses bizim fiziksel mental dengemizi test ediyor. oraya git resme bak falan filan basit bir test yapıp tekrar yatağa dönmemizi istiyor. ve yatıyoruz. ardından uyanıyoruz ve Wheatly ile karşılaşıyoruz. tabi o dışarıdaki ses bize 99999 gibi bir şey söylüyor. ilk bölümde yazdığım gibi oyunda verilen kısmıyla bunun yıl mı saatmi dakikamı ne olduğunu anlamamnın mümkünatı yok. olursa portal 3 te açığa kavuşacak şeylerden birisi. sonradan öğrendiğimiz üzere tesisin yedek enerji üniteleri bozulduğu için ana çekirdekte ( tesis sanıyorumki nükleer enerji ile çalışan über bi yer) bi erime olduğunu anlıyoruz. ve bizim wheatly de tesiste bu yönetim kısmı gibi bir yerde görevlendirilmiş ve bunca yıl sonunda tesisteki bu çekirdek erimesinden kendisinin sorumlu tutulacağını düşünerek tesisten kaçmak istiyor. ama klasik olarak kendi başına bunu yapması mümkün değil. bize ihtiyacı var. yaşayan kişileri falan araştırıyım derken bizi buluyor(kadirözen) uyandırıyor ve maceramız başlıyor.
    geçen süreyi kesin bilmesekte baya bi vakit geçtiği çevreden anlaşılıyor. portal 1 deki o tertemiz süper güzel tesisten eser yok. her yeri ot bürümüş. kırık paneller duvarlar çatlamış pencereler falan yani harabe gibi bir yerdeyiz. wheatlyninde yardımıyla bi portal silahı buluyoruz yol üstünde. tesisten çıkmanın yolu ana işlem merkezinden geçiyor. ancak oradada GLaDOS un cesedi var. biz wheatly yi sisteme bağlayıp Escape pod yani kaçış podunun şalterini ararken gerizekalı wheatly gladosu aktif ediyor. şifreyi kırmayı denerkende AAAAA olmadı AAAAC olmadı. galiba B yi atladım. AAAAAB gibi malca bi kırma sistemi deniyor. haliyle başarısız olunca bizim eski düşman GLaDOS uyanmış oluyor.
    bildiğiniz gibi GLaDOS un nihayi amacı ürünleri test etmek olduğu için bizi hemen eski test yerlerinden birine yolluyor. bu arada Whealyide aldığı gibi paramparça ediyor. biz testleri geçerken odalar falan kırık dökük olduğu için gladosun oraları tamir etmesine şahit oluyoruz falan. ardından Wheatly bizimle tekrar temasa geçiyor. nasıl kurtulduğunu tam bilmemekle beraber bizlere anlatmaya çalışıyor ancak tam olarak anlayamıyoruz. ( oyunu oynayanlar ne demek istediğimi anlamıştır. oynamayanlarda oynasın lütfen. ) ancak sanıyorumki The Return bölümünü tekrar oynarsanız görürsünüz. o bizle konuşurken gözü seyiriyo kıvılcım çıkartıyor falan. yani kırılmasına rağmen ana beyin ünitesini bir şekilde bir başka çekirdeğe taşıyıp yaşamaya devam ediyor.

    GLaDOS testlere devam ederken Wheatly bi çıkış yolu yaratıyor ve beraber GLaDOS tan kaçmaya başlıyoruz. ilk oyundaki gibi turretler falan yada nerotoxin olası bi durumda silahı olmasın diye. turret üretim zincirini ve nerotoxsin kaynağını sabote ediyoruz.en sonunda GLaDOS un odasına geliyoruz ve orada ilk BOSS FIGHT yaşamış oluyoruz. bizim Wheatlyi değiştirilcek çekirdek yerine koyup(kadirözen) GLaDOS u da devre dışı bırakınca. wheatly TÜM tesisin yönetimini eline alıyor. haliyle güç delisi oluyor ve bizide yüzeye yollayacak merdiveni getirirken ŞEREFSİZLİK yapıp sözünden dönüyor, yok bütün işi ben yaptım da yok sen beni kullandında falan saçmalayıp bizi test etmeye karar veriyor. GLaDOS uda çekirdeğinden söküp bi patatese bağlıyor ve onu patesteste yaşamaya mahkum ediyor.
    bildiğiniz gibi bütün Aperture Science ürünleri 1.1 volt gibi değerlerde sorunsuz çalışabiliyorlar. haliyle patatesinde kendi içindeki ürettiği enerji ancak yetiyor.
    neyse bizim GLaDOS (patates dicem artık.) bu Wheatlya moronsun mal sın allah belanı versin sen bi bk yapmadın bütün işi o kadın yaptı. diyince bizim wheatly bi hışımla bulunduğumuz asansöre abanmaya başlıyor. haliyle asansörde dayanmıyor. ve bizde asansör boşluğunda düşmeye başlıyoruz. düşerkende patatesler konuşuyoruz. meğerse bu wheatley denen çekirdeği GLaDOS u yorması için yapmışlar. sonuçta über zeki bir AI ve çığırından çıkmasın diye sürekli boş anlamsız uçuk kaçık şeyler üreten bir çekirdek bağlamışlar. haliyle AI de bu boş beleş şeyleri düşünürken kapasitesinin tamamımı kullanamıyor. yani bir çeşit self control yaptırtmışlar AI ye. taa ki tesisnin en derin yerine kadar 4300 metreye kadar iniyoruz. bizim patateside yerin o kadar dibinde karganın teki alıp gidiyor. yanımızda portal silahı öle 4300 metrede kala kalıyoruz.

    ilk mesajda bahsettiğim eski tesisleri birer birer geçip en sonunda wheatlynin yönettiği modern tesise geliyoruz. tabi yol üstünde bizim patatesi buluyoruz ve onuda yanımıza alıyoruz. bu geçmiş yıllarda android yada droid üretip bu tesiste çalışan işçilerin yerine geçirme gibi bir durumu var. ve posterlerde falan gönüllü olarak teste gelin sizin işinizi sizden daha hızlı daha efektif yapcak robotlar var uğraşmayın teste gelin diye seslenen sloganlı posterler görüyoruz.
    alt tesislerde ilerlerken duvardaki bir başka posterdede diyorki olası bi robot direnişi baş kaldırısı olursa şu yolları izleyin.
    sakin olun avazınız çıktığı kadar bağırın
    BU CÜMLE YANLIŞTIR.
    YENİ GÖREV: BU GÖREVİ REDDEDİN.

    gibi. haliyle robot bunları duyduğu zaman afedersiniz beyni skilecek ve işlev yapamaz hale gelicek. bizim patates de diyorki
    aga bana bunları söylediler yani ben AI olarak bunu biliyorum ama diğer çekirdekler bilmiyor biz Wheatlynin karşısına çıkıp bunu söylersek büyük olasılıkla devre dışı kalır. diyor ve seviniyoruz işte yaşayın yenicez wheatly falan. neyse modern tesisin en alt katmanındayken bizim Wheatly yi görüyoz. odanın tekinde kendi TASARLADIĞI hem kutu hemde ayakları olan turret kutusu gibi bir şey tasarlamış ve bunların sadece butonlara basması gerektiğini düşünerek test ediyor. ama kutular aciz haldeler hiç bir işe yaramıyorlar. bizde fırsat bu fırsat deyip geçiyoruz Wheatly karşısına bizim patates bağırıyor BU CÜMLE YANLIŞTIR diye. ama Wheatly ya çok mal yada o da bu olayı bildiği için umursamıyor hiç bir sorun yaşamaksızın bizimle konuşmaya devam ediyor. ancak çevredeki o ayaklı kutular kısadevre olup iş görmez hale geliyorlar. yani ya Wheatly inanılmaz mal yada bizim patates kadar zeki. neyse yine bu tesisin ana sisteminde olan her çekirdek gibi test amacıyla yanıp tutuşuyor ve bizi teste başlatıyor. ama GLaDOS un kıyasla ÜBER testlerini çözdükten sonra Wheatly nin bebek oyuncağı şeyleri hiç zorlamıyor. örneğin bir butan var basıyorsun kutu düşüyor butonun üstüne kapı açılıyor. sonra buna test diyor Wheatly. böle gariban şeyler. yada GLaDOS un önceden hazırladığı test odalarını alıp duvara TEST yazıyor ve bunu ben tasarladım diyor. yani bildiğiniz şerefsiz sünepe birisi işte. bu aradada tesisten sürekli bi paldır küldür sesler yıkılmalar falan duyuyoruz. yani Wheatly başa geçtiğinden beri zaten erimekte olan çekirdek iyice kritik noktaya geliyor.

    neyse bu gariban Wheatly testleri yaparken bize diyip duruyor yok sana süprizim var bunu görmek için ölümüne meraklanın yok çok süper bir şey. görmeniz için ölmeniz lazım. ( ingilizcedeki anlamıyla düşünün yani çok heyecan verici gibi) diyip bizi bi odaya getiriyor. ve tuzağına düşüyoruz. tuzağa doğru istemsiz giderken Wheatly diyorki " tesiste bir yerde süper bir şey buldum. iki tane über robot korkusuzlar yedekleri var ve test çözmek için yaratılmışlar çok iyiler sana ihtiyacım kalmadı."
    bu bahsettiği şey GLaDOS unda açıklayacağı gibi ATLAS ve P BODY denen iki tane ortak çalışan robot. test için GLaDOS tarafından Portal 1 de biz testleri çözerken bizim yerimize üretilmiş droidler.

    ancak biz oyunda baş karakter olduğumuz için ölme gibi bir durum söz konusu değil. Wheatly ayısı bizi öldürmeye çalışırken o ölümdende aynı portal 1 deki gibi kaçıp tesisin yine bakım bölümlerine giriyoruz. oralarda ilerlerken patates diyorki bu eski işgörmez çekirdekleri Wheatly ye bağlarsak o da banko Corrupted (artık türkçesini siz bulun tam anlamıyla çeviremedim) yozlaşmış duruma getiririz yeni çekirdek implantına hazır hale getiririz diyor. ve son savaşa başlıyoruz.

    Wheatly mal falan dedik ama kafa azda olsa çalışıyor. biz ilk oyunda glados u öldürürkenki şeyleri izlemiş ve akıllanmış. roket kalkanı portal açılcak yüzeyleri kaldırma, nörotoxini direk açma. tesisi patlama süresini kısaltma gibi yeniliklerle bize karşı geliyor.(kadirözen) ama sonuçta biz insanız ve bi yolunu bulup Wheatly yi yozlaştırıyoruz. aynı GLaDOS u deaktif ettiğimiz gibi gidip butona basıcakken Wheatly bunuda düşünüp butona C4 koyuyor ve patlatıyor. tesis zaten kötü durumda, çekirdek erimesinden zaten stabilitesi bozulmuş. dokunsan yıkılcak gibi. birde bu patlamanın etkisiyle tavanda bi delik açılıyor. hatırladığınız gibi Cave aydan bi taş getirip bu pannelerin ham maddesi olan portal açılan yüzeyin gel ini tasarlamıştı. yani ay taşı hammaddeydi. bizde silahı aya doğrultup ateşliyoruz. ve bi ucu Wheatly nin altında bi ucu ayda iki portal olunca aydaki boşluk yüzünden vakum oluşuyor ve Wheatly dışarı çekiliyor. bizde zar zor da olsa Wheatly ye tutnup uzayın boşluğuna gitmemeye çalışıyoruz. GLaDOS yönetimi devralıp Wheatly ye sktir deyip uzaya atarken bizi kolumuztan tutup içeri alıyor. haliyle bayılıyoruz tabi o kadar savaş verdik uyku hakkımız uyandığımızda o bahsedilen iki robotu ve GLaDOS u görüyoruz. biraz konuşma ( carolin beynimdeymiş cart curt deyip onu siliyor. sende git artık öldürmek zor uğraşmak daha zor. ne halin varsa gör gelme bir daha diyip)ardından GLaDOS ta bizi özgürlüğümüzü veriyor ve yüzeye çıkmaya başlıyoruz. yol üstünde turret orkestrasından bi opera dinliyoruz ve buğday tarlalarının olduğu bi yere çıkıyoruz. ilk oyunda yaktığımız companion cube yani arkadaş kübümüzde yanık içindede olsa arkamızdan veriliyor. sonrası meçhul.



    NOT: fark ettiğim kadarıyla o tesisin ana sistemine bağlı olan çekirdek zıvanadan çıkıyor. bizim GLaDOS hep bi düşman aşağılama içindeyken aletten çıkıp patates olunca bi mülayim oldu arkadaş canlısı falan. aynı şekilde Wheatly de öle. yani bağlı değilken biz onu taşırken falan hep bi mülayimlik bi yardım severlik bi düşünceli tavırlar falan. ne zaman sisteme bağlandı kafayı yedi.



    beyler imanım gevredi bi teşekkürü çok görmeyin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kavil -- 14 Ağustos 2012; 23:52:44 >







  • portal 2 nini hikayesini daha sonra yazarım. yoruldum
  • Güzel olmuş
  • Güzel olmuş ama;
    Rattman'in ölüp ölmediği kesin değil diye biliyorum.
  • Eline sağlık ama aceleye gelmiş gibi Portal2 yazarken daha açık anlat.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Carrier has arrived

    Güzel olmuş ama;
    Rattman'in ölüp ölmediği kesin değil diye biliyorum.


    hocam halflifewikide 4-5 saat dolanıp en ince detayına kadar okuduktan sonra aklımda kalanları biraz sokak ağzıyla facebookta bir arkadaşa yazıyordum. baktım lan ben ne yapmışım bunu mutlaka paylaşmalıyım diye düşünüp konu açtım:D


    However, the Companion Cube tells him that he can save her by patching her Cryo-Chamber into the Reserve Grid, placing her in stasis for an unspecified amount of time, but saving her from death. After doing so, he goes to sleep in a Relaxation Vault.

    The ASHPD in a Test Chamber filled with Ratman graffiti.
    Rattmann is said to have died some time after saving Chell, suggesting he died from the wound inflicted by the Turret in Lab Rat.[6] However, Eric Wolpaw refused to confirm or deny that this was the case in an interview.

    ------

    yani dediğiniz gibi kesin değil herif röportajda kesin cevap vermemiş ama ölmüştür bence.

    --- ayrıca şimdi tekrar okuyunca inanılmaz eksik yazmışım. yani ingilizce bilenler halflife wiki girip oradan okusunlar. türkçeye geçirirken yani arkadaşa anlatırken atlamışım hep. yinede özet olarak okunabilir.



    diğer yazan arkadşaalrada teşekkür ediyorum. portal 2 yide akşama yazarım bir aksilik çıkmazsa. gerçi bütün bu test shaft olayı fln portal 2 de geçiyor ama eskiye dönük olduğu için böyle yazmak daha iyi geldi..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kavil

    quote:

    Orijinalden alıntı: Carrier has arrived

    Güzel olmuş ama;
    Rattman'in ölüp ölmediği kesin değil diye biliyorum.


    hocam halflifewikide 4-5 saat dolanıp en ince detayına kadar okuduktan sonra aklımda kalanları biraz sokak ağzıyla facebookta bir arkadaşa yazıyordum. baktım lan ben ne yapmışım bunu mutlaka paylaşmalıyım diye düşünüp konu açtım:D


    However, the Companion Cube tells him that he can save her by patching her Cryo-Chamber into the Reserve Grid, placing her in stasis for an unspecified amount of time, but saving her from death. After doing so, he goes to sleep in a Relaxation Vault.

    The ASHPD in a Test Chamber filled with Ratman graffiti.
    Rattmann is said to have died some time after saving Chell, suggesting he died from the wound inflicted by the Turret in Lab Rat.[6] However, Eric Wolpaw refused to confirm or deny that this was the case in an interview.

    ------

    yani dediğiniz gibi kesin değil herif röportajda kesin cevap vermemiş ama ölmüştür bence.

    --- ayrıca şimdi tekrar okuyunca inanılmaz eksik yazmışım. yani ingilizce bilenler halflife wiki girip oradan okusunlar. türkçeye geçirirken yani arkadaşa anlatırken atlamışım hep. yinede özet olarak okunabilir.



    diğer yazan arkadşaalrada teşekkür ediyorum. portal 2 yide akşama yazarım bir aksilik çıkmazsa. gerçi bütün bu test shaft olayı fln portal 2 de geçiyor ama eskiye dönük olduğu için böyle yazmak daha iyi geldi..


    Ölmüş olma olasılığı daha yüksek ama kesin bir şey yok o yüzden orayı düzeltirsen daha iyi olur. Valve devam oyunlarında bir ters köşe yapabilir.


    Ayrıca karakterlerin tanıldığı şu konuya da göz atmanızı öneririm. Bazı eksik bilgiler burada yazıyor olabilir.




  • Bekliyorum abii yaz sunun 2sini :)
  • eline sağlık
  • BÖLÜM 2 GELDİ.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cimi hendriks

    Bekliyorum abii yaz sunun 2sini :)

    geldi gardaşım buyur.
  • %70te falandım portal 2de saveler gitmeseydide oynasaydım.. teşekkürler bu arada
  • uplıyayım.
  • Çok iyi olmuş yine ama;
    Bildiğim kadarıyla Glados zaten Caroline'in zekasının patatese aktarılmasından oluşuyor. Yani en baştan beridir patates.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Teşekkürler.Aklımdaki bazı boşlukları sayende doldurdum.
  • Teşekkürler böyle bir konu bekliyordum.Çok güzel olmuş hikayeyi anladım sonunda :D emeğine sağlık
  • Şu konudan Portal'da ki karakterleri okuyup bilgi edinebilirsiniz

    http://forum.donanimhaber.com/m_60793703/mpage_1/f_/key_//tm.htm#60793703
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ByDamage

    Teşekkürler böyle bir konu bekliyordum.Çok güzel olmuş hikayeyi anladım sonunda :D emeğine sağlık

    yakın zamanda bi up oldu konuyu açtığımı bile unutmuştum:D öle dosyalar arasında dolanırken protal setup gördüm aradım konumu buldum. beğendiğinize sevindim:D
  • Teşekkürler
  • güzel ama portal oynamayan birisi için çok karışık ifadeler. oynayanlar kafasında ona göre taşları yerli yerine oturtup hikayeyi çözüyor ama ben oynamadığım için konusu sarmasına rağmen isim ve hikaye de olur olmaz yerlerde takıldım. çoğu şey bana pek açık gelmedi. bu gidişle portalı da oynamaya başlıyıcam gibi gözüküyor.
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.