Şimdi Ara

Otomobillerin Ekonomik Ömrü (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
110
Cevap
3
Favori
11.241
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    quote:

    Orijinalden alıntı: ZGR+

    quote:

    Orijinalden alıntı: insideman

    quote:

    Orijinalden alıntı: ZGR+

    Normal yaşam koşullarında ve normal bir bakım ile 7 en fazla 10 yıl. Bu demek değildir ki çok iyi bakılmış araçların daha da fazla bir ömüre sahip olamayacağı. İktisadi açıdan da bir aracın yıpranma payı yılda %20 olarak hesaplanır. Diğer koşullar çevre ve kullanım şartlarına göre değişir.

    Yıpranma payı yıda %20 derken; 5 senede %100 yıpranır anlamı taşımaz mı yoksa ben mi yanlış anladım

    Muhasabe kaydı yapılırken, araçlar yılda %20 değer kaybına uğrar olarak kayıt edilir. 5 sene sonra da iskontosunu doldurup, hurda değeri hesaplanır. Aslında bu örneği vermemin amacı, araçların ortalama olarak 5 yıllık bir süreçte ömrünü tamamlamış olarak hesaplanması, varsayılmasıdır. ( İktisadi anlamda ) Ekonomik ömür tabiri de buradan çıkmıştır. Normalde ise kullanım ve dış etkenler durumu değiştirir.

    evet gerçek teknik açıklması muhasebe uygulamalarından çıkmaktadır.

    Ekonomik ömür tüm cihazlar için vergi açısından tanımlanmıştır. Binanın bile ekonomik ömrü bulumaktadır. Amortisman kavramı tam olarak anlatılmak istenen şeyin türkçede muhasebede sıkça kullanılan karşılığıdır.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Amortisman

    ekonomik ömür denilen şeyin de muhasebe açısından karşılığı ''faydalı ömür '' ile vergi mevzuatında tanımlanmıştır. Oranlar değişir ise bu vergi mevzuatında yayınlanmaktadır ve Türkiye'deki tüm işletmeler bu kanuna tabidir.

    http://www.gib.gov.tr/fileadmin/user_upload/Yararli_Bilgiler/amortisman_oranlari2011.html



    O zaman hocam şu şekilde diyebilir miyiz: Araç temiz ve bakımlı olsada dahi, km ve yaş arttıkça risk de doğru orantılı olarak artar.

    Ortalama 150 bin-200 bin km arası risk çoğunluktadır şeklinde genelleme yapabilir miyiz?
    _____________________________
    I'm Gonna Make Him an Offer He Can't Refuse.




  • O zaman hocam şu şekilde diyebilir miyiz: Araç temiz ve bakımlı olsada dahi, km ve yaş arttıkça risk de doğru orantılı olarak artar.

    Ortalama 150 bin-200 bin km arası risk çoğunluktadır şeklinde genelleme yapabilir miyiz?

    2 benzer ancak farklı konu anlattık.
    İkincisi resmi olan ve devlet vergi mevzuatına uygun olarak tanımlanarak tüm vergiye tabii şirketlerin uymasında zorunlu olan konudur. Zaten tartışmasız devlet sizin yerinize , bu böyle olacaktır der ve siz de buna uyarak muhasebecinize almış olduğunuz aracı vergiden nasıl düşeceğinizin hesabını sorarsınız. Dikkat edilirse ikinci el araç alımı değil , sıfır aracın ekonomik ömrü , muhasebe tanımı FAYDALI ÖMRÜ için gerekli olan resmi işlemlerdir. Burada alınan yıllar uzun yıllar tecrübelerine dayanılarak yapılmış mevzuatın belirtiği yıl değerleridir.

    Risk analizi ise bambaşka bir konudur bunu da ilk yazımda elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Burada ikinci el araç alırken risk analizi konusu devreye girmektedir. Neden böyledir

    Çünkü sıfır üretilmiş araçların test koşullarında nasıl bir tepki vereceği fabrika garantisi altında test edilmiştir. Ancak bu konuya kullanıcının ve çevresel şartların eklenmesi mevzuyu komple değiştirir.
    En basitinden herkes bilir ki deniz kıyısında yaz kış ne olanı fazla ve tuzlu ortam olduğu için bu boya ve karoserde yaşlanmayı hızlandıran en büyük noktalardan birisidir. Bir araç ömrünün 4. Yılında Antalya’nın sahillerinde fink atmış ve onca nemi yemişken , diğer üretimden çıkan kardeşi küçük bir iç Anadolu’daki ilçede sakin kullanım ve kuru bir ortamda bulunmuş olsun. Bu ikisi aynı risk değerine sahiptir diyebilir miyiz. Yani bir puan verecek olsak başta aynı olsa bile 4. Yıl sonunda ekonomik ömrü dolmasa bile şasenin direnci konusunda bir fikir öne sürebilirsiniz.

    Takla atmış br araç onarılsa bile şasenin almış olduğu darbenin şasesi ne kadar zayıflatabileceği konusu hep kafanızda sorun teşkil edecektir.

    Veya yanlış yağ ile zor koşullarda sürülmüş bir araç motorun yıpranma riski ile doğru tam sentetik bir yağ ile yıllarca kullanılmış araç aynı olmayacaktır.

    şimdi son olarak soruya geri dönecek olursak , fabrikaların garanti ettiği şey aslında risk almadan doğru bakım ve aşırı şartların olmadığı anlar için garantisini verebilcekleri ve masrafları gögüsleyebilecekleri durumu göstermektedir . Siz şartları değiştirip ortamı farklılaştırısanız riski de ortaya çıkarmış olursunuz. Bu riski bir mercedes ayru gögüsler bir şahin ayrı göğüsleyecektir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 4 Nisan 2012; 12:24:05 >
    _____________________________
    JUPİTER ve yörüngesindeki tüm UYDULARI ve doğal kaynakları ,madenleri Türkiye&amp;#39;nindir .





  • Orijinalden alıntı: vezir

    Sağolun hocam. Sabırla cevap verdiğiniz için teşekkürler.

    Saygılar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi insideman -- 4 Nisan 2012; 13:46:52 >
    _____________________________
    I'm Gonna Make Him an Offer He Can't Refuse.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: zeytinkoy

    quote:

    Orijinalden alıntı: plectrum

    Avrupa araçların kitapçıklarında 10 yıl yazıyor. Zaten Avrupa ve Amerika'da 10 yasında araçlar hurdaya ayrılabiliyor. (İngiltere, Almanya, USA, Kanada vb.) Ancak Japon araçlarında sure 20 yıl. Örnek verecek olursak Megane, Focus vb araçlar 10 yasına geldiğinden elektrik aksamı vb. parçalar omrunu tamamlar ve sık sık parça değiştirilmeye baslanır. Ancak Japon araçlarını kıyasladıgımızda aynı sorunlar 20 yasını geçtikten sonra başlar. Kullanıcılara sorarsanız verdiğim bilgileri dogrulayacaklardır.

    Bu mantığa göre benim 12 yıllık Focus'un devamlı arıza çıkartması lazım ama ne hikmetse bakımları dışında sanayiye gitmiyorum. Son cümlede "Kullanıcılara sorarsanız verdiğim bilgileri dogrulayacaklardır" demişsiniz ama ben bir kullanıcı olarak bunu doğrulamadım.



    Yukarda bi arkadas ford escorttan bahsetti. Sizde su an sınırdasınız muhtemelen; hayırlısı..
    _____________________________




  • Benim fikrim arabaya iyi bakarsan bakımını falan yaptırırsan araba uzun süre yürür. Ama bakmazsan hurdalığa gider.
    _____________________________
    Forumu bir daha girmemek üzere bırakmış bulunmaktayım.
  • Güzel konu, ellerine sağlık insideman arkadaşım.

    Amerikalılar 50-60 yıl önce otomobilleri dayanıksız üretemediklerinden insanların sürekli yeni otomobil almaları için her yıl Eylül ayında yeni bir model çıkarıyorlardı. Bilhassa 1950'li yıllarda bu çok çabuk göze takılır, dikkat çekerdi. 1958 Chevrolet ile 1959 Chevrolet arasında sanki iki ayrı markanın tamamen iki ayrı modeliymiş gibi dururlar. Amerikalılar otomobilleri o zaman H veya X şasi, kalın kaporta, büyük motorlar, büyük otomatikler üreterek ama özellikle de ABD'deki uzun mesafeleri otomobille katetmek isteyenlerin konfor ve sabit hız ihtiyacını karşılayarak bunu çözmek istemişler ama istemeyerek araçları dayanıklı hale getirmişler, bu nedenle de insanların her yıl yeni araç almalarını "araçları yıprandığından dolayı eskidiği için" değil "araçlarının yeni modeli çıktığından dolayı eskidiği için" araba almaları fikrini yerleştirerek çok sayıda satış yapmışlardır.

    Buna piyasaya sonradan yeni giren Japonlar da kısa model değişikliği süreleri ile uyum sağlamaya çalışmışsa da bir süre sonra vazgeçerek model yılı değişikliğini uzun tutmaya karar vermişlerdir. Ama Avrupalı üreticiler yıllarca aynı aracı üretmişler, 5-10 yıl sıradışı bir süre olmamıştır.

    Şimdi ise TÜKETİM TOPLUMU olmamızdan, üretim robotlaştığından ve ucuzladığından, hem de çok ucuzladığından dolayı insanların yeni otomobil alma ihtiyacını şimdiki araçları 20-30 yıl dayanacak şekilde değil, belirli bir süre, hatta belirli bir kilometre dayanacak kadar yapmaları, araçla birlikte gelen bazı masrafları da (ağır bakım gibi) yüksek tutarak insanların araçları ortalama 3 yıl sonra satarak yenisini almasını hedeflemektedirler. Bazı Batı Avrupa üreticileri için B sınıfı benzinli HB model bir aracın EKONOMİK ÖMRÜ kilometre olarak 120.000 ile ölçülmüş ve bu yeterli görülmüş.

    Eskiden araç alınır, ailenin parçası olurdu. Baskı balata 40.000 km giderdi, ama götürürdün tamirciye, yenisini takardı, bir 40.000 km daha giderdi. Şimdilerde artık bunlar yavaş yavaş ortadan kalkıyor, fark ediyorsanız. Araçlar KULLAN-(S)AT mantığı ile tüketiciye satılmaya çalışılıyor. Baskı-balata bir araba ömrü kadar değil, onu ilk alan sahibinin arabayı kullandığı ömür kadar idare ediyor, ondan sonra arabasını satması ve yenisini alması bekleniyor ve o da genelde 3 yıl ve 90.000 km oluyor.

    Otomobil üreticileri bir otomobilin en fazla 3-4 defa el değiştirmesini bekler, her kullanıcı bir öncekisinden daha kısa kullanır aracı. İlk sahibi 3 yıl, ikinci sahibi 2 yıl, üçüncü sahibi 1 yıl, dördüncü sahibi daha kısa, sonra da çöpe, daha doğrusu Geri Dönüşüme. Avrupa'da (ve eminim ABD'de) otomobil mezarlıklarından ziyade otomobil geri dönüşüm istasyonları var. Devlet de teşvik ediyor, hatta otomobil üreticilerine kullanılmış, ekonomik ömrünü tamamlamış araçları geri alması için geri dönüşüm istasyonu açmaları ve faaliyete geçirmelerini şart koştu. Aracı bırakıyorsunuz, aracın sıvıları çıkartılıyor, cam, çelik, teneke, sac, kumaş, akü, plastik vb. hepsi ayrılıyor.

    Tabi ülkelerin ekonomik durumları da en fazla 5-10 yıl kullanım için öngörülen bir aracın 15-30 yıl kullanılmasını da gerektirebiliyor. Örnek olarak ülkemiz. 1976 model RENAULT 12 SW iyi para ediyor, 1994 model RENAULT 12 SW TOROS geçen yıl 8.000 TL'ye alıcı buluyor. Bu ekonomik ömür değil, mali ömür olsa gerek.

    Saygılarımla,

    Taner Göde
    _____________________________




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Taner Göde

    Güzel konu, ellerine sağlık insideman arkadaşım.

    Amerikalılar 50-60 yıl önce otomobilleri dayanıksız üretemediklerinden insanların sürekli yeni otomobil almaları için her yıl Eylül ayında yeni bir model çıkarıyorlardı. Bilhassa 1950'li yıllarda bu çok çabuk göze takılır, dikkat çekerdi. 1958 Chevrolet ile 1959 Chevrolet arasında sanki iki ayrı markanın tamamen iki ayrı modeliymiş gibi dururlar. Amerikalılar otomobilleri o zaman H veya X şasi, kalın kaporta, büyük motorlar, büyük otomatikler üreterek ama özellikle de ABD'deki uzun mesafeleri otomobille katetmek isteyenlerin konfor ve sabit hız ihtiyacını karşılayarak bunu çözmek istemişler ama istemeyerek araçları dayanıklı hale getirmişler, bu nedenle de insanların her yıl yeni araç almalarını "araçları yıprandığından dolayı eskidiği için" değil "araçlarının yeni modeli çıktığından dolayı eskidiği için" araba almaları fikrini yerleştirerek çok sayıda satış yapmışlardır.

    Buna piyasaya sonradan yeni giren Japonlar da kısa model değişikliği süreleri ile uyum sağlamaya çalışmışsa da bir süre sonra vazgeçerek model yılı değişikliğini uzun tutmaya karar vermişlerdir. Ama Avrupalı üreticiler yıllarca aynı aracı üretmişler, 5-10 yıl sıradışı bir süre olmamıştır.

    Şimdi ise TÜKETİM TOPLUMU olmamızdan, üretim robotlaştığından ve ucuzladığından, hem de çok ucuzladığından dolayı insanların yeni otomobil alma ihtiyacını şimdiki araçları 20-30 yıl dayanacak şekilde değil, belirli bir süre, hatta belirli bir kilometre dayanacak kadar yapmaları, araçla birlikte gelen bazı masrafları da (ağır bakım gibi) yüksek tutarak insanların araçları ortalama 3 yıl sonra satarak yenisini almasını hedeflemektedirler. Bazı Batı Avrupa üreticileri için B sınıfı benzinli HB model bir aracın EKONOMİK ÖMRÜ kilometre olarak 120.000 ile ölçülmüş ve bu yeterli görülmüş.

    Eskiden araç alınır, ailenin parçası olurdu. Baskı balata 40.000 km giderdi, ama götürürdün tamirciye, yenisini takardı, bir 40.000 km daha giderdi. Şimdilerde artık bunlar yavaş yavaş ortadan kalkıyor, fark ediyorsanız. Araçlar KULLAN-(S)AT mantığı ile tüketiciye satılmaya çalışılıyor. Baskı-balata bir araba ömrü kadar değil, onu ilk alan sahibinin arabayı kullandığı ömür kadar idare ediyor, ondan sonra arabasını satması ve yenisini alması bekleniyor ve o da genelde 3 yıl ve 90.000 km oluyor.

    Otomobil üreticileri bir otomobilin en fazla 3-4 defa el değiştirmesini bekler, her kullanıcı bir öncekisinden daha kısa kullanır aracı. İlk sahibi 3 yıl, ikinci sahibi 2 yıl, üçüncü sahibi 1 yıl, dördüncü sahibi daha kısa, sonra da çöpe, daha doğrusu Geri Dönüşüme. Avrupa'da (ve eminim ABD'de) otomobil mezarlıklarından ziyade otomobil geri dönüşüm istasyonları var. Devlet de teşvik ediyor, hatta otomobil üreticilerine kullanılmış, ekonomik ömrünü tamamlamış araçları geri alması için geri dönüşüm istasyonu açmaları ve faaliyete geçirmelerini şart koştu. Aracı bırakıyorsunuz, aracın sıvıları çıkartılıyor, cam, çelik, teneke, sac, kumaş, akü, plastik vb. hepsi ayrılıyor.

    Tabi ülkelerin ekonomik durumları da en fazla 5-10 yıl kullanım için öngörülen bir aracın 15-30 yıl kullanılmasını da gerektirebiliyor. Örnek olarak ülkemiz. 1976 model RENAULT 12 SW iyi para ediyor, 1994 model RENAULT 12 SW TOROS geçen yıl 8.000 TL'ye alıcı buluyor. Bu ekonomik ömür değil, mali ömür olsa gerek.

    Saygılarımla,

    Taner Göde

    Katılımın ve güzel açıklaman için teşekkürler Taner Abi.

    Eline sağlık.

    Saygılar.
    _____________________________
    I'm Gonna Make Him an Offer He Can't Refuse.




  • http://en.wikinoticia.com/entertainment/engine/44750-a-fiat-131-with-800000-miles-original-engine-and-in-the-us-i-do-not-know-yet


    Bu da benim bulduğum linklerden biri.Çok güzel bir tartışma ortamı oluşmuş.Keyif alarak okuyorum.
    _____________________________
    Serkan Çelikkaleli - 1974
    BURKOD
    Bursa Klasik Otomobilciler Dernek Üyesi
    1977 Murat 131 - 16 ZF 515
  • Yılla ne alakası var? İnsanlar bir de oturup ciddi ciddi 5-10 yıl yazmış..

    Benim 3 yaşındaki aracımın yaptığı kilometreyi 3 ayda yapanlar var..
    Garajda beklettiğim renonun yarı yaşındaki araçlar çürüyüp gitti, benimkinde tık yok..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi djoz -- 24 Nisan 2013; 23:24:31 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    Bunu bilmeyen toplumları koyun gibi güderler &gt;&gt;https://www.youtube.com/watch?v=w_ybzC2wP7Q
    FES TÜRK ŞAPKASI DEĞİLDİR. Naomi Klein - ŞOK DOKTRİNİ Mutlaka okumalısın
  • Bence duzgun bakilmis bir arac insan omrunun yarisini goturebilir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    canon eos 60d 18-135 mm - toshıba qosmıo f60 serıes - apple iphone 5 - lg 55lm620s - samsung galaxy s III
  •  Otomobillerin Ekonomik Ömrü
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Arif

    Burada bahsi geçen, araba 10 yıl sonra dökülür değil...
    • 10 yıllık araba teknolojinin gerisinde kalmıştır, tüketimi fazladır...

    • 10 yıllık arabanın hava yastığı gibi donanımları elden geçirilmelidir, bunun da kontrol edilme şansı yoktur, yenisi ile değiştirmek oldukça yüksek bir maliyettir... 10 yıl sonra açılmaz diye bir kaide yok ama 10 yıldan sonra açılmazsa gelip bizi bulma der firmalar...

    • 10 yıllık arabanın yetkili servis yedek parça temin etme yükümlülüğü yoktur, parça yok deyip çıkarlar, çıkmacı dolaşıp durursunuz...

    • 10 yıllık arabanın donanım seviyesi de güncel teknolojiye göre eksik kalmıştır, 10 yıl önce 2 hava yastığı+ABS almak için yeterli donanım iken, günümüzde almamak için yeterlidir...


    2004 model Golf 5, alfa 156 vs. guvenlik donanimlarini incelemenizi tavsiye ederim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 5 yıl diyenler var 5 yılda metal yorgunluğumu olur yahu , en az 10 yıl olmak üzere 10-15 diyorum lakin kullanılan malzemenin kalitesi de cok önemli ..
    _____________________________
  • Her 6-7 senede bir komple revizyondan geçtikten sonra 50 yıl binilebilir metal yorgunluğu uçaklarda olan bir durumdur
    _____________________________
  • Metal yorgunluğu kavramı tüm metallerde görülür , uçakla , arabayla ilgili yok.

    Görülmesi için malzeme üzerinde değişken yük binmesi , hava şartları değişimleri , malzeme tokluğu vb metal veya alaşım özellikleri gibi oldukça kapsamlı ve derin bir mevzudur.

    Araçlarımızda ise özellikle kötü yollarda uzun sure kullanım şase üzerinde oluşacak metal yorgunluğu süresini dahga da one çekmektedir.

    Korozyondan dolayı oluşan pas ve digger konular metal yorgunluğun neden olmaz.Ancak korozyona uğramış bir metal üzerindeki kuvvet , yenisine gore daha hasar verici olmaktadır.
    _____________________________
    JUPİTER ve yörüngesindeki tüm UYDULARI ve doğal kaynakları ,madenleri Türkiye&amp;#39;nindir .

  • Daha 90 model sahinler doganlar etrafda fink atiyorken hic bir arac eskimez kolay kolay☺️

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    canon eos 60d 18-135 mm - toshıba qosmıo f60 serıes - apple iphone 5 - lg 55lm620s - samsung galaxy s III
  • 96 model ford escort clx ilk sahibiyiz. 180 bin km. araç ilk günkü gibi sorunsuz, bakımlı, tıkır tıkır. otosan , yan sanayi veya çıkma parça desteği ve işinin ehli uzman servisler olduğu müddetçe arabanın ömrü bence sonsuz. askeriyede 45 model Tuzla jipler var, hala çalışır. önemli olan bakım ve kimin kullandığı.
    bunun yanıda 3-5 yıllık araba olmasına rağmen arabasına hayvan gibi binen ve öküz gibi bakan bazı sığırlar da var. böyle arabaların içine bile binmek istemezsiniz. at çöpe gitsin. araba telegirle dönmüş. şirket arabaları gibi. böyle arabaları adam etmeye de gelmez.
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: rst78

    2006'dan beri sıfır aldığım 307 1,6 HDi aracı kullanıyorum.
    Araçta 6 havayastığı, ESP, EBD, AFU vs. bilimum güvenlik ekipmanı mevcut. Çift bölgeli elektronik klimadan mercekli xenonlara, lastik basınç sensörlerine kadar dolu bir araç.
    Hal böyle olunca değiştirmek istesem, yeni alabileceğim araçları araştırıyorum, donanım olarak bir artısı yok gibi bir şey oluyor, tek artı navigasyon ya da fazladan 1-2 havayastığı oluyor bazı araçlarda.

    181.000 km oldu, şükür bu modelin kötü imajına rağmen can sıkacak bir arızası da olmadı bu güne kadar, 6 yıldır periyodik bakımları dışında servise pek uğramışlığım yok.

    2006'da biz bunu 38.500'e almıştık, o dönem yeni çıkan makyajlı kasa 307'nin en dolu versiyonuydu, sunroof, artı ekstra tekno paketi ile beraber fiyat buydu. Aynı markadan karşılaştırma yaptığımda şu anki muadili olan 308'e bakıyorum, benzer donanım seviyesinde 1,6 HDi fiyatı 60.000 sınırına yaklaşıyor, neredeeen nereye. Diğer markalardan da hoşuma gidenleri araştırıyorum tablo hemen hemen aynı. Fiyatlar uçmuş durumda.

    Böyle düşününce benim için henüz ekonomik ömrünü tamamlamış değil, 250.000 km'ye kadar yolu var

    Şu dönemde eski aracınızla ciddi bir problem yaşamadıkça bu fiyatlara sıfır araç almak bana pek akıl karı gelmiyor.

    Vay be, 2 yıl önce 181.000 km'de iken yazmışım.

    250'ye kadar yolu var demişim de, araç şu anda 275.000'e merdiven dayamış durumda, kahrımı çekmeye devam ediyor Artık 350-400'e kadar yolu var


    181.000-275.000 arasında ekstradan tek harcamam oldu, ~207.000 km'de emme manifoldunda ufak bir sıkıntı yaşadım, pek bir masrafı olmadı.

    Bu günlerde de artık direksiyon kutusu sanki ruhunu teslim ediyor gibi, bozuk zeminlerde ön düzende kütürtü ve direksiyonda hafiften boşluk oluşmaya başladı. Geçenlerde rot balansçıya gösterdim, ön takım sağlam fakat direksiyon kutusunda boşluk var dedi, şüphelerim doğru çıktı. Bunun dışında tek bir sıkıntısı yok, periyodik bakımlara devam.

    Fikrim ise aynı, hala gül gibi geçinip gidiyoruz araçla, motorun falan maaşallahı var. Bundan sonra sorun çıkaracaksa da çıkarsın, 3000-5000 TL masraftan kaçacağım diye gidip de 50.000 TL borcun altına girmeye hiç gerek yok. Şu saçma sapan sıfır araç piyasası tarafından söğüşlenmemek için direnmeye devam edeceğim. Eli yüzü düzgün bir şey alayım desem vereceğim para 70-80 bin TL'lerden başlıyor, araba gibi ölü bir yatırım için bu kadar para ayırmak, yazık günah, nereden nereye uçtu fiyatlar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi rst78 -- 19 Eylül 2014; 11:02:45 >
    _____________________________




  • metal yaşlanması (dekarbürizasyon) bu konuda esas alınabilir. otomobilin sac gövdesi ve diğer metal aksamları zamanla karbon kaybedecek ve ilk günkü fiziksel özelliğini gösteremeyecektir



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Odysseus348 -- 19 Eylül 2014; 11:27:11 >
    _____________________________
  • Biri 31 yaşında Alman, diğeri 23 yaşında Rus yapımı araç sahibi olarak konuşuyorum.

    Bir otomobilin ekonomik ömrü 10 senedir.

    10 sene sonunda, arabaya iyi bakarsın, binersin. O sizin kişisel gayretinizdir. Toplumun genelini bağlamaz.

    Ve yeya ideali, En fazla 10 yaşında araca binmektir.

    Birde geyik var, "Yeni arabalar sağlam değil abi"

    Allah dilinize düşürmesin.

    Nasıl sağlam değil. Yeni araçların çelik kaliteleri çok yüksek. Motor teknolojileri de keza öyle. Tabi yeni teknolojilerde sıkıntı çıkıyor (DSG, Piezzo enjektör vs).

    Yinede araçlar, eskilerine göre daha sağlam, daha tasarruflu, daha ucuz (enflasyona göre).

    Ve malesef DAHA ÇİRKİN.

    Veya söyle soralım. Benim Lada ile 2007 palio ile kafa kafaya çakışırsam ne olur ?

    Memleketin vergi politikasının canı çıksın. Palio parasına 23 yaşında ladaya biniyoruz.

    Sorun burada...
    _____________________________
    Ford Granada MK2 2.8 V6, Weber 38 DGAS || Lada Samara 1.5 S
    Ryzen 9 7900 64GB Ram, 2 TB m.2, 1.5 TB SSD, 2 TB HDD, 32 2k, Rtx 3060




  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.