Karahan'ın geleneksel ekonomi kurallarına bağlı olduğu aktarılıyordu. Bir iddiaya göre Karahan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in aslında TCMB Başkanı olarak görmek istediği ilk kişiymiş. Ama Erdoğan adaylar içerisinde Gaye Erkan'da ısrar etmiş. Erkan halkası Erkan'ın rızasıyla kırılınca Şimşek'in istediği gerçekleşmiş. Şimdi ise Karahan Şimşek'le beraber ters enflasyon faiz kurgulu Erdoğanomics'i kademeli biçimde terk eden klasik para politikası programlarına devam edecekler. Türkiye için hayırlı olmasını diliyorum:
Kaynak: |
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan'dan Enflasyon Raporu Açıklaması, Klasik Para Politikasına Devam
-
-
bakalım yakın gelecek de ekonomide istikar ve düzen sağlanacak mı
-
"ters enflasyon faiz kurgulu Erdoğanomics'i"
Bu bile moderatörün kafa yapısını öğrenmemize yeter.
-
yargıtayin anayasa mahkemesi kararına uymadığı ülkede mi ahahahahaahah. ekonomi öyle bir şey değil arkadaşım
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Benim verdiğim bir isim değil. Erdoğan klasik ekonomi biliminin söylediğine tezat şekilde faiz sebep, enflasyon sonuçtur, haliyle faiz düşürmek enflasyonu düşürür şeklinde formüle ediyor. Dünyadaki ekonomistler ve diğer gözlemciler de Erdoğan'ın ters kurgudaki ekonomi teorisini ifade etmek için bu terimi kullanıyor.
Bu formülasyon çerçevesinde son yıllarda yapılmış keyfi faiz indirimlerinin de - kuru ve fiyat istikrarını zayıflatıp güvensizlik ortamında talebi çoğaltarak/öne çekerek - dünya yıllık enflasyon ortalamasının çok üstünde kalan çift haneli bir yüksek enflasyona yol açtığı da ekonomistinden piyasacısına ekonomiden birazcık anlayan herkes tarafından kabul gören bir gerçek. Gerçekleri söylemekte sakınca bulunmaz. Bilakis gerçekler her yerde en yüksek sesle söylenmediği, baskılar daha erken ve daha yoğun yapılmadığı, bilgi sahibi olmadan partizanca düşmanlık sergilendiği için ekonomi şu an bu yoğun hasarlı halinde.
Ortalama Türk insanının yaşam kalitesi bu özel sebepten dolayı son yıllarda marjinal biçimde düştü. Zamanında TCMB Başkanları eğer enflasyonla mücadele konusunda kendi halinde bırakılsalardı, klasik ekonomiye - enflasyon sebep, faiz sonuç mantığına - uygun biçimde zamanla çoğalan enflasyona oranla faiz ayarlamalarına/yükseltmelerine izin verilseydi, döviz kuru rezervleri de eritecek biçimde suni yollardan baskılanmasaydı bu olmazdı. Doğru olanı yaptıkları halde Erdoğan tarafından görevden alındılar ve Erdoğan - şimdi kendisinin de sırtını döndüğü şekilde - bildiği yoldan gitti. Erdoğan da yukarıda açıkladığım kendi teorisi Erdoğanomics'e sırtını döndüğü için seçimden bu yana faizler artırılıyor. Yoksa Türkiye'deki enflasyon tamamen çığırından çıkacaktı. Ülke tamamen Arjantin'e dönüşecekti. Ki halen - Erdoğan'ın fikrini değiştirip eski düzenine dönmeye yeltenmeyeceği garantisini aslında kimse %100 veremeyeceği için - böylesi bir risk mevcut.
-
Sabrınıza hayranım, böylesi kaale alınmayacak birinin, üslup yoksunu yorumuna ( yorum dediysem lafın gelişi) ciddi ve uzun yazmışsınız. Takdir ettim.
@Kayrabey koca yazıda fikir yürütebildiğin sadece o kısım olmuş belli ki, o da "erdoğan" kelimesinden ötürü algıda seçicilikten olsa gerek. O cümleye bile yazabildiğin anca bukadar
-
Esasında mevcut kadronun genel eğilimlerinin en azından teorik temelde bir şeye benzemesinden hareketle aslında son derece ılımlı ve naif denebilecek kadar olumlu bir değerlendirme yaptım. Başkaları kendilerini de retorik zaaflarından ve gaflarından tutun şimdilik daha fazla faiz arttırılmamasına, sıkılaştırıcı para ve maliye politikasına tezat teşkil eden bir seçim ekonomisinin araya girdiğini açıkça itiraf edememelerine kadar çeşitli konularda şiddetle eleştiriyor.
TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay politik faiz ile enflasyon arasında bağlantının koptuğunu ve aylardır restore etmeye çalıştıklarını itiraf etti. Bir yandan şunu düşünmek gerekiyor. Güvenilirliği tartışmalı TÜİK enflasyon verileriyle hareket ediyorlar ve ilk bakışta bu verilerden yola çıkarak faizleri ayarlayacaklar. Sokaktaki insanın hissettiği daha yüksek gerçek piyasa enflasyonuna göre ayarlamayacaklar. Yani önlerindeki teknik sıkıntılar ve tahrip edilmiş koşullar hala çok büyük. O sebeple gerçeklikle savaş halinden makul olana birazcık bile olsun dönme hareketini takdir etmek, onaylamak zaruriyeti duyuyorum. Yoksa esasında Türkiye'de yaşanan durum çok acıdır ki Econ 101'e, yani birinci sınıfın doğru uygulamasına bir dönüşü sağlamak. Koca bir ülke ve devlet üniversite birinci sınıf seviyesi ekonomi kurallarına dayalı rejime dönmeye çalışıyor. Çağdaş dünyada bu böylesi büyük ve karmaşık bir ülke açısından çok içler acısı sefil bir tablo teşkil ediyor. Devlet mekanizmasının ve devletteki kurumsallığın içinin ne kadar boşaldığını gösteriyor. Bu bir zincirin halkları. TÜİK düzgün işlemeli ki, TCMB düzgün işlesin. Hükümet doğru işlemeli ki, devlet kurumlarının kurumsallığı muhafaza edilsin.
Hepsi baştan aşağı sıkıntılarla dolu. Derdim kimseyi şahsen küçümsemek değil. Ama gerçeğe işaret etmek, yanlışa yanlış demek. İnsanların anlayıp anlamamaları özelde kendi meseleleri. Ama anlamamaları bazen - bazen değil de çoğu zaman mı demeliyim? - herkese zarar veriyor.
-
İstedikleri ekonomik modeli uygulasınlar, isterlerse dünyanın en iyi ekonomistlerini toplayıp bira araya getirip, ekonomi bakanlığını ve tcmb yi erdoğandan bağımsız halde yönetsinler bir işe yaramaz. Ülkedeki temel sorunlar 1- Eğitim, 2- Yargı ve Adalet, 3- Toplumsal barış ve huzur. En temel taşlarda yeterli reformları yapmadıkça anlık politikalarla bir yere varılamaz. İşin kötüsü bu saydıklarım uzun vadeli programlar dahilinde çözülecek sorunlar. Akpnin bunları düzeltebilecek ne bir kadrosu, ne bir planı nede niyeti var. Haliyle şirazesi kaymış ekonomide, doğru ekonomik politikalar uygulansa bile, kısa süreli pozitif ekonomik gelişmeler göreceli bir düzelme algısı yaratır ama uzun vadede bir yere varılmaz, bu zihniyetle varılamaz.
-
Doğru ama bunlar daha uzun vadeli veya yapısal meseleler. Acil iktisadi sorunlar var.
Piyasadaki talebe müdahale için kredi kartları taksitlerine mesela faiz getirecekleri aktarılıyor. Bu da insanların yaşamlarını daha da zorlaştırıp durgunluğa yol açacak.
Halbuki bazı ekonomistler diyor ki Türkiye'deki enflasyonun esas-birincil kaynağı talep değil, döviz - bilhassa dolar - kurunun yüksekliği ve döviz kurundan oldukça etkilenen ithalata endeksli ekonomi, tüm bunlara mukabil Türk lirasının zayıflığı. Kredi kart faktörü abartılıyor ve enflasyonun hesabı keyfi faiz indirimleri yapanlardan değil, sıradan insanlardan hesap soruluyor. Ama şu bir gerçektir ki totalde doları fırlatacak biçimde keyfi faiz indirimleriyle Türk lirasına yapılan ihanetin bedelini ödüyoruz. Ki Türk lirası - şu anki değersiz haliyle dahi - halen suni olarak yüzdürülüyor. Olduğundan yüksek tutuluyor. Yani makarayı bıraksalar döviz normalde daha da yüksek olacak. İthalata dayalı büyüyen ekonomi bağlamında her şey dövizle beraber artan maliyetlerle daha da pahalı olacak.
Türk lirası zamanla güçlensin, insanların yaşamları düzelsin ki, diğer konularla uğraşacak takatı kalsın. Ulusal servet esasında vatandaşlarının refah düzeyiyle ve servetiyle ölçülür. Bir avuç insanın ve devletin ya da kamunun süper zengin olup - ki bizim örnekte rezervler de eksilerde - vatandaşın iktisadi sefalet içerisinde yüzdüğü bir örnek eğer politikalarını kökten biçimde değiştirmezse hiçbir yere varmayacak, gelişmiş ülke olma hayalini asla gerçekleştiremeyecek iptidai bir sömürü düzenidir. Böyle bir düzene sahip bir ülke gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerle aşık atamaz. Jeopolitik olarak her zaman dezavantajlı olur. Tek bir ciddi yaptırımla ekonomisini bitirebilecek başka ülkelere göbekten bağımlı olur.
Her zaman için eğitime, adalete ve toplumsal sükunete önem vermiş Atatürk askeri ve politik zaferler iktisadi zaferlerle taçlandırılmalıdır diye boşuna demiyor. Atatürk'ün gösterdiği yolu anlayabilecek çapta ve kapasitede değiller; evet. İçlerindeki yaşadıkları toplum ve eğitim sistemimiz onları ve onlardan da olmayan diğer pek çoğunu bu kapasiteyle donatamadı. Yoksa böyle olmazdı.
Şu tablo bir rezilliktir. Bir utanç kaynağıdır, önce yurttaşlara bu tablonun hesabını versinler, gıda enflasyonunda hemen arkamızdan gelen kaç tane ülkenin toplamı kadarız, hepsini katlıyoruz; OECD ülkelerinin ortalamasında enerji enflasyonu eksi veriyor, bizde ne kadar yüksek:
https://twitter.com/OECD/status/1746532655208845589?s=20
https://twitter.com/OECD_Stat/status/1756952052276593124?s=20
-
Elbetteki kisa vadeli programlarda yapilmali, ama ov-uv programlarla es uyumlu ekonomi politikatllarini yurutmezlerse, ki bunlarda o kapasite yok, kv programlarda bi sure sonra cokmeye mahkum.
Talep yonlu enflasyonu istedikleri kadar baskilasinlar, sizinde dediginiz gibi maliyet yonlu enflasyon kapi gibi orada duruyor. Zaten boyle giderse iyice resesyona sokup, piyasada batiklarida arttiracaklar.
Simsekten ve erkandan mucize beklendi, ozellikle secmeni tarafindan, boylesi yapisi bozulmus, sirazesi kaymis bir ekonimide mucize beklemek safligin daniskaydi, sonuc ortada.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Ya ne anlatiyor bu haci. Bu ulkede doviz kuru dusmeden enflasyon falan dusmez. Laf olsun torba olsun konusuyor iste.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Klasik para politikasıyla işler düzelse 1990ların ekonomisi süper olması gerekiyordu
"Faiz sebep enflasyon sonuç " teorisiyle dalga geçiliyor ama "enflasyon sebep faiz sonuç " kurgusunda enflasyon niçin yükseliyor ona cevap yok . Kimse ona cevap vermiyor. Devletten geçinen tayfa hep faiz artsın diyor da nereye kadar bu faiz artacak? İşte buna cevap verebilen yok . Ceplerini doldurmak için zaman kazandırıyor sadece
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 22 Eylül 2024; 18:27:23 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
bende yadırgıyorum. klasik para politikası ile resmen sasürlemiş! Vatandaşa kazık çaktığımız yüksek vergilerle illahlarını sömürdüğümüz paralarına çökme politikalarına devam olacak başlığı sansürlemiş.
-
Adamlar inatla negatif reel faizde ısrar ederek + sahte Tüik bazlı verilerini kullanarak enflasyonu düşürmek için uğraşıyorlar. Başarırlarsa dünyada bir ilk olacak.
Bu arada Tüik enflasyon verileri bile politika faizinin üstünde. Yani her türlü fail. Yazık.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi programmer_onur -- 22 Eylül 2024; 19:27:33 >
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
"2024 yıl sonu yüzde 36, 2025 yıl sonu yüzde 14 olarak tahmin edilmektedir. Enflasyonun 2026 yılında yüzde 9 ile tamamlaması"
Oh salla babam salla nasılsa hedef tutmazsa yaptırım yok, yalan söyleyene soruşturma ceza yok. Dünyanın en yüksek gıda enflasyonu yaşayan 2. veya 1. ülkesiyiz. Total enflasyonda ise 2. sıradayız. Gıda enflasyonu konusunda en ufak bir proje, nasıl çözüleceğine dair bir fikir bile açıklamıyorlar. Her gün çiftçiler zarar ettikleri için işi gücü bırakıyorlar , arz azalıyor enflasyon daha da artıyor. Şimdilik doları tuttukları için benzin ısınma vs artmadığı halde enflasyon bu halde. Doları sonsuza kada sabit tutamyacaklar.
Tüik'in daha yeni açıkladığı, kimsenin inanmadığı yıllık enflasyon %52 , yıl sonu nasıl %36 ya düşüyor acaba? Hadi onu geçtim seneye %14 nasıl olacak? Herkesi açlıktan gebertmeleri lazım bunun için. Herkes makarna yerse bence olur
-
ekonomi düzelme yolunda doğru ama fakire alt gelir grubuna değil.
-
Hangi koydukları hedef tuttu ki bunların tutacağına inanalım?
2023 için konan hedefler ne oldu? Attınız ortaya sizin her dediğinize tanrı kelamı gibi bakanlar oyu attı geçti hedefler pufff oldu. Elli müjde açıkladınız halka 1 damla nefes gelmedi.
Bakanlarınız çıktı seçim zamanı ay ay tarih verdi.
Sonuç???
Şimdi inanmazsak üzülmezsiniz değil mi? Elliki inanmıştır onlar yeter size.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Orta vadeli programda hem iç talebe bağlı büyümeden ve büyümeden taviz verilmeyişten söz ediliyor hem de enflasyonla mücadele ve dezenflasyondan. Bu ikisi birbiriyle bağdaşmıyor. Enflasyonla mücadele için büyümeden taviz vermelisin veya enflasyonu umursamadan istikrarsız büyümeyi göze almalısın. O sebeple Türkiye'nin büyüme hedefi zaten aşağı çekildi + ücretler artmadı + iç talepte ivme kaybı var. ABD ve Avrupa durgunluğun önüne geçip ekonomiyi hızlandırmak için faiz indirimine giderken biz şu an önceki enflasyonist politika ve yüksek enflasyon yüzünden gidemiyoruz. Çünkü Türkiye'de aylık enflasyon %2 civarına düşmediği sürece yapılan her faiz indirimi bize enflasyon azdırıcı olarak dönecek. Şu an için politik faiz sabit. Tüketici güven endeksi artıyor ama genel itibarıyla yüksek enflasyon, özellikle de yüksek otomotiv ve konut fiyatları hakkındaki negatif görüşler bu artışı sınırlıyor.
-
Enflasyon tahminlerini yukarı çektiler. 2026 yılı için beklenti ama hala tek haneli %9.7 enflasyon. Bana inandırıcı gelmiyor. Umarım yanılırım.
-
Para politikası tek başına yeterli değil çünkü düzgün maliye politikaları ve yapısal reformlarla desteklenmeli.
Enflasyon doğal bir iktisadi olgu, hep var olur ve tek sebebi para politikaları değil. Düşük faizli krediler ve finansman ile bollukta yaşayan süper varlıklı kesimler de yanlış vergi ve ihale uygulamalarıyla devletin ve halkın sırtından geçinmiyor mu? Gayet de bir düşük faiz sömürü düzenini temsil ediyorlar. Ki bu çevreler tekrardan faiz indiriminin yapılması için direttiler. Ama büyük şanstır ki faiz indirimine gidilmedi.
Faiz öcü değil. Yüksek faiz iyi değil ama faiz ekonominin temel bir unsuru, olmazsa olmazı (sine qua non). Faiz mesela ileride daha büyük yatırımlara dönüşebilecek şekilde tasarrufu teşvik etmektedir. Faize belirli kesimlerin bencil çıkarları uğruna öcü muamelesi yapılması yüzünden bu haldeyiz / halk bu halde. "Faiz lobisi" deniyor. Evet, mesela bir düşük faiz lobisi mevcut.
En Beğenilen Yanıtlar
Tüm Yanıtları Genişlet
Sabrınıza hayranım, böylesi kaale alınmayacak birinin, üslup yoksunu yorumuna ( yorum dediysem lafın gelişi) ciddi ve uzun yazmışsınız. Takdir ettim. @Kayrabey koca yazıda fikir yürütebildiğin sadece o kısım olmuş belli ki, o da "erdoğan" kelimesinden ötürü algıda seçicilikten olsa gerek. O cümleye bile yazabildiğin anca bukadar |
Benzer içerikler
- gerçek atatürk fotoğrafları
- savunma sanayi mühendis maaşları
- kürtler atatürk"ü sever mi
- kuleli askeri lisesi mezunu ünlüler
- sözcü tv digiturk"te neden yok
- adresten fay hattı sorgulama
- noter araç tescil işlemleri
- telsiz kullanım ücreti 2024
- trendyol kime satıldı
- e devlet kimlik kısıtlama
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X