Materyalist oluşumun kritik noktalarından biri abiyogenezdir. Bundan sonra varlığın mekanik rastgeleliği bireysel bir iradeye dönüşürek materyal konumunu farklı bir noktaya taşır. Bununlada kalmaz varlık devamlılığını yitirmemek için içgüdüsel korunum geliştirir. Sorguladığımız kısım bu gelişen içgüdüsel tutumun materyalizmdeki yerini tespit etmek. Sonuçta bigbangden bu yana varlık bir varlık olarak evrenin temel yasalarından biri olan entropinin tutsağı altında belli bir döngüselliğe sahipti. Yönlendirdiği varlığın mekanik bir sonu olacağı kesinken abiyogenezle neden buna zıt bir eylem gerçekleştirerek varlığının son bulmasını istemeyen (içgüdüsel anlamda) bir oluşumu gerçeklestirdi? Hatta dahada geride neden böyle bir bileşene sahipti? Evrenin özünde canlılık değerli bir kavramsa eşeysiz üreme gibi pratik bir eylemden neden kompleks bir üreme sistemine geçiş yapilarak bunu devam ettirme varlığın kendi iradesine bırakıldı? Öyleyse burada bir çelişki yok mu? Materyalist arkadaşların konu hakkındaki görüşlerini ve felsefi dayanaklarını belirtmelerini rica ediyorum, amaç objektif olarak görüşleri değerlendirmek < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
_____________________________
|