Şimdi Ara

Kimler Satranç Oynuyor, Satrancın Size Kattıkları ne? (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
140
Cevap
3
Favori
5.352
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Confather

    Eskiden çok iyi oynardım etrafımdakileri yenerdim ama son zamanlarda giriyim diyorum çok basit hatalar yapıp canım sıkılıyor.
    Pratik yapman gerekiyor tekrardan daha fazlası değil. Bu oyun pratikten fazlası değildir.
  • neytullah1 kullanıcısına yanıt
    Oradaki dert şu
    Satrançta “oley be -at fedasıyla kazandım” diye sevinebilirsin değil mi.
    Bir çok şeyi feda edilebilir görmeye başlıyor insan. Duygulanım bozukluğu dediğim de o zaten. Hayata yönelik çok saçma bir bakış açısına sokuyor insanı.
    Kazanmaya oynamak da gelişmemiş bir duygusal durum üzerinde kötü etki yapıyor.
    Hayatta kazanmamaya da oynamayı bilmek lazım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cemsinan -- 3 Mayıs 2020; 20:2:24 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bir noktadan sonra 'neredeyse' herkes ve her şey tahmin edilebilir oluyor. Satranç zihin mekaniklerini kavrama ve geliştirme için harika bir oyun. Sosyal hayatta konuşmalardaki tutarsızlıkları farkeden bir mekanik gibi çalışıyor aslında zihinde yani sadece masada kalmıyor yapılanlar.

    Benim en çok keyif aldığım noktası böyle hisleniyor, heyecanlanıyorum. Her maça oturuşumda hep böyle elim ayağım çekilir hep yepyeni bir heyecan sarar bünyemi. Kazanma değil öğrenme arzusuyla otururum hep, daha önce yapmadığım bir hamleyi mi düşüneceğim yada karşımdakinden yeni bir şey mi öğreneceğim acaba o yeni öğretiyle başa çıkabilecek miyim heyecanı hep beni tatmin etmiştir.

    Kendimce de gözlemlediğim şey ise diyaloglardaki tahmin edilebilirlik onları daha bitmeden anlamanızı sağladığı için ya karşı tarafa saygısızlık edip sözünü kesmemiz gerekiyor ki hızlı ilerleyelim konuşmada ya da sabır ve saygı gösterip dinlememiz gerekiyor. Durduk yere eşimizden dostumuzdan olmayalım . Planlı ve düzenli olmayı pekiştiren bir yapısı var ama bunu inkar etmem.

    Takıntılı insanlar için ben bu oyunu pek önermiyorum, çünkü ağır hırslara dönüştüğünü gözlemledim. Sosyal hayatına negatif etki yansıtabiliyor bu tavırlar.

    Konulardaki yorumlara pek bakmam bu konuyu merak ettim az bir göz gezdirdim, yine birileri ezber oyunu klişesine kapılmış. Satrançta 900.000 civarı hamle ihtimali olduğu varsayılıyordu birkaç araştırmada okuduğum kadarıyla. Bunları ezberleyebiliyorsan arkadaşım lütfen dünya turnuvasına uzanan sürece başla da şanın yürüsün. Yoksa durduk yere kendini madara etme burda.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cemsinan

    Oradaki dert şu
    Satrançta “oley be -at fedasıyla kazandım” diye sevinebilirsin değil mi.
    Bir çok şeyi feda edilebilir görmeye başlıyor insan. Duygulanım bozukluğu dediğim de o zaten. Hayata yönelik çok saçma bir bakış açısına sokuyor insanı.
    Kazanmaya oynamak da gelişmemiş bir duygusal durum üzerinde kötü etki yapıyor.
    Hayatta kazanmamaya da oynamayı bilmek lazım.
    Feda ustası Blackburne gibi hayata yaklaşmazsak bence az çok doğru bakış açıları da elde etmemizi sağlayabilir. Elbette ki Satranç hayattır diyemeyiz, aslında The Witcher oyununda da bu konu işlenmişti, hayat bu kadar adil değil hiçbir zaman oyuna eşit taşlarla başlayamıyoruz gibi bir çıkarım mesela

    satranç felsefesinden kendi yaşamımıza anlayış biçimimize yönelik doğru gördüğümüz bakış açılarına ulaşabileceğimiz gibi bize yanlış gelen,uygun olmayan bakış açılarını da reddedebiliriz (nitekim bahsettiğin sonucunun duygulanım bozukluğuna yol açması ihtimali) gibi.

    Ama şöyle dikkat çekmek istiyorum, feda yaparken taşlarımız bizler için ne kadar kıymetliyse yaşamımızdaki hamleleri oynarken de bazı taşlar da bizler için kıymetli, aradaki tek fark satrançta taşlarla duygusal bağ kurmuyoruz,

    bu yüzden yorumuna şu şekilde katılabilirim, hayata satranç gibi her zaman yaklaşamayız bu her zaman doğru değil




  • neytullah1 kullanıcısına yanıt
    Valla gayet güzel açıklamalar getiriyorsunuz da ben binlerce kere tekrarlanan “her şeyin feda edilebilirliği”, “konumda kazanmak için gerekli her şeyin yapılması gereğine dair psikoloji” bunu takip eden “kazanma hedefinin sürekli tekrarlanması” gibi durumların insan psikolojisine hele ki duygusal anlamda gelişmemiş bir insana hiç iyi gelmeyeceğini düşünüyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neytullah1

    Feda ustası Blackburne gibi hayata yaklaşmazsak bence az çok doğru bakış açıları da elde etmemizi sağlayabilir. Elbette ki Satranç hayattır diyemeyiz, aslında The Witcher oyununda da bu konu işlenmişti, hayat bu kadar adil değil hiçbir zaman oyuna eşit taşlarla başlayamıyoruz gibi bir çıkarım mesela

    satranç felsefesinden kendi yaşamımıza anlayış biçimimize yönelik doğru gördüğümüz bakış açılarına ulaşabileceğimiz gibi bize yanlış gelen,uygun olmayan bakış açılarını da reddedebiliriz (nitekim bahsettiğin sonucunun duygulanım bozukluğuna yol açması ihtimali) gibi.

    Ama şöyle dikkat çekmek istiyorum, feda yaparken taşlarımız bizler için ne kadar kıymetliyse yaşamımızdaki hamleleri oynarken de bazı taşlar da bizler için kıymetli, aradaki tek fark satrançta taşlarla duygusal bağ kurmuyoruz,

    bu yüzden yorumuna şu şekilde katılabilirim, hayata satranç gibi her zaman yaklaşamayız bu her zaman doğru değil

    Alıntıları Göster
    Hayata hiçbir zaman satranç olarak yaklaşamazsın.

    > 2 Taraf eşit değildir
    > Hayatta zaman akıp gider, satrançta rakibin hamle yapmasını beklemek zorundasın.
    > Satranç tahtasına göre milyarlarca daha fazla olasılık var.
    > Duygular vardır. Satrançta piyon sana ihanet edip karşı tarafa katılamaz

    Altta ki anime bu durumu çok iyi özetlemiştir bence. Kız dahi bir satranç oyuncusu ama oyun satrançı realistiğe çeviriyor, piyonlara kendini feda etme emri veriyorsun dinlemiyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-E94B9CA23 -- 3 Mayıs 2020; 20:22:2 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cemsinan

    Valla gayet güzel açıklamalar getiriyorsunuz da ben binlerce kere tekrarlanan “her şeyin feda edilebilirliği”, “konumda kazanmak için gerekli her şeyin yapılması gereğine dair psikoloji” bunu takip eden “kazanma hedefinin sürekli tekrarlanması” gibi durumların insan psikolojisine hele ki duygusal anlamda gelişmemiş bir insana hiç iyi gelmeyeceğini düşünüyorum.
    Bu biraz ucu açık ve satrancın insan üzerindeki etkilerine bakılarak sonuçlandırılması gereken bir yorum gibi, çünkü dediğiniz şey doğru ama bu ne kadar insan üzerinde yoğun bir etki yaratır tartışmaya açık bir durum, sonuçta bir insanız ve yaşamımızın temelinde duygularımız yatıyor, bu duyguları ve duygusal bağ kurduklarımızı sürekli koruma eğilimi gösteriyoruz.

    Bu yüzden bir kaç yazı okudum, bunların arasında

    DR.Olgun Kulaç'ın yetişkin ve çocuklar üzerindeki bıraktığı etkiye dair yazısını okumanızı tavsiye ederim(başlarda iyi olmak için gereken psikolojik donanımlar anlatılırken etkilerine ve dikkat edilmesine dair bir takım noktalardan bahsediyor) konuya dair fikir verebilir

    https://www.ozkanpapatya.com/?Syf=18&Hbr=701265&/Dr.-Olgun-KULAÇ,-Satranç-ve-Psikoloji-başlıklı-güzel-bir-çalışmaya-imza-attı-ve-bu-çalışmasını-Facebooktaki-İzmirde-Satranç-adlı-grubun-sayfasında-paylaştı.-Bu



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neytullah1 -- 3 Mayıs 2020; 20:44:40 >




  • lichess ya da chess.com daki 1700-1800 gerçekte 1100 falan ediyor gerçek turnuvalara katılın

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Sanırım 6 yaşında öğrenmiştim.. İlk okul 5.sınıfta tüm okulda 6.olmuştum.
    Lise 3 e kadar düzenli oynadım. Lise 3den sonra sınava kadar goygoyuna teneffüslerde 3 yada 4 maç atardık..

    Şimdi neye faydası oldu derseniz geometri de bakış açısını acayip geliştidi. Olaylara bakış açınızı geliştiriyor. Ama 10 sene oldu bıraktım artık sıkıyor. İnsanlar çok fazla düşünerek oynadığı için sarmıyor artık.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ben de oynuyorum. Çocukken bir ara ilgimi çekmişti satranç klubunde takılıyordum. Sonra çok ciddiye almadım pek devam etmedim. Son 1 yıldır falan telefondan chess.com üzerinden oynuyorum. Bana göre sadece bir oyun. Çoğu oyun gibi iyi olmak için zaman ve özveri gerektiriyor. Profesyonel bir şekilde yaparsan dünyanın en iyileri arasına girersen anca bir işe yarar. Onun dışında eğlenceli bir zaman geçirme yöntemi bence.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 1+0, 3+0 severim hatta 10sn+1 de oynarım... 5 dk'lık oyunlar bana çok uzun ve sıkıcı geliyor. Uzun oyunlarda karşı tarafın hile yapabilme imkanı da bulunmaktadır. Açılışlara hiç çalışmadım, zamanla hamleler oturuyor zaten. Ezber size en fazla birkaç saniye kazandırır. Oyun başını ezberleyebilirsiniz ama oyun sonu parmak izi gibi birbirinden farklıdır neredeyse... Pratik zeka hızlı düşünme başlıca aranan özellikler, bir de rehavete kapılmak 2 saniyede oyunu kaybettirir... 1900 civarı puanım...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ben inanmıyorum yok zeka geliştiyormuş yok mantık geliştiriyormuş.Bir oyunla mantık geliştireceksende geliştirme.Bana kalırsa boşa zaman kaybı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • neytullah1 kullanıcısına yanıt
    Valla ben bu tür beylik yazıları bir türlü beğenemiyorum. Güzel anektodlar var fakat burada psikolojik bir analiz veya çalışma yok. Açıkçası satranç ve bilişsel yeteneklerin gelişimi veya matematikte başarı arasında aktif kontrol grupları test edilmiş yeterli bilimsel çalışma da yok. Hoca sağolsun, emeklerine sağlık fakat sohbetimsi bir yazı yazmış sadece. Sana da teşekkür ederim bilmediğim bir yazıydı. Okumaktan da memnunum.

    Açıkçası İstanbul’un satranç kulüplerinde bulundum. Psikolojisi gayet bozuk ve bir türlü de düzelmeyen tonla insanla tanıştım bu kulüplerde. Bu kadar tip üreten başka bir ortam da görmedim.

    Üstte sorun olarak bahsettiğim psikolojik durumlara sonuç odaklı olmayı da eklemek lazım. Çocuklara en öğretilmeyecek şey bu aslında. Çocuklara oyunun kazananı olmak değil oyunun güzelliği öğretilmeli öncelikle. Satrançta buna adapte olmak zor ve hatta neredeyse imkansız. Binlerce kez tekrarlanan oyuncu davranışlarının ve oyunun psikolojisinin huzurlu anlamda insani olmadığını bile iddia edebilirim.

    Bilmem anlatabiliyor muyum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cemsinan -- 3 Mayıs 2020; 22:5:54 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kaynak Cübbeli mi

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cemsinan

    Valla ben bu tür beylik yazıları bir türlü beğenemiyorum. Güzel anektodlar var fakat burada psikolojik bir analiz veya çalışma yok. Açıkçası satranç ve bilişsel yeteneklerin gelişimi veya matematikte başarı arasında aktif kontrol grupları test edilmiş yeterli bilimsel çalışma da yok. Hoca sağolsun, emeklerine sağlık fakat sohbetimsi bir yazı yazmış sadece. Sana da teşekkür ederim bilmediğim bir yazıydı. Okumaktan da memnunum.

    Açıkçası İstanbul’un satranç kulüplerinde bulundum. Psikolojisi gayet bozuk ve bir türlü de düzelmeyen tonla insanla tanıştım bu kulüplerde. Bu kadar tip üreten başka bir ortam da görmedim.

    Üstte sorun olarak bahsettiğim psikolojik durumlara sonuç odaklı olmayı da eklemek lazım. Çocuklara en öğretilmeyecek şey bu aslında. Çocuklara oyunun kazananı olmak değil oyunun güzelliği öğretilmeli öncelikle. Satrançta buna adapte olmak zor ve hatta neredeyse imkansız. Binlerce kez tekrarlanan oyuncu davranışlarının ve oyunun psikolojisinin huzurlu anlamda insani olmadığını bile iddia edebilirim.

    Bilmem anlatabiliyor muyum
    Yeterli sayıda bilimsel çalışma yok diyemeyiz,

    Smith ve Cage’in 2006 yılında ABD Louisiana’daki kırsal bölgeler ile düşük sosyo-ekonomik düzeydeki öğrencilerin devam ettiği ortaokuldaki öğrenciler ile sürdürdüğü 120 saatlik bir satranç eğitiminin öğrencilerin matematik ve sözel olmayan bilişsel becerilerde anlamlı düzeyde olumlu katkı ortaya koyduğu saptanmıştır.

    Kazemi ve meslektaşlarının 2012 yılında yaptıkları, ortaokul öğrencilerini kapsayan çalışmasında ise; altı aylık satranç eğitimi alan deney grubunun uygulama sonrasında üst bilişsel beceriler ile matematik başarılarının oynamayan akranlarına göre anlamlı derecede yüksek çıktığı belirlenmiştir.

    Bir başka çalışmada ise Trinchero (2013) ilkokul öğrencilerinde satranç eğitiminin matematik başarısı üzerinde etkisini incelemiştir. Sonucunda, satranç oynayan grubun matematik test puanlarının anlamlı düzeyde arttığı saptanmıştır. Satranç dersini daha fazla alan öğrencilerin matematik test puanlarının daha az saat alanlara göre daha yüksek çıktığı da belirlenmiştir.

    Aciego ve meslektaşlarının 2012 yılında ortaya koydukları ön test-son test deseninde sürdürdüğü çalışmasında da genel müfredata ilave satranç dersi alan 170 öğrenci ile genel müfredata ilave futbol veya basketbol dersi alıp satranç dersi almayan 40 öğrenci karşılaştırılmıştır.

    Spor dersi alan grubun zeka testine ilişkin bir takım ön test puanları (WISC-R testi alt boyutları; benzerlik, dijit, blok tasarımı, labirentler) satranç grubundan daha yüksek çıkmış iken, uygulama sonrasında satranç oynayanların problem çözme yeterlilikleri spor dersi alanlardan daha yüksek çıkmıştır.

    Dolayısıyla, problem çözme yeterlilikleri gelişimi satranç dersine bağlı olarak daha yüksek düzeyde geliştiği söylenebilir.

    Bu araştırma ve deneylerden elde edilen sonuç ise oldukça net bir sonuç var.

    Satranç oynamak, matematik ve sözel olmayan bilişsel becerilerde anlamlı düzeyde olumlu katkı sağlıyor ve bireyin matematiksel zekasının gelişimini hızlandırıyor.

    Stratejik düşünme yetisine fazlasıyla ihtiyaç duyan satranç oyuncuları, bu bağlamda ileri görüşlü olma ve olasılıkları hesaplayabilme konusunda aşama kaydediyor.

    Bildiğiniz gibi, satranç oynarken yapılan her yeni hamle, satranç tahtasındaki durumu yeniden oluşturur. Bu yeni duruma göre konumlanmanız gerekir. Olasılıkları görmek yalnızca bir hamleyi görmekle değil, olası konumları algılamakla ilgilidir.

    Sonuç olarak; satrancın akademik başarı üzerinde farklı düzeylerde olumlu etkisi olduğuna ilişkin pek çok araştırma sonuçları mevcuttur.

    Olumsuz etki doğurduğuna ilişkin ise herhangi bir araştırmaya ulaşılamamıştır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neytullah1 -- 3 Mayıs 2020; 22:30:28 >




  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.