Video'da saldırıya uğrayan kız çocuğu ne hale gelmiş onun resmi ![]() İzmir veteriner odasının tespitlerine göre başıboş sokak köpeği sayısı 500 bin e dayanmış, bu hali ile en büyük ilçe olan Buca'nın nüfusunu geçmiş halde Bu başıboş köpekler yüzünden çocuklar ölüyor veya yaralanıyor, psikolojik travma geçiriyor. Trafik kazaları oluyor, özellikle bisiklet veya motorsiklet sürmek zulüm, kaldırımlar ve parklar köpek pisliği ile dolduğunda çevre ve insan sağlığı için tehdit oluşturuyor. Çiğ et ile beslendiklerinde dışkılarında parazit oluşuyor bu parazitler insana bulaşınca ölümcül kistlere neden oluyor. grup halinde çeteleşiyorlar, insanlar sokakta yürüyemiyor. Geceleri havlamaktan insanları uyutmuyorlar. Köpek sahibi insanlar tasmalı köpekleri ile yürüyüşe çıktığında bu başıboş çetelerin saldırısına maruz kalıyor. Not: mantığını yitirmiş köpek fanatikleri gelip, biz onların yaşam alanını işgal ettik diyip saçma sapan savunmaya geçmesin harbiden baydı. Hayvan düşmanı da ilan etmeye kalkmayın biz de hayvan besliyoruz Haber : http://www.izmir-vho.org/basin-389-izmir-deki-sokak-kopeklerinin-sayisi.html İzmir Veteriner Hekimleri Odası bir süredir yaptığı bilimsel çalışmalar sonucunda kentteki sokak köpeklerinin sayısının 500 bine dayandığını açıkladı. Ortaya çıkan bu rakam İzmir’in en büyük kalabalık ilçesi Buca’nın nüfusunu solladı. İzmir’de başta kurumlar arasında yaşanan koordinasyon sıkıntısı olmak üzere, yetki karmaşası ve diğer sebeplerden dolayı sokak hayvanlarının sayısındaki hızlı artış çarpıcı sonuçları da beraberinde getirdi. Artık hemen hemen her köşe başında rastlanan sokak köpekleri, kentin ana caddeleri, bulvarlar ve sokaklarında başıboş bir şekilde geziyor. Gerek kent merkezi, gerekse metropol alanlar dışındaki çevre ilçelerde karşımıza çıkan sokak köpeklerinin popülasyonundaki bu artış, İzmir Veteriner Hekimler Odası’nın yaptığı araştırma sonuçlarına da yansıdı. 8 KİŞİYE BİR KÖPEK Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yayınlanan rakamlar ışığında değerlendirmeler yapan İzmir Veteriner Hekimler Odası kent genelinde sahipsiz köpeklerin sayısının yaklaşık olarak 500 bine ulaştığını açıkladı. Ortaya çıkan rakamlar hayli fazla. İzmir’in güncel nüfus verilerine göre, kilometrekareye yaklaşık 343 vatandaş düşerken, bu rakam sahipsiz sokak hayvanları için 50’lere kadar ulaşıyor. 4 milyon 250 bin insanın yaşadığı kentte tahmini köpek sayısı ise 500 bin civarında. Yani İzmir’de yaşayan her 8 kişiye bir sokak köpeği düşüyor. SOKAĞA ATMAYIN! Konuyla ilgili önemli açıklamada bulunan İzmir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Gökhan Özdemir, “Popülasyon artışının kontrolü için öncelikle sahipli hayvanların kayıt altına alınması gerekiyor. Sonra belediyelerin sahipsiz hayvan kayıtları ile birlikte mevcut popülasyonu doğru tespit etmek gerekiyor. Sayısını bile bilemediğimiz bir nüfusa yeterince hizmet edebilmek zaten olası değil. İzmir için tüm belediyeler vatandaşların da duyarlılığı sayesinde tam anlamıyla tam kapasite kısırlaştırma yapıyor aslında. Sadece kısırlaştırma ile çözülebilseydi şimdiye kadar İzmir özelinde en azından bu sorun çözülürdü. Ama sadece sahipsiz hayvanları kısırlaştırarak popülasyonu kontrol altına alamayız. Sahipli hayvanlar, üretim yapanlar önce kayıt altına alınmalı. Sokağa bırakmanın, bilinçsizce hayvan sahiplenmenin caydırıcı cezaları olmalı. Diğer uygulamalar da eş zamanlı yapılırsa ancak yol alınabilir” şeklinde konuştu. BARINAKLAR YETMEZ Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Özdemir, belediyeler eliyle açılan ve kent genelinde 10 bine yakın kapasiteyle hizmet veren hayvan barınaklarının da aslında geçici birer çözüm olduğunun altını çizdi ve şöyle devam etti: “Ne yazık ki barınak kapasiteleri, sokaktaki hayvan sayısının artışı kadar hızlı olmuyor. Çünkü kapasiteyi bin dolayında artırsanız bile mevcutta sokağa bırakılamayacağı için barınağa gelen hayvanların bir yaşam süreleri var. Dolayısıyla 8-10 yıl kadar barınakta kalması gereken hayvanlar olduğunu düşünürseniz kapasite artışının sokaktaki hayvan sayısını azaltması beklenemez. Kaldı ki bu barınaklar geçici bakımevi olarak tasarlandığı için böyle bir matematiksel hesabın da anlamı yoktur.” ÖLÜM ORANI ARTIYOR Söz konusu nüfus artışının insanlar gibi tıpkı hayvanlarda da olumsuz etkilere yol açtığını vurgulayan Özdemir, “Beslenme ihtiyacı açısından gıda kaynaklarının kullanımı, ortamda barınma ihtiyacının karşılanmasına dair imkanların kısıtlanması, hiyerarşik düzende artan çatışmalar onların hayatında da var. Başıboş kaldıkları için sağlık sorunlarının tespiti ve tedavisi gecikiyor. Rutin kontrollerini yaptırma şansları yok. Kentleşme sürecinde sıkışıp kaldıkları için artan trafik onlar için de sorun. Ölüm oranlarına dair net veriler yok elimizde, ancak bu kadar olumsuz etmeni düşününce ne yazık ki yüksek olması mümkün. Sahipli kayıtlı hayvan sayımız bile doğru değilken istatistiksel tahminler dışında veri sahibi olmamız ne yazık ki şu an için mümkün gözükmüyor. Nüfus kontrolü konusunda ilgili kurumlar tam bir koordinasyon içinde çalışmadığı sürece hiçbir çalışma yeterli olmayacaktır. Hem hayvan sağlığı ve refahı, hem de halk sağlığı açısından ne yaparsak yapalım çalışmalar yetersizdir. Kalıcı olan kent yaşamında hayvan nüfusu yönetim planının ilgili bakanlık tarafından hazırlanması, yasal düzenlemelerin bu planı destekleyecek şekilde yapılması ve bunun bir devlet politikası olarak kabulü ile ülke genelinde uygulamaya geçirilmesidir” diyerek kurumlar arasındaki koordinasyonun önemine vurgu yaptı. YASADAN UMUTLUYUZ Sokak hayvanlarıyla ilgili 5199 sayılı yasanın güncellenmesiyle ilgili çalışmalarda gelinen noktayı da umut verici olarak niteleyen Oda Başkanı Özdemir, “Yasanın güncellenmesi aşamasında yıllar sonra ilk kez bakanlıkta düzenlenen bir toplantıya davet edildik ve katıldık. Önerilerimizi gerekçeleri ile birlikte ilettik. Her şeye rağmen umutluyuz. Ancak Başbakanlığa giden taslak aceleye getirilip yasalaşırsa her şey iyiye değil kötüye doğru gidecek. Bunu da yetkililere belirttik. Kalıcı olan kent yaşamında hayvan nüfusu yönetim planının ilgili Bakanlık tarafından hazırlanması, yasal düzenlemelerin bu planı destekleyecek şekilde yapılması ve bunun bir devlet politikası olarak kabulü ile ülke genelinde uygulamaya geçirilmesidir” dedi. Belediyeler arasında köşe kapmaca Diğer yandan, kimi ilçe belediyeleri ise, kanuni sınırlamalar nedeniyle barınaklara kapatılması yasak olan sokak hayvanlarını topladıkları kamyonetler ile farklı ilçelerin sınırları içerisinde ücra alanlara, orman arazilerine ve yerleşim alanları dışına bırakarak kaderine terk ediyor. Yaşamakta güçlük çeken can dostları mecburen merkeze ve köylere inerek hayata tutunmaya çalışıyor. Yaşanan bu durumdan dolayı şikayetçi olan vatandaşlar zaman zaman belediyelerle karşı karşıya gelebiliyor. < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi lazer__ -- 3 Ekim 2020; 13:28:49 > < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
İzmir'de başıboş sokak köpeği sorunu korkunç boyutlarda: sayıları Buca'nın nüfusunu solladı: 500 bin



-
-
Bu mesele gerçekten de can sıkıcı bir hal almaya başladı.Maalesef ki belediyelerin sorumsuzca davranışları ve ihmalleri yüzünden hem sokak hayvanları hem de insanlar zarar görüyor.
Fark ettiyseniz eskisi kadar sokak kedisi kalmadı.Sokakların sevimli yüzü olan,birçoğumuzun başını okşayıp sütlü ekmek verdiği kediler ne hikmetse buhar olup gittiler.İstanbul'da dahi tarihi semtlerinde görmüyorum.Halbuki İstanbul için yabancılar 'kediler şehri' derler.
Aşırı derecede artan 'başıboş' köpek popülasyonu yüzünden ne sokakta rahatça yürüyebiliyoruz ne de diğer sokak hayvanlarını görebiliyoruz.Aynı zamanda bu köpekler istilacı tür konumuna gelmektedirler.Besin bulamadığı için insanlara ve diğer sokak hayvanlarına saldırmaktadırlar.
Şahsen yaşadığım yerde geceleri sokakta yürütmezler adamı.Öyle havlayıp da gitmiyorlar bu arada ,ciddi ciddi sürüler halinde saldırıyorlar.
Köpektapar,itperest bir kesim var.Onlar zaten akıllara zarar.'Sokaklar köpeklerin evidir' diye
aptalca bir argüman uydurmuşlar.Köpeğin yeri sokaklar değildir,bu hayvanlar doğaları gereği bakıma ve sevgiye muhtaç yaratıklardır.Gerçekten bunları sevdiğini iddia edenler alıp evinde besleyebilir,beslesinler de.
-
Motorla yolda olduğumda sürekli köpekler tarafından kovalanıyorum.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi İAmSterdam06 -- 30 Eylül 2020; 12:24:44 >
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Bu sözde hayvanseverler yüzünden köpekler başıboş geziyor sokaklarda, hiç Almanya gibi ülkelerde böyle bir şey görmeniz mümkün mü?
-
Belediyeler bu konuda kafayı yemek üzere.
Şikayet ediyorsun saldırgan hayvanı 15 gün tutabiliyorlar. Sonra eski yerine bırakmak zorundalar.
Bazı hayvanseverler öyle gerizekalıki kısırlaştırmaya bile karşı çıkıyorlar.
Sokağa attıkları hayvanlar hemen yavruluyor. Bu işin çaresi belli. Kısırlaştırma, barınakta tutma ve sahiplendirme.
Ve ayrıca tüm evcil hayvanlara çip zorunluluğu. Sokağa atarsan inanılmaz ceza verilmeli. Pitt Bull türü içinde ha keza. Yavru pittbull mu var aldın mı cezası 30.000 TL de bakalım üretenlere de hapis koy olay biter.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
çok yerde gördüm, bazı köpekler sürü halinde yoldan geçen arabaların neredeyse önüne atlayarak havlamaya başlıyorlar ve belli bir süre havlamaya devam ederek takip ediyorlar. benim için pek sorun olmuyorlar fakat, köpeklerin ne yapacağını kestiremeyen acemi bir sürücü bu tür köpeklerden korkup ters bir direksiyon gaz fren hamlesiyle büyük bir kazaya sebebiyet verebilirler. belediye bu konuda bence bu tür saldırganlıklar yapan köpekleri tespit edip çözümünü bulmalı.
-
Her sokak hayvanı konusuna yazıyorum yine yazayım.
Hayvansever geçinenler hayvanların en büyük düşmanıdır.
Hayvanları seviyorum ama hayvansever geçinenleri sevmiyorum. Onları sokaklara alıştıran, çoğalmasına neden olan, katledilmelerine, tecavüz edilmelerine sebep olan bu kişilerdir.
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > -
quote:
Orijinalden alıntı: poyrazoğluBu mesele gerçekten de can sıkıcı bir hal almaya başladı.Maalesef ki belediyelerin sorumsuzca davranışları ve ihmalleri yüzünden hem sokak hayvanları hem de insanlar zarar görüyor.
Fark ettiyseniz eskisi kadar sokak kedisi kalmadı.Sokakların sevimli yüzü olan,birçoğumuzun başını okşayıp sütlü ekmek verdiği kediler ne hikmetse buhar olup gittiler.İstanbul'da dahi tarihi semtlerinde görmüyorum.Halbuki İstanbul için yabancılar 'kediler şehri' derler.
Aşırı derecede artan 'başıboş' köpek popülasyonu yüzünden ne sokakta rahatça yürüyebiliyoruz ne de diğer sokak hayvanlarını görebiliyoruz.Aynı zamanda bu köpekler istilacı tür konumuna gelmektedirler.Besin bulamadığı için insanlara ve diğer sokak hayvanlarına saldırmaktadırlar.
Şahsen yaşadığım yerde geceleri sokakta yürütmezler adamı.Öyle havlayıp da gitmiyorlar bu arada ,ciddi ciddi sürüler halinde saldırıyorlar.
Köpektapar,itperest bir kesim var.Onlar zaten akıllara zarar.'Sokaklar köpeklerin evidir' diye
aptalca bir argüman uydurmuşlar.Köpeğin yeri sokaklar değildir,bu hayvanlar doğaları gereği bakıma ve sevgiye muhtaç yaratıklardır.Gerçekten bunları sevdiğini iddia edenler alıp evinde besleyebilir,beslesinler de.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
İzmirin tipik entelektuelleri hayvan sevgisi diye alip atiyolar hayvanlari golden dolu sokaklar
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > -
İzm*r
-
ya sahiplendirilmeliler ya da öldürülmeleri gerekli en net çözüm bu
-
Köpeğin yeri sokak değildir
Bucada metrekare başına iki köpek düşüyor belediye ya kısırlaştırma yapamıyor yada sokağa köpek atan çok fazla hertürlü belediye başarısız demektir.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-39A3D5E9A -- 30 Eylül 2020; 13:31:0 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Ankara batıkent'te her arazi ve park köpek sürüleri ile dolu. Belediyeler vaktiyle kısırlaştırma yapsalardı bu kadar sayıları artmazdı. Şimdi de birşey yapamıyorlar. Bir de salak köpekler, bisiklet ile motosiklete bir ayrı saldırıyorlar. Bisiklet zevkimi bunlar yüzünden yaşayamıyorum.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Her sokak hayvanı konusuna yazıyorum yine yazayım.
Hayvansever geçinenler hayvanların en büyük düşmanıdır. Hayvanları seviyorum ama hayvansever geçinenleri sevmiyorum. Onları sokaklara alıştıran, çoğalmasına neden olan, katledilmelerine, tecavüz edilmelerine sebep olan bu kişilerdir. |
Bu mesele gerçekten de can sıkıcı bir hal almaya başladı.Maalesef ki belediyelerin sorumsuzca davranışları ve ihmalleri yüzünden hem sokak hayvanları hem de insanlar zarar görüyor. Fark ettiyseniz eskisi kadar sokak kedisi kalmadı.Sokakların sevimli yüzü olan,birçoğumuzun başını okşayıp sütlü ekmek verdiği kediler ne hikmetse buhar olup gittiler.İstanbul'da dahi tarihi semtlerinde görmüyorum.Halbuki İstanbul için yabancılar 'kediler şehri' derler. Aşırı derecede artan 'başıboş' köpek popülasyonu yüzünden ne sokakta rahatça yürüyebiliyoruz ne de diğer sokak hayvanlarını görebiliyoruz.Aynı zamanda bu köpekler istilacı tür konumuna gelmektedirler.Besin bulamadığı için insanlara ve diğer sokak hayvanlarına saldırmaktadırlar. Şahsen yaşadığım yerde geceleri sokakta yürütmezler adamı.Öyle havlayıp da gitmiyorlar bu arada ,ciddi ciddi sürüler halinde saldırıyorlar. Köpektapar,itperest bir kesim var.Onlar zaten akıllara zarar.'Sokaklar köpeklerin evidir' diye aptalca bir argüman uydurmuşlar.Köpeğin yeri sokaklar değildir,bu hayvanlar doğaları gereği bakıma ve sevgiye muhtaç yaratıklardır.Gerçekten bunları sevdiğini iddia edenler alıp evinde besleyebilir,beslesinler de. |
Bu sözde hayvanseverler yüzünden köpekler başıboş geziyor sokaklarda, hiç Almanya gibi ülkelerde böyle bir şey görmeniz mümkün mü? |
Belediyeler bu konuda kafayı yemek üzere.
Şikayet ediyorsun saldırgan hayvanı 15 gün tutabiliyorlar. Sonra eski yerine bırakmak zorundalar. Bazı hayvanseverler öyle gerizekalıki kısırlaştırmaya bile karşı çıkıyorlar. Sokağa attıkları hayvanlar hemen yavruluyor. Bu işin çaresi belli. Kısırlaştırma, barınakta tutma ve sahiplendirme. Ve ayrıca tüm evcil hayvanlara çip zorunluluğu. Sokağa atarsan inanılmaz ceza verilmeli. Pitt Bull türü içinde ha keza. Yavru pittbull mu var aldın mı cezası 30.000 TL de bakalım üretenlere de hapis koy olay biter. |
Motorla yolda olduğumda sürekli köpekler tarafından kovalanıyorum.
|
Şu köpekler bezdirdi gerçekten. Köpek seviciler dışında bunlara bayılan yok. Köpek sevicilere kaldıysak haraç verir gibi köpek besleyecez. Lafa gelince köpeklerin mekanını işgal etmişiz ama biz beslemeyince bunlar aç kalıyor. Kendini idare edemeyen hayvan önceden buraların sahibiymiş. Bende izmirdeyim ve köpek falan sevmiyorum bu kadar hayvanın sokakta işi yok. Ayrıca barınak falan diyenler belediyenin kaynaklarını itlere yediremezsiniz. Çok seviyorsanız bunları aranızda para toplar barınak cart curt kurun kendi paranızla besleyin. |
Senin sokak hayvanlarından ne gibi bir üstünlüğün var mesela.
İnsan gibi lanet nankör başka hiçbir canlı yok bu dünyada. Hayvanların yaşam alanlarını yok et ondan sonra şöyle böyle. Yok öyle bir dünya. Yaşadığımız yerler insanların malı değil. Senin bu çevrede ne kadar yaşamaya hakkın varsa sokak hayvanlarınında o kadar yaşamaya hakkı var. |
Fanatizm cehaletin en radikal halidir. Maalesef hayvanseverler aşırı fanatik. İnatla "onların yaşam alanında biz yaşıyoruz" diye saçma bir argüman güdüyorlar. Kendi başına hayatta kalma içgüdüsü olmayan, avlanma becerileri körelmiş, insana bağımlı hayvanların adı evcil hayvandır. Sokakcıl diye bir hayvan türü yoktur. Türkiye'de 11-18 milyon arası sokak hayvanı var. Tüm Avrupa'da bu rakam 4 milyon, AB'de 1 milyon, Batı Avrupa'da bir kaç yüz bin. Peki çok hayvansever Türkiye'de sahipli kedi-köpek sayısı kaç? 400 bin. Sadece İngiltere'de kaç? 8 milyon. Görüldüğü üzere biz çok hayvanseverken İngilizler sevmiyor. "Yaaa Londra cennet gibi, sincap dolu her yer, kapımıza fox geldi" diye konuşanlar, neden Londra'daki ağaçlarda sincap var da Türkiye'deki ağaçlarda yok diye sorgulama gereği duymadan gelip burada sokak hayvanlarının toplatılmasına karşı çıkar. İşte Londra'da sokak kedisi olmadığı için sincap var diyemiyorsun. Bir türün avcısı doğal olmayan yollarla popülasyon patlaması yaşarsa ne olur? Olay tam tersi içinde geçerli. Bir türün doğal düşmanını yok edersen bu sefer av olan tür popülasyon patlaması yaşar. Örnek domuzdur. "Onlar da aç, alan kalmadı onlara o yüzden şehre iniyorlar" diyorlar. Öyle bir şey yok elbette. Kuşadası Güzelçamlı'da Büyük Menderes Deltası Milli Parkı bulunur. Bilmiyorum giden var mı? Biz kısaca milli park diyoruz. Bu güzel ve doğa harikası parkta kendiliğinden kırılmış dalı bile toplamak yasak. O kadar doğal yani. Domuz istilası altında. Domuz ta Davutlar'a kadar geliyor, bahçeleri talan ediyor. Şimdi bu hayvanın devasa bir yaşam alanı var, koruma altında, insan yapısı yok. Peki neden şehre iniyor? Evet bildiniz domuzu avlayacak aslan, kaplan, kurt yok çünkü. Avcıları yok etmişiz haliyle popüasyon patlaması yaşıyor. Milli parklar 2018 yılında dağ aslanı saldı milli parka. Eğer uyum sağlarsa daha da salacak. Domuzları avlaması gerekiyor çünkü birilerinin. Doğa böyle işler. Denge bu işte. Sokak köpekleri çoğalırsa tilkileri göremezsin. Sokak kedileri çoğalırsa sincapları göremezsin. Kurt, aslan, kaplan, leopar bırakmazsan domuz patlaması görürsün. Köpeklerin yaşam alanı sokaklar değildir. İnsan olmadan hayatta kalamazlar. İnsan ırkı yok olsaydı (başka bir isim de olabilir) diye bir belgesel var. İnsan ırkı birden bire yok oluyor ve dünya ne olur diye işleniyor. İşte ilk ay tüm evcil hayvanların % 99'u yok oluyor. Sağ kalanlar diğerlerini yiyerek yaşıyor. Sonrasında ise vahşi hayvanlar şehirlere iniyor ve tüm evcil hayvanlar yok oluyor. Bunları dediğim için ben hayvan sevmiyor muyum? 32 tane kedi besliyorum ben de. Evet sokağımda besliyorum. Mama parası benden masraflı. Doğum oluyor erkek yemesin diye anne ve yavruları alıyorum çatıya, kısırlaştırmaya götürüyorum, iyice çoğalınca Cumhuriyet Kapısı (Fuar) içine bırakıyorum. Ne yapayım? Köpek gibi de değil, kışın özellikle 7 8 saatte bir beslemezsem donarak ölüyorlar. Her ay 1 2 tane köpekler parçalar zaten. Karşıda bir kokona var 4 5 tane köpek besliyor. Gündüz kedi gibiler akşam hava kararınca yolumu değişiyorum eve gelirken. Ufak bir kızı ısırdı bir kaç sene önce belediye geldi aldı gitti, geri getirdi sonra. Daha da sinirli oldu hayvanlar. Batı bu sorunu 100 yıl önce çözmüş. Olay basit. Çok mu seviyorsun? Alırsın kendine müstakil bir ev. 150 200 bin köpeğe bakarsın. Sen rahat biz rahat. Ben nasıl 200 bin köpeğe bakayım diyorsan 10 milyon köpek uyutulur. Sen de evine 1 tane alırsın, seversin. |
Benzer içerikler
- şark kurnazı ne demek
- kürtler atatürk"ü sever mi
- gerçek atatürk kimdir
- filistin türkiye"ye ne yaptı
- fissler boykot mu
- yüzde 40 yerli araçlar
- drone uçurmak yasak mı
- kutusu açılmış telefon iadesi
- kapanan hat nasıl açılır
- byd seal fiyat
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X