Şimdi Ara

Hükümet neden faizlerin artmasına karşı? Temelinde yatan sebep ne? Gelin anlatıyorum.. (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
133
Cevap
14
Favori
8.047
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
124 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Faizin artmasını serbest bırakırlarsa dolar ve euro düşer aslında. Bunu ben de anlamıyorum. Ne diye ısrar ediyorlar. Ya samanı bile dolarlaalıyoruz fazile değil. faiz umrumda değil, ama doların ve euroun artışı her geçen gün koyuyor. Yapacakalrı 3 şey var, birincisi faizin artmasını engellemeyecekler, ikincisi merkez bankasının doların ve euronun artmasına müdehale etmesine izin verecekler, üçüncüsü de televizyonlara çıkıp çıkıp konuşmayacaklar bu kadar basit. Bak bunları yapsınlar ülkemize gelmek isteyen çok sağlam yatırımcılar var onlar da gelir. Ama bu şekilde davrandıkça milletimiz dövize sarılıyor panik havasıyla kriz var sanıp, sonra daha da çok artıyor döviz. halbukikiriz falan yok, ülkemiz çok daha zor günler gördü döviz bir kuruş armadı, dışarıdan bakan da ülkemizde askeri cunta var sanır. Ya şu kadarcık basit 3 şeyi yapsınlar dolar 3 liraya, euro 4 liraya düşer. Biz de bir rahat nefes alırız. İşlerimiz durma noktasına geldi, ham maddesyi alamıyorz yurtdışından, alsak son tüketimtarihi dolmadan ileyip satabileceğimizin garantisi yok, bu şekilde davranmaya devam ederlerse gerçekten batarız ham de hiçbir kriz yokken ben ona yanarım. Zorla kriz üretmenin mantığı yok. Bir de bu forumda maşallah amma çok kriz seviciler varmış, adam dolar yükseliyor diye göbek atıyor,olsa olsa elinde bin doları vardır, halbu ki arabsına koyacağı benzinden tutta yarın öbürgün hastalansa alacağı ilaçlara kadar her şey pahalanıyor.




  • Ekonomi tek yönlü şekilde bakmışsıniz Avrupa sallanıyor İtalya İspanya ekonomik durum orta da Abd tekrar eski hâkimiyet i sağlamak için her türlü yolu deniyor bu fazı illetinden kurtulmanın yolunu bulacağınız, arttirsanlar faizi herşey güllük gülistan ülke kurtuldu gibi saçma sapan bir yorum bakış açısı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62

    Faiz matematiksel olarak çıkmaza sokar.
    İZLE







    İlk videodan pek bişey anlamadım. Ço kafa karıştırıcı ama bişeyler anladım gibi :)

    Ama ikinci video gerçekten çok iyi ve doğru da. Normalde sistemin bu şekilde işliyor olması lazım. Ama burumda ya bankaları kople kapatıp sadece para basan bir merkez bankası olmalı ve faizin komple yasaklanması gerekir ki bunu yapabilecek kimseyi görmedim daha. Ama iş videodan çıkıp gerçek dünyaya indiğimizi faizi arttıran biz olunca dünyanın parasını toplayan da bizolacağız. Uzun vadede çok zararlı birşey ama kısa vadede ülkemizdeki yatırımcı açısından biraz zaruruiyet gösteriyor gibi, yoksa ortada kriz yaratan bir durumda gerçekten yok. Ülkemiz Allah'a şüküriyi yönetiliyor, güzel şeyler yapılıyor fabrikalar kuruluyor vs. ama bunun yürümesi için paraya ihtiyacımız var ve doların düşmesi lazım. Önce ürettiğimizürünleri kendi halkımıza satacağızki dünyanın da ilgisini çekebilelim vefabrikaların çarkları bir dönmeye başlasın. Bu arabaya binince kontağı çevirmek gibi birşey. Aküden yersin önce ama sonra aküyüdoldurmaya başlarsın, yaniişler yoluna girince ve üretimin artınca dış dünyaya da satmaya başlayınca faizi düşürürsün, kasaları doldurmaya bakarsın. Tabi benim görüşüm bu, ekonomist değilim. Emlak sektörüne bu kadar güvenmemek lazım, emlağı 1 kere satarsın gerisi gelmez, ama işleyen fabrikalar sürekli sana gelir getirir ve gelen gelirlerle hizmet de satmaya başlarsın. Ama emlak sektöründe tıkılı kalırsak böyle düşük faiz bizi bitirir.

    Ayrıca halkınalım gücü açısından da 7bine alınan şeyin fiyatı 4 bine düşebilir, sonra krediyle 6bin olarak öder, bin lira cepte kalır. AMa bu şekilde 7'yi verince başka bir şey alamk için düşük fazile 7bini 8bin olarak ödüyor. Bu yukarıda bir arkadaşın görüşü, günümüz şartlarında haklı da. Şuan bu politika ile iç pazarıcanlandırıp çarkları döndürdükten sonra kesinlikle faiz yeniden düşürülmeli ve hatta mümkünse kaldırılmalı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Angry Man

    "Siz harcamak istemeyince elinde malı olup satmak isteyenler, ellerindeki malı satmak için fiyat düşürmek zorunda kalırlar ve böylelikle enflasyon düşer." Bundan sonrasını okumadım böyle beyinler harcanıyor. Aynen kardeşim faiz %80 civarı olsun gör bakalım ülke nasıl kalkiniyor tıpkı eski günlerde ki gibi !

    Keşke devamını okusaydınız. Faiz olması gerekenden fazla ve olması gerekenden az olursa ekonomiye zarar verir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bankai

    Ekonomi tek yönlü şekilde bakmışsıniz Avrupa sallanıyor İtalya İspanya ekonomik durum orta da Abd tekrar eski hâkimiyet i sağlamak için her türlü yolu deniyor bu fazı illetinden kurtulmanın yolunu bulacağınız, arttirsanlar faizi herşey güllük gülistan ülke kurtuldu gibi saçma sapan bir yorum bakış açısı

    Faiz sadece yapısal reformlar için zaman kazandırır. Bizim faizlerimiz %8'lerden %12'lere geldi ama dolar yine fırlıyor niye?

    Çünkü yönetimde olan Ak Parti yapısal reformları yapmıyor. Sanayi, tarım, hukuk ve eğitimde programlar açıklanıp derhal yapısal reformlar yapılmalı. Zaten yapılmazsa neler olacağını başka bir yazımda yazdım. Aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

    https://forum.donanimhaber.com/turkiye-ekonomisi-neden-likidite-krizine-girecek-ekonomi-cokecek-gelin-anlatiyorum--129561235




  • TabletlereFısıldayanAdam T kullanıcısına yanıt
    Yalnız Atatürk dönemine hiç değinmemişsiniz, 15 sene boyunca yani Atatürk döneminde dolar gayet stabil kalmış, ondan sonra dolar ani çıkışlarla fırlamıştır.

    En çok fırlama dönemleri de 1960 ve 1980 darbelerinde olmuştur.

    Hatta sizinle hürriyetin 2001 yılında yazılan yazısını paylaşayım;

    Kur çıpası uygulamasından dalgalı kura geçişle birlikte bugün serbest piyasada zaman zaman 1 milyon liranın üzerinde işlem gören ABD Doları, bundan 78 yıl önce 1923'de 80 kuruşa alınabiliyordu.
    Buna göre doların fiyatı, Türk lirası karşısında 78 yılda 1 milyon 250 bin kat arttı.

    DİE verilerine göre, Atatürk'ün döneminde 1 lira dolaylarında seyreden dolar, 1950'li yıllarda 2.8 liradan işlem gördü. 1960 ihtilalinin ardından 9 liraya çıkan doların değeri, 1970'e kadar bu değerini korudu.

    1970'li yılların ortalarına kadar ise dolar 14 liradan işlem gördü. Ancak, 1970'li yılların sonundan itibaren Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değer kaybı hızlandı. Merkez Bankası'nın döviz satış rakamlarına göre, 1975'de 15.30 lira olan dolar, 1976'da 16.83 liraya, 1977 yılında 19.64 liraya, 1978 yılında 25.50 liraya, 1979 yılında 35.70 liraya çıktı.

    1981 yılında dolar 100 lira

    1980'de ise doların, TL karşısındaki ortalama değeri 91.04 liraya ulaştı. 100 lira sınırını da 1980'li yılların başında aşan dolar, 1981'de 134.95 liradan işlem gördü.

    1987'de 1023 lira 44 kuruş olan dolar, 1989'da 2 bin liranın üzerine çıkarak 2 bin 316 liraya yükseldi.

    Dolar, 1991'de 5 bin 85 liraya tırmanırken, 1992'de 8 bin 573 lira, 1993'de 14 bin 487 lira oldu.

    1994 yılına 14 bin 538 lira ile başlayan dolar, 27 Ocak'da alınan devalüasyon kararı ile 17 bin 250 liraya fırladı. Böylece, 26 Ocak'da 15 bin 186 liradan satılmakta olan dolar yüzde 13.6 oranında değer kazandı.

    1994 yılında ortalama dolar kuru 38 bin 495 lira, 1995'de de 59 bin 800 lira düzeyinde gerçekleşti.

    Dolar 2001'de 1 milyon

    Dolar 100 bin lira sınırını ise 1996 yılında aştı. Dolar 1997 yıl sonunda 200 bin, 1998 yıl sonunda 300 bin lirayı ardında bırakırken, 1999 yılı Mayıs ayı sonunda da 400 bin lirayı aştı.

    1999'un bitimine yaklaşık 1,5 ay kala, 12 Kasım'da ise serbest döviz piyasasında 500 bin lirayı gören dolar, ekonomik programın açıklandığı 9 Aralık 1999 tarihinde, 522 bin 900 liradan işlem görüyordu.

    Kur çıpası uygulamasının başladığı bu tarihten sonra, Merkez Bankası'nın açıkladığı çerçevede seyreden doların fiyatında, uygulamanın değişmesinin ardından yaklaşık 14 ay sonra (dolar 1 milyon lira olarak alındığında) yüzde 90'lık bir artış kaydedildi.



    Yapılan çok fazla hatalar, günü kurtarmaya yönelik hamleler neredeyse her lider tarafından yapılmış ve bizi başarısız kılmıştır.

    Ki Atatürk'ten sonra gelen İsmet İnönü'nün basiretsiz politikaları ülkeyi malesef Amerika güdümüne sokmuş, bizi dolar bağımlısı bir ülke haline getiren en önemli adımların gelişmesine sebep olmuştur.

    Eğer isterseniz daha da detaya girebilirim ancak üslubunuza verebileceğim cevap ancak bu kadar. İyi geceler.




  • budak_1903 kullanıcısına yanıt
    Hocam dediklerinize katılmakla beraber ekleme yapmak istiyorum.
    (hocam yazı uzun oldu, yalnızca en alttaki son özeti de okuyabilirsin.)

    En basit yolla anlatmaya çalışayım, ilk mesajımda da belirtmiştim ama yine daha açık bir dille anlatayım.

    Ülke içinde giren likit iki kısım;

    1- Reel sektörde senin sattığın atomlardan (elle tutulur mamül) veya hizmet sektörü ile para sokabilirsin.

    2- Reel olmayan sektör ile ortada aslında hiç olmayan bir parayı satarak likit sokabilirsin içeri.

    Birinci kısımda hiçbir sıkıntı yok, dediğiniz gibi eğer katma değeri yüksek öğeler üretip satabilirsen gerçekten güçlü bir ekonomin olur veya doğal yeraltı kaynaklar gibi zenginliklerin olur onu satarak güzel bir ekonomiye sahip olabilirsin.

    Ancak ikinci kısımda sen parayı satarak yani ortada olmayan bir şeyi satarak içeri para sokmak sıkıntılıdır, onun nedeni de içeride 100 birim reel sektörden giren para, 100 birim de mali sektörden giren para var diyelim, mali sektördeki para yalnızca ülke ekonomisine yapay bir girdi sağlarken reel sektörden gelen para dediğiniz gibi ülke içindeki vatandaşın gelişebilmesinde katkı sağlayabilmektedir.

    Ha faizleri yüksek tutarak, yabancı kaynaklı paranın ülke içine girerek ekonomiyi şişirmesine de müsade edebilirsin ancak gelen paranın vadesi dolduğunda ve bu para uçup gidene kadar ekonomiyi ayakta tutabilirsen tutabilir ve o süre içinde kendini geliştirebilirsen geliştirebilirsin, yani çok riskli bir yoldur bu, senelerdir Türkiye'de uygulanan da bu idi, şu an bunun önüne geçilmeye çalışılıyor, yani ülkemiz yabancı paralarla ayakta duran bir ekonomiden kendi öz sermayesiyle ayakta durmaya çalışan bir ekonomi modeline geçmeye çalışıyor, şu andaki çektiğimiz sıkıntılar da bu geçiş döneminin sancıları malesef, bu sancıyı çekmeden uzun vadede sağlam bir ekonomiye sahip olamayız, tekrar söylüyorum; yabancıların parasıyla ekonomiyi ayakta tutmaya çalışmak ateşle oynamaktır.

    Bunu başarabilen ülkeler var mıdır ? Evet vardır.

    Yanılmıyorsam Almanya buna en büyük örnektir, zamanında mark ile duvarı kaplamak duvar kağıdı almaktan daha ucuza gelmekte idi, faizler çok aşırı bir oranda olup yurt dışından gelen likit ile kendilerini çok kısa bir sürede kalkındırıp şu an dünyanın en sağlam ekonomilerinden birisini kurdular, ancak adamların 2. dünya savaşından önce de gelen bir mühendislik birikimi, kalifiye eleman birikimi ve teknoloji birikimi var idi.

    Eğer bizim bu saydığım 3 birikimimiz de var ise ülke ekonomisinin yabancı kaynaklı paralarla şişmesinin hiçbir önemi yok, çünkü reel sektör ile her zaman kalkınma sağlanabilir ancak hepimizin de malumu olduğu gibi henüz katma değeri yüksek ürünler üretemediğimiz için bu yola başvurmamalıyız bir daha asla.

    Ülke içindeki faizden para kazananlar için ise şunu söylemek isterim, (millet parasını yatırıp gelirini alır durumu da var demenize karşılık olarak) Ben en azından kendi ülkesinin içinde kimsenin faizden en azından uzun vadede kar sağlayabileceğini yani para kazanabileceğini düşünmüyorum, eğer fazlaca paran var ve yatıracak bir iş fikrin yok ise paranın değer kaybetmemesi için paranı faize yatırabilirsin ancak kumarda da olduğu gibi her zaman kasa kazanır, faiz ile para kazanmaz, kazandım zannedersin, benim görüşüm budur, çünkü bankalar bize faiz veriyor ise kendisi de kazanabildiği için faiz veriyor, banka eğer size verdiği faizin de üstünde bir kazanç sağlıyor ise zaten sizin bugün yatırdığınız para 2 sene sonra aynı para olmayacaktır.
    Söylediğim gibi, faizde ve kumarda her zaman kasa kazanır, sen kazandım zannedersin.

    Hocam açık konuşmak gerekirse konut sektörü beslenmek yerine tam tersine son 15 senede aşırı zorlaştırıldı, yani bugün bir bina yapmak için hiçbir kazma vurmadan daha yüz binlerce lira harcamak zorunda kalıyorsunuz, yapı denetimidir belediyenin parasıdır su elektrik plan proje vs... Konut sektörünün bu kadar hızlı büyümesinin nedenini ben hükumet tarafından beslenmekten çok halkımızdan buluyorum, şu an hangi çalışana sorarsanız sorun eğer evi yoksa ilk hedefi ev almak, eğer evi varsa ikinci evi almak... Devlet şu yönlü destek verdi, toki ile çalışan şirketler çok güzel beslendiler, işi alıp büyüdüler ama bunlar da olması gereken şeylerdi...


    Sözün özüne gelecek olursak;

    Almayı alışkanlık haline getiren bir Türk ekonomi modelinden kendi kendine yetebilen bir Türk ekonomi modeline geçişimiz sırasında malesef biraz etkileneceğiz, yabancıların parasının her an geri gitme tehdidi ile olan refah yerine sadece kendi sermayemiz ile dönen bir ekonomiyi tercih ederim.




  • BlancpaiN kullanıcısına yanıt
    Öncelikle üslubümda bir problem olduğunu düşünmüyorum, olmuşsa da bir saygısızlık etmişsem çok özür dilerim kasten olmamıştır.
    Dediklerinize katılmakla birlikte, şunu da eklemek isterim. O dönemde dolara ne kadar muhtaçtık şimdi nee kadar muhtacız sorusu akla geliyor hemen
    Diğer deyişle kendi kendimize ne kadar yetebiliyorduk? 2001 yılında ithal tarım ürünlerine ödediğimiz tutar 4 milyar dolar iken bugün 16 milyar dolar

    Bir de doların yüksek olması halka o dönem ne kadar direkt etki ediyordu şimdi ne kadar
    2000li yıllara kadar yurtdışından alışveriş yapmak meşakatli bir işti internet zaten yok, ancak giden birileri alıp getirebiliyordu, teknoloji bu kadar gelişmediği için de elektronik alet çeşidi ve ulaşılabilirliği azdı, Tofaş furyası vs. vardı özellikle 90lı yıllarda, bir memur iyi kötü ev araba sahibi olabiliyor ailesine et yedirebiliyor ve dolarmış kurmuş pek takan yoktu açıkçası

    Taa Çin'den ABD'den birşey ithal etmenin 30 saniye bile sürmediği günümüzde doların tırmanışı halkın epey gözüne batıyor, bildiğimiz göz göre göre gelişiyor herşey,gelir düzeyi düşük bir abd'linin 15 günlük maaşıyla aldığı iphone x modelini türk insanı 5 ayda neden alamıyorum diyor, çünkü 2000 öncesinde adamlar bugünlere hazırlık yaparken, biz sağcı solcu kavgası yapmışız yan gelip yatmışız adeta, 2000'den sonra BOP eşbaşkanı yönetimi ele alınca zaten komple uçuruma sürüklenmişiz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TabletlereFısıldayanAdam -- 23 Kasım 2017; 1:24:54 >




  • TabletlereFısıldayanAdam T kullanıcısına yanıt
    Üslubunuz için şunları söyleyebilirim, cümleye 'O bahsettiğin' ile başlayarak bana karşı saldırgan bir tutum izlediğinizi düşündüm, diğeri ise siyasiler hakkında söylenebilecek en basit, altı doldurulamaz ve kanıtlanmamış şeyleri söylemeniz hoşuma gitmedi, herkesin ilk olarak kullandığı 'çaldılar' argümanı maalesef karşımdaki ile konuşmaktan uzak tutuyor beni maalesef.

    İşin öbür tarafına gelecek olursak diğer bir arkadaşa verdiğim cevabın aynısını tekrar size de verirsem sanırım söylemek istediklerim daha anlaşılır hale gelebilir, biraz uzun oldu, kusura bakmayın.

    quote:

    Hocam dediklerinize katılmakla beraber ekleme yapmak istiyorum.
    (hocam yazı uzun oldu, yalnızca en alttaki son özeti de okuyabilirsin.)

    En basit yolla anlatmaya çalışayım, ilk mesajımda da belirtmiştim ama yine daha açık bir dille anlatayım.

    Ülke içinde giren likit iki kısım;

    1- Reel sektörde senin sattığın atomlardan (elle tutulur mamül) veya hizmet sektörü ile para sokabilirsin.

    2- Reel olmayan sektör ile ortada aslında hiç olmayan bir parayı satarak likit sokabilirsin içeri.

    Birinci kısımda hiçbir sıkıntı yok, dediğiniz gibi eğer katma değeri yüksek öğeler üretip satabilirsen gerçekten güçlü bir ekonomin olur veya doğal yeraltı kaynaklar gibi zenginliklerin olur onu satarak güzel bir ekonomiye sahip olabilirsin.

    Ancak ikinci kısımda sen parayı satarak yani ortada olmayan bir şeyi satarak içeri para sokmak sıkıntılıdır, onun nedeni de içeride 100 birim reel sektörden giren para, 100 birim de mali sektörden giren para var diyelim, mali sektördeki para yalnızca ülke ekonomisine yapay bir girdi sağlarken reel sektörden gelen para dediğiniz gibi ülke içindeki vatandaşın gelişebilmesinde katkı sağlayabilmektedir.

    Ha faizleri yüksek tutarak, yabancı kaynaklı paranın ülke içine girerek ekonomiyi şişirmesine de müsade edebilirsin ancak gelen paranın vadesi dolduğunda ve bu para uçup gidene kadar ekonomiyi ayakta tutabilirsen tutabilir ve o süre içinde kendini geliştirebilirsen geliştirebilirsin, yani çok riskli bir yoldur bu, senelerdir Türkiye'de uygulanan da bu idi, şu an bunun önüne geçilmeye çalışılıyor, yani ülkemiz yabancı paralarla ayakta duran bir ekonomiden kendi öz sermayesiyle ayakta durmaya çalışan bir ekonomi modeline geçmeye çalışıyor, şu andaki çektiğimiz sıkıntılar da bu geçiş döneminin sancıları malesef, bu sancıyı çekmeden uzun vadede sağlam bir ekonomiye sahip olamayız, tekrar söylüyorum; yabancıların parasıyla ekonomiyi ayakta tutmaya çalışmak ateşle oynamaktır.

    Bunu başarabilen ülkeler var mıdır ? Evet vardır.

    Yanılmıyorsam Almanya buna en büyük örnektir, zamanında mark ile duvarı kaplamak duvar kağıdı almaktan daha ucuza gelmekte idi, faizler çok aşırı bir oranda olup yurt dışından gelen likit ile kendilerini çok kısa bir sürede kalkındırıp şu an dünyanın en sağlam ekonomilerinden birisini kurdular, ancak adamların 2. dünya savaşından önce de gelen bir mühendislik birikimi, kalifiye eleman birikimi ve teknoloji birikimi var idi.

    Eğer bizim bu saydığım 3 birikimimiz de var ise ülke ekonomisinin yabancı kaynaklı paralarla şişmesinin hiçbir önemi yok, çünkü reel sektör ile her zaman kalkınma sağlanabilir ancak hepimizin de malumu olduğu gibi henüz katma değeri yüksek ürünler üretemediğimiz için bu yola başvurmamalıyız bir daha asla.

    Ülke içindeki faizden para kazananlar için ise şunu söylemek isterim, (millet parasını yatırıp gelirini alır durumu da var demenize karşılık olarak) Ben en azından kendi ülkesinin içinde kimsenin faizden en azından uzun vadede kar sağlayabileceğini yani para kazanabileceğini düşünmüyorum, eğer fazlaca paran var ve yatıracak bir iş fikrin yok ise paranın değer kaybetmemesi için paranı faize yatırabilirsin ancak kumarda da olduğu gibi her zaman kasa kazanır, faiz ile para kazanmaz, kazandım zannedersin, benim görüşüm budur, çünkü bankalar bize faiz veriyor ise kendisi de kazanabildiği için faiz veriyor, banka eğer size verdiği faizin de üstünde bir kazanç sağlıyor ise zaten sizin bugün yatırdığınız para 2 sene sonra aynı para olmayacaktır.
    Söylediğim gibi, faizde ve kumarda her zaman kasa kazanır, sen kazandım zannedersin.

    Hocam açık konuşmak gerekirse konut sektörü beslenmek yerine tam tersine son 15 senede aşırı zorlaştırıldı, yani bugün bir bina yapmak için hiçbir kazma vurmadan daha yüz binlerce lira harcamak zorunda kalıyorsunuz, yapı denetimidir belediyenin parasıdır su elektrik plan proje vs... Konut sektörünün bu kadar hızlı büyümesinin nedenini ben hükumet tarafından beslenmekten çok halkımızdan buluyorum, şu an hangi çalışana sorarsanız sorun eğer evi yoksa ilk hedefi ev almak, eğer evi varsa ikinci evi almak... Devlet şu yönlü destek verdi, toki ile çalışan şirketler çok güzel beslendiler, işi alıp büyüdüler ama bunlar da olması gereken şeylerdi...


    Sözün özüne gelecek olursak;

    Almayı alışkanlık haline getiren bir Türk ekonomi modelinden kendi kendine yetebilen bir Türk ekonomi modeline geçişimiz sırasında malesef biraz etkileneceğiz, yabancıların parasının her an geri gitme tehdidi ile olan refah yerine sadece kendi sermayemiz ile dönen bir ekonomiyi tercih ederim.




  • Arkadaşım faizin yüksek olduğu yere sanayi yatırımı gelmez, faizli araçlara likit yatırımı gelir. Yani anca sıcak para akışıyla günü kurtarırsın.



    'faiz lobisi' diye adlandırılan kan emici sülüklerin aptal argümanlarını burada paylaşıp hiç sevmediğim adamları savunmama sebep oluyorsunuz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: GoToHell

    İlk okul mezunu birine devleti teslim edersen o da sıçar içine joe.

    O kadar üniversite mezunu insanlar var neden başbakan olamıyor? demek ki herşey diploma değil.
  • Sonunda sağlıklı düşünen birini görmek ne güzel. Adam bankalara düşman “Reis bankalara faizi düşürün diyo şerefsiz banka düşürmüyor”. Adam kazanç elde edemediği yerde parasını tutar mı hiç.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • BOP eş başkanı olup vatanı satacak kadar hain okumuş bulamadıkları için de olabilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ülkedeki faiz aslında çok düşük değil yüzde 10larda bir rakam. Faiz düşsün istiyorsan enflasyonu düşürmen lâzım. Sen enflasyonu katladıkça faiz artmak isteyecek sen faiz frenine bastıkça geri kalan her yerden böyle cortlarsın işte son hızla giden arabayı geri vitese alıp gaza basmakla aynı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bence daha basit düşünüp sırf müteahhitler batmasın diye ki çoğu yandaşı inşaat sektörü yüzünden dizleri düşük tutuyor ki sirkülasyon devam etsin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • BlancpaiN kullanıcısına yanıt
    açıkçası bu seviyede tartışmayı forum ortamında bizler yaparken yöneticilerin sığ açıklamalarını görünce insan üzülüyor.

    aslında herkes açıkçası aynı minvalde fikie belirtmiş.

    1- tek başına faiz indir kaldır ile ekonomi seyrine yön verilmez.
    2- enflasyon,işsizlik, likidite vb. her kalem ekonomik veri incelenmeli ve tedbirler alınmalı.
    3- serbest ekonomi düzenini sağlayacak düzene geçilmeli.
    4- kamu harcamaları denetlenebilmeli ve hesap verilmeli
  • GoToHell G kullanıcısına yanıt
    okumuş olmakla ahlakın pek bir alakası yok
  • Ya yuh gördüğüm en kötü devlet eleştirilerinden biri olabilir, nereden baksan çocukça, nereden baksan cahilce.

    Hiç bir devlet faiz yükselsin aman oh uğraşalım da faizi yükseltelim demez.Japonya'da 2016'da negatif faiz uygulamasına geçti. Bak bazı örnekler; Amerika faiz oranı 1,250 %, İsviçre -0,750 %, Japonya -0,100 %, Türkiye 8,000 %, Mısır 14,750 %

    Bilginiz olmadan, fikriniz olmasın.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: QTPoison

    okumuş olmakla ahlakın pek bir alakası yok

    Ahlaklı ahlaksız demedik okuduğunu anla pardon ben kime diyorum ki...



    Hain dedim HAİN.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: GoToHell


    quote:

    Orijinalden alıntı: QTPoison

    okumuş olmakla ahlakın pek bir alakası yok

    Ahlaklı ahlaksız demedik okuduğunu anla pardon ben kime diyorum ki...



    Hain dedim HAİN.

    okumuş olmakla hainliğin pek bir alakası yok
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.