Şimdi Ara

Evrim Hakkında Sorular ve Tartışmalar (17. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
652
Cevap
13
Favori
32.518
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1516171819
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj



  • Prokaryotlar ve ökaryotlar olmak üzere biz Canlılar alemini iki büyük gruba ayırıyoruz. Prokaryotlar kendi içerisinde bakteriler ve arkeler olmak üzere ikiye ayrılıyor. Ökaryot canlılarda mantar, bitki, hayvanlar olmak üzere 3 gruba ayrılıyor. Aristo'ya göre dünyada iki canlı grubu vardı, bunlar bitkiler ve hayvanlardi. Bilim geliştikçe, mikroskobun bulunmasıyla mikroskobik canlıların da olduğu keşfedildi. Protistalar bakteriler alemi oluşturuldu, Ondan sonra görüldü ki mantarlar daha önce bitkiler alemi içerisinde inceleniyordu, ama hiç bitkilere benzemiyor, mesela fotosentez yapamıyor, o yüzden bitkiler aleminden Mantarlar alemi çekildi. Bakteriler aleminin içerisinde inceleniyor du arkeler, içeriden çekildi bu arkeler ve bunlara farklı bir alem denildi. Ve böylece prokaryotlarda iki ayrı gruba ayrıştırılmış oldu.


    Aslında üç büyük domain dediğimiz bölgeler var. Ilk canlı bakteriler, ökaryotlar, arkeler diye üçe ayrılıyor. Arkeler ökaryotlara biraz daha yakın. Virüsler canlılar alemi içerisinde incelenmiyor, canlı olarak tam kabul edilmiyor. Cansızdan canlılığa geçiş formu / varlıklar olarak görülüyor. Bakteri Arke ve Protistolar tek hücreli canlılar. Protistolardan bazıları Çok hücreli olabiliyor ama genellikle tek hücreli olurlar. Mantarların da bazıları tek hücreli olmakla beraber genellikle bunlarda Çok hücreli canlılardır. Ökaryot ve prokaryot farki, prokaryotların zarlı organelleri ve çekirdeği yok, ökaryot canlıların çekirdeği ve zarlı organelleri var ve daha da gelişmiş canlılardır.

    Bunların hücre yapısına bakacak olursak bakteriler tek hücreli, arkelerde tek hücreli. Protistalar tek hücreli, bitkiler çok hücrelidir bir tek hücreli bitki yoktur, mantarlar genellikle çok hücrelidir, bira mayası dediğimiz mantarlar tek hücrelidir. Hayvanlarida biliyoruz zaten çok hücrelidir. Tek bir hücreli hayvan yoktur. Beslenme şekillerine bakacak olursak bakteriler ,arkeler, protistalar hem hemototrof hem hetetrof olabilir yani hem kendi besinini kendisi sentezliyen hem de besini dışarıdan hazır olarak alan bir beslenme şekline sahip olabiliyorlar. Bitkilerde ototrofdur. Hayvanlar ve mantarların hepisi hetetrofdur.
    Bakteriler çok önemli canlılar, Dünyada hiçbir canlı yokken bakteriler vardı. Dünyada yaklaşık üç buçuk milyar yılldır bakteriler var. En eski kayaçlara baktığımız zaman bu canlıları görebiliyoruz. Bunlar olmasaydı hayatın olamayacağını hepimiz biliyoruz bunlar havayı, suyu temizler, çöplerimizi arıtır gibisinden bizlere bir sürü faydaları dokunur. Bakteriler prokaryot hücre yapısına sahip tek hücreli canlılardır. Mezozom oksijen solunumu gerçekleştiriyor,Klorofil fotosentezi gerçekleştiriyor. Plazmit diye yapılar kendilerini eşleyebilen küçük halkasal yapılı DNA parçacıkları, antibiyotiklere karşı
    direnç sağlayabiliyor bunu da diğer bakteri arkadaşlarına aktarabiliyorlar. Bir de endospor dediğimiz bir yapı var. Endospor bakterilerin olumsuz çevre şartlarına mesela susuzluk, aşırı soğukluk, kurak veya besini olmayan ortamlarda dayanabilmek için oluşturduğu yapıdır.


    Meydana gelen bakteriler genetik olarak birbirinin aynısıdır ve çeşitlilik olmaz. Genetik çeşitlilik sadece eşeyli üremede oluşabiliyor. Bu bakteri dediğimiz çok zeki varlıklar. Mesela dışarıda bir gen varsa o geni de alabiliyor, gen,i alıp kendi DNA sına yapıştıra biliyor. Translüksiyon diye de bir olay var oda virüsler aracılığıyla bakteriden bakteriye gen aktarılabiliyor. Oksijen solunumlu bakteriler var. Oksijensiz ortamı seven bakteriler var, yani oksijen bunlara zehir etkisi yapabiliyor. Geçici bakteriler derken bu türler yani geçici olarak oksijenli solunum yapıyor,ama Ana solunumu bunlarin, oksijensiz. Birde tam tersi var geçici olarak oksijensiz solunum yapan ama ana solunumu oksijenli olanlar var. İnsanoğlu hangisini yapar bunlardan?. Mesela çizgili kas hücrelerimiz geçici olarak oksijensiz solunum yapar ama aslında Oksijen lidir .Beynimizdeki mesela nöronlar muhakkak zorunlu Oksijenli solunum yapar .


    Beslenmelerine göre ototrof bakteri ve hetotrof bakteri diye ikiye ayrılıyor. Burası çok önemli. Ototrof bakteri besinini kendisi yapan bakteriler. Fotoototrof bakteriler var birde kemoototrof bakteriler var. Fototrof bakteriler Işık enerjisini kullanıyor ve ışık enerjisi ile besin sentezliyor, kemoototrof bakteriler de kimyasal maddeleri, inorganik maddeleri oksitleyerek enerji elde ediyor ve o enerji ile besin sentezliyor. Her ikisi de kendi besinini kendisi sentezler. Heterotrof bakteriler besinlerini dışarıdan hazır olarak alan bakterilerdir.Canlilar da öyledir.


    Bunları aşağıdaki çizdiğim resmi belki daha iyi anlarsınız diye yazdım.




    Bu bakteriler çok zeki varlıklar dedik.Gen varsa o geni de alabiliyor dedik (genlerin benzerligi buradan geldigini düsünüyorum) ,yani gen,i alıp kendi DNA sına yapıştıra biliyor dedik.
    Dikkat ettiyseniz çizdiğim resimde bir tane yatay bir tane de dikey zaman çizgisi var. Bir tanesi bakterilerin yeryüzünde dağılımı için, bir tanesinide karışımlardan oluşan canlılar için.Kambriyen dönemi ilk Kabuklu canlılar
    ondan sonra Ordovisyen dönemindeki Midyeler, yosun hayvancıkları, mercanlar derken herşey böylece yolunu almış oluyor.


    Önemli olan kisim Cemberin icinden cikan oklar. Canlilari olusduran bu organizma toplulugu kendi olusumunu soy bariyeri üzerinden koruyor.Genlerin benzerligi yatay gen transferi yani bakterilerin 1,5 milyar sürecinde birbirileri ile kaynasmasindan ortaya ciktigina inaniyorum.


    Soy bariyeri oldugu icin ben evrimin böyle olmus olacagina inaniyorum.
    Mesele maymun meselesi degil.Mesele makro evrim meselesi. Makronun karsilasdigi sorunlari iste böyle cözmeye calisiyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dine mine ne -- 2 Kasım 2016; 0:7:36 >
    _____________________________




  • quote:

    Orijinalden alıntı: dine mine ne

    """""Thomas Henry Huxley
    Yazınıza Torlak Kemal tarafından verilmiş yanıtı okusaydınız olayın arka planının gerçekte ne olduğunu görebilirdiniz.""""""

    Sayin Huxley 2+4=6 eder misalinden bilimsel kanitin nasil olacagini yazdim.Bu olayin ön arka plani yok.
    Yazarak cizerek sadece hipotezler kurulur,bunlar ayri.Bizim derdimiz bilimselik meselsesi.




    O cevap Miralge kullanıcı adlı kişiye verilmişti. Sanırım önceden söylediğiniz gibi alıntıları göremiyorsunuz.
    _____________________________
  • """"""
    Torlak Kemal
    Dine mine ne, sorularıma maalesef tatmin edici cevaplar değil bunlar. Şöyle ki;
    1. "Türleşme olmuyorsa nereden geliyor bunlar" sorumun amacı tartışmayı metafizik platforma çekmek değildi. Türleşmeden başka seçenek olmadığını göstermekti. Aslında metafizik tartışmak istemiyorum ama beni mecbur bırakıyorsun. Türleşme olmuyorsa köpekleri tanrı yaratmıştır dersen dünyanın pek çok yerinde köpeklerin aniden ortaya çıkmış olmaları gerekir. Hadi diğer canlılar aniden yaratıldılar diyelim. Ama köpekler insanlardan sonra ortaya çıktı. Peki böyle bir aniden ortaya çıkışın yazılı/sözlü/efsane/destan şeklinde günümüze gelmiş tek bir delili veya anlatısı var mı?""""""""

    Metafizik?, nerede?, Ben mi yaptım bu işi ?. Köpekler neden aniden ortaya çıkmış olsun canım. Her şeyin bir süreçle olduğunu biliyoruz.Yazılı/sözlü/efsaneler olsa ne yazar, bilim dururken efsanelerden banane. Dişim ağrıdığı zaman doktora gidiyorum efsane okumuyorum, hani okuyarak geçse okuyalım ama bir seyin oldugu yok.Ehhe banane o zaman efsanelerden. Biz her çizilene anlatılana
    Inanırsak ayvayı yedik demektir. Insanlığa bir katkıda bulunmak için bir bilimadamı ömrünü harcıyor, düşün sen koskoca bir Doktor olmuşsun ben sana elimde bir bez parçasıni okuyarak karsina çıkıyorum, üzülmezmiydin.
    _____________________________




  • Torlak Kemal kullanıcısına yanıt
    Evet, benim de en temel motivasyonlarimdan birisi idi bu; burayi okuyan ve hakikaten bilim tartisildigini zanneden insanlarin dezenformasyona ugramasini engellemek. Ama sonra meselenin ic yuzunu farkettim. O yuzden pek zaman ayirmiyorum. DH bilim forumundan Evrim ogrenmek isteyen birinin dezenformasyona ugrama riskini goze aldigi varsayimi ile yaklasiyorum mevzuya.
    Bu arada su videoyu buraya birakayim. Turkce kaynaklardan evrim ogrenmeye calisanlari bekleyen tehlikeyi ve bizim sozde "bilimcileri" ( bilimci: bilim satan kisi ) nasil t*s*k malzemesi haline getirdiklerini biraz su yuzune cikarayim.




    Tube calismaz ise:https://youtu.be/3Febg92cCbk



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mephalay -- 2 Kasım 2016; 3:15:44 >
    _____________________________




  • bunu buraya bırakmak farz olmuş

    http://bilimdili.com/dusunce/tas-parcalar-ureten-kapucin-maymunlari-arkeologlari-saskina-cevirdi/

    maymunlar medeniyete kavuşuyor
    _____________________________
    Lenovo Y500 IdeaPad i7 3630QM GT650M SLI 1TB HDD 16GB SSD
  • quote:

    Orijinalden alıntı: dine mine ne

    """"""
    Torlak Kemal
    Dine mine ne, sorularıma maalesef tatmin edici cevaplar değil bunlar. Şöyle ki;
    1. "Türleşme olmuyorsa nereden geliyor bunlar" sorumun amacı tartışmayı metafizik platforma çekmek değildi. Türleşmeden başka seçenek olmadığını göstermekti. Aslında metafizik tartışmak istemiyorum ama beni mecbur bırakıyorsun. Türleşme olmuyorsa köpekleri tanrı yaratmıştır dersen dünyanın pek çok yerinde köpeklerin aniden ortaya çıkmış olmaları gerekir. Hadi diğer canlılar aniden yaratıldılar diyelim. Ama köpekler insanlardan sonra ortaya çıktı. Peki böyle bir aniden ortaya çıkışın yazılı/sözlü/efsane/destan şeklinde günümüze gelmiş tek bir delili veya anlatısı var mı?""""""""

    Metafizik?, nerede?, Ben mi yaptım bu işi ?. Köpekler neden aniden ortaya çıkmış olsun canım. Her şeyin bir süreçle olduğunu biliyoruz.Yazılı/sözlü/efsaneler olsa ne yazar, bilim dururken efsanelerden banane. Dişim ağrıdığı zaman doktora gidiyorum efsane okumuyorum, hani okuyarak geçse okuyalım ama bir seyin oldugu yok.Ehhe banane o zaman efsanelerden. Biz her çizilene anlatılana
    Inanırsak ayvayı yedik demektir. Insanlığa bir katkıda bulunmak için bir bilimadamı ömrünü harcıyor, düşün sen koskoca bir Doktor olmuşsun ben sana elimde bir bez parçasıni okuyarak karsina çıkıyorum, üzülmezmiydin.


    Tamam o halde, köpeklerin nasıl ortaya çıktığına dair bir açıklama getirmen gerekmiyor mu? Madem aniden ortaya çıkmadılar, o halde nasıl ortaya çıktılar?

    Bu arada diğer sorularım baki.
    _____________________________
    * Din toplumları paternalisttir, ahlakı gelisemez, rasyonelleşemez ve
    bireyleşemez. sekülerleşme olmadan ahlak olmaz.
    * Her insanın içinde bir peygamber uyuklar ve o uyandığında, dünyadaki kötülük
    biraz daha artar. (Emil Michel Cioran)
    * Yearning for the past is usually just the lament of lost youth.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: dine mine ne

    """"Torlak kemal
    Bilimde tesadüf yoksa “Olasılık teorisi” nedir?

    Bilimde tesadüf yoksa olasılık içeren bilgisayar bilimi nasıl mümkün oluyor?

    Bilimde tesadüf yoksa penisilin nasıl bulundu? Bilimdeki diğer tesadüfi buluşları da sayayım mı?

    Bunu uzatabilirim, sana bağlı... """"""""


    1) olasılık teorisi matematiğin kendisidir. Matematikte bilimin kendisidir.

    2) İstatistik ve Bilgisayar Bilimleri Bölümünün dersleri matematik, bilgisayar ve istatistik .matematik tesadüf değildir, bilim sadece tesadüfü ele alır. Matematik tesadüfü ele alıyor sadece bu yüzden buradan Bilimde tesadüf vardir anlami cikmaz. Tesadüfleri hesaplamak başka matematikde tesadüfdür demek bambaşka.

    3) penisilini bulan da Sonuçta bir insan, Sonuçta o da tesadüfe uğrayabilir. Insanların zaman zaman tesadüfe uğramaları bilimin kendisi ile bağlantılı değildir ki.Tesadüf bilime toslaya bilir, bu ayri, Bilimin tesadüfü masaya yatirmasi ayri.Tesadüfün bilinci yoktur
    Ama bilimin bir bilinci vardir.Bilimin bir bilinci oldugu icin zaten her seyi bilmek ister.Bilimin kendisi tesadüfe ugramasi baska bilimin Tesadüfle islemesi baska.Bilim tesadüfle degil elde ettigi bilgiler ile yoluna devam eder,zaman zaman tesadüfe ugramasi bilimde tesadüf var sonucu cikmaz.Yapma gözünü seveyim.


    Bence burada kafa karışıklığı var.

    1) Farketmez, bilim olasıl ve tesadüflerle uğraşır ve kuramlarında kullanır. Matematikte olasılığın önemi ise çok çok daha büyüktür.

    2) Bilgisayar programcılığında rastgele değişkenler (random variables) uygulama geliştirmenin olmazsa olmaz araçlarındandır. Turbo Pascal, Visual basic ve assembly ile uygulama geliştirdiğim için biliyorum. Yani bunun için kaynak göstermeme dahi gerek yok.
    Kısa bir özetle geçeyim:
    Rastgele değişkenler temelde ikiye ayrılır: Kesintili rastgele değişkenler ve sürekli rastgele değişkenler. Araştır istersen. Bilgisayar programcılığında rastgelelik ve olasılık dağılımları olmasaydı, oyun yazmak çoğu durumda mümkün dahi olmazdı.

    3) Sen bilimde tesadüfün yeri yoktur dedin. Ben de sana bilimde tesadüfün olduğunu gösterdim. Bu sadece bir örnekti.

    4) Heisenberg'in belirsizlik ilkesini ne yaptın? Bu ilke olmasaydı atomların boyutunu hesaplayamayacaktık en basitinden. Bu ilke olmasaydı, bugünkü elektronik ve bilgisayar teknolojisi olmazdı çünkü Quantum Mekaniği tamamen bu ilke üzerine kuruludur ve quantum mekaniği olmadan ne bugünkü elektronik ne de bilgisayarlar olabilirdi. Keza bu ilkenin matematikteki kullanımı sayesinde elektronikte sinyal işleme ve optikte yaygın olarak kullanılıyor.

    5) Quantum tünellemeyi yani radyoaktiviteyi ne yaptın? Onu da es geçmişsin.

    Bilimde tesadüfün yeri yoktur demek bilimi bilmemekle eşdeğer tutulabilir bir açıdan. Sandığının aksine bilimde tesadüfün hatrı sayılır bir yeri vardır.
    _____________________________
    * Din toplumları paternalisttir, ahlakı gelisemez, rasyonelleşemez ve
    bireyleşemez. sekülerleşme olmadan ahlak olmaz.
    * Her insanın içinde bir peygamber uyuklar ve o uyandığında, dünyadaki kötülük
    biraz daha artar. (Emil Michel Cioran)
    * Yearning for the past is usually just the lament of lost youth.




  • Torlak Kemal hocam. Bütün bu fantastik matematik hesapları sizden mi çıkıyor, yoksa bi yerlerden okuyup buraya mı aktarıyosunuz? Daha önce, protein havuzu hesabında, ortamda 575 aminoasitli proteinler bulunduğu için, 576 aminoasitli hemoglobinin oluşma ihtimali 20'de birdir şeklinde, fantastik bir matematiksek çıkarım yaptığınızda, ortamda 575 aminoasitli proteinin bulunma ihtimali, 20 üzeri 575'de bir olduğu gerçeğini size söylemiştim. Şimdi de benzer bir yöntemle, imkansızı, mümkün hale getirmeye çalışmışsınız.

    Düşünün ki elimdeki zarı attığımda 6 gelme ihtimali 6'da 1. İki kişi zar attığımızda, iki ihtimalin denk gelme olasılığı, ikisinin çarpımına eşittir. Yani 36'da 1'dir. Bu kadar kişiyi bulmak kolay ama 3 tane 6 denk getirmek istediğimde, 216 kişi bulmam gerekir. Çok değil, sadece 13 tane 6 yakalamak istediğimde, 13 milyar kişiyle zar atmam gerekir. Altı üstü 13 tane 6 denk getirmek istiyorum ama, tüm dünyaya zar attıtmam lazım. Peki 20 çeşit aninoasitten 576 tanesini, istediğim sırada dizilmiş olarak görmem için ne lazım? 20 üzeri 575 tane aminoasidi birleştirmem lazım. Görüldüğü üzere, ben 4 tane 6'yı görmeyi garantilemek için, 900 kişiye zar attırmak zorunda kalıyosam, 576 tane aminoasidi, doğru sıralanmış olarak görmek için 20 üzeri 575 tane aminoasidi reaksiyona sokmam lazım. Bu kadar aminoasit, evrendeki tüm atom sayısına eşit olduğuna göre, ortaya çıkan sonuç, imkansızın da ötesindedir.

    Mutasyon konusuna gelirsek, elbette ben de mutasyonların sadece bir harf değişimi şeklinde olacağını iddia etmiyorum. 100 harf, 1000 harf de değişebilir. Ancak ben tek bir doğru harfin bile değişme olasılığının imkansızlığını göstermek istedim. Çoklu değişimleri hesaplamaya kalkarsak, işin içine permutasyon ve kombünasyon girer. Rafta duran 5 kitaptan, 1 tanesinin değişme ihtimali 5'te 1'dir. Ancak bu 5 kitaptan 3 tanesinin kaç farklı şekilde dizileceğini hesapladığımızda, 5 faktöriyel bölü, 5 eksi 3 faktoriyel hesabını yapmamız gerekir. Sonuç 60'ta 1 ihtimaldir. 3 milyar harf çiftinden oluşan Dna içerisinde 1.000 harflik bir bloğun kaç farklı şekilde değişebileceği ihtimali, 3 milyar faktöriyel bölü, 3 milyar eksi 1.000 faktöriyeldir. Bu sayının nasık bir sayı olduğunu hayal edebilmek için, yakın bir benzetme yapmak gerekirse, 2 milyar 999 milyon 999 bin rakamını, kendisiyle 1.000 kere çarpmamız gerekir. Yani sayı 3 milyar üzeri 1.000 gibi bir rakam olacaktır. Sonraki nesile 60 mutasyon bıraktığını iddia ettiğiniz insanın, tek bir proteinin bile değişmesi için, evrenin yaşı olan 13 milyarı yan yana 500 kere yazıp çarpmanız lazım. İnsanın en yakın akrabası olduğunu iddia ettiğiniz Homonun laneti gibi türlerin Dna'ları bize %99,999 oranında benzerlik gösterse bile, sonraki nesle bırakılan 60 mutasyonla, böylesi bir tür değişimi imkansızdır. Kaldı ki dünyamızdaki mikyonlarca tür canlının, böylesi astronomik rakamlı ihtimallerle tür değiştirdiğini iddia etmek, resmen bilime ve matematiğe hakarettir.

    Kaldı ki zaten, insanlık tarihinin en önemli bilimsel projelerinden biri sayılan, insan genomu projesinin başındaki isim, Francis Collins "Tanrıdan sonra insan genini ilk gören insan benim" diyerek, bu kodun kendiliğinden oluşamıyacağını söylemiştir. Türleşmenin ve ilk canlının oluşumunun, tesadüflere bağlandığı evrim anlayışı, bilimsel olmaktan uzak olmasının yanında, aynı zamanda bilimle de çelişmektedir.undefined



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kingman29 -- 3 Kasım 2016; 2:09:39 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    Aptallık ve dahilik arasındaki en önemli fark , dahiliğin bir sınırı olmasıdır.-Einstein




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kingman29

    Torlak Kemal hocam. Bütün bu fantastik matematik hesapları sizden mi çıkıyor, yoksa bi yerlerden okuyup buraya mı aktarıyosunuz? Daha önce, protein havuzu hesabında, ortamda 575 aminoasitli proteinler bulunduğu için, 576 aminoasitli hemoglobinin oluşma ihtimali 20'de birdir şeklinde, fantastik bir matematiksek çıkarım yaptığınızda, ortamda 575 aminoasitli proteinin bulunma ihtimali, 20 üzeri 575'de bir olduğu gerçeğini size söylemiştim. Şimdi de benzer bir yöntemle, imkansızı, mümkün hale getirmeye çalışmışsınız.

    Düşünün ki elimdeki zarı attığımda 6 gelme ihtimali 6'da 1. İki kişi zar attığımızda, iki ihtimalin denk gelme olasılığı, ikisinin çarpımına eşittir. Yani 36'da 1'dir. Bu kadar kişiyi bulmak kolay ama 3 tane 6 denk getirmek istediğimde, 216 kişi bulmam gerekir. Çok değil, sadece 13 tane 6 yakalamak istediğimde, 13 milyar kişiyle zar atmam gerekir. Altı üstü 13 tane 6 denk getirmek istiyorum ama, tüm dünyaya zar attıtmam lazım. Peki 20 çeşit aninoasitten 576 tanesini, istediğim sırada dizilmiş olarak görmem için ne lazım? 20 üzeri 575 tane aminoasidi birleştirmem lazım. Görüldüğü üzere, ben 4 tane 6'yı görmeyi garantilemek için, 900 kişiye zar attırmak zorunda kalıyosam, 576 tane aminoasidi, doğru sıralanmış olarak görmek için 20 üzeri 575 tane aminoasidi reaksiyona sokmam lazım. Bu kadar aminoasit, evrendeki tüm atom sayısına eşit olduğuna göre, ortaya çıkan sonuç, imkansızın da ötesindedir.

    Mutasyon konusuna gelirsek, elbette ben de mutasyonların sadece bir harf değişimi şeklinde olacağını iddia etmiyorum. 100 harf, 1000 harf de değişebilir. Ancak ben tek bir doğru harfin bile değişme olasılığının imkansızlığını göstermek istedim. Çoklu değişimleri hesaplamaya kalkarsak, işin içine permutasyon ve kombünasyon girer. Rafta duran 5 kitaptan, 1 tanesinin değişme ihtimali 5'te 1'dir. Ancak bu 5 kitaptan 3 tanesinin kaç farklı şekilde dizileceğini hesapladığımızda, 5 faktöriyel bölü, 5 eksi 3 faktoriyel hesabını yapmamız gerekir. Sonuç 60'ta 1 ihtimaldir. 3 milyar harf çiftinden oluşan Dna içerisinde 1.000 harflik bir bloğun kaç farklı şekilde değişebileceği ihtimali, 3 milyar faktöriyel bölü, 3 milyar eksi 1.000 faktöriyeldir. Bu sayının nasık bir sayı olduğunu hayal edebilmek için, yakın bir benzetme yapmak gerekirse, 2 milyar 999 milyon 999 bin rakamını, kendisiyle 1.000 kere çarpmamız gerekir. Yani sayı 3 milyar üzeri 1.000 gibi bir rakam olacaktır. Sonraki nesile 60 mutasyon bıraktığını iddia ettiğiniz insanın, tek bir proteinin bile değişmesi için, evrenin yaşı olan 13 milyarı yan yana 500 kere yazıp çarpmanız lazım. İnsanın en yakın akrabası olduğunu iddia ettiğiniz Homonun laneti gibi türlerin Dna'ları bize %99,999 oranında benzerlik gösterse bile, sonraki nesle bırakılan 60 mutasyonla, böylesi bir tür değişimi imkansızdır. Kaldı ki dünyamızdaki mikyonlarca tür canlının, böylesi astronomik rakamlı ihtimallerle tür değiştirdiğini iddia etmek, resmen bilime ve matematiğe hakarettir.

    Kaldı ki zaten, insanlık tarihinin en önemli bilimsel projelerinden biri sayılan, insan genomu projesinin başındaki isim, Francis Collins "Tanrıdan sonra insan genini ilk gören insan benim" diyerek, bu kodun kendiliğinden oluşamıyacağını söylemiştir. Türleşmenin ve ilk canlının oluşumunun, tesadüflere bağlandığı evrim anlayışı, bilimsel olmaktan uzak olmasının yanında, aynı zamanda bilimle de çelişmektedir.undefined

    Bak hala anlamıyorsun, %99.9999999 diye saçmalayıp duruyorsun. Kasıtlı mı yoksa sıkıntıların mı var?


    İki rastgele insan arasındaki farklı baz çiftlerinin sayısı 3 ile 12 milyon arasında değişir. Nasıl değişti 3 milyon baz çifti? Senin hesaba göre herkes kendini klonluyor, organizma çeşitlilik yaratmak için hiçbir şey yapmıyor. Hadi evrime inanmıyorum Kuran'da yazmıyor diyorsun, sekse de mi inanmıyorsun birader??



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lews Therin Telamon -- 3 Kasım 2016; 9:42:02 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    Alea iacta est




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    quote:

    Orijinalden alıntı: kingman29

    Torlak Kemal hocam. Bütün bu fantastik matematik hesapları sizden mi çıkıyor, yoksa bi yerlerden okuyup buraya mı aktarıyosunuz? Daha önce, protein havuzu hesabında, ortamda 575 aminoasitli proteinler bulunduğu için, 576 aminoasitli hemoglobinin oluşma ihtimali 20'de birdir şeklinde, fantastik bir matematiksek çıkarım yaptığınızda, ortamda 575 aminoasitli proteinin bulunma ihtimali, 20 üzeri 575'de bir olduğu gerçeğini size söylemiştim. Şimdi de benzer bir yöntemle, imkansızı, mümkün hale getirmeye çalışmışsınız.

    Düşünün ki elimdeki zarı attığımda 6 gelme ihtimali 6'da 1. İki kişi zar attığımızda, iki ihtimalin denk gelme olasılığı, ikisinin çarpımına eşittir. Yani 36'da 1'dir. Bu kadar kişiyi bulmak kolay ama 3 tane 6 denk getirmek istediğimde, 216 kişi bulmam gerekir. Çok değil, sadece 13 tane 6 yakalamak istediğimde, 13 milyar kişiyle zar atmam gerekir. Altı üstü 13 tane 6 denk getirmek istiyorum ama, tüm dünyaya zar attıtmam lazım. Peki 20 çeşit aninoasitten 576 tanesini, istediğim sırada dizilmiş olarak görmem için ne lazım? 20 üzeri 575 tane aminoasidi birleştirmem lazım. Görüldüğü üzere, ben 4 tane 6'yı görmeyi garantilemek için, 900 kişiye zar attırmak zorunda kalıyosam, 576 tane aminoasidi, doğru sıralanmış olarak görmek için 20 üzeri 575 tane aminoasidi reaksiyona sokmam lazım. Bu kadar aminoasit, evrendeki tüm atom sayısına eşit olduğuna göre, ortaya çıkan sonuç, imkansızın da ötesindedir.

    Mutasyon konusuna gelirsek, elbette ben de mutasyonların sadece bir harf değişimi şeklinde olacağını iddia etmiyorum. 100 harf, 1000 harf de değişebilir. Ancak ben tek bir doğru harfin bile değişme olasılığının imkansızlığını göstermek istedim. Çoklu değişimleri hesaplamaya kalkarsak, işin içine permutasyon ve kombünasyon girer. Rafta duran 5 kitaptan, 1 tanesinin değişme ihtimali 5'te 1'dir. Ancak bu 5 kitaptan 3 tanesinin kaç farklı şekilde dizileceğini hesapladığımızda, 5 faktöriyel bölü, 5 eksi 3 faktoriyel hesabını yapmamız gerekir. Sonuç 60'ta 1 ihtimaldir. 3 milyar harf çiftinden oluşan Dna içerisinde 1.000 harflik bir bloğun kaç farklı şekilde değişebileceği ihtimali, 3 milyar faktöriyel bölü, 3 milyar eksi 1.000 faktöriyeldir. Bu sayının nasık bir sayı olduğunu hayal edebilmek için, yakın bir benzetme yapmak gerekirse, 2 milyar 999 milyon 999 bin rakamını, kendisiyle 1.000 kere çarpmamız gerekir. Yani sayı 3 milyar üzeri 1.000 gibi bir rakam olacaktır. Sonraki nesile 60 mutasyon bıraktığını iddia ettiğiniz insanın, tek bir proteinin bile değişmesi için, evrenin yaşı olan 13 milyarı yan yana 500 kere yazıp çarpmanız lazım. İnsanın en yakın akrabası olduğunu iddia ettiğiniz Homonun laneti gibi türlerin Dna'ları bize %99,999 oranında benzerlik gösterse bile, sonraki nesle bırakılan 60 mutasyonla, böylesi bir tür değişimi imkansızdır. Kaldı ki dünyamızdaki mikyonlarca tür canlının, böylesi astronomik rakamlı ihtimallerle tür değiştirdiğini iddia etmek, resmen bilime ve matematiğe hakarettir.

    Kaldı ki zaten, insanlık tarihinin en önemli bilimsel projelerinden biri sayılan, insan genomu projesinin başındaki isim, Francis Collins "Tanrıdan sonra insan genini ilk gören insan benim" diyerek, bu kodun kendiliğinden oluşamıyacağını söylemiştir. Türleşmenin ve ilk canlının oluşumunun, tesadüflere bağlandığı evrim anlayışı, bilimsel olmaktan uzak olmasının yanında, aynı zamanda bilimle de çelişmektedir.undefined

    Bak hala anlamıyorsun, %99.9999999 diye saçmalayıp duruyorsun. Kasıtlı mı yoksa sıkıntıların mı var?


    İki rastgele insan arasındaki farklı baz çiftlerinin sayısı 3 ile 12 milyon arasında değişir. Nasıl değişti 3 milyon baz çifti? Senin hesaba göre herkes kendini klonluyor, organizma çeşitlilik yaratmak için hiçbir şey yapmıyor. Hadi evrime inanmıyorum Kuran'da yazmıyor diyorsun, sekse de mi inanmıyorsun birader??

    Sekse de mi inanmiyon birader.puahhahahahah

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________




  • quote:

    Matematikte 10^50de birden küçük olasılıklar yok kabul edilir

    Yazimda sadece bu sacmaliga deginecegim, evrimle ilgili bir sey pek yok.
    Bunu bulabileceginiz bir kac ornek web-sitesi vereyim once:
    http://www.evrenvebilim.com/paralel_evren.html
    http://www.darwinizminsonu.com/m_biyoloji_03.html
    http://www.radikal.com.tr/hayat/cinsel-aliskanliklarimizi-maymunlardan-mi-aldik-958819/
    http://www.canertaslaman.com/2011/12/tasarim-delili-bir-kur%E2%80%99an-delilinin-modern-bilimlerin-isiginda-degerlendirilmesi/ ----> Ustun matematikci Caner Tastamam'dan geliyor bir matematik hatasi daha.

    Goruldugu gibi yaratilisci zihniyetin, direkt sonuca atlayip gerekli bilgiyi absorbe etmeden elde ettigi hatali ve manipulatif sonuclar. Websitelerinden anlayabilirsiniz zaten.
    Peki bunu nereden buluyorlar ? Tabi ki kendileri hesaplamiyorlar. Unlu matematikci Borel'den. Borel'in iddiasina gore, cok dusuk olasilikta bir seyi gozardi edebiliriz. Kendisi bu sayiyi 1/10^50 olarak bulmus. Bu, "imkansiz" demek degildir.
    Bunun imkansiz oldugunu dusunuyorsaniz, her aksam bundan daha imkansiz bir olaya sahit olabilirsiniz. Andromeda galaksisinden yola cikan bir fotonun, sizin goz merceginize denk gelme ihtimali 8.1 · 10−51 olarak hesaplanmis. (http://rationalwiki.org/wiki/Borel's_Law ) Bakin aksam, andromedayi gorebilecek misiniz ? Imkansiz goremezsiniz, cunku gozunuze perde ceki.. Yok, o degil.
    Pek de imkansiz degil degil mi ? Neden degil -> Cunku Andromeda'dan cikan bir fotonun goz merceginize gelme ihtimalinin kac defa denendigi. Yani bir enerji kaynagindan yayilan fotonlardan bir tanesinin degil, arka arkaya cogunun gelmesi gerekli ki retinada bu goruntu devamli sekilde olussun. Planck sabitine gore standart bir isik kaynagindan saniyede 10 uzeri 24 tane foton yayiliyor. (https://en.wikipedia.org/wiki/Photon_energy ) Peki tum Androme'dan, saniyede kac tane foton yayiliyordur sizce ? Dedigim gibi, ihtimal olayin gerceklesi hakkinda fikir verir ama kac kere denendigi de bir o kadar fikir verir. Andromeda'nin bize en yakin galaksi oldugunu da hatirlatirim. Gorebildigimiz ve bize daha uzak galaksilerle ilgili hesabi ve dusunceyi size birakiyorum.
    Ornegin kriptografide, uygulanan metoda gore 1/2^128 ihtimal ihmal edilebilecek bir sayi olarak nitelendirilir. Bazi algoritmalar icin bu sayi 1/2^256 dir.
    Bu sayilarin tam olarak nasil bir sey oldugunu yazarak gostereyim:
    10^50 ( yaratiliscilarin yanlis matematik hesabi ) = 100000000000000000000000000000000000000000000000000
    2^256 = 115792089237316195423570985008687907853269984665640564039457584007913129639936
    2^128 = 340282366920938463463374607431768211456

    Gunumuz super bilgisayarlari kullanilarak yapilan kriptografi hesaplarina gore bunlar "guvenli olarak" kabul edilen degerler. Evrensel, kozmolojik bir sabit degiller. Ornegin Dembski'nin hesaplamalarina gore evrensel sayi 1/10^150. Dembski de yaratilisci birisi bu arada. Yani bu sayilar matematikcilerin uzerinde hem fikir oldugu kabul goren seyler degiller, arastiran bazi azinliktaki yaratiliscilarin ulastiklari farklilik gosteren sayilar.
    Bunu yaratilis ile ilgili "Probability Bound" konusunu arastirarak da gorebilirsiniz. (https://en.wikipedia.org/wiki/Universal_probability_bound )

    Bir olayin gerceklesme ihtimali baska sey; gerceklesmesi baska sey. Gerceklesme ihtimali 0'dan buyuk bir sayi ise eger, bunun meydana gelmesi ne kadar denediginize gore degisen bir fonksiyon.
    Lutfen g*tumuzden kuramlar uydurmayalim, biraz arastiralim dogru mu bu diye.
    Canel Tastamam bile yapmamisken bunu, burada yazanlardan beklemek de tabi biraz zor ama ben yine rica edecegim.

    Matematiksel olarak bir olayin meydana gelme ihtimalinin olmamasi demek, ihtimalin 0 olmasi demektir. 0'dan buyukse, ne kadar denendigine bakar.
    Evrende oyle bir "olay" vardir ki, gerceklesme ihtimali 0.9999 olmasina ragmen defalarca denenmesine ragmen gerceklesmemis olsun.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mephalay -- 3 Kasım 2016; 16:33:21 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________




  • Okuyacağım

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    quote:

    Orijinalden alıntı: kingman29

    Torlak Kemal hocam. Bütün bu fantastik matematik hesapları sizden mi çıkıyor, yoksa bi yerlerden okuyup buraya mı aktarıyosunuz? Daha önce, protein havuzu hesabında, ortamda 575 aminoasitli proteinler bulunduğu için, 576 aminoasitli hemoglobinin oluşma ihtimali 20'de birdir şeklinde, fantastik bir matematiksek çıkarım yaptığınızda, ortamda 575 aminoasitli proteinin bulunma ihtimali, 20 üzeri 575'de bir olduğu gerçeğini size söylemiştim. Şimdi de benzer bir yöntemle, imkansızı, mümkün hale getirmeye çalışmışsınız.

    Düşünün ki elimdeki zarı attığımda 6 gelme ihtimali 6'da 1. İki kişi zar attığımızda, iki ihtimalin denk gelme olasılığı, ikisinin çarpımına eşittir. Yani 36'da 1'dir. Bu kadar kişiyi bulmak kolay ama 3 tane 6 denk getirmek istediğimde, 216 kişi bulmam gerekir. Çok değil, sadece 13 tane 6 yakalamak istediğimde, 13 milyar kişiyle zar atmam gerekir. Altı üstü 13 tane 6 denk getirmek istiyorum ama, tüm dünyaya zar attıtmam lazım. Peki 20 çeşit aninoasitten 576 tanesini, istediğim sırada dizilmiş olarak görmem için ne lazım? 20 üzeri 575 tane aminoasidi birleştirmem lazım. Görüldüğü üzere, ben 4 tane 6'yı görmeyi garantilemek için, 900 kişiye zar attırmak zorunda kalıyosam, 576 tane aminoasidi, doğru sıralanmış olarak görmek için 20 üzeri 575 tane aminoasidi reaksiyona sokmam lazım. Bu kadar aminoasit, evrendeki tüm atom sayısına eşit olduğuna göre, ortaya çıkan sonuç, imkansızın da ötesindedir.

    Mutasyon konusuna gelirsek, elbette ben de mutasyonların sadece bir harf değişimi şeklinde olacağını iddia etmiyorum. 100 harf, 1000 harf de değişebilir. Ancak ben tek bir doğru harfin bile değişme olasılığının imkansızlığını göstermek istedim. Çoklu değişimleri hesaplamaya kalkarsak, işin içine permutasyon ve kombünasyon girer. Rafta duran 5 kitaptan, 1 tanesinin değişme ihtimali 5'te 1'dir. Ancak bu 5 kitaptan 3 tanesinin kaç farklı şekilde dizileceğini hesapladığımızda, 5 faktöriyel bölü, 5 eksi 3 faktoriyel hesabını yapmamız gerekir. Sonuç 60'ta 1 ihtimaldir. 3 milyar harf çiftinden oluşan Dna içerisinde 1.000 harflik bir bloğun kaç farklı şekilde değişebileceği ihtimali, 3 milyar faktöriyel bölü, 3 milyar eksi 1.000 faktöriyeldir. Bu sayının nasık bir sayı olduğunu hayal edebilmek için, yakın bir benzetme yapmak gerekirse, 2 milyar 999 milyon 999 bin rakamını, kendisiyle 1.000 kere çarpmamız gerekir. Yani sayı 3 milyar üzeri 1.000 gibi bir rakam olacaktır. Sonraki nesile 60 mutasyon bıraktığını iddia ettiğiniz insanın, tek bir proteinin bile değişmesi için, evrenin yaşı olan 13 milyarı yan yana 500 kere yazıp çarpmanız lazım. İnsanın en yakın akrabası olduğunu iddia ettiğiniz Homonun laneti gibi türlerin Dna'ları bize %99,999 oranında benzerlik gösterse bile, sonraki nesle bırakılan 60 mutasyonla, böylesi bir tür değişimi imkansızdır. Kaldı ki dünyamızdaki mikyonlarca tür canlının, böylesi astronomik rakamlı ihtimallerle tür değiştirdiğini iddia etmek, resmen bilime ve matematiğe hakarettir.

    Kaldı ki zaten, insanlık tarihinin en önemli bilimsel projelerinden biri sayılan, insan genomu projesinin başındaki isim, Francis Collins "Tanrıdan sonra insan genini ilk gören insan benim" diyerek, bu kodun kendiliğinden oluşamıyacağını söylemiştir. Türleşmenin ve ilk canlının oluşumunun, tesadüflere bağlandığı evrim anlayışı, bilimsel olmaktan uzak olmasının yanında, aynı zamanda bilimle de çelişmektedir.undefined

    Bak hala anlamıyorsun, %99.9999999 diye saçmalayıp duruyorsun. Kasıtlı mı yoksa sıkıntıların mı var?


    İki rastgele insan arasındaki farklı baz çiftlerinin sayısı 3 ile 12 milyon arasında değişir. Nasıl değişti 3 milyon baz çifti? Senin hesaba göre herkes kendini klonluyor, organizma çeşitlilik yaratmak için hiçbir şey yapmıyor. Hadi evrime inanmıyorum Kuran'da yazmıyor diyorsun, sekse de mi inanmıyorsun birader??

    Baz farklılığı eşeyli üreme yüzünden değil mi? DNA rastgele karıştırılıyor di mi? O yüzden tür içinde çeşitlilik oluyor. Peki zamanla bu birikerek farklı bir türe dönüşme olabilir mi?
    _____________________________
    Just tell me it's not over...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    quote:

    Orijinalden alıntı: kingman29

    Torlak Kemal hocam. Bütün bu fantastik matematik hesapları sizden mi çıkıyor, yoksa bi yerlerden okuyup buraya mı aktarıyosunuz? Daha önce, protein havuzu hesabında, ortamda 575 aminoasitli proteinler bulunduğu için, 576 aminoasitli hemoglobinin oluşma ihtimali 20'de birdir şeklinde, fantastik bir matematiksek çıkarım yaptığınızda, ortamda 575 aminoasitli proteinin bulunma ihtimali, 20 üzeri 575'de bir olduğu gerçeğini size söylemiştim. Şimdi de benzer bir yöntemle, imkansızı, mümkün hale getirmeye çalışmışsınız.

    Düşünün ki elimdeki zarı attığımda 6 gelme ihtimali 6'da 1. İki kişi zar attığımızda, iki ihtimalin denk gelme olasılığı, ikisinin çarpımına eşittir. Yani 36'da 1'dir. Bu kadar kişiyi bulmak kolay ama 3 tane 6 denk getirmek istediğimde, 216 kişi bulmam gerekir. Çok değil, sadece 13 tane 6 yakalamak istediğimde, 13 milyar kişiyle zar atmam gerekir. Altı üstü 13 tane 6 denk getirmek istiyorum ama, tüm dünyaya zar attıtmam lazım. Peki 20 çeşit aninoasitten 576 tanesini, istediğim sırada dizilmiş olarak görmem için ne lazım? 20 üzeri 575 tane aminoasidi birleştirmem lazım. Görüldüğü üzere, ben 4 tane 6'yı görmeyi garantilemek için, 900 kişiye zar attırmak zorunda kalıyosam, 576 tane aminoasidi, doğru sıralanmış olarak görmek için 20 üzeri 575 tane aminoasidi reaksiyona sokmam lazım. Bu kadar aminoasit, evrendeki tüm atom sayısına eşit olduğuna göre, ortaya çıkan sonuç, imkansızın da ötesindedir.

    Mutasyon konusuna gelirsek, elbette ben de mutasyonların sadece bir harf değişimi şeklinde olacağını iddia etmiyorum. 100 harf, 1000 harf de değişebilir. Ancak ben tek bir doğru harfin bile değişme olasılığının imkansızlığını göstermek istedim. Çoklu değişimleri hesaplamaya kalkarsak, işin içine permutasyon ve kombünasyon girer. Rafta duran 5 kitaptan, 1 tanesinin değişme ihtimali 5'te 1'dir. Ancak bu 5 kitaptan 3 tanesinin kaç farklı şekilde dizileceğini hesapladığımızda, 5 faktöriyel bölü, 5 eksi 3 faktoriyel hesabını yapmamız gerekir. Sonuç 60'ta 1 ihtimaldir. 3 milyar harf çiftinden oluşan Dna içerisinde 1.000 harflik bir bloğun kaç farklı şekilde değişebileceği ihtimali, 3 milyar faktöriyel bölü, 3 milyar eksi 1.000 faktöriyeldir. Bu sayının nasık bir sayı olduğunu hayal edebilmek için, yakın bir benzetme yapmak gerekirse, 2 milyar 999 milyon 999 bin rakamını, kendisiyle 1.000 kere çarpmamız gerekir. Yani sayı 3 milyar üzeri 1.000 gibi bir rakam olacaktır. Sonraki nesile 60 mutasyon bıraktığını iddia ettiğiniz insanın, tek bir proteinin bile değişmesi için, evrenin yaşı olan 13 milyarı yan yana 500 kere yazıp çarpmanız lazım. İnsanın en yakın akrabası olduğunu iddia ettiğiniz Homonun laneti gibi türlerin Dna'ları bize %99,999 oranında benzerlik gösterse bile, sonraki nesle bırakılan 60 mutasyonla, böylesi bir tür değişimi imkansızdır. Kaldı ki dünyamızdaki mikyonlarca tür canlının, böylesi astronomik rakamlı ihtimallerle tür değiştirdiğini iddia etmek, resmen bilime ve matematiğe hakarettir.

    Kaldı ki zaten, insanlık tarihinin en önemli bilimsel projelerinden biri sayılan, insan genomu projesinin başındaki isim, Francis Collins "Tanrıdan sonra insan genini ilk gören insan benim" diyerek, bu kodun kendiliğinden oluşamıyacağını söylemiştir. Türleşmenin ve ilk canlının oluşumunun, tesadüflere bağlandığı evrim anlayışı, bilimsel olmaktan uzak olmasının yanında, aynı zamanda bilimle de çelişmektedir.undefined

    Bak hala anlamıyorsun, %99.9999999 diye saçmalayıp duruyorsun. Kasıtlı mı yoksa sıkıntıların mı var?


    İki rastgele insan arasındaki farklı baz çiftlerinin sayısı 3 ile 12 milyon arasında değişir. Nasıl değişti 3 milyon baz çifti? Senin hesaba göre herkes kendini klonluyor, organizma çeşitlilik yaratmak için hiçbir şey yapmıyor. Hadi evrime inanmıyorum Kuran'da yazmıyor diyorsun, sekse de mi inanmıyorsun birader??

    Baz farklılığı eşeyli üreme yüzünden değil mi? DNA rastgele karıştırılıyor di mi? O yüzden tür içinde çeşitlilik oluyor. Peki zamanla bu birikerek farklı bir türe dönüşme olabilir mi?

    Birikerek başka türe dönüşmek diye bir şey yok. XP toplayıp level atlamıyor canlı. Her şey süreklilik içinde oluyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    Alea iacta est




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    quote:

    Orijinalden alıntı: kingman29

    Torlak Kemal hocam. Bütün bu fantastik matematik hesapları sizden mi çıkıyor, yoksa bi yerlerden okuyup buraya mı aktarıyosunuz? Daha önce, protein havuzu hesabında, ortamda 575 aminoasitli proteinler bulunduğu için, 576 aminoasitli hemoglobinin oluşma ihtimali 20'de birdir şeklinde, fantastik bir matematiksek çıkarım yaptığınızda, ortamda 575 aminoasitli proteinin bulunma ihtimali, 20 üzeri 575'de bir olduğu gerçeğini size söylemiştim. Şimdi de benzer bir yöntemle, imkansızı, mümkün hale getirmeye çalışmışsınız.

    Düşünün ki elimdeki zarı attığımda 6 gelme ihtimali 6'da 1. İki kişi zar attığımızda, iki ihtimalin denk gelme olasılığı, ikisinin çarpımına eşittir. Yani 36'da 1'dir. Bu kadar kişiyi bulmak kolay ama 3 tane 6 denk getirmek istediğimde, 216 kişi bulmam gerekir. Çok değil, sadece 13 tane 6 yakalamak istediğimde, 13 milyar kişiyle zar atmam gerekir. Altı üstü 13 tane 6 denk getirmek istiyorum ama, tüm dünyaya zar attıtmam lazım. Peki 20 çeşit aninoasitten 576 tanesini, istediğim sırada dizilmiş olarak görmem için ne lazım? 20 üzeri 575 tane aminoasidi birleştirmem lazım. Görüldüğü üzere, ben 4 tane 6'yı görmeyi garantilemek için, 900 kişiye zar attırmak zorunda kalıyosam, 576 tane aminoasidi, doğru sıralanmış olarak görmek için 20 üzeri 575 tane aminoasidi reaksiyona sokmam lazım. Bu kadar aminoasit, evrendeki tüm atom sayısına eşit olduğuna göre, ortaya çıkan sonuç, imkansızın da ötesindedir.

    Mutasyon konusuna gelirsek, elbette ben de mutasyonların sadece bir harf değişimi şeklinde olacağını iddia etmiyorum. 100 harf, 1000 harf de değişebilir. Ancak ben tek bir doğru harfin bile değişme olasılığının imkansızlığını göstermek istedim. Çoklu değişimleri hesaplamaya kalkarsak, işin içine permutasyon ve kombünasyon girer. Rafta duran 5 kitaptan, 1 tanesinin değişme ihtimali 5'te 1'dir. Ancak bu 5 kitaptan 3 tanesinin kaç farklı şekilde dizileceğini hesapladığımızda, 5 faktöriyel bölü, 5 eksi 3 faktoriyel hesabını yapmamız gerekir. Sonuç 60'ta 1 ihtimaldir. 3 milyar harf çiftinden oluşan Dna içerisinde 1.000 harflik bir bloğun kaç farklı şekilde değişebileceği ihtimali, 3 milyar faktöriyel bölü, 3 milyar eksi 1.000 faktöriyeldir. Bu sayının nasık bir sayı olduğunu hayal edebilmek için, yakın bir benzetme yapmak gerekirse, 2 milyar 999 milyon 999 bin rakamını, kendisiyle 1.000 kere çarpmamız gerekir. Yani sayı 3 milyar üzeri 1.000 gibi bir rakam olacaktır. Sonraki nesile 60 mutasyon bıraktığını iddia ettiğiniz insanın, tek bir proteinin bile değişmesi için, evrenin yaşı olan 13 milyarı yan yana 500 kere yazıp çarpmanız lazım. İnsanın en yakın akrabası olduğunu iddia ettiğiniz Homonun laneti gibi türlerin Dna'ları bize %99,999 oranında benzerlik gösterse bile, sonraki nesle bırakılan 60 mutasyonla, böylesi bir tür değişimi imkansızdır. Kaldı ki dünyamızdaki mikyonlarca tür canlının, böylesi astronomik rakamlı ihtimallerle tür değiştirdiğini iddia etmek, resmen bilime ve matematiğe hakarettir.

    Kaldı ki zaten, insanlık tarihinin en önemli bilimsel projelerinden biri sayılan, insan genomu projesinin başındaki isim, Francis Collins "Tanrıdan sonra insan genini ilk gören insan benim" diyerek, bu kodun kendiliğinden oluşamıyacağını söylemiştir. Türleşmenin ve ilk canlının oluşumunun, tesadüflere bağlandığı evrim anlayışı, bilimsel olmaktan uzak olmasının yanında, aynı zamanda bilimle de çelişmektedir.undefined

    Bak hala anlamıyorsun, %99.9999999 diye saçmalayıp duruyorsun. Kasıtlı mı yoksa sıkıntıların mı var?


    İki rastgele insan arasındaki farklı baz çiftlerinin sayısı 3 ile 12 milyon arasında değişir. Nasıl değişti 3 milyon baz çifti? Senin hesaba göre herkes kendini klonluyor, organizma çeşitlilik yaratmak için hiçbir şey yapmıyor. Hadi evrime inanmıyorum Kuran'da yazmıyor diyorsun, sekse de mi inanmıyorsun birader??

    Baz farklılığı eşeyli üreme yüzünden değil mi? DNA rastgele karıştırılıyor di mi? O yüzden tür içinde çeşitlilik oluyor. Peki zamanla bu birikerek farklı bir türe dönüşme olabilir mi?

    Birikerek başka türe dönüşmek diye bir şey yok. XP toplayıp level atlamıyor canlı. Her şey süreklilik içinde oluyor.

    Tür diye bir şey yok mu diyorsunuz hocam? Çocuğu doğuran anne ve doğan çocuk aynı tür olur. Yani maymun insan doğurmaz di mi. Yoksa farklı tür doğuruz, o farklı tür olan çocuk da üreyerek farklı türün sayısını arttırarak farklı türü oluşturmuş mu olur? Tür mevzusu çok önemli. Hem çocuğun ebeveynleri ile arasında %99 DNA benzerliği oluyor di mi. Mutasyonlar yüzünden tam emin olunamıyor ama çok yüksek ihtimalle bilinebiliyormuş. Yani tür içinde bile mutasyon bilmeyi zorlaştırıyor görüyorsun. Türler arasına gidersek farklılık çok daha artar. O kadar farklılık varken akraba olup olmadıklarını nasıl tespit edeceğiz hocam? Genetik tespit sadece tür içinde değil mi? Ortak atadan türeyerek farklı türler olup evrimleşme oluyor di mi. Peki farklı tür olmuşlar ayrılıp gitmişler artık. Kabını çıkıp kabı beğenmeme durumu gibi. O kabtan çıktığını nasıl bilebiliriz? Yani farklılaşarak başka tür olmuş artık. Nasıl akraba olduğunu anlayacağız? Yani mutasyonlar bilmeyi zorlaştırıyor, tür içinde bile %100 olmuyor ama kesine yakın oluyor di mi. Türler arasına gidersek çok daha düşer. Farklılık artar ve akrabalık tespiti suya mı düşer? Bize türler arasındaki akrabalık tespiti lazım.
    _____________________________
    Just tell me it's not over...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    quote:

    Orijinalden alıntı: kingman29

    Torlak Kemal hocam. Bütün bu fantastik matematik hesapları sizden mi çıkıyor, yoksa bi yerlerden okuyup buraya mı aktarıyosunuz? Daha önce, protein havuzu hesabında, ortamda 575 aminoasitli proteinler bulunduğu için, 576 aminoasitli hemoglobinin oluşma ihtimali 20'de birdir şeklinde, fantastik bir matematiksek çıkarım yaptığınızda, ortamda 575 aminoasitli proteinin bulunma ihtimali, 20 üzeri 575'de bir olduğu gerçeğini size söylemiştim. Şimdi de benzer bir yöntemle, imkansızı, mümkün hale getirmeye çalışmışsınız.

    Düşünün ki elimdeki zarı attığımda 6 gelme ihtimali 6'da 1. İki kişi zar attığımızda, iki ihtimalin denk gelme olasılığı, ikisinin çarpımına eşittir. Yani 36'da 1'dir. Bu kadar kişiyi bulmak kolay ama 3 tane 6 denk getirmek istediğimde, 216 kişi bulmam gerekir. Çok değil, sadece 13 tane 6 yakalamak istediğimde, 13 milyar kişiyle zar atmam gerekir. Altı üstü 13 tane 6 denk getirmek istiyorum ama, tüm dünyaya zar attıtmam lazım. Peki 20 çeşit aninoasitten 576 tanesini, istediğim sırada dizilmiş olarak görmem için ne lazım? 20 üzeri 575 tane aminoasidi birleştirmem lazım. Görüldüğü üzere, ben 4 tane 6'yı görmeyi garantilemek için, 900 kişiye zar attırmak zorunda kalıyosam, 576 tane aminoasidi, doğru sıralanmış olarak görmek için 20 üzeri 575 tane aminoasidi reaksiyona sokmam lazım. Bu kadar aminoasit, evrendeki tüm atom sayısına eşit olduğuna göre, ortaya çıkan sonuç, imkansızın da ötesindedir.

    Mutasyon konusuna gelirsek, elbette ben de mutasyonların sadece bir harf değişimi şeklinde olacağını iddia etmiyorum. 100 harf, 1000 harf de değişebilir. Ancak ben tek bir doğru harfin bile değişme olasılığının imkansızlığını göstermek istedim. Çoklu değişimleri hesaplamaya kalkarsak, işin içine permutasyon ve kombünasyon girer. Rafta duran 5 kitaptan, 1 tanesinin değişme ihtimali 5'te 1'dir. Ancak bu 5 kitaptan 3 tanesinin kaç farklı şekilde dizileceğini hesapladığımızda, 5 faktöriyel bölü, 5 eksi 3 faktoriyel hesabını yapmamız gerekir. Sonuç 60'ta 1 ihtimaldir. 3 milyar harf çiftinden oluşan Dna içerisinde 1.000 harflik bir bloğun kaç farklı şekilde değişebileceği ihtimali, 3 milyar faktöriyel bölü, 3 milyar eksi 1.000 faktöriyeldir. Bu sayının nasık bir sayı olduğunu hayal edebilmek için, yakın bir benzetme yapmak gerekirse, 2 milyar 999 milyon 999 bin rakamını, kendisiyle 1.000 kere çarpmamız gerekir. Yani sayı 3 milyar üzeri 1.000 gibi bir rakam olacaktır. Sonraki nesile 60 mutasyon bıraktığını iddia ettiğiniz insanın, tek bir proteinin bile değişmesi için, evrenin yaşı olan 13 milyarı yan yana 500 kere yazıp çarpmanız lazım. İnsanın en yakın akrabası olduğunu iddia ettiğiniz Homonun laneti gibi türlerin Dna'ları bize %99,999 oranında benzerlik gösterse bile, sonraki nesle bırakılan 60 mutasyonla, böylesi bir tür değişimi imkansızdır. Kaldı ki dünyamızdaki mikyonlarca tür canlının, böylesi astronomik rakamlı ihtimallerle tür değiştirdiğini iddia etmek, resmen bilime ve matematiğe hakarettir.

    Kaldı ki zaten, insanlık tarihinin en önemli bilimsel projelerinden biri sayılan, insan genomu projesinin başındaki isim, Francis Collins "Tanrıdan sonra insan genini ilk gören insan benim" diyerek, bu kodun kendiliğinden oluşamıyacağını söylemiştir. Türleşmenin ve ilk canlının oluşumunun, tesadüflere bağlandığı evrim anlayışı, bilimsel olmaktan uzak olmasının yanında, aynı zamanda bilimle de çelişmektedir.undefined

    Bak hala anlamıyorsun, %99.9999999 diye saçmalayıp duruyorsun. Kasıtlı mı yoksa sıkıntıların mı var?


    İki rastgele insan arasındaki farklı baz çiftlerinin sayısı 3 ile 12 milyon arasında değişir. Nasıl değişti 3 milyon baz çifti? Senin hesaba göre herkes kendini klonluyor, organizma çeşitlilik yaratmak için hiçbir şey yapmıyor. Hadi evrime inanmıyorum Kuran'da yazmıyor diyorsun, sekse de mi inanmıyorsun birader??

    Baz farklılığı eşeyli üreme yüzünden değil mi? DNA rastgele karıştırılıyor di mi? O yüzden tür içinde çeşitlilik oluyor. Peki zamanla bu birikerek farklı bir türe dönüşme olabilir mi?

    Birikerek başka türe dönüşmek diye bir şey yok. XP toplayıp level atlamıyor canlı. Her şey süreklilik içinde oluyor.

    Tür diye bir şey yok mu diyorsunuz hocam? Çocuğu doğuran anne ve doğan çocuk aynı tür olur. Yani maymun insan doğurmaz di mi. Yoksa farklı tür doğuruz, o farklı tür olan çocuk da üreyerek farklı türün sayısını arttırarak farklı türü oluşturmuş mu olur? Tür mevzusu çok önemli. Hem çocuğun ebeveynleri ile arasında %99 DNA benzerliği oluyor di mi. Mutasyonlar yüzünden tam emin olunamıyor ama çok yüksek ihtimalle bilinebiliyormuş. Yani tür içinde bile mutasyon bilmeyi zorlaştırıyor görüyorsun. Türler arasına gidersek farklılık çok daha artar. O kadar farklılık varken akraba olup olmadıklarını nasıl tespit edeceğiz hocam? Genetik tespit sadece tür içinde değil mi? Ortak atadan türeyerek farklı türler olup evrimleşme oluyor di mi. Peki farklı tür olmuşlar ayrılıp gitmişler artık. Kabını çıkıp kabı beğenmeme durumu gibi. O kabtan çıktığını nasıl bilebiliriz? Yani farklılaşarak başka tür olmuş artık. Nasıl akraba olduğunu anlayacağız? Yani mutasyonlar bilmeyi zorlaştırıyor, tür içinde bile %100 olmuyor ama kesine yakın oluyor di mi. Türler arasına gidersek çok daha düşer. Farklılık artar ve akrabalık tespiti suya mı düşer? Bize türler arasındaki akrabalık tespiti lazım.

    Bana göre tür kavramının ucu açıktır. Daha önce de açıklamıştım sana.

    https://en.m.wikipedia.org/wiki/Species_problem

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    Alea iacta est




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    quote:

    Orijinalden alıntı: kingman29

    Torlak Kemal hocam. Bütün bu fantastik matematik hesapları sizden mi çıkıyor, yoksa bi yerlerden okuyup buraya mı aktarıyosunuz? Daha önce, protein havuzu hesabında, ortamda 575 aminoasitli proteinler bulunduğu için, 576 aminoasitli hemoglobinin oluşma ihtimali 20'de birdir şeklinde, fantastik bir matematiksek çıkarım yaptığınızda, ortamda 575 aminoasitli proteinin bulunma ihtimali, 20 üzeri 575'de bir olduğu gerçeğini size söylemiştim. Şimdi de benzer bir yöntemle, imkansızı, mümkün hale getirmeye çalışmışsınız.

    Düşünün ki elimdeki zarı attığımda 6 gelme ihtimali 6'da 1. İki kişi zar attığımızda, iki ihtimalin denk gelme olasılığı, ikisinin çarpımına eşittir. Yani 36'da 1'dir. Bu kadar kişiyi bulmak kolay ama 3 tane 6 denk getirmek istediğimde, 216 kişi bulmam gerekir. Çok değil, sadece 13 tane 6 yakalamak istediğimde, 13 milyar kişiyle zar atmam gerekir. Altı üstü 13 tane 6 denk getirmek istiyorum ama, tüm dünyaya zar attıtmam lazım. Peki 20 çeşit aninoasitten 576 tanesini, istediğim sırada dizilmiş olarak görmem için ne lazım? 20 üzeri 575 tane aminoasidi birleştirmem lazım. Görüldüğü üzere, ben 4 tane 6'yı görmeyi garantilemek için, 900 kişiye zar attırmak zorunda kalıyosam, 576 tane aminoasidi, doğru sıralanmış olarak görmek için 20 üzeri 575 tane aminoasidi reaksiyona sokmam lazım. Bu kadar aminoasit, evrendeki tüm atom sayısına eşit olduğuna göre, ortaya çıkan sonuç, imkansızın da ötesindedir.

    Mutasyon konusuna gelirsek, elbette ben de mutasyonların sadece bir harf değişimi şeklinde olacağını iddia etmiyorum. 100 harf, 1000 harf de değişebilir. Ancak ben tek bir doğru harfin bile değişme olasılığının imkansızlığını göstermek istedim. Çoklu değişimleri hesaplamaya kalkarsak, işin içine permutasyon ve kombünasyon girer. Rafta duran 5 kitaptan, 1 tanesinin değişme ihtimali 5'te 1'dir. Ancak bu 5 kitaptan 3 tanesinin kaç farklı şekilde dizileceğini hesapladığımızda, 5 faktöriyel bölü, 5 eksi 3 faktoriyel hesabını yapmamız gerekir. Sonuç 60'ta 1 ihtimaldir. 3 milyar harf çiftinden oluşan Dna içerisinde 1.000 harflik bir bloğun kaç farklı şekilde değişebileceği ihtimali, 3 milyar faktöriyel bölü, 3 milyar eksi 1.000 faktöriyeldir. Bu sayının nasık bir sayı olduğunu hayal edebilmek için, yakın bir benzetme yapmak gerekirse, 2 milyar 999 milyon 999 bin rakamını, kendisiyle 1.000 kere çarpmamız gerekir. Yani sayı 3 milyar üzeri 1.000 gibi bir rakam olacaktır. Sonraki nesile 60 mutasyon bıraktığını iddia ettiğiniz insanın, tek bir proteinin bile değişmesi için, evrenin yaşı olan 13 milyarı yan yana 500 kere yazıp çarpmanız lazım. İnsanın en yakın akrabası olduğunu iddia ettiğiniz Homonun laneti gibi türlerin Dna'ları bize %99,999 oranında benzerlik gösterse bile, sonraki nesle bırakılan 60 mutasyonla, böylesi bir tür değişimi imkansızdır. Kaldı ki dünyamızdaki mikyonlarca tür canlının, böylesi astronomik rakamlı ihtimallerle tür değiştirdiğini iddia etmek, resmen bilime ve matematiğe hakarettir.

    Kaldı ki zaten, insanlık tarihinin en önemli bilimsel projelerinden biri sayılan, insan genomu projesinin başındaki isim, Francis Collins "Tanrıdan sonra insan genini ilk gören insan benim" diyerek, bu kodun kendiliğinden oluşamıyacağını söylemiştir. Türleşmenin ve ilk canlının oluşumunun, tesadüflere bağlandığı evrim anlayışı, bilimsel olmaktan uzak olmasının yanında, aynı zamanda bilimle de çelişmektedir.undefined

    Bak hala anlamıyorsun, %99.9999999 diye saçmalayıp duruyorsun. Kasıtlı mı yoksa sıkıntıların mı var?


    İki rastgele insan arasındaki farklı baz çiftlerinin sayısı 3 ile 12 milyon arasında değişir. Nasıl değişti 3 milyon baz çifti? Senin hesaba göre herkes kendini klonluyor, organizma çeşitlilik yaratmak için hiçbir şey yapmıyor. Hadi evrime inanmıyorum Kuran'da yazmıyor diyorsun, sekse de mi inanmıyorsun birader??

    Baz farklılığı eşeyli üreme yüzünden değil mi? DNA rastgele karıştırılıyor di mi? O yüzden tür içinde çeşitlilik oluyor. Peki zamanla bu birikerek farklı bir türe dönüşme olabilir mi?

    Birikerek başka türe dönüşmek diye bir şey yok. XP toplayıp level atlamıyor canlı. Her şey süreklilik içinde oluyor.

    Tür diye bir şey yok mu diyorsunuz hocam? Çocuğu doğuran anne ve doğan çocuk aynı tür olur. Yani maymun insan doğurmaz di mi. Yoksa farklı tür doğuruz, o farklı tür olan çocuk da üreyerek farklı türün sayısını arttırarak farklı türü oluşturmuş mu olur? Tür mevzusu çok önemli. Hem çocuğun ebeveynleri ile arasında %99 DNA benzerliği oluyor di mi. Mutasyonlar yüzünden tam emin olunamıyor ama çok yüksek ihtimalle bilinebiliyormuş. Yani tür içinde bile mutasyon bilmeyi zorlaştırıyor görüyorsun. Türler arasına gidersek farklılık çok daha artar. O kadar farklılık varken akraba olup olmadıklarını nasıl tespit edeceğiz hocam? Genetik tespit sadece tür içinde değil mi? Ortak atadan türeyerek farklı türler olup evrimleşme oluyor di mi. Peki farklı tür olmuşlar ayrılıp gitmişler artık. Kabını çıkıp kabı beğenmeme durumu gibi. O kabtan çıktığını nasıl bilebiliriz? Yani farklılaşarak başka tür olmuş artık. Nasıl akraba olduğunu anlayacağız? Yani mutasyonlar bilmeyi zorlaştırıyor, tür içinde bile %100 olmuyor ama kesine yakın oluyor di mi. Türler arasına gidersek çok daha düşer. Farklılık artar ve akrabalık tespiti suya mı düşer? Bize türler arasındaki akrabalık tespiti lazım.

    Bana göre tür kavramının ucu açıktır. Daha önce de açıklamıştım sana.

    https://en.m.wikipedia.org/wiki/Species_problem

    Birbirlerine benzeyen, sadece kendi aralarında verimli gen alış verişi yapabilen (üreyebilen) bireylerin oluşturduğu populasyon. Taksonomik bir birim olan türün biri cins adı diğeri tür adı olmak üzere iki adı vardır. Örnek: Homo sapiens (insan). Bu isimler daima italik yazıyla yazılır. Birinci isim cins adıdır ve büyük harfle başlar, ikinci isim o cinse giren türü bildirir ve küçük harfle başlar. Biyolojik tür, spesyes.

    BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü 1998


    İnsanla insan verimli gen alışverişi yaparak çocuk dünyaya getirebilir. Bir insanla maymun çocuk dünyaya getiremez. Bir insanla aslan da getiremez. Hem insanlarda genler var ve bütün insanlarda genler aynı değil mi? İnsanı insan yapan genleri var. Farklı türlerde farklı genler var. Tür olayını birçok açıdan ele alarak tanımlıyorlar çok detaylı analizler gerekiyor di mi. Burada şunu farkettim tür diye bir şeyin olmadığını iddia edip evrimi haklı çıkarmaya çalışıyor insanlar. Tür yoktura getirmeye çalışıyorlar. Halbuki olmaz. Türlerin sınıflanması, ne olup ne olmadığı da çok önemli. Ondan sonra türleşmeden bahsedebiliriz. Farklı türe dönüşmekten bahsedebiliriz. Turan Güven mesela diyor ki bir türün değişebilirlik katsayısı vardır ve ne kadar değişirse değişsin türün sınırları içerisinde kalır diyor.
    _____________________________
    Just tell me it's not over...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    quote:

    Orijinalden alıntı: kingman29

    Torlak Kemal hocam. Bütün bu fantastik matematik hesapları sizden mi çıkıyor, yoksa bi yerlerden okuyup buraya mı aktarıyosunuz? Daha önce, protein havuzu hesabında, ortamda 575 aminoasitli proteinler bulunduğu için, 576 aminoasitli hemoglobinin oluşma ihtimali 20'de birdir şeklinde, fantastik bir matematiksek çıkarım yaptığınızda, ortamda 575 aminoasitli proteinin bulunma ihtimali, 20 üzeri 575'de bir olduğu gerçeğini size söylemiştim. Şimdi de benzer bir yöntemle, imkansızı, mümkün hale getirmeye çalışmışsınız.

    Düşünün ki elimdeki zarı attığımda 6 gelme ihtimali 6'da 1. İki kişi zar attığımızda, iki ihtimalin denk gelme olasılığı, ikisinin çarpımına eşittir. Yani 36'da 1'dir. Bu kadar kişiyi bulmak kolay ama 3 tane 6 denk getirmek istediğimde, 216 kişi bulmam gerekir. Çok değil, sadece 13 tane 6 yakalamak istediğimde, 13 milyar kişiyle zar atmam gerekir. Altı üstü 13 tane 6 denk getirmek istiyorum ama, tüm dünyaya zar attıtmam lazım. Peki 20 çeşit aninoasitten 576 tanesini, istediğim sırada dizilmiş olarak görmem için ne lazım? 20 üzeri 575 tane aminoasidi birleştirmem lazım. Görüldüğü üzere, ben 4 tane 6'yı görmeyi garantilemek için, 900 kişiye zar attırmak zorunda kalıyosam, 576 tane aminoasidi, doğru sıralanmış olarak görmek için 20 üzeri 575 tane aminoasidi reaksiyona sokmam lazım. Bu kadar aminoasit, evrendeki tüm atom sayısına eşit olduğuna göre, ortaya çıkan sonuç, imkansızın da ötesindedir.

    Mutasyon konusuna gelirsek, elbette ben de mutasyonların sadece bir harf değişimi şeklinde olacağını iddia etmiyorum. 100 harf, 1000 harf de değişebilir. Ancak ben tek bir doğru harfin bile değişme olasılığının imkansızlığını göstermek istedim. Çoklu değişimleri hesaplamaya kalkarsak, işin içine permutasyon ve kombünasyon girer. Rafta duran 5 kitaptan, 1 tanesinin değişme ihtimali 5'te 1'dir. Ancak bu 5 kitaptan 3 tanesinin kaç farklı şekilde dizileceğini hesapladığımızda, 5 faktöriyel bölü, 5 eksi 3 faktoriyel hesabını yapmamız gerekir. Sonuç 60'ta 1 ihtimaldir. 3 milyar harf çiftinden oluşan Dna içerisinde 1.000 harflik bir bloğun kaç farklı şekilde değişebileceği ihtimali, 3 milyar faktöriyel bölü, 3 milyar eksi 1.000 faktöriyeldir. Bu sayının nasık bir sayı olduğunu hayal edebilmek için, yakın bir benzetme yapmak gerekirse, 2 milyar 999 milyon 999 bin rakamını, kendisiyle 1.000 kere çarpmamız gerekir. Yani sayı 3 milyar üzeri 1.000 gibi bir rakam olacaktır. Sonraki nesile 60 mutasyon bıraktığını iddia ettiğiniz insanın, tek bir proteinin bile değişmesi için, evrenin yaşı olan 13 milyarı yan yana 500 kere yazıp çarpmanız lazım. İnsanın en yakın akrabası olduğunu iddia ettiğiniz Homonun laneti gibi türlerin Dna'ları bize %99,999 oranında benzerlik gösterse bile, sonraki nesle bırakılan 60 mutasyonla, böylesi bir tür değişimi imkansızdır. Kaldı ki dünyamızdaki mikyonlarca tür canlının, böylesi astronomik rakamlı ihtimallerle tür değiştirdiğini iddia etmek, resmen bilime ve matematiğe hakarettir.

    Kaldı ki zaten, insanlık tarihinin en önemli bilimsel projelerinden biri sayılan, insan genomu projesinin başındaki isim, Francis Collins "Tanrıdan sonra insan genini ilk gören insan benim" diyerek, bu kodun kendiliğinden oluşamıyacağını söylemiştir. Türleşmenin ve ilk canlının oluşumunun, tesadüflere bağlandığı evrim anlayışı, bilimsel olmaktan uzak olmasının yanında, aynı zamanda bilimle de çelişmektedir.undefined

    Bak hala anlamıyorsun, %99.9999999 diye saçmalayıp duruyorsun. Kasıtlı mı yoksa sıkıntıların mı var?


    İki rastgele insan arasındaki farklı baz çiftlerinin sayısı 3 ile 12 milyon arasında değişir. Nasıl değişti 3 milyon baz çifti? Senin hesaba göre herkes kendini klonluyor, organizma çeşitlilik yaratmak için hiçbir şey yapmıyor. Hadi evrime inanmıyorum Kuran'da yazmıyor diyorsun, sekse de mi inanmıyorsun birader??

    Baz farklılığı eşeyli üreme yüzünden değil mi? DNA rastgele karıştırılıyor di mi? O yüzden tür içinde çeşitlilik oluyor. Peki zamanla bu birikerek farklı bir türe dönüşme olabilir mi?

    Birikerek başka türe dönüşmek diye bir şey yok. XP toplayıp level atlamıyor canlı. Her şey süreklilik içinde oluyor.

    Tür diye bir şey yok mu diyorsunuz hocam? Çocuğu doğuran anne ve doğan çocuk aynı tür olur. Yani maymun insan doğurmaz di mi. Yoksa farklı tür doğuruz, o farklı tür olan çocuk da üreyerek farklı türün sayısını arttırarak farklı türü oluşturmuş mu olur? Tür mevzusu çok önemli. Hem çocuğun ebeveynleri ile arasında %99 DNA benzerliği oluyor di mi. Mutasyonlar yüzünden tam emin olunamıyor ama çok yüksek ihtimalle bilinebiliyormuş. Yani tür içinde bile mutasyon bilmeyi zorlaştırıyor görüyorsun. Türler arasına gidersek farklılık çok daha artar. O kadar farklılık varken akraba olup olmadıklarını nasıl tespit edeceğiz hocam? Genetik tespit sadece tür içinde değil mi? Ortak atadan türeyerek farklı türler olup evrimleşme oluyor di mi. Peki farklı tür olmuşlar ayrılıp gitmişler artık. Kabını çıkıp kabı beğenmeme durumu gibi. O kabtan çıktığını nasıl bilebiliriz? Yani farklılaşarak başka tür olmuş artık. Nasıl akraba olduğunu anlayacağız? Yani mutasyonlar bilmeyi zorlaştırıyor, tür içinde bile %100 olmuyor ama kesine yakın oluyor di mi. Türler arasına gidersek çok daha düşer. Farklılık artar ve akrabalık tespiti suya mı düşer? Bize türler arasındaki akrabalık tespiti lazım.

    Bana göre tür kavramının ucu açıktır. Daha önce de açıklamıştım sana.

    https://en.m.wikipedia.org/wiki/Species_problem

    Birbirlerine benzeyen, sadece kendi aralarında verimli gen alış verişi yapabilen (üreyebilen) bireylerin oluşturduğu populasyon. Taksonomik bir birim olan türün biri cins adı diğeri tür adı olmak üzere iki adı vardır. Örnek: Homo sapiens (insan). Bu isimler daima italik yazıyla yazılır. Birinci isim cins adıdır ve büyük harfle başlar, ikinci isim o cinse giren türü bildirir ve küçük harfle başlar. Biyolojik tür, spesyes.

    BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü 1998


    İnsanla insan verimli gen alışverişi yaparak çocuk dünyaya getirebilir. Bir insanla maymun çocuk dünyaya getiremez. Bir insanla aslan da getiremez. Hem insanlarda genler var ve bütün insanlarda genler aynı değil mi? İnsanı insan yapan genleri var. Farklı türlerde farklı genler var. Tür olayını birçok açıdan ele alarak tanımlıyorlar çok detaylı analizler gerekiyor di mi. Burada şunu farkettim tür diye bir şeyin olmadığını iddia edip evrimi haklı çıkarmaya çalışıyor insanlar. Tür yoktura getirmeye çalışıyorlar. Halbuki olmaz. Türlerin sınıflanması, ne olup ne olmadığı da çok önemli. Ondan sonra türleşmeden bahsedebiliriz. Farklı türe dönüşmekten bahsedebiliriz. Turan Güven mesela diyor ki bir türün değişebilirlik katsayısı vardır ve ne kadar değişirse değişsin türün sınırları içerisinde kalır diyor.

    Turan güven yine saçmalamış


    O tanımın yanlış olduğunu ispatlayayım sana


    Kaplan ile aslan çiftleşebiliyor, yavruları da çiftleşebiliyor (en azından dişileri).

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    Alea iacta est




  • Sabah Yıldızı kullanıcısına yanıt
    Edit...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Jgdpanzer -- 5 Kasım 2016; 0:57:10 >
    _____________________________
  • Sabah Yıldızı kullanıcısına yanıt
    Merak etmeye devam et; üstüne vazife değil! Asıl kendi iddianın ciddiliğini sorgula önce! Neymiş; bazı inançlı kişilerle ateistler ve bazı deistler, agnostikler el ele vermiş de bilimi kullanarak bütün akademi camiasını tefe koyuyormuş. Evrim yersiz bir ideolojik araçmış. Bunca kişi arasından da biri bile çıkıp "noluyo lan" deyip gerçeği merak edip araştırmamış. Milyarları ayakta uyutuyormuşuz. Bu kadar tez, araştırma, deney v.s. palavraymış. Bu mu!!! Komplodan mı ibaret evrim! Sen şöyle şeyler izlemeye devam et;https://www.youtube.com/watch?v=YOrB0kT05S0



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Jgdpanzer -- 5 Kasım 2016; 20:25:19 >
    _____________________________
  • 
Sayfa: önceki 1516171819
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.