|
Bildirim
|
Biraz da mizah katalım.
- Hanım bu bebek bana hiç benzemiyor, ne iş lan? - Bey, bey sen dine mine ne'yi okumuyor musun? Bak, benzerlikler üzerinden akrabalık ilişkisi kurulamaz diyor! - Lan karı delirtme beni, bu bebek zenci! - Olsun!.. zenci bile olsa o senin çocuğun, akrabaların benzemesi gerekmiyor. İnanmazsan sor dine mine ne'ye! - Lan yoksa bu çocuk dine mine ne'den mi? Beni kimle boynuzluyon lan sen!.. - Tak, tak tak!.. Sonuç: Akrabaların birbirine benzemesi gerekmez, zaten akraba diye de bir şey yoktur. Mesela bütün pigmeler kısa boyludur ama bunlar onların akraba olduğunu göstermez çünkü pigmeler birbirleriyle akraba değildir. İnanmazsan sor dine mine ne'ye!.. |
Atalım çöpe bütün fosilleri! NE de olsa çok eksiği var ya hiç değerlendirmeye değmez. Boşver, ne yapacaksın soyu tükenen türleri di mi! Arkadan açalım bir ilahi, sonra da doğaya bakarak "vay be, harika yaratılmış" diye alık alık bakalım. Başka işimiz yok ya, nasıl olsa gavurlar inceliyor. Biz niye uğraşalım yalanla, dolanla. Nasıl olsa gökten paraşütle indik; cennetten geldik ya. Ne işimiz var börtüyle böcekle...
Yumuşak doku %100 eksik değildir. Her zaman iz bulamamak diye bir şey yok. Şu ahtapot %100 ymuşakken nasıl fosilleşiyor peki, bunu bir açıkla bana; http://ichef.bbci.co.uk/wwfeatures/wm/live/1280_640/images/live/p0/4d/yv/p04dyv9p.jpg "Yumuşak doku asla fosilleşmez" diyenler Adnancı sapıklardır. İnanma şunlara. İyi ya işte; daha iyi. 500-600 milyon yıl önceki bir türün tek bir özelliğini bile bilebilmek mucize gibi bir şey değil mi sence? Yoksa günümüz sivillerinin kimlik bilgilerini öğrenip dolandırıcılık yapmak daha mı üstün bir meziyet olarak geliyor sana? Yahu yüzmilyonlarca yıldan bahsediyoruz. Ne bekliyordun; pet-shop etiketiyle karşında mı dikilecekti türler!!! Milyarlarca türden biri olan insana konuyu indirgeyerek ne kadar kibirli bir bakış açısı öne sürdüğünün sanırım farkında bile değilsin. Baştan beri konuştuğumuz kanıtları bu soruya cevap olarak al yeter. Ayrıca kendin de tekrar etmişsin zaten inancın konuyla alakası konusunu. Çünkü gösterir de ondan. "Neden gösterir" diye soru mu olur? Türleşmeyi gösterdik, "mikro" diyorsun. Sonra da "evrim olması için makro olmalı" diyorsun. Sonra "mikro-makro meselesinden ne anlıyorsun" deyince de "makro demek türleşmedir" diyorsun. Sonra türleşmeyi gösteriyoruz, "mikro bu" diyorsun. Mikro-makro bilimsel değil dediğimizde de "büyük değişim gerek" diyorsun. "İşte türleşme büyük değişim" diyoruz, "hayır, o mikro" diyorsun. Kısır döngü. Ne demeye çalışıyorsun? Değişimin büyüklüğü/küçüklüğünün ölçütü ne sana göre? Yeni terimler uyduruyorsun. Bilimsel dille tartışmayacaksan sayfayı kapatıp gidelim bence. Bence senin tür algında büyük sıkıntı var. Mesela 150 bin kadar kelebek türü var ve bence sen bunların hepsini bir tek türmüş gibi algılıyorsun. Oysa ki, çoğu kelebek türü birbirinden şempanze-insan arası farkın kat kat fazlası fark içerir. Tür algını değiştirmen lazım, çok yanlış. İspat öyle olmaz canım benim! Bilimsel algın nasıl bir çarpıklıkta senin, daha çözemedim. Yahu en başa nasıl oluyor da milyon sefer sarıyorsun konuyu anlayamadım ya! Kıtalar birleşikken gördük mü? Dünya henüz yıldız tozuyken gördük mü? Valla insanı ya delirtirsin ya pes ettirirsin sen ha! Evrimde mevzu nasıl aynı olur ya! Yeni türlerin oluşumu GÖZLENDİ! KANITLANDI! BELGELENDİ! Takımların, filumların v.s. evrimi KANITLANDI! Daha kaç sefer diyeceğim! Bak, gittikçe ciddiyetini kaybediyorsun ha. Şu en son attığın videoyu falan da görmemişim sayıyorum. Sil şunu, konuyu kirletme! Bilim konuşuyoruz, sen tarikatçıların videolarını koyuyorsun. Valla yeter artık ha! En gereksiz, en lüzumsuz ne varsa seçip seçip getiriyorsun. Ciddiyetle tartışmayacaksan hiç uğraşmayalım. Belli bir seviyeden sonra artık troll deyip geçeceğim artık. |
Ayetler var ayetler ...
|
Yine desteksiz sallamış olduğunu görüyorum. Eskimiş köhnemiş iddiaları nerden bulup çıkarıyorsun, ahit sandığından mı? Iddialarını teker teker ele alalım.
1.Entropi. Kapalı sistemlerde entropi artar, açık sistemlerde ise azalır ya da aynı kalır. Dünya bir açık sistemdir, dışardan yani güneşten enerji ve kütle aluır ya da verir. Canlı hücreleri de birer açık sistemdir, onlar da dışardan enerji be kütle alır, kimyasal bağlarda saklı enerjiyi ATP’lere çevirip yakarak ısı elde eder. Dışardan gelen enerji ve kütle ile sistemin düzeni bozulmadan korunur ya da bozulsa bile tersinir süreçlerle eski haline getirilir. Evren kapalı bir sistem olarak varsayılır. Bu nedenle evrenin entropisi artmaktadır ancak evren içinde dünya gibi pek çok lokal bölgede entropi korunur. Bu bölgelerde entropinin korunmasının bedeli evrenin entropisinin bir bu kadar daha artmasıdır. Normalde bu bölgeler dışardan enerji almasaydı evrenin toplam entropisi ne kadar artacak idiyse, evrenin entropisi o kadar artmaya devam eder. Bu iddia yaradılışçıların en eski iddilarındandır, entropiyi düzensizlik olarak ele aldıkları için yanlış sonuçlara varmaktadırlar. Entropİ düzensizlik anlamınada kullanılmakla birlikte asıl anlamı o değildir, Entropi işe çevrilemeyen enerji demektir. Bu yüzden sonsuz çevrim makinelerini yapamıyoruz. Çünkü ne yaparsak yapalım enerji çevriminde %100 verimlilik sağlayamıyoruz. Mutlaka bir miktar enerji kullanılamadan yani işe dönüştürülemeden ısı enerjisi olarak ortama yayılıyor. Termodinamiğin 2. ilkesinin esası budur. Peki bu sorun mu? Evren ölçeğinde elbette sorun. Ama güneşimiz bize enerji sağladığı sürece bizim gibi lokal sistemler için bir sorun değil çünkü yiten enerjinin misliyle fazlasını güneşten alıyoruz.Termodiğnamiğin ikinci yasası entropi artışı için equilibrium seviyesini şart koşar. Oysa evrende böyle equilibrium düzeyinde bulunan nadir sistem vardır.. Merak edenler yaradılışçıların entropi çarpıtmasını açıklayan, basitten karmaşığa bir dizi açıklamayı aşağıdaki bağlantılarda bulabilir. Dileyen daha yüzlercesini bulabilir. Bu çoktan çöpe atılmış bir iddiadır. *http://www.bayar.edu.tr/besergil/4_entropi_ve_serbest_enerji.pdf *https://www.preposterousuniverse.com/writings/dtung/ *https://onedio.com/haber/evrim-teorisiyle-ilgili-14-yanlis-bilgi-386330 *http://www.talkorigins.org/faqs/thermo.html *https://ncse.com/cej/2/2/creationist-misunderstanding-misrepresentation-misuse-second *http://rationalwiki.org/wiki/Second_law_of_thermodynamics#Misapplication_by_creationists *http://scienceblogs.com/pharyngula/2008/11/10/entropy-and-evolution/ *https://en.wikipedia.org/wiki/Entropy_and_life#Objections 2.Kambriyen patlaması. Bu da yaradılışçıların bilinen en eski ve en yaygın çarpıtmalarındandır. Kambriyen döneminde canlılığın bir anda ortaya çıktığını savunurlar. Oysa bu doğru değildir. Kambriyen dönemi 540 milyon yıl önce başlayıp, yaklaşık 480 milyon yıl önce Ordovisyen döneminin başlamasıyla sona eren uzun bir dönemdir. Kabaca 58 milyon yıl kadardır. Bunun merkezinde yer alan 20-25 milyon yıllık dönemde canlı çeşitliliği pik yapar. Bir de 590 milyon yıl öncesine kadar giden 50 milyon yıllık pre-kambriyen bir hazırlık dönemi vardır ve esasen kambriyen dönemle birlikte ele alınması gerekir. Omurgalılara illk kez kambriyen dönemde rastlanıldığı için kambriyen döneminde canlı patlaması yaşandığı sanılır. Oysa bu doğru değildir, kambriyen öncesi canlılar omurgalı olmadığı için geriye hemen hiç fosil bırakmamışlarıdır. Son yıllarda kambriyen öncesi döneme ilişkin artan sayıda bulgu ve yeni teknikler bize kambriyen döneminin bir patlama değil, geçiş dönemi olduğunu gösteriyor. Ayrıca iddia ettiğin gibi filum ilk kez kambriyen döneminde ortaya çıkmamaıştır, erken kambriyen dönemi filumları bulunmuştur. Bir nokta daha; son yapılan istatistiki çalışmalar, kambiyen dönemindeki çeşit artışının, tarihin diğer döneminde görülen çeşit artışlarından çok daha yoğun olmadığını gösteriyor. Kaldı ki, aklı başında yaradılışçılar bu kambriyen iddiasını terkedeli epey oluyor. Maalesef sen hayli geriden takip ediyorsun. Gelelim diğer iddiana; Neydi o hatırlayalım. Tüm canlı çeşitliği kambriyen döneminde ortaya çıkıp giderek azalmıştır. Bu da doğru değil. Canlı çeşitliliği Kambriyen öncesi ve sonrasında yeryüzünden kaç kez silindi haberin yok sanırım. Kambriyenden önce silinenleri saymıyorum. Kambriyenden sonra 5 ana kitlesel yok oluş yaşandı. Bunları bize sözde senin evrimi çürüttüğünü iddia ettiğin paleontoloji ve jeoloji birlikte söylüyor. Daha küçükleri bir yana koyup sayalım bu en büyük 5 yok oluşu: * Ordovisyenin sonu, 444 milyon yıl önce, türlerin %86’sı yok oldu. * Geç Devonyanm dönemi 375 milyon yıl önce, türlerin %75’i yok oldu. * Permiyan döneminin sonu 251 milyon yıl önce, türlerin %96’sı yok oldu. * Triasik döneminin sonu 200 milyon yıl önce, türlerin %80’i yok oldu. * Kretekao döneminin sonu 66 milyon yıl önce, türlerin %76’sı yok oldu. Nasıl da yalan söylüyorsun gördün mü? Bu 5 büyük yok oluş yanında yaklaşık her 26 milyon yılda bir tekrar eden daha küçük yok oluşlar da var. Hatta bunla ilgili enteresan hipotezler ortaya atılmıştı., 26 milyon yıllık yörüngesi olan bir gezegenin dünyanın yakınından geçtiği iddia aedilmişti bu periyodik yok oluşları açıklamak için. Sanırım sen dünyayı 4,5 milyar yıldır huzur içinde yaşayan bir cennet bahçesi sanıyorsun, yazık sana. Aşağıdaki linkleri biraz incele, bilgi sahibi ol. Buraya komik iddialarla gelip kendini gülünç duruma düşürme: -https://cosmosmagazine.com/palaeontology/big-five-extinctions -http://www.livescience.com/1752-greatest-mysteries-mass-extinctions.html -http://www.bbc.co.uk/nature/extinction_events -http://science.nationalgeographic.com/science/prehistoric-world/mass-extinction/ -http://www.endangeredspeciesinternational.org/overview.html İngilizcem yetersiz diyorsan, bu da Türkçesi: -https://evrimarsivi.wordpress.com/2011/08/14/en-buyuk-bes-kitlesel-yok-olus/ -https://tr.wikipedia.org/wiki/Permiyen-Triyas_yok_olu%C5%9Fu -http://ofpof.com/merak/dunyanin-gordugu-en-buyuk-5-kitlesel-yok-olus Günümüzde insanlığın tükenmesine yol açtığı türlerin haddi hesabı yok. Bu yok oluşlar ivme kazanarak önümüzdeki 50-100 yıl içinde hızla artacak. Bundan insanlık da nasibini alacak. 500 milyon insanın ölmesi bekleniyor. İnsanlar son 3-4 bin yıldır, yeryüzündeki ormanların çoğunu yok etti. Bu ormanlarda yaşayan pek çok tür yeryüzünden silindi. Bir de utanmadan kalkmış günümüzde türler nasıl yok oluyor diye soruyorsun. Sahi sen hangi sünyada yaşıyorsun? Gerçekten bu dünyada mı yaşıyorsun? Çinliler bambu ormanlarını yok ettiği için geriye sadece 1000 kadar kalan pandaları da mı duymadın? Sen fanusta mı yaşıyorsun? Yok edilen Borneo ormanları yüzünden sayıları 200 kadar kalan Borneo kaplanlarını da mı duymadın? Habitatları insan tarafında sürekli yok edildiği ve avlandığı için yok olma noktasına gelen goril veorangutanları da mı duymadın? Denizlerdeki balinaları saymıyorum. İğrenç insanoğlunun yaptığı balina katliamları yüzünden balinaların soyu tükenmek üzere. Hatta beyaz balinanın teknik olarak tükendiği varsayılıyor. Hadi bunlar yeni, eskilerden Dodo kuşunun hikayesini oku. Soyları 200 yılda nasıl insanlar tarafından vahşice tüketilmiş... Ormanları yakılan, yok edilen canlıların, “olsun abi, biz ormansız da idare ederiz” dediğini mi sanıyorsun? Ya hakiketen sen nasıl bir hayal aleminde yaşıyorsun? O evrim ağacı 4 miyar yıl öncesinden başlamıyor, her kitlesel yok oluşla birlikte evrim ağacı da kökü ve belki bir kaç dalı hariç yok oluyor ve yeniden başlıyor. 3.Evrim bir kuram mıdır, hipotez midir? Senin paşa gönlün öyle istiyor diye bir kuram hipotez olmaz. Evrim bir kuram mıdır, kuramdan öte olgudur. Evrimin sayısız delili vardır. Al mesela kapı gibi evrimi kanıtlayan şempanze ve insan genomundaki 7 ortak ERV olgusu. Kuram nedir, olgu nedir, hipotez nedir çalışmadan gelmişsin. Ben burada değil ama aşağıdaki cevaplarımda açıkladım. Dostum, lütfen köhnemiş iddialarla gelme buraya. Ya bir düşün, 150 yıllık evrim kuramını onca bilim adamı çürütemedi de, çürütmek sana mı kaldı! Evrim kuramını çürüten bilim adamı biyoloji Nobel ödülü alır, sen ne diyorsun! |
|
|
|
|
|
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Torlak Kemal -- 6 Ağustos 2016; 0:41:18 > |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ulpi -- 6 Ağustos 2016; 6:10:37 > |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lews Therin Telamon -- 7 Ağustos 2016; 7:33:59 > < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|