Eski Türkiyeyi Özlüyoruz

80' ler ve 90' ları yaşamış biri olarak net olarak söylüyorum bugünden 10 kat iyiydi. Forumda laf eden bankamatikçilere aldanmayın. Sorunlar vardı ama çözümleri de vardı. Ülke ilerliyordu. Faizlere oranlı bir şekilde maaşlara da zam geliyordu. Şu an enflasyon yıllık %50 civarında maaş zamları %15, alım gücü yerlerde.

1. 80 öncesi doğumluyum, PANDEMİ filan geç, bahane uydurma. eskiden insanlar okuyarak bir yerlere gelme umudu vardı. Eğitime saygı vardı.

2.Liyakatsizlik elbette o dönemde de vardı ama ayyuka çıkmamıştı böylesine

3. Siyasiler birbirleri ile insani saygı çerçevesinde konuşurdu. Şerefsiz, ahlaksız gibi kelimeler çerez olmamıştı.

4. Resmi tarih illaki çarpıtma içerirdi ama fesli ve müritlerininki gibi her söylediği çarpıtma olan insanların anlattıkları kadar değildi.

5. Yıllarca devlete memurluk yapmış bir insan emekli ikramiyesi ile başını sokabilecek bir ev alabiliyordu(babam aldı uydurmuyorum) tabi halka, emekçiye dağılan para eminim sizleri rahatsız ediyor, ülkeyi batırdigini düşünüyorsun ama yine eminim ki katı katı paraların bir zümreye aktarılmasına bişey diyemiyorsunuzdur.

6. Z kuşağına düşmanlığınızi çok çok iyi anlıyorum, biat etmiyorlar sizin gibi amcalara

7. Bu kafa yapısındaki birinin başkalarını ahmaklıkla ithamı komik

Eski Türkiye'nin iki ana sorunu vardı;

1-Ekonomik sorunlar

2-Terör sorunu

Bu sorunların tamamı çözülmesi zor konular değildi.Hali hazırda 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan genel seçimlerde sadece ekonomik sorun Türkiye'nin gündemindeydi.Terör sorunu apo'nun 1999'da yakalanması ile büyük ölçüde çözülmüş ve pkk dağılma sürecine girmişti.Suriye ve Irak sınırları bugünkü gibi yol geçen hanı değildi.Merkezi otoritelerin olduğu hükümetler iş başındaydı.Dahası Yunanistan,Ege ve Kıbrıs konusunda bu kadar yalnız değildik.Ekonomik sıkıntılar dışında ülkenin genel olarak bir sorunu yoktu.Kaldı ki eski Türkiye'de yaşanılan ekonomik sıkıntılar bugün yaşadığımız ekonomik sıkıntılardan daha hafif ve çözülmesi kolay sıkıntılardı.Nitekim Türkiye başta Kemal Derviş ve onun ekibinin hazırladığı ekonomik program sonucunda beş yıl gibi kısa sürede kendisini toparlamayı başarmıştı.Her ne kadar bu başarıyı malum parti kendisine yamamaya çalışsa da gerçek bu.

Eskiden mülteci ve sığınmacı sorunu da yoktu.Türkiye büyük oranda Türklerden oluşuyordu.Ayrılıkçılar bugün olduğu gibi bir halk tabanına sahip değildi.Meclise bile ancak bağımsız adaylar olarak girip içerde öyle grup kurabiliyorlardı.Tek başlarına bir parti olarak meclise girecek güçleri yoktu.Türkiye siyasetini etkileyecek güçleri yoktu.Genel olarak ülkenin her tarafından bir birlik-beraberlik anlayışı vardı.Farklı partilere oy verenler günümüzde olduğu gibi kutuplaşmamış,aralarına kesin kırmızı çizgiler çekmemişlerdi.Ne iktidar ne muhalefet birbirlerini vatan sever veya vatan haini olarak yaftalamazdı.İktidarların ve belediyelerin seçimle değişmesi olağan karşılanırdı.Normal siyasi rekabetten başka bir rekabet yoktu.Televizyonlarda ve basında iktidar ve muhalefet özgürce eleştirilirdi.Eleştiren kimse hain ilan edilmezdi.

Eski Türkiye'de de torpil,adam kayırma ve hukuksuzluklar vardı ancak bugünkü gibi işin .oku çıkartılmamıştı.Torpil,adam kayırma ve hukuksuzluk ancak açığa çıkmadığı sürece yapılabiliyordu.Torpil,adam kayırma ve hukuksuzluk yapıldığı ortaya çıktığında gereği yapılırdı.Normal sıradan bir vatandaşın bile hakları bugüne oranla daha çok gözetilir ve korunurdu.Hakkını arayan vatandaş,hukuksuzlukları ve torpili ortaya çıkaran gazeteci/yargı mensupları 'vatan haini' ilan edilmezdi.Bunları yapanlar utanır,gizlenirdi.Şimdikiler gibi ''Yaptım ama sor niye yaptım?' şeklinde yaptıkları torpili,adam kayırmayı ve hukuksuzlukları aklamaya çalışmazlardı.

Eski Türkiye'de eğitimin de aksaklıkları vardı ancak bugünkü gibi iyice içi boşaltılmış değildi.Tüm Türkiye'de eğitimden MEB sorumluydu.Şimdi ki gibi cemaatlerin ve tarikatların MEB'e paralel olarak okul açmalarına ve 1924 yılında çıkartılan Tevhid-i Tedrisat kanunu ile yasaklanan medreseleri açmalarına izin verilmezdi.Bu yerler devlet tarafından sıkı sıkıya takip edilirdi.Dahası böyle yerlerden yetişme kişilerin devlet kurumlarında ve özellikle kolluk kuvvetlerinde (TSK/Polis) görev almalarına izin verilmezdi.Yapılan sınavlara ve sınavlardan sonra yapılan atamalara karşı genel olarak bir güven vardı.Şimdi ise gençlerin tamamı girdikleri sınavların çalınıp çalınmadığı stresini yaşıyor.Nitekim çok değil 2008-2021 yılları arasında yapılan tüm sınavlarda soruların defalarca çalındığı,hakların yenildiği,liselere,üniversitelere ve devlet kurumlarına haketmeyen kişilerin yerleştiği ortaya çıktı.Şimdi olduğu gibi KPSS'den 90 alan birisinin atanmama gibi bir ihtimali de yoktu.Bugün ise 90 alan birisi mülakatlarda elenirken 50 alan birisi mülakatlardan geçerek kolaylıkla devlete kapağı atabiliyor.

Eski Türkiye'de üniversitelerinde bir ağırlığı vardı.Üniversite sayısı azdı ancak var olan üniversiteler gerçekten 'üniversite' adını taşıyabiliyordu.Akademisyenler günümüzdeki akademisyenlere göre daha eğitimli ve donanımlıydı.Bu üniversitelere gelen gençler gerçekten kendilerine birşey katabiliyordu.Şimdi ise küçük bir ilde ilkokul,ortaokul ve liseyi okuyan bir genç yine bulunduğu ilde üniversiteye gidiyor.Kısacası tüm eğitim hayatını tek bir şehirde geçiriyor.Dahası ufak bir ilin ufak bir üniversitesi olmasından dolayı gerçek anlamda ne akademisyen görüyor,ne üniversite kültürü görebiliyor,ne büyükşehir tecrübesi edinebiliyor kısacası hiçbir şey edinemeden mezun olup gidiyor.Daha sonra bu genç kendisini üniversite okuduğunu sanarak kendi kendini kandırıyor...

Kısacası eski Türkiye her açıdan bugüne bin basar zira eski Türkiye'de insanların geleceğe dair umutları vardı.Gelecekte ülkenin AB'ye üye olacağını,AB ülkeleri gibi her açıdan modern bir toplum olacakları ümidini taşırlardı.Şimdi ise bunların hiçbiri yok.