DEVLET,DİN VE CEHALET ÜZERİNE

quote:

Orjinalden alıntı: akın48

Din unsurunun, ruh ihtiyacı olduğu pisikoloji biliminin ortaya koyduğu bir gerçeklik olmasına rağmen, kitle sömürüsünün de en iyi yollarından biri olduğu alenen ortada olduğu başka bir gerçekliktir. Konunun detaylarına inilmeyecektir. İnsanların kendi korkularından kaynaklı ortaya çıkan dinler, içerisinden çıktığı milletlerin hayat biçimlerimden öğeler taşımış ve milletinin ayrılmaz bir kültür maddesi oluvermiştir. Öyle ki ilerleyen zaman karşısın da özünü tutamayarak; ana başlık kültür çerçevesinde, yapısal değişikliğe uğramış ve de uğramaya devam etmektedir.

Devlet yasalarının belirlenmesin de önemli bir rol oynayan din, gün geçtikçe devletlerin büyümesi, içerisinde değişik inançtan milletlerin bulunması nedeniyle pek çok kere yasaların bir kez daha gözden geçirilmesi, düzenlemelerin yapılması gereğini ortaya koymuştur. Böylelikle anayasalar, kanunlar �Laik� terimiyle tanışmış oldular. Laiklik günümüz de medeniyetin bir gereği olmuştur. Devlet kadar birey de, istediği inancı taşımakla birlikte hukuk devletinde laik olmak zorundadır. Bu şekilde başkalarının inancına müdahale edemeyecek ve din işlerleriyle devlet işlerini birbirine karıştırma gibi bir durum söz konusu olamayacaktır.

Teknoloji yenilenebilir, yasalar yenilenebilir ama dini kurallar yenilenemez� Bu yüzdendir ki temel yasaları dine dayandıran devletler, yeniliğe açık olmayıp; ilerleyen medeniyetler karşısında her daim geride kalmıştır. Bakarsak, Hrıstiyan milletlerin devleti teşkilatlanmalarını dine kuran dönem de yani orta çağ karanlığı adı verilen dönemde, nasıl bir hezeyan yaşandığı bize örnek temsil etmektedir. Günümüz de orta çağ karanlığına en iyi örneklerden biri olarak Afganistan�ı ele alabiliriz. Uzunca bir süre Taliban rejiminin hüküm sürmesi sonucun da ülke, halen daha kaos ortamından kurtulamamıştır. İran�ı örnek olarak belirtmek isteyenlere ise şunu söyleyebilirim ki, ülkemizde ki dini dayatmalar İran�dan pek de aşağı kalır bir yanı yoktur.

Her bireyin dini yorumu farklıdır. Bizim sorunumuz ise öncelikle cehalettir. Cahillik, Türk insanının en büyük düşmanıdır. Dinin, cehaletle harmanlanması sonucu, çok büyük bir tehlikedir. Öyle ki, bu işten kazançlı çıkanlar, din baronları ve de siyasetçileridir. Geçtiğimiz günlerde bir vilayetimizin, belediye başkanın yaptığı terbiyesizlik karşısın da insanlar suskun kalmıştır! Cehaletin doruğunda olmasalar bilirler ki, dünyanın imrendiği bir kurucu öndere sahibiz. Yıllar boyu Ata�ya, yüzeysel bir sevgi sağlamadan öteye gidemeyen eğitim yapılanmasının, gene sınıfta kaldığını görmüş durumdayız.

Bu din baronlarının ve siyasetçilerinin, aslında birer küresel emperyal güçlerinin taşeronu olduğunu kavrayabilmek için öncelikle cehaletten arınmak gerekiyor. Dini özgürlükleri sayıklayıp dururken, petrol için yanı başında Müslüman bir ülkenin işgal edilmesine destek vermek ne büyük bir gaflettir ve de çelişkidir. Meselenin özü din değil oysa� Bir intikam hırsıdır, muhtaç olduğu kudrette, cahil kitledir.

Hatırlatalım; bu ülke, Türkçülük çerçevesin de, Ata�nın belirlediği çizgide kurulmuştur ve öyle kalacaktır�

quote:

Orjinalden alıntı: combaba

din geri bırakır lafı, at gözlüğü tabirini bile geçen bir sığlıkla ele alınmış. insanlar kendi korkularını din yapmış gibi bir saçmalık da daniskası işin.

quote:

Orjinalden alıntı: Burak Murat

quote: Orjinalden alıntı: combaba din geri bırakır lafı, at gözlüğü tabirini bile geçen bir sığlıkla ele alınmış. insanlar kendi korkularını din yapmış gibi bir saçmalık da daniskası işin.

"Inançlar hakikat düşmanları olarak, bazen en büyük yalanlardan daha tehlikelidir."

quote:

Orjinalden alıntı: Fetih

Din insanı cahil yapmaz.Cahil yapan insanın kendi düşünceleridir.

quote:

Orjinalden alıntı: Fetih

Din insanı cahil yapmaz.Cahil yapan insanın kendi düşünceleridir.

quote:

Orjinalden alıntı: Fetih

Din insanı cahil yapmaz.Cahil yapan insanın kendi düşünceleridir.

quote:

Orjinalden alıntı: LostSpace

Neredeyse herkes cahilliğe yeni tanım getirmiş, bizim de çorba'da tuzumuz olsun diyor ve cahilliği tanımlıyorum;

Bence cahillik: İslamın zaman ilerledikçe eskiyebileceğini, emirlerinin zaman aşımına uğrayacağını zannetmek ya da ummaktır. Sonra bir de İslamla çatışan şeylere ayak uydurmaya çalışmaktır.

quote:

Orjinalden alıntı: combaba

yani öyle bir yazı yazmışsın ki olmasan bile ataistlere kitap olacak nitelikte....

din hakkında yazı yazıyorsun ama dinden bi habersin...

hayatında namaz kılmamış birinin namaz kılanlara şöyle kılsınlar demek ne kadar saçma ise senin kide öyle bir şey olmuş.

din geri bırakır lafı, at gözlüğü tabirini bile geçen bir sığlıkla ele alınmış. insanlar kendi korkularını din yapmış gibi bir saçmalık da daniskası işin.

yanlız farkında olmasan da bir gerçeği ilk cümle olarak belirtmişsin. "ruhun ihtiyacı olan din" iyide bu lafı soran bir insan neden bu ruhu basit bir materyal içine hapsetmeye çalışır. ruh neden ihtiyac duyar. bu ihtiyacı kim yerleştirmiştir bi düşün bakalım..

az da olsa tarih bilgisi olan biri olsan, dinin aslında sizin bilim diye tamamen amteryalist anlayışa koyduğunuz gelişmelrin gerçek kökeninin aslında din olduğunu kavrardınız.

quote:

Orjinalden alıntı: EngineerInDefenceInd

sence "cahillik" ile genel gerçel "cahillik" kavramı arasında nedense diplerden gelen bir çelişki var..
"cehalet : Bilgisizlik, bilmemezlik" anlamına gelir..
Bilgisizliğin kaynağı veya sebebi olan herşey "cehalet"in kaynağıdır..
Bu bilgisizliği sadece "dini" bilmemek olarak algılamak ise "fikr'i sabitlik" gstergesidir..

quote:

Orjinalden alıntı: akın48

quote: Orjinalden alıntı: combaba yani öyle bir yazı yazmışsın ki olmasan bile ataistlere kitap olacak nitelikte.... din hakkında yazı yazıyorsun ama dinden bi habersin... hayatında namaz kılmamış birinin namaz kılanlara şöyle kılsınlar demek ne kadar saçma ise senin kide öyle bir şey olmuş. din geri bırakır lafı, at gözlüğü tabirini bile geçen bir sığlıkla ele alınmış. insanlar kendi korkularını din yapmış gibi bir saçmalık da daniskası işin. yanlız farkında olmasan da bir gerçeği ilk cümle olarak belirtmişsin. "ruhun ihtiyacı olan din" iyide bu lafı soran bir insan neden bu ruhu basit bir materyal içine hapsetmeye çalışır. ruh neden ihtiyac duyar. bu ihtiyacı kim yerleştirmiştir bi düşün bakalım.. az da olsa tarih bilgisi olan biri olsan, dinin aslında sizin bilim diye tamamen amteryalist anlayışa koyduğunuz gelişmelrin gerçek kökeninin aslında din olduğunu kavrardınız.

Bilimsel olarak kanitlanan bir baska gercek ise kultur duzeyi yuksek insanlarin dinlere olan ilgisi siradan insanlara oranla daha az olmasidir. Dinlerin daha dogrusu inanc sistemlerinin uzunca bir sureden sonra ozunu hurafelere ve bir takim mantik disi inanclara birakmasi bunda onemli bir rol oynamaktadir. Bilimin isigindan olaylara bakabilen insanlar icin neyin hurafe neyi gercek oldugunu anlamak cokta zor olmasa gerek. Fakat yeteri seviyede egitim alamamis insanlarda bu durum fevkalade guctur.

Gunumuzde hala din kisvesi adi altinda iktidara gelen partilerinde ana kaynaklari yine bu egitimsiz ve hayatini hurafeler uzerine kurmus cevrelerden olusmaktadir. Bu cevreler tum hayat duzenlerini sekilendirmesi icin kendilerini sozde din adamlarinin ellerine birakmistir. Buda egitimsiz insanlarin uzerine uygulanan korku politikalarinin bir getirisidir. Egitim seyivesi dusuk insanlarimiz yasadigi bolgelerde bu durum daha vahim bir hal almistir. Bu tablolarin acunda bir daha yasanmamasi icin kirsal kesimleri sozde hocalarin elinden alarak onlari Ataturkcu egitim kollarina birakmak sarttir. Unutulmamalidir ki avrupa da yasanan reform olaylari bize egitimin, yobazligin ve seratciligin tek ve gercek panzehiri oldugu gostermistir.