Şimdi Ara

COVID19 GERÇEKLERI, ÇOK ÇOK ÖNEMLİ!!!! (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
284
Cevap
5
Favori
15.054
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
55 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • kayihani K kullanıcısına yanıt
    korona dünyanın hiçbir yerinde beklenmedik, aşırı bir fazladan ölüm meydana getirmedi. salgının benzeri salgınlarla kıyaslaması yapılmadı, salgına karşı geliştirilen tutum bilimsel değil. tv aracılığıyla yapılan baskının ise hiç bir açıklaması yok. kısacası bu tv propagandasının karantina evde kal baskısı gibi şeylerin bir anlamı yoktu. ama yapıldı.ve insanlar olduğundan daha büyük bir salgın 'senaryosu' içinde yaşıyorlar şuanda.

    salgın yok diyen yok. buna benzer salgınlar her yıl yaşanıyor olabilir. çünkü korona hiç bir ülkede beklenmedik derece fazla bir ölüm meydana getirmedi. bu konunun gerisinde biz bunları tartıştık. kendi ülke verinize inanmıyorsanız açın diğer ülkelere bakın. ortada gösterildiği gibi bir salgın yok. abd de ölümlerin yarısında PNÖMONİ YOK mesela. bizim dediğimiz şu : O zaman niçin olduğundan büyük gösterme çabası içindeler?

    ortada küçük veya büyük bir salgının olması veya olmaması, tvde propaganda yapılmasına, insanlara evde kal baskısı yapılmasına, karantina yapılmasına, zorla maske taktırılmasına GEREKÇE OLAMAZ. bunların hiçbirisinin bilimsel bir dayanağı yoktur. risk analizleri de yoktur. Bizim konuda dikkat çektiğimiz nokta SALGIN YOKTAN ZİYADE, asıl tehditin salgın değil salgına karşı geliştirilen tutum ile insanların istenilen bir amaca doğru sürüklenmeye çalışılmasıdır.

    -maskenin halkın günlük kullanımında mikrop önlemekten ziyade, mikrop kaynağı olduğuna dair elde kanıt varken, olmadığına dair yoktur.
    -aşılar halen yüksek miktarda zararlı madde içeriyor. ve yapılan aşı sayısı arttıkça çocuklarda görülen kanser ve otizm sayıları da artıyor. bu ikisinin birbiriyle ilişkili olduğuna dair birçok makale var. birçok yazı ve röportaj da var.
    -bt görüntüsü influenza ve korona için ayırt edici değildir. bunu ben söylemiyorum. her yerde yazıyor. araştırdığım yerleri buraya ekleyeyim.
    -burada birçok doktorla tartıştık. birçok yerde korona ve zatüre hastalarının ayrılmadığı gerçeğini değiştirmiyor söylediğiniz. negatifte olsalar sadece bt ye bakarak kovid servisine almanız da zaten aynı şeydir.

    bulunduğunuz yerdeki düşüşler veya artışlar sadece maske kullanımıyla mı ilişkili olacak yani ?. maskeyi aylardır takıyor insanlar. ankara da herkes takıyor. ne oldu ? salgın başkenti olmuş sözde. covid 06 olmuş.
    pcr için taranan genler benzeşmez karışmaz demişsiniz. insandaki bazı gen bölgeleriyle bile uyuşabileceği gösterildi. pcr çok hassas bir testtir. çok az bir virüs kırıntısına bile duyarlıdır. yanlış pozitife meyillidir. fakat spesifik bir sars cov virüsünü ne kadar tespit edebildiği tartışmalıdır. zaten ortada bu kadar spesifike bir şeyden de bahsedemeyiz..

    hastanedeki yoğunluğun sebebide sizsiniz. insanları korkutup hastaneye yığan sizsiniz. evde geçirebilecek kişileri hastaneye yatıran sizsiniz. kovid negatiflere bir torba ilaç yazan da sizsiniz. karın ağrısıyla hastaneye giden insanları kovid şüphesiyle servise yatıran da sizsiniz. yanlış tedavi uygulayan da sizsiniz.


    özel bir şarttan bahsettiğini bende yazdım. dedimki bu 5 değil 10 mikro gram olsun. bebek de 1 değil 2,5 kg olsun . 2 aylık maruziyet sınırı 1500 mikrogram yapıyor. bebeklere verilen ise toplamda 1950 mikrogram. siz halen alüminyum aklayacam diye uğraşıyorsunuz. Ana sütünü bile zor sindiren bir varlık alüminyumu bertaraf edebildiğini nasıl düşünebiliyorsunuz.? 2 ay sürede hangi dozu bertaraf etsin bu çocuk? alüminyumun dokulara girdiği orada kaldığı, savunma hücreleriyle lenf sistemine girdiği, beyne kadar gittiğiyle ilgili birçok araştırma var. siz ise tencereden gelecek alüminyumla vücuda enjekte edileni bir tutabiliyorsunuz. açıkça söyleyeyim doktorların birçoğunun bu konuyla alakası bile yok. hiç bir araştırma yapmıyorsunuz.
    aşıların salgınları önlediği BİR VARSAYIMDIR. medya aracılığıyla aşıların bütün hastalıkların önüne kesin olarak geçtiği bas bas bağrılıyor fakat, aşının yol açabileceği hasar ve maruziyetle ilgili tek bir program göremezsiniz. şuan herkese önerilen grip aşısının dahi koruyuculuğu çok tartışmalıdır. korumasını geç birçok insan ağır derece grip geçiriyor bu aşılardan sonra.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Akordiyon -- 26 Eylül 2020; 18:47:29 >




  • Cühele fışkıracak toprağı sıksan cühela...
  • Akordiyon kullanıcısına yanıt
    "korona dünyanın hiçbir yerinde beklenmedik, aşırı bir fazladan ölüm meydana getirmedi." hocam hastaneye geç gitsem beni öldürüyordu. 35 yaşındayım, sistemik hastalığım yok, spor yaparım (günde 150 km pedal çevirmişliğim var, 4 saat 140 nabız üstünde kalabiliyorum) akciğer kapasitem normalin çok üzerindedir. Dinlenik nabzım 55 çıkar. ne olduğunu anlayamayacağınız için açıkça yazayım, amatör bir sporcuyum. 42 yaşında yakınımı götürdü. 24 yaşında intern doktor rahmetli oldu konyada. hepsi beklenen ölümlerdi sanırım. Salgın senaryosu değil ortada insanları öldüren ciğerlerinde fibrozis bırakarak sakat bırakan bir salgın var. Devletin aldığı tedbirler tartışılır. başka daha etkin metodlar olabilirdi.

    "salgın yok diyen yok." salgın yok demiyoruz ama önlem alınmasına karşı çıkıyoruz. bu önermenizle ilk paragraf çelişiyor. salgın varsa tedbir alınır.

    "buna benzer salgınlar her yıl yaşanıyor olabilir." 2003 yılından itibaren mesleğin içindeyim, yaz günü zatüre yapıp hastanenin nerdeyse tamamı bir hastalık için ayrıldığı, hastanenin tıkabasa dolduğu bir dönem görmedim. hatta 1 yıla yakın yöneticilik te yaptım. kasım aralık gibi koah alevlenmesi, grip salgını, bronşiyolit, zatüre nedeniyle göğüs hastalıklarının yatırdığı hasta sayısı artar. ben hastane yatağında yüzde 20yi geçtiklerini görmedim. Bu arada şu dönemde hastanede yer olmadığı için hafif zatüresi olanların evde tedavi gördüğünü de eklemem lazım.

    tekrar açıklayayım ekonomi nedeniyle devlet tedbiri azalttı, sonrasında vatandaş ta gevşedi. hastanelerde kapasite yetmez oldu. zatüresi olan hastaları daha zor durumdaki hastaları yatırabilmek için eve yolladık. acil olmayan tüm ameliyatlar durduruldu. durumun ciddiyetini böyle anlarsınız sanırım. 1.5-2 aydır sağlıkçıların emdiği süt burnundan geldi. Tvde açıklanan sayılar bana bu sebeple inandırıcı gelmiyor. merak etme ülkenin her yerinden haberleştiğimiz hekim arkadaşlarımız var, durum neredeyse her yerde aynı. tek tedbir maske değil. düğün, almancı vb uygulamalar da etkili oldu. birde insanlar çevrelerinde corona nedeniyle vefat edeni, yoğun bakıma düşeni görünce korktu oto kontrol ile tedbirlere uymaya başladı. bence esas önlem bu oldu. şu dönemde hasta sayıları azalmaya başladı. "bulunduğunuz yerdeki düşüşler veya artışlar sadece maske kullanımıyla mı ilişkili olacak yani ?. maskeyi aylardır takıyor insanlar. ankara da herkes takıyor. ne oldu salgın başkenti olmuş sözde. covid 06 olmuş. ?" ankarada çok fazla hastane var ancak sağlık müdürlüğünde ilgili birimdeki arkadaşlar gözle yapabilir benim bulunduğum ilde tek hastane var. takip etmesi benim için kolay. bu arada Ankaradaki arkadaşlara Allah sabır versin.

    "O zaman niçin olduğundan büyük gösterme çabası içindeler?" olduğunun yarısı kadar gösterseler razıyım.

    "ortada küçük veya büyük bir salgının olması veya olmaması, tvde propaganda yapılmasına, insanlara evde kal baskısı yapılmasına, karantina yapılmasına, zorla maske taktırılmasına GEREKÇE OLAMAZ. bunların hiçbirisinin bilimsel bir dayanağı yoktur." insanlar evde kalmadı zaten ve sonucunu gördü. En iyisi insanları uyarmayalım herkes birden hastalansın kalan sağlar bizimdir. göçenlere doğal seleksiyon deriz emekli parasını ödemekten kurtuluruz, nereden baksan iyi. Damlacık yoluyla yayılan hastalıkların ortak korunma prosedürleri var hepsine birden ayrı ayrı risk analizi vb yapmaya gerek var mı. ayrıca risk analizinin olmadığını nereden biliyorsun, bırak ekranları pubmededeki veriyi okumaya kalksak 1-2 yıl yer. okuduk mu hepsini?

    "-maskenin halkın günlük kullanımında steril kalıp mikrop önlemekten ziyade, mikrop kaynağı olduğuna dair elde kanıt varken, olmadığına dair yoktur." güzel kardeşim sen de hekim değilsin, biyoloji temellii eğitim de almamışsın, bu cümle çok belli ediyor. insanın ağzında yaklaşık 2500 çeşit bakteri 250 çeşit mantar yaşar. dikkatini çekerim çeşit dedim. Bu ağız florasıdır. insanın cildinde kulağının deliğinde barsaklarında vb hemen her dış ortamla teması olan yerinde florası vardır. Maskeler steril olarak üretilmez, üretilse bile steril olmayan ağzın önüne seril maskeyi koyduğın cildine değdiği an sterilliği gider, her nefes vermende kendi floranı üfleyeceğin için zaman içinde mikrop yuvası olur. bunların üremesi için zaman gerekir. o sebeple günde 2 kez değiştirin deniliyor.

    "aşılar halen yüksek miktarda zararlı madde içeriyor.ve yapılan aşı sayısı arttıkça çocuklarda görülen kanser ve otizm sayıları da artıyor." teknoloji geliştikçe azaltılıyor, anne ve babalarımız daha eski nesil daha fazla zararlı madde içeren aşıları oldular. niye otizm olmadılar, niye çocukken kanser olmadılar. bahsettiğin makaleler buna cevap veremiyor mesela. kanser birçok çevresel faktöre bağlı, en başta ömür uzadıkça kanser daha fazla görünüyor. sanayi devriminden sonra 19-20. yüzyılda aşı ve antibiyotikler henüz bulunmamışken ingilterede ortalama yaş 45di şimdi 80in üzerinde tabiki 45 yaşına kadar insan kolay kolay kanser olamadığı için kanser görmüyorduk. diğer faktörleri mesela radyasyon, genetiği değiştirilmiş gıda, yüksek kalori alımı vb gibi hangi metodlar ile dışlayıp
    bu çalışmaları yapmışlar? " birçok yazı ve röportaj da var." riski artırmadığına dair çalışmalar da var.

    "bt görüntüsü influenza ve korona için ayırt edici değildir. bunu ben söylemiyorum. her yerde yazıyor. araştırdığım yerleri buraya ekleyeyim." tek başına bt yazmadım, klinik ile birlikte dedim, lütfen dikkatli okuyun. Ayrıca tecrübeli bir radyolog ikisini birden ayırt edebiliyor. iki hastalık ta akciğerde buzlu cam yapsalar da yapma şekilleri aynı değil, hele yapma hızları hiç aynı değil.

    "-burada birçok doktorla tartıştık. birçok yerde korona ve zatüre hastalarının ayrılmadığı gerçeğini değiştirmiyor söylediğiniz. negatifte olsalar sadece bt ye bakarak kovid servisine almanız da zaten aynı şeydir." yazdıklarımı hekim olmadığın için anlayamamanı normal karşılıyorum. Covid kesin servisler var, orada sıkıntı yok, hasta acile geldi hızlı gelişen nefes darlığı var, akciğer filmi covid, kan tahlilleri covid, öyküsü covid uyumlu, nefges darlığı haricindeki şikayetleri de uyumlu, bu hastayı şüpheli olarak değerlendiriyoruz. yoksa lejyonella zatüresi kliniği ile gelen hastayı şüpheli servise yatırmıyoruz. şu bizim negatif hasta ne hikmet ise favirapir tedavisinden fayda görüyor. Bu arada benim çalıştığım hastanede şüpheli hastalar tek kişilik odada kalıyorlar.

    "pcr için taranan genler benzeşmez karışmaz demişsiniz" kesin ifade kullanmadım, karışması zor dedim, iddia ettiğiniz kadar büyük bir olay olmadığını anlatmaya çalıştım. diğer arkadaş testin yüzde 90 yanlış ölçtüğünü söyledi mesela. o haberi kim hazırladıysa sayıyı abartırken biraz kontrolü kaçırmış. her testin metrenin bile yanlış olma payı var diye ben de belirttim. bu konuda 3. kez yazmam. Bu pcr testi kesin bir test değil. ama elimizdeki yaygın kitleye kullanmak üzere en güvenli, en kolay uygulanan, en ucuz, en hızlı vb en iyi test bu. daha iyisi varsa uygulayalım.

    "hastanedeki yoğunluğun sebebide sizsiniz. insanları korkutup hastaneye yığan sizsiniz. evde geçirebilecek kişileri hastaneye yatıran sizsiniz. kovid negatiflere bir torba ilaç yazan da sizsiniz. karın ağrısıyla hastaneye giden insanları kovid şüphesiyle servise yatıran da sizsiniz. yanlış tedavi uygulayan da sizsiniz." bu paragrafa şu cevabı vereyim, şu anda hastanenin oksijeni kesilse akşama hastaların yarısı vefat eder. konudan bu kadar bu şekilde imalarda bulunmayın. ben niye insanları boş yere hastaneye yatırayım. bakanlığın kriterleri belli iken yatması gereken her hastayı enfeksiyon uzmanına danışıyorum. Ama bu yazdığınızla ne ima etmeye çalışıyorsunuz. lafın ucunun gittiği yer çok ağır bir itham. lütfen daha dikkatli yazınız. Amacımız birbirimize saldırmak olmamalı.
    ayrıca yukarıda belirttim, yatak olmadığı için yatması gereken hastaları yatıramadık, söyledikleriniz gerçekle örtüşmüyor.

    1 kg bebek nereden uyduruyorsunuz, doğum ağırlığı ortalama 3200 grdır. 3 aylık bir bebek yaklaşık 6.5 kg olur, 2. ayında bir çocuk 5 kgnin üzerindedir. bu rakamlarla tekrar hesaplayın isterseniz çünkü hesabınız baştan yanlış olmuş. bir daha yazayım anne babalarımız bu dozun onlarca mislini aldı. Aliminyumun en sıkıntılı konusu alzheimer hastalığına yatkınlık oluşturması. vucutta uzun yıllarda dejenerasyon yapıyor. sindirim siteminden emilebildiği için damardan veya kas içinden, cilt altından almak aynı kapıya çıkıyor. tencere ve tavadan geçen miktar da çok önemli. belki aşıdan aldığın miktarın binlerce katını buradan alıyorsun. hem de tekrar tekrar. mesela aliminyum folyoyu gıdalarınıza direkt temas ettirmeyin bu sebeple. Çocuklar birçok konuda yetişkinlerden daha toleranslıdır.

    "aşıların salgınları önlediği BİR VARSAYIMDIR." https://bilimteknik.tubitak.gov.tr/pdf/2019-eylul lütfen inceleyin, 14. sayfada başlıyor.
    önceki mesajımda aşıya bireysel sağlık sorununa müdehale olarak bakılmadığını toplum sağlığı gözüyle bakıldığını anlatmıştım. tekrar inceleyin, aşı evet zarar da verebilir. bu konulardaki çalışmalar her yönülye devam edecektir. ve aşılar geliştirilmeye devam edecektir.




  • kayihani K kullanıcısına yanıt
    Kayihan hocam, boşver uğraşma. Ben de tıp sektöründeyim. Kardeşim de ben de tıbbi cihaz cihaz firmalarında teknis servis müdürlüğü yapan insanlarız. Eşlerimiz hemşire. İş için tüm Türkiye'yi gezdim. Sabahtan akşama kadar vakalardan çıkmadığım oldu, görmediğim çeşit operasyon kalmadı, karaciğer naklinden bypassa, safra kesesinden, beyin tümörlerine, ortopedi vakalarına. Ciddi cihazların ciddi eğitimlerini alıp kurslarda cerrahlara eğitim verdim.
    2 lisans 1 önlisans diplomam var. Yüksek lisansı yarıda bıraktım işlerden dolayı. Kısmet olursa devam edeceğim.

    Diyeceğim o ki Allah cahilin de hayırlısını versin. Anlatamazsın bazı insanlara. Enerji harcadığına değmez. İlla ki ucu dokunacak ondan sonra anlayacaklar bazıları ama Allah onları da, insanları da korusun ne diyelim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sozuak -- 26 Eylül 2020; 16:39:22 >
  • kayihani K kullanıcısına yanıt
    Saldırı amaçlı yazmıyorum diyip sonra ben göz doktoruyum siz facebook linki paylaşan, okuduğunu da anlama kabiliyeti olmayan birisisiniz şeklinde yazmak...

    Şükür babam 40 yıllık iç hastalıkları doktoru ve her gün kendisine sözde tedavi görmüş hastalar geliyor. Babamdan dinliyorum çoğu doktorun kendini ne kadar geliştirip geliştirmediğini, yayın okuyup okumadığını. Daha teşhis koymaktan aciz, doktorluğu ilaç yazmak sanan çok doktor var ama konumuz bu değil. Konumuz bilimsel olarak uzmanların ne dediği.

    Ben hiçbir zaman facebook linki paylaşmıyorum ancak facebook'ta konusunda uzman biri konuşmuş, yazmış, açıklama yapmışsa elbette referans gösterilebilir. Önemli olan verilen kaynakta kimin konuştuğu ve ne dediği.

    NY Times'da sonuçta bir gazete tabi ama konuyu yazan tıp alanın yaptığı haberlerle ödül alan gazetecinin haberde konuştuğu ve referans gösterdikleri aşağıdakiler :

    Dr. Ashish Jha : director of the Harvard Global Health Institute.
    Dr. Mina : assistant professor of epidemiology at the Harvard T.H. Chan School
    Dr. Angela Rasmussen: virologist at Columbia University
    Wadsworth Center, New York's devlet laboratuarındaki uzmanlar

    Yine PCR konusunda ve testlerin yanlışlığı konusnda konuşan 4 İngiliz profesörünün twitter'daki linklerini paylaşacaktım ancak madem siz sosyal medyadan link istemiyorsunuz ( konuşan konusunda uzman profesör olsa bile) size PCR ve verdiği yanlış + sonuçlar hakkında çalışma yayınlayan Prof Carl Heneghan'ın çalışma linki iletiyorum. İtiraz ettiğiniz bir konu varsa lütfen dile getirin, sizin de bu konuda değerli yorumlarınızı varsa eleştirilerinizi dinlemek isterim. Özellikle artan döngü sayısı ile birlikte çıkan yanlış pozitifler hakkında ne düşündünüz merak ederim.

    Araştırma :https://www.cebm.net/covid-19/infectious-positive-pcr-test-result-covid-19/

    Bundan başka PCR testinde çıkan sonuçların yanlışlığı ve döngü sayısı ile ilgili bilimsel çalışmalar görmek isterseniz lütfen belirtin. Başka linkler de iletebilirim.

    Benim çevremde covidi maile geçirip atlatan, yorumların da 3 sene önceki gripte 1 hafta ayğa kalkamamıştım bunu dah hafif atlattım diyenler var ama herkesin tecrübesi yorumu farklı olabilir bu sebeple çevremden örnek vermiyorum ve verenleri de doğru bulmuyorum.Herkesin algısı farklı olabilir. Bu sebeple tekrar soruyorum :

    DSÖ veya dünyadaki diğer ülkelerin sağlık bakanlığı sitelerinin bir tanesinde "bakın bunlar grip ile kovid arasındaki farklardır" bu tip farklılıklar vardır diye bir bilgi var mı?


    Oxford Üniversitesi'nin Kanıta Dayalı Tıp Merkezi'nin yöneticisi, Profesör Carl Heneghan, çok net şekilde PCR testi yanlış pozitifler veriyor diyor ve bunu da açıklıyor. Bu gerçeği paylaştığım için siz bana ne hakla "kendinize çekin düzen verin" diyebiliyorsunuz? Ya adamın söyledikleri yalanlayın ya da susun.




  • Sozuak S kullanıcısına yanıt
    amin hocam,

    esas yazma amacım belki etkilenecek insanlar olur, bu insanlar konun başka taraflarını da görsünler
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Windows95

    "PCR testleri bulduğu kalıntıyı onlarca kez cogaltır ve sizin vucudunuzda korona var der" den sonrasını okumadım.
    bu resmi bir bilgidir. hastaneye git sor. kesin resmi bir bilgidir. çalışma prensibi böyle.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi druen -- 26 Eylül 2020; 19:11:53 >
  • kayihani K kullanıcısına yanıt
    Hocam sizi tanımam etmem. Uzun uzun mesaj attığınızı görünce dikkatimi çekti. Benden size ufak bir tavsiye(ki ben de 1-2 hafta once sizin pozisyondaydim) ; kendi akil ve ruh sağlığınız icin tartıştığınız sahislarla konu bir arpa boyu yol almiyorsa engeleyin geçin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Eniştem korona oldu, 1 haftadır yoğun bakımda... Boyun kısmına delik açıp oksijen veriyorlar sana da öyle yaptıkları zaman maskeni çıkarırsın covid 19 boş hastalık dersin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • nucro kullanıcısına yanıt
    öncelikle nihayet kaynak olacak bir link paylaştığınız için teşekkür ederim.
    Attığınız link hastalığın değişken sürecindeki test hatalarından bahsediyor. İddia ettiğiniz kısımlara pek değinmiyor.

    "okuduğunu da anlama kabiliyeti olmayan birisisiniz" üstü kapalı ima ettim çünkü, yazdıklarımı okuduğunuzu varsaydım ve anlamadığınız ortadaydı. hatta bu son yazıda kendi attığınız makaleyi tam anlamı ile anlamamışsınız. Test yanlış demiyor, testin hataya düşebileceği evrelerden bahsediyor. mesela önceki iddanızda olan infuenza lokusunu covid sayar da demiyor. ayrıca ben test yüzde yüz doğru demiyorum ki.
    bu testin kullanılamayacak ölçüde hatalı sonuç verdiğine dair, yanlış pozitif ve negatif değerleri, odds ratiosu felan hesaplanmış bir çalışma var mı?

    Babanızın tecrübelerine babanız alnattığında saygı duyarım, emin olun arada tecrübe taşırken eksik taşıyacaksınız. ben temelde cerrahım, zilyon tane yayın okusam daha mı iyi ameliyat yapacağım. hekimlik mesleği usta çırak ilişkisidir. yayın ve kitap okumak çok önemlidir. ancak daha önemli birşey var, tecrübe, onun aktarımı usta çırak ilişkisi ile uluyor. babanıza sorun bana hak verecektir. Ben 40 yıl bu işte çalışmış tecrübelenmiş bir hekimi, yeni başlayan ama çılgın gibi makale okumuş bir hekime yeğlerim. Bizde tecrübe bilgiden önce gelir ama işin mükemmeli tecrübe ve bilginin beraber olmasıdır. Anadolu şartlarında bir hekimin mezun olduktan sonra kendini geliştirmesine pek gerek yok, fakültede öğrendiklerinin yüzde 80inini 2 yıl içinde unutacak ve bir daha pek işine yaramayacak.

    "Ben hiçbir zaman facebook linki paylaşmıyorum" yazınızdan alıntılayalım mı? birsürü facebook diye başlayan link var. bas baya paylaşıyorsunuz. dilipak ta kaynak gösterilmiş mesela. hadi sizin linkler kaldırıldığı için facebooktan verilmiş olsun, videodaki kişilere neden güvenelim, tekrarlanabilir bir çalışmayı mı açıklıyorlar. Madem iddialarına çok güveniyorlar, yaparlar çalışmayı, yayın paylaşırlar, biz de o yayınlar üzerinden konuşuruz.

    Ny times gazetedir yahu, iddia edilen konunun çalışması varsa değerlendirelim. gerçekten test yüzde 90 hatalı mı yazıyor.

    Dsö de ve sağlık bakanlığı sitelerinde bu tür bilgiler genellikle paylaşılmaz bu tür klinik yaklaşımlar eğitim kitaplarında olur. Babanıza sorabilirsiniz. sağlık bakanlığının şu adresinde covid ile ilgili rehberleri var. bu adresten genel bilgiler epidemiyoloji ve tanı kısmından alıyorum, sf 17 Ateş, öksürük, nefes darlığı, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrıları, tat ve kokualma kaybı veya ishal. bunlardan nefes darlığı tat ve koku alma kaybı gripte beklenmez. Ancak gribin böyle bir rehberi yok genel tıbbi bilgimizi ve enfeksiyon kaynaklarını refere edebiliriz. grip ile karşılaştıran ciddi bir makaleye henüz ulaşamadım. bu linkte de dsö den, 17 mart tarihli yani biraz eski, bahsettiğim bulgular daha yeni toparlanıyor. ancak grip ile covidin inkübasyon süresinin farklılığından bahsetmiş mesela. klinik için önemli bir antite, ben de bahsettim zaten, bu da mayoclinikten,https://www.ynhhs.org/patient-care/urgent-care/flu-or-coronavirus, yaleden. ama tam istediğim şekilde bir review bulamadım, olanlar eski tarihli.


    "Oxford Üniversitesi'nin Kanıta Dayalı Tıp Merkezi'nin yöneticisi, Profesör Carl Heneghan, çok net şekilde PCR testi yanlış pozitifler veriyor diyor ve bunu da açıklıyor. Bu gerçeği paylaştığım için siz bana ne hakla "kendinize çekin düzen verin" diyebiliyorsunuz? Ya adamın söyledikleri yalanlayın ya da susun." testin yanlış sonuç verebildiğini, bu şartlarda elimizdeki en iyi testin bu olduğunu, gün geçtikçe testin daha iyiye gittiğini ben de yazdım. Bunun aksini yazmadım ki. size de bu yüzden kendinize çeki düzen verin demedim.

    ben yalan söylüyor olabilirim, inanmayın bana babanız ne güzel doktor imiş. babanızla birlikte lütfen ilinizdeki pandemi polikliniğini bir ziyaret edin. hekimlerle görüşün.

    siz hastalık abartılıyor, maske takmaya ne gerek var önlem almaya ne gerek var diyerek linkler paylaşıp insanlar kaosa sürüklüyorsunuz. benim uyarım bu noktayadır. bu bilgiler tam olarak doğru mu. benim gibi yanlış diyen insanlar var, hem de mesleğin içerisinde, sizce şüpheyi ve gözlemi hak etmiyor mu? eğer insanlar size inanırsa farkında olmadan insanların fibrozis nedeniyle sakat kalmasına belki de canına sebep olacaksınız. bu sebeple bu kadar güçlü iddiaları tek yanlı taraflara inanarak değerlendirmeyin. gerçek çok uzağımızda değil. bir ziyaret kadar yakında.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kayihani -- 9 Ekim 2020; 22:14:3 >




  • spongebob55 kullanıcısına yanıt
    teşekkür ederim, uyarınızı dikkate alacağım.
  • balomer kullanıcısına yanıt
    Komplo diyenlerde ki şu mantığı anlamıyorum. İlaç sektörünün falan ' çok mu masum olduğunu sanıyorlar ? İlaç şirketlerinin geçmişte insanlara kurduğu tuzaklara dair haberleri hiç mi okumamışlar ? Covid 19 denen bir hastalık var bunu bende biliyorum ' diğer arkadaşlarda biliyor. Burada söylemek istenilen şey ' müthiş bir korku algısı oluştu toplumda' hatta dünyada. Daha önceki yıllarda covid 19 salgınından daha ölümcül salgınlar ortaya çıktı fakat o salginlarda bile 'medya bu kadar korku psikolojisi yaratmadı. Komplo diyerek insanları küçümseyenler ' dünyanın toz pembe bir yer olduğuna inanmaya 'devam etsinler..

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • ilginç cidden.. Düz dünya teorisyenleri neyse "korona boş bir hastalıktır, herhangi bir gripten farkı yoktur" diyenler o gözümde. En son düz dünya inancı yayıcılarından biri yere çakılıp can vermişti. Korona'yı ciddiye almazsak sonumuz farklı olmaz.
  • Ne yazmış bakıyım dedim. Daha pcr nedir, ne işe yarar bilmeyen insanlar komplo üretir olmuş :D doktorlar şuan biyerleriyle gülüyor da neyse :) pcr kısmına kadar okudum zamanım boşa gitti, sizin de gitmesin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Dr.Bilgehan Bilge'den alıntıdır:



    VENTİLATÖR İÇİN "SORRY!.."
    Ventilatör: Solunum destek cihazı, çelik ciğer..
    Covid-19 salgınının zirve yaptığı tarihlerde. Bilim insanları (Hekimler) hastalığın tedavisi için gereken altın standart olarak hastaların ventilatöre bağlanması gerektiğini açıkladılar.
    Tüm dünyada hastalar "gereklilik-ihtiyaç- yelpazesi" genişletilerek "entübe" edildi ve ventilatörlere bağlandı.
    Gereklilik yelpazesinin genişletilmesi tanımının günlük hayattaki tam karşılığı yaklaşık olarak: Gerekli ,gereksiz kullanma halidir.
    Bir nev'i askeri tabir ile "atış serbest" emridir.
    Bu karar alındığı tarihten önceki tıp literatürü ventilatör konusunda hekimleri uyaran binlerce bilgi birikimi ve deneyim içerir.
    Öyle ki; Hiç bir sağlık problemi olmayan bir insanın ventilatöre bağlanması bile "ölüm" dahil pek çok yan etkiye sahiptir.
    Bir hastanın ventilatöre bağlanması için gereken şartlar ilgili hekimler tarafından ayrıntıları ile incelenir, tartışılır ve fayda risklerden fazla ise karara bağlanır.
    Bu karar hastadan hastaya değişir. Yani aynı hastalık nedeni ile tedavi gören bir hasta için entübasyon ve ventilatöre bağlanma ortak kararı,
    diğer hasta için gerekli olmayabilir ve hatta ölümcül riskler barındırabilir.
    İşte bu bilgiler göz önüne alındığında Covid-19 hastaları için "genişletilmiş gereklilik yelpazesi" üzerinde fazla araştırılmamış, düşünülmemiş bir karar olarak tıp tarihine geçmiştir.
    Covid-19 hastalarının "gereksiz" yere ventilatöre bağlanmalarının tedavide fayda değil tam tersi ileri derecede zarara yol açtığı ile ilgili ilk bilimsel çalışma sonuçları yayınlandığında tüm dünya hekimleri
    inanılmaz bir şaşkınlık içerisinde kalmıştır.
    Hekimlerin büyük bir kısmı bu gerçeği yani " gereksiz ventilatöre bağlanma neticesinde gerçekleşmiş ölümleri" kabul etmekte oldukça zorlanmıştır.
    Bu çaresiz inkar ve gerçeği reddetme elbette kanıtsal değil daha çok vicdani bir reddir.
    Çünkü arka arkaya gelen saygın bilim merkezlerinin verileri bir birini desteklemekte ve şu sonuca ulaşmaktadır. : Ventilatör öldürür!..
    Tıp garip bir bilimdir. Gereksiz yere yapılan tüm işlemler hüsran ile sonuçlanır.
    Bu yüzden tıp tarihi gerekli işlemler kadar gereksiz işlemler konusunda da bilgi verir.
    Gereksiz ventilatör uygulaması ile ilgili yüksek ölüm oranlarına dikkat çeken ve artık tüm dünya tarafından çalışma sonuçları kabul edilen bilim insanlarının konu hakkındaki yorumlarından bir kaç örnek vermek istiyorum.
    "Üzerinde hiç düşünmeden ve eski bilgileri görmezden gelerek bazı hastalarımızı endikasyonsuz (gerekmeden) entübe ettik. Üzgünüz. "
    "Genişletilmiş endikasyonu öncelik tanıma kaygısı ile özellikle meslektaşlarımıza uyguladık. Pek çoğunu kaybettik. Utanç verici bir hataydı."
    "Bu gün elimizde olan veriler yeni değil. SARS virüsü (MERS-SARS) ile ilgili bilgilerimiz çok daha eski. Ve bu tip virüslerde ventilatörlerin kullanılması ile ilgili tehlike konusunda bilgi ve tecrübeler var. Bunlardan yararlanmadık.Üzgünüz.."
    Yaklaşık 42 saygın bilim insanı bu ve buna benzer açıklama yaptı konu ile ilgili.
    İngilizce de "üzgünüm ve özür dilerim'i ifade eden kelime aynı.
    Şimdi biliyoruz ki. Ki 2013 de de biliyormuşuz.
    Ventilatör çok gerekmedikçe bu virüs salgınında kullanılmamalıdır.
    Ancak henüz üç - dört ay önce
    Bilim insanları öyle bir yaygara kopardılar ki!..
    Sanki ventilatör olmadan bu hastalık iyileşemez algısı oluştu kamuoyunda.
    Elon Musk bile bıraktı işi gücü ventilatör üretimine girişti.
    Diğer ülkeleri bilemem.
    Sağlık bakanlığı verilerine göre ülkemizde ventilatör sayısı 50.000 civarında.
    Genişletilmiş gereklilik döneminde bile bu cihazların %2 (yüzde iki)'sine ihtiyaç duyuldu.
    Hekimlik usta-çırak işidir. Ve kadim bilgiler her zaman değerlidir. Şimdi panik halinde hekimler kadim bilgilerden uzak görüş beyan edebilir,
    Ve hatta dün ak dediklerine bu gün kara diyebilir.
    Ve hatta birbirlerine farklı düşündükleri için uluorta hakaret edebilir.
    Su akar yolunu bulur.
    Gerçek er ya da geç tüm kirlenmelerden arınarak ortaya çıkar.




  • BeutaLLethaL B kullanıcısına yanıt
    resmi ve kesin bilgidir. boş demeniz saçma olmuş. pcr testlerinin çalışma mekanizması budur. farklı bir şekilde yapılıyorsa bizi bilgilendirin.
  • covid pandemisi toplum mühendisligi ve yeni dunya duzeni sevdalilarinin bir ürünü yada malzemesi. tehlikesizdir demiyorum ama abartildigi ve herseyi kitledigi de ortada. ayrica cinde patlamisti guya komple kalkti adamlar maskesiz havuz partileri yapiyorlar. ahhh nerede o titreyerek yolun ortasinda yere yikilan kovidliler :D :D avrupada amerikada ve ulkemizde boyle bi manzara yaşandı mı?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Baştan sona zırva, baştan sona yalan dolan, baştan sona 3. sınıf komplo teorisi.

    Ne yapmaya çalışıyorsun sen?

    Kime hizmet ediyorsun?
  • nucro kullanıcısına yanıt
    Kaynak diye verdiği zırvaların çöp kadar değeri yok.
  • kayihani K kullanıcısına yanıt
    kayihani bey. ben size dünyanın hiçbir yerinde fazladan beklenmedik bir ölüm yok diyorum. siz başka şeylerden bahsediyorsunuz. aşağıda 2009-2017 arası türkiyede gerçekleşen toplam vefat sayıları var. yıllar arasındaki farka bakınız. İtiraz ettiğimiz noktayı size halen anlatamadık ve siz anlamaya da çalışmıyorsunuz. Korona virüsüyle ilgili yapılan hiçbir araştırma veya analiz yok ülkemizde. varsa da bundan insanların haberi yok. Çünkü insanlara tv ile propaganda yapılıyor. salgın propagandası. korona bilimsel şekilde tartışılmıyor kesinlikle. İnsanlara hergün yeşil tablo ile korona ölüm sayılarını göstermek yerine , toplam ölümlerdeki artışların, enfeksiyon veya solunum sistemi hastalıklarındaki artışların ne kadar beklenen sınırlar içinde olduğunu anlatsalar, toplam vefat sayıları beklenen sınırlar dahilinde mi, benzer salgınlar ile istatiksel olarak ne kadar farklı seyrediyor bunları konuşsalar ? bir korona virüsünden dünya pandemisi ilan edecek kadar beklenmedik durumlar varmı, bunlar niye hiç tartışılmıyor ? Devamlı bir varsayım üzerine aksiyon. Elimizde sadece propaganda var , başka bişey yok.

    COVID19 GERÇEKLERI, ÇOK ÇOK ÖNEMLİ!!!!


    2020 ilk sekiz ay vefat toplamı = 309.632
    aynı hızla giderse 464.448 olacağını varsayalım. bu sayıyı ve diğerleriyle arasındaki farkı, geçmiş farklarla karşılaştırın.
    anormal bir durum varmı ? bunu isterseniz hiçbir 'önlem' almamış diğer ülkeler için de uygulayın. gene birşey değişmiyor. halka neden anormal bir durummuş gibi lanse ediliyor ? madem bir salgın var, neden panik ve endişeyi azaltmak yerine haber yapmak varken, tam tersi yapılıyor ? neden aylarca bir evde kal baskısı yapıldı, maske zorlaması yapıldı, okullar kapandı. NE İÇİN?
    39000 kişinin fazladan öldüğü yıl herşey çokmu yolunda gidiyormuş ? bu seneyi anormal yapan gerekçeyi ben göremiyorum, nedir? insanların hayatlarının zorla değiştirilmesinin gerekçesi nedir ?
    fazladan ölümler tabiki önemlidir ve nedenleri araştırılmalıdır. ama bu insanlara bu denli baskı yapılması için bir sebep değildir hiçbir zaman.

    hastaneyi dolduran şey nedir ? virüsün ölüm oranlarına baktınızmı, bulaşıcılık tahminlerine baktınızmı ? hastaneyi dolduran şey, insanlara verdiğiniz korku, hastalıkların nüksetmesi, çoğalması, insanların panik olması. herkesin hastaneye yığılması da olabilir ?

    pcr testleri yüksek döngü sayısında kullanılıyor. birçok asemptomatik vakanın sebebi bu. bu kadar hassas test kullanırsanız kovidle alakası olmayan kişilere de teşhis koyarsanız. semptomsuz kişilerin hastalık yayıcı olduğuna dair elde bir kanıt yok. bu kadar hassas döngüde çalışmanızın sebebi nedir?.
    Diyelimki kovid (+) siniz. influenza (+) de olamaz mısınız ? İlla tek bir virüs mü hasta ediyor insanı? veyahut kovidin influenzaya fark ettiren bir ölüm oranı mı var? bir kovid hastasını başka bir viral zatüre hastasından kesin olarak ayırt edebildiğinizi ispatlayabilir misiniz ?


    amacımız kimseye saldırmak değil, bir hastane doluluğundan bahsediyorsunuz. bahsettiğiniz bu doluluğun türkiyenin toplam vefat istatistiğindeki gibi beklenmedik bir durum olup olmamasından ben şüpheliyim. bu doluluk daha önce yokmuydu yani ? 2018 de 20.000 kişi ölmedi mi zatüreden? o zaman boşmuydu hastaneleriniz.? burda şöyle, şurda böyle diye niteliksel olarak konuşmak ne işimize yaracak ? elinizde veriniz varmı ? bu seneki doluluğun bana beklenmedik bir oran olduğunu ispatlayabilir misiniz?


    1 kg bebek diye uydurmadım ki ben 2,5 kgdan hesap ettim 2 ayın her bir günü için ortalama, ister 3kg olsun ister 5 kg. alüminyum için daha bir maruziyet sınırı bile belirlenmemiş olduğunu görüyoruz. El kadar bebeğin vücuduna koruyucu madde enjekte edilmesini ben doğru bulmuyorum. çocuğun gramajına göre bile maruziyet değişen bir durumda hiç bir doktorun ve hemşirenin veliyi bilgilendirmek şöyle dursun hiçbirşeyden haberi dahi olmamasını da KINIYORUM..

    halen geçmişte daha çok zararlı madde içeriyordu diyorsunuz. Niye veriye dayalı konuşmuyorsunuz?https://www.jpands.org/vol21no4/miller.pdf
    burada artan dozu görebilirsiniz.
    Halen alüminyum tencereden bahsediyorsunuz. Sindirim sisteminden ne kadar emiliyor ? Enjekte edildiğinde giren miktar ile aynımı ?


    "Afrika'da çocuk felci bitti" açıklamasından bir hafta sonra Çad ve Sudan'da yeni vakalar çıktı. Birleşmiş Milletler'den yapılan açıklamada Çad ve Sudan'daki yeni vakalara oral çocuk felci aşısının sebep olduğu kaydedildi. 21st Century Wire sitesindeki haberde de bu gelişme için "BM, Bill Gates Vakfı'nın sağladığı aşıların Afrika'da aslında çocuk felcine neden olduğu itiraf etmek zorunda kaldı" yorumu ile verildi.
    sabah
    “Gates Vakfı’nın aşısı çocuk felcine neden oluyor”
    https://www.sabah.com.tr/dunya/2020/09/06/gates-vakfinin-asisi-cocuk-felcine-neden-oluyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Akordiyon -- 26 Eylül 2020; 22:43:59 >




  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.