Şimdi Ara

COVID19 GERÇEKLERI, ÇOK ÇOK ÖNEMLİ!!!! (8. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
284
Cevap
5
Favori
15.054
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
55 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • roser137 R kullanıcısına yanıt
    bu hastalığın benzeri viral hastalıklardan örneğin gripten ne kadar farklı bir bulaşıcılık ve öldürücülük tahminleri var hiç araştırdınızmı ? maske kullanımıyla ilgili daha önce yazılmış birçok makale var, cerrahların ameliyat ortamın kullandığı maskelerin üzerinde birçok çeşit virüs var, bunlar ortamda bakteri ve virüs yoğunluğunu da artırıyor aynı zamanda. birçok çalışma var. https://forum.donanimhaber.com//mesaj/yonlen/145672559

    günlük hayatta maskeyi isteyerek takan insanlar daha az rahatsız olacaklardır. siz nefes alamıyorum diyen bir insana zorla maske taktırıyorsanız, tabiki bundan zarar görüyor insanlar. bununla ilgili çalışmaya ben rastlamadım. bu en başta insan hak ve özgürlüğüne aykırıdır. nefes alamıyorum, zorlanıyorum diyen bir kişi için maske olayı biter. maskenin solunumda yarattığı güçlük herkes tarafından tecrübe ediliyor, bununla ilgili bir çalışmaya gerek varmı ? herkese hava sıcaklığı, nemi, kişinin yaşı, hastalıkları sorulmadan bir insana al sen bunu tak denirmi ? BÖYLE İŞ OLURMU? bunun neresi bilimsel ? yazıklar olsun bu zorunluluğa sesini çıkarmayanlara.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Akordiyon -- 26 Eylül 2020; 22:42:0 >




  • kayihani K kullanıcısına yanıt
    Makaleyi anlamayan kim acaba? Testin hataya düşeceği evreyi neden gösteriyor?

    Şu ne demek: caution needs to be applied to the results as it often does not detect  infectious virus.

    Sonuçlara dikkat etmek lazım zira :Test genellikle enfekte eden virüsü tespit etmiyor.

    Hala bana test yanlış demiyor diyorsunuz.

    PCR results may lead to restrictions for large groups of people who do not present an infection risk.

    PCR testi, enfeksiyon riski olmayan büyük gruptaki insanlara yasaklar/ kısıtlar gelmesine sebep olabilir

    Şimdi soruyorum : okuduğunu da anlama kabiliyeti olmayan kim?

    İstersen önce bir mesajı atan kişi kim, ben kiminle yazışıyorum bunlara bir tespit et, hala bana facebook linki diyorsun. Ben facebook linki vermedim ama veren de eğer biz uzmanın çalışmasına/ yazısına link vermişse neden vermesin?

    NY Times gazete diyerek neyi küçültmeye çalışıyorsunuz, gazeteye konuşanları mı? Bence boşuna uğraşıyorsunuz heralde sizden bu konuda daha tecrübeli ve bilgililer ki en azından döngü nedir, neden önemlidir, döngü sayısı arttıkça ne olur anlamışlar açıklamışlar. Basit soru: siz döngü (Ct değeri) ne demek anladınız mı? Neden artan Ct ile sonuçlar yanlış çıkıyor anlasınız mı?



    Dr. Ashish Jha : director of the Harvard Global Health Institute.
    Dr. Mina : assistant professor of epidemiology at the Harvard T.H. Chan School
    Dr. Angela Rasmussen: virologist at Columbia University
    Wadsworth Center, New York's devlet laboratuarındaki uzmanlar



    COVID19 GERÇEKLERI, ÇOK ÇOK ÖNEMLİ!!!!aşılmaz

    Dsö de ve sağlık bakanlığı sitelerinde kovid semptomları yazıyor. Şimdi lütfen sizin tespit ettiğiniz farklar neden yzılmamış onu açıklayın.

    Sizin bahsettiğiniz farkları hatırlatalım:

    gripteki kas ağrısı ile coviddeki bambaşka, hastalar çok güzel tarif ediyor, koku kaybı, burun akıntısı, satürasyon düşüklüğü, nefes darlığı, yorgunluk, öksürük, ishal, grip ve covidde birbirinden ayrışıyo

    https://www.grip.gov.tr/depo/Afis_brosur/yeni_afis_brosur/thumb_brosur_12_5de37.pdf

    Devletimizin hazırladığı grip sitesindeki bilgilendirmede sizin söylediklerinizin yarısından fazlası gripte görülür yazıyor?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Torlak Kemal kullanıcısına yanıt
    Neden? TV de duymadığın için mi :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Akordiyon kullanıcısına yanıt
    hastane doluluk oranı ile ilgili konuda çok defa yazdım. zatüre bazı mevsimlerde yükselir, bu mevsimlerde bile ztüreye eşlik eden hastalıklar da işin içine katılda toplam sayı yüzde 20 civarı olur. şu anda sayının yüzde 80 olduğu, hatta yer olmadığı için aslında yatarak tedavi görmesi gereken hastaların eve gönderildiğini anlattım. (şimdi siz kalan yüzde 20 ye takılırsınız, kalp krizi, felç, kanser vb hastalıklara hizmet verilmeye devam ediyor, bu yataklarda ciddi hastalar hizmet almaya devam ediyor). eve gönderdiklerimiz hariç mevsim normallerine göre en az 10-15 kat zatüre hastası var. hemen hiçbiri yaygın olan bakteryel sebeplerden de değil üstelik. Gribin zatüresi bakteri kaynaklı olanlara göre çok daha nadirdir. hastanede hasta yatıracak yer yok 2 aydır ameliyat yapamıyorum. yazdıklarımın gözlemi çok kolay en yakın pandemi hastanesine gidiniz.

    Yılın bu mevsiminde bu sayıda zatüre yapan hangi hastalık var, siz gösterin madem, biz öğrenelim. Yazdığım yazılarda favirapirin gribe etkili olmadığını yazdım, ancak hastaların ne hikmetse favirapir tedavisi ile iyileştiğini de yazdım. Evet covid üstüne grip eklenebilir, hastanın kliniğinde influenzadan şüphelenirsek tedaviye oseltamivir de ekliyoruz. yüzde yüz diye her kavramın cevabı tıpta hayırdır. daha safra kesesindeki taş ile kalp krizi yüzde yüz ayrılamıyor. o sebeple yüzde yüz sorunuz anlamsız. klinik olarak ayrım yapılabiliyor, karışan vakalar da var tabi. tedaviye oseltamivir ekleniyor.

    tekrar yazayım devletin enflasyon oranına güvendiğim zaman sağlık bakanının sayılarına güvenirim. Ankara belediyesi defin sayılarının bakanlığın açıkladığı sayılardan farklı olduğu açıkladı. Google a yazarsanız birsürü haber çıkıyor. Ülkeye turist gelsin döviz gelsin diye sayılar saklandı. O sebeple rakamlar resmi olsa bile bana güvendirici gelmiyor. ufacık ilçe kadar şehirde polikliniğe 6-700 kişi başvuruyordu günde 300 hasta + çıkıyordu. bakan ülkenin toplamını 1500 açıklıyordu. şimdi bu verilere benim inanmamı beklemeyin.

    evet türkiyede ciddi bir çalışma yürütülmüyor, bunu yapabilecek kurum bakanlığın halk sağlığı daire başkanlığı. Ama bakanlık dedik, sayılar doğru değil dedik, bu çalışma nasıl yapılacak peki? bu serzenişte sonuna kadar haklısınız. keşke güvenebileceğimiz sayılar olsa ve bu sayılarla konuşsak.

    göz ardı ettiğiniz bir durum var o 39000 fazladan ölüm pkknın ülkeye neredeyse 30 yıllık maliyeti, bir başka durum ise bu sayı alınmış yarım yamalak tedbirlere rağmen böyle. sizin önerdiğiniz gibi hiç tedbir alınmasa ne olurdu bilemeyiz. tedbir alınmayan ülkeler bize kıyas olamaz, evde tek başına yaşayan, sosyal iletişimi bize göre kısıtlı olan, vatandaşı bilinçli nufusu nispeten az ülkeler ile biz bir değiliz.

    bir de bu hastalığı aşı bulunmasza eninde sonunda hemen herkes geçirecek, grip gibi düşünün, ömründe hiç grip olmayan ne kadar az insan var. Ama burada geçirme hızı çok önemli. yaşadığım ilde maksimumda 800 hasta yatağı var, düşünsenize salgın kontrolden çıktı 2500 kişinin hastanede yatması gerekti. Özellikle bu sebeple salgın kontrol altında tutulmaya çalışılıyor.

    ramazan bayramında sokağa çıkma yasağı vardı, kurban bayramında olmadı, tatil furyası, gurbetçi akını, yabancı turistler, yerli turistler (istanbul ankaradan memlekete dönenler) tablosu ile hastalık ağustos itibari ile pik yaptı, eylülde ciddi seviyeye geldi, benim yaşadığım ildeki hastanenin kapasitesi aşıldı, tam bu noktada genelge vb ile düğünler durdu, ama en önemlisi çevresinde (memleket küçük yer haberler hızlı yayılıyor) hastalığı görenler kendi tedbirini almaya başladı. maskesini düzgün taktı. ağustosta günde 80 hastagöz muayenesine geliyordu, şimdi sayı 20-30 arasında değişiyor. halbuki randevular açık. randevu açıldığı an 15 günlük proğram 1 saatte dolardı, şimdi pzt gününe kendime randevu alabilirim. Bu da anormal veri, çünkü insanlar covid kaparız diye hastaneye gelmiyor.

    paylaştığınız linkte grafikte 1999 yılından bir çizgi var dikkatinizi çekti mi? orada aşılardan civanın çıkarıldığı yazıyor. civa yerine aliminyum eklendi. ben yazdıklarımda koruyucu madde dedim, civa ve aliminyum haricinde maddeler de var, tiamersol mesela. civa aliminyuma göre kat kat zehirli bir madde. Aliminyum zararsız bir madde gibi bir iddam olmadı, paylaştığım bilim teknik makalesini okuduysanız neden aşılandığımızı anlamışsınızdır. Vucuda verilen sadece aşı değil her ilaç aslında bir zehirdir. kar ve zarar terazisine konulur kar ağır basarsa ilaç kullanılır. aşı için de durum böyle, aşılamada bir fark var bireysel değil toplumsal düşünülür. yine verdiğim bir örneği tekrarlayayım. özellikle canlı aşılarda (polio-çocuk felcinde canlı aşılama seçeneği vardır) aşılanan sağlam kişinin hasta olma ihtimali her zaman vardır. 1000 kişiye aşı yapmazsan 700 ü hastalanır, aşılarsan 1000 kişiden 15-20si aşıya bağlı hastalanır hiçbir aşı hastalıktan yüzde yüz korumayacağı için 50 kişi aşılanmasına rağmen yine de hasta olur. 1000 kişinin 700ü hastalanacağına 70 i hastalanır. emin olun aşının hastalık yapma potansiyeli benim verdiğim örnekten daha düşüktür. burada amaç toplum sağlığıdır. Afrikadaki aşılamadan haberim yoktu, ama siz daha örneği vermeden ben tam olarak bunu anlatmaya çalışıyordum.

    ayrıca toplumun genelinde bağışıklanma aşı olmayan hastaları da korur. hastalığın yayılımında bağışık olmayan konağa sıçraması zorlaşır. Bu sebeple bütüncül bakışta gelecek fayda için aliminyum gibi maddeler aşıda vardır, zararları daha düşük olduğu için göz ardı edilirler. Bu durumu doktorlar biliyor merak etmeyin. Ülkedeki hekimler avrupadaki meslektaşları gibi günde 15 hasta bakmadığı için bu tür bilgilendirmede bulunamıyorlar. Günde 80-200 hasta bakmanın böyle bir maliyeti var. Ayrıca siz daha elini yıkamayı öğretemediğiniz hastaya (bu gözler kondomu hap sanıp yutan gördü) aşı risklerini nasıl anlatacaksınız, nasıl karar vermesini bekleyeceksiniz? Her yazdığımız ilaçta koruyucu madde var, her ilacın zehir potansiyeli var. reçete yetkisi neden hekim dışında bir meslek grubuna verilmiyor demek ki sebei var. bu risk durumunu yönetmek bizim işimiz. Tencere ve folyo önerimi dikkate almanızı öneririm. Aliminum gibi metaller çok küçük molekül oldukları için barsaktan çok kolay emilirler.

    Gripten covidden çok çok daha bulaşıcı su çiçeği var, yahu neden bu hastalığı artık geçirmiyoruz çevrenizde en son ne zaman bir çocuğun yetişkinin kızamık, su çiçeği, çiçek, hepatit a b, tetanoz, çocuk felci, boğmaca, verem, difteri vb olduğunu gördünüz. 1900 lere göre bu hastalıkların azalmasının sebebi ne olabilir. şimdi aliminyum bu hastalıkların hangisinden daha tehlikeli. Kuduz olan hayvan sizi ısırsa içinde koruyucu madde var diye gerçekten aşı olmayacak mısınız.

    aliminyum ile ilgili kafanızı biraz daha karıştırayım, bu gün otizmin sebebi halen tam olarak bilinmemekte, aliminyum suçlanıyor ama aliminyumun otizmi yaptığı da ispatlanmadı, halen şüpheleniyor. Otoimmün hastalık yaabileceği şüphesi var ancak otizm bir otoimmün hastalık mı halen tartışılıyor. ayrıca aliminyum daha çok nörodejeneratif hastlıklarda suçlanır, bu hastalıklar ilerleyici karakterdedir. ve daha çok yaşlıları tutar, bu kısımlar otizme pek uymuyor. bilgileri kontrol edeyim dedim, çünkü biz bu konuları 2007 de tartışıyorduk. o günden bu güne ciddi bir değişiklik olmamış. Şimdi ortada kesinleşmiş bir bilgi olmadan aşılardan alimünyumun çıkarılacağını düşünmem. Ha yarın ciddi ispatlar ortaya konulur benim de fikrim değişir. zaten benden çok önce gerekli tedbirler alınır.

    şimdi yazdıklarımı okuyunca daha önceki mesajlarımda yazdıklarımı tekrar tekrar yazmak zorunda kaldığımı gözlemledim. sanırım sizlerle ortak paydada buluşamayacağız. Boş yere zamanımızı tüketmeyelim.




  • nucro kullanıcısına yanıt
    doğru konu sahibi vermiş facebook linlerini haklısınız orası benim hatam.


    bakın sanırım dördüncü kez yazacam, sizin attığınız makale yalancı pozitiflikten bahsediyor, yukarılarda biryerlerde anlatmıştım tekrar anlatayım, hasta olmasa da testin hasta gibi gösterdiği insanlar. benim de klinik gözlemimin aynı olduğuu yazmıştım hatta. bu test tamamen yanlış demek değildir. sizin iddia etmeye çalıştığınız bu. Testin tamamen doğru olmadığını, hata payının nispeten yüksek olduğunuda önceki mesajlarımda belirmiştim. ancak elimizdeki en iyi test bu, yani başka seçeneğimiz yok bunu da belirtmiştim. hatta sormuştum var ise daha iyi bir test onu kullanalım.
    şimdi bu yalancı pozitif insanların bulaştırıp bulaştırmadığını bilemiyoruz, içlerinden bir kaç gün sonra hastalanan ve bulaştıran da oluyor. böyle bir hastanın gelip sevdiklerinize bu hastalığı bulaştırması sizce doğru mu. hastalık sürecinde hepimize sorumluluk düştü. yalancı + olup hasta olmayan kişilere de evde 14 gün karantinada kalmak ve bizim ülkede bazı yerlerde 1 kutu plaquenil içmek düştü. öteki tarafta hastaneye düşüren akciğerde fibrozis bırakabilen, öldürebilen bir hastalıktan bahsediyoruz.

    sorunuzun cevabı: yalancı pozitifliğin ne olduğunu bilmediğiniz için anlamıyorsunuz. ben zaten yazıyı anladım, hatta sizin hangi kısmı anlayamdığınızı anlayacak kadar anladım.

    paylaştığınız görselde siyah yazılı olan kısımlar var mı bir dikkat edin "gripteki kas ağrısı ile coviddeki bambaşka, hastalar çok güzel tarif ediyor, koku kaybı, tat kaybı, burun akıntısı, satürasyon düşüklüğü, nefes darlığı, yorgunluk, öksürük, ishal, grip ve covidde birbirinden ayrışıyor" benim bahsettiğim bold yazdığım farklar paylaşımınızda yazmıyor. ayrıca bu içerik vatandaş bilinçlensin diye hazırlanmış bir içerik. klinisyenlere göre olup semptomların nasıl olduğunu tarifleyen bir içerik değil.

    burada kas ağrısını tarifleyim, (bunu hastalar kliniğe geldiğinde test yaptırmak için kullanıyor diye üstü kapalı yazmıştım)
    covidde kas ağrısı sırt ve bel çevresinde çok şiddetli oluyor, gripte yaygın yani vucudun her yerinde has ağrısı olur. griptekki ağrı iğne batar gibi iken coviddeki ağrı kemik ağrısı gibi. kovidde ekstradan eklem ağrıları daha şiddetli oluyor ama eklem ağrısı gripte de böyle görülebilir, ayırt edici değil. ishal covidde bildiğimiz su gibi olurken, gripte sarı kahverengi renkte oluyor. önceden yazamamışım covidde gece terlemeleri çok şiddetli, verem gibi burusella gibi terletiyor, gece üzerini değişmek zorunda kalıyorsun, çıkardığın atlet tshirtten sıkmasan bile ter damlıyor. bu arada covidde pek burun akıntısı olmuyor. Coviddeki ateş erken dönemde genellikle ara ara yükselme eğiliminde, gripte genellikle daha düz hareket eder. Bahsettiklerim her hastada olacak diye bir şart yok, bunlar olursa covid e yöneliyoruz. bu bahsettiğim şekilde klinik gözlemler tıp kitaplarında olur, makalelerde bahsi geçmez, makaleler daha spesifik konulara odaklanırlar, geniş kapsamlı bir review bulmak gerekir. bahsettiğim gibi doyurucu bir review henüz bulamadım. çok fazla yayın var. ama bu bilgiler webinarlarda paylaşılıyor daha çok. izlediğim webinarlar kaldırılmış. ileride bu konuda detaylı bir derleme yazılacaktır. oradan ne kadar hatalı olduğumu öğreniriz.
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7286435/ serum ferritin düzeyi ile ilgilihttps://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32506683/ ddimer seviyesi ile klinik yönetimhttps://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32251717/ interlökin 6https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32470238/https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32383370/ tat ve koku parça parça bulayım dedim ama uzatmanın manası yok. sizin istediğiniz şeyi tam olarak şu anda sunmam münkün değil. ve araştırmak ciddi vaktimi alıyor.
    Covid kliniğine bu kadar meraklı iseniz zamanında oturup webinarları izlenmeiz gerekirdi. yerli ve yabancı klinisyenler tecrübelerini aktardı. bizim de gözlemlerimiz anlatılanlarla benzer yönde.
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7233368/ bu makalede kliniğe kısaca değinmiş. hatta klinikle ayrım yapılamayacağını yazmış (benim iddiamı desteklemiyor ama bahsettiği kan tahlili değerleri gripten ayrım sağlıyor mesela)

    Bu kadar açıklama yaptım, okuduğunuzu anlamıyor iması üzerine saldırıya geçtiniz ve hak veriyorum. ancak tekrar edeyim önceki mesajlarınızda beklenmedik ölüm getirmedi gibi , aşırı fazla bir ölüm getirmedi gibi iddilar var. belki halen bu iddaların doğruluğuna inanıyorsunuz. çok sorunuza yeterli cevap verdiğimi düşünüyorum. Zira arife tarif gerekmez.




  • kayihani K kullanıcısına yanıt
    influenza veya korona akciğerde iltihaba sebep olmuyormu bununda sebebi orda bakteri çoğalması değilmi? soruyorum sadece.
    hastane doluluğuyla ilgili daha konuşmak istemiyorum. siz hastanemiz dolu diyorsunuz, bir başkası ise boş diyor. benim için önemli olan genel veridir. ölümlerdeki artışların ne kadar beklenen sınır içinde olduğudur. virüsün mortalite oranıdır. bunların hiçbirisine cevap vermeyip ,ama hastanem çok dolu. diyorsunuz.


    bakanın vaka sayısının stabil 1500 olduğu ama heryerden daha çok vaka var diye geribildirim geldiği dönemde. 50 bin olan test sayısı 100 bine çıkarıldı, bununla birlikte günlük tablodaki 'vaka' verisi 'hasta' ya çevrildi
    29 TEMMUZDA TABLODAKİ 'VAKA' İFADESİ 'HASTA ' OLARAK DEĞİŞTİRİLDİ. 5 AĞUSTOSA KADAR TEST VE VAKA SAYILARI BENZER ŞEKİLDE DEVAM ETTİ, 5 AĞUSTOS TEST SAYISI 50 BİNİN ÜZERİNE ÇIKMAYA BAŞLADI, HASTA SAYISIDA 1000 'NİN ÜZERİNE. bu tarihten sonra ağustos ayı boyunca devamlı 1500 lü rakamlar gördük, test sayısı ise 50 binden 100 bine çıkarıldı. AĞUSTOS AYI İÇİNDE HERYERDEN SESLER YÜKSELDİYA HANİ SADECE ŞURDA BU KADAR VAKA VAR TÜRKİYE GENELİ NASIL OLUR DİYE. bir Allah ın kulu çıkıp bunlar vaka değil hasta dedimi ? ben duymadım, sizde duymamışsınız. madem tablodaki veri değiştiriliyor, insanlara neden açıklanmıyor, 1 ay boyunca vaka sayısı gizleniyor muhabbetine neden izin veriliyor ? ben bir açıklama duymadım bununla ilgili. kayihani bey işte bunlar kasten yapılıyor. başka açıklaması olamaz.


    paylaştığım linkte o çizgiden itibaren civa çıkarılıyor evet ama onun öncesinde de alüminyum var. çıkarılan civa yerine anladığım kadarıyla alüminyum ekleniyor. maruziyet alüminyum açısından artıyor. daha dikkatli inceleyin. bence bu aşı konusunda beni anladınız. siz bir kızamık salgını sonucu kaç çocuğun öleceği önce hesaplayıp aşıdan kaç çocuğun zarar göreceğini hesaplayacaksınız. bu araştırmalar yapılmıyor kayı bey. fayda zarar kıyası da yapılmıyor. güvenmiyorum. güvenim 0 a inmiştir. sizi bilemem. ayrıca çocukluğumda kızamık , suçiçeği, kabakulak oldum. aşının birşeyi önlediği yok kayı bey. hatta kızamık olduğumda halüsinasyonlar falanda gördüm yani ciddi şekilde geçirdim.
    alüminyumla ilgili daha çok arştırmanızı bende size tavsşye ederim.. yaşlılarda da çocuklarda da alüminyum tespit ediliyor yaşlılardaki zamanla birikime bağlanırken çocuklardaki açıklanamıyor kayı bey..

    kovid aşılarıyla ilgili hiç araştırma yaptınızmı?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Akordiyon -- 27 Eylül 2020; 1:15:53 >




  • nasıl öldürüclüğün farkı yok tüm griplerin yıllık toplamı 700.000 civarıyken..
    sadece 6 aylık bir salgının(daha yayılmayada devam ediyor) tek bir virusun toplamı 1 milyona yaklaştı...
    matematiği müzik hocalarımı verdi nedir..
  • kerimcem K kullanıcısına yanıt
    700 bin toplam dediğin testsiz sadece kliniğe bakılarak. yada örneklem üzerinden tahminlemeyle belkide.

    ama şuan kullanılan pcr testi ile yoldan geçen adam bile pozitif çıkabilir. 1 milyon az bile olmuş. amerikada ölümlerin yarısında zatüre yok..
  • Konu sahibi kendi çapında bir şeyler araştırmış yazmış kendini de buna inandırmış o yüzden ona hiç bir şey demiyorum. Bu konuyu okuyan ve okuyacak insanlara, yakın zamanda bu hastalığı ağır denecek şekilde geçirmiş biri olarak şunu demeyi borç bilirim '' ALLAH düşmanıma bile vermesin bu hastalığı''

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hako7445

    Konu sahibi kendi çapında bir şeyler araştırmış yazmış kendini de buna inandırmış o yüzden ona hiç bir şey demiyorum. Bu konuyu okuyan ve okuyacak insanlara, yakın zamanda bu hastalığı ağır denecek şekilde geçirmiş biri olarak şunu demeyi borç bilirim '' ALLAH düşmanıma bile vermesin bu hastalığı''
    aynen ben hayatımda 30-33 yaşında gripten yoğun bakımda yatan görmedim yatan kıza sordum ne giribi arkadaşım ben domuz gribide oldum bu bambaşka birşey her an biri seni yastıkla boğuyor gibi dedi kızın tipi 10 yıla yakın yaşlandırdı diyebilirim oderece çökertti kadını kanser hastası gibi bir tipi oldu iğne ipliğe döndü..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 27 Eylül 2020; 1:35:52 >
  • Akordiyon kullanıcısına yanıt
    "influenza veya korona akciğerde iltihaba sebep olmuyormu bununda sebebi orda bakteri çoğalması değilmi?"
    influenza veya corona kendi enfeksiyonunu yapar. yani sebebi orada bakteri çoğalması değildir. iltihap dediğiniz şey sadece bakteriye karşı olmaz. hatta steril (mikropsuz) bile olabilir. viral pnömonilerde tabloya genelde bakteriel pnömoniler ekleneceği için antibiyotik tedavide verilir. İltihap=bakteri değildir.

    ülke çapında çok yerde hekim arkadaşım var hemen her ilde durum aynı, bakanlığın acil olmayan ameliyatlar ertelensin genelgesi tüm ülkede uygulanıyor. özel hastaneler hariç.

    bak farketmişsin bakanlığın yaptığı bir çeşit katakülliyi, belki de o tarihten sonra sadece hastaneye yeni yatan hastalara yeni hasta denildi. hala bakanlığın sayılarına şüphe duymayacak mısın. hala çevrendeki pandemi hastanesini ziyaret etmedin mi? hafta sonu da çalışıyorlar. benim için ziyaret etme, ben dediğim gibi daha yazmayacam. çok meraklı, araştırmayı sevem birisine benziyorsun, ham veriyi görürsün, uzaktan kalabalığı görsen yeterli.

    aşının veya ilacın hastaya hatta hedef organa ulaşana kadar koruyucu maddeye gerek duyduğu aşikar. yapılmıyor dediğiniz çalışmalar her ilaca, her ilacın yeni formuna bile yapılırken aşılara yapılmıyor diye düşünmeyin. MMR aşısının yan etkileri için 100e yakın çalışmadan birini paylaşayım.https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/27167117/ aliminyum konusu 20 yılda bir noktaya gelmeye başladı, ancak elde henüz yeterli veri yok. o sebeple kullanılmaya devam edecek. merak etmeyin bu hastalık oranları, yan etki oranlarndan hayli fazla. yani aşı olmazasn görebileceğin zarar çok daha yüksek oranda. Şimdi takipte bulunduğunuz paylaşımlar şunu yapıyor, ahber gibi yarım dolar 3.75 oldu haberi yapıyor, evet bu cümle doğru, ancak bu cümle doların ne olduğunu tam bilmeyen, 2 ile çarpıp 7.50 olduğunuçözemeyen insanları manipüle etmek için hazırlanıyor. nyj de paylaşılan makale böyle idi mesela testin yalancı pozitifliği yüksek diye test işe yaramaz gibi gösteriliyor. makale bunu demiyor, haber bunu demiyor, ama bu haberi paylaşan o videoları çekneler bu amaçla yapıyor. Bakın videoları çok az ve çok azını izledim, izlemeden dönen yaygarayı biliyorum zaten. Bu videoları yapanlar kendi çalışmalarını neden ortaya koymuyor. yaptıkları iş başka çalışmalardaki verileri yarım dolar 3.75 gibi göstererek sunuyorlar. bakın nyjdeki haber size öyle sunulmuş ki son derece donanımlı bir insan olsanız da sizde test yüzde 90 yanlış gibi bir algı oluşturmuş. testin güvenliği ciddi yayınlarda 68 ile 95 arasında geçiyor. yüzde 10 güvenli olan bir testi kim kullanır. bu yaygaralar 68 olan için çıktı, 95 olanlar pahalı, 68 olanlar da gün geçtikçe daha iyiye gitti. Bakın hatta itiraf edeyim bu uyanıklar benim bile aklımı çelebilir, çünkü konunun tam anlamıyla uzmanı değilim.

    bakın bu paragrafı konuya iyice hakim olmadan kolaylıkla fikrimizin çelinebileceğini örnek göstermek için detaylıca anlattım. ülkede herkesi virolog, imünolog, doktor yapamayacağımız için yetkilileri bu konuda dinlemek durumundayız. Çok daha fazla okursanız bilginiz ve görüşleriniz değişecek. Ama sadece ahaber gibi yerlerden bilgi edinmeyin. bir sürü ciddi aşı dergileri var.
    www.sciencedirect.com
    Vaccine | Journal | ScienceDirect.com by Elsevier
    https://www.sciencedirect.com/journal/vaccine
    cite skoru iyi gelecekte cite fkatörü de iyileşecektir.

    hiçbir aşı yüzde 100 korumaz. o yüzden aşı olsanız da hasta olabilirsiniz. bu da tekrar tekrar bahsettiğim bir olay. kaç yaşındasınız bilmiyorum, ben 30 üzerindeyim. hele ki benim gibi 2000 (hatta aile hekimliğinin tüm ülkeye yayıldığı 2009 yılı) öncesi doğumlu iseniz olduğunuz aşılar taşınırken soğuk zincire ne kadar riayet edildi? ülkede aşı politikaları 2000 yılı itibari ile güç kazandı (sanırım fitili osman durmuş ateşledi, sonrasında gelen politikalar bir üst seviyeye taşıdı). aşı işi ülkede aile hekimliği ile çok daha etkin uygulanır oldu ve daha etkin sonuçlar alındı.
    www.millipediatri.org.tr
    Kızamık Aşısı ve Ülkemizdeki Durum - Türkiye Milli Pediatri Derneği
    https://www.millipediatri.org.tr/menu/kizamik-asisi-ve-ulkemizdekidurum-188
    şu adresteki 2002 yılında son bulan grafiğe bir göz atmanızı tavsiye ederim. önceden de aşı yapılıyordu ama demek ki 2000 civarında bir olay olmuş ve aşılar daha etkin hale gelmiş.

    kovid aşısı ile ilgili araştırma yapmadım. Bizim haber aldığımı kaynaklar daha hekim dili ile yazılmış kaynaklar, oradan inceledim. her halükarda henüz doğmamış çocuğa don biçmek absürt olur. benim aldığım tıp eğitim bir aşı nasıl hazırlanır kısmını anlamama olanak sağlamıyor. hele bir aşı çıksın, istatistikleri yayınlansın, uygulayan yerlerin klinik görüşleri yayınlansın o zaman ben de bu konuyu okumaya başlarım.

    Aslında tıp içerisinde ilgi alanım bambaşka, iş başımıza düştüğü için covidle mücadele etmek zorundayız. İşin sonunda ben cerrahım ve bu zanaati öğrenmek için önrümün en güzel yıllarından 11 sene verdim. nakilden vitrektomiye estetiğe, rekonstrüksiyona bir sürü alanda kendimi yetiştirdim. ve yetiştirmeye devam ediyorum, edeceğim de, şu geldiğimiz noktada ameliyat yapamıyorum, elim soğuyor. Akciğerim henüz tam iyileşmedi, çok kolay nefes darlığım oluyor, gün içinde terlemekten saçım süreklı ıslak. 2 ay daha rehabilitasyon sürem var, hem covid birimlerinde hem de göz polikliniğinde çalışıyorum, göz muayenesi yaparken hasta ile yüz yüzeyim aramızda 10 cm mesafe olmuyor. mikroskopa kalkan taktım ama ellerim sürekli hastaların göz kapaklarında. bu sebeple her gün n95 maske ile çalışıyorum. dezenfektan yüzünden elim ile kolum arasındaki deride ciddi farklılık olmaya başladı. cerahi maske ile karşılatırmayın bu maske çok daha fazla bunaltıuor. zaten nefes darlığı çekiyorum n95 iyice eziyet bana. Bu hastalık ve tedbirlerden kurtulmayı ne kadar istediğimi tahmin edemezsiniz.




  • Akordiyon kullanıcısına yanıt
    "influenza veya korona akciğerde iltihaba sebep olmuyormu bununda sebebi orda bakteri çoğalması değilmi?"
    influenza veya corona kendi enfeksiyonunu yapar. yani sebebi orada bakteri çoğalması değildir. iltihap dediğiniz şey sadece bakteriye karşı olmaz. hatta steril (mikropsuz) bile olabilir. viral pnömonilerde tabloya genelde bakteriel pnömoniler ekleneceği için antibiyotik tedavide verilir. İltihap=bakteri değildir.

    ülke çapında çok yerde hekim arkadaşım var hemen her ilde durum aynı, bakanlığın acil olmayan ameliyatlar ertelensin genelgesi tüm ülkede uygulanıyor. özel hastaneler hariç.

    bak farketmişsin bakanlığın yaptığı bir çeşit katakülliyi, belki de o tarihten sonra sadece hastaneye yeni yatan hastalara yeni hasta denildi. hala bakanlığın sayılarına şüphe duymayacak mısın. hala çevrendeki pandemi hastanesini ziyaret etmedin mi? hafta sonu da çalışıyorlar. benim için ziyaret etme, ben dediğim gibi daha yazmayacam. çok meraklı, araştırmayı sevem birisine benziyorsun, ham veriyi görürsün, uzaktan kalabalığı görsen yeterli.

    aşının veya ilacın hastaya hatta hedef organa ulaşana kadar koruyucu maddeye gerek duyduğu aşikar. yapılmıyor dediğiniz çalışmalar her ilaca, her ilacın yeni formuna bile yapılırken aşılara yapılmıyor diye düşünmeyin. MMR aşısının yan etkileri için 100e yakın çalışmadan birini paylaşayım.https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/27167117/ aliminyum konusu 20 yılda bir noktaya gelmeye başladı, ancak elde henüz yeterli veri yok. o sebeple kullanılmaya devam edecek. merak etmeyin bu hastalık oranları, yan etki oranlarndan hayli fazla. yani aşı olmazasn görebileceğin zarar çok daha yüksek oranda. Şimdi takipte bulunduğunuz paylaşımlar şunu yapıyor, ahber gibi yarım dolar 3.75 oldu haberi yapıyor, evet bu cümle doğru, ancak bu cümle doların ne olduğunu tam bilmeyen, 2 ile çarpıp 7.50 olduğunuçözemeyen insanları manipüle etmek için hazırlanıyor. nyj de paylaşılan makale böyle idi mesela testin yalancı pozitifliği yüksek diye test işe yaramaz gibi gösteriliyor. makale bunu demiyor, haber bunu demiyor, ama bu haberi paylaşan o videoları çekneler bu amaçla yapıyor. Bakın videoları çok az ve çok azını izledim, izlemeden dönen yaygarayı biliyorum zaten. Bu videoları yapanlar kendi çalışmalarını neden ortaya koymuyor. yaptıkları iş başka çalışmalardaki verileri yarım dolar 3.75 gibi göstererek sunuyorlar. bakın nyjdeki haber size öyle sunulmuş ki son derece donanımlı bir insan olsanız da sizde test yüzde 90 yanlış gibi bir algı oluşturmuş. testin güvenliği ciddi yayınlarda 68 ile 95 arasında geçiyor. yüzde 10 güvenli olan bir testi kim kullanır. bu yaygaralar 68 olan için çıktı, 95 olanlar pahalı, 68 olanlar da gün geçtikçe daha iyiye gitti. Bakın hatta itiraf edeyim bu uyanıklar benim bile aklımı çelebilir, çünkü konunun tam anlamıyla uzmanı değilim.

    bakın bu paragrafı konuya iyice hakim olmadan kolaylıkla fikrimizin çelinebileceğini örnek göstermek için detaylıca anlattım. ülkede herkesi virolog, imünolog, doktor yapamayacağımız için yetkilileri bu konuda dinlemek durumundayız. Çok daha fazla okursanız bilginiz ve görüşleriniz değişecek. Ama sadece ahaber gibi yerlerden bilgi edinmeyin. bir sürü ciddi aşı dergileri var.
    www.sciencedirect.com
    Vaccine | Journal | ScienceDirect.com by Elsevier
    https://www.sciencedirect.com/journal/vaccine
    cite skoru iyi gelecekte cite fkatörü de iyileşecektir.

    hiçbir aşı yüzde 100 korumaz. o yüzden aşı olsanız da hasta olabilirsiniz. bu da tekrar tekrar bahsettiğim bir olay. kaç yaşındasınız bilmiyorum, ben 30 üzerindeyim. hele ki benim gibi 2000 (hatta aile hekimliğinin tüm ülkeye yayıldığı 2009 yılı) öncesi doğumlu iseniz olduğunuz aşılar taşınırken soğuk zincire ne kadar riayet edildi? ülkede aşı politikaları 2000 yılı itibari ile güç kazandı (sanırım fitili osman durmuş ateşledi, sonrasında gelen politikalar bir üst seviyeye taşıdı). aşı işi ülkede aile hekimliği ile çok daha etkin uygulanır oldu ve daha etkin sonuçlar alındı.
    www.millipediatri.org.tr
    Kızamık Aşısı ve Ülkemizdeki Durum - Türkiye Milli Pediatri Derneği
    https://www.millipediatri.org.tr/menu/kizamik-asisi-ve-ulkemizdekidurum-188
    şu adresteki 2002 yılında son bulan grafiğe bir göz atmanızı tavsiye ederim. önceden de aşı yapılıyordu ama demek ki 2000 civarında bir olay olmuş ve aşılar daha etkin hale gelmiş.

    kovid aşısı ile ilgili araştırma yapmadım. Bizim haber aldığımı kaynaklar daha hekim dili ile yazılmış kaynaklar, oradan inceledim. her halükarda henüz doğmamış çocuğa don biçmek absürt olur. benim aldığım tıp eğitim bir aşı nasıl hazırlanır kısmını anlamama olanak sağlamıyor. hele bir aşı çıksın, istatistikleri yayınlansın, uygulayan yerlerin klinik görüşleri yayınlansın o zaman ben de bu konuyu okumaya başlarım.

    Aslında tıp içerisinde ilgi alanım bambaşka, iş başımıza düştüğü için covidle mücadele etmek zorundayız. İşin sonunda ben cerrahım ve bu zanaati öğrenmek için önrümün en güzel yıllarından 11 sene verdim. nakilden vitrektomiye estetiğe, rekonstrüksiyona bir sürü alanda kendimi yetiştirdim. ve yetiştirmeye devam ediyorum, edeceğim de, şu geldiğimiz noktada ameliyat yapamıyorum, elim soğuyor. Akciğerim henüz tam iyileşmedi, çok kolay nefes darlığım oluyor, gün içinde terlemekten saçım süreklı ıslak. 2 ay daha rehabilitasyon sürem var, hem covid birimlerinde hem de göz polikliniğinde çalışıyorum, göz muayenesi yaparken hasta ile yüz yüzeyim aramızda 10 cm mesafe olmuyor. mikroskopa kalkan taktım ama ellerim sürekli hastaların göz kapaklarında. bu sebeple her gün n95 maske ile çalışıyorum. dezenfektan yüzünden elim ile kolum arasındaki deride ciddi farklılık olmaya başladı. cerahi maske ile karşılatırmayın bu maske çok daha fazla bunaltıuor. zaten nefes darlığı çekiyorum n95 iyice eziyet bana. Bu hastalık ve tedbirlerden kurtulmayı ne kadar istediğimi tahmin edemezsiniz.




  • nucro kullanıcısına yanıt
    Hayır çöp kadar değeri olmadığı için. Facebook yalanlarını adam kaynak diye gösteriyor.

    - Kaynağın ne?

    - Kaynağım Facebook.

    - Bak şimdi inandım.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torlak Kemal

    Hayır çöp kadar değeri olmadığı için. Facebook yalanlarını adam kaynak diye gösteriyor.

    - Kaynağın ne?

    - Kaynağım Facebook.

    - Bak şimdi inandım.

    eğer facebookta sadece iddiaları link olarak vermiş olsaydım haklı olabilriidniz.

    video linkki youtube dan verince inanıp , facebooktan profesor ve nobel ödüllü kişilerin videolarını verince inanmayacak mısınız?

    renkli resimlerle whatsapp durumuna konulan iddialar değil ki. direk bakanların, devlet yetkililerinin, dünyanın en iyi doktorları lsitesinde zirvedeki kişilerin açıklamaları. kendi sayfalarında koydukları videoları linkledim.

    peki tekrar diyorum. kimin için yaptım bunu. bekli Torlak Kemal bir gün mağdur olur, zarar görür diye paylaşıyorum. aman Torlak Kemal e bir zarar gelmesin. kardeşiina , annesine , cocuklarına bir zarar gelir diye endişe ettiğim için bir umut yardımım olur diye paylaşıyorum.

    çünkü sizi korona diye hastaneye yatırırlarsa direk ventulatore takacaklar. ve ölüme sürükleme durumu söz konusu. hayatınızı kurtarmaya çalışyıorum.



    cocuk bir akrabanız yolda maskeyle koşarken bayılımaması, beyin hasarı olmaması için uğraşıyorum:(sayfayı türkçeye cevirebilrsin)
    epoch times www.epochtimes.de
    Neurologin kritisiert Maskenpflicht: "Kindern und Jugendlichen den Sauerstoff zu rauben ist kriminell"
    https://www.epochtimes.de/politik/deutschland/neurologin-margareta-griesz-brisson-kritisiert-maskenpflicht-kindern-und-jugendlichen-den-sauerstoff-zu-rauben-ist-kriminell-a3344105.html


    açıklamayı kısaca yazayım:
    MASKE İLE GELEN BEYİN ÖLÜMÜ
    Rumen asıllı Alman vatandaşı nörolog Dr. Margareta Griesz-Brisson'un dehşet açıklamaları:
    Bu bayanın hem Almanya-Mülheim'da hem de Londra'da muayenehaneleri var.
    Dr. Margareta Griesz-Brisson'un meydan okuyan açıklamalarından bazıları.
    -Sağlığımızı korumak büyük oranda kendi elimizde. Bunun için iyi beslenme, temiz su, bol hareket, birbirimizle bol muhabbet, mutluluk,dostluk,sevgi ve bol bol temiz hava almak yeterli.Bununla bağışıklığımızı son derece kuvettlendiririz.
    Dikkat edin Corona Tiyatrosu'yla bu unsurları özellikle yasaklıyorlar. Buna karşılık bize ne dayatıyorlar?Ellerimizi dezenfekte etmemiz, sosyal mesafe ve maske!
    Ellerin dezenfekte edilmesi sayesinde o kadar alerjik hastalıklar doğacak ki inanamayacaksınız. Yakında görürsünüz.
    Sosyal mesafe ise tarihte görülmemiş bir aşağılama. İnsanlar resmen aşağılanıyor.
    Milletin çok sevdiği maske konusuna gelelim.
    İnsanlar haftalarca açlığa, günlerce susuzluğa dayanabilir ancak sadece dakikalarca nefes almadan ve oksijensiz durabilir.
    Solunum yoluyla dışarı attığığımız nefesimiz karbondioksitle doludur ve maske taktığımızda bunu solumamız kaçınılmazdır. İnsan beyni solunan karbondioksite karşı çok hassastır ve zarar görür. Öyle beyin hücreleri vardır ki mesela Hipokampus'taki hücreler, oksijensiz sadece 3 DAKİKA yaşayabilir.
    Oksijen yetersizliğinin akut yani kısa zamanda ortaya çıkan belirtileri bai ağrısı, halsizlik, baş dönmesi, konsentrasyon bozukluğu ve reaksiyonun yavaşlamasıdır.
    Kronik oksijen yetersizliğinde ise vücut bu belirtiler kaybolur ve vücut buna kendini uydurur. Fakat insan vücudunun kaybettiği melekeler, kabiliyetler kaybolmuş halde kalır. Beyninizdeki oksijen yetersizliği ve etkileri ilerlemeye devam eder. Bu tip aksaklıkların oluşturduğu zararlar 10 ila 20 yıl sonra ortaya çıkar. Yani eğer bugün telefon numaralarını unutmaya başladıysanız bu 10 yıl veya daha öncesinde verilen bir zarardan dolayı bu durum ortaya çıkmıştır.
    Maske takmakla beyninize zarar verirsiniz ve buna devam ettiğiniz sürece beyninizdeki bu zararları arttırırsınız. Beyin sinir hücrelerinin özelliği bir kere zarar görüp öldü mü bir daha kendini yenilemez. Yani ölen hücre bir daha yenilenmez. Yani şimdi tekrar maskesiz dolaşmak serbest bırakılırsa giden hücre gitti geri getiremezsiniz.
    Bilhassa panik yapan insanlara seslenmek istiyorum. Maskenin sizi koruyacağını mı sanıyorsunuz? Bu panik yaptığınız virüsün büyüklüğü 0,08 mikrometre, maskenin dukma sıklığı ise 80 ile 500 mikrometre genişliğindedir. Yani virüs bu maskelerin içinden güle oynaya geçer. MASKE İNSANI HİÇBİR ŞART ALTINDA VİRÜSTEN KORUMAZ! Ben kesinlikle maske takmam! Beynime zarar vermek gibi bir niyetim yok.
    Oksijen yetersizliği her beyne ama her beyne zarar verir!
    Özellikle çocuklar ve gençler için maske kesinlikle ama kesinlikle saçmalıktır! Gençlerin ve çocukların beyinleri oksijene adeta insanın çölde suya muhtaç olduğu gibi muhtaçtır. Çocuklar ev gençlerde beyinden adeta oksijeni almak ya da çalmak sadece sağlığa zararlı değil aynı zamanda insanlık suçudur. Oksijen yetersizliği beynin gelişmesini durdurur ve bu durmadan ötürü oluşan zarar giderilemez. O halde kalır.
    Çocuğun öğrenmek için beynine, beyninin ise oksijene ihtiyacı vardır. Bunu bilmek için herhangi bir ilmi araştırmaya da gerek yoktur!......



    dünyada milyonalrca kişinin korona karşıtı gösterileri haberlerde gösterilmiyor. ama haberiniz olsun diye uğraşıyorum:
    Ruptlyyoutube
    LIVE: Coronavirus sceptics take to streets of London for new round of protests
    https://www.youtube.com/watch?v=RVqDKi8Qr6A&feature=share&fbclid=IwAR2Km3OnfPvijBlLH5KaU7gwCrIJZnCGwL9N_qvkxSZY9Wj-qH_sw4dxg68


    ama ülkemizde kimse korona tiyatrosunun farkında değil.

    dünyada korona virüsünü ispat edene ödül veriliyor. bahisler açılıyor. ama daha ispat eden yok. farkına varın istiyorum:

    büyük bir tiyatronun ortasındayız. sırf kendilerine denileni yapan hastanedeki doktorlarımız ve hemşirellerimiz yaptıkları şeyin farkında bile değiller. zaten kaçı verdikleri ilacın gerçekten içeriğini biliyorlar ki?




  • kayihani K kullanıcısına yanıt
    katakulliyi biz farkettik size farkettiremedik. bakan yanlış bir veri açıklamıyor. tabloyu değiştiriyor sessizce. bir ay insanların verilere güveninin sarsılmasına sebep oluyor. vaka sayısını kaldırıyor hasta sayısı yapıyor. vaka sayısı tabikide hasta sayısından daha fazla. anlatamıyoruzki ?

    söylediğiniz şey hastanem doludan öteye gidemiyor ve ispat edemiyorsunuz. sorduğumuz sorulara cevap veremiyorsunuz. bize veri lazım. gözlem ve tecrübe kişiye ve şehirlere göre değişecektir. aşılarla ilgili doğru dürüst hiçbir çalışma yapılmıyor. maruziyet değerleri bile belirlenmemiş. kimi aşı olduktan sonra kontrol ve takip ediyorlar ? aşının yan etkisini ilk yarım saat içerisindeki etki olarak alırsanız aşılar tabiki zararsız olur. bunlar 5- 10 yıl sonra bile çıkabiliyor. kim kontrol ediyor aşı olan çocuklar 10 yıl içinde hangi hastalıklarla karşılaşıyorlar diye ? bunlara bakılmadan aşının verdiği hasarı nasıl hesaplayacaksınız. ? hiç boşuna savunma yapmayın. bu üstü örtülmüş bir konudur. dünyada bu kadar büyük bir sahte salgın yalanını hayata geçirebilen kuvvet, bugüne kadar da o araştırmalara engel olmuş, üstünü örtmüştür. bununla ilgili çok röportaj var. YAZIK.


    şu ülkedeki her doktorun o kovid aşılarıyla ilgili açıp özellikle araştırma yapması lazım. niye anlamıyorsunuz ? biz burada 6 aydır bas bas bağırıyoruz HİÇ BİR ŞEY NORMAL DEĞİL, BİR PANDEMİDEN DAHA ÖTE ŞEYLER YAŞIYORUZ. siz daha kovid aşısı nedir onu araştırmamışsınız bana burda salgın savunması aşı savunması yapıyorsunuz. şu konuda yazdıklarımızı okusanıza ? bizim endişelerimizi niye anlamıyorsunuz ya ? 11 yıl okuduysanız birazcık olsun olaylara şüpheyle yaklaşmayı niye başarımıyorsunuz ? WHO ya niye güveniyorsunuz ? bizde mühendisiz. bilimden bizde anlıyoruz. bu sürecin %1 i bile BİLİMSEL DEĞİL. insanlara zorla maske taktırdılar okey dediniz. yarın hes kodu uygulanmaya devam ederse, aşı olmayan şurdan şuraya gidemez derlerse NOLACAK? iş işten geçtikten sonra uyanmanın ne faydası olacak ? o aşıların içinde ne var bilmiyorsunuz. size makalesiyle gönderiyorum halen alüminyumu aklamaya çalışıyorsunuz. SALDIM ÇAYIRA MEVLAM KAYIRA. bunların çocuklara ne derece zarar verdiğini bilmiyoruz. yok ondan önce civa vardıda sonra alüminyum geldide falan. kendiniz bile içinde olduğunuz algı ile herşeyi yanlış yorumluyorsunuz.

    yazık gerçekten çok yazık uçuruma gidiyoruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Akordiyon -- 27 Eylül 2020; 14:26:9 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: druen

    eğer facebookta sadece iddiaları link olarak vermiş olsaydım haklı olabilriidniz.

    video linkki youtube dan verince inanıp , facebooktan profesor ve nobel ödüllü kişilerin videolarını verince inanmayacak mısınız?

    renkli resimlerle whatsapp durumuna konulan iddialar değil ki. direk bakanların, devlet yetkililerinin, dünyanın en iyi doktorları lsitesinde zirvedeki kişilerin açıklamaları. kendi sayfalarında koydukları videoları linkledim.

    peki tekrar diyorum. kimin için yaptım bunu. bekli Torlak Kemal bir gün mağdur olur, zarar görür diye paylaşıyorum. aman Torlak Kemal e bir zarar gelmesin. kardeşiina , annesine , cocuklarına bir zarar gelir diye endişe ettiğim için bir umut yardımım olur diye paylaşıyorum.

    çünkü sizi korona diye hastaneye yatırırlarsa direk ventulatore takacaklar. ve ölüme sürükleme durumu söz konusu. hayatınızı kurtarmaya çalışyıorum.



    cocuk bir akrabanız yolda maskeyle koşarken bayılımaması, beyin hasarı olmaması için uğraşıyorum:(sayfayı türkçeye cevirebilrsin)
    epoch times www.epochtimes.de
    Neurologin kritisiert Maskenpflicht: "Kindern und Jugendlichen den Sauerstoff zu rauben ist kriminell"
    https://www.epochtimes.de/politik/deutschland/neurologin-margareta-griesz-brisson-kritisiert-maskenpflicht-kindern-und-jugendlichen-den-sauerstoff-zu-rauben-ist-kriminell-a3344105.html


    açıklamayı kısaca yazayım:
    MASKE İLE GELEN BEYİN ÖLÜMÜ
    Rumen asıllı Alman vatandaşı nörolog Dr. Margareta Griesz-Brisson'un dehşet açıklamaları:
    Bu bayanın hem Almanya-Mülheim'da hem de Londra'da muayenehaneleri var.
    Dr. Margareta Griesz-Brisson'un meydan okuyan açıklamalarından bazıları.
    -Sağlığımızı korumak büyük oranda kendi elimizde. Bunun için iyi beslenme, temiz su, bol hareket, birbirimizle bol muhabbet, mutluluk,dostluk,sevgi ve bol bol temiz hava almak yeterli.Bununla bağışıklığımızı son derece kuvettlendiririz.
    Dikkat edin Corona Tiyatrosu'yla bu unsurları özellikle yasaklıyorlar. Buna karşılık bize ne dayatıyorlar?Ellerimizi dezenfekte etmemiz, sosyal mesafe ve maske!
    Ellerin dezenfekte edilmesi sayesinde o kadar alerjik hastalıklar doğacak ki inanamayacaksınız. Yakında görürsünüz.
    Sosyal mesafe ise tarihte görülmemiş bir aşağılama. İnsanlar resmen aşağılanıyor.
    Milletin çok sevdiği maske konusuna gelelim.
    İnsanlar haftalarca açlığa, günlerce susuzluğa dayanabilir ancak sadece dakikalarca nefes almadan ve oksijensiz durabilir.
    Solunum yoluyla dışarı attığığımız nefesimiz karbondioksitle doludur ve maske taktığımızda bunu solumamız kaçınılmazdır. İnsan beyni solunan karbondioksite karşı çok hassastır ve zarar görür. Öyle beyin hücreleri vardır ki mesela Hipokampus'taki hücreler, oksijensiz sadece 3 DAKİKA yaşayabilir.
    Oksijen yetersizliğinin akut yani kısa zamanda ortaya çıkan belirtileri bai ağrısı, halsizlik, baş dönmesi, konsentrasyon bozukluğu ve reaksiyonun yavaşlamasıdır.
    Kronik oksijen yetersizliğinde ise vücut bu belirtiler kaybolur ve vücut buna kendini uydurur. Fakat insan vücudunun kaybettiği melekeler, kabiliyetler kaybolmuş halde kalır. Beyninizdeki oksijen yetersizliği ve etkileri ilerlemeye devam eder. Bu tip aksaklıkların oluşturduğu zararlar 10 ila 20 yıl sonra ortaya çıkar. Yani eğer bugün telefon numaralarını unutmaya başladıysanız bu 10 yıl veya daha öncesinde verilen bir zarardan dolayı bu durum ortaya çıkmıştır.
    Maske takmakla beyninize zarar verirsiniz ve buna devam ettiğiniz sürece beyninizdeki bu zararları arttırırsınız. Beyin sinir hücrelerinin özelliği bir kere zarar görüp öldü mü bir daha kendini yenilemez. Yani ölen hücre bir daha yenilenmez. Yani şimdi tekrar maskesiz dolaşmak serbest bırakılırsa giden hücre gitti geri getiremezsiniz.
    Bilhassa panik yapan insanlara seslenmek istiyorum. Maskenin sizi koruyacağını mı sanıyorsunuz? Bu panik yaptığınız virüsün büyüklüğü 0,08 mikrometre, maskenin dukma sıklığı ise 80 ile 500 mikrometre genişliğindedir. Yani virüs bu maskelerin içinden güle oynaya geçer. MASKE İNSANI HİÇBİR ŞART ALTINDA VİRÜSTEN KORUMAZ! Ben kesinlikle maske takmam! Beynime zarar vermek gibi bir niyetim yok.
    Oksijen yetersizliği her beyne ama her beyne zarar verir!
    Özellikle çocuklar ve gençler için maske kesinlikle ama kesinlikle saçmalıktır! Gençlerin ve çocukların beyinleri oksijene adeta insanın çölde suya muhtaç olduğu gibi muhtaçtır. Çocuklar ev gençlerde beyinden adeta oksijeni almak ya da çalmak sadece sağlığa zararlı değil aynı zamanda insanlık suçudur. Oksijen yetersizliği beynin gelişmesini durdurur ve bu durmadan ötürü oluşan zarar giderilemez. O halde kalır.
    Çocuğun öğrenmek için beynine, beyninin ise oksijene ihtiyacı vardır. Bunu bilmek için herhangi bir ilmi araştırmaya da gerek yoktur!......



    dünyada milyonalrca kişinin korona karşıtı gösterileri haberlerde gösterilmiyor. ama haberiniz olsun diye uğraşıyorum:
    Ruptlyyoutube
    LIVE: Coronavirus sceptics take to streets of London for new round of protests
    https://www.youtube.com/watch?v=RVqDKi8Qr6A&feature=share&fbclid=IwAR2Km3OnfPvijBlLH5KaU7gwCrIJZnCGwL9N_qvkxSZY9Wj-qH_sw4dxg68


    ama ülkemizde kimse korona tiyatrosunun farkında değil.

    dünyada korona virüsünü ispat edene ödül veriliyor. bahisler açılıyor. ama daha ispat eden yok. farkına varın istiyorum:

    büyük bir tiyatronun ortasındayız. sırf kendilerine denileni yapan hastanedeki doktorlarımız ve hemşirellerimiz yaptıkları şeyin farkında bile değiller. zaten kaçı verdikleri ilacın gerçekten içeriğini biliyorlar ki?

    Alıntıları Göster
    Neresinden başlasam bilemiyorum, öyle çok yanlış var ki, cevabında!..

    Öncelikle youtube videolarına itibar ettiğimi sana kim söyledi? Benim böyle bir beyanım oldu mu? Benim böyle bir beyanım olmadığı, yazdığım 2 postta da youtube hiç geçmediği halde neye dayanarak youtube videolarını kaale aldığımı söyleyebiliyorsun?

    Ben cevabını senin yerine vereyim: Uyduruyorsun.

    Ben hiç bir sosyal medya mecrasını kaynak olarak görmem, asla ciddiye almam.

    Sana kaynak olarak asla ciddiye almayacağım bazı mecraları sayayım:

    - facebook, instagram, tweetter, youtube vs. gibi sosyal medya platformları (hepsi)
    - Popüler basın yayın organları, internet gazeteleri, marjinal haber siteleri vs.
    - Sürekli televizyona çıkıp alanları olmadığı konularda ahkam kesen medya maymunu doktorlar.
    - Uzmanı olmadığı konularda medyaya çıkıp ahkam kesen herkes.


    Peki neyi ciddiye alıyorum?

    .edu uzantılı makaleler, Nature, Cell, Geology Today vb. gibi sadece akademik çevrelerde izlenen makale dergileri, "peer review" görmüş her akademik makale, muteber ansiklopediler (Britannica, hatta çoğu wiki kaynağı vb.), alanında uzmanlığı dünyaca kabul görmüş otoritelerin ana akım medya platformlarında yer almış demeçleri, röportajları vb.


    Gördüğün gibi, benim muteber kaynak kıstaslarım oldukça katı. Senin gibi internet üzerinden her önüne gelen yazıya inanacak kadar saf değilim.

    Bunca kuruluşun gizli ajandaları olduğuna inanıyorsun ama bu tür 3. sınıf komplo teorisi internet yalanlarını yayanların da gizli ajandaları olabileceğini düşünemiyorsun. Yazık sana.

    Gelelim diğer saçmalıklara...

    Benim yeğenin kızının skolyoz ameliyatı Florence Nightingal'de tam 11 saat sürdü ve bu 11 saat boyunca tüm ameliyat ekibi cerrahi maske kullandı. Tüm dünyada cerrahlar ve ameliyat ekibi belki 100 yıldır bu maskeleri kullanıyor ama ben daha ameliyat masasında maske yüzünden ölen cerrah/hemşire vb. duymadım.

    2000'lerin başından beri cerrahi maske uzakdoğu halkları tarafından yaygın olarak kullanılıyor. Bu maskelerin etkinliği ve olası yan etkileri konusunda Japonya, Kore ve Singapur'da azımsanmayacak sayıda araştırma yapılmış durumda ve iddia edilen maske kaynaklı ölüm vakaları hiç rapor edilmedi bugüne kadar.

    Sözünü ettiğin maskeler konusunda çok bilgisizsin. Bir O2 molekülü kabaca 120-150 pikometre boyutlarındadır yani 1 nanometrenin yaklaşık onda biri kadar! Bir CO2 molekülü de kabaca 330 pikometredir ya da 0,33 nanometre!

    Peki bir cerrahi maskenin filtrasyon kapasitesi ne kadardır biliyor musun?

    Bir cerrahi maske ortalama 30-90 lt/dakika hava geçirgenliğine ve 200-400 nanometre ve üzeri partikül filtre etkinliğine sahiptir.

    Peki SARS-Cov-2 virion büyüklüğü nedir biliyor musun?

    Bilmiyorsan söyleyeyim: 120-130 nanometre!

    Bu rakamlar sana bir şey ifade ediyor mu? Kafan basıyor mu aralarında bir korrelasyon kurmaya?

    Standartlara uygun bir cerrahi maske bırak oksijen ya da karbondioksit bloke etmeyi, Corona virüsünü bile bloke edemiyor!.

    Peki niye takıyoruz o halde?

    Çünkü Corona virüsü pek çok durumda "airborne" bir virüs değil yani tek başına havada dolaşmıyor, ağzımızdan çıkan tükürük damlacıklarının içinde hapsolmuş halde dolaşıyor ve bu damlacıklar ve aerosollar 1-2 mikron ile 5-10 hatta 20+ mikron arasında boyutlarda oluyor. İşte maske bu damlacıkları filtre edebiliyor ki o da standartlara uygun olan maskeler. Uygun olmayanlar bu kadarını bile filtre edemeyebiliyorlar.

    Yahu kafası azıcık çalışan biri maskeyi alır ışığa tutar, içinden ışık geçiyorsa hava haydi haydi geçer. Görünür ışığın dalga boyu 400-800 nanometre arasında. 600 nanometrelik beyaz ışığı maskenin arkasından görüyorsan, o maskeden 0,15-0,30 nanometre boyu olan oksijen (O2) ve karbondioksidin (CO2) geçmemesi imkansız.

    Bu kadarını da mı akıl edemiyorsun?

    Bu kadarını bile akıl edemeyen birileriyle tartışmak bana gerçekten acı veriyor.

    Bu kadar internet safsatası okuyacağına azıcık fizik öğren, inan pişman olmazsın.

    Ayrıca ilave edeyim; kaynaksız olarak paylaştığın Dr. Margareta Griesz-Brisson'un söylediği savlanan ifadeleri ben internette aradım bulamadım. Ana akım medyada ya da akademik çevrelerde Dr. Margareta Griesz-Brisson'un bu türden beyanları yok. Kaldı ki Dr. Margareta Griesz-Brisson maske kullanımı konusunda uzman biri mi, maskeler konusunda bilimsel bir çalışması, saha araştırması var mı bilmiyoruz.

    Şimdi senden ricam paylaştığın bu alıntının gerçekten Dr. Margareta Griesz-Brisson'a ait olduğunu kuşkuya yer bırakmayacak kaynaklar üzerinden ispatlaman.


    Gelelim entube edilen 100 hastadan 88 ölmüş mahreçli NYT haberine?

    Ne bekliyordun ki?

    Bu hastaları spor olsun, fantezi olsun diye mi entübe etmişler?

    Bu hastaları kendi başlarına nefes alamadıkları, kan oksijen seviyeleri pulse ox'da (SpO2) 95'in PaO2 de ise 80 mm Hg'nin altına indiği, entübe etmezlerse oracıkta HEPSİ öleceği için entübe etmişler.

    Aksi halde HEPSİ ölecek olan 100 hastadan 12'si entübe edilerek kurtarılmış. Bu kurtulma işinde entübasyonun etkisi nedir bilmiyoruz. Belki %100 belki de %0. Bunu bilmenin yolu kontrollu deneylerdir ama insan hayatının söz konusu olduğu yerlerde kontrollu (blind tested) deney yapamazsınız.

    Bütün bildiğimiz bu hastaların nefes almada kritik bir seviyeye indiği ve entübasyonun zorunlu hale geldiği.

    Sen buradan nasıl entübe ederek hastaları öldürüyorlar sonucu çıkardın vallahi hayretler içindeyim.

    Daha uzatayım mı bilmiyorum ama sanırım sıkıldım, uzatmayacağım.

    Sana da tavsiyem sen de uzatma. Uzatırsan bloklar geçerim. Sözüm ortaya, 3-5 internet safsatası okuyup kendini aydınlanmış, büyük oyunu görmüş sanan yarı-cahillerden bıktım usandım.
    Konuyu açan arkadaş da sanırım büyük oyunu görenlerden. Tabii biz salağız, biz göremiyoruz, anlayamıyoruz, aklımız ve bilgimiz kıt, sayesinde büyük oyunu öğrendik. Gülsem mi acısam mı bilemedim şimdi.

    Daha da uzatacaksan şimdiden bloklayayım da yorma beni.

    Not:

    Al sana muteber bir kaynak. Muteber kaynak nasıl olurmuş, bir fikrin olsun:

    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7357397/#:~:text=Surgical%20masks%20showed%20penetration%20levels,the%20200%E2%80%93500%20nm%20range.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Torlak Kemal -- 27 Eylül 2020; 17:39:2 >




  • Akordiyon kullanıcısına yanıt
    yine saldırıya geçtiniz, halbuki biraz sakinleştiğinizi düşünmüştüm. Birbirimize saldırmamıza gerek yok. Benim için sizi yererek mesaj yazmak çok kolay.

    hangi yazdığınız soruya cevap vermedim. hepsini cevapladım. belki arada atladığım olabilir. hatta paylaştığınız linkleri inceledim ve sonrasında tartıştık bile. (ben üzülerek görüyorum ki bilim tekniğin ilgili kısmını halen okumadınız)
    aslında sorulara cevap vermeyen sizsiniz bakın şu sorulara henüz cevap vermediniz
    -Yılın bu mevsiminde bu sayıda zatüre yapan hangi hastalık var, siz gösterin madem?
    - evet türkiyede ciddi bir çalışma yürütülmüyor, bunu yapabilecek kurum bakanlığın halk sağlığı daire başkanlığı. Ama bakanlık dedik, sayılar doğru değil dedik, bu çalışma nasıl yapılacak peki?
    -Gripten covidden çok çok daha bulaşıcı su çiçeği var, yahu neden bu hastalığı artık geçirmiyoruz çevrenizde en son ne zaman bir çocuğun yetişkinin kızamık, su çiçeği, çiçek, hepatit a b, tetanoz, çocuk felci, boğmaca, verem, difteri vb olduğunu gördünüz. 1900 lere göre bu hastalıkların azalmasının sebebi ne olabilir. şimdi aliminyum bu hastalıkların hangisinden daha tehlikeli.
    (kızamığı halüsinasyon geçirerek atlattığınızı yazdınız, onun da sebebini açıkladım) (Esas soru neden bu hastalıklar azaldı, neden daha az görüyoruz.
    - Kuduz olan hayvan sizi ısırsa içinde koruyucu madde var diye gerçekten aşı olmayacak mısınız.
    -Damlacık yoluyla yayılan hastalıkların ortak korunma prosedürleri var hepsine birden ayrı ayrı risk analizi vb yapmaya gerek var mı. ayrıca risk analizinin olmadığını nereden biliyorsun, bırak ekranları pubmededeki veriyi okumaya kalksak 1-2 yıl yer. okuduk mu hepsini?
    -anne ve babalarımız daha eski nesil daha fazla zararlı madde içeren aşıları oldular. niye otizm olmadılar, niye çocukken kanser olmadılar.
    - Yapılan çalışmalarda kanser riski artıyor diye belirtilmiş, bu çalışmalarda çevresel faktörlerden hastayı nasıl soyutlamışlar da kansere aşının sebep olduğunu bulmuşlar minvalinde bir sorum daha var.
    Tüm sorduğum sorular bunlar, hiçbirini cevaplamamışsınız. yazıları hazırlarken olabildiğince şahsınıza az soru yöneltmeye gayret ettim. sizin sorularınızı da elimden geldiğince bilgim dahilinde cevapladım, sizin tutumunuz nasıl? kendiniz gözleyin.

    hastanem doludan öte çok şey yazdım, siz içinden tek bunu görmüşsünüz. Şimdi hastanenin dolu olmasına da ispat istersiniz. Bu tür bilgileri paylaşmak yasak, ne yapayım servis doluluk oranlarını mı paylaşayım yasak olmasına rağmen. veri ile ilgili soruyu bana ilk defa bu mesajınızda yönelttiniz. elimde ülke genelinin sayıları yok. sadece bulunduğum il ile ilgili bilgi verebilirim ama bakanın doğru sayıyı açıklamaya muktedir olmadığı ve çekindiği bir ortamda ben size nasıl sayı açıklayayım. ben ttbnin açıkladığı rakamları ve belediyelerin açıkladığı ölüm oranlarını bakanlıktan daha doğru buluyorum. daha doğru sayı istiyorsanız bence oraya bakın. Sonuçta önümüzde iki veri var, siz ben bakanlığın verisini seçeceğim derseniz saygı duyarım. Bana inanmak zorunda değilsiniz.
    google da covide bağlı toplam ölüm oranı neredeyse 1 milyon görünüyor. ne kadar güvenilir sayı bilemiyorum. ayrıca en güvenilir site sanırım burası :https://www.worldometers.info/coronavirus/ oradaki rakam da bu minvalde.

    Aşılar ile bahsettiğiniz 10- 20- 50 yıllık takipler yapılıyor, gelişmiş ülkelerde bunların istatistiği tutuluyor. Aslında sistem çok basit, siz şimdi bu yıl aşıdan aliminyumu çıkardınız içine koruyucu olarak benzalkolyum klorür eklediniz. zaten major etkileri bilinen bir molekül, öncelikle rat ve tavşanda bunu denediniz. Bu hayvanların ömrü kısa olduğu için 1 yılda insan hayatının 30 yılı gibi veri verdi. sonrasında faz 3ü de tamamlayıp piyasaya yeni koruyuclu aşıları sürdünüz. aradan 5 yıl geçti. aşıyı olan corç ta als hastalığı gelişti. Basamaklı sağlık sistemi olduğu için önce aile hekimine gitti, aile hekimi als tanısı ile nöroloji uzmanına yönlendirdi, nöroloji uzmanı aile hekimini tekrar bilgilendirip gereli aşamaları anlattı, hastanın tedavisini düzenledi. aile hekimi ilk tanıyı girdiği an sistemde bu hasta als olarak görünmekte, hele ki uzman hekim muayene ve tetkiklerinden sonra tanı teyit de edildi. olay şimdi başlıyor. bizdeki sağlık müdürlüğüne karşı gelecek kurum her yıl hastalık istatistiklerini inceliyor. bakıyor ki bu yıl als sayısı geçtiğimiz yıllara göre artmış. dönüp sebep olabilecek bir olay araştırılıyor. Çocuklar tekrar muayeneye çağırılıp her türlü bilgi ve sağlık kontrolü tekrarlanıyor. burada aşıyı bulmak çok kolay. verildiği yıldan önceki grupta als düşüktü, şimdi arttı. hocam zaten verilen maddenin yan etkisi önceden biliniyor, tamamen yeni bir madde ise önce hücre kültürlerinde sonra kısa ömürlü ve genetik olarak insana benzer hayvanlarda deneniyor. yan etki profili gözleniyor. yani aşının als gibi yan etkileri beklenmedik nadir yan etkiler. şimdi bizim aşımız bunu yapıyor olsun, o ülkenin tüm eyalet veya illerinde als sıklığı hemen taranmaya başlanıyor, diğer ülkelere haber veriliyor, veri hızlı bir şekilde toplanıyor. aşı bir hastalığa sebep oluyorsa toplumun çok büyük bölümüne yapıldığı için o toplumdaki belli bir zamanda hastalık görülme sıklığını artırıyor (insidansını). gelişmiş ülkelerde hastalık insidansları çok sıkı kontrol ediliyor. bu sebeple 60 yaşındaki insanlarda bile bir hastalık artmaya başlasa hemen sebebi araştırılmaya başlanıyor. kaba taslak sistemi anlatmaya çalıştım. Şimdi bizim ülkemizde basamaklı sağlık sistemi kurulmadı, e nabız halen yeterli değil. 5-6000 nüfuslu ilçelerde bile sağlıklı veri toplanamıyor. hatta sağlıklı nüfus ölçülemiyor. uzman hekimlerin günde 100 hasta bakmaktan bir hastaya ayırabileceği süre 5 dk, bu tür verileri doğru girmeye vakti yok, bunlar düzelmeden sizin beklediğiniz çalışmaları ülkemizde yapmak güç.

    Her doktor aşıyı araştıracakmış, tebabetten çok uzaksınız, ondan böyle bir kanı oluşuyor. Her doktorun bu aşıları makale düzeyinde okumasına bile gerek yok. gerekli eğitimler zaten veriliyor, o kısım bile kafi. merak eden zaten okuyor. logaritmanın ne işe yaradığını bilmeden tüm tabloyu ezbere bilmek ne kadar lüzumsuzsa elinde steteskop ve basit biyokimya dışında tahlili olmayan bir hekimin o aşıları detaylıca okuması o kadar saçma. aşı vb konusunda meraklı hekimler enfeksiyon, mikrobiyoloji, immünoloji uzmanlıklarını seçip bu yolda ilerlerler. gerek olduğunda diğer hekimleri de eğitirler. günümüzün bilim dünyasında bir kişinin her ilme hakim olması gibi bir mevzu mümkün değildir. daha her ilacın moleküler özelliği var, hastalıklar var, tetkik görüntüleme var bahsettiğiniz düzeyde birikime ulaşmaya ömür yetmez. ömrünün 50 yılını küçücük bir odağa yönelten insanlarla dolu tıp camiası. Daha henüz ortada covid 19 a yönelik aşı olmadığını belirttim. Daha piyasaya çıkmamış aşıyı nasıl savunmuşum. Aşı konusunda yazdıklarım genel aşı bilgileridir ve yazdıklarımın arkasındayım. Aşının yan etkisi yoktur, zarar vermez demedim, bir aşıya bağlı yan etki tıp mecmualarında değil 2 saat, 50 yıl sonra ortaya çıksa bile yazılıyor.

    endişelerinizi anlıyor ve empati yapmaya çalışıyorum, bizler de şüphe ediyor ve okuyoruz, okuduklarımızı gözlemleme ve uygulama şansımız var. bilgilerimizi sahada teyit ediyoruz. sizin böyle bir imkanınız olmadığı için endişeniz artıyor, endişelendikçe sağlıklı düşünmekten uzaklaşıyor, bu tür sansasyonel haberlere daha fazla kayıyorsunuz. Yahu sizden rica ettiğim şey çok zor değil, ham veriye ulaşacaksınız, ilinizdeki pandemi hastanesini ziyaret edin. kendiniz için, rahatlamak için. endişeniz azalsın. hatta endişeniz daha doğru odaklara kaysın. bakın babanız da meslektaşımızmış, büyüğümüzmüş, hangi pandemi polikliniğine beraber gitseniz biz bu hastalığa inanmıyoruz deseniz arkadaşlar detaylıca istediğiniz rakamları gösterir.

    Bakın salgın normali bozdu, bunu kimse inkar etmez, ben de etmem, alınan önlemler böyle mi alınmalıydı tabi ki tartışılır. daha önce de yazdım. Ama sen de ben de istediğimiz kadar bilim adamı olalım, halk sağlığı uzmanı, enfeksiyon hast. uzmanı, mikrobiyoloji uzmanları değiliz, konunun uzmanları dururken bizim önereceğimiz önlemler eksik ve hatalı olur. Konuyu tam bilmeden vatandaşı bilgilendirmek yanlış olur. Yahu ben şimdi çıksam mühendislikle ilgili bir konuda bilgilendirme yapmaya çalışsam ne kadar yersiz olur. okumayın ve eleştirmeyin demiyorum. okuyun eleştirin fazla bilmekten zarar gelmez. başka pencereler de var. tek pencereye odaklanmayın. ayrıca defalarca hatalarınızı düzelttim (çok normal meslek içinde değilsiniz), art niyet ile yaklaşmayacağımı baştan belirtmiştim. Bu kadar kolay hata yaparken bu verileri nasıl sağlıklı yorumlayacaksınız. bakın 1 deli bir taş atmış 40 akıllı çıkaramamış ata sözümüz var. takip ettiğiniz yazarların ithamlarını çözmek çok uzun zaman alıyor. Burada önemli bir olay var, bilimsel çalışmalar tekrarlanabilir olmalı. Sansasyonel içerikler tekrarlandığında genellikle farklı sonuçlar elde ediliyor, nadiren doğru çıkıyor. elimizde henüz aşı yok, çıkınca herkese yapılmayacak, risk grubu aşılanacak, sağlıkçılar, yaşlılar, sistemik hastalığı olanlar. bu sebeple endişenizi azaltın.

    sanırım ben tükendim. yazdıklarımın konuyu anlamak isteyene yeterli olduğunu düşünüyorum. üzerine bundan sonra ekleme yapmak değirmende su dövmek olacak.




  • Coronavirus particles are 120 nanometers, oxygen is 0.120 nanometers and carbon dioxide is 0.232 nanometers.

    Yukarıda o2-CO2 ve coronavirus çapları veriliyor.

    Coronavirüs O2 molekülünden 1000 kat büyük. Haliyle maske takınca oksijen alamayan kişi yalancıdır. Maske takarak hem de uyduruklarından değil, burnumu da kapatmak şartıyla yaklaşık 35 kilo ek yükle eğimli yerlerde de gayet güzel bisikletle sporumu yaptım. Bunu sıcak hava da da yaptım. Gece de yaptım.

    Maskeden kimse ölmez. Üstelik deviasyonum var ve grafisini gören bu halde normal nefes bile alman zor diyorlarken benim şikayetim yok.


    İnsanlar solunum cihazına bağlandığında yani sandığınız gibi herkes entübe değil. Maske ile de solunum desteği verilir.

    Yani her hasta ventilatöre bağlanmıyor bu bir diğeri de her ventilatöre bağlanan hasta entübe değil bu da iki. Ventilatör ile yapılan temel iş hastaya verilen %21 O2 taşıyan atmosferdeki hava oranından başlayarak %100 e varan oranlarda O2 verilebilme oranının ayarlanmasıdır. Bunu maske ile de yaparsınız, ciğerlere trakeal tüp sallandırarak ta yaparsınız. Yani Non invaziv- İnvaziv diye çeşitleri var. Gerektiğinde hasta havadaki %21 lik O2 den faydalanamaz ise fazladan O2 olan hava verilir bun da yaparken parmak sensöründen O2 saturasyon verisi sürekli gözlenir. Ayrıca gelişmiş cihazlarda atılan havadaki CO2 düzeyi de ölçülür.

    Ventilatörlerin başka modları da vardır. Mesela hasta kendi kendine nefes alabiliyorsa bunu tespit eder sadece otomatik olarak hava akışı sağlar. Bir de kendi kendine nefes alamayan hastalarda makine kendisi ciğerlere hava verir ve bazıları doğal yollardan havanın çıkmasını bekler bazılarında da vakum pompası emer. Alına ve verilen hava hacmi ölçülebilir. Nemlendirilebilir yada kurutulabilinir yada ısıtılabilinir. VS VS. Yani ventilatöre bağlanmanın elli yolu var. Herkes en ciddi şekilde ventile edilmiyor. Bizim doktorlarımız aptal değil merak etmeyin kimin entübe edilip edilmeyeceğini biliyorlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sozuak -- 27 Eylül 2020; 18:46:33 >




  • Akordiyon kullanıcısına yanıt
    Zaturenin cesitli sebepleri vardir. Tek bir sebebi yoktur. Bu yuzden kronik rahatsizligi okanlara Pnömokok aşısı öneriliyor şu anda. Covid de zatureye neden olabiliyor. Bunun nesi anlasilmiyor? Her zature bir değil!

    Ilk teshisler tanisiz zatureydi. Yani zatureye neden olan şey bilinmiyordu. Virus oldugu anlasilinca devaminda ona gore onlem alindi. 2 hastalikta benzer semptomlari gosteriyor. Ve evet 2 hastaliktada ileri seviye vakalarin entube olmasi gerekiyor. Yani nesi anlasilmiyor bunun?

    Etrafta bir dünya kronik hasta ve yaşlı insan var!

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.