Şimdi Ara

B-12 eksikliği (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
98
Cevap
12
Favori
6.784
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
12 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ben her gün kahvaltıda iki yumurta ve peynir yiyorum.Sadece bunları yeseniz eksiklik kalmaz.Özellikle yumurtayı kahvaltı yaparken mutlaka tüketin.Bağışıklık sisteminiz her daim iyi olur.
  • harunefetr kullanıcısına yanıt
    Bazı kişilerin alerjisi olabiliyor ve bu besinlerden bazılarını tüketemiyor. Anlayışla karşılamak gerekli. Şahsen yumurta çoğunlukla midemi bulandırıyor. Ciğeri çok yediğimde midem bulandığından ve yumurtayı da tek öğünde az yesem bile arada bir midemi bulandırdığından dolayı çok fazla tüketemiyorum. Benim B12 ve D vitaminlerim eksik ama bu hep fast food yediğimden ve dışarı çıkmadığımdan ya da nadiren çıktığımdan kaynaklı. Genelde Popeyes, pizza, çiğ köfte ve tavuk dürüm tarzı şeyler yiyorum. Arada bir de iskender. B12 seviyem 60’lardaydı ve D vitamini seviyem ise 4 civarındaydı en son testte. Olabiliyor yani. Hatta bazıları B12’yi işleyemiyor bile.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Triplxt. -- 23 Haziran 2020; 19:32:24 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • öncelikle geçmiş olsun saglıkçı doktor falan değilim ama bu virüs dönemimde yaşadıklarıma gördüklerime dayanarak şunları söyleyebilirim sana... öncelikle maske uzun süre takılı durunca burun akıntısı ve bogazda yanma yapıyor bunları bende yaşadım bir başka şeyde virüsü kafaya takarsan hiç hastalıgın yokken birden hasta oluverirsin burnun akar evyah şimdi bogazım yanacak dersin yanar halsizlik olacak dersin olur nefesin daralmaya başlar halbuki bunların hepsi psikolojik bunu bi çok insan yaşamıştır hele bide yakınında virüsten hasta yada ölen varsa tamamen kafayı yersin gargara nedir bilmeyen biri olarak ilk başlarda gece uyanıp 2 kere gargara yaptıgımı bilirim :) nacizane sana tavsiyem kapalı yerde tanımadıgın insanlarla durma tokalaşma cenaze düğün gibi kalabalıklara girme birde ellerini yıka kafanada hiç bişeyi takma umarım geçer
  • nezihh kullanıcısına yanıt
    Hergün et yediğiniz halde B12 eksiği çıkmasının sebebi, etin pişirilmiş olması. Et pişirilince içindeki vitaminlerin tamamına yakınını kaybeder. Dahası tt pişirilince amino asit, yağ ve proteinlerin yapısı parçalanır ve en önemlisi et içindeki iyonize suyu tümüyle kaybeder. Pişirilmeden önce 1kg et pişirildikten sonra yarım kg hatta 300 gram kadar görünür cunku iyonize suyunu kaybeder. Vücut iyonize suyu tutar. bardakla içilen suyu ise atar. Eti pişirdiğiniz için et kuruduğu için, sonrasında su içme isteği duyarsınız. ancak o sadece su içme isteğini bastımaya yarar, coğu atılır, vücutta tutulmaz ve hidrasyon dengesine yardmcı olmaz. Ben bazen eti pişirmeden direkt yiyorum. sadece 200g pirzola yesem, kesinlikle su içme isteği olmuyor. vücut her açıdan beslenmiş oluyor. eti bir de ızgara olarak pişiriyorsanız, o zaman yukardaki tüm malnutrition'a ek olarak heterocyclic amines (HCAs), advanced glycation end products (AGEs), polycyclic aromatic hydrocarbons (PAHs) gibi birbirinden farklı zararları olan kimyasallar oluşur.

    Bunlardan 1.si HCA mutajeniktir ve vücuda girdiğinde DNA'mızı mutasyona uğratır. Deney pişmiş et yani HCA verildiğinde bağırsak, göğüs ve prostat kanseri artmıştır. biz insanlarda da bu kanserler cok sık görülüyor. 2.sırada AGE'ler aynı zamanda glikotoksin olarak bilinirler ve cok yüksek derecede oksidant olup vücudu erkenden yaşlandırır, diyabet ve dolaşım sistemi hastalıklarına yol açar, uzun vadede vücuttaki organlarda birikerek o organın işini bitirir örneğin ciltte birikerek cildi kırıştırır, göz merceğinde birikip katarakta yol açar. 3.sıradaki PAH tava ve ızgarada pişen ete aromatik kokusunu veren ve cok yüksek oranda kanserojen bir maddedir ve pişme esnasında havada yayıldığı için, ızgara yapılan yerde bulunduğunuzda hiç yemeseniz bile cigerlerimizle içimize cektiğiniz için zehirlenirsiniz. Tavada et pişirirken, ızgara yaparken bazen öksürmemiz PAH tan kaynaklıdır. Deneylerde tavalanmış ızgaralanmış et verilen hayvanların kan kanseri / lösemi, sindirim sistemi ve akciger kanseriyle telef oldukları görülmüştür.

    yaşadığınız rahatsızlık üzerine iğne ile tedavi yolunu seçince, iğnenin içindeki kimyasallar ile vücutta yeni rahatsızlıklara davetiye cıkarmış oluyorsunuz. Oysa ki o rahatsızlıkların sebebi yanlış beslenmeydi. The cure is the cause.




  • Hiç uğraşmayın hocam bi eczaneye gidin apikobal diye B12 hapı var alın her gün bir tane için.

    Değerler fazla yükseldiği zaman baş dönmesi, mide bulantısı ve yüksek kolesterole benzer yan etkiler gördüm. Bunları görünce bırakıp tahliyeye gidip tekrar ölçtürdüğümde sınırın üstüne çıkmıştı. Bırakınca düzeldim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • B12'yi sadece bakteriler üretebilir. yediğimiz herşeyde ve hayvanların yediklerinde de koruyucu ve kimyasal maddeler olduğu için ve hayvansal besinler ne kadar B12 ile takviyelenmiş olduğu belli olmadığı için, kolayca B12 ilacı almanız en iyisi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tuğkan-0153

    Hergün et yediğiniz halde B12 eksiği çıkmasının sebebi, etin pişirilmiş olması. Et pişirilince içindeki vitaminlerin tamamına yakınını kaybeder. Dahası tt pişirilince amino asit, yağ ve proteinlerin yapısı parçalanır ve en önemlisi et içindeki iyonize suyu tümüyle kaybeder. Pişirilmeden önce 1kg et pişirildikten sonra yarım kg hatta 300 gram kadar görünür cunku iyonize suyunu kaybeder. Vücut iyonize suyu tutar. bardakla içilen suyu ise atar. Eti pişirdiğiniz için et kuruduğu için, sonrasında su içme isteği duyarsınız. ancak o sadece su içme isteğini bastımaya yarar, coğu atılır, vücutta tutulmaz ve hidrasyon dengesine yardmcı olmaz. Ben bazen eti pişirmeden direkt yiyorum. sadece 200g pirzola yesem, kesinlikle su içme isteği olmuyor. vücut her açıdan beslenmiş oluyor. eti bir de ızgara olarak pişiriyorsanız, o zaman yukardaki tüm malnutrition'a ek olarak heterocyclic amines (HCAs), advanced glycation end products (AGEs), polycyclic aromatic hydrocarbons (PAHs) gibi birbirinden farklı zararları olan kimyasallar oluşur.

    Bunlardan 1.si HCA mutajeniktir ve vücuda girdiğinde DNA'mızı mutasyona uğratır. Deney pişmiş et yani HCA verildiğinde bağırsak, göğüs ve prostat kanseri artmıştır. biz insanlarda da bu kanserler cok sık görülüyor. 2.sırada AGE'ler aynı zamanda glikotoksin olarak bilinirler ve cok yüksek derecede oksidant olup vücudu erkenden yaşlandırır, diyabet ve dolaşım sistemi hastalıklarına yol açar, uzun vadede vücuttaki organlarda birikerek o organın işini bitirir örneğin ciltte birikerek cildi kırıştırır, göz merceğinde birikip katarakta yol açar. 3.sıradaki PAH tava ve ızgarada pişen ete aromatik kokusunu veren ve cok yüksek oranda kanserojen bir maddedir ve pişme esnasında havada yayıldığı için, ızgara yapılan yerde bulunduğunuzda hiç yemeseniz bile cigerlerimizle içimize cektiğiniz için zehirlenirsiniz. Tavada et pişirirken, ızgara yaparken bazen öksürmemiz PAH tan kaynaklıdır. Deneylerde tavalanmış ızgaralanmış et verilen hayvanların kan kanseri / lösemi, sindirim sistemi ve akciger kanseriyle telef oldukları görülmüştür.

    yaşadığınız rahatsızlık üzerine iğne ile tedavi yolunu seçince, iğnenin içindeki kimyasallar ile vücutta yeni rahatsızlıklara davetiye cıkarmış oluyorsunuz. Oysa ki o rahatsızlıkların sebebi yanlış beslenmeydi. The cure is the cause.
    Hocam çok faydalı ve bilgilendirici olmuş yazınız. Zaten bir yemegi ne kadar çok pişirirseniz besin degeri o kadar çok düşer. En güzeli eti haşlamak ama o konuda ne oluyor? Biliyorsanız paylaşırsanız çok sevinirim. Yaptıgınız yorum daha çok tava da kızartma ve mangal yapınca etin ne denli zararlı oldugunu anlatıyor. Ama haşlama ve fırınlama buguluma gibi yöntemlerin de bir zararı varmı bilmek isterim. Tabi Bariz bir gerçek daha az zarar görür besin kalitesi olarak. Benim ete en çok uyguladıgım 2 yöntem vardır 1 haşlama 2 fırınlamadır. Balıgı asla kızartmam mesela direk fırına sürerim ne ben vakit kaybederim ne de kızartma için yağım boşa gitmez.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Triplxt.

    Bazı kişilerin alerjisi olabiliyor ve bu besinlerden bazılarını tüketemiyor. Anlayışla karşılamak gerekli. Şahsen yumurta çoğunlukla midemi bulandırıyor. Ciğeri çok yediğimde midem bulandığından ve yumurtayı da tek öğünde az yesem bile arada bir midemi bulandırdığından dolayı çok fazla tüketemiyorum. Benim B12 ve D vitaminlerim eksik ama bu hep fast food yediğimden ve dışarı çıkmadığımdan ya da nadiren çıktığımdan kaynaklı. Genelde Popeyes, pizza, çiğ köfte ve tavuk dürüm tarzı şeyler yiyorum. Arada bir de iskender. B12 seviyem 60’lardaydı ve D vitamini seviyem ise 4 civarındaydı en son testte. Olabiliyor yani. Hatta bazıları B12’yi işleyemiyor bile.
    Hocam senin yaptıgın yorumundan anladıgım kadarıyla sana vermem gereken en dogru cevap şu: Bir yemegi yiyemiyorsan o yemek kötü olduğu için degil genel de iyi pişiremedigin içindir. Yani yaptın mı bilmiyorum yumurta sana agır geliyorsa haşlama ve yanında yeşillik salatalık zeytin ile rahatlıkla tüketebilirsin. Ya da bir kase de yumurtayı çırpıp içine peynir rendeleyerek ve biraz da kekik ve nane katarak bir güzel omlet yapabilirsin.




  • Hocam et ürünleri üretimi endüstriyelleştiğinden dolayı artık eskisi gibi yüksek B vitamini çeşitleri barındırmıyorlar. Hatta baya azaldı diyebilirim. Geçen sene dersini almıştım tarım ilaçları hayvan yemleri besin değerini baya azaltıyor. Mecbur takviye alacaksın. Vücuduna yediğin etten sebzeden giren vitamin zehirli kimyasalların etkisini azaltmak için çokça tüketiliyor.
  • b12m 105ti
    2hafta hergün vurdurdum
    sonra ölçtürdüğümde 234 çıktı.

    iğne işe yarıyo
  • harunefetr kullanıcısına yanıt
    Kahvaltıda haşlayarak yumurta yersem, 10 denemenin 7’sinde kötü hissediyorum. Belki de kokusu falan yapıyordur. Yumurtalı yiyecekleri yerken herhangi bir sorun olmuyor. Sabah kahvaltısında en azından peynir tüketirken sorun yaşamıyorum ve sütün ve ayranın tadı da iyi geliyor. Fazla uğraşarak kahvaltı yapmak için erken kalmak biraz zor oluyor. İnsanın uğraşası gelmiyor. Küçük dilimler halinde keserek yanına da bir şey karıştırarak yiyebilirim sanırım. Tavsiyeniz için teşekkürler. Öğlen vaktinde de evde pek olunmuyor. Geriye sadece akşam yemeğinde güzelce yenecek bir şey kalıyor. Balık, güzel bir alternatif olabilir sanırım. Benim sorunum kendi ihmalimden kaynaklı en azından. Kendi tembelliğim yüzünden kolaya kaçıyorum, çoğunlukla ya sağlıksız besleniyorum ya da aynı besin türünü çok tüketiyorum. Ayrıca, fast food tüketimim de çok fazla. Bir şeyi sevince bıkana kadar devam ediyorum ve sonra da ara veriyorum. Tekrardan o besinlere ihtiyaç olunca da iş işten geçiyor. B12’yi işleyemeyenlerin problemi daha büyük. Ömür boyu takviye kullanması çok zor olacaktır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Triplxt. -- 23 Haziran 2020; 19:52:51 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Psikiyatriye de görünmen lazım anladığım kadarıyla. Geçirdiğin durum baskı korku endişe ankisiyete/ panik atak belirtileri göstermiş olabilir. Ölüm korkusu, kalp çarpıntısı panik atak belirtileri.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: BLADEEEE

    O iğneler çok fayda etmedi bende. Bir dil altı var onu kullanınca düzeldi değerlerim. 100 kusurden 700 e çıktı bir buçuk ayda. Saç dökülmesi durdu. Aniden kalkınca baş dönmesi oluyordu o da bitti. B12 önemli he daim 500+ tutmaya çalışın.
    Markası ne hocam alalım bizde.
  • Ben diyabet hastasıyım, ilk zamanlar aile hekimim B12 hapı verirdi(apikobal) zararını görmezsin, yararını görürsün derdi. O ara diyabet için metmorfin içeren hap kullanıyordum. Yaptığım araştırmada, metmorfin haplarının vücuttaki B12 miktarını tahminen %25 oranında düşürdüğünü öğrendim. O sıralar B12 ve D vitaminim hep düşük çıkardı. Şu an sadece insülin kullanıyorum. Malum pandemi döneminde hastanelere de pek gidemiyordum, aile hekiminin de önceki dedikleri aklıma gelince eczaneye gidip apikobal ve kapsül D vitamini aldım kullanmaya başladım. Daha sonra tiroitle ilgili rahatsızlık için bir endokrin doktoruna gittiğimde testler istedi, testlere ben de B12 ve D vitamini testlerini eklettim, B12 değeri 750 çıktı (normal üst sınır 500 gibi hatırlıyorum), D vitamini 28 çıktı (alt sınır 30 diye hatırlıyorum). Doktorum B12 'yi kullanma dedi, D vitamini de bir programla hesaplama yaptı, zaten yaz ayındayız 2 haftada 1 kapsül yeterli olacaktır dedi. D vitaminin biraz az olması çok sorun değilmiş ama fazla olması da iyi değilmiş (kastettiği fazlalığın ölçütünü bilmiyorum ama), fazla olursa sonra vücutta kalsiyum birikmesi olabiliyormuş ve onu atmak için daha çok uğraşırız dedi.
    Burada anlatmak istediğim şey; kafamıza göre gidip takviye alıp kullanmak doğru değil.

    Ek olarak; B12 eksikliği için diyetisyen bana da her gün 1 tane yumurta yiyebilirsin demişti, ayrıca ekmeği kesinlikle kesme demişti, tahıllı gıdalar B12 emiliminde önemli rol oynuyor gibi bir şey demişti.




  • 20 Mayıs'ta Sağ Kulakta tık tık nabız atışı sesi ile girdim hastaneye 1.5 ay araştırılarak B12 eksikliği bulundu lösemiye kadar söyleyip ne varsa denediler. 100 metre yürüsem 2 ton kömür çekmiş gibi yoruluyordum. Gözlerimde fersizlik başladı netleyemiyordum artık görüntüyü. Baş dönmesi iktidarsızlık ne ararsan vardı. Kanım 7.7 ye düşmüştü. Psikolojik etkileri de oluyordu hiçbirşey umrumda değildi. Hayattan gram zevk almıyordum sevdiğim şeyleri bile sevmez duruma geldim. İştahım da kalmamıştı. Ot gibi olmuştum resmen. Siz de gidip sağlık ocaklarına B12 vitamini testi yaptıracağım deyin içiniz rahat olsun. 11 tane 1000 lik dodex sonrası dipçik gibi oldum resmen yeniden doğdum. 500 ün altına aman B12 nizi düşürmeyin. Unutkanlık geçici bunama bile oldu bende yaş 37. Çok şükür atlattım. Normal bir vitamin eksikliği görmeyin. Şimdi ayda 1 1000 lik dodex ile yola devam ediyorum. Midem emilim yapmıyormuş ömür boyu devam edeceğim.
    B-12 eksikliği



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi OsmanlıKafası -- 23 Haziran 2020; 20:22:50 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • harunefetr kullanıcısına yanıt
    Esasen her türlü pişirme etin besin degerini azaltır. Teflon tavaya pirzolayı attığınızda onu fiilen yakmış oluyorsunuz. teninizi tavaya değdirince ne olur yanar. Aynen onun gibi. Benim bahsettiğim eti hiç pişirmeksizin direkt yemek. Peki durup dururken neden bundan bahsettim. 2 yıl kadar önce ciddi bel ağrım vardı. Doktora gittiğimde fıtık başlangıcı teşhisi konuldu ve tedavi olarak da "ileride daha ciddi olmasını önlemek için" ameliyat önerildi. Ameliyat yan etkileri olan bir süreç ve böyle birşey için gereksiz. Ameliyatsız doğal tedavi yapan bir yer buldum ancak 2018 haziran parasıyla 12bin TL gibi birşeydi ve SGK'am karşılamıyordu o da liste dışı kaldı. uygun ve etkili tedaviyi kendim araştırmaya başladım. Önce 'gökhale' denen bir yöntem buldum. Amerika'da Gokhale adında, yani büyük ihtimal Türk bir kadın, Hintli kadınların dik yürüme yönteminden giderek yöntemler anlatıyordu. Biraz baktım ancak çözüm değildi. Sonra Markus Rothkranz adında bir diyetisyen ve yaşam koçunun insan omurgası üzerine doktorlar, bilimve sağlık kuruluşlarından daha acıklayıcı bir Youtube videosunu gördüm. Ondan edindiğim bilgileri bir yere not ettim bu arada günboyu 8-10 saat masabaşında çalışmak zorundayım ve öğleden sonraları belimde ağrı devam ediyor. 2018 ağustos gibi Aajonus Vonderplanitz adında birinin 'The School Of Life' adlı videosunu seyrettim. Aajonus et süt ve yumurtayı çiğ olarak yenilmesini öneriyordu. Ayrıca virüsler dahil, vücuttaki rahatsızlıkların sebebini de anlatıyordu, ancak o başka konu. O videodan sonra eti çiğ olarak yiyerek ceşitli sorun ve hastalıklarını gideren insanların videolarını seyrettim. 55 yaşlarında ciddi hastalığı olan bir adam, kahvaltıda çiğ kuzu böbreği yiyerek hastalığı yendiğini söylüyordu ve dahası, videoda önünde bir tabakta çiğ böbrekleri alıp yiyordu! Belimdeki ağrıyı bu sekilde giderme fikri o zaman oluştu. Çivi çiviyi söker seklinde fevkalade doğru bi sözümüz vardır. Vücuttaki rahatsılıkları da, vücudu oluşturan et çözer şeklinde düşündüm ve böbrek karaciger ve pirzola çiğ yiyerek ilk kez çiğ et yedim. İlk başto Olayın psikolojik ve risk boyutu önplanda. Cunku eti bırakın çiğ yemeyi az pişmiş yerseniz dahi bağırsaklarda virüs bakteri mikro organizmalar ile büyük sorunlar yaşarız şeklinde biliyoruz değil mi evet ben de öyle biliyordum ancak bir porsiyon (200g civarı) çiğ et yedikten sonra hiç öyle bişe olmadı. Tek sorun karaciger ve böbreğin tadını pek sevmedim. O yüzden bir sonrakinde kuzu kalbi aldım. Onun tadı güzeldi. Ben yağ severim. Kalbin üstü bol yağlı oluyor. Ondan sonraki haftalarda sadece kalp alıp yedim ve 1-2 saat sonra bel odaklı egzersizler yaptım. Hesap şu sekilde: Kalpteki amino asit yag protein vitamin ve organik maddeler, egzersizde en cok çalışan bölgede toplanıp o bölgeyi içerden güçlendirecekti. Bu hesap tutttu! İlk 1-2 denemeden sonra belimdeki ağrı azaldı.Sonraki haftalara bunun verdiği moral ile devam ettim, yaklaşık 10 kalp yedim. Belimdeki ağrı tümüyle gitti ve daha sonra normal yani kapta tavada pişirilmiş et vs ile beslenmeye geçtikten sonra da belim bir daha hiç ağrımadı. Günde 10 saat masabaşındayım. Bazen sırtımda ağrı olabiliyor ancak bel değil. Sonraki dönemde yani 2019 Ocak tan bugüne kadar 2-3 kez daha keyfe keder çiğ et yedim. Ancak orada da yeni şeyler denedim. Geçen ay arkadaşla bisikletle yokuşlu ve uzun bir yol gezmek üzere sözleştik. Arkadaş bisiklet sporunu yıllar sonra yeniden keşfetmiş ve sık sık bisikletle cıkıyordu. Benim se bu yıl ilk cıkışım olacaktı. Önceki yıllarda az / cok bisiklet sürüyorum. Buluşmadan bir gün önce yarım kg kuzu kelle kıyma aldım. Kilosu 20TL, yarım kg 10TL, bedava gibi. Yarısını o akşam sonraki yarısını da bisikletle cıkmadan 1 saat önce yedim. Tadı güzeldi. Bisikletle cıktığımda farkı hissettim. Otoban kenarında arkadaşa burada yol tehlikeli o yüzden cok hızlı gideceğim diyerek bir ayrıldım yüksek hızda 5dk boyunca pedal cevirdim. Kenarda bekledim, arkadaş 5 sk sonra ancak gelebildi. Sonra yokuş başladı orada da rahatlıkla pedal cevirdim. Eve dönüş yolunda arkadaş bitti. Bisikleti eline aldı. Ben pedal cevirmeye devam ettim. Pişmiş veya çiğ, et en köklü enerji sağlayıcılardan biri, bu kesin. Çiğ etin bir pozitif yanı daha var ki bunu Aajonus ta anlatıyordu: Kendinizi mutlu hissediyorsunuz. Pişmiş et yiyince de mutlu hissediyorsunuz ancak çiğ et ile bu başka bir düzeyde oluyor. Örneğin normalde kızacağanız şeyler ve kişilere hiç kızmıyorsunuz son derece pozitif bir hal içerisine giriyorsunuz. Ve dahası da var: Kek cay kahve kola bira tatlı çikolata kuru fasulye ıspanak patates ekmek vs bunlar bir anda gözünüzde anlamsızlaşıp gereksizleşiyor. Mutfakta yemek pişirme olayını ise hammaliye olarak görüyorsunuz ve orada harcanan doğal gazı dahi düşünüyorsunuz. Bitmedi. Yemeklerden sonra yağlı tabakları bulaşık makinasına tıkmak cıkarmak yıkamak falan hepsi akıl dışı gereksiz birşey gibi gelmeye başlıyor.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Triplxt.

    Kahvaltıda haşlayarak yumurta yersem, 10 denemenin 7’sinde kötü hissediyorum. Belki de kokusu falan yapıyordur. Yumurtalı yiyecekleri yerken herhangi bir sorun olmuyor. Sabah kahvaltısında en azından peynir tüketirken sorun yaşamıyorum ve sütün ve ayranın tadı da iyi geliyor. Fazla uğraşarak kahvaltı yapmak için erken kalmak biraz zor oluyor. İnsanın uğraşası gelmiyor. Küçük dilimler halinde keserek yanına da bir şey karıştırarak yiyebilirim sanırım. Tavsiyeniz için teşekkürler. Öğlen vaktinde de evde pek olunmuyor. Geriye sadece akşam yemeğinde güzelce yenecek bir şey kalıyor. Balık, güzel bir alternatif olabilir sanırım. Benim sorunum kendi ihmalimden kaynaklı en azından. Kendi tembelliğim yüzünden kolaya kaçıyorum, çoğunlukla ya sağlıksız besleniyorum ya da aynı besin türünü çok tüketiyorum. Ayrıca, fast food tüketimim de çok fazla. Bir şeyi sevince bıkana kadar devam ediyorum ve sonra da ara veriyorum. Tekrardan o besinlere ihtiyaç olunca da iş işten geçiyor. B12’yi işleyemeyenlerin problemi daha büyük. Ömür boyu takviye kullanması çok zor olacaktır.
    Hocam senin esas sorununu daha iyi anladım. Senin gezen tavuk yemen lazım. Beyaz kokuşmuş market yumurtalarını ben de yiyemem. Güzel bilindik bir yerden gezen tavuk yumurtası alman lazım. Marketteki gezen tavuk ve beyaz kokuşmuş yumurtayı ben de yiyemiyorum. Çok fena kokuyor ve çok agır tamamen zararlı yag var. Şöyle düşünebilirsiniz, fitness yapan haftada 3 gün koşan birinin etini yerken mi daha saglıklı olur yoksa bütün gün evde oturup trans yaglı şeyleri yiyen birinin etini yemek mi? Tabikide en çok hareket eden ve güneş gören kişinin eti saglıklıdır tartışmaya bile açık bir konu degil.




  • Senin gene yine iyi benimki 50 et yemeyle alakasi yok kimisinde bagirsaksal genetik yatkinlik oluyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • B12'yi mutalaka dışardan almalısınız , yiyeceklerden alınmıyor , alacaksanız kaliteli b12 vitaminleri tercih etmenizi öneririm TR'de kaliteli seçenek çok az ve aşırı pahalı , tavsiyem 5000 MCG Methylcobalamin B12'dir , ayrıca magnezyum eksikliğide insanların %90'nın da var kimsenin haberi yok , sabahları yorgun kalkıyorsanız , uyuma problemleriniz varsa , kendinizi gün içinde halsiz hissediyorsanız mutlaka magnezyum tekviyesi almalısınız inanılmaz farkediyor
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.