Avukatlığı bırakıyorum, daha fazla dayanamadım

Merhaba, mesajınızı görünce üzüldüm.

Ben 13 yıllık avukatım. Bürom İstanbul'da. Öncelikle buromuzda yeni başlayan veya stajyer arkadaşlarımıza yaptığımız tavsiyeyi size de iletmenin daha doğru olacağını düşünüyorum.

Avukatlık oldukça zor bir meslektir. Mesleği icra ederken esnaflık ve teoriyi içkin pratik yönünüz gelişmiş olmalı.

Eskişehir'i bilmiyorum, İstanbul için konuşuyorum.

Mevcut şartlarda tüm yeni başlayanlara tavsiyemiz hep şu oldu. Eğer oldukça girişken, iletişim becerisi kuvvetli, network oluşturmakta zorlanmayan, belirli bir noktaya kadar (en az 2 yıl) sermaye desteği sağlayacak bir para kaynağına sahipseniz o zaman büro kurmanız daha mantıklı olacaktır. Bunlardan herhangi biri yetersizse/yoksa o zaman bir plan dahilinde hareket etmek zorundasınız.

Öncelikle asgari ücretle dahi olsa dava ağırlıklı bir büroda işi öğrenebileceğiniz, müvekkil toplantılarına sizi dahil eden, dosyasını sizden sakınmayan, sizi doğrudan bir rakip gibi görmeyen ama oldukça yoğun bir büroda bağlı bir avukat olarak çalışmaya başlamanız lazım.

Tüm hedefiniz; bu süreçte görebildiğiniz kadar çeşitli dava görüp, hem okulda öğrendiğinizi pratiğe dökecek bir imkana sahip olmak, hem sosyal becerilerinizi sıfır maliyetle test edeceğiniz bir ortama sahip olmak, hem de az da olsa bir gelire sahip olmak.

1 Yıl sonra büronuzda veya kabul görmezse başka bir büroda maaş + prim usulüne göre çalışmaya başlamanız lazım. Bu sayede aldığınız her dosyada bir an önce amaçlanan sonuç için daha fazla gayret etmeye başlarsınız.

1 Yıl sonra sabit maaşı tamamen terkedip tamamen prime dönmeniz gerekir. İşte buradan sonrası artık serbest bir avukat olduğunuz andır.

Tüm bu süreçte ve mesleğin sonuna kadar, asla yılmadan sosyal becerileri geliştirmek, rafine hobiler ve zevkler edinmek, kulüpler dernekler vakıflarla yakın ilişkiler kurmak, müvekkillerinizi sıkı prese almak gibi işin esnaflık kısmını hiç eksitmeden yapmak zorundasınız.

İşler yolunda giderse 5 yıldan sonra artık dertleriniz tasalarınız kazandığınız para değil, o paranın cinsi, manevi yükü, iç tatmin ve huzur, mesleğinizdeki kariyer hedefiniz gibi daha farklı ve esas zor aşamalar olacaktır. İşte burası hakikaten zor. Allah kolaylıklar versin.

Oturup mesleğinde belirli bir kıdeme ulaşmış kişilere sorarsanız, hemen herkesin mesleği bırakma aşamasına geldiği çok sayıda "anı" olduğunu görürsünüz. Benim de çok defa oldu. Bütün bunlar maddi sonuçları bulunan duygusal eşiklerdir.

Aslında bütün bunlar maalesef, yolunuzu aydınlatacak, danışacağınız, tökezlediğinizde size destek çıkacak imkanlardan mahrum olmanızdan ve şoklara karşı daha az dayanıklı olmanızdan kaynaklı.

Bambaşka bir kariyer ise uzmanlaşmak. Bir üst satırdaki imkanın sizde olmadığını varsaydığım için uzmanlaşmak tamamen kendi imkanlarınızla olacak. Ve bu bir insanı yeniden oluşturmak kadar zor. Sabır, azim ve sermaye istiyor.

Hayat yolculuğunuzda başarılar dilerim.

Daha önce de benzer bir mesaj atmıştınız farklı bir konuda. Bursa Barosu anket yayınladı Bursa'daki avukatların %52'sinden fazlasının asgari ücretten düşük net kazançları oldukları ortaya çıktı. Serbest meslek illa ki çok fazla da kazanabilirsiniz bu sizin çevresel faktörünüze biraz da şansınıza bağlı olabilir. Ancak insan onuruyla yaşayabilmek için bir bekarın yaşam maliyetini aylık kazanmanız şarttır. Sizin tanıdıklarınız %1'lik kesimi oluşturuyor ve kişisel yetenekten daha farklı ölçütler de mevcut olmalı. Ben bu mesleğin içindeyim. Öyle bir şey mümkün değil hocam.

 Bu mesajınıza gülmemek elde değil. Yaşadığımız coğrafyada bu özelliklere sahip insan seçimlere girse %10 alamaz. Vatandaş bu saydığınız nitelikleri anlayamıyor. Garanti ve referans istiyor. Konumu okumadınız mı? Ayrıca beni ve özelliklerimi bilmeden nasıl böyle niteleyici yorum yapabiliyorsunuz? Hadi ben böyle birisi olmayayım. Emin olun bu özelliklere sahip kişiler de çok zor durumda. Dürüst yapılmıyor bu meslek.

20 bin alan işçinin işi emin ol hiç kolay değildir. Beden sağlığından neler götürüyor işçilik yapmayan bilmez. Yatırım yapmadan, riske girmeden gibi bir durum yok, bu ülkede her sene binlerce ölümlü iş kazası oluyor, yaralanmaları saymıyoruz bile. İnsanlar haftada 6 günlerini işyerine bağlıyorlar sonra aldıkları 20 bin bile göze batıyor. Başkalarını yerip, eleştirerek bir yere varılamaz. Yok memur çok alıyormuş, yok işçi çok alıyormuş diye konuşmayalım. Birbirimizi aşağıya çekip bir şey kazanamayız. Kim ne kazanıyorsa allah daha çok versin demeyi öğrenmeliyiz.

5 yılın daha gidebilir ya da better call saul gibi olup 0dan zirveye oynayabilirsin. Mesela sana gelen adama yasa ne derse o gibi bir şey dersen o adam sana der ki o zaman sen ne halta yarıyorsun ? Tabi garanti kurtaracağım gibi bir şey de deme ama biraz reklamda yapacaksın ki adam düşüneyim yerine işlemlere başlayalım diyecek. Birini hapisten çıkarabilir misin sorusuna mesela belki çıkaramam ama orada en kısa süre kalmasını sağlayabilirim de. Sadece ben değil kimse onu çıkaramaz belki bir kaç kalifiye avukat daha az kalmasını sağlayabilir ama en az süre orada yatmasını istiyorsan doğru adrese geldin ditebilirsin mesela. Kendi reklamını yapmadan olmaz. Bizim halk sever reklam yıkama yağlama işlerini. Ne söylediğinden ziyade nasıl söylediğin çok önemli.

Kardeşim sen cevap vermeden önce biraz kendini geliştir. Ayda 25 dememiş, 7 ayda toplam 25 bin demiş. Fesuphanallah.

avukata selam veriyorsun 2000 tl istiyordu en son.

telefonda bile bişi söylemiyorlar. görüşme ayarlayalım, ödemeyi yapın sonra bilgi paylaşırım diyorlar.

en saçma iş konusunda ödül alabilirler.