Şimdi Ara

attilâ ilhan şiirleri

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
0
Favori
2.333
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • birçok şair aşk şiiri yazmıştır, ama edebiyatımızda onun yazdığı aşk şiirlerinin ayrı bir yeri vardır. konuyu en çok sevdiğim bir şiiriyle açmak istiyorum.





    istanbul ve sen / neydi o bir zamanlar

    sanki gençliğime doğru yaşlanıyordum

    çengelköy'de yaz unutulmaz erguvanlar

    hangi yanıma dönsem seni bulurdum

    içimdeki lambanın kırıldığı anlar



    istanbul ve sen / sırılsıklam yaşananlar

    yanardöner bir ayna yeniden ruhum

    çengelköy'de yaz unutulmaz erguvanlar

    gözlerinin sisinde sevdalı bir yolcuyum

    hayal meyal gemiler dumanlı ilkbahar



    istanbul ve sen / ikinizden kalanlar

    tekrar tekrar ısrarla yaşayıp durduğum

    çengelköy'de yaz unutulmaz erguvanlar

    rüya mıdır gerçek mi kendi kendime sorduğum

    istanbul ve sen / neydi o bir zamanlar


    insanın içini nasıl da parça parça ediyor.



    her yeni aşk, her yeni hüzün, her yeni bahar, her yeni heyecanda canlanır içimizdeki attilâ ilhan; o bizim şair tarafımızdır...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-681F960DF -- 22 Ekim 2008; 1:14:36 >







  • BEN SANA MECBURUM

    Ben sana mecburum bilemezsin
    Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
    Büyüdükçe büyüyor gözlerin
    Ben sana mecburum bilemezsin
    İçimi seninle ısıtıyorum

    Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
    Bu şehir o eski İstanbul mudur?
    Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
    Sokak lambaları birden yanıyor
    Kaldırımlarda yağmur kokusu
    Ben sana mecburum sen yoksun

    Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
    İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
    Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
    Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
    Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
    Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
    Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

    Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
    Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
    Durup köşe başında deliksiz dinlesem
    Sana kullanılmamış bir gök getirsem
    Haftalar ellerimde ufalanıyor
    Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
    Ben sana mecburum sen yoksun

    Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
    Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
    Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
    Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
    Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
    Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
    Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor

    Ne vakit bir yaşamak düşünsem
    Bu kurtlar sofrasında belki zor
    Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
    Ne vakit bir yaşamak düşünsem
    Sus deyip adınla başlıyorum
    İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
    Hayır başka türlü olmayacak
    Ben sana mecburum bilemezsin..

    ATTİLA İLHAN




  • Üstadın beğendiğim ve etkilendiğim bir şiiri. Belki de hepimiz hayatın belli bir döneminde
    üçüncü şahsı oynamışızdır. Şiirin etkisi gerçekçiliğinden midir bilinmez ama çok dokunaklı ...

    ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ

    Gözlerin gözlerime değince
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Beni sevmiyordun, bilirdim
    Bir sevdiğin vardı, duyardım
    Çöp gibi bir oğlan, ipince
    Hayırsızın biriydi fikrimce
    Ne vakit karşımda görsem
    Öldüreceğimden korkardım
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Ne vakit Maçka'dan geçsem
    Limanda hep gemiler olurdu
    Ağaçlar kuş gibi gülerdi
    Sessizce bir cigara yakardın
    Parmaklarımın ucunu yakardın
    Kirpiklerini eğerdin, bakardın
    Üşürdüm, içim ürperirdi
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Akşamlar bir roman gibi biterdi
    Jezabel kan içinde yatardı
    Limandan bir gemi giderdi
    Sen kalkıp ona giderdin
    Benzin mum gibi giderdin
    Sabaha kadar kalırdın
    Hayırsızın biriydi fikrimce
    Güldü mü cenazeye benzerdi
    Hele seni kollarına aldı mı
    Felaketim olurdu, ağlardım




  • http://forum.donanimhaber.com/m_26770567/tm.htm

    Burda da Atilla İlhan'ın ''Yağmur Kaçağı'' adlı şiir kitabının tanıtımı mevcut.

  • quote:

    Orjinalden alıntı: electronica

    Gözlerin gözlerime değince
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Beni sevmiyordun, bilirdim
    Bir sevdiğin vardı, duyardım
    Çöp gibi bir oğlan, ipince
    Hayırsızın biriydi fikrimce
    Ne vakit karşımda görsem
    Öldüreceğimden korkardım
    Felaketim olurdu, ağlardım




    İnanılmaz bir şiir. En sevdiğim bölümüdür burası...
  • Attila İlhan'ın birçok şiirini çok severim. Ama aralarında en çok sevdiğim şiiri Sisler Bulvarı ve Emperyal Otel'dir.
    İşte Sisler Bulvarı;

    SİSLER BULVARI

    elinin arkasında güneş duruyordu
    aylardan kasımdı üşüyorduk
    ağacın biri bulvarda ölüyordu
    şehrin camları kaygısız gülüyordu
    her köşe başında öpüşüyorduk

    sisler bulvarı'na akşam çökmüştü
    omuzlarımıza çoktan çökmüştü
    kesik birer kol gibi yalnızdık
    dağlarda ateşler yanmıyordu
    deniz fenerleri sönmüştü
    birbirimizin gözlerini arıyorduk

    sisler bulvarı'nda seni kaybettim
    sokak lambaları öksürüyordu
    yukarıda bulutlar yürüyordu
    terkedilmiş bir çocuk gibiydim
    dokunsanız ağlayacaktım
    yenikapı'da bir tren vardı

    sisler bulvarı'nda öleceğim
    sol kasığımdan vuracaklar
    bulvar durağında düşeceğim
    gözlüklerim kırılacaklar
    sen rüyasını göreceksin
    çığlık çığlığa uyanacaksın
    sabah kapını çalacaklar
    elinden tutup getirecekler
    beni görünce taş kesileceksin
    ağlamayacaksın! ağlamayacaksın!

    sisler bulvarı'ndan geçtim sırılsıklamdı
    ıslak kaldırımlar parlıyordu
    durup dururken gözlerim dalıyordu
    bir bardak şarabda kayboluyordum
    gece bekçilerine saati soruyordum
    evime gitmekten korkuyordum
    sisler boğazıma sarılmışlardı

    bir gemi beni afrika'ya götürecek
    ismi bilmiyorum ne olacak
    kazablanka'da bir gün kalacağım
    sisler bulvarını hatırlayacağım
    kırmızı melek şarkısından bir satır
    lodos'tan bir satır yağmur'dan iki
    senin kirpiklerinden bir satır
    simsiyah bir satır hatırlayacağım
    seni hatırlatanın çenesini kıracağım
    limanda vapur uğuldayacak

    sisler bulvarı bir gece haykırmıştı
    ağaçları yatıyordu yoksuldu
    bütün yaprakları sararmıştı
    bütün bir sonbahar ağlamıştı
    ağlayan sanki istanbul'du
    öl desen belki ölecektim
    içimde biber gibi bir kahır
    bütün şiirlerimi yakacaktım
    yalnızlık bana dokunuyordu

    eğer sisler bulvarı olmasa
    eğer bu şehirde bu bulvar olmasa
    sabah ezanında yağmur yağmasa
    şüphesiz bir delilik yapardım
    hiç kimse beni anlayamazdı
    on beş sene hüküm giyerdim
    dördüncü yılında kaçardım
    belki kaçarken vururlardı

    sisler bulvarı'ndan geçmediğim gün
    sisler bulvarı öksüz ben öksüzüm
    yağmurun altında yalnızım
    ağzım elim yüzüm ıslanıyor
    tren düdükleri iç içe giriyorlar
    aklımı fikrimi çeliyorlar
    aksaray'da ışıklar yanıyor
    sisler bulvarı ayaklanıyor
    artık kalbimi susturamıyorum




  • ELDE VAR HÜZÜN

    söyleşir
    evvelce biz bu tenhalarda
    ziyade gülüşürdük
    pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
    ne meseller söylenirdi mercan koz nargileler
    zamanlar değişti
    ayrılık girdi araya
    hicrana düştük bugün
    ah nerde gençliğimiz
    sahilde savruluşları başıboş dalgaların
    yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
    elde var hüzün
    o şehrayin fakat çıkar mı akıldan
    çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
    sırılsıklam aşık incesaz
    kadehlerin mehtaba kaldırılması
    adeta düğün
    hayat zamanda iz bırakmaz
    bir boşluğa düşersin bir boşluktan
    birikip yeniden sıçramak için
    elde var hüzün...

    Attila İlhan..
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Özer Kiraz Kitapları?
    5 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orjinalden alıntı: İ.x.İ.r

    ELDE VAR HÜZÜN

    söyleşir
    evvelce biz bu tenhalarda
    ziyade gülüşürdük
    pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
    ne meseller söylenirdi mercan koz nargileler
    zamanlar değişti
    ayrılık girdi araya
    hicrana düştük bugün
    ah nerde gençliğimiz
    sahilde savruluşları başıboş dalgaların
    yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
    elde var hüzün
    o şehrayin fakat çıkar mı akıldan
    çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
    sırılsıklam aşık incesaz
    kadehlerin mehtaba kaldırılması
    adeta düğün
    hayat zamanda iz bırakmaz
    bir boşluğa düşersin bir boşluktan
    birikip yeniden sıçramak için
    elde var hüzün...

    Attila İlhan..



    bu şiirinde de doğanın güzellikleri ile, özlem duygusunu öylesine iç içe veriyor ki;

    ah nerde gençliğimiz
    sahilde savruluşları başıboş dalgaların (gerçekten de öyle değiller mi?)
    yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller

    ilk üç mısrada gençliğe, başıboş dalgaların sahilde savruluşlarına, yeri göğü çınlatan tumturaklı gazellere AH NERDE DİYE SESLENDİKTEN SONRA; öyle güzel bağlıyor ki o üç kelimeyi

    ELDE VAR HÜZÜN




    aynı başarı üçüncü şahsın şiirinde de var. orda da şöyle söylüyor:

    limandan bir gemi giderdi
    SEN KALKIP ONA GİDERDİN

    yani limandan bir geminin gitmesiyle, sevgilinin bir başkasına gitmesi arasında hiç bir alaka yok ama; attila ilhan öylesine güzel sıralıyor ki mısraları, ne alaka diyemiyorsun.




  • @coupant

    Büyük usta Attila ilhan...
  • KARANTİNALI DESPİNA

    bir gül takıp da sevdalı her gece saçlarına
    çıktı mı deprem sanırdın ' kara kız ' kantosuna
    titreşir kadehler camlar kırılır alkışlardan
    muammer bey'in gözdesi karantina'lı despina

    çapkın gülüşü şöyle faytona binişi kordelia'dan
    ne kadar başkaydı her kadından her bakımdan
    sınırsız bir mutlulukta uyuturdu muammer bey'i
    ustalıkla damıttığı o tantanalı aşklarından

    işgal altüst etti nasıl da izmir'de her şeyi
    öğrendi kullanmasını despina bu yanlış geceyi
    körfez'de parıldayan yunan zırhlılarına karşı
    miralay zafiru'yla ispilandit palas'ta sevişmeyi

    gemi sinyallerinin gece bahçelere yansıması
    havuzda samanyolunun hisarbuselik şarkısı
    demlendikçe yalnızlığı aydınlanıyor muammer bey
    olmayacak şey bir insanın bir insanı anlaması
  • quote:

    Orjinalden alıntı: coupant


    aynı başarı üçüncü şahsın şiirinde de var. orda da şöyle söylüyor:

    limandan bir gemi giderdi
    SEN KALKIP ONA GİDERDİN

    yani limandan bir geminin gitmesiyle, sevgilinin bir başkasına gitmesi arasında hiç bir alaka yok ama; attila ilhan öylesine güzel sıralıyor ki mısraları, ne alaka diyemiyorsun.



    tabi ki alaka var. Belki de hiç dönmeyecek o gemi, belki de hiç kendisinin olmayacak bahsettiği kişi...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eskiekşiyazarı -- 18 Ekim 2008; 16:23:27 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: fuatturkrap


    quote:

    Orjinalden alıntı: electronica

    Gözlerin gözlerime değince
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Beni sevmiyordun, bilirdim
    Bir sevdiğin vardı, duyardım
    Çöp gibi bir oğlan, ipince
    Hayırsızın biriydi fikrimce
    Ne vakit karşımda görsem
    Öldüreceğimden korkardım
    Felaketim olurdu, ağlardım




    İnanılmaz bir şiir. En sevdiğim bölümüdür burası...



    Tek taraflı aşkı mükemmel anlatmış
  • yalnızlık şiiri

    Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
    Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
    Bu gece dağ başları kadar yalnızım

    Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
    Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
    Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
    Gözlerim gözlerini arıyor durmadan
    Nerdesin?

    Atilla İlhan
  • Zehra Kardelin


    Akşam oldu yine bastı karalar
    Varıp yıldızların kapısını çaldım
    Açtılar
    Yıldızlar uyanıp gözlerimden geçtiler
    Halep şehri şen oldu şenlik oldu
    Ağaçlar dile geldi kuşlar güldü
    Dağ dağa kavuştu ben sana kavuştum
    Zehra kardelin

    Sen kimsenin bilmediği bir yıldız gibisin
    İstersen derya düşünür kahrolur kederinden
    İstersen dağ yürür yağmur olur bulut olur
    Bir rüzgarın koynundan çıkar gelirsin
    Gözlerin iki siyah karanfil gibi
    Gözlerini alsam yakama taksam
    Zehra kardelin

    Sen masallardan bile güzelsin büyüksün
    Açıl susam dedin açıldı kalbimin kapıları
    Kırk haramiler yol verdi sana
    Ellerin alnıma dokundu havai fişek oldum
    Alıp başımı gittim güneşi delip geçtim
    Evren tükendi tükendi sen başladın
    Zehra kardelin

    Sen bensin ben senim
    Kalbimde senin kalbin kalbinde benim kalbim
    Ben yanardağ sen ateş sen dünya ben güneş
    Ömrün ömrüme girmiş yazan alnıma yazmış
    Nur yüzüne yüzün şarkılara dönsün
    Kalbim bir yol sana gitmiş
    Zehra kardelin


    Attila İlhan

    Aşk deyince aklıme gelen ender şiirlerden...




  • SANA NE YAPTILAR



    O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi

    Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin

    Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında

    Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin

    Seni görür görmez özgürlüğümden utandım

    Söyle ne içersin, çay mı kahve mi

    Çok değişmişsin birden tanıyamadım.



    Saçların uzundu, omuzlarına akardı

    Gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından

    Onlar mı kestiler, sen mi kısalttın

    Gülerdin, içimize aylar doğardı

    Görünmez dağların arkasından

    Eski gülümsemeni beyhude aradım

    O sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi

    Çok değişmişsin birden tanıyamadım.



    Bir çay içer misin, yoksa kahve mi

    Kibritim yok, demek cigaraya başladın

    Ellerin de titriyor, bir şeyin mi var

    Böyle bir kız değildin sen eskiden

    Sana ne yaptılar, sana ne yaptılar?

    Kirpiklerin ıslanıyor durup dururken

    O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi

    Çok değişmişsin birden tanıyamadım.




  • dinlerdim telâşlı kanûnlardan sarışın türkçeyi
    nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi
    ürkek bir çilenti usulca yoklardı bahçeyi
    nerde tâvus kuşları nerde müjgân'ın gençliği
    nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi

    okşamak kumrallığını içimden uysal lambaların
    beyhude ıslıklarını yakınlaşan sonbaharın
    akşam tenhalığında birlikte duygulanmaların
    saklı mutluluğuyla dalgından çok daha fazla dalgın
    nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi

    bir parça son yalnızlığa öncekiler hazırlıktır
    insan bırakmaz sevdiğini sevmek insanı bırakır
    kalırsa gözlerinin elinde yaldızı belki kalır
    ney üşür kanûn pırıldar udlar oldukça karanlıktır
    nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.