Şimdi Ara

Türkiye'de microchip üretilemez mi?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
21
Cevap
0
Favori
2.539
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bu konuyu özellikle ChipArchitect arkadaşın görüşlerini almak için açıyorum.Evet Türkiye'de çip üretilebilir mi? Üretmek için nelere sahip olunmalı (insan kaynağı,maliyetler vs..) Bildiğim kadarıyla Amerika'da da bu işlerin tasarım aşaması gerçekleştirilip seri üretimleri genelde doğu ülkelerinde yapılıyor.Bu konuyu tartışalım istiyorum.



  • Turkiye'de zaten cip tasarlaniliyor da, uretiliyor da. TUBITAK Marmara Arastirma Merkezi'ndeki YITAL tesislerinde oldukca kisitli da olsa bir uretim kabiliyeti var. Eskiden ara ara genellikle savunma sektorunun kullandigi bazi devreler az sayida uretilmisse de gunumuzde cogunlukla arastirma amacli kullanildigini dusunuyorum, guncel bilgisi olan varsa bizi de aydinlatsin. Bunun disinda tasarim icin gerekli bilgi birikimi ve araclar Ankara'da TUBITAK BILTEN, Istanbul'da ITU-ETA gruplarinda var ve bu gruplar Avrupa Birligi'nin cip tasarim/uretim tesvik programi olan Europractice cercevesinde gerekli tasarim araclarina ve uretim hizmetlerine subvanse edilmis uygun fiyatlarla sahipler. Her iki grup da bildigim kadariyla duzenli olarak egitim amacli cipler tasarlayip urettiriyor. Bircok Amerikan universitesinde isteyen her ogrenci mezun olmadan once kendi basina ya da grup halinde bir cip tasarlayip uretebiliyor benzer programlarla, henuz Turkiye'de maddi kaynaklar cogu universitede buna uygun olmasa da en azindan Europractice sayesinde imkan var. Bunun disinda Aselsan, Netas gibi kuruluslarda yaygin bir sekilde kullanilan FPGA tabanli devre tasarim yetenegi ve imkanlari da direk olarak olmasa da dolayli olarak VLSI/ASIC tasariminda etkin olabilecek yetismis insan gucu yaratiyor.

    "Cip" kelimesi cok yuvarlak bir kelime. Tabii ki nispeten basit bir arabirim devresi ya da haberlesme uygulamalarinda kullanilan oldukca karmasik sayilabilecek sayisal tumdevreler Turkiye'de tasarlanabiliyor. Ancak modern bir mikroislemci ya da GPU vb. gibi seylerin tasarimi icin yeterli tecrubeli insan gucune ve bunlari yetistirebilecek imkanlara sahip olundugunu sanmiyorum.




  • Yapan adamlar nasıl yapıyor ben çok merak ediyorum.Ne gibi bir teknik bilgiye sahipler ki bunca gelişmiş CPU,GPU v.b.yapabiliyorlar.
    Bunu ilk defa geliştirenler,yapanlar nasıl yapabiliyor ?İşe nereden başlıyorlar ?
    Japonya ikinci dünya savaşında iki tane atom bombası yedi.Şimdi ise muazzam bir teknolojiye sahipler.Üstelik tek başlarına yapabiliyorlar.Aynı şekilde Almanya.
    Üstelik onların savaş tarihi bizden daha yeni.Bizim onlara nazaran daha çok gelişmemiz lazım değil mi ?
    Aynı malzemeyi bizde bulabiliriz.Ayrıca elektronik chip sanayinde çok önemli bir paya sahip bor madeni biz de oldukça bol.

    Niye onlar yapabiliyor da biz yapamıyoruz ?Bu işin püf noktası ne ?

    Biz mi çok tembeliz yoksa onlar mı çok çalışkan ?

    Gerçekten çok ama çok merak ediyorum.
  • size aynen katılıyorum
  • quote:

    Orjinalden alıntı: silicon
    Niye onlar yapabiliyor da biz yapamıyoruz ?Bu işin püf noktası ne ?

    Biz mi çok tembeliz yoksa onlar mı çok çalışkan ?

    Gerçekten çok ama çok merak ediyorum.


    Sorunun cevabi evet, ikisi de dogru. onlar cok caliskan biz de cok tembel...

    japonlar yasalarinda olmamasina ragmen her cumartesi sabah ise gidip oglene kadar calisiyorlar. Sebebini sorunca da "Devletimize hediyemiz olsun..." diyorlar. Begenmediginiz Kore'de (ki savunma sanayileri bize 45 basar... kitalararasi fuzeden nukleer silaha hersey var...) devlet meurunun yillik izni sadece 1 hafta. Bizdeki gibi 1 ay yatmiyorlar. Ayrica bizim gibi senede 40 kere bayram yapip her birinden 3-5 gun tatil icin kaytarmiyorlar...

    Yillik izni 15 gune dusurelim desek memurlarin % 99'u baslar cemkirmeye... Sonra da sormayin, niye Japonlarin Sony'si, Canon'u, Fuji'si, Kodak'i var da bizim yok diye...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: silicon

    Yapan adamlar nasıl yapıyor ben çok merak ediyorum.Ne gibi bir teknik bilgiye sahipler ki bunca gelişmiş CPU,GPU v.b.yapabiliyorlar.
    Bunu ilk defa geliştirenler,yapanlar nasıl yapabiliyor ?İşe nereden başlıyorlar ?
    Japonya ikinci dünya savaşında iki tane atom bombası yedi.Şimdi ise muazzam bir teknolojiye sahipler.Üstelik tek başlarına yapabiliyorlar.Aynı şekilde Almanya.
    Üstelik onların savaş tarihi bizden daha yeni.Bizim onlara nazaran daha çok gelişmemiz lazım değil mi ?
    Aynı malzemeyi bizde bulabiliriz.Ayrıca elektronik chip sanayinde çok önemli bir paya sahip bor madeni biz de oldukça bol.

    Niye onlar yapabiliyor da biz yapamıyoruz ?Bu işin püf noktası ne ?

    Biz mi çok tembeliz yoksa onlar mı çok çalışkan ?

    Gerçekten çok ama çok merak ediyorum.


    Caliskanlik-tembellik tartismasina karismayayim. Suphesiz her milletin caliskan ve tembel fertleri var. Ulkelerin calisma aliskanliklari ve kulturleri arasinda farklar var, uretkenlikleri arasinda bir suru farkli sebebe sahip farkliliklar var. Bunun tartismasi muhtemelen hizla geyige donusecegi icin izninizle ben uzak kalayim.

    Herhangi bir sey gibi CPU, GPU yapmak da motivasyon ve imkan sahibi gruplar icin imkansiz degil. Ancak Turkiye'de boyle seyler yapilir mi tartismasini yapmak gereksiz. Pazar kosullari geregi isteseler teknik olarak boyle seyler yapabilecek ulkelerin cogu da yapmiyor zaten. Sirf yapilabildigini gostermek icin CPU, GPU vb. yapmak gibi anlamsiz islerle ugrasmak yerine yeterli bilgiye sahip insanlar yetistirmek icin egitim sistemini elden gecirmek ve teknoloji girisimlerini kolaylastirabilmek icin gerekli yapisal reformlari yapmak daha anlamli olur. Gerekli olan bilgiyi edinmek icin genetik bir engel yok ki ABD'de yariiletken alaninda hem endustride, hem de universitelerde cok basarili Turk muhendis ve bilimadamlari calisiyor.

    Bor madeninin bollugu ile yariiletken teknolojisinin ileri olmasi arasinda bir baglanti yok. Ham bor dunyada bircok kaynaktan temin edilebilen, nispeten dusuk fiyatli bir hammadde. Bor madeninizin olmasi herhangi bir avantaj getirmiyor.




  • quote:

    Yillik izni 15 gune dusurelim desek memurlarin % 99'u baslar cemkirmeye... Sonra da sormayin, niye Japonlarin Sony'si, Canon'u, Fuji'si, Kodak'i var da bizim yok diye...


    ufak bir fark var. onların memurları nasıl yaşayabilirim, nasıl çocukları doyurabilirim diye düşünmüyorlar.

    ilk olarak ülkesini seven bir ülkenin bir zümrenin köpeği olmayan vatansever politikacılar gerekli!
  • ChipArchitect,
    Ilk mesajinda yazdıklarını doğru yorumluyorsam, Türkiyenin chip sektöründe sıfır pazar payına sahip olmasının nedeni, girişimci eksikliği? Eğer öyleyse, bunu da yadırgamamak lazım. Ülkemizin okumuş insana ihtiyacı olduğu gibi vizyon sahibi girişimcilerede ihtiyacı var. Maalesef, teknoloji geliştirme işinin o ayağı hep kısa kalmış Türkiyede.

    Bir örnek üzerinden giderek senin bu konudaki fikrini almak istiyorum. Örneğin Türkiyede, bir girişimci, RAM yada flash EEPROM türünden bir chip üretmek istese ve başlangıçtada, Dünya pazarın sadece %3 yada %4 gibi bir kısmını pay almak istese. Bu kişi ne kadar sermayeye sahip olmalı. Kabaca bir rakam verebilirmisin?
  • Aslında bu işin püf noktası belli.
    Bilim ve Teknik dergisinde Yavuz Erol'un hazırladığı çok güzel bir köşe var 'Kendimiz Yapalım' diye.Burada çok güzel projeler var,özellikle led ile ilgili olanları ağırlıkta.
    Şimdi ben buradaki bir projeyi yapmak istiyorum.Masaya getiriyorum malzemeleri başlıyorum çalışmaya.
    Beni gören ev halkı veya başkası,

    -Lan olum manyak mısın sen yine başlamışsın oyun oynamaya.Tatil geldi ya açtın tezgahı.Elektrik ustası.İşin gücün tel lehimle,lamba yak(LED'in ne olduğunu da bilmiyorlar ha beyaz ledi görünce lamba diyorlar)

    Aynı şekilde TV'de belgeselde yılanın içine verici takıp araştıran birilerini görünce bizim milletimiz

    -Manyaklara bak(küfür de var bu arada) nelerle uğraşıyor.Para çok geldi heralde.

    Bu gibi şeyleri herkes hayatında bir kere mutlaka duymuştur.

    İşte o chip üreten ülkeler böyle demiyor.
    Bilmem demek istediğimi anladınız mı ?

    Avrupa'da dünya yuvarlak diyenin kafasını giyotinle uçururlarken,aynı fıçıda yirmi kişi yıkanırken,Osmanlı'da Mimar Sinan'lar,İbni Sina'lar burada bilim ve tekniği öttürüyordu.O adamlar tıpı bizden öğrendi be.

    Şimdi ise n'oldu.Onlar pul kadar yere 320 milyon transistör kazıyor.Bizde ağzımız açık seyrediyoruz.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: ReBeR
    quote:

    Yillik izni 15 gune dusurelim desek memurlarin % 99'u baslar cemkirmeye... Sonra da sormayin, niye Japonlarin Sony'si, Canon'u, Fuji'si, Kodak'i var da bizim yok diye...

    ufak bir fark var. onların memurları nasıl yaşayabilirim, nasıl çocukları doyurabilirim diye düşünmüyorlar.


    Japonlar bizim kadar yatmadiklari icin nasil yasayabilirimin derdinde degil.

    Bizimkiler "nasil cocuklarimi doyurabilirim" dedikleri icin mi yatiyorlar yoksa yattiklari icin mi boyle diyorlar? Tamam, birkac kisinin yatmasi veya calismasi birsey farketmez ama 70 milyonluk bir ulkenin 1 ay yillik izin kullanmasiyla 1 hafta kullanmasi cok sey farkeder... Hesaplayin bakayim 50 sene boyunca farkedecek toplam isgucunu... (ki 50 sene ulkelerin hayatlarinda hicbir seydir...)




  • quote:

    Orjinalden alıntı: silicon
    İşte o chip üreten ülkeler böyle demiyor.
    Bilmem demek istediğimi anladınız mı ?
    Avrupa'da dünya yuvarlak diyenin kafasını giyotinle uçururlarken,aynı fıçıda yirmi kişi yıkanırken,Osmanlı'da Mimar Sinan'lar,İbni Sina'lar burada bilim ve tekniği öttürüyordu.O adamlar tıpı bizden öğrendi be.
    Şimdi ise n'oldu.Onlar pul kadar yere 320 milyon transistör kazıyor.Bizde ağzımız açık seyrediyoruz.


    Cok cok iyi anliyorum seni... Simdi dunya yuvarlak diyenin kafasini biz ucuruyoruz...

    Bak Amerikalilarin ne yaptiklarini anlatayim. (Amerika'da bir universitede doktora ogrencisi oldugum icin basimdan gecen bir olay... daha gecen hafta oldu...)
    Bizim universite muhendislik egitimini tesvik etmek icin Amerika capinda organizasyon duzenliyor. Amac su: hatiri sayilir liselerin en basarili 4-5 ogrencisini toplayip buraya ucakla getiriyorlar. Otelde 3 gun misafir ediyorlar. Gunduzleri ufak capli muhendislik egitimine tabi tutuyorlar. 15 yasindaki cocuklar lablarda AND, OR, XOR gateleriyle 2-bit adder dizayn ediyorlar bunlari ledlere baglayip duzgun calistiklarini gosteriyorlar... Devresini en hizli tasarlayip duzgun calistirana ipod hediye ediliyor...

    Siz bunu yapinca "Tatil geldi, actin tezgahi..." oluyor... Biz de adettir, nasil destek olunacagindan ziyade nasil kostek olunacagi dusunulur... Kusura bakmayin gercekler boyle...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ramgen -- 4 Ağustos 2006; 0:03:55 >




  • Konu gittikçe rayından çıkıp, geyik muhabbetine doğru kayıyor. Almanya ve Japonyanın tarihine biraz bakarsanız, bilim, teknoloji alt yapısının geçen 19. yüzyılda bile var olduğunu görürsünüz. Sonuçta atılan bombalar, yer in üst tarafını dümdüz etmiştir. Ama her iki ülkenin entellektüel ve girişimci altyapısı çok az zarar görmüştür.

    Tarihde bizim atalarımızda çok güzel işler üretmis. Ama o gün yapılanlar artık bugün jenerik herkesin yapabildiği işler haline gelmis. Bize kadar iletilmesi gereken miras yollarda kaybolup gitmis. Bizim neslinimizin o yapılanlardan maddi anlamda bir şeyler kazanması çok zor. Kimbilir belkide bundan 500 yıl sonra, CPU üretme işi ayağa düştüğü bir zamanda, Amerikan çocukları, "bizim dedelerimiz Intel adında bir chip yapmışlar, yarı iletken dünyasının hakimi bizmişiz diyecekler ve övünüp duracaklar." Tabiki bu laf karinlarini doyurmayacak. Bunu, bu gunku Turk nesli cok iyi takdir eder.

    İlk katarakt ameliyatı, 1100 lu yıllarda Bağdat'da Musluman bilim adamları tarafından yapılmış. Ama bugün herkes onu yapabiliyor. Bilim ve teknolojide lider olarak kalmak, en azından pozitif sabit ivmeyle koşmayı gerektiriyor. İvmenin sıfır olması bile bir tehlike işareti.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Haldun Meric -- 4 Ağustos 2006; 1:14:59 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Haldun Meric

    ChipArchitect,
    Ilk mesajinda yazdıklarını doğru yorumluyorsam, Türkiyenin chip sektöründe sıfır pazar payına sahip olmasının nedeni, girişimci eksikliği? Eğer öyleyse, bunu da yadırgamamak lazım. Ülkemizin okumuş insana ihtiyacı olduğu gibi vizyon sahibi girişimcilerede ihtiyacı var. Maalesef, teknoloji geliştirme işinin o ayağı hep kısa kalmış Türkiyede.

    Bir örnek üzerinden giderek senin bu konudaki fikrini almak istiyorum. Örneğin Türkiyede, bir girişimci, RAM yada flash EEPROM türünden bir chip üretmek istese ve başlangıçtada, Dünya pazarın sadece %3 yada %4 gibi bir kısmını pay almak istese. Bu kişi ne kadar sermayeye sahip olmalı. Kabaca bir rakam verebilirmisin?



    Guzel soru icin tesekkurler. Girisimci eksikligi degil de girisimcilere saglanan imkanlarin eksikligi diyelim. Yoksa ulkemiz kultur olarak girisimcilige yatkin ve inanilmaz yaratici insanlarimiz mevcut. Ancak egitim sisteminin eksikligi (dolayisiyla yabanci ulkelerin fikirleri ile yarisabilecek ozgunluk ve kalitede yeni fikir ve urun uretebilecek bireylerin azligi) ve belki de daha onemlisini finans sektorundeki eksiklikler daha onemli. Asagida bu ornegi acmaya calisacagim.

    ABD'de adini duydugunuz Nvidia vb. gibi sirketler genellikle buyuk sirketlerde calisip tecrube edinmis birkac muhendisin bir araya gelmesi ve "venture capital", yani "risk sermayesi" denilen kurumlardan maddi kaynak bulmasi sonucu kurulur. Sirketinizin uretecegi urunu, hedeflediginiz pazar payini, ortaklarin egitimini ve tecrubesini bir is plani yazarak potansiyel yatirimcilarin onune goturur ve "benim adim Haldun, egitimim ve tecrubem sudur. Falanca falanca arkadaslarimla beraber Meric-1 cipini tasarlayip uretmek istiyorum. Su kadar ayda tasarimi bitirecegimi umuyorum, daha sonra Tayvan'da su kadara urettirecegim, su kadara satacagim, hedef musteri kitlem sudur" dersiniz. Eger risk sermayesi kurumu fikrinizde gelecek gorurse size "Al sana 2 milyon dolar, sirketinin %20 hissesi karsiliginda sana sermaye veriyorum" der, ve parayi nakit olarak size teslim eder. Karsiliginda yonetim kurulunuza bir-iki calisanini yerlestirir ve paranin car-cur edilmemesi icin sirketinizin tum planlarini surekli kontrol altinda tutar, stratejik ve hukuki destek verir. Zaman icinde hedeflerinize ulasip sirketi buyuttukce gidip risk sermayesi kuruluslarindan yine hisse karsiligi bu sekilde para alirsiniz.

    Burada verilen para kesinlikle kredi degil, yani risk sermayesi kurulusu sizden parayi geri odemenizi ya da faiz vermenizi beklemez. Onlarin beklentisi sizin basarili bir sirket olusturmaniz, zaman icinde sirketin degerini yukseltip borsada halka acilmaniz, ya da buyuk bir sirketin dikkatini cekip onlar tarafindan satin alinmanizdir. O zaman ellerindeki hisseleri satar, size yaptiklari yatirimi birkac katiyla geri alirlar. Eger basarili olamazsaniz ve sirketiniz batarsa risk sermayesi kurulusuna karsi hic bir sorumlulugunuz yoktur, yani para ucup gitmistir ve kimse sizden geri istemez. Boyle oldugu icin tahmin edersiniz ki adamlar sirketinizin her kararini gozden gecirir, ve en basta parayi verirken gercekten kili kirk yararlar. ABD'de ortalama bir risk sermayesi sirketi kendisine gelen fikirlerin yuzde 1, yuzde 2 kadarini destekler.

    Turkiye'de bu modelin calismasi henuz sozkonusu degil. Gerekli kanuni duzenleme ve bazi girisim sermayesi kurumlari mevcut ancak bahsedilen rakamlar cok kucuk ve sirketlerin basariya ulasmasi durumunda risk sermayesi kurumlarinin paralarini nasil geri alacaklari belirsiz. Cunku ABD'deki gibi saglikli isleyen, spekulatorlerin kontrolunde olmayan, koklu ve tabana (halka) yayilmis bir borsasi olmadigi gibi, buyuk sirketlerin gelecek vadeden kucuk sirketleri satin almalari gibi bir gelenek de yok. Bu konuda cok hayiflanmamiz yersiz, cunku bu ozelliklere sahip borsalar ve iyi isleyen bir risk sermayesi kurumu sadece ABD, Israil gibi cok az sayida ulkede var. Ayrica Turkiye'nin risk sermayesi ve borsaya gelene kadar cok daha ciddi eksikleri ve problemleri var ki burada tartismak yersiz, hepimiz maalesef biliyoruz.

    Dolayisiyla 20'li ya da 30'lu yaslarinda bir grup parlak muhendisin gecmisleri ve aile durumlari ne olursa olsun, iyi bir fikre ve yeterli tecrube ve azme sahiplerse milyonlarca dolar sermayeye erisebilecekleri bir sistem var ABD'de. Ancak Turkiye'de girisimcinin aileden, esden-dosttan, zengin akrabalardan para almak ya da banka kredisi kullanmak disinda fazla opsiyonu yok. "Once kucuk bir atolye ya da dukkan kurayim, sonra boyle islere soyunacak sermaye biriktiririm" demenin de fazla bir anlami yok, cunku oyle olmuyor ve gereken milyonlarca dolarlik birikimi bulmaniz cok zor. Iste ABD'deki kucuk teknoloji firmalarinin sirri bu.

    Obur sorunuza gelince: RAM ya da Flash gibi urunler takdir edersiniz ki yuksek hacimler isteyen, degisik markalarin urunleri arasinda cok az teknik fark oldugu icin rekabetin genelde fiyata dayandigi, tasarim yeteneginden cok imalat maliyetinin dusuklugunun konustugu, "commodity" ya da "basit emtia" diye isimlendirdigimiz urunler. Boyle bir sey uretip Samsung vb. gibi firmalarla rekabet etmeniz mumkun olmadigi icin saniyorum kimse size sermaye vermez. Ancak kendiniz mesela katma deger ve tasarim tecrubesi gerektiren, 6-7 tecrubeli muhendisin tasarlayabilecegi ve potansiyel pazari olan cipler tasarlayip uretmek isterseniz o ayri. Tahminimce bahsettiginiz gibi en mutevazi bir RAM ve Flash uretim tesisinin bedeli bugunlerde herhalde 1 milyar dolara yakin olurdu. Nvidia'nin baslangici gibi ufak ve yaratici bir cip firmasini ise herhalde 5 milyon dolardan az bir rakamla baslatabilirdiniz (cogu personel maasi olmak uzere)




  • Galiba ucu işin ucu "sermaye birikimine" dayanıyor.
    Avrupa'da rönesans gibi bir devrin başlangıcının ,coğrafi keşifler sonucu bulunan zenginliklerin Avrupa'ya yığılması sonucu olması bir tesadüf değildi herhalde.Tek etmen bu değildi belki ama en önemlilerden biri sayılabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi coskunnn -- 4 Ağustos 2006; 0:29:45 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: coskunnn

    Galiba ucu işin ucu "sermaye birikimine" dayanıyor.
    Avrupa'da rönesans gibi bir devrin başlangıcının ,coğrafi keşifler sonucu bulunan zenginliklerin Avrupa'ya yığılması sonucu olması bir tesadüf değildi herhalde.Tek etmen bu değildi belki ama en önemlilerden biri sayılabilir.


    Valla siz Turkiye'de yasadiginiz icin daha iyi bilirsiniz ama Turkiye'ye geldigimde maalesef bazen gece uyuyamadigim icin seyrettigim Televole vb. tarzi programlarsaki satafata, her gun okudugum gazetelerde donen rakamlara bakilirsa Turkiye'de pek sermaye eksikligi yok gibi. Ne zaman ki bir gun akli basinda bir varlikli kisi "Paramin birazi ile de Antalya'daki diger 1000 kusur otelden hicbir farki olmayan aptal bir beton otel ya da don/gomlek fabrikasi yapmak yerine su doktora ogrencilerinin fikrine yatirim yapayim" diyebilirse belki o zaman birseyler degisir Turkiye'de. Boyle bir gelenek olmadigi icin ve universitelerin teknokentler araciligiyla sirketler dogurmasi uygulamasi henuz oturmadigi icin bir suru iyi fikir heba olup gidiyor.




  • ChipArchitect,
    Usenmeden yazdigin, uzun cevap icin tesekkur ederim. Icinde yasadigin toplumu iyi gozlemleyip ve analiz etmissin. Tebrik ederim.
  • Olayı şöyle özetleyebiliriz,
    vatan milleti düşünenlerde fikir var para yok,parası olanlarında vatan millet umurlarında değil! Ne yazık ki durum bu
  • quote:

    Orjinalden alıntı: coskunnn

    Olayı şöyle özetleyebiliriz,
    vatan milleti düşünenlerde fikir var para yok,parası olanlarında vatan millet umurlarında değil! Ne yazık ki durum bu


    aynen öyle.Okullarda Semiconductor bölümleri açılsa fena mı olur?Birisi böyle bir iş yapmaya kalksa birde dalga geçerler.Zaten var derler.Biz onlarla başa çıkamayız derler.Bir zamanların teknoloji devi Rusya şimdi Amerikan teknolojisine ağzı açık bakıyor.Ufacık bir yarıiletken fabrikası dahi yok bu memlekette.Ama yapmaya kalksan izinde vermez bu yahudi milleti.
  • Chip üretiminde diğer ülkelerle rekabet ortamına giremesek bile,chip üretip geliştirebilecek potansiyele ulaşmamız gerekir. Pazara giremiyeceğimiz için üretmeyiz bu geçerli bir sebep olabilir ama teknik alt yapı eksikliği bence daha önce göz atılması gereken bir sebepdir. Açıkçası pek de teknik alt yapının ele avuca gelecek kadar olduğuna inanmıyorum
  • Öncelikle şu tatil meselesine değinmek gerek, Türkiye'de tatil 1hafta olsa ne olur 20hafta olsa ne olur. Çalışırken sanki bir işe yarıyorlar...

    Türkiye'nin en büyük hazinesi bor'u, petrolü felan değil insanıdır ve bu kavranamayacak birşey değil... İnsana gereken önem verilmediği mütdetçe bu ülkede hiç bir şey olmaz

    Teknoloji üretme konusuna gelince, teknoloji para kazanmak için üretilmez. Teknoloji, günümüzde ülkelerin gelecekleri hakkında en büyük rolü alırken parasal kaygılar yüzünden bir kenera itilemez. Ama teknolojinin meyvelerinide sizin üretiminizden daha uygun olarak dışardan bulabiliyorsanız bu meyveleri pazarlamak için üretmek zorunda değilsiniz.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.