Şimdi Ara

Sovyetler yıkıldığında komple m yıkıldı yoksa dağıldı mı ?i

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
0
Favori
429
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Yani hiç silahı falan kalmadı mı ? Veya parası. Parası yok hükmüne mi geldi ?

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >



  • Dağıldı.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Yeni Rusya halef oldu kardeşim.

  • Sovyetlerin dağılmasında ekonominin çökmesi etkili olmuştur.Ekonomi çökünce birliğe bağlı diğer devletleri bir arada tutmak imkansız bir hale geldi.Ayrıca genel olarak birlik yolsuzluk ve liyakatsizlik girdabı içine düşmüştü.Yani sistem kendi kendini döndüremez hale gelmişti.Son Sovyet genel sekreteri Gorbaçov'un bu gidişatı engellemek amacıyla yaptığı reformlarda birliği güçlendirmek yerine dağılmasına neden olunca birlik çöküverdi.


    Sovyet rejiminin çökmesi üzerine Boris Yeltsin önderliğinde 1991'de Rusya Federasyonu kuruldu.Rusya Federasyonunun kurulmasıyla birlikte Sovyetlere bağlı birçok ulus bağımsızlık kazandı.Bağımsız olan eski Sovyet birliği ülkeleri ise;Azerbaycan,Kazakistan,Kırgızistan,Tacikistan,Türkmenistan,Özbekistan,Ermenistan, Gürcistan, Ukrayna,Moldova,Belarus,Estonya,Letonya ve Litvanya'dır.

  • Long Nightt kullanıcısına yanıt

    Rusyanın türkiyenin bile altında bir demokrasi seviyesine sahip olmasının sebebi nedir?

  • Sovyet döneminin izlerini tam atamaması demokrasi seviyesinin alt seviyelerde kalmasına neden olmuş olabilir.Sonuçta 1922-1991 yılları arasında Rusya katı bir komünist idare altında yaşadı.Bu dönemde tek yasal parti ise Komünist Partiydi.Türkiye ise iyi kötü 1950 yılından beri çok partili demokrasi deneyimine sahip.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Long Nightt -- 6 Temmuz 2021; 22:36:13 >
  • Long Nightt kullanıcısına yanıt
    Sanki hala etkisi altında putin bence ülkenin milli şefi gibş birşey

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Sovyetler Birliğinin para birimi Sovyet Rublesiydi, 91 yılında dağılan ülkeyle birlikte para birimi de tarihe karıştı. Ardılı ülkeler arasından Avrupa Birliğine girenler oldu, bunlar Euro kullanıyor. Girmeyenler ise kendi para birimini ilan etti.


    Askeri anlamda soruyorsan, ekipmanlar bölüşüldü. Tabi büyük bir çoğunluğu hatta tamamı Rusya'da kaldı. Nükleerlerin bir kısmı Kazakistan'da kaldı, sonrasında Rusya zorla kafasına vura vura geri aldı.

  • Sovyetler Birliği glasnost (açıklık) reformunun geleneksel baskı zincirini parçalamasıyla politik olarak çözülüp kötü ekonomik yönetime bağlı olarak finansal anlamda iflas etti ve sonunda Yeltsin gibi liberal görüşü benimsemiş kendi elitleri tarafından lağvedildi. Yeltsin gibi liberal elitler Sovyetler Birliği'ni sürdürmek isteyen klasik muhafazakar Leninist bürokrasiye üstün geldiler. Ancak Sovyetlerin çöküşü Gorbaçov'un iyi hesaplanmamış reformları ve dirayetsizliğiyle, bunun yanı sıra Sovyetler Birliği'nin çok milletli devasa bir imparatorluk olmasıyla çok alakalı. CCCP eninde sonunda çözülüp dağılacaktı ama Gorbaçov bu süreci istemeden de olsa hızlandırdı. Gorbaçov Sovyetlerin dağılışını 10-20 yıl belki de 30 yıl geriye aldı ve bir ihtimalle yıllara göre adım adım yavaşça gerçekleşecek bir süreci çok ani hale getirdi. Sovyet eliti kapitalist Batı karşısında geri kaldığı için Marksist Leninist tip sosyalizmden hatta içten içe sosyalizmden memnun değildi ancak CCCP'i de yıkmak istemezlerdi bu da haliyle bu imparatorluğun ömrünü oldukça uzatabilirdi ama Gorbaçov ve Yeltsin Sovyetlerin yıkılması için elverişli ortamı yarattılar ve milliyetçilik ile liberalizmin zaten çökmekte olan komünizm üzerinde kısa sürede mutlak zafer kazanmasına olanak tanıdılar. Sovyetlerin parası tamamen yok hükmüne gelmedi ancak Sovyet devleti yıkılmanın hemen öncesinde parasız kalıp iflas etti. Silahlar duruyordu ama Sovyetler dağılınca silahlar Rus devletine, Sovyet elitinden türeyecek Rus mafyasına ve diğer eski Sovyet ülkelerine kaldı bir kısmı da dünyaya dağıldı ve el altından satıldı.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bisikletçi76

    Rusyanın türkiyenin bile altında bir demokrasi seviyesine sahip olmasının sebebi nedir?

    Geniş coğrafyasıyla ilgili. Rus coğrafyası o denli büyük ki demokrasi ile o coğrafyada sağlam kalınamıyor. Düzen ve güvenlik sağlanamıyor. Bu da demokrasi yerine kronik olarak otokrasiyi öne çıkarıyor. Buna bağlı olarak antik Novgorod Cumhuriyeti, köy komünleri (mir) gibi istisnaları saymazsak Rusya tarihinde hiç demokrasi deneyimi yaşamadı. Yüzyıllarca Çarlık ve ardından Marksist-Leninist dikta tarafından yönetildi. Üstüne üstlük Türkiye'nin demokrasi geçmişi Rusya'dan onlarca yıl daha fazla.  





  • 1917'de devrimi yapıyorlar. Meşhur Ekim Devrimi ya da Kızıl devrim. Lenin trenle apar topar emin değilim ama İsviçre taraflarından geliyor. Geldikten sonra Menşeviklere ve Beyaz orduya karşı Bolşevikler kazanıyorlar. Yanılmıyorsam 1921'de SSCB'nin tam birliği sağlanıyor. Azerbaycan, Gürcistan,Ermenistan işgal ediliyor. Buralar neredeyse direkt gidiyor zaten. Sonra Orta Asya'da Korbaşıları (resmi kaynaklarda Basmacı diye geçer, ama Özbeklere Basmacı diye bahsetmenizi tavsiye etmem, kızıyorlar onlar Körbaşı/ Korbaşı şeklinde kabul etmişler) ve Alaş Ordayı bastırıyorlar. Zamanla Orta Asyanın dizginlerini tuttuktan sonra da, Mağcan Cumabayev ve Mirsaid Sultan Galiyev gibi isimleri de ipe çekiyorlar ki bunlar Orta Asya toplumları için çok acı deneyimlerdir. Sonrasında Sovyetler, Türk kaynaklarına ulaşımı sınırlıyor ve Orta Asya elitleri Sovyet dizaynı eğitimler alıyorlar. Hatta birçok Türkî Cumhuriyetlerin kurucuları bu dizaynda mühendislik eğitimi çıkışlıdır. Özellikle komünist eğitimde Makina Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği gibi bölümler oldukça popüler de sayılır. Tabii bu ilk yıllarda Dzerjinski'nin ve Kgb'nin de etkileri çok büyük.


    Sonrasında Stalin zamanında Rusya büyük devletler klasmanına adını yazdırıyor. Stalin Sovyet topluluklarına konuşmasında '' ya ağır sanayiye geçeceğiz ve büyük bir devlet olacağız, ya da yok olup gideceğiz'' minvalinde kelimeler söylüyor. Yalnız tabii ki İkinci Dünya Savaşında bazı Türk toplulukları Nazi-SS tugaylarına geçince Stalin apar topar Ahıska Türkleri'ni Özbekistan'a, Kırım Tatarlarını da Sibirya gibi uzak bölgelere sürgün ettiriyor. Bu sürgünlerde yüzbinlerce insan da vefat ediyor. Stalin döneminde Türkî topluluklar ve muhalifler üzerinde ciddi baskılar da var, mesela Troçki'nin öldürülmesi bu döneme denk geliyor yanılmıyorsam. Olumlu tek durum o dönemde okuma yazma oranının %100 olması ya da %99. Ve üniversite eğitiminin inanılmaz yüksek olması. Yalnız her ne kadar diktatoryal bir oluşum olsa da toplum unsurları ve sendikalar baskın olunca, üniversite mezunları hemen anında iş bulabiliyor. Bir iki numunelik durum dışında. Kapitalizmde ise bu mümkün olmuyor, yani ya kendini geliştireceksin bir şirkete girmek için ya da telef olmaya mahkumsun gibi. Fakat bu sistemin açığı da var, her ne kadar olumlu görünse de devlet kurumlarının köhnemesine ve fabrikaların muhtemel yatış yerleri olmasına sebep oluyordu potansiyel olarak. Ve materyalist ekonomi modeli buna bir çözüm sunamıyordu. Sovyetlerdeki varan bir yıkılış sebebi budur.


    Sonrasında Küba meselesi oluyor, Abd Türkiye'ye füze yerleştirince, Sovyetler de Kübaya konuşlanıyor. Vietnamda, Kuzey Kore'de Abd, satrancı kaybedince. Abd'li bir asker domino teorisine benzer bir teori ortaya atıyor, teorinin ismini unuttum ama işte diyor ki, domino taşı gibi, Myanmar, Laos, Vietnam, Tayland, Tayvan böyle birbiri ardına düşecek ve Komünist olacak gibi bir teori. Yalnız bu teori Kızıl Khmerler dışında tutmuyor tabii ki.


    Sovyetlerin ikinci sorunu, dışa kapalı bir ülke olması. Neredeyse dışa kapalı. Doğu Almanya'da bile bu durum neredeyse böyleydi. Teknolojik hızı, uzay çağında her ne kadar Sovyetler açılışı başarıyla yapsa da, Abd götürmeye başlıyor. Kapitalizm acımasız olsa da teknoloji ve bilim atını her zaman hızlıca koşturmaya odaklıdır. Evet insanlar kemikleri gevreyene kadar çalışır ama kapitalizmde de -ya da liberal ekonomide- başarı zaten bu şekilde geliyor. Sovyet fabrikalarında uyuklayan işçi şefleri de buna yetişemiyor. Çünkü mümkün değil. Varan iki bu.


    Varan üç ise şu nokta, dönemin Sovyet gazetelerinde Özbekleri ve Türkmenleri kışkırtıcı başlıklar atılıyor. İşte yine de Sovyetlerin önemli isimleri özür dilemese de kusura bakmayın minvalinde kelimeler ediyorlar. Sonra Vietnam gibi alırım düşüncesiyle SSCB, Afganistan'da bir kumar oynuyor. Sovyet ordusuna bu kumar çok pahalıya patlıyor. Afganistan'da Abd ve Abd'nin kültürel olarak destekledikleri SSCB'yi yeniyor. Sonrasında Abd de Afganistan'la epey uğraşıyor ama konu bu değil. Sovyetler gazete şoku ve Afganistan probleminden sonra, Glasnost ve Perestroyka açılımlarını yapıyor ama SSCB'de bir gün içinde hükumet darbesi girişimi olunca, Lenin zamanında Türkî Cumhuriyetlere -isterseniz bağımsız olabilirsiniz- verilen bu opsiyonla, Türkî ülkeler Stalin dizaynı haritalarla Ağustos- Aralık arasında bağımsızlıklarını ve birçok Baltık ülkesi bağımsızlığını ilan ediyor.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Trubetzkoy

    Sanki hala etkisi altında putin bence ülkenin milli şefi gibş birşey

    Zaten kendisi de belirtiyor, ''1991'de Gorbaçov yerine ben devlet başkanı olsaydım, dağılmasına izin vermezdim'' diye bir cümlesi haber yapıldı geçenlerde. 

  • Sovyetler Birliği hem yıkıldı, hem dağıldı.


    SSCB federal bir yapıdaydı. Merkezi hükümet Moskova'da idi. Ayrıca Azerbaycan SSC, Ukrayna SSC gibi pek çok özerk cumhuriyet SSCB'nin yarı egemen parçalarıydı. Dağıldı ifadesi bu anlamda doğru. Rusya merkezli, çok uluslu bir imparatorluk olan SSCB egemen devletlere bölündü.


    Yıkılı şu anlamda doğru, Komünist Parti rejimi yıkıldı. SSCB, Komünist Partinin genel kurulu ve merkez komitesi (polit büro) ile yönetilen hayli bürokratik, merkeziyetçi ve totaliterizme yakın bir rejimdi. Bu sosyalist/komünist rejim bütün SSCB cumhuriyetlerinde yıkıldı. Yerlerine kurulan başka egemen devletler 91 yılı itibariyle ortaya çıktı (Kazakistan vs.).


    SSCB'nin mirası ise bugün Rusya'nın elinde. SSCB her ne kadar çok uluslu bir devlet olsa dahi temelinde bir Rus imparatorluğu idi ve devletin beyni ve merkezi daima Moskova oldu. Ayrıca Ruslar'ın çoğunlukta olan nüfus olması hasebiyle SSCB'nin silahlı kuvvetlerinde ağırlık Rus askeriydi.


    Kısaca Rusya SSCB'nin lokomotifi idi. SSCB yıkıldıktan sonra da ekonomik, askeri ve siyasi mirası Rusya'nın oldu. Siyasi mirasına BM Güvenlik Konseyi'ndeki kalıcı koltuk da dahil. SSCB'nin dağılmasıyla veto hakkına sahip meşhur 5 devletten biri olan SSCB'nin koltuğu Rusya'ya bırakıldı.





  • Rusça ayrıca Sovyetlerin başat diliydi. SBKP'nin çekirdek bürokrasisi, KGB ve tüm Kızıl Ordu komuta zinciri Rusça çalışıyordu. Sovyetlerde en nitelikli eğitim öğretim Rusça eğitim öğretim veren okullardan ediniliyordu. Sovyetler Birliği devrim ve iç savaş yoluyla Büyük Rus İmparatorluğu'nun devamı olarak ortaya çıktı dersek yanlış olmaz. Rusya A.M. Celal Şengör'ün tabiriyle Dünya'nın en büyük kara kolonisi, hala da öyle. İçerisinde Çeçenler, Tatarlar gibi azınlıklar barındıran devasa bir federal (aslında adı öyle konmamış emperyal) yapı. Rusya'yı Родина (anavatan) mitine rağmen tarihsel çerçevede bir ulus devlet olarak yorumlamaya çalışmak ciddi bir hata, çünkü Rusya hep bir imparatorluk oldu. Putin'in de Batı karşısında üst kapalı şekilde dillendirdiği tez de hep budur "Rusya zaten devasa bir imparatorluk neden daha fazla yayılmaya ihtiyaç duysun? Batı yeter ki bölgeme burnunu sokmasın."

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.