Şimdi Ara

Sanatçıların emekleri mi kutsaldır yoksa işçilerin mi?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
27
Cevap
0
Favori
515
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sanatçıların kendilerini halktan üstün görmeleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Şarkı söyleyen veya resşm yapan bir sanatçı kendini halktan soyutlamaya, kendi yaptığını daha üstün görmeye başlıyorlar. En son bu konu hakkına Çelik yorum yapmıştı.
    Kendisinin yorumu:

    Ben Allah’ın donattığı, kabiliyetle yarattığı bir insanım. Sanatımı icra edeceğim, gitarımı çalacağım özel bir zaman olmalı. Durup kimseyle akşama kadar ‘çıt çıt’ fotoğraf çektiremem! Tutturmuşlar bir, “Biz halktanız.” Değilsin. Postanede çalışan biri misin sen? Tarlada mı çalışıyorsun? Bakkal mısın? Tostun arasına sosis koyan adam mısın? Seni Allah üstün bir kabiliyetle donatmış. Az önce kuaförde bıyıklarımı düzelttirdim. Geldim burada seninle sohbet ediyorum güzel güzel. Nasıl aynıyız biz? O zaman bu şarkıları buyursunlar onlar yapsın. Bana ne gerek var ki o zaman? Kendi kıymetimi bilmek zorundayım. Benim bir duruşum, bakış açım var. Bu kibir değil asla. Kendinin kıymetini bilmek. Sosis satan adamla bir değilim ben sanatçıyım.

    Benim yorumuma gelirsek, şarkı söylemek için ekstra yetenek veya kabileyete gerek yoktur. Sadece şarkı söylüyorsun. İşçilerin emeği daha kutsaldır. Bu sanatçıların çuvalla para almalarından nefret ediyorum.







  • Kutsallık değildir. Sadece Birisinin Yaptığı emek, Yapılması nadir ve ancak yetenek gerektirir. İkisinin amacı da Topluma ve insanliga yararlı olmaktır.



    Bir toplumun sanatçıyı el üstünde tutması anlaşılır. Ama bu işçiyi aşağılamak ve ezmek için sebeb değildir. Bir sanatçı Sanatın Ahlaki değerleri bakımdan Sanatını yapması, onu diğerlerinden üstün ve Diğerlerini aşağılama hakkını doğurmaz.



    Sanatçı, Bilim adamları, düşünürler bunların Gayesi Halkın ilerlemesini sağlayacak ürünler üretmek olmalıdır. Halkda bunları yapanlara olanak sağlamalı.



    Elitist bir kitlenin temel amacı aydınlatmaci bir hedefi olmalıdır.
  • Şarkılarını dinleyerek onlara para kazandıran biziz.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kutsal yok ahlak yalan

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ikisi de kutsal degildir.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Doğa kutsal değil, resimleri kutsal, insan hayvan kutsal değil, onların heykelleri kutsal, insan, kuş, rüzgar, yağmur vs sesleri kutsal değil, müzik kutsal oluyo. Resim yapan, heykel yapan, müzik yapan kutsal oluyo da onları yaratan yani insanı yapan/yaratan kutsal olmuyo zihniyetinin çarpık anlayışı...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi asau -- 25 Aralık 2017; 20:13:44 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kutsallık değildir. Sadece Birisinin Yaptığı emek, Yapılması nadir ve ancak yetenek gerektirir. İkisinin amacı da Topluma ve insanliga yararlı olmaktır.



    Bir toplumun sanatçıyı el üstünde tutması anlaşılır. Ama bu işçiyi aşağılamak ve ezmek için sebeb değildir. Bir sanatçı Sanatın Ahlaki değerleri bakımdan Sanatını yapması, onu diğerlerinden üstün ve Diğerlerini aşağılama hakkını doğurmaz.



    Sanatçı, Bilim adamları, düşünürler bunların Gayesi Halkın ilerlemesini sağlayacak ürünler üretmek olmalıdır. Halkda bunları yapanlara olanak sağlamalı.



    Elitist bir kitlenin temel amacı aydınlatmaci bir hedefi olmalıdır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bana göre sanat düşüncenin estetik ile yoğurulmasıdır. Estetiksiz düşünce sanat olmaz , arkası boş estetik gene sanat olmaz. Ben bu yüzden sesi ve yorumu güzel fakat entelektüel bilgi birikimi zayıf insanları sanatçı olarak değerlendirmiyorum. Harika edebi yetenekleri bir insan bunu düşünceleriyle destekleyemiyorsa , toplumun önünden gidemiyorsa bana kalırsa sanatçı değildir. Bu şahsi düşüncem.

    Ayrıca emeği geçtim bana göre kutsal diye bir şey yoktur. Daha doğrusu sizin atfettiğiniz şeydir o , o yüzden böyle bir soru anlamsız. Ha , hangi emek daha değerli diyorsan sanatçı emeği derim. Çünkü nadir olan şey daha değerlidir. Bugün milyonlarca işçi bulabilirsin ama sanatçı bulmak , yetiştirmek , var etmek her toplumun harcı değildir. Bizim halimiz bu konuda ortada.
  • Şu dünyada insan denen canlının yaptığı belkide tek kayda değer şey sanattır...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: asau

    Doğa kutsal değil, resimleri kutsal, insan hayvan kutsal değil, onların heykelleri kutsal, insan, kuş, rüzgar, yağmur vs sesleri kutsal değil, müzik kutsal oluyo. Resim yapan, heykel yapan, müzik yapan kutsal oluyo da onları yaratan yani insanı yapan/yaratan kutsal olmuyo zihniyetinin çarpık anlayışı...

    İşte ortada bir yaratma ve yaratıldığına olan inanç veya bilgi varsa kutsal oluyor zaten. Bunlardan herhangi biri yoksa niye kutsal olsun? Ayrıca kutsallığın farklı farklı anlamları ve bu anlamlara farklı farklı bakış açıları mevcut. O yüzden ortada bir çarpıklık var diyemeyiz. Resme, heykeli ve resmi yapan için "kutsal" diyen adamın "kutsallık" anlayışıyla dindar birininki aynı değil. Hem anlamlar hem anlayış hem de anlatılıştaki farklılıklar söz konusu. Misal müzik hastası biri çıkıp sevdiği bir eserinin bestecisi için müziğin tanrısı diyebilir. O, bunu herhalde besticiyi tanrı kabul ettiğinden demez. Bu sadece bir anlatım şekli bir yakıştırmadır. O yüzden sanat eserleri ve sanatçılar için yapılan çoğu "kutsallık" muhabbeti sadece abartılı bir üsluptan ibarettir.

    Konuya dönersekhttp://www.posta.com.tr/celik-sosis-satan-adamla-bir-degilim-ben-sanatciyim-haberi-1344323 şu röportajı bulup okudum. Röportajın tamamına bakarak konuya göre konuşacak olursak adam en azından dürüst davranmış, bilinen bir gerçeği saklamamış. Bugün hangi ünlü biri, hangi siyasetçi, hangi makam-mevki sahibi, hangi işadamı, büyük patronlar vs (örnekler çoğaltılabilir) ego sahibi değil ki, hangisi kendini kömür madeninde çalışan bir işçiyle, büfede çalışan bir esnafla, sıradan bir vatandaşla kendisini bir görüyor ki! Ekranlar önünde ya da açık havada milyonlarca insanın buluştuğu bir mitingde prim kasmak için yapılan sahte imajlardan bahsetmiyorum. Bunları boşver hiçbir vasfı olmadığı hâlde tanrı egosuna sahip yığınlarca insan vardır bu ülkede, dünyanın kalanında da vardır. Hâl böyleyken bana bir sanatçının, bir ünlünün yüksek egoya sahip olması çok da garip gelmiyor. Hatta şunu derim bazı işler, bazı yaşam tarzları belli belirsiz yükseklikte ego gerektirir. Bu illaki sanat olmak zorunda değildir. Tarihteki savaşlara da bakabilirsiniz, başarılı liderlere, başarılı komutanlara. Bir yere kadar ego gerekli bir şey. Ama her şey gibi fazlası zarar. Şekilciliğe, sahteliğe gerek yok.




  • Kutsallık yüklemeye gerek yok , ama herkesin emeği önemlidir ve saygı duyulması gerekir. o fotoğraf çektirme konusuna gelirsek biraz empati yapsan olayı çözersin zaten, kız arkadaşınla sinemaya gittiğinde çıkışta kimse burnuna kameralar mikrofonlar sokup abuk sabuk özel sorular sormaz , bir mekana gidip biraz alkol limitini aştığında bunu tahrik edelim de bize küfretsin vurmaya kalksın biz de bundan para kazanalım demez. En son hatırladığım lady diana öldü bu yüzden yahu ötesi var mı. Senin 2 saat boş vaktin olsa bir avmye alışverişe gitsen 2 saatini alış veriş için harcarsın ama cem yılmaz gittiğinde belki rahatça 15 dk alış verişini yapamaz böyle düşünmek bunu lazım bence.

    Bazı meslekler normalin çok üstünde yetenek ister tüm okul hayatım boyunca basketbol oynadım ama d.petrovic gibi değildim tahmin edeceğin gibi, futbol da oynadım ama bir Alex değildim elbette. Resim herkes yapar ama dünyada 1 tane V.Van Gogh bir S.Dali var vsvs (tabii gerçek yeteneklerden bahsediyorum internet fenomeni olup antin kuntin işler yapanları değil)
    M.Kemal Atatürk'ün de bu konuyla ilgili bir sözü var çoğumuzun bildiği gibi.

    Eğer eleştirdiğin şey sırf böyle bir yeteneği olması yüzünden kibir göstermekse ,bu konu maalesef son dönemlerde artan bir şekilde toplumun genelinde var. önüne gelen, bir tartışmada ''sen benim kim olduğumu biliyormusun '' cümlesini kurar oldu




  • Sanat > All

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mutatio

    Kutsal yok ahlak yalan

    İşte siz busunuz herşeyi reddedin bakalım ALLAH'ta sizi reddecek

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yıllar önceki Haluk Bilginer reportajı geldi aklıma.

    "BABAM ÖLSE SAHNEYE ÇIKMAM"

    Çok beğenmiştim ozaman... Aşağıda okumanızı rica ederim.





    46 dergisine “‘Babam öldü ama hâlâ sahneye çıkarım’ yavşaklığına asla inanmam. Önce insandır önemli olan, oyun değil. Ben babam ölürse sahneye filan çıkmam, k.çımı yesin herkes” şeklinde konuşan Haluk Bilginer’e Müjdat Gezen ve Ali Poyrazoğlu başta olmak üzere değişik çevrelerin tepki göstermesi üzerine Bilginer’den “Kutsala mı dokundum?” başlıklı bir açıklama geldi.

    “Eskilerden ‘çook iyi oyuncu’ olarak hatırlanan birçok oyuncunun aslında çok kötü oyuncular olduğuna eminim. Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle...” Diyen Bilginer’e ilk tepki gösterenlerden Müjdat Gezen şunları söylemişti; “Bu söylenenleri Muhsin Ertuğrul duysa kemikleri sızlar. Asıl seyirciye k.çımı yesin demek yavşaklıktır. Muhsin Ertuğrul, Gazanfer Özcan, Nejat Uygur gibi duayenler, Anadolu’da aç kaldılar, rehin kaldılar, gerçekten babaları öldü sahneye çıktılar. Ben de babam öldüğünde sahneye çıktım. Bence aktörlükten biraz anlayanlar Haluk Bilginer’in şişirilmiş bir balon olduğunu bilirler”.

    Ali Poyrazoğlu da Bilginer’e kızanlar arasındaydı. Poyrazoğlu, “Haluk yavşaklık konusunda aynaya bakıp konuşmuş, ben babam ve yakınlarım öldüğünde oynadım, bizler oyuncuyuz ve işimizi yapmak zorundayız.”. Levent Kırca, “Sanatçılardaki bir vesileyle hakaret etme alışkanlığını kınıyorum”, Metin Serezli de “Küfürler hariç, Haluk Bilginer’in bütün görüşlerine katılıyorum” demişti.

    ‘KIÇIMI YESİNLER’ SÖZÜ SEYİRCİYE DEĞİL

    Gösterilen tepkiler karşısında, “Haberi kaynağından okumadan, hatta haberin sahibine sormak gerekirken, nasıl bir gaza gelmektir bu?” diye soran Bilginer; yıllardır aynı şeyleri söylediğini fakat “tık” olmadığını, şimdi ise düğmeye basılmış gibi birikmiş bir nefretin kusulduğunu söyledi. “Kıçımı yesinler” sözü için, “O laf konunun muhataplarınadır, seyirciye değil, haberiniz ola” diyen usta oyuncu “Babam öldüğünde sahneye çıkmam” sözlerini de açtı. Bilginer, “Bir mesleği kutsallaştırmak çabası nedendir acep? Mesleği doğru dürüst icra etmek yerine, mesleklerini kutsallaştırıp, göz boyamak isteyenlere ayna tutulmuş gibi mi oldu? Bir marangoz övünmüş müdür hiç? ‘Babam öldüğünde atölyeye gidip, iki masa bir büfe zımparaladım’, diye. Oyuncu niye aynı durumu kullanarak farklı bir algı yaymak isteğindedir dersiniz? Oyunculuk niçin kutsaldır da, inşaat işçiliği değil? ...” diye soruyor.. Açıklamasına “Gözünü sevdiğimin Türkçesi” sözüyle son veren Bilginer, “Yavşak da ne kadar güzel bir sözcüktür, değil mi?” diye soruyor. “Yav- diye alt perdeden başlayıp. Ş harfinden aldığı güçle surata tokat gibi patlar...” diyor Bilginer.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ugarb

    Yıllar önceki Haluk Bilginer reportajı geldi aklıma.

    "BABAM ÖLSE SAHNEYE ÇIKMAM"

    Çok beğenmiştim ozaman... Aşağıda okumanızı rica ederim.





    46 dergisine “‘Babam öldü ama hâlâ sahneye çıkarım’ yavşaklığına asla inanmam. Önce insandır önemli olan, oyun değil. Ben babam ölürse sahneye filan çıkmam, k.çımı yesin herkes” şeklinde konuşan Haluk Bilginer’e Müjdat Gezen ve Ali Poyrazoğlu başta olmak üzere değişik çevrelerin tepki göstermesi üzerine Bilginer’den “Kutsala mı dokundum?” başlıklı bir açıklama geldi.

    “Eskilerden ‘çook iyi oyuncu’ olarak hatırlanan birçok oyuncunun aslında çok kötü oyuncular olduğuna eminim. Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle...” Diyen Bilginer’e ilk tepki gösterenlerden Müjdat Gezen şunları söylemişti; “Bu söylenenleri Muhsin Ertuğrul duysa kemikleri sızlar. Asıl seyirciye k.çımı yesin demek yavşaklıktır. Muhsin Ertuğrul, Gazanfer Özcan, Nejat Uygur gibi duayenler, Anadolu’da aç kaldılar, rehin kaldılar, gerçekten babaları öldü sahneye çıktılar. Ben de babam öldüğünde sahneye çıktım. Bence aktörlükten biraz anlayanlar Haluk Bilginer’in şişirilmiş bir balon olduğunu bilirler”.

    Ali Poyrazoğlu da Bilginer’e kızanlar arasındaydı. Poyrazoğlu, “Haluk yavşaklık konusunda aynaya bakıp konuşmuş, ben babam ve yakınlarım öldüğünde oynadım, bizler oyuncuyuz ve işimizi yapmak zorundayız.”. Levent Kırca, “Sanatçılardaki bir vesileyle hakaret etme alışkanlığını kınıyorum”, Metin Serezli de “Küfürler hariç, Haluk Bilginer’in bütün görüşlerine katılıyorum” demişti.

    ‘KIÇIMI YESİNLER’ SÖZÜ SEYİRCİYE DEĞİL

    Gösterilen tepkiler karşısında, “Haberi kaynağından okumadan, hatta haberin sahibine sormak gerekirken, nasıl bir gaza gelmektir bu?” diye soran Bilginer; yıllardır aynı şeyleri söylediğini fakat “tık” olmadığını, şimdi ise düğmeye basılmış gibi birikmiş bir nefretin kusulduğunu söyledi. “Kıçımı yesinler” sözü için, “O laf konunun muhataplarınadır, seyirciye değil, haberiniz ola” diyen usta oyuncu “Babam öldüğünde sahneye çıkmam” sözlerini de açtı. Bilginer, “Bir mesleği kutsallaştırmak çabası nedendir acep? Mesleği doğru dürüst icra etmek yerine, mesleklerini kutsallaştırıp, göz boyamak isteyenlere ayna tutulmuş gibi mi oldu? Bir marangoz övünmüş müdür hiç? ‘Babam öldüğünde atölyeye gidip, iki masa bir büfe zımparaladım’, diye. Oyuncu niye aynı durumu kullanarak farklı bir algı yaymak isteğindedir dersiniz? Oyunculuk niçin kutsaldır da, inşaat işçiliği değil? ...” diye soruyor.. Açıklamasına “Gözünü sevdiğimin Türkçesi” sözüyle son veren Bilginer, “Yavşak da ne kadar güzel bir sözcüktür, değil mi?” diye soruyor. “Yav- diye alt perdeden başlayıp. Ş harfinden aldığı güçle surata tokat gibi patlar...” diyor Bilginer.

    Güzelmiş

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Sanat özel yetenek ve ilham gerektirdiği için gözümde daha değerlidir, işçilik daha basittir. Herkes işçi olabilir ama herkes bir besteci, yazar, ressam olamaz.
  • Bir şarkıdan mı daha çok fayda sağlıyorsunuz yoksa işçilerin yaptığı yollardan mı?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: marselinyo

    Bir şarkıdan mı daha çok fayda sağlıyorsunuz yoksa işçilerin yaptığı yollardan mı?

    Şöyle düşünüyorum bir yolu herkes yapabilir ama evladiyelik bir sanat eserini herkes çıkaramaz. İnsanların temel barınma, yiyecek ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra sanat ile daha da çok geliştiklerini düşünüyorum, ayrıca kişisel olarak güzel bir şarkı benim arkadaşım olabiliyor bazen, kendimi iyi hissetmemi ve yalnız olmadığımı hatırlatıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Steven Wilson

    Sanat özel yetenek ve ilham gerektirdiği için gözümde daha değerlidir, işçilik daha basittir. Herkes işçi olabilir ama herkes bir besteci, yazar, ressam olamaz.

    Özel yetenek değil azim ve sevi gerektirir.

    Sevgi ve azim, birbirlerini destekleyen kavramlar ve hayattaki iş kollarında gerçekten başarılı bireylerde temel kıstas budur. Eğitimsiz zenginlerinde, eğitimli zenginlerinde, yüksek tahsilli doçentlerinde, yüksek rütbeli bir askerinde, orta-giriş seviyesi uzman rütbeli bir askerinde, polisinde.

    Alanında iyi olmanın en iyi yolu o işe sahip olmayı istemek değil o işe sahip olan insanların yaptığını severek yapmak gerekir. Severek yaptığın bir işte, sevdiğin bir alanda artan sevgin ile kendi gelişimini kısıtlamaz zamanını,varını,yoğunu sevdiğin şeye harcarsın.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bilgisayar Bağımlısı


    quote:

    Orijinalden alıntı: Steven Wilson

    Sanat özel yetenek ve ilham gerektirdiği için gözümde daha değerlidir, işçilik daha basittir. Herkes işçi olabilir ama herkes bir besteci, yazar, ressam olamaz.

    Özel yetenek değil azim ve sevi gerektirir.

    Sevgi ve azim, birbirlerini destekleyen kavramlar ve hayattaki iş kollarında gerçekten başarılı bireylerde temel kıstas budur. Eğitimsiz zenginlerinde, eğitimli zenginlerinde, yüksek tahsilli doçentlerinde, yüksek rütbeli bir askerinde, orta-giriş seviyesi uzman rütbeli bir askerinde, polisinde.

    Alanında iyi olmanın en iyi yolu o işe sahip olmayı istemek değil o işe sahip olan insanların yaptığını severek yapmak gerekir. Severek yaptığın bir işte, sevdiğin bir alanda artan sevgin ile kendi gelişimini kısıtlamaz zamanını,varını,yoğunu sevdiğin şeye harcarsın.

    Bunlarla beraber fikrine katılırım ama bazı şeyler yetenektir. Bir insan istediği kadar sevgi duysun, azimli olsun eğer gerekli yeteneğe sahip değilse büyük bir sanat eseri çıkaramaz.

    Normal bir iş içi katılıyorum o işi sevmek ve kolay pes etmemek insanı o iş için önemli konuma getirir ve yaptığı iş iyi olabilir.




  • Sanatta yetenek çalışma süresini ve verilen emeği kısaltır-azaltır. Tek başına asla yeterli değildir. Ayrıca yetenek çalışma ile geliştirilebilir. Aynı şekilde köreltilebilirde. (her çocuğa aynıymış gibi davranan eğitim sistemi mesela, çocukların farklı farklı yeteneklerini körelten en büyük düşmandır)
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.