Şimdi Ara

Rdr 2 'in daha çok abartılması gerek değil mi? (4. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
68
Cevap
1
Favori
5.100
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
20 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Rdr 1 bu oyundan 2 kat daha iyi

    _____________________________
  • RDR 2 çok hantal bir oyun. Bu hantallıktan sıkıldım, bunaldım. Karakter kağnı gibi. Kontroller inanılmaz kötü.

    _____________________________
  • %100 hatasız Türkçe yaması var mı acaba

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
    _____________________________
  • Boş boş dolaşması bile zevkli dediğiniz bir sürü oyun daha var. Ve bence RDR2'den daha iyiler. Skyrim ve KCD.

    _____________________________
    codzei felsefesi.
  • karakter kağnı gibi mi? lara croftla oynamıyosun 19. yüzyılın sonunda vahşi batıda sporla ve düzenli iyi beslenmeyle alakası olmayan bir haydutla oynuyorsun. yani öyle atiklik çeviklik beklememek lazım, gerçekçilikten anlamayan biri anca karaktere kağnı der.

    _____________________________
    .
  • Bir şey abartılıyorsa zaten hakkı olandan daha üstün değerlendiriliyor demektir; daha da abartılması bunun daha da aşırıya gitmesi demek. Ne demek istendiğini anlıyorum ama yanlış bir kelime/Türkçe kullanımı bu.

    Konunun özüne gelirsek RDR2'nin tam da hak ettiği değeri gördüğünü düşünenlerdenim. Grand Theft Auto kadar geniş bir kitleye zaten kovboy simülasyonu olarak hitap edemez ama gene de hala kendisine çektiği ciddi bir oyuncu ve hayran kitlesi var. Oyundan o kadar da hazzetmeyen, en azından "eh işte" diyen de. Ben bunların ortasında bir yerdeyim. Oyun güzel, açık dünya oyunlarında bir kalite çıtası ancak çok basit açık dünya oyunlarının dahi kaçınabileceği basit ama önemli kusurlardan azade değil. RDR2 bu anlamda bana biraz dengesiz ve dengeli şekilde eleştirmesi çok zor bir yapım gibi gelir. Ama biraz yüzeysel ve anekdotik biçimde kendi yorumlarımı bırakmayı deneyeceğim.

    Oyuna konuda yapılan eleştiriler bakış açısına göre gayet yerinde. Mekanik ve animasyon olarak aşırı gelişmiş bir oyun olan RDR2 maalesef realizmi oynanışın önüne koyma ve kolayca monotonlaşma eğiliminde. Oyun ağır takılmaya çalışıyor ama ağırlığı - RDR1, GoT, RE4R gibi diğer ağır oyunların aksine - hantallığa ve teknoloji demonstrasyonu tekerrürüne dönüyor. Bunların yanında güzel görevler bulunmakla birlikte burada da eleştirildiği üzere hikaye misyonlarının ciddi bir kısmı aşırı sıradan ve lineer. Yapımcı koyduğu kalıpların dışına çıkmanıza ve yaratıcı olmanıza pek izin vermiyor.

    RDR2 bir yandan bence bu göze batacak yönlerini rastgele olaylar (random events), çatışma dinamiklerinin doyurucu ağırlığı, karakterler ve hikayenin doğal akışı ve interaksiyonu, yüksek diyalog ve metin yazım kalitesi ve içerik zenginliğiyle dengeliyor ve bu şekilde gerçekten iyi bir oyun haline geliyor.

    Ama bu kadar. Başyapıt diyebilirsiniz ama oyunun adında olduğu gibi klasik bir redemption, iyilik, kötülük, kardeşlik, aile ve onur üzerinden anlatılan istismar edenler ve istismar edilenler/kullanılanlar hikayesi. Ne ilk, ne de son kez anlatılmış bir hikaye bu. Ancak bu hikayenin sunumu bence oldukça başarılı. Sonradan irdelemesi çok tatmin edici.

    Çete lideri Dutch çeteyi rehin almış bir narsisist manyak, Arthur ve diğerleri ise daha zayıf karakterler olarak Dutch'ın enabler uçan maymunları modunda takılıyor - Micah hariç, o çünkü düpedüz bir psikopat -. Arthur hep şüpheler içerisinde ama çeteden ve çete yaşamından daha iyi bildiği bir şey de yok. Dutch'ı baba ve abi olarak görüp ona bağlanmış. Bir yandan kriminal profiliyle beraber özsaygısı düşük ama sadakati yüksek. Dutch sürekli olarak bunlara oynarak Arthur'u manipüle ediyor. Arthur zaten sadık olduğu için böyle bir manipülasyon kulağa mantıklı gelmeyebilir ama Dutch için Arthur'u evcil ve kontrol edilebilir tutmanın iyi bir yolu bu. Çünkü Arthur bu yüzden gerçekten Dutch'u ve çete yaşantısını sorgulamak yerine kötü adam mıyım acaba distraction'larına kapılıyor. Gaslighting yiyor ve bu olumsuz imgeyi içselleştirip kendinden nefret ederek olumsuz işlere devam edip Dutch'ın gaslighting argümanlarını "haklı çıkarıyor". Gene de Arthur sonuna kadar değer verdiklerine sadık kalarak "redemption yaşıyor".

    Arthur bana sorarsanız biraz aptal ve naif birisi ama hikayesi o kadar doğal ve kendisi de o kadar inandırıcı ve sempatik bir karakter ki bu hikayeyi takip ediyorsunuz. Arthur o mektubu bırakan bayanla çoktan ayrı bir yaşam kurmalıydı ve çeteyi arkasında bırakmalıydı. Oyun bunu ima ediyor. O mektuptan hemen sonra Arthur'un çetedeki tefecilik biriminin kuklalığını üstlenirken TB Contraction yaşaması oyunda Arthur'un aptallığı ve karanlığına karşı ilahi bir ceza gibi sunulmaktadır. Bu ilahi ceza yolunda Arthur iyi yönlerine tutunarak sonunda kendisine sadakatsizlik kumaşı atfeden esas hain sosyopat Dutch'tan - ve pekala empatik kriminal Arthur'un anti tezi psikopat Micah'tan - ayrışır ve kendi redemption'ını gerçekleştirir (bu arada Micah'ın oyunun başında ölmeyip hayatta kalmasının tek sebebi Arthur'un Ducth'ın manipülasyonları ve otoritesiyle sömürülen kendi vicdanıdır; ama zaten Arthur'un aptallığının belkemiği bence vicdanı ve içten sadakatidir; bunlar ayrıca Arthur'u "her eve lazım olan her zaman sırtınızı yastlayabileceğiniz büyük bir adam" da yapar. Kendi hayatını aptallığı ve aslında içten içe bastıramadığı şekilde hayta oluşuyla mahvetmesiyle beraber bu karakter arch'ı çok tatmin edici).

    RDR2 işte bundan dolayı benim için kusursuz bir iş değil ama iyi bir oyundur çünkü RDR2 kusurlarını geri plana atabileceğiniz şekilde iyi yaptığını çok iyi yapmaktadır. Oyun geçtiği dönem ve mekan itibarıyla ölmekte olan American Outlaw kültürü üzerinden her yapılanın bir sonucu olduğu alt metnini hikayesiyle iyi kurmaktadır ve insanlara, mizaçlara, karakterlere dair bir hayat dersi vermektedir. RDR2 oynanıştaki kusurları ve kısıtları düzgün bir hikaye kurgusu, yapısı vs sunumu ile kompanse etmektedir.

    RDR2'nin hantal realizmi ve irdelemeye değer karakterlere sahip ağır tonda trajik hikayesi bu şekilde bir sinerji halinde olup birbirini tamamlamaktadır. Bu da bahsettiğim gibi yer yer monotonlaşan hantal oynanış, lineer görev yapısı gibi kusurlarını dengelemektedir ve RDR2'yi iyi bir oyun yapmaktadır. Ayrıca RDR2'nin gunplay tarafı gayet iyidir. Birçok oyunun aksine RDR2'de silahlar gerçekten silah gibi hissettirmektedir. Korkunç bir gürültüyle patlayıp vurulan her şeyde yıkıcı bir etki yaratmaktalar. Kontrolü ve nişanı kolay olmadığı için oynarken konsantrasyon gerektirmekteler. Bu da hem oynanış hem de realizm departmanlarında bir artıdır. Deadeye gerçekçi gelmiyorsa veya oynanışı bozduğunu düşünüyorsanız kullanmak zorunda değilsiniz. O zaman gerçekten oyundaki çatışmaların ağırlığını ve stresini hissedebilirsiniz.

    Kısaca oynamaya değer olup kusurları tamamen subjektif ölçütlerde öne çıkarılabilecek veya geri plana atılabilecek bir yapımdır. Bence RDR2 ne eksik, ne de fazla övülmektedir. Janrasının - Western - çekebileceği insan sayısı belli zaten. Rockstar'ın diğer bir işi olan Grand Theft Auto kadar popüler olması beklenemez.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    We're beyond sympathy at this point, we're beyond humanity.




  • Şeyh Pir kullanıcısına yanıt

    Eleştirilere büyük ölçüde katılıyorum hatta iki oyunu da oynarken gowda daha heyecanlıydım ne olacak diye merak ediyordum ama aradan şimdi yıllar geçti aklıma rdr2 daha çok geliyor. Umarım gta 6'da şu hantallık sorununu çözerler.

    _____________________________
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.