Şimdi Ara

Neden yoksulluğun dibine vuran yerli filmler yapılmıyor?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
22
Cevap
0
Favori
674
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Günümüzde hiç bu tür yerli film görmedim, hep diziler filmler zenginlerin yaşantısı ile ilgili. Yeşil çam gibi olsun demiyorum ama bu zamanda bu konunun işlenmesi çok gerekli bence. İllaha yoksulluk ana konu olmasına da gerek yok mesela seppuku 1962 izledim yoksulluk var ama bunu filme o kadar iyi aktarmışlar ki, cringe olmuyor insan izlerken.

    Acaba politikacılar bu işe de mi el attı?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >



  • Yapış yapış komedi! dışında kaç tane farklı film var ki yoksulluğu konu alanlar olsun? Yerli sinemadan nefret eder hale getirdiler .
  • Doğru söze ne denir

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Türk yönetmenlerin bazı filmlerinde yoksulluk aslında iyi aktarılır. Zeki Demirkubuz'un neredeyse bütün hikayesi bununla ilgilidir. Ama bir elin parmaklarını geçmez. Ancak genelin durumunun böyle olmamasının nedeni sosyoekonomik, politik, kuşak farkı.

    Geçim sıkıntısı çok ciddi bir konuyken, televizyonlarda insanların hayallerindeki hayatlar gösteriliyor. Herkes kendini bir yerden kandırmayı tercih etmiş. Yoksulluk ve mutsuzluk nedenini araştırmak yerine, böyle gözükmemek için uğraşıyor toplum. Özellikle sosyal medyada bunu daha fazla görebiliriz.

    Bir diğer nedeni de bu yoksulluğu gösterirken nedenini ekonomik nedenlere bağlayacağınız için iktidar kesim direkt olarak bunu kendine eleştiri olarak görür. Olacak O Kadar gibi hiciv şovlarını hiç saymıyorum bile. Şu an ne onu yapacak yürekte insan var ne de bunu yayınlayacak medya organı. Tüm kuruluşlar el altından devletle ilişkilendiği, torpilin ön planda olduğu yapılarından dolayı böylesi işleri gösterecek platform baskıyla yok olur. Zaten o bahsettiğiniz Yeşilçam sanatçılarına şu an dönüp baktığınız zaman, kendini bir kesime ait hissettirmek zorundaymış gibi tavır takınıyorlar. Eskiden yanlışa yanlış demekte bir sakınca yoktu. Baskı yine vardı üst kesimden. Fakat toplum doğrunun ne olduğunu bildiği için o tarz insanlara saygı duyulurdu. Kibar Feyzo, Çöpçüler Kralı, Yol filmi bunlara net örneklerdir.

    Toplum, devlet nasıl şekillenirse sinema ve medya ona göre şekillenir. 1930-67 seneleri arasında Amerika'da cinsellik bulamazsınız. Hays Yasası herkesin önünü tıkamıştır. Türkiye'de hemen dönelim 70'li yıllarda sinema sektörüne; Yeşilçam erotik furyası karşımıza çıkar. Altyapısı ve nedenleriyle ilgili birkaç yazı okumanız yeterli. Hemen dönelim Rumen sinemasına. Filantropica'da dönemiyle de alakalı olarak kara mizah var. Dilencilik, hayırseverlik ikilemiyle çekilmiş ciddi mesajlar var. Toplum neyse karşılığını sanatta hemen alır. Picasso'nun eseri Guernica gibi. Sanatçının bundan kaçması imkansız. Zaten sanatçının görevi bir yerde topluma ayna olmaktır.

    Sadece bizim coğrafyamızda değil, her coğrafyada hikaye çoğunlukla toplum ve devletle ilintilidir. Eğitim seviyesi yüksek ve entelektüel kimliği oturan her ülke belli konulara sıkça değinmeye çalışır. Fakat eğer bizim ülkemizde neden artık yok diyorsak bunun cevabı dejenere olmuş toplum yapımızla ilgili. Üniversite sayısı fazla ama eğitim geri gidiyor. Neden diye sormalı. Şu an çoğu kişi Kaygısızlar'ı özledik der fakat şu an yayınlansa buna benzer yapım, kimse izlemediği için kaldırılır. Devir sosyal medyanın hüküm sürdüğü yapay mutluluk devri. Herkes ideal güzelliği arıyor, olması gereken gerçekliği değil. Arayan kişi bilinçli toplumu oluşturuyor, çeken kişi de usta sanatçı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ed Wood -- 6 Kasım 2019; 16:12:30 >




  • günümüz Türk sineması ve dizilerinde komedi adı altında şarlatanlık - maskaralık, argo küfür, aksıyon adı altında kabadayılık, mafyacılık, aşk adı ilede ahlaksızlık, kim kime dum duma konularından başka konu işlenmiyor, yapamazlar da. çektikleri film ve dizilerinde bir kaç dakkası konusu geri kalan saatlerceside bakışmalar ve müzikten oluşuyor. sanatçı senaristi yönetmeni kameramanı figüranı falanı kapasite bu kadar.
  • Genelde film ve dizilerde olmayan birşey olmuş gibi gösterilir mesela Amerikan ajan ve asker dizileri filmleri hep bı kahramanlık hem bi tek başına tüm teröristleri tokatlayan batılı bir battal gazi neden peki tüm bunlar seviyo millet genelde bu dizilerin Afganistan'da çekilmesi de ayrı bir mesaj tabi. Bugün bir amerikaliya hadi geçtim amerikaliyi bir dünya vatandasina şuraya terörist resmi çiz desen üç aşağı beş yukarı benzer şeyler çizerler. Tablo bin ladine benzeyen sakallı sarıklı bir tip olur muhtemelen. Türk dizi ve filmlerindede genelde zenginlik villalar BMW x6lar görünüyor veya mahalle gençliği serserilik ama delikanlilik başlığı altında mafya babalığı silah vs vs neden yok çünkü dışarda yaşanan suç oranı az geliyo demekki daha fazla serseri lazim sokaklara herkesi zengin göstermenin sebebide bu. Avrupa'da yayınlanan türk dizilerini izleyenler herkesi altında x6yla geziyo diye biliyo mesela.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Filmleri, dizileri seyrederken hep kendisini orada görür insanlar, başroldeki yakışıklı zengin oğlsn yada güzel kız, kahraman polis, asker, korkusuz mafya vs. Filmlerdeki aşklardada kendilerinde bulamadıkları aşkları bulup hayal kurarlar. Kim bir fakir olmanın hayalini kurarki. Herkes illaki zengin olmak ister. Birde fakir aile filmleri çok fazla dram barındırır pek seyirciye uygun değil.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi freshwind -- 9 Kasım 2019; 18:13:2 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sıfır bir geldimi aklıma,
  • Evde TV izleyen kitle afedersiniz ama "ağzı açık ayran budalası" gibi zenginlerin hayatını, birbirlerinin namusuna nasıl göz diktiklerini bayıla bayıla izlediği için böyle diziler-filmler gelmeye devam eder.

    Kendi fakirliklerini unutmak için başkasının ahlaksız zenginliğine ağzının suyu aka aka bakar bu millet. Sonra bir de okursun, enistesinden hamile kalan baldizlar, kocasının kardeşiyle kaçan kadınlar. Teyzesine sulanan yeğenler...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Gerek film olsun gerek dizi olsun yoksullugun turlu turlu hallerini tum ciplakligi ile ifade eden YABANCI eserleri de izledim izlerim de ... Yani bazen arka planda gibi de durabiliyor da ...


    Turkiye'de olmamasinin sebebi bircok ulkede de uygulanan ayni gerekce ile : Sefaletin oldugu ulkelerde medya yolu ile mental duygusal masturbasyon misali yoksullugu bastirmak unutturmak algisal bir sistem ile tersine zenginligin bol oldugu her detayda ifade edilen film ve dizileri de gormekteyiz.


    Bir ara Brezilya Dizilerinde de gorduk! Arjantin Dizilerinde de ... Arjantin zaten cuk gibi oturuyor kendi ulkesindeki buhranlik otesi durumu ile ...


    Politikacilar sistemli medyaya ilk once el atarlar :) . Politikacilar demeyelim de iktidar :) .... Bir de kemiklesen ayri bir kanat vardir klasiklesen onlar da klasik kendi dertlerinde ilerlerler...
  • Smart güzel açıklamışsın.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu tanıma uyan Ahlat Ağacı filmi var yenilerden. Bu ülkenin NBC'a sahip olması büyük şans cidden.
  • Yoksulluğu kim izleyecek bizim insanımız olduğu gibi yaşamadığı için sevmez yoksulluğu hem zenginlere özenir onlar gibi olmak ister.Dizilerimizde böyle zaten...

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ülkenin çoğunluğu fakir biraz farklı şeyler görsünler diye düşünüyorlar sanırım.
  • Herkes olmadığı ama öykündüğü sanal şeyler görmek istiyor
  • Canim Kardesim
    Yoksullugun dibinden bir filmdir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ed Wood kullanıcısına yanıt
    geçen gün neşeli günlerdeki yaşar usta üzerinden bu konuya değinmişlerdi. aslında işçiyi savunmak için değil, alt mesajında fabrikatörün mevcut konumunu sağlamlaştırmak için yapılmış bir film olduğundan bahsetmişlerdi. amaç halka onlar zengin ama çok mutsuz siz ise fakir, onurlu, mutlusunuz boş felsefesini yapmak.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-E19076E5A -- 27 Ocak 2020; 13:38:47 >
  • Yeşilçam'ın çoğu filmi bu anlayışa hizmet eder zaten. Biz ona boş felsefe yapmak demeyelim de bir umut aşılama diyelim. Günümüze kadar uzanan zengin kız fakir oğlan mottosu da gerçekle uyumlu değil. Çöpçüler Kralı filmine bakalım. Aynı şekilde fakire umut, hükümet yıkılınca her şey sil baştan devam eder anlayışı var. Başlı başına siyasi film. İkisinin de yılı 1978, iki yıl sonrası 80 darbesi. Neşeli günler ama aslında günler neşeli değil.

    Burada filmleri sadece isim isim değerlendirmek pek de doğru olmaz, genele odaklanmak ve dönemi okumak lazım. Bugün herkesin bir yığın efektlerle tanık olduğu çizgi roman uyarlamalarının çıkış noktası 1929 Amerika merkezli dünya ekonomomik buhranıdır. Amaç halka umut aşılamak, dünyayı kurtuluşa götürecek karakterlerin varlığına inandırmaktır.

    Film okuması yaparken dönem bilmek çok önemli. Verdiğiniz örnek de bunlardan biri aslında.




  • Ed Wood kullanıcısına yanıt
    süper kahraman metası, çıkış noktası doğru ama valla ben bunu umut aşılama olarak değil direk fakire şükret demek olarak görüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-E19076E5A -- 28 Ocak 2020; 9:8:39 >
  • Çünkü izlenmiyor bu kadar basit.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.