Şimdi Ara

Ne Yapmaya Geldik? (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
149
Cevap
0
Favori
4.692
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Tabi bende bu konu hakkında kafa patlattım ve şu anki düşüncelerimide buraya yazmak isterim söylediklerinizin yarısına katılıyorum yarısına katılmıyorum ayrıca konu süper olmuş baştan sona kadar okudum benim gibi düşünen insanlarda var ve bu konuya imzamla cevap veririm ve imzamdanda anlaşılacağı üzere sevdiğim bir adamın bir rubaisiyle daha

    Ben ne camiye yararım, ne havraya!
    Bir başka hamur benimki, başka maya.
    Yoksul gavur, çirkin o..spu gibiyim:
    Ne din umrumda, ne cennet, ne dünya!
    ve ayrıca konu ateistlik müslümanlık konusu değil ben Allaha inanıyorum ateistliğe karşıyım gülüyorum yani insanların şu dünyaya bakıp her şey tesadüf demesi bana komik geliyor Ayrıcada Allahın haksızlık yaptıgı kanaatindeyim bi düşününsene hristiyan dediğimiz kafir dediğimiz insanlar müslümanlığı ancak 11 eylül saldırısında tanıdı gazetecilerin boğazlarını keserken tanıdı bu adamı nasıl müslüman yapabilirsiniz diyelim ki hepsini geçtik bunlar şerefsizin önde gideni bir insan sonsuza dek cehennemde kalmak için ne yapmış olabilir sadece Allaha inanmaması bu adamı SONSUZA DEK ateşte yakmak için bence zülümden başka bir şey değil Ha Allah bizi niye yarattı diyecek olursanız Allahın duanız olmasa ne öneminiz olurdu sözünü hatırlatırım kendisine yalvarılmasından hoşlanıyor olsa gerek ayrıca bir söz daha var şeytanın birisine söylemiş oldugu bir söz Beni dilediği gibi yaratıp dilediği yolda kullanan dilerse cennete dilerse cehenneme atacak olan Allah hakkında ne dersin bu davranışında adilmidir yoksa zalim mi ? şeytanın bu soruyu sorduğu kişi bi cevap vermiş şeytan yerin dibine felan girmiş ama o cevaptan ben zerre kadar tatmin olmadım biriniz bana açıklayabilir mi? yani hala Allah adil değil zalimdir diye düşünüyorum düşününce beni ben yaratmadım ki örnek verecek olursak kadınlara bakmaktan zevk almayı ben istemedim ki yolda gecen bir kız gördüğümde ağzım açık bakmayı inanın hiç istemezdim ama beni öyle yaratmış işin komik tarafı birde günah bu sözün özüne gelirsek ohh be içimi döktüm bu konuyla ilgili olarak ömer hayyam beni anlatıyor sonuç olarak ben Allahı inkar etmem arada bir ibadetimide yaparım geberipte karşısına çıktıgım zaman büyük günahları yapmadım haa sabah akşamda namaz kılmadım kimsenin tavuğuna kış demedim dediğin gibi merhametliysen affet cehenneme atma Yoket yok cehenneme atarsanda ben seni inkar etmedim cezam bitince yine Yoket Cennetinde cehenneminde sonsuz hayatında senin olsun hiç birini istemiyorum bir dahada beni yaratma dahada ahirete gelmem işte bitti




  • quote:

    Orjinalden alıntı: ArkandayIM

    Amacın yoksa hayatına son ver. Eğer son veremiyorsan demek ki amacın varmış dünyada.



    çok kilit bi cümle +1905
  • Konuya dair çok yazılacak şeyler var..Bazı arkadaşlar sağolsun yardım etmeye çalışmışlar bilgileri dahilinde..

    Daha genç olmama rağmen bu fani hayattaki birçok güzel duyguyu tattım..Evdi,arabaydı,saatti vs vs..

    Ama samimi olarak söyleyebilirimki biyerden sonra bu fani şeyler insana boş gelmeye başlıyor..

    Yani insanoğlu mutluluğu maneviyatta buluyor..

    Hz.Mevlana'nın ölüm gecesini Şeb-i Aruz yani düğün gecesi,mutluluk gecesi,aslolana kavuşma gecesi,sonsuzluğun sahibinin huzuruna varma arefesi olarak tanımlamasıda aslında onun ne kadar kendini Allah (c.c.)'a yakın hissetmesinden kaynaklanmıyorda nedendir dostlar?

    Yunus'un da dediği gibi:

    Severim ben seni candan içeri

    Yolum vardır bu erkandan içeri

    Benimde temennim odur ki o erkandan içeri bizde epey bir yol alırız inşallah..Konuyu açan arkadaşada şahsım adıma teşekkür ediyorum..Böyle düşüncelerimizi pekiştirmemizi sağladığı ve o sonsuz denizden bir yudum daha su içmemize vesile olduğu için..

    Rabbim cümlemizi razı olduğu kulları arasına katmadan o yüce huzuruna çıkarmasın..

    Amin..

    Hayırlı Akşamlar..




  • Bi aşık veysel şiiriyle yazımı bitireyim.+

    Bizim bu imtahan denen şeyi, allah kendi yarattığı şeytanla aptal bir kakışma için yaşadığımıza... inanmıyorum,inanmak istemiyorum. Öyle bir tanrı varsa .. zaten .. bitmiştir. Hem git kendi yarattığınla kavga et, sonra kavga ettigin için milyarlarca insana acı çektir , öldür . Milletin inanmasını iste, inanmayanı sonsuza kadar yak.


    şu cümle bile anlayana yeter.
  • Dünyada olan gibi kimi önce başlayıp kimi sonra bitirmiyor veya kiminin önünde kitap oluyor kiminin önünde olmuyor değil, herkez kabaca eşit şartlarda, benzer mekanlarda sınava giriyor

    fakat; dünyadaki sınavda nedense böyle değil??? kimi sakat doğuyor ki o kişi istemezmi ki yürümeyi koşmayı, el işlerini istediği gibi yapmayı kafasının zehir gibi çalışmasını... Bu gibi durumlardan dolayı ya ilginç bir puanlama sistemi olmalı veya bu gibi kişiler hiç kalsmana girmemeli veya bir yaratıcı olmamışi herşey darvin teorisinin biraz daha geliştirilmişi gibi olmalı...

    Başka seçeneği olan varsa buyursun...
  • "Lezzetleri yok eden ölümü çok hatirlayınız (hatırınızdan hiç çıkarmayınız)." (tirmizi,zühd,31)

    Hz. Peygamber sav.,
    "Mü'minlerin en akıllısı hangisidir ya Resulallah?"
    diye soran ensar'dan bir sahabiye:

    "Ölümü cok hatırlayandır ve ölümden sonrası için en iyi hazırlığı yapandır. İşte bunlar en akıllı kimselerdir." (ibn mace,zühd,31), cevabını vermiştir.

    Akıllı olan insanın temel özelliklerinden birisi, yarını güven altına almak için bugünden çalışıp gayret etmek ve başına gelmesi muhtemel olan hadiseler için önceden tedbir almaktır. Şu kısacık dünya hayatında bile insan, bugünden yarın için, yazdan kış için çalışıp hazırlık yapmaktadır. Halbuki hiç kimsenin yarına kavuşacağı hususunda bir garantisi yoktur. Gelmesi muhtemel olan yarın için bugünden hazırlık yapan insanoğlu, gelmesi kesin olan ölümden sonraki hayatı hatırlayıp da ona hazırlık yapmaması hiç düşünülebilir mi?

    Imam-i Gazali, ölüm karşısında insanları dört sınıfa ayırmıştır:

    1.) Dünyaya dalmış, hayatın geçici olduğunu unutmuş, hayatın gayesinin, dünyevi zevk ve eğlenceden ibaret oldugunu düşünen insanlar. Bunlara göre, zoraki hatırladıkları ve hatirlayınca hemen unutmaya çalıştıkları ölüm, zevkü sefanın sona ermesi, korkulu akibetin başa gelmesi demektir.

    2.) Korkusu galip olan, yaptıklarını bilen ve tövbe edip kulluk yoluna yönelmeye çalışanlar için de ölüm, istenmeyen bir hadisedir. Çünkü ölümün, tövbeyi tamamlamadan gelip insanı bulma tehlikesi vardır.
    "Allah'a kavuşmak istemeyene Allah'da kavuşmak istemez." (buhari,rikak,41) hadisi, bu sınıf insanlara şamil degildir. Çünkü bunlar, Allah'a kavuşmayı istiyor, fakat bu kavuşmaya layık olmak için ölümün
    gecikmesini diliyorlar.

    3.) Allah'ı bilen ve ona aşk ile bağlanmış olanlara göre ölüm, daima anılan ve beklenilen bir olaydır.
    Bunlar, sevgiliye bir an önce kavuşmak için can atar, ölümün bir türlü gelmeyişinden şikayet ederler.

    4.) Bu grup insanlarda mertebe ve irfani daha yüce olanlardır. Onlar, işi Mevla'larına bırakanlardır. Bunlara göre en iyisi sevgili Mevla'nın istediğidir. O, neyi murat ederse istenmeye ve sevilmeye layık olan odur.

    Yüce Allah,
    Kur`an-ı Kerim`de dünya zevklerine dalıp da kabre varıncaya dek ölümü hatirlamayanların kabirde gerçeği göreceklerini ve dünyada iken kendilerine verilmiş olan tüm nimetlerden sorguya çekileceklerini haber vermektedir. (tekasur,1-8)

    Dünya hayatının rengarenk güzelliklerinin geçici olduğunu görmeyen ve bu dünyaya imtihan için geldiklerini unutanların, ölüm anındaki acıklı durumları ve dünyaya geri dönme arzuları bizlere Kur`an`da şöyle anlatılmaktadır:

    "Rabbim, beni dünyaya geri döndür ki,
    terk ettiğim dünyada yararlı bir iş yapayım" der.

    Hayır, onun bu söylediği olmayacak bir laftır. Önlerinde ta dirilecekleri güne kadar bir berzah vardır."(mü`minun,99-100)

    Yazıklar olsun, onların istekleri nasıl yerine getirilir? Onlar ki, dünyada Allah'ın emrine boyun eğmediler,
    Allah'ı zikirden yüz çevirdiler.

    Dünyada iken, Yüce Allah'ın şu sözünü duymadılar mı?

    "Kim beni anmaktan yüz çevirirse, onun için dar bir geçim vardır.
    Kıyamet günü onu kör olarak haşreder (mahşer yerine getiririz)."

    "Rabbim beni niçin kör olarak haşrettin, oysa ben görür idim" der.

    Allah buyurur ki:

    "İşte böyle, sana da bizim ayetlerimiz geldi, sen onları unuttun. Bugün de sen öyle unutulursun. İşte doğru yoldan sapan ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız."

    (Taha,124-127)

    İslam dininde insanlara, ölümü hatırlamalarının tavsiye edilmesinin sebebi; onların hayatlarını çekilmez bir hale getirmek değil, onların hem dünya hem de ahiret için çalışıp, saadet-i dareyne kavuşmalarını temin etmek içindir.

    Kış hazırlıklarını yapan bir insan nasıl kışın gelmesinden korkmazsa, ölümden sonrası için hazırlanan insan da ölümden asla korkmaz. Ölüme hazır olmayan insanları korkutan aslında ölüm değildir. Ölümden sonra karşılaşacakları kötü akıbettir. Çünkü onlar, kendilerini de bu kötü akıbetten kurtaracak iyi ve güzel işler yapmamışlardır. Allah'ın emirlerini yerine getirmemişlerdir.

    Ölümü hatırlamanın insan hayatında bir takım olumlu etkileri vardır.
    Bunlardan bazıları:

    a) Ölümü hatırlamak, kalplerin yumuşamasını sağlar.

    b) İnsanın kanaatkar olmasını sağlar. Dünya nimetlerine karşı aşırı ihtirası önler.

    c) Bolluk ve zenginlik içinde olanların gaflete düşüp ahireti unutmalarına engel olur.

    d) İnsanın sadece bu dünya için değil, ahiret için de iyi ve güzel işler yapmasını sağlar.

    e) İnsanı Allah'ın yasaklarını çiğnemekten vazgeçirir.

    f) Diğer insanlara karşı kötülük düşünmeyi ve onlara kötü davranmayı engeller.

    g) Dünyada hastalık ve sıkıntılara maruz kalan insanlar, ölümü hatırlamakla bir gün bu sıkıntılardan kurtulacaklarını bilerek, Allah'a isyan etmekten vazgeçip, sabırlı olmaya çalışırlar.


    İnsan ne zaman, nerede ve nasıl öleceğini bilemez. Ancak bir gün gelip kendisinin de ölümle kucaklaşacağını iyi bilmelidir. Ölümün bizi nerede beklediği belli değildir. Ancak biz onu heryerde beklemeliyiz.




  • mantıklı cevaplar yazın şurada.tutupta ordan burdan ayetler,hadisler koymayın
  • quote:

    Orjinalden alıntı: memet

    Dünyada olan gibi kimi önce başlayıp kimi sonra bitirmiyor veya kiminin önünde kitap oluyor kiminin önünde olmuyor değil, herkez kabaca eşit şartlarda, benzer mekanlarda sınava giriyor

    fakat; dünyadaki sınavda nedense böyle değil??? kimi sakat doğuyor ki o kişi istemezmi ki yürümeyi koşmayı, el işlerini istediği gibi yapmayı kafasının zehir gibi çalışmasını... Bu gibi durumlardan dolayı ya ilginç bir puanlama sistemi olmalı veya bu gibi kişiler hiç kalsmana girmemeli veya bir yaratıcı olmamışi herşey darvin teorisinin biraz daha geliştirilmişi gibi olmalı...

    Başka seçeneği olan varsa buyursun...


    Neden değil mi? Daha durun listeye ekleyecek çok şey daha var:
    Niçin bana herkes zulmediyor?
    Neden Allah bana acımıyor?
    Niçin bu duruma düşürüldüm?
    Benim suçum, günahım neydi?
    Neden Allah bu adaletsizliğe ve haksızlığa göz yumuyor?
    Sonuna kadar böyle yaşamaya mecbur muyum? Öyle ise ne için diğerleri çok iyi hayat sürüyorlar da ben ayaklar altında eziliyorum?

    Güzel kardeşim, Allah bize kullanmamız için iki mükemmel emanet vermiştir:
    - Birincisi, kendi vücüdumuz ve hayatımız,
    - İkincisi de kainat ve içindeki binlerce nimetler.
    Eğer insan hayatı ve kainat düzeni insan eliyle bozulup, karmaşık hale getirilmez de, doğal bir şekilde yaradılışına ve veriliş hikmetine uygun kullanılırsa, insanlar hiçbir prolem yaşamazlar. Bütün sıkıntıların kaynağı (haşa) Allah'ın adaletsizliğinden değil, insanların kendi elleriyle hayatı bozmalarından kaynaklanıyor.

    Örnek vereyim, şimdi bir odaya zengin bir adam gelse, sizlere para dağıtsa ama bazınıza az, bazınıza da çok verse. Sen o adama, "Neden bana az verdin de diğerlerine çok verdin?" diyebilir misin? Dersen çok nezaketsizlik etmiş olursun, değil mi? Çünkü, verilen paralar senin hak etmediğin ve sana ait paralar değildir. O adam acımış, sana yardım etmiş. Ama yardım miktarını da kendisi takdir etmiş. Bu durumda senin şikayet etme hakkın olamaz. Eğer olursa, vermiş olduğu parayı da alabilir.

    Unutmayın, bu dünya, imtihan dünyası olduğu için, az verdiklerini az hesapla, çok verdiklerini de çok hesapla imtihan ediyor, yüce Rabbimiz.




  • Arkadaşlar insan düşündükçe yeni şeyler geliyor aklına...

    Bu gün boş derste bu konuyu düşünürken aklıma şu geldi.Şimdi durum şu ki Allah ile şeytan iddaya girmiş..Allah bizim şeytana uymamamızı istiyor.Uymazsak cennete uyarsak cehenneme gideriz vs.Peki ya herkes şeytana uyarsa o zaman ne olacak?Allah iddayı kaybetmiş mi olacak?Hayır..Şeytanı ve bizleri yine yakacak cehennemde..

    Böyle amaçsız bir şey için acba şeytana uyacaklar mı uymayacaklar mı demeye ne gerek var?Sonuçta kazanan yine o olmayacak mı?Şeytanı yaksın cehenneminde iş bitsin..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ::SadeceÖğrenci::

    Arkadaşlar insan düşündükçe yeni şeyler geliyor aklına...

    Bu gün boş derste bu konuyu düşünürken aklıma şu geldi.Şimdi durum şu ki Allah ile şeytan iddaya girmiş..Allah bizim şeytana uymamamızı istiyor.Uymazsak cennete uyarsak cehenneme gideriz vs.Peki ya herkes şeytana uyarsa o zaman ne olacak?Allah iddayı kaybetmiş mi olacak?Hayır..Şeytanı ve bizleri yine yakacak cehennemde..

    Böyle amaçsız bir şey için acba şeytana uyacaklar mı uymayacaklar mı demeye ne gerek var?Sonuçta kazanan yine o olmayacak mı?Şeytanı yaksın cehenneminde iş bitsin..


    Ne iddiası kardeşim ya. Fıkramı anlatıyorsun ???

    İşin aslı şudur;

    ALLAH şeytana "Adem aleyhisselam" a secde et demiş. Fakat şeytan gururlanıp bunu reddetmiş. Şeytanın secde etmemesine Allah izin vermiş değildir. Allah secde etmesini emretmiş ama şeytan emri dinlememiş, karşı gelmiş, isyan etmiştir. Yani ALLAH bir şeyi hem emredecek hem de şeytanın emri dinlememesi için izin verecek, böyle bir şeyi düşünmek mümkün değildir.

    Yalnız şu var: Yüce ALLAH Hz. Adem`i yarattı, onu birtakım üstün vasıflarla donattı. Meleklerden ve şeytandan üstün bir konuma getirdi. Bütün varlığın, eşyanın özünü ve mahiyetini öğretti, onu ilim ve marifetle donattı, gerçek anlamda Kendine muhatap olacak hale getirdi. Kainatın yaratılış hikmeti konusunda hakikat ilmini öğretti. Yüce isimlerini anlama ve varlık alemini o isimlerin gözüyle kavrama bilgisini verdi. Bununla birlikte canlı cansız, melekler de dahil olmak üzere bütün varlıkların halifesi, temsilcisi, ustabaşısı mertebesine yükseltti. Böylece Hz. Adem, şeytandan da, meleklerden de üstün bir seviyeye çıktı.

    Melekler nurdan yaratılmış varlıklardır. Nefis taşımadıkları için ALLAH`a mutlak itaatten başka bir şey düşünemezler, karşı gelme, isyan etme gibi bir seçenekleri de yoktur. ALLAH ne emretmişse harfiyen yerine getirirler. ALLAH`ın secde emri üzerine meleklerin hepsi Hz. Adem`e secde etti, yani onun kendilerinden üstün bir varlık olduğunu kabul ettiler. Ancak asıl adı İblis olan şeytan secdeye yanaşmadı.

    Gerekçesi de, `Onu topraktan yarattın, beni ateşten yarattın` sözüydü, bununla ateşin topraktan üstün olduğunu ileri sürüyor ve kendini daha üstün ve önemli konuma çekiyordu. Şeytanın meleklerden farklı olarak bu şekilde davranmasının başka bir sebebi, şeytanda nefsin olmasıydı. Cin türünden ruhani bir varlık olan şeytan, kendi yaratılışı ve yapısı gereği olarak irade sahibidir, sorumlu bir varlıktır. Tercihte ve seçenekte bulunabilir bir özellik taşımaktadır. Bunun için tercihini, ALLAH`ın emrini dinlememe, ALLAH`a karşı gelme yönünde kullandı.

    Başta da dediğimiz gibi, ALLAH şeytana emri dinlememe konusunda bir izin vermedi. Ancak onu nefis taşıyan bir varlık şeklinde yarattığından, şeytan itaati değil de, isyanı tercih etti. ALLAH da onun bu tercihini yarattı fakat ona sorumluluk verdiğinden şeytan suçlu konumuna düştü, cezayı hak etti ve Cennetten sürüldü. Bir başka açıdan işin içine insanı katarak baktığımızda konu daha rahat anlaşılacaktır. İnsanla şeytan arasında sorumlu olmaları yönünde bir benzerlik vardır. Verilen emri dinleyip dinlememe konusunda insanla şeytan, bir diğer anlamıyla cinlerle insan arasında fark yoktur.

    Çünkü Cenab-ı Hakkın Kur`an`daki bütün emir ve yasaklarından insan kadar cinler, dolayısıyla şeytan da sorumludur. Her iki varlığın hem inananı var hem de inanmayanı hem Müslüman`ı vardır hem de kafiri; her ikisi için hem Cennet kapısı açıktır hem de Cehennem kapısı... İnsan nasıl ki, ALLAH`ın emir ve yasaklarına uygun hareket ediyorsa, cinler de aynı durumla karşı karşıyadırlar. Ancak şeytan işin başında nasıl ki isyan etmiş, Rabbine karşı gelmiş, huzurdan kovulmuş, Cehennemi hak etmişse, insan da aynı yolun yolcusu olur, iradesini bu istikamette kullanırsa o da şeytanla birlikte haşrolacak, aynı akıbeti paylaşacaktır.

    Bu mesele Kur`an-ı Kerim`de başta Taha ve Sad Suresi olmak üzere değişik surelerde genişçe anlatılır. Şeytanın iradesini bu yönden kullandıktan sonra Cennetten kovulduğu bildirilir. Şeytanın, Ademoğullarını hak yoldan çevirmesi konusunda izin istemesi üzerine, ALLAH `ın izin verdiği ve bu mücadelenin de kıyamete kadar devam edeceği haber verilir.

    Şeytan bizi ALLAH ın yolundan ayırmak ve cehenneme sürüklemek için kıyamete kadar süre tanınmıştır. Bunu şeytan yüce ALLAH istemiştir. Yüce ALLAH ta istediğini kabul etmiştir. Şeytana uyanlar onunla birlikte haşrolacaklardır.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: fatih86


    quote:

    Orjinalden alıntı: ::SadeceÖğrenci::

    Arkadaşlar insan düşündükçe yeni şeyler geliyor aklına...

    Bu gün boş derste bu konuyu düşünürken aklıma şu geldi.Şimdi durum şu ki Allah ile şeytan iddaya girmiş..Allah bizim şeytana uymamamızı istiyor.Uymazsak cennete uyarsak cehenneme gideriz vs.Peki ya herkes şeytana uyarsa o zaman ne olacak?Allah iddayı kaybetmiş mi olacak?Hayır..Şeytanı ve bizleri yine yakacak cehennemde..

    Böyle amaçsız bir şey için acba şeytana uyacaklar mı uymayacaklar mı demeye ne gerek var?Sonuçta kazanan yine o olmayacak mı?Şeytanı yaksın cehenneminde iş bitsin..


    Ne iddiası kardeşim ya. Fıkramı anlatıyorsun ???

    İşin aslı şudur;

    ALLAH şeytana "Adem aleyhisselam" a secde et demiş. Fakat şeytan gururlanıp bunu reddetmiş. Şeytanın secde etmemesine Allah izin vermiş değildir. Allah secde etmesini emretmiş ama şeytan emri dinlememiş, karşı gelmiş, isyan etmiştir. Yani ALLAH bir şeyi hem emredecek hem de şeytanın emri dinlememesi için izin verecek, böyle bir şeyi düşünmek mümkün değildir.

    Yalnız şu var: Yüce ALLAH Hz. Adem`i yarattı, onu birtakım üstün vasıflarla donattı. Meleklerden ve şeytandan üstün bir konuma getirdi. Bütün varlığın, eşyanın özünü ve mahiyetini öğretti, onu ilim ve marifetle donattı, gerçek anlamda Kendine muhatap olacak hale getirdi. Kainatın yaratılış hikmeti konusunda hakikat ilmini öğretti. Yüce isimlerini anlama ve varlık alemini o isimlerin gözüyle kavrama bilgisini verdi. Bununla birlikte canlı cansız, melekler de dahil olmak üzere bütün varlıkların halifesi, temsilcisi, ustabaşısı mertebesine yükseltti. Böylece Hz. Adem, şeytandan da, meleklerden de üstün bir seviyeye çıktı.

    Melekler nurdan yaratılmış varlıklardır. Nefis taşımadıkları için ALLAH`a mutlak itaatten başka bir şey düşünemezler, karşı gelme, isyan etme gibi bir seçenekleri de yoktur. ALLAH ne emretmişse harfiyen yerine getirirler. ALLAH`ın secde emri üzerine meleklerin hepsi Hz. Adem`e secde etti, yani onun kendilerinden üstün bir varlık olduğunu kabul ettiler. Ancak asıl adı İblis olan şeytan secdeye yanaşmadı.

    Gerekçesi de, `Onu topraktan yarattın, beni ateşten yarattın` sözüydü, bununla ateşin topraktan üstün olduğunu ileri sürüyor ve kendini daha üstün ve önemli konuma çekiyordu. Şeytanın meleklerden farklı olarak bu şekilde davranmasının başka bir sebebi, şeytanda nefsin olmasıydı. Cin türünden ruhani bir varlık olan şeytan, kendi yaratılışı ve yapısı gereği olarak irade sahibidir, sorumlu bir varlıktır. Tercihte ve seçenekte bulunabilir bir özellik taşımaktadır. Bunun için tercihini, ALLAH`ın emrini dinlememe, ALLAH`a karşı gelme yönünde kullandı.

    Başta da dediğimiz gibi, ALLAH şeytana emri dinlememe konusunda bir izin vermedi. Ancak onu nefis taşıyan bir varlık şeklinde yarattığından, şeytan itaati değil de, isyanı tercih etti. ALLAH da onun bu tercihini yarattı fakat ona sorumluluk verdiğinden şeytan suçlu konumuna düştü, cezayı hak etti ve Cennetten sürüldü. Bir başka açıdan işin içine insanı katarak baktığımızda konu daha rahat anlaşılacaktır. İnsanla şeytan arasında sorumlu olmaları yönünde bir benzerlik vardır. Verilen emri dinleyip dinlememe konusunda insanla şeytan, bir diğer anlamıyla cinlerle insan arasında fark yoktur.

    Çünkü Cenab-ı Hakkın Kur`an`daki bütün emir ve yasaklarından insan kadar cinler, dolayısıyla şeytan da sorumludur. Her iki varlığın hem inananı var hem de inanmayanı hem Müslüman`ı vardır hem de kafiri; her ikisi için hem Cennet kapısı açıktır hem de Cehennem kapısı... İnsan nasıl ki, ALLAH`ın emir ve yasaklarına uygun hareket ediyorsa, cinler de aynı durumla karşı karşıyadırlar. Ancak şeytan işin başında nasıl ki isyan etmiş, Rabbine karşı gelmiş, huzurdan kovulmuş, Cehennemi hak etmişse, insan da aynı yolun yolcusu olur, iradesini bu istikamette kullanırsa o da şeytanla birlikte haşrolacak, aynı akıbeti paylaşacaktır.

    Bu mesele Kur`an-ı Kerim`de başta Taha ve Sad Suresi olmak üzere değişik surelerde genişçe anlatılır. Şeytanın iradesini bu yönden kullandıktan sonra Cennetten kovulduğu bildirilir. Şeytanın, Ademoğullarını hak yoldan çevirmesi konusunda izin istemesi üzerine, ALLAH `ın izin verdiği ve bu mücadelenin de kıyamete kadar devam edeceği haber verilir.

    Şeytan bizi ALLAH ın yolundan ayırmak ve cehenneme sürüklemek için kıyamete kadar süre tanınmıştır. Bunu şeytan yüce ALLAH istemiştir. Yüce ALLAH ta istediğini kabul etmiştir. Şeytana uyanlar onunla birlikte haşrolacaklardır.

    e yani dediklerin hiçbişeyi açıklamıyor arkadaşım aynı şeyleri dolandırmış durmuşun. şimdi bi şeytan var insanları kandıracağım diye anlaşma yapabiliyor tanrıyla. tanrı da ne hikmetse buna bizin veriyor ardından şeytan tarafından aldatılmış insanlar cehennemi boyluyor. adil mi şimdi bu? kandırılmamız için izin veren de bizi cezalandıran da aynı. garip gelmiyor mu size de? aklınızla bir sorglayın bakalım. irade demeyin bana o olay da saçma baştan aşağa. irade var diyoruz bi yandan bizi kandırmaya çalışan şeytan öbür yanda kader adını verdiğimiz bir sistematik var.e hani irade. kuranda yazmıyor mu "allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır." diye? e hani nerde irade arkadaşım. doğarken bu şekilde doğmuşsun zaten ne iradesi.

    ikinci soru başlığın sorusu. ne için olduk muamma. ego tatmini için mi? tanrı bizleri niye yaratma ihtiyacı duysun o kadar insanla uğraşma ihtiyacı duysun ki? anlayamadıklarım bunlar. madem tapmak için kul aranıyor o zaman bu dünyaya bu ceza sistemine ne gerek vardı? yaratırdın bissürü kul koyardın cennete tamamdır niçin böyle bir sınanma sistemi var? eğer en iyi en çok gönülden tapan kul aranıyorsa onu yaratmak da tanrının elinde değil mi? niçin bunlala uğraşılsın ki. işte melekler varmış tapıyorlarmış hiç bir şey demeden içmeden. bize ne gerek var?

    size tek tavsiyem açın kuranın türkçe mealini okuyun. duvara arapçasını asmak yerine açın okuyun anlamaya sorgulamaya çalışın. korkmayın ölmezsiniz. böylelikle etrafta duyduklarınızla ya da kulaktan dolma bilgilerle değil kendi aklınızla imanınızı sağlamlaştırır ya da kaybedersiniz. tabi bunu yapmaya cesaretiniz varsa. oruç tutulmak gerekiyormuş namaz kılınması gerekiyormuş demeyin açın okuyun kendiniz öğrenin. madem siz okuyasınız diye indirildiyse madem ilk ayeti "oku" ise..

    not: ateist değilim. bunca sistem bunca şey hepsi bir yaratıcının olduğunu apaçık ortaya koymakta. dünya evren tesadüfen olmuş olamaz. tesafüden evrimleşmiş de olamayız. yerden mantar gibi bitmiş de olamayız. deistim. kitaplara, dinlere inanmıyorum. tek bir yaratıcının varlığına inanıyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gokata -- 12 Mayıs 2009; 2:31:35 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: ::SadeceÖğrenci::

    Arkadaşlar insan düşündükçe yeni şeyler geliyor aklına...

    Bu gün boş derste bu konuyu düşünürken aklıma şu geldi.Şimdi durum şu ki Allah ile şeytan iddaya girmiş..Allah bizim şeytana uymamamızı istiyor.Uymazsak cennete uyarsak cehenneme gideriz vs.Peki ya herkes şeytana uyarsa o zaman ne olacak?Allah iddayı kaybetmiş mi olacak?Hayır..Şeytanı ve bizleri yine yakacak cehennemde..

    Böyle amaçsız bir şey için acba şeytana uyacaklar mı uymayacaklar mı demeye ne gerek var?Sonuçta kazanan yine o olmayacak mı?Şeytanı yaksın cehenneminde iş bitsin..








    seninle işimiz var hoca, bu düşünce moduna girmek için çok uğraşmak lazım ya. bak hakikaten ters istikamette gidiyorsun. geri dön


    bu düşünce yapısından kurtulabilmek için bol bol ilim, bilime yönelik yazılar okumak lazım. mesela insanoğlu hayallerini hem uzun hem de kısa vadede gerçekleştirmeyi başarırken, bazıları da halen film kareleri ile sinemalarda karşımıza çıkıyor. bunlar genelde, uçuk ya da biz buna bilim kurgu diyelim. bu tarz filmlerin içinde yeralan hayallerdir. terminatör, galactica, matrix filmleri. bu filmlerin konuları gelişi güzel ortaya çıkmıyor. hepsi bilime dayanarak, olabilirliği olan ama henüz uygulanamayan ve hayallerde kalan düşüncelerin, görselliğe aktarılması. misal, ışınlanma (canlı ve cansız varlıklar için ayrı ayrı düşünülebilir) dolayısıyla buna zamanda yolculuk da diyebiliriz. hele bu matrix filmi sıradan bir izleyici için hiçbir anlam ifade etmez. bu filmlerin konusu insanlara rastgele ilham olmuyor. bir yerlerden esinleniyor yazarları.

    senin yazına istinaden, zaten yaratıcımız katında herşey yaşanmış ve bitmiş durumda. iddia demekle küfüre yöneliyorsun. halbuki inanmayan birine kimse baskı uygulayamaz, olabilir. ancak bu tarz yerine, geri dönüş yapabilmeye yönelik açık bir kapı bırakacak şekilde hareket etmek en doğru olanı.
    yoksa benim bu konuda verdiğim örneklemeye bakarsan, dünyaya elçi olarak gönderilen kullar arasında, yani insanlar arasında gerçekten çok samimi, yani gördüğünde konuştuğunda, hayata bakış açısına baktığında, yardımseverliğinde, vb.. salih kullar olmasa idi zaten senin yazdığın gibi belki de (Allah' ı tenzih ediyorum) bir komutla helak olmamız zaten içten bile olamazmıydı? o halde tüm insanlar arasında gerçekten benim örneklemeye çalıştım özelliklere sahip insan çıktıysa, onlar neden helak olacak?
    bunu şöyle de açabiliriz, fatih86 üyemiz de atıfta bulunmuş. insanlar ve melekler farklı yaratılmış. insan daha üstün yaratılmış ve uyarılıyor. uyarı olmaksızın, herşeyi yanlış yapabiliriz ama uyarıyı dikkate almakla doğruya yönelmek var. bu bakış açısında, bize yapılan uyarıları emir olarak algılama yeğlenmeli. bunu yapan kendisini sınırlandırmış, kontrol altına almış olur tabiri caizse. bu sınırlamayı yapan kazanır, yapamayan da kaybeder. şimdi bu noktada kazanan ve kaybeden konusunda daha detaya girip boğulmak var. en basitinden bir örnekleme yapalım, annene kötü muamele yapmayı dene. yapamayacaksın ama
    yapanlar da var. şimdi anneye iyi ve kötü muamele yapanları neye göre kıyaslayabiliriz? bu fark nereden geliyor? bu konta da tekrar farklı bir bakıç açısına yönelebiliriz. bu fark nasıl oluşuyor yani sen iyi davranıyorsun, bir başkası çok kötü muamele yapıyor? misal, sen iyi davranıyorsun fakat senin tespit etmiş olduğun annesine kötü muamele yapan kişi, senin için özel olarak yaratılmış olamaz mı? bu örneklemeyi herbir konuda aklına getirip düşünürsen, doğru ve yanlış arasında muazzam bir bakış açısı ortaya çıkar. dolayısıyla riskli cümleler kurmak yerine, yukarıda da belirttiğim üzere geri dönüş yapılabilecek, daha yumuşak cümleler kurmak var. bunu yazıyorum çünkü, iman ettim diyen biri, aklından geçirdiği düşüncelerden bile sınava tabi oluyor. bunlardan da sorumluyuz. öyle düşünüldüğü gibi yüce rabbime inandım, peygamberlerimize, indirmiş olduğu kitaplara inandım.. bu bakış açısıyla insan, cennete gireceğine çok yüksek bir kanaat getiriyor. aman ha diyeyim, secde et denilen şeytan kovuluyor ve süreli olarak ama! ee bugün çoğunluk secdesini yapmıyor ve süre de işliyor...

    konu aslında dönüp dolaşıp ölüm gerçeğine çıkıyor. ölüm gerçeğinin arka planında ise yeniden diriliş var. buna bütün bilim ve ilim adamları, yaratıcının varlığına kesin idrak ediyor. çünkü mükemmel bir sistem ve işleyişi var..

    yine soktunuz beni konuya yaa




  • quote:

    Yarın hepimiz öldüğümüzde şayet sen yanılmış isen, gerçekten de ahiret var ise, senin bu durumda uğrayacağın ziyanın büyüklüğünü bir tasavvur et.
    Benim Müslüman olmakla kaybedeğim çok birşey yok. Aksine kazanacağım bir sürü şey var.


    ayrıca bu anlayışın hastasıyım rampaların ustasıyım. böyle bir anlayışta olan kişi nasıl müslümanım imanım tam diyebilir. ya çıaarsa mantığıyla yaşayanlar sözüm size öbür tarafta cennet beklemeyin. inandığınız din imanınız tam değilse cehennemi mücdeleyen bir din. ya çıkarsa mantığıyla iş yapmak tam bir işgüzarlıtır. kendine açıklayamadığın kendini sorgulamaktan alamadığın şeyler olduğunun delaletidir. atesit olduğunu kendine dahi itiraf edemeyecek kadar korkak olduğunun işaretidir. ya tam atesit olun ya da tam müslüman olun ikisinin ortası olmaz. müslümanım diyen adam namazını kaçırmyacak orucunu kaçırmayacak. alnı secdeye gelmeyip müslüman olduğunu iddaa edenlerin sayısı oldukça fazla güzel ülkemde. nihayete erdirin öyle böyle olmayın. açıkça diyin ben buyum diye. kendinize itiraf edin ona göre yaşayın. bakın ben açıkça desit olduğumu itiraf ediyorum. müslümanım diyip içki alemlerinde gezen 1 gün oruç tutmayan insanlardan değilim en azından.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gokata -- 12 Mayıs 2009; 2:43:37 >




  • insanlar günahkar yaratılmıştır. her insan, günah işler. buna karşılık olarak da ibadetle af edilmeyi ister ve secde eder. etmeli de. ama içki içmeye devam eden, sigara içmeye devam eden, cumadan cumaya namaza giden veya hiç gitmeyen, insanlara kötü muamele, vs vs. birçok örnek verilebilir. bunların hepsi günah olarak sınıflandırılıyor. bunları işleyen biri, müslümanlıkktan çıkmaz. müslümanlıktan çıkma konusu apayrı bir konudur. büyük günahlar konusu var mesela zina yanlış bilmiyorsam. bunun bile tövbesi var. tövbe etmek demek gerçekten samimi bir şekilde ben bunu yapmayacağım, yaptıydım yanlış yapmışım demek ve bir daha yapmamaktır. bunu vakit varken yapan neden af olmasın? koskoca evrene karşılık insanların tamamı, yaratıcımızı herşey çok kolay sadece "OL" diyor. o halde insanlara yalvarmaktansa, böylesine muazzam bir güce dönüp yalvarmayı çoğunluk neden istemez? buna Allah' ı rızasını kazanmak diyoruz. emin olun, bunu başarabilmek için karşılığında birşeylerden fedakarlıkda bulunmanız gerekiyor, hislerim böyle diyor..




  • Selam beyler bayanlar..
    bende bir muslumanin elhamdurillah..
    kafama takilan bi soruyu sormak isterim..
    simdi biz yasiyoruz iman ediyoruz, etmiyoruz yaslaniyoruz ve oluyoruz.. oldukten sonra Cennet'e gidecekler sonsuza kadar mutlu,huzur yasicaklar diyolar.. Cehennem'e gidecekler sonsuza dek yanacaklar diye biliyorum, peki bu sonsuz nereye kadar ?? insan huzurlu yasamaktan bikmaz mi, sonsuza kadar her gun ne ile mutlu olabilirsin ki ? ayni sey ? peki ya cehennemdekiler onlar sonsuza dek yanacaklar da ayni seyden nasil aci cekecekler... ?
    soru sacma gelebilir belki benim kafama hep takilir bu :)
    neyse arkadaslar benim ki musluman olanlari Cennet'te bi kebap yemeye davet ediyorum insallah. :)
  • yettim gayri..




    bak şimdi şöyle düşün, seni yaratan bir yaratıcın var. seni kimsenin görmediği anda öldürür, tekrar istediği gibi diriltir, dün akşama aşırı sağcı biriyken sabaha kalktığında bir bakmışsın aşırı solcu olmuşsun. bunun farkında olabilirsin belki de olmayabilirsin, daha detayına inmeye hiç gerek yok.
    bıkkınlık nedir, nasıl yemek yerken bir tat alıyorsun, bıkkınlık da aynı şey. yediğin yemek ortadan kaldırılırsa, tad felan alamazsın. bu bilgi hafızandan da silinirse, tad nedir hiç sorgulayamazsın bile çünkü aklına gelmez.
    bir de tam tersini düşün, sadece bu dünyada insanoğlunun yapabildiği tüm keyif verici faaliyetleri tek beden ile değil farklı bedenlerde aynı anda yapabilmeyi. veya tüm bu faaliyetlerin çok uzun zaman yayılması üzerine tek bedende yapıldığını hayal edelim. dünya hayatının detayları insanın gözüne ne de basit geliyor değil mi. hemen cennet ve cehennem hayatını da dünyaya göre yorumlayacağız neredeyse...
    senin için cennetin güzelliklerinden ziyade cehennemin güzelliklerinden bahsetmeli. cehennemin yaratılmış olması bile bir güzelliktir çünkü cennete girenler cehenneme bakar ve şükrederler. cehenneme girenler ise uzaktan cennete bakarlar ve sesli söylemeseler de içlerinden pişmanlık belirtisi gösterirler. ama bu fayda etmez tabi. cehennemin ateşi ile başa gelecek olanlardan bahsetmek istemiyorum. artık sonsuzluk başlar, herkes dünyada ettiğinin karşılığını ahirette derece olarak karşısında bulur.
    misal dünyadaki en zengin birini, ahirette tam tersi durumda görmen mümkün olabilir. ama dünyadaki en fakir biri için de tam tersini söylememiz doğru olmayabilir. çünkü en fakiri bile bu avantajını dünyada değerlendiremezse, diğerinden hiçbir farkı kalmaz. çok karmaşık bir konu değil aslında ama senin bu kebap konusunda tavsiyeye ihtiyacın kesin var gibi geliyor bana iskender kebabı bursa' da yenir. bence ihmal etme git ye. sonra cennete girmek nasip olursa, cennetde kebap yediğinde, ben bunu yemiştim dünyadan hatırlıyorum dersin ama tadı dünyadakinden çok daha güzel olacaktır. (inş.)


    durum böyle, ikna edebilmişimdir umarım..




  • quote:

    Orjinalden alıntı: ::SadeceÖğrenci::

    Dünya bana harbiden boş geliyor.Tamam dünyada iyilik yapmalıyız,kötülükten kaçınmalıyız vs. ama neden ? Dünyaya geliş amacımız ne?Neden bu lanet olası olayları her gün çekmek zorunda kalıyoruz anlamıyorum.

    Şimdi şöyle..Bir öğrenciye neden okula gittiğini iyice kavratmanız gerekir.Eğer öğrenci geleceğini garantileyeceğini kavrayabilirse onun için daha da çabalar.Ama ben neden dünyaya geldiğimizi kavramış değilim..Bi sebebi olmalı ki mutlaka vardır..Bunu biz neden bilmiyoruz..


    Gırgır,şamata yapmaya gelen şaklabanlar burası size göre değil.Mesaj atıp da konuyu sapıtmayın..

    okula neden gidiyorsun veya neden sınava giriyorsun
  • quote:

    Orjinalden alıntı: SheHiT

    Selam beyler bayanlar..
    bende bir muslumanin elhamdurillah..
    kafama takilan bi soruyu sormak isterim..
    simdi biz yasiyoruz iman ediyoruz, etmiyoruz yaslaniyoruz ve oluyoruz.. oldukten sonra Cennet'e gidecekler sonsuza kadar mutlu,huzur yasicaklar diyolar.. Cehennem'e gidecekler sonsuza dek yanacaklar diye biliyorum, peki bu sonsuz nereye kadar ?? insan huzurlu yasamaktan bikmaz mi, sonsuza kadar her gun ne ile mutlu olabilirsin ki ? ayni sey ? peki ya cehennemdekiler onlar sonsuza dek yanacaklar da ayni seyden nasil aci cekecekler... ?
    soru sacma gelebilir belki benim kafama hep takilir bu :)
    neyse arkadaslar benim ki musluman olanlari Cennet'te bi kebap yemeye davet ediyorum insallah. :)

    arkadaş bu dünya ile öbür dünyayı karıştırma ikisi bir değil kebeb için önce siz kendinizi cennte gitmeyi garantileyin bakarız bi.hesap verme sırasında kimsenin faydası olmayacak




  • daha önceden "kızıl kum tepelerinde" insandan daha gelişmiş yaratıkların yaşadığı ve kendilerini çok aştıkları için helak oldukları söyleniyor..kızıl kum tepeleride mars gezegeninde var.. bu 1.anlayış

    Tanrı bir okyanus ve her insan birer damla..teker teker hepsi okyanusa geri dönecek..Yani tanrı dediğimiz olgu komplike bir güç.. bu 2.tasavvufi anlayış..

    Dünyadayız öldük yattık kıyamet koptu herkes günahlarını çekti trilyarlarca yıl geçti cennette herkes zevkü sefa yapıyor cehennemde sadece imansızlar kaldı..Ardından birdaha trilyarlarca yıl geçti..Ve herkesin canı sıkıldı tekrardan dünyaya gidip gelme serüveni var.. bu 3.teori


    bu 3ünden çoğu sorun cevaplanabilir..Doğruluk paylarını aklına göre karşılaştır..


    ps : 2 sene öncesine kadar ataisttim
  • şeytan ; cebrail mikail azrail israfilden kat kat kat kat be kat güçlü bir melekti..Kendini neredeyse Tanrıyla bir güç olarak görüyordu..Tanrının en yakın kullarından meleklerinden biriydi..Gücü inanılmaz ötesi birşeydi..Ve insan doğduğunda o aciz toprak parçasına,bu kadar şahane bir yaradılmışın kabul etmesi zordu..Çünkü Tanrı kendi kulunu yarattı fakat şeytan kendi kulunu yaratamazdı..Şeytanda kendini 2.tanrı olarak görüyordu ve Tanrının kullarını yanına çekmek için işe koyuldu..büyük rekabet burda başladı..Şeytanın yolundan gidenler ile Tanrının yolunda gidenler aslında hangisinin daha güçlü olduğunu biliyorlardır..

    Şeytanın yolunda gidenler Tanrıya inanmazlar fakat şeytan tanrıya inanır..

    değişik bir kaynak şeytanla tanrı ilişkisi olarak




  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.