Şimdi Ara

Miller-Urey Deneyi'ni Tekrarlıyoruz! (canlılığın ortaya çıkışı) (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
175
Cevap
1
Favori
6.114
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    Forumda HY ile ilgili olarak olumsuz yazılanlar a'dan z'ye kadar haklıdırlar, hatta az bile derler hakkında ve çokta naziktirler!
    Az çok bilim insanı kişiliğinden anlıyan birisi yazdıkları defalarca yanlış olarak ispatlanan, düz çevirdiklerinde bile defalarca yanlış ve hilekarca saptırmalar bulunan bu kişiyi ( ve ondan yapılan alıntılarıda ) ciddiye alamaz. Bilimle uzak-yakın ilişkisi yoktur.
    Yarattığı İnternet kirliliğinin kurbanları olabilir, buna birşey diyemem, ama kimsede sürekli ve ısrarla bu adamın yazdıklarını ciddiye almamı beklemesin!
    Nihayet HY koyan sonucuna da katlanır diyeyim!

    Ya Hy haklı çıkarsa bu konuda




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk


    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    Forumda HY ile ilgili olarak olumsuz yazılanlar a'dan z'ye kadar haklıdırlar, hatta az bile derler hakkında ve çokta naziktirler!
    Az çok bilim insanı kişiliğinden anlıyan birisi yazdıkları defalarca yanlış olarak ispatlanan, düz çevirdiklerinde bile defalarca yanlış ve hilekarca saptırmalar bulunan bu kişiyi ( ve ondan yapılan alıntılarıda ) ciddiye alamaz. Bilimle uzak-yakın ilişkisi yoktur.
    Yarattığı İnternet kirliliğinin kurbanları olabilir, buna birşey diyemem, ama kimsede sürekli ve ısrarla bu adamın yazdıklarını ciddiye almamı beklemesin!
    Nihayet HY koyan sonucuna da katlanır diyeyim!

    Ya Hy haklı çıkarsa bu konuda


    o zaman kedi canımızı bizim ...

    çıkıp inançsızlığın yaygınlaştığı papalığın bile eteklerinin tutuştuğu avrupada kitlesel şekilde dinimiz yayılıyor derken haklı çıkması pek olası görünmüyor
    yanlış yazılar içinde bol bol yalan söyleyerek bilim insanı olduğunu söylerken hele hiç olası görünmüyor




  • quote:

    Orijinalden alıntı: carl johnson

    arkadaşlar dünyadaki canlılığın ortaya nasıl çıktığını gösteren dünyaca ünlü Miller-Urey Deneyi'ni tekrarlıyoruz.(umarız orjinal deney gibi hatta orjinal deneyden daha iyi sonuçlar alırız)
    bir kaç hafta literatür taraması ve hazırlık sürecek ardından deney ODTÜ-Biyolojik Bilimler binasında yapılacak
    deneye gelmek isteyen bize ulaşmak veya görüş bildirmek isteyenler facebooktan ulaşabilir
    http://www.facebook.com/home.php#!/event.php?eid=180091738711993


     Miller-Urey Deneyi'ni Tekrarlıyoruz! (canlılığın ortaya çıkışı)


    Miller-Urey Deneyi[1] (Urey-Miller Deneyi[2] de denir) kimyasal evrimin oluşumunu denemek üzere, dünyanın ilk zamanlarında varolduğu öngörülen koşulların benzetim yöntemiyle oluşturulduğu bir deneydi. Bu deney, özellikle Aleksandr Ivanovich Oparin ve J.B.S. Haldane'in, ilkel dünya üzerindeki koşullarda varolan inorganik öncüllerinin kimyasal tepkimeler yoluyla organik bileşikleri sentezlediği hipotezini sınamak içindi. Abiyogenez konusunda klasik bir deney olduğu kabul edilen bu deney, 1953 yılında Stanley Lloyd Miller ve Harold Urey tarafından Şikago Üniversitesi'nde yapılmıştı.[3][4][5]

    2008 yılının Ekim ayında, yeniden analizi[6] yapılan deneyin malzemelerinin, düzenek içinde 5 değil 22 tane amino asit ürettiği yayınlanır.[7] Bu düzeneğin, şimşek oluşturan bir volkan püskürmesinin benzetimini oluşturduğu sanılmaktadır. Bu yeni sonuçlar, organik moleküllerin inorganik tepkimelerin sonuçlarıyla sentezlenebileceğine ilişkin güçlü kanıtlar göstermiştir.
    Konu başlıkları
    [gizle]



    Deney ve Yorumu [değiştir]

    Deney, su (H2O), metan (CH4), amonyak (NH3), hidrojen (H2) ve karbon monoksit (CO) ile yapılmıştır. Bu kimyasallar, steril cam tüp ve kaplar dizgesi içinde, dış ortamdan yalıtılmış olarak bulunuyordu. Bir cam kap yarısına kadar sıvı haldeki su ile doluydu, diğer bir cam kapta ise bir çift elektrot vardı. Su ısıtılarak buharlaşma sağlanmıştı, elektrodlar arasında ise kıvılcımlar çakması sağlanarak dünyanın atmosferindeki yıldırımların ve su buharının benzetimini sağlanmıştı. Daha sonra atmosfer tekrar soğutularak suyun yoğuşması ve damlalar halinde ilk kaba geri dönmesi ve sürekli bir döngü içinde olması sağlanmıştı.

    Bir haftalık sürekli bir işlemin ardından Miller ve Urey sistemin içindeki karbonun en az %10-15 kadar bir kısmının organik bileşik oluşturduğunu gözlemlemişlerdi. Karbonun yüzde iki kadar bir kısmının da, canlıların hücrelerini oluşturan proteinlerin oluşumunda kullanılan amino asitleri, bol olarak da glisinin oluşturduğunu görmüşlerdi. Şekerler, lipidler ve nükleik asitlerin bazı yapıtaşları da oluşmuştu.

    Bir röportajda Stanley Miller, "Basit bir prebiyotik deneyde kıvılcım oluşturmak bile 20 amino asidin 11'inin ortaya çıkmasını sağlar" demiştir.

    Ardından yapılan bütün deneylerde de gözlendiği gibi, hem sol hem de sağ optik isomerler "rasemik" karışımın içinde yaratılmıştır.
    Diğer Deneyler [değiştir]

    Bu deney birçok başka deneye esin kaynağı olmuştur. 1963'te Joan Oró, su çözeltisi içinde bulunan hidrojen siyanür (HCN) ve amonyaktan amino asitler üretilebileceğini bulmuştur.[8] Aynı zamanda deneyinde, büyük miktarda nükleotid bazlı adenin ürediğini de görmüştür.[9] Daha sonra gerçekleştirilen deneyler göstermiştir ki, diğer RNA ve DNA bazları da "azaltılmış atmosfer"[1] ortamında, benzetimli prebiyotik kimyasal tepkimeyle elde edilebilir.[10]

    Miller-Urey deneyinin yapıldığı dönemde Yaşamın Kökenine ilişkin benzer elektrik boşalımı deneyleri yapılmıştı. 8 Mart 1953 tarihli The New York Times gazetesinde yayınlanan "Looking Back Two Billion Years" (İki Milyar Yıl Geriye Bakmak) isimli makale, Mayıs 1953'te Miller "Science" dergisinde akademik makalesini yayınlamadan önce, Wollman (William) M. MacNevin'in Ohio State Üniversitesi'ndeki çalışmasını anlatır. MacNevin 100,000 voltluk kıvılcımları metan ve su buharından geçirip "incelemesi çok zor olan" "katı resinler" elde etmekteydi. Aynı makalede MacNevin'in dunyanın ilk dönemlerine ilişkin deneyleri de anlatılmaktaydı. Bu deneylerden elde ettiği sonuçları bilimsel makale olarak yayınlayıp yayınlamadığı bilinmemektedir.

    K. A. Wilde'ın 15 Aralık 1952 tarihinde, 14 Şubat 1953'te Miller'in "Science" dergisine makalesini vermeden önce, dergiye yolladığı makalesi 10 Temmuz 1953'te yayınlanmıştır.[11] Wilde, bir akış sistemi üzerinde bulunan, karşılıklı iki karbon dioksit (CO2) ve su karışımları üzerinde sadece 600 volta kadar çıkan akım kullanmıştır. Sadece az miktarda karbon dioksitin karbon monoksite indirgendiğini gözlemlemiş, başka önemli bir indirgeme veya yeni oluşan karbon bileşimi elde etmemiştir.

    Jeffrey Bada tarafından "Scripps Institution of Oceanography", La Jolla, Kaliforniya'da, daha yakın zamanlarda yapılan deneyler Miller'in deneylerine benzer. Ne var ki, Bada'nın gösterdiği üzere, şimdiki modellerde oluşturulan ilk dönem dünya koşullarında karbon dioksit ve nitrojen (N2) nitritleri oluşturmakta, bunlar da amino asitleri oluşur oluşmaz bozmaktadır. Bu durumda, ilk dönem dünyasında nitritlerin etkisini nötralize edecek önemli miktarlarda demir ve karbonat mineralleri olmalıydı. Bada, Miller'in benzeri deneyini demir ve karbonat mineralleri ekleyerek yinelediğinde sonuç ürünleri zengin amino asitler içeriyordu. Bu deneyin çıkarımına göre, karbon dioksit ve nitrojen içeren bir atmosferi olan bir dünyada bile önemli miktarda amino asit kökeni oluşmuş olabilirdi.[12]

    2006'da başka bir deneyde ilk dönem dünyasının organik bir sis tabakasıyla örtülü olabileceğini göstermiştir.[13] İlk dönem dünyasında geniş bir alanı kaplayan metan ve karbon dioksit konsantrasyonları üzerinde organik sis tabakası oluştuğu düşünülmektedir. Bu oluşumdan sonra, organik moleküller bütün dünyanın yüzeyine inerek yerkürenin her yerinde yaşamı başlatmış olmalıdır.[14]
    Deneyin Kimyası [değiştir]

    Tepkime karışımında ilk adımda hidrojen siyanürün (HCN), formaldehid[15][16] ve aktif ara bileşimlerin (asetilen, siyanoasetilen, vb.) oluştuğu bilinmektedir:

    CO2 → CO + [O] (atomik oksijen)
    CH4 + 2[O] → CH2O + H2O
    CO + NH3 → HCN + H2O
    CH4 + NH3 → HCN + 3H2 (BMA prosesi)

    Bu bileşimler daha sonra amino asit oluşumlarıyla ve diğer biyomoleküllerle tepkimeye girerler (Stecker sentezi).

    CH2O + HCN + NH3 → NH2-CH2-CN + H2O
    NH2-CH2-CN + 2H2O → NH3 + NH2-CH2-COOH (glisin)

    Erken Dönemde Dünyanın Atmosferi [değiştir]

    Bazı kanıtların ışığında, dünyanın ilk atmosferinde varolan indirgen moleküllerin miktarı Miller-Urey Deneyi'nin yapıldığı zaman sanıldığından daha az olduğu düşünülmektedir. 4 milyar yıl önce, atmosfere karbon dioksit, nitrojen, hidrojen sülfit (H2S) ve Kükürt dioksit (SO2) salınımı yapan çok büyük volkanik patlamaların olduğunu destekleyen birçok kanıt vardır. Bu gazları Miller-Urey'in ilk deneylerindeki gazlarla beraber kullanan deneylerde çok daha farklı sonuçlar elde edilmiştir. Bu deney rasemik (hem L hem de D enantiyomerleri olan) bir karışım yaratarak "laboratuvarda her iki versiyonun da çıkmasının olası" olduğunu göstermiştir.[17] Buna rağmen, doğada L amino asitleri daha baskındır. Sonraki deneyler orantısız miktarlarda L ve D yönelimli enantiyomerlerin olasılığını onamıştır.[18]

    İlk başlarda ilkel ikincil atmosferin çoğunlukla amonyak ve metan içerdıği düşünülürdü. Ne var ki, atmosferdeki karbonun çok büyük bir kısmı, belki biraz karbon monoksitle birlikte karbon dioksit CO2 ve çoğunlukla nitrojen N2 idi. Uygulamada, CO, CO2, N2, vb. içeren gaz karışımları, aralarında O2 olmaması koşuluyla, CH4 ve NH3 gaz karışımlarıyla aynı ürünleri ortaya çıkarırlar. Hidrojen atomları çoğunlukla su buharından gelir. Aslında, aromatik amino asitleri ilkel dünya koşullarında üretmek için hidrojence zengin olmayan gaz karışımlarını kullanmak gerekir. Doğal amino asitler, hidroksiasitler, pürinler, pirimidinler ve şekerlerin çoğu Miller deneylerinin değişik örneklerinde elde edilmiştir.[19]

    Yakın tarihli sonuçlar bu çıkarımları sorgulamaktadır. Waterloo Üniversitesi ve Kolorado Üniversitesi 2005 yılında yaptıkları benzetim modelleriyle, dünyanın ilk atmosferinin en fazla yüzde 40 hidrojen içerdiğine, yani prebiyotik organik moleküllerin oluşumuna çok daha uygun bir çevre oluşturduğuna dikkati çektiler. Atmosferin üst katmanlarının sıcaklığı konusundaki tahminler yeniden gözden geçirildiğinde, dünyanın atmosferinden uzaya dağılan hidrojenin miktarının daha önce düşünnülenin sadece yüzde bir olduğu sonucuna varıldı.[20] Yazarlardan Owen Toon'un belirttiği gibi: "Bu yeni senaryoda ilk dönem atmosferinde organik maddeler verimli olarak üretilebilmektedir, bu da bizi organik maddelerce zengin okyanus çorbası kavramına yeniden götürür... Sanıyorum ki, Miller ve diğerlerinin deneylerini yeniden geçerli kılar." İlk dünya hakkında, kondirit model kullanarak yapılan açığa gaz çıkışı hesaplamaları, Waterloo/Kolorado sonuçlarını bütünleyerek Miller-Urey deneyinin yeniden önemle ele alınmasını sağlar.[21]

    Bunlara rağmen, bu karışıma gaz halindeki oksijen eklenirse hiçbir organik molekül oluşmaz. Miller-Urey hipotezinin karşıtları, yakın zamanda yapılan araştırmada, suda eriyik durumdaki oksijenle taşınmış olan 3.7 Ga[2] yaşındaki uranyum kalıntılarının bulunmasını fırsat bilmişlerdir.[22] Bu karşıt görüşlüler, Miller-Urey benzeri bir senaryodaki gibi prebiyotik moleküllerin oluşumunun, oksijenin varlığı ile geçersiz olduğunu, abiyogenez hipotezinin geçersiz olduğunu öne sürmüşlerdir. Ama, makalenin yazarları oksijenin varlığının açık olarak fotosentez yapan organizmaların varlığını kanıtladığını söyleyerek 3.7 Ga zaman önce (ilk tahminlerden yaklaşık 200 Ma zaman önce[23]), Miller-Urey tepkimelerinin ve abiyogenezin olduğu zaman dilimini daha geriye çekerek geçesiz kılmayacağını söylerler. Buna rağmen, her ne kadar üzerinde tartışılsa da, atmosferdeki oksijenin çok az (%0.1'den az) bir miktarı, dünyadaki en eski kaya oluşumları kadar eskidir. Yazarlar daha önce düşünülenden erken dönemde oksijence zengin atmosferin varlığını yadsımamakta, "... Aslında çoğu kanıtın söylediği gibi, oksijenli fotosentez oksijensiz atmosferin varlığının kanıtlandığı dönemlerde vardı." demektedirler.[22]

    Güneş Sisteminin başka kısımlarında, çoğu zaman şimşeğin yerini alan ultraviyole ışığı kimyasal reaksiyon için itici güç olarak kullanan, Miller-Urey deneyine benzer koşullar bulunmaktadır. 1969'da Murchison, Victoria, Avustralya yakınlarına düşen Murchison meteoritinde, 19'u dünyadaki yaşamda varolan, 90'ın üzerinde farklı amino asit bulunmuştu. Kuyruklu yıldızlar ve diğer güneş sisteminin dışından gelen buzlu cisimlerin kendi dış yüzeylerini koyulaştıran, bu tür kimyasal süreçlerle oluşmuş, büyük miktarlarda karmaşık karbon bileşimleri (örneğin tolinler) barındırdığı düşünülmektedir.[24] İlk dönem dünyası, karmaşık organik moleküller, su ve diğer kolay buharlaşabilen maddelerle dolu kuyruklu yıldızlarla bombardıman edilmekteydi.
    Yakın zamanda yapılan ilişkili çalışmalar [değiştir]

    Geçtiğimiz yıllarda, hala varolan türlerin son evrensel ata[3] sı olduğu varsayılan, bir çok birbirinden çok farklı türün organizmasında ortak olan "eski" genlerin "eski" bölgelerindeki amino asit dizgelerinde çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda, o bölgelerde ortaya çıkan ürünlerin Miller-Urey deneylerinde üreyen amino asitlerce zengin olduğunu ortaya koymuştur. Bu duruma göre orijinal genetik kodun temeli şimdikine değil, sadece prebiyotik doğada bulunabilen, daha az sayıdaki amino asitlere dayalıdır.[25]

    2008'de, bir grup bilim adamı Miller'in 1950'lerin başında yaptığı deneyinden arta kalan deney kaplarını inceledi. Klasik deneyin yanı sıra Miller, Charles Darwin'in "ılık küçük gölet"ini çağrıştıran, aralanda volkanik patlamaların bir benzeri olan, daha bir çok deney yapmıştı. Bu deneyde boşalan elektrik akımının üzerine basınçlı buhar püskürten bir hortum ucu vardı. Yüksek performanslı sıvı kromatografi [4] ve kütle spektrometrisi kullanarak Miller'in bulduğundan daha fazla organik molekül buldular. En ilginci, volkan benzeri deneyin en fazla organik molekülü, 22 amino asit, 5 amin ve elektriklenmiş buharın ürettiği hidroksil radikallerce üretilmiş oloduğu sanılan birçok hidroksilatlı molekülü ürettiğini görürler. Bilim adamları bu nedenle volkanik adaların organik moleküllerce zengin olduğunü öne sürerek, karbonil sülfitin varlığının bu moleküllerin peptidleri oluşturmasına yardımcı olduğunu belirttiler.[6][26]



    Yazarlar daha önce düşünülenden erken dönemde oksijence zengin atmosferin varlığını yadsımamakta, ".
    Bunu yazmış aferin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ar_tryk -- 5 Haziran 2011; 0:08:30 >




  • quote:

    Miller-Urey Deneyi[1] (Urey-Miller Deneyi[2] de denir) kimyasal evrimin oluşumunu denemek üzere, dünyanın ilk zamanlarında varolduğu öngörülen koşulların benzetim yöntemiyle oluşturulduğu bir deneydi.

    Bu durumda, ilk dönem dünyasında nitritlerin etkisini nötralize edecek önemli miktarlarda demir ve karbonat mineralleri olmalıydı.2006'da başka bir deneyde ilk dönem dünyasının organik bir sis tabakasıyla örtülü olabileceğini göstermiştir

    İlk dönem dünyasında geniş bir alanı kaplayan metan ve karbon dioksit konsantrasyonları üzerinde organik sis tabakası oluştuğu düşünülmektedir.
    Bazı kanıtların ışığında, dünyanın ilk atmosferinde varolan indirgen moleküllerin miktarı Miller-Urey Deneyi'nin yapıldığı zaman sanıldığından daha az olduğu düşünülmektedir.
    İlk başlarda ilkel ikincil atmosferin çoğunlukla amonyak ve metan içerdıği düşünülürdüYazarlardan Owen Toon'un belirttiği gibi: "Bu yeni senaryoda ilk dönem atmosferinde organik maddeler verimli olarak üretilebilmektedir,



    Bakın en iddialı cümlelere. Tek bir tahlil lab çalışması yok. İddia edilmişş mişş, keh keh

    Düşünülmüş müş de müş,

    Olabilecekmiş, senaryoymuş.

    Bırakın şu zırvaları. Bilimsel tek tahlil yok.

    Bir HY amcaya bakalım birazdan. Az sonra




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zaman Ötesi


    quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk


    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    Forumda HY ile ilgili olarak olumsuz yazılanlar a'dan z'ye kadar haklıdırlar, hatta az bile derler hakkında ve çokta naziktirler!
    Az çok bilim insanı kişiliğinden anlıyan birisi yazdıkları defalarca yanlış olarak ispatlanan, düz çevirdiklerinde bile defalarca yanlış ve hilekarca saptırmalar bulunan bu kişiyi ( ve ondan yapılan alıntılarıda ) ciddiye alamaz. Bilimle uzak-yakın ilişkisi yoktur.
    Yarattığı İnternet kirliliğinin kurbanları olabilir, buna birşey diyemem, ama kimsede sürekli ve ısrarla bu adamın yazdıklarını ciddiye almamı beklemesin!
    Nihayet HY koyan sonucuna da katlanır diyeyim!

    Ya Hy haklı çıkarsa bu konuda


    o zaman kedi canımızı bizim ...

    çıkıp inançsızlığın yaygınlaştığı papalığın bile eteklerinin tutuştuğu avrupada kitlesel şekilde dinimiz yayılıyor derken haklı çıkması pek olası görünmüyor
    yanlış yazılar içinde bol bol yalan söyleyerek bilim insanı olduğunu söylerken hele hiç olası görünmüyor

    Bak üstte yazdım. Dünyanın eski atmosfer yapısı ile ilgili tek lab çalışması yok. Hep faraziye. Ya HY de bilimsel elle tutulur bilgi çıkarsa, nolacak.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: carl johnson

    kimin ne olduğu iyice karıştı aslında ben keskin olarak bu olur veya olmaz diyen insanlar bekliyordum ama artık entel olma sevdasıylamıdır bilmem çok konuşup boş konuşuldu
    onun için bir kaç arkadaş dışında deneye nasıl bakıyorsunuz genel düşünceniz ne kestiremedim



    Bahisler ne yönde?



    Sorulan sorulara inatla o şartlar değil deniliyor lakin şartlarin ne olduğunu belirtmek konusunda gram çaba sarf edilmiyor. Arsanikte yaşan bakteri hem bilimadamlarina , bilimadamlarindan çokta yaratılışçılara ders olmuştur , kimyasal evrimin hatta canliliğin belli kaliplara sikistirilabilecek dar kaliplari belkide yok.


    Bu arada konuya sizden bir yanit gelmeyecek ben bir link atayim , sonra konudan uzaklaşiyim.
    http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bilgipaket/jeolojik/KambrOncesi/index.htm




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    quote:

    Orijinalden alıntı: ilkerinanç
    1953 yılında yapılan deney günümüz şartlarında neden daha kapsamlı tekrar edilmiyor veya şimdiye kadar edilmedi? aya araç gönderdik dediler 1969 teknolojisiyle aya giden adamın bugun orda koloni kurması lazım ama kuramadılar niyeyse artık...


    Nerde Evrim dense damlıyorsun ilkerinanç, galiba 3 harflilerle büyük bir samimiyetiniz var. Ve yine okumamışsınız yazılanı, deney ve benzerleri defalarca tekrar edilmiş. Sizin dediğiniz gibi hiç kimse tekrar etmediyse arkadaşlar tekrar edeceklermiş gördüğünüz gibi!

    evrim denmemiş burda miller urey deneyi denmiş de ben sadece deneyin tekrarlanmasından bahsetmiyorum geliştirilmesinden bahsediyorum.yani tekrarlarsın geliştirirsin aminoasit elde edeceğine ne bileyim bakteri alg falan elde edersin.3 harfliler kısmını da anlamadım neomice konuştun gene çünkü.gugıla söyleyelim bide sizin transleytten şettirsinler...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: KAFKas74

    Bir deneye kesin olur ya da olmaz diye yaklaşamazsınız, olmamışsa başka deneylere kapı açılır, zaten bu deney çok önce başarılmış ama hipotez yok!
    Sonu Tanrı sorunsalına giden tüm deneyler sıkıntılıdır, hipoteze ulaşmak büyük risk demek, sadece İslamiyet değil diğer dinler de muhafazakar ve saldırgan olacaktır, zavallı Darwin'in sızlamadık kemiği kalmadı!

    Dünya dönüyor...

    ben deney için demedim deneyi yapabilmemiz açısından söyledim


    @ar_tryk
    içinde lab çalışması bilimsel çalışma yok dediğin yazı wikipediadan alıntı deneyin makalesini bulup yayınlasaydım kimse anlamayacaktı onun için daha derli toplu ve anlaşılır olsun diye wikiden aldım

    ayrıca atmosferle ilgili araştırma yok dedin tabiki olmayacak o başka bilim adamlarının işi Miller daha önceki görüşleri çalışmaları değelendirdiğine eminim.
    sen bir doktordan kanserle ilgili çalışma yaparken önce MR cihazını geliştirmesini bekleyemezsin.

    @carmanja
    biz canlı oluşuyor demiyoruz ve ilkel çorbada sadece aa oluşmadığınıda biliyoruz aalar oluştutan sonra bir araya gelmeleri çok zor olmasa gerek
    paylaştığınız video hücrelerimizin bugün nasıl protein sentezlediğini gösteriyor, biz ilk ortaya çıkışlarını merak ediyoruz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Jamie Hyneman -- 5 Haziran 2011; 2:19:34 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kazuya58

    @lehrer35
    Mesaj sayısı en az olan ama burdaki en eski üyelerden birisiyim,hergün 4 5 saat foruma baglı kalırım ,özellikle son 3 yıldır yazılan her satırı okumuşumdur
    arada kafama esmedigi sürece cevap yazmamaya özen gösteriyorum çünkü yazdıgım bu dahil herhangi bir mesajın yerine gitme ihtimali yok(veya x kişisinin mesajı)

    Tüm izlenimimden dogan sonuç yukarıda yazdıgımdır,İnsanları sadece üye adıyla degerlendiriyorsunuz,hiçbirinizin zerre miktar bu mesaj ne demeye calışmış diye degerlendirdiginize inanmıyorum
    Mesela yukarıda dalga geçtiginiz HY örnegi var
    Bu adamı pek sevmem kendime kılavuzda edinmem evrim konularında vs örnekte göstermem ama birkaç konuda dogru gözemleri oldugunu biliyorum
    ama birisi H dedigi zaman daha Y yi duymadan hadi ordan git başka birşey bul diyorsunuz direk "üyeyi linçetme" girişiminde bulunuyorsunuz

    Bunu tek siz yapıyorsunuzda demiyorum,elbette benim dahil oldugum cevredede yapanlar var(bende yapıyorum bazen) ama objektif olanların oldugunuda gördüm ve azımsanmayacak kadar çoklar ama sizin bulundugunuz caimada tek bir örnegine dahi raslamadım

    Özellikle şu konuya deginmek istiyorum "pilanlı/orgaize" demenize
    Bizlerde sizlerin öyle oldugunu düşünüyoruz,hatta özür dileyerek şunu ekleyeyim sizlerin para karşılıgı çeşitli forumlara aynı tip ergumanları pazarladıgınızı dahi düşünmemize sebep verecek şekilde çalışıyorsunuz

    Eskilerde gece 3-5 gibi yönetici gittigi vakit hemen bir kuranı karalama ateizm propagandası başlıgı açılır 8-10 üye tarafından peşpeşe destek mesajları atılır kendi aralarında "haklısın ben hiç bunu düşünenemiştim" denmeye çalışılırdı
    taki sabah konu silinene dek
    /1 kişi bile düşürsek kardır monu aktif

    konu dagılmasın fazla,soru sormak şeklinde degilde sadece yorumlarınızı yazarsanız memnun olurum
    --
    Konuya hitaben;

    Üniversitede karı kız kovalamak yerine bilimsel bir projeye imza atmak takdire deger,ankarada olsam kesin gelirdim

    Öbür taraftan bu deneyin sonucunda "1-1 dönemin atmosfer şartlarını oluşturmadan yapılmış olsa dahi" aa üretildigi bir gerçek(lehrer35 söyledigin şey) ama bu üretimin canlılıgın ortaya çıkması için yeterli bir gerekçe oldugunu düşünmüyorum
    bilindik bir örnek vereyim(yapay şartlarada uygun)
    Hazır olarak yanyana getirip mikserin içine karıştırılan toprak ve suyun karıştırılıp bir kalıba dökülerek elektirikle pişirilmesi ile tugla elde etmek
    bu tuglaların dogru şekilde yanyana gelip dolmabahçe sarayını inşa ettigi anlamına gelmez

    deneyin devamıda tıkanıp her kapıyı açtıgı idda edilen "milyonlarca yıl" sihirli sözcügü ile devam eder zaten


    Orada da canlı oluşma ihtimali var. Yapmadan duramayacaktım bu espriyi kusruma bakma.

    Bu arada yok kim ilk siyaset karıştırdı falan meselesi geçmiş. Evet üstüme alınarak şunu diyorum. Siyasetten bahsetmek forumda yasak değil, siyaset konusmak (ki karşılıklı olan bişeydir bu, forumda konusma karşılığı yazılan mesajlar kabul edersek. ) yasak. Benim amacım, ülkemizde işine gelen bilimin kabul edilmesi, işine gelmeyen bilimin ekarte edilmesiydi. Başta tubitak, ve bir çok universite siyasetin içine çoktan çekilmiş durumda, ben bundan bahsetmesem ne olur bahsetsem ne olur?

    Daha fazla bu konunda yazmak istemiyorum söylencek çok şey var ama konuyu açan arkadaşa ayıp olcak.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Réplika -- 5 Haziran 2011; 2:14:52 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: carl johnson

    @carmanja
    biz canlı oluşuyor demiyoruz ve ilkel çorbada sadece aa oluşmadığınıda biliyoruz aalar oluştutan sonra bir araya gelmeleri çok zor olmasa gerek



    Nasıl oluyorda hala aalerin bir araya gelmeleri çok zor değil diyebiliyorsunuz, anlamak mümkün değil.


    quote:

    Orijinalden alıntı: carl johnson
    paylaştığınız video hücrelerimizin bugün nasıl protein sentezlediğini gösteriyor, biz ilk ortaya çıkışlarını merak ediyoruz



    İlk ortaya, aynı bugünkü hali ile bir anda çıkmıştır. Herhangi bir değişiklik yoktur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Carmanja -- 5 Haziran 2011; 10:08:35 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ilkerinanç


    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    quote:

    Orijinalden alıntı: ilkerinanç
    1953 yılında yapılan deney günümüz şartlarında neden daha kapsamlı tekrar edilmiyor veya şimdiye kadar edilmedi? aya araç gönderdik dediler 1969 teknolojisiyle aya giden adamın bugun orda koloni kurması lazım ama kuramadılar niyeyse artık...


    Nerde Evrim dense damlıyorsun ilkerinanç, galiba 3 harflilerle büyük bir samimiyetiniz var. Ve yine okumamışsınız yazılanı, deney ve benzerleri defalarca tekrar edilmiş. Sizin dediğiniz gibi hiç kimse tekrar etmediyse arkadaşlar tekrar edeceklermiş gördüğünüz gibi!

    evrim denmemiş burda miller urey deneyi denmiş de ben sadece deneyin tekrarlanmasından bahsetmiyorum geliştirilmesinden bahsediyorum.yani tekrarlarsın geliştirirsin aminoasit elde edeceğine ne bileyim bakteri alg falan elde edersin.3 harfliler kısmını da anlamadım neomice konuştun gene çünkü.gugıla söyleyelim bide sizin transleytten şettirsinler...


    hiç bir yerde hiç bir şekilde 10 dakika içinde inorganik maddeden elektriği kimyasalı dayayınca alg bakteri üremez

    amaç sadece organik bileşik elde etmek
    daha fazlasının yapılması için gerekli teknoloji yok şu anda
    belki ilerde çok daha fazlası yapılacak

    ancak şu an için önemli olan nokta şu

    inorganik maddelerden herhangi bir organik madde yardımı olmadan organik maddenin oluşturulabilmesi




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Carmanja
    quote:

    Orijinalden alıntı: carl johnson
    @carmanja

    quote:

    Orijinalden alıntı: carl johnson

    İlk ortaya, aynı bugünkü hali ile bir anda çıkmıştır. Herhangi bir değişiklik yoktur.


    Baklayı ağzından çıkarmış nihayet!
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zaman Ötesi


    quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk


    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    Forumda HY ile ilgili olarak olumsuz yazılanlar a'dan z'ye kadar haklıdırlar, hatta az bile derler hakkında ve çokta naziktirler!
    Az çok bilim insanı kişiliğinden anlıyan birisi yazdıkları defalarca yanlış olarak ispatlanan, düz çevirdiklerinde bile defalarca yanlış ve hilekarca saptırmalar bulunan bu kişiyi ( ve ondan yapılan alıntılarıda ) ciddiye alamaz. Bilimle uzak-yakın ilişkisi yoktur.
    Yarattığı İnternet kirliliğinin kurbanları olabilir, buna birşey diyemem, ama kimsede sürekli ve ısrarla bu adamın yazdıklarını ciddiye almamı beklemesin!
    Nihayet HY koyan sonucuna da katlanır diyeyim!

    Ya Hy haklı çıkarsa bu konuda


    o zaman kedi canımızı bizim ...





  • Miller-Urey deneyi iki açıdan çok önemlidir;
    1) Tarihi önemi olarak doğal proseslerle canlı olmayan maddelerden biyolojik olarak önemli moleküllerin –amino asitlerin, nükleik asitlerin, şekerlerin, lipidlerin vs. – oluşabileceklerini gösteren ilk deneydir, canlılığın yapıtaşları cansızlıktan elde edilmiştir.
    2) Miller-Urey deneyinde kullanılan prosesler daha sonra çok sayıda yapılan tüm dünyanın ilk dönem atmosferinde ( farklı atmosfer bileşimleri altında da ) kullanılabilen bir model oluşturmakta, ve bu deneylerde önemli veya daha az önemli yer bulmaktadırlar.
    Bu ilk deneyde, o dönemki yaygın ve kabul gören görüşlere uygun olarak güçlü şekilde indirgeyici bir atmosfer kullanıldı.( HY’nin başka görüşler olduğu halde indirgeyici atmosferi bilinçli olarak tercih etti iddiası yalancılık ve sahtekarlıktır, Miller doğal olarak o dönemde doğru olduğu düşünülen koşulları seçti deneyinde kullanmak üzere )... Şu andaki Bilimsel görüş o ilk andaki güçlü indirgeyici atmosfer yerine orta derece indirgeyici veya zayıf indirgeyici veya en kötüsü nötral bir atmosfer olduğu şeklindedir. Ama bunlarda çok önemli değildirler çünkü hayat yeryüzünde başlamadan önce ve sonrada dünyada serbest oksijen bulunmadığı doğrultusunda çok sayıda yeterli kanıt vardır.
    Hayatın başlangıcı için Miller-Urey deneyi ve kullandığı prosesler haricinde çok sayıda farklı model vardır ve hepsinde de yapıtaşları ( yani yukardaki temel moleküller ) deneysel olarak elde edilebilir, ( denizaltı volkanik bacaları, denizlerde erimiş kimyasal maddeler, kayalarda erimiş mineraller, göktaşları vs. )… Bunlar hakkında girişkonuya giriş yazısında da bilgi verilmiş zaten.
    Tam olarak hayatın nasıl başladığını bilemiyebiliriz şimdilik, veya hayat başladıktan sonra nasıl gelişip farklılaştığını ama “nasıl başlamış olduğunun koşulları “ hakkında epey bilgimiz var ve bu sayede zamanla bu iki soruya da cevap bulabilme şansımız geçmişe göre çok daha fazla.
    Bu deney defalarca dünyanın ilk atmosfer oluşumunun gerçekleştiği farklı atmosfer bileşimlerinde tekrarlanmış her defasında da benzer organik bileşimler elde edilmiştir.
    Deney konusunda ülkemiz açısından çok kötü ve karamsarlığa yol açan şey olan şey, gelişmiş batı ülkelerinde Liselerde yapılan deneyin ülkemizin ancak seçkin üniversitesinde yapılabiliyor olmasıdır. Replica’nın söylediklerine de katılıyorum, kaba sabalık ve ilkellik karşısında Üniversiteler özellikle hızla düşme eğilimindedirler.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    Miller-Urey deneyi iki açıdan çok önemlidir;
    Miller doğal olarak o dönemde doğru olduğu düşünülen koşulları seçti deneyinde kullanmak üzere

    Düşünülen diyor yazında. Bilimsel bir kanıt ise yoktu. Aminoasit madem bu şartlarda elde ediliyordu demek ki Dünyanın geçmişte atmosferi böyle olmalıydı diye düşünüldü.Lab destekli kanıt ise yok.


    Mıller deneyini açıklayınca bilim adamları tarafından eski kayaçlar tahlil edildi. Oksijen oldugu ise lab sonuçlarına göreydi. Mıller önce inanmak istemedi. Ama sonradan acı gerçegi kabul etmek zorunda kaldı. Bkn. HY.




  • inanmamak için ne kadar da kasıyorsunuz ya.
  • Kaplan canını Neommy diyecem daha da inad ederse
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Carmanja



    quote:

    Orijinalden alıntı: carl johnson
    paylaştığınız video hücrelerimizin bugün nasıl protein sentezlediğini gösteriyor, biz ilk ortaya çıkışlarını merak ediyoruz



    İlk ortaya, aynı bugünkü hali ile bir anda çıkmıştır. Herhangi bir değişiklik yoktur.


    sonunda sadede gelmişsin tebrikler, öncelikle ilk atmosfer böyleydi veya değildi bilim adamları artık organik bileşikler hatta küçük eklentiler ile yeni hücreler yapıyor. yakın zamanda da sıfırdan hücre veya canlı yapılacağı konusunda şüphem yok.
    şimdi sizin benim teorime olmaz bu dediğiniz gibi bende sizinkine olmaz diyorum.
    buna karşılığı bir gün deneyle cevap verebilirseniz hemen namaza başlarım.
    mesela duruyoruz deney tüpü hazırladık birden bire içinde organik moleküllere rastlamamız gerek veya su ile toprağı bir araya getirip bekleyelim bakalım insan oluşuyormu (allah varsa beni kazanması için önemli bir fırsat)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk


    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    Miller-Urey deneyi iki açıdan çok önemlidir;
    Miller doğal olarak o dönemde doğru olduğu düşünülen koşulları seçti deneyinde kullanmak üzere

    Düşünülen diyor yazında. Bilimsel bir kanıt ise yoktu. Aminoasit madem bu şartlarda elde ediliyordu demek ki Dünyanın geçmişte atmosferi böyle olmalıydı diye düşünüldü.Lab destekli kanıt ise yok.


    Mıller deneyini açıklayınca bilim adamları tarafından eski kayaçlar tahlil edildi. Oksijen oldugu ise lab sonuçlarına göreydi. Mıller önce inanmak istemedi. Ama sonradan acı gerçegi kabul etmek zorunda kaldı. Bkn. HY.

    oksijen olmadığı kesin onu geçelim çünkü oksijen için kaynağa ihtiyaç var vr hiç bir volkan yada kayaç oksijen çıkarmaz
    söyleyeceğim tek şey atmosferin öyle olmadığını nasıl biliyorsunuz?
    ya öyleyse




  • " çünkü hayat yeryüzünde başlamadan önce ve sonrada dünyada serbest oksijen bulunmadığı doğrultusunda çok sayıda yeterli kanıt vardır "
    Yalnızca anlayan okusun ve anlasın!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neommy -- 5 Haziran 2011; 18:01:45 >
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.