Şimdi Ara

Miller-Urey Deneyi'ni Tekrarlıyoruz! (canlılığın ortaya çıkışı) (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
176
Cevap
1
Favori
6.108
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • " Canlılığın oluşması için, üreme yeteneği kazanabilmesi için, yukarıda anlattığım organeller, reaksiyonlar ve mahal tam da o anda hazır olmalı mıdır?
    Anlatılanlardan bir tanesi bile eksik olursa canlılık kazanılabilir mi? "

    Bilmeyene masallar! Sıkıldım ve her defasında araya birşey bir büyü sokuşturulmaya çalışılması gerçekten bıktırıcı! Çek şu büyünü mikroskop altına bir bakalım dersek onu da yapamazlar zaten!
    Söylenenler ancak tam bir hücreye bakıp geriye giderken ciddiye alınabilir gibi gözükürler bilmeyene. Oysa bazı virüs türlerinin DNA zincirleri tahrip olsa bile yaşamlarını sürdürdükleri bilinir. ( nasıl sürdürdükleri de benim büyüm olsun, arayıp bulsunlar belki araya bir büyü daha sıkıştırırlar!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    İlkerinanç hiç olmazsa açık ve aleni yapıyor yaptığını. Birde hiç anlamadığı bir şeyi ( sordukları sorulardan veya arasıra bilimsel kaliteside olabilen alıntılarından değil bunları birleştirmeye çalıştıkları "kendi kurmak zorunda kaldıkları " cümlelerinden rahatlıkla ayırdedebilirseniz bunları şayet konuya tamamen yabancı değilseniz ) anlıyor gibi gözüküp konuyu ciddiye alıp okumaya gelenleri aldatmaya yönelik şekilde boş dünya görüşlerini satır aralarına sıkıştırarak konuda yer işgal edip kalabalık edenler var. KB'de daha doğru dürüst bir Bilimsel denetim yapılabilse ve şu milli Evrim soytarımızın her şeyi yasaklansa herkes çok daha mutlu olacak bence.



    yasakçı zihniyet

    vay vay vay siz kimi eleştiriyordunuz bu yasaklar hakkında hiç utanamdan bir de "yasaklansa" diyebiliyorsunuz

    içler acısı...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ahm3tt
    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy
    İlkerinanç hiç olmazsa açık ve aleni yapıyor yaptığını. Birde hiç anlamadığı bir şeyi ( sordukları sorulardan veya arasıra bilimsel kaliteside olabilen alıntılarından değil bunları birleştirmeye çalıştıkları "kendi kurmak zorunda kaldıkları " cümlelerinden rahatlıkla ayırdedebilirseniz bunları şayet konuya tamamen yabancı değilseniz ) anlıyor gibi gözüküp konuyu ciddiye alıp okumaya gelenleri aldatmaya yönelik şekilde boş dünya görüşlerini satır aralarına sıkıştırarak konuda yer işgal edip kalabalık edenler var. KB'de daha doğru dürüst bir Bilimsel denetim yapılabilse ve şu milli Evrim soytarımızın her şeyi yasaklansa herkes çok daha mutlu olacak bence.

    yasakçı zihniyet
    vay vay vay siz kimi eleştiriyordunuz bu yasaklar hakkında hiç utanamdan bir de "yasaklansa" diyebiliyorsunuz
    içler acısı...


    Patagonyalı, adı dünyada kendi köyü dahil hiç duyulmamış filozof Ahmet'in veya Mehmet'in KB de adam yerine koyulmasını yasaklamanın " yasakçı zihniyet " le ilişkisi yoktur, KB'i geliştirmekle ilgisi vardır Ahm3tt!
    Bu arada fazla alıngan olmayın canımm!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neommy
    quote:

    Orijinalden alıntı: Ahm3tt
    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy
    İlkerinanç hiç olmazsa açık ve aleni yapıyor yaptığını. Birde hiç anlamadığı bir şeyi ( sordukları sorulardan veya arasıra bilimsel kaliteside olabilen alıntılarından değil bunları birleştirmeye çalıştıkları "kendi kurmak zorunda kaldıkları " cümlelerinden rahatlıkla ayırdedebilirseniz bunları şayet konuya tamamen yabancı değilseniz ) anlıyor gibi gözüküp konuyu ciddiye alıp okumaya gelenleri aldatmaya yönelik şekilde boş dünya görüşlerini satır aralarına sıkıştırarak konuda yer işgal edip kalabalık edenler var. KB'de daha doğru dürüst bir Bilimsel denetim yapılabilse ve şu milli Evrim soytarımızın her şeyi yasaklansa herkes çok daha mutlu olacak bence.

    yasakçı zihniyet
    vay vay vay siz kimi eleştiriyordunuz bu yasaklar hakkında hiç utanamdan bir de "yasaklansa" diyebiliyorsunuz
    içler acısı...


    Patagonyalı, adı dünyada kendi köyü dahil hiç duyulmamış filozof Ahmet'in veya Mehmet'in KB de adam yerine koyulmasını yasaklamanın " yasakçı zihniyet " le ilişkisi yoktur, KB'i geliştirmekle ilgisi vardır Ahm3tt!
    Bu arada fazla alıngan olmayın canımm!

    Ben adam yerine konuluyorsam adam oldugumdan degil beni oyle gordukleri icindir
    Yada adam degilsem adam olmadifimdan degil oyle gorundugu icindir
    Sen bunu anlayamadin ama
    Derdin populistlik
    Yazik




  • • Stanley Miller, deneyinde metan (CH4), amonyak (NH3) ve su buharı (H2O) kullanmıştır. Oysaki, 1970’lerden sonra başta Philip Abelson olmak üzere jeologların yaptıkları araştırmalar, dünya atmosferinde hiç bir zaman metan ve amonyak gazlarının yer almadığını ortaya çıkarmıştır. Bu araştırmalarda, atmosferin, ilk oluşum dönemlerinde karbondioksit (CO2), azot (N2), hidrojen (H2) ve su buharından (H2O) oluştuğu kesinleşmiştir. Şu anda evrimci olsun olmasın tüm jeologlar ve biyokimyacılar, ilk atmosferin karbondioksit, azot, su buharı ve az miktarda hidrojenden oluştuğu konusunda fikir birliği içindedir. Bu hususta en küçük bir ihtilaf dahi bulunmamaktadır.

    Miller Deneyi, bu gazlarla tekrarlandığında ise hiç bir amino asit elde edilememiştir. Örneğin 1975 yılında Ferris ve Chen isimli iki biyokimyacı, karbondioksit, hidrojen, azot ve su buharından oluşan bir atmosfer ortamında Stanley Miller’ın deneyini tekrarlamışlar, bir tek molekül amino asit bile elde edememişlerdir.(1)




  • • Amino asitlerin oluştuğu öne sürülen dönemlerde, atmosferde amino asitlerin tümünü parçalayacak yoğunlukta oksijen bulunduğu kesinleşmiştir. 3.5 milyar yaşında okside olmuş demir ve uranyum katmanlarının varlığı, bundan 3.5 milyar yıl önce atmosferde oksijen bulunduğunu ve bunun miktarının mevcut tüm organik yapıları parçalayıp yokedebilecek düzeyde olduğunu göstermiştir.(2) Bu durum, oksijen dikkate alınmadan yapılmış olan Miller Deneyi’ni tamamen geçersiz kılmaktadır. Eğer Miller, deneyinde oksijen kullanmış olsaydı hem metan hem amonyak, hem de amino asitler tamamen parçalanacaktı.
  • National Geographic Dergisi’nin Mart 1998 sayısındaki “The Rise of Life on Earth” makalesi:
    Makalede, Miller Deneyi’nde kullanılan metan ve amonyak maddelerinin gerçekte ilkel atmosferde bulunmadığı, şöyle ifade edilmektedir:

    “Pekçok bilim adamının bugün, ilkel atmosferin Miller’in öne sürdüğünden farklı olduğuna dair kuşkuları vardır. Bilim adamları, ilkel atmosferin hidrojen, metan ve amonyak yerine karbondioksit ve azottan oluştuğunu düşünüyorlar. Bu ise kimyacılar için kötü bir haberdir. Çünkü karbondioksit ve azotu tepkimeye soktuklarında elde edilen organik bileşikler oldukça değersiz miktarlardadır. Bu, koca bir yüzme havuzuna atılan bir damla gıda renklendiricisiyle aynı yoğunluktadır. Bilim adamları bu derece seyrek çözeltideki bir çorbada hayatın ortaya çıkmasını hayal etmeyi bile güç buluyorlar.”
  • “Earth” dergisinin Şubat 1998 sayısındaki “Life’s Crucible” isimli makalede bir kere daha belgelenmiştir. Evrimci literatürün en popüler yayınlarından olan bu dergide şu ifadeler kullanılmıştır:

    “Bugün Miller’in senaryosu şüphelerle karşılanmaktadır. Bunun bir nedeni, jeologların şu an ilkel atmosferin başlıca karbondioksit ve azottan oluştuğunu kabul etmeleridir. Bu gazlar ise 1953’teki deneyde (Miller deneyi) kullanılanlardan çok daha az aktiftirler. Kaldı ki, Miller’in farzettiği atmosfer varolmuş olabilseydi bile, amino asitler gibi basit molekülleri çok daha karmaşık bileşiklere, proteinler gibi polimerlere dönüştürecek gerekli kimyasal değişimler nasıl oluşabilirdi ki? Miller’in kendisi bile, problemin bu noktasında ellerini hızla ileri uzatıp, ‘bu bir sorun’ diyerek şiddetle iç geçirmektedir. ‘Polimerleri nasıl yapacaksınız? Bu o kadar kolay değildir.” (s.34-36)
  • İlk atmosferde amonyak bulunmadığı ve dolayısıyla Miller’ın deneyinin geçersiz olduğu bizzat deneyi yapan Stanley Miller tarafından da kabul edilmiştir.


    Oysaki, Stanley Miller, 8-12 Eylül 1985 tarihleri arasında İsveç’in Stockholm şehrinde, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından düzenlenen “Molecular Evolution of Life” isimli Sempozyum’da sunduğu bildiride şu ifadeleri kullanmıştır:

    “Metan, azot ve yok denecek kadar az miktarlardaki amonyak ile su buharı karışımı ilkel dünya için daha gerçekçi bir atmosferdir. Amonyak okyanuslarda çözüneceğinden atmosferde çok miktarlarda bulunamazdı.”(4)

    Stanley Miller’ın “Current Status of the Prebiotic Synthesis of Small Molecules” başlığını taşıyan bu bildirisi, Sempozyum’daki tüm bildirilerin yayınlandığı “Molecular Evolution of Life” isimli kitapta tam metin olarak yayınlanmıştır. İşte Bilim ve Ütopya dergisi yazarının varolmadığını iddia ettiği kaynak, bu makaledir.

    Şüphesiz ki, Stanley Miller’ın “ilk atmosferdeki amonyak miktarı yok denecek kadar azdı” şeklindeki açıklaması Miller’ın metan-amonyak modelinden vazgeçtiğini göstermektedir. Çünkü Miller Deneyi çok yüksek miktarda amonyakla gerçekleştirilmiş olan bir deneydir. Amonyak olmadan yapılan deneylerde hiç bir amino asit elde edilemediğine göre(5) ortada Miller Deneyi diye bir bilgi kalmamaktadır.

    Stanley Miller, ilk atmosferde amonyak bulunmadığını sadece İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’ndeki sempozyumda değil, çeşitli bilim dergilerindeki makalelerinde de ifade etmiştir. Örneğin Science dergisinde yer alan bir makalesinde, ilk atmosferde amonyağın bulunmaması gerektiğini şöyle belirtmiştir:

    “Şimdiye kadar kabul ettiğimiz şartlarda, azotun kararlı olduğu bileşik amonyak olmasına rağmen, bu amonyak gazının büyük kısmı okyanuslarda amonyum iyonu ve amonyak karışımı olarak çözünecektir.”(6)

    Ayrıca Stanley Miller, kitaplarında ve makalelerinde, metan ve amonyak gazlarını seçişinin belli bilimsel bir sebebi olmadığını, bunun tamamen kişisel önyargıya dayalı bir tercih olduğunu ısrarla ve defalarca vurgulamıştır. Bunlardan ikisi şöyledir:

    “Jeolojik ve jeofizik kanıtlar ilkel dünyanın dışkabuğunda yer almış olan şartlar hakkında herhangi bir kesin yargıya varmamız hususunda yetersiz kalırlar. Özellikle ilkel atmosferin kompozisyonuna ilişkin yaklaşımlar tartışmalıdır. Bu nedenle, kendi önyargılarımız daha bir önem kazanır.” (7)

    “İlkel atmosferin içeriği hususunda herhangi bir görüş birliği yoktur. Şu belirtilmelidir ki 3.8 milyar yıldan daha yaşlı kayalar bilinmediğinden 4.6 milyar ile 3.8 milyar yıl önceleri arasındaki dünya şartları hakkında bir jeolojik kanıtımız mevcut değildir.”(8)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Carmanja

    quote:

    Orijinalden alıntı: carl johnson

    @carmanja
    biz canlı oluşuyor demiyoruz ve ilkel çorbada sadece aa oluşmadığınıda biliyoruz aalar oluştutan sonra bir araya gelmeleri çok zor olmasa gerek



    Nasıl oluyorda hala aalerin bir araya gelmeleri çok zor değil diyebiliyorsunuz, anlamak mümkün değil.


    quote:

    Orijinalden alıntı: carl johnson
    paylaştığınız video hücrelerimizin bugün nasıl protein sentezlediğini gösteriyor, biz ilk ortaya çıkışlarını merak ediyoruz



    İlk ortaya, aynı bugünkü hali ile bir anda çıkmıştır. Herhangi bir değişiklik yoktur.

    Tamam, artık biyoloji üzerine çalışmamıza gerek kalmadı. Sağolsun carmanja açıklayıverdi, fiziğe falan mı yönelseler bu biyologlar yol yakınken




  • Preston Cloud, Philip Abelson, D.E. Nicodem gibi jeofizik ve jeokimyacıların yaptıkları araştırmalar, Miller’ın deneyinde kullandığı metan ve amonyak gazlarının atmosferde hiç bir zaman varolmadığını ortaya koymuştur.

    Bu bilim adamları, atmosferi meydana getiren volkanik gazlar içinde metan ve amonyağın bulunmadığını, ayrıca kaya katmanlarında metan ve amonyağa dair hiç bir bulgunun mevcut olmadığını, dolayısıyla metan ve amonyak gazlarının ilk atmosferde bulunmadıklarını belirtmişlerdir. Buna ilişkin sayısız açıklamadan burada üçünü aktarıyoruz:
    “Metan ve amonyak gazlarını içeren ilkel bir atmosfer hipotezinin sağlam temellerden yoksun olduğu ortaya çıktı ve gerçekten de çürütüldü. Artık jeologlar başka bir alternatif görüş benimsediler: Hava ve okyanuslar volkanlardan çıkan gazlardan oluştular.(9)

    “Eğer ilkel atmosfer volkanik dağlardan çıkan gazlardan meydana gelmişse o zaman metan ve amonyak gazları o atmosferde çok az bulunuyordu. Çünkü halihazırdaki yanardağlar bu gazlardan hiç cıkarmazlar.(10)

    “Dünyanın atmosferinde metan büyük miktarlarda bulunmuş olsaydı, bunun için jeolojik kanıtlar bulunması gerekirdi. Laboratuvar deneyleri gösterdiler ki bu gazı içeren yoğun bir atmosferden kalması gerekenlerden biri de tortul killer tarafından korunmuş olan hidrofobik organik molekül oluşumlarıdır. Bunun yanında en eski kayaların anormal miktarlarda karbon ve organik maddeler içermeleri de gerekirken, böyle birşeyi göremeyiz.” (11)




  • Neommy nin daha fazla yüzü kızarmasın diye buraya alıntı yapmadım link verdim sadece. Ama hala anlamadı. Anladı ama anlamamazlığa vuruyor. Dünyanın ilkel atmosfer şartlarında aminoasit olmuyor. Bu kadar.

    Geriye kaldı uzaydan hayatın gelmesi. Bu da mümkün değil. Meteorla uzaydan gelecek canlı aşırı ısınmaya, yanmaya, çarpmanın etkisine dayanamaz. Yere çarpan meteor zaten epeyce gömülür yere.

    O zaman uzaylılar amonyaklı bir yerde oluşmuş evrimleşmiş ve Dünyaya gelip buranın oksijenli atmosferine uygun canlılar tasarlamış olmalılar. Kendilerine uygun değil burası.

    İşte şimdi bu tasarımcıları Dawkins nasıl açıklıyor tekrar bakalım.




    Bu uzaylı meselesini iddia eden başkalarıda var mı bakalım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ar_tryk -- 6 Haziran 2011; 22:14:47 >




  • quote:

    1975 yılında Ferris ve Chen isimli iki biyokimyacı, karbondioksit, hidrojen, azot ve su buharından oluşan bir atmosfer ortamında Stanley Miller’ın deneyini tekrarlamışlar, bir tek molekül amino asit bile elde edememişlerdir.


    Odtü bıraksın Mıller in tekrarını , bu deneyi gerçekleştirsin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35


    quote:

    Orijinalden alıntı: ilkerinanç

    hoop biraz ondan biraz bundan çevir kafanı bakma bu tarafa hah tamam bak oldu bitti maşallah.deney başarılı oldu...


    Seviye ortada. Hak ettiği yanıt verilince seviyenin düşmesinden şikayet ediliyor. Moderasyonun dikkatine!...



    bunun neyini üstüne alındınki sen şimdi?enteresan...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk


    Preston Cloud, Philip Abelson, D.E. Nicodem gibi jeofizik ve jeokimyacıların yaptıkları araştırmalar, Miller’ın deneyinde kullandığı metan ve amonyak gazlarının atmosferde hiç bir zaman varolmadığını ortaya koymuştur.

    Bu bilim adamları, atmosferi meydana getiren volkanik gazlar içinde metan ve amonyağın bulunmadığını, ayrıca kaya katmanlarında metan ve amonyağa dair hiç bir bulgunun mevcut olmadığını, dolayısıyla metan ve amonyak gazlarının ilk atmosferde bulunmadıklarını belirtmişlerdir. Buna ilişkin sayısız açıklamadan burada üçünü aktarıyoruz:
    “Metan ve amonyak gazlarını içeren ilkel bir atmosfer hipotezinin sağlam temellerden yoksun olduğu ortaya çıktı ve gerçekten de çürütüldü. Artık jeologlar başka bir alternatif görüş benimsediler: Hava ve okyanuslar volkanlardan çıkan gazlardan oluştular.(9)

    “Eğer ilkel atmosfer volkanik dağlardan çıkan gazlardan meydana gelmişse o zaman metan ve amonyak gazları o atmosferde çok az bulunuyordu. Çünkü halihazırdaki yanardağlar bu gazlardan hiç cıkarmazlar.(10)

    “Dünyanın atmosferinde metan büyük miktarlarda bulunmuş olsaydı, bunun için jeolojik kanıtlar bulunması gerekirdi. Laboratuvar deneyleri gösterdiler ki bu gazı içeren yoğun bir atmosferden kalması gerekenlerden biri de tortul killer tarafından korunmuş olan hidrofobik organik molekül oluşumlarıdır. Bunun yanında en eski kayaların anormal miktarlarda karbon ve organik maddeler içermeleri de gerekirken, böyle birşeyi göremeyiz.” (11)


    Pek anlamam bu işlerden ama bu konu ilgimi çekti

    Uranüs, hidrojen bakımından çok zengindir; ayrıca metan ve amonyak bulutları bulunur. Amonyağın büyük bölümü donmuş haldedir. Bulutsu atmosferin görünen dış tabakası, büyük bir hidrojen kütlesi ile seyreltik metandan oluşur; bu nedenle gezegen yeşil görünür.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lady Sylvanas Windrunner -- 6 Haziran 2011; 22:43:27 >




  • konuları raydan çıkarmak için peş peşe mesaj atma taktikleri nedeniyle konular okunamaz olmaya başladı.

    arkadaşlar, bir fikrim var;
    ruh var mı? gibi saçma sapan bir konu açalım.
    gerici zihniyet oraya hücum etsin.
    onlar, sağdan soldan alıntı yaparken zaman kazanılabilir.
    arada bir kızdırıcı mesaj filan atarız.

    böylece buradaki konudan bahsetmiş olursunuz.

    mesela bir tanesi ygs yi savunmak için her türlü cambazlığı yapmaya çalışıyor.
    isterseniz "ygs de sorun var" yazın da görün!
  • ar_tryk


    Eğer cevap almak için yapiyorsaniz tek bir alinti koyar cevap beklersiniz. Sizin bir alinti koymaniz iki saniyelik iş , ondan doğru ya da yanlışlari ayıklamaksa uzun bir çaba gerektiriyor , evrim konularinda başta zorlanirken şimdi doğru yanlislari aninda görebiliyorum , abiyogenezde de bu seviyeye gelmem ya da bu seviye insan olmasi lazim. Sadece biyoloji bilgisi gerekmiyor çok daha fazla bilgi lazim.

    KAMBRİYEN ÖNCESİ: Hadeyan, Arkeyan, Proterozoik

    "Kambriyen öncesi" yeryüzünün oluşumundan Kambriyene kadar geçen dört milyar yıllık zaman dilimidir. Yeryüzü tarihinin 7/8'lik bölümü, Kambriyen öncesinde geçer. Dünyanın yüzeyinin soğuyup, katılaşması, kıtasal levhaların, atmosferin ve okyanusların oluşması. Yaşamın jeobiyokimyasal süreçler sonucu ortaya çıkması, bakterilerin evrimi, atmosferin oksijence zenginleşmesi, ökaryotların evrimi ve ilk hayvanların ortaya çıkması hep Kambriyen öncesinde gerçekleşir. Ne var ki Kambriyen öncesine ait bilgileriniz son derece sınırlı ve tartışmalı. Son zamanlarda kabul gören sistemde, Kambriyen öncesi, Fanerozoik devirle denk iki devre ayrılır: Proterozoik ve Arkeyan. Ancak, dünyanın en eski kayaçlarının bulunduğu Arkeyanın başlangıç zamanı belirtilmez. Bunun nedeni, yeryüzünde Arkeyan öncesine ait hiçbir kayaç olmamasıdır. Yeryüzünde bilinen en eski kayaçlar 3.8 milyar yıl öncesine ait. Bu zamandan önceki kayaçlar jeolojik olaylar sırasında aşınarak ya da yeniden magmaya karışarak yok olmuş. Dünyanın 4,5 milyar yıl olarak biçilen yaşı, jeolojik etkinliğin olmadığı Ay'dan getirilen taşların ve yeryüzüne düşen meteorlar üzerinde yapılan çalışmalarla bulunmuştur. Bazı bilim adamları Dünyanın, Güneş sisteminin oluşumu sırasında, bir göksel cisim olarak belirmesinden Arkeyana kadar geçen zaman dilimi için Hadeyan ismini kullanır. Bu da, tıpkı yaşadığımız çağ olan Holosen gibi gerçek bir jeolojik devir olmasa da, dünya tarihinin bütünlüğünün sağlanması amacıyla kullanılır.


    Hadeyan
    ~4500 myö - 3600 myö arası


    Dünyanın göksel cisim olarak belirdiği zamandan, Arkeyana kadar geçen süre arasında kesin bir sınır yoktur. Hadeyanda ilkin atmosfer, ve okyanuslar oluştu. Bu zamanda oldukça bol olan meteorlar, yeryüzünü sürekli bombardıman ediyordu. Hadeyanın ilk dönemlerinde Mars boyutlarındaki bir gök cisminin Dünya ile çarpışmasıyla, Dünyadan kopan parçalar Ay'ı oluşturdu. Volkanik etkinlik oldukça yüksekti, ilkin kıtalar da bu zamanda oluştu.



    Hadeyan devrinde dünya


    Arkeyan
    3600 myö-2500 myö arası
    Yaşamın ortaya çıkışı
    Arkeaların zamanı

    Fanerozoiğin iki katı uzunluğunda bir devirdir. Yeryüzünde, bilinen en eski kayaçlar bu devre aittir. ılkin okyanuslarda mikrobiyal yaşam jeobiyokimyasal süreçler sonunda bu dönemde ortaya çıkıp, evrildi. Canlıların bugün kullandığı biyokimyasal süreçlerin temeli atıldı ve bu süreçlerin büyük çoğunluğu bu dönemde kuruldu. Arkeaların baskın olduğu prokaryotik yaşam okyanuslarda yaygındı. Fotosentetik bakteriler olan Siyanobakteriler ortaya çıkıp, o zamana kadar oksijensiz olan okyanuslara oksijen salmaya başladı. Bu yeryüzünde ilk kez bol miktarda bulunan serbest oksijenin okyanuslarda çözünmüş halde bulunan demirle tepkimeye girerek birlikte çökmelerine neden oldu.




    Arkeyan devrinde dünya


    Proterozoik
    2500 myö-545 myö arası
    Arkeyan ile Kambriyen arasında
    Oksijenli atmosferin oluşumu
    Bakterilerin yaygınlaşması
    Ökaryotların ve çok hücrelilerin ortaya çıkması


    Kıta hareketleri normal seyrine girerken, dev kıta Rodinia oluştu. Arkeyan dönemde ortaya çıkan stromatolitler yaygınlaştı. Arkeyandan beri okyanuslara salınan oksijen, artık serbest halde okyanuslarda ve atmosferde bol miktarda bulunmaya başladı. Bu Proterozoik okyanuslarının çekirdeksiz -prokaryotik- canlıları için bir felaket oldu. Bildiğimiz bu ilk, belki de tüm zamanların en büyük çevresel felaketi Arkeyan canlılarının büyük bir kısmını yok etti. Arkealar azalıp, oksijensiz ortamlara çekilmek zorunda kalırken; bakteriler üstünlüğü ele geçirdi. Oksijenin artması ve canlılarca kullanılmaya başlamasıyla, ilk çekirdekli -ökaryotik- canlılar ortaya çıktı. Proterozoiğin sonlarına doğru ilk çok hücreli -algler ve ilkin hayvanlar-canlılar ortaya çıktı. Proterozoik boyunca birkaç kez yeryüzünün gördüğü en büyük buzul çağları yaşandı. "Kartopu dünya" olarak adlandırılan bu buzul çağlarında yeryüzünün tamamı birkaç kilometre kalınlığında bir buz tabakasıyla kaplandı. Bu buzul çağlarının sonuncusundan hemen sonra ilkin hayvanlar ortaya çıktı.



    Stromatolit Fosilleri

    Edikara faunası olarak bilinen fauna, bu ilkin hayvanlara ait fosil yataklarının en iyi bilinenidir. Burada, ilk yumuşak dokulu çok hücreli hayvanlara ait fosiller bulunur. Edikara faunasının hayvanları oldukça ilkel ve garipti. Süngerler ve deniz anaları gibi bazı tanıdık şubelerin üyelerinin yanı sıra, bilinen hiçbir şubeyle ilgisi olmayan hayvanlar da vardı. Arkarua adami, Dickinsonia, Tribrachidium, Cyclomedusa, Kimberella Edikara faunasının hayvanlarından bazılarıdır.


    Şimdi Tübitak'a mi güvenelim size mi?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi LeVeL -- 7 Haziran 2011; 9:50:31 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ogh
    konuları raydan çıkarmak için peş peşe mesaj atma taktikleri nedeniyle konular okunamaz olmaya başladı.
    arkadaşlar, bir fikrim var;
    ruh var mı? gibi saçma sapan bir konu açalım.
    gerici zihniyet oraya hücum etsin.
    onlar, sağdan soldan alıntı yaparken zaman kazanılabilir.
    arada bir kızdırıcı mesaj filan atarız.
    böylece buradaki konudan bahsetmiş olursunuz.
    mesela bir tanesi ygs yi savunmak için her türlü cambazlığı yapmaya çalışıyor.
    isterseniz "ygs de sorun var" yazın da görün!





    Ne kadar junk alıntı, ve boş laf o kadar çok biliyor arkadaş, Nobelliktir, ayrıca Abdülhamidde robot yapmıştır ve Mr. Spock'ta aslında peygamberdir, YGS de sorunda yoktur!
    Ruh konusunda dediğinizi ben yaptım sayın Ogh. Adamın birisi " Ruh Makinası " yapmış ve şakır şakır ruh imal etmeye başlamıştı! Bende konu açıp ruh imalatına başlamıştım güzel güzel, merdivenaltı ruh imalatıda olsa ama ömrü 6 saat filan sürdü, sanırım 10000 şikayet gitmiştir.




  • neommy ile konuşmuştuk şimdi alıntılar yağar diye beklenen oldu madem alıntıları çok seviyorsunuz bir alıntı koyup cevap beklemek iyi olurdu ama arka arkaya 7-8 alıntıya cevap vermeyi bırakın okumak bile zor onun için es geçiyorum

    dün toplantımızı yaptık 7-8 kişilik bir grup kurduk ve bu kişilerle deneyi yürüteceğiz
    bundan sonraki iş bu konuyla ilgili literatür taraması yapacağız(sadece miller urey deneyi değil geçmiş dönemdeki atmosfer çalışmaları da dahil) makaleler belirlenecek ve okunacak
    gerekli cihazları (foto-spektrometre falan fıstık) okuldan temin edebileceğiz
    ve büyük olasılıkla kimya mühendisliğinden bir hoca danışmanlık yapacak
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    Ne kadar junk alıntı



    junk alıntı değince aklıma insan genlerini yüzde 98inin junk gen olması geldi bir ara bunuda tartışalım görüşleri merak ediyorum


    edit: aslında görüşleri biliyorum ama eğleniyorum onun için



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Jamie Hyneman -- 7 Haziran 2011; 12:42:57 >
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.