Şimdi Ara

İlk Türk Otomobili ; DEVRİM.. İbret Alınıcak Olay.. (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
204
Cevap
0
Favori
93.935
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ve Fllimin Belgesel Tadında Flimi Yapılmıstır Arkadaslar flim 2008 yapımıdır ...

    İZlemenizi Tavsiye EDerim .... Flim Hakkında Ayrıntılı Bilgi



    http://www.devrimarabalari.com/index.asp


  • quote:

    Orjinalden alıntı: 42has42

    http://www.devrimotomobil.com

    Yrıntılı Bilgi İSteyen Arkadaslar Buradan Ulasabilirler.....


    Paylaşım için sağol arkadaşım,çok güzel bi site olmuş.
  • biz Türklerr . . .
  • Hikaye filmleşti galiba. Yakında herkes olayı öğrenecek.
    Bu arada daha önce bu konu çıkmıştı mantığı da ne arkadaşlar.
    Ben ilk kez gördüm. Faydalı bir topik. olmuş.
  • cok faydalı bir film paylaşım saol
  • quote:

    Orjinalden alıntı: F1SECO

    biz Türklerr . . .



    Aynen . . . . . . . . !!
  • bugün piyasada hala,, 69yılında arabanın kıtlık zamanında fransızların yapıpta, halkının beğenmediği arabalar trafikte dolaşmakta, hangi araba mı bu? ne olacak steyşın ve binek renolar,,, aslında fransızlar binek olarak üretmişti o arabayı, 69yılından sonra 1 veya 2 yıl üretildi ve işte o arabanın kıtlık zamanında bile fransa insanı o arabayı beğenmedi, tabi akabinde fransızlar başka çeşit arabaların üzerinde durdu ve kendini geliştirdi... bizim devrimimiz olsaydı da ona binseydik,, elin steyşın binek renosuna bineceğimize
  • quote:

    Orjinalden alıntı: jagler_78

    bugün piyasada hala,, 69yılında arabanın kıtlık zamanında fransızların yapıpta, halkının beğenmediği arabalar trafikte dolaşmakta, hangi araba mı bu? ne olacak steyşın ve binek renolar,,, aslında fransızlar binek olarak üretmişti o arabayı, 69yılından sonra 1 veya 2 yıl üretildi ve işte o arabanın kıtlık zamanında bile fransa insanı o arabayı beğenmedi, tabi akabinde fransızlar başka çeşit arabaların üzerinde durdu ve kendini geliştirdi... bizim devrimimiz olsaydı da ona binseydik,, elin steyşın binek renosuna bineceğimize


    Renault 12 1968 yılında üretilmeye başlanan ve son olarak Renault 12 Toros ismiyle 2000 yılına kadar üretilen Renault modeli. 1968 yılının kasım ayında vizyona çıktığı Paris Otomobil Fuarı’dan bugüne 21 ayrı ülkede üretim lisansı alındı. Fuarın ardından aldığı tepkiler çok etkileyiciydi: Konforlu iç mekan, kendine özgü tasarım, performans ve yakıt ekonimisi. 1965 yılında Renault 8 ve Renault 16 arasındaki boşluğu dolduracak yeni bir model yaratılması adına ortaya atıldı. Fransız kurmayların mühendislerinden istekleri çok netti: Maliyeti ekonomik,iç mekanı geniş, bagajı bulunan ve küçük motor taşıyan bir otomobil yaratın! Bu otomobilin diğer misyonu da dünya otomobili olası, Fransa dışında da satılmalıydı.


    Otomobilin tasarımı konusunda Renault 16 ’dan fazlasıyla etkilenildi. Buna rağmen teknolojileri arasında ciddi farklılıklar vardı. Boylamasına yerleştirilmiş motoru, hemen arkasına yerleştirilmiş kompakt boyutlardaki aktarma organları ve önden çekişli yapısıyla farkını ortaya koymaya başladı.


    EuroNCAP testleri ilk Renault 12'de uygulanmıştır.

    İç mekan yapısı da oldukça basitti. Vites kolu kokpitin hiçbir bölgesiyle temas etmiyordu. El freni yine çıplak yapısıyla dikkat çekiyordu.Rijit arka aks ve dört tekerlekteki bağımsız süspansiyon sistemiyle yol tutuş kabiliyeti de etkileyiciydi. Aracın öncelikle L ve TL olarak tanımlanan donanım versiyonları satışa sunuldu. Her iki modelde de 1289 cc hacmindeki 54 HP’lik güç sunan motor bulunuyordu. 1970 yılında seriye station wagon model katıldı. Aynı yıl tamamı alüminyumdan üretilen 120 hp 1565 cc hacmindeki benzinli motor tanıtıldı. Bu motoru serinin performans modeli olarak tanımlanan Gordini taşıyacaktı. Gordini, güçlendirilmiş krank mili, çift karbüratör ağzına, beş ileri vitese, hava kanallı ön disk frenlere ve arka disk frenlere sahipti. 185 km/s gibi o zaman için yüksek sayılabilecek hızlara tırmanabiliyordu. Sadece, mavi renkte ve gövdesi üzerinde çift beyaz şeritle satıldı.

    1972 yılında TS, 1973 ’te TR gibi donanım versiyonları satışa sunuldu. Bunun yanı sıra TR versiyonun da direksiyon üzerinden otomatik şanzıman standart olarak bulunuyordu. Renault 12 1975 yılında ciddi bir makyaj geçirdi. Yeni ızgara, farlar, stop grubu ve kokpit günün ihtiyaçları doğrultusunda otomobile monte edildi.


    ABD r12, 12L, ve 12TL modelleriyle $ 3448 gibi ucuz fiyatla satılmaya başlanmıştır. Burada 1600cc lik modelleri 1980'e kadar satışa sunulmuştur




  • sildim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cengizumur -- 12 Haziran 2009; 16:02:46 >
  • Filmi az önce izledim.Çok beğendim.Herkesin izlemesini de öneriyorum.
    vee diyorum ki bizim bilmediğimiz bazı şeyler var.Belki o arabayı yapmamızı hiç mi hiç istemeyen Amerikalılar suikast yaptılar Devrim'e
    Olamaz mı?
    Bence olur
  • Oturup ağlanacak bir durum...
  • Bazı aptal insanlar gene içine etmiş projenin okuyupta sinirlenmedim desem yalan olur....

    Bizim milletin zihniyeti belli her zaman Türk malı karalanır,aşağılanır nasıl Türk'se artık bunlar...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nike -- 13 Haziran 2009; 9:50:42 >
  • Bizim insanımızda ezik psikolojisi devam ettikçe millet uçan araba yaparken biz normal otomobili hala ithal ediyor oluruz...
  • işte bizim medyamız işine gelenleri yazıyor.maalesef bir gazetecilik fikridir köpek insanı ısırırsa haber olmaz insan köpeği ısırırsa haber olur.bu yolla ilginç yönünü yazarak belkide şu anda bütün dünyada sesini duyurmuş bir Türk arabası olcaktı ama maalesef bazı karalamalar yüzünden olmadı
  • Çok sinir bozucu bir durum
  • Arkadaşlar maalesef bsın bir çok konuda ülkemizin geri kalmasının sebebi olmuştur ben hikayede en büyük yanlışın basında olduğuna inanıyorum. Ayrıca şunada eminim avrupada felan olsa bu olay basın araca toz kondurmaz ve destek çıkardı. Gerçekten çok sinir bozucu.
  • Basın konusunda söyleyeceğim bir şey varsa şudur, dünyanın gelişmiş olarak nitelendirdiğimiz ülkelerinde medyanın bağımsız olması holdinglere bağlı olmamasıyla sağlanmıştır. Ancak Türkiye'de büyük medya kuruluşlarına bakacak olursanız büyük holdingler vardır ve bu şirketler kendi çıkarları doğrultusunda veya kendini büyütmek amacıyla dışarıya yaltaklık yaparak ülkenin halkın menfaatlerini hiçe saymaktadırlar. Bu böyle devam ettikçe medya bırakın dördüncü kuvvet olmayı ülkeye yön veren bir numaralı kurum olmaya devam eder. (Yasama, yürütme, yargı) + (medya)
  • Filmini çok beğenmiştim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neyno78 -- 13 Haziran 2009; 23:30:38 >
  • Oturup sorun kendinize Milletvekilleri Yıllardır boş boş oturup Boş konuları tartışcağına İnsanın Türbanına takacağına neden Yerli üretim araba için Kafa yormuyorlar Milyarlarca parayı Yaptıkları sadece EL kaldırmakla kazanıyorlar
  • resımler gıtmıs arkadaslar bı guncelleseydınız
  • 
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.