Hz. Ali’nin bir hain olduğunu düşünüyorum sizce haklı mıyım?

Bugün ilginç bir soru sormak istiyorum. Olayları anlatarak hem sizi bilgilendireceğim hem de bazı cevaplar arayacağım. Sünni ekolünde Hz. Ali mazlumlaştırılarak ölümü ve çocukları Hasan-Hüseyin’in öldürülüşü dramatize edilir. Şii ekolü zaten Aliyi neredeyse ilahlaştırmış durumda. Şimdi olayların temeline inersek Hz. Osman Halifeliği döneminde Ümeyoğullarını(Hz. Ömerin ve Osmanın sülalesi) yüksek kademelere getiriyor. Muaviye gibi Ümeyoğullarından(Emeviler) kişiler güçlü valilikler alarak güçleniyor ve sonuçta Emevi-Haşimi çekişmesi ateşleniyor. Hz Ali’nin isyanda rolünü bilmesek de Mısırlı bir isyancı grup tarafından Hz. Osman feci şekilde katlediliyor evi yağmalanıyor ve cesedinin gömülmesine izin verilmiyor. Hz. Ali sonuç olarak 4. Halife oluyor ve yönetimi devralıyor. Tabi Osman döneminde atanan valiler ve Emevi sülalesi bir kazan gibi kaynıyor bu duruma ancak Aliye ilk isyan emevilerden değil bizzat peygamberin eşi Hz. Aişe’den geliyor. Cemel savaşı olarak bildiğimiz o savaş patlak veriyor ve Hz. Ali hiç tereddüt etmeden kılıca davranmayı seçiyor. Bu savaşta Cennetle müjdelenen 10 sahabiden biri olan Zübeyr bin Avvam ve Talha Bin Ubeydullah feci şekilde katlediliyor. Peygamberimiz bu sahabilerini o kadar severdi ki Hz. Ali’nin onları katlettiğini duyunca ne hissetmiştir acaba? Bu olaylardan bir yıl sonra Sıffin savaşı yaşanıyor ve yine saldıran tarafta Ali var. Yine kılıcını kuşanıyor ve müslümanların üzerine yürüyerek Suriye’de Muaviye ile çarpışıyor. Bu savaşta bir sonuç alınamıyor ve Hakem olayı gerçekleşiyor. Ali’nin tutumundan bir kesim rahatsız olarak haricileri oluşturuyor ve Nehrevana çekiliyor. Hakem olayından sonra Ali ilk iş bu kesimi de atlamadan kılıçtan geçiriyor Nehrevan savaşında. Daha sonra Hariciler intikamını alıyor ve Aliyi öldürüyor. Hz. Ali halifeliği boyunca oluk oluk müslüman kanı akıtmış birisi. Suriye’den Irak’a kendine rakip gördüğü bütün İslam alemini kılıçtan geçirmiş sahabileri öldürmekte tereddüt etmemiş Emevi ailesine karşı tüm gücüyle mücadele etmiş birisi. Bu hikayede Muaviyeyi ya da Emevileri Hz. Aliden daha haksız yapan ya da Hz. Aliyi masum kılan kısım neresi?

Haricilerin olayı ne? Emevilerde tartaklıyordu bunları

Anlattıklarının tarihi kaynağı kimdir? Taberi mi?

Arap tarihi aşırı muallak bir tarih, hangi bilginin doğruluğundan hareketle yorum yaptın da birilerini hain ilan edebiliyorsun? Ebubekir, Ömer, Osman neden hain olmuyor mesela da Ali hain?

4 halife dönemi denen dönemin Emevilerden farkı ne senin için?

Arap tarihinde kesin olan tek bir şey var o da bu adamlar Kur'an hükümleriyle değil kendi bildikleri ile yaşadılar. Güçlendikçe daha da zalim ve acımasız oldular. Kur'an bir konuya "A" diye net hüküm vermiş ve bu Arapların işine gelmemişse bin bir dereden su getirerek o konuda A hükmünü uygulamamışlardır.

Savas sirasinda oldurmek savasin gerceklerinden biridir. Yanliz savas sonrasi yapilacak seyler belli hukuka dayandirilmak zorundadir.

Peygamber efendimiz, Hz. Ali'yi isaret ederek : " benim sozum onun sozu, onun sozu benim sozumdur " demistir. Bu sozden yola cikarak halifelik secimlerinde birinci halife secilmesi gereken Hz. Ali sonuncu halife olmus fakat bu mubarek insan kendisinden once secilen halifelere biat etmis ve islam icin hizmet etmeye devam etmistir.

Hz. Ali efendimiz, peygamber sonrasi donemde fitneciler tarafindan belli isimlerin yanlis yonlendirilmesi yuzunden bir mucadeleye girmek zorunda kalmistir. En basta peygamberin karisi ile cemel savasi yapmis ve savas sonunda Hz. Ayse'nin cok pisman oldugu soylenir. Bu mucadele sirasinda belli isimler Hz. Ali tarafindan oldurulmus yada karsi tarafta yer almis olabilir fakat bu sahislarin kiymetini dusurmez. Onun icin mucadele esnasinda ortaya cikan sonuclardan dolayi Hz. Ali'ye katil demek yanlis olur.

Hz. Ali efendimiz islamin en onemli degerlerinden biri oldugu gibi katil olsaydi yahut belli bir menfaat pesinden kossaydi, kendisini peygamber ilan edip halifelik doneminde islami bolmeye calisanlardan biri olurdu. Fakat o kilicini inandigi peygamberin yolunda hizmet icin kullandi.

Siiler yani iranlilara gelirsek, onlar Hz. Omer zamaninda muslumanlastirdiklari icin vede ulkeleri yikildigi icin Hz. Omer'e kin guderler. Kendilerini Islam aleminde onemli bir yerde gostermek istedikleri icinden Hz. Ali'nin sohretinden faydalanmaya calisirlar. Siiler Hz. Ebubekir, Hz. Omer gibi isimlere hakaretler edip, peygamberin karisi Hz. Ayse'yi cadirda kolesi ile zina etti diye iftira atarlar. Onun icin sii mezhebi islam dunyasinda sevilen bir mezhep degildir ve ne yorumlari cokta ciddiye alinmaz.

Burada ise Ömer'in adaleti Bergama Kütüphanesi'nin yakılması olarak tecelli etmiştir. Eğer bu birikim sağlam kalmış olsa bugün herhalde daha farklı bir yerde olabilirdik.

Bergama Kütüphanesi(Antik Çağ'da bilinen adıyla Pergamon) Küçük Asya sınırları içerisindeki İzmir ilindedir. Bırakın Ömer dönemini, tüm Râşidîn Halifeliği, Emevîler ve Abbâsîler döneminde dahi Müslümanlar İzmir'i ele geçiremediler. Küçük Asya'da çok küçük bölgeler haricinde fetihler gerçekleştiremediler. İddia, 642 yılında İskenderiye'yi fetheden Amr ibn el-As'a Ömer'in İskenderiye Kütüphanesi'ni yakma emri verdiğidir. İddianın Bergama Kütüphanesiyle hiçbir alakası yoktur.

Bu iddianın birincil kaynağı, El-Kıftî'dir. El-Kıftî 12-13. yüzyıllarda yaşamıştır, aktardığı olay aşağı yukarı 600 yıl öncedir. Olaydan 600 yıl sonra yazılan birincil bir kaynak güvenilir olamayacağı gibi böylesine büyük bir olayın Roma ve Kıpti kaynaklarında geçmemesi de iddianın sağlam olmadığını gösterir. Dönemin Süryani, Arap, İbrani el yazmalarında da böyle bir bilgi aktarılmamıştır. Ayrıca El-Kıftî, John Philoponus'un(Yahya en-Nahvi) duruma itiraz ettiğini söyleyerek anakronizme düşmüştür. John Philoponus, 642 yılından çok daha önce ölmüştü. El-Kıftî'nin hamamlar hakkında aktardığı bilgilerde çok uçuk gözükmektedir. Yaygın kanaate göre, kütüphane Sezar'ın İskenderiye Kuşatması sırasında hasar almıştır. Ömer'le ilgili uydurulan iddialar asılsızdır.

haksızsın..

bir Allah'ın kulu da çıkıp, şu konuda haksızsın yazmamış.

elinin altında internet olan biri, yapacağı araştırma ile dört halife döneminin halifelerinden olan hz ali'nin hz osman'a olan biatını yani onun yönetimini kabul ettiğini ve ona olan bağlılığını rahatlıkla görebilir. dört halife de peygamberimizin sünnetine ve kuran'a uymuştur. dolayısıyla onların birbirine olan bağlılığında, sorun yaşanmamıştır. ama fitne çıkarmak çok kolay malum. br iftira ile ortalığı alevlendirmek çok kolay olabiliyor. hz osman'ın şehit edilmesi ve onu şehit edenlerin bulunamaması nedeniyle hz muaviye'nin hz ali'nin halifeliğine biat etmemesi ve kendisini halife ilan etmesi, hz ali'nin sünnet ve kuran'a göre kendisini hz muaviye'den üstün olarak görmesi, hz osman şehit edilirken kapısında nöbet tutan iki kişinin hz hasan ve hz hüseyin olması, hz osman'ı öldürmek için odasına girenlerden birinin de hz ebu bekir'in oğlu olması (ki fasık olarak suçlandığı da okunabilir), hz hasan ve hz hüseyini kerbelada şehit edenin hz muaviye'nin oğlu yezid'in olması, hz muaviye'nin bir sahabe olması gibi bir çok konu var. hz muaviye için de kötü söz söylemek doğru değildir. hz muaviye'nin de islam dininin yayılmasında emeği olduğu gibi bu konuda yine peygamberimiz kendisine bu hizmetinde iyiye iyi kötüye de kötü davran demiştir. hz osman'ın şehit edilmesi ile cereyan eden fitneler, hz ali'yi hain yapmaz. zaten hain olsa, cehennemlik olurdu. tam tersine hz ali hz osman'dan onu öldürmek isteyenlere karşı savaş emri vermesini istemiş ve beklemiştir. hz osman ise buna karşı çıkmıştır.

"Hazret-i Ali (radıyallahü teâlâ anh), Allah Resulünün damadı, Hazret-i Ömer'in kayınpederidir. İslam halifelerinin ve ismen Cennetle müjdelenen on kişinin dördüncüsüdür. Ehl-i beytin birincisidir."

konuda bahsi geçen savaşların yaşandığı geçmişteki yaşanan bu olayları okuyanlar, kendisini fitneye kaptırmasın. Allah'ın cc varlığı bir gerçektir. yaratılış gibi yeniden diriliş de bir gerçektir. gaybe iman etmiş olanlar bunu çok iyi bilir. içine kurt düşürüp tereddüte kapılanlar ise rüzgarda savrulur gider, dolayısıyla doğru bir yol da tutturamaz. iman olan etmiş olan biri için tarihteki olayları okumak ve incelemek ona pek tesir etmez ama iman etmemiş olan biri için tarihteki olaylar okuyana ters yönde etki yapabilir. esasen iman etmemiş olan birinin iman etmesine, iman etmiş olan birinin ise imanının daha da artmasına, hiç iman etmemiş olan birinin de daha çok sapmasına ki; iman ettikten sonra doğru yoldan çıkmasına da güç yetirebilecek olan, herşeyin sahibi olan Allah'tır. ne diyelim, Allah hidayet versin ve hidayetimizi artırsın diyelim. evet bir bölünmüşlük var ama bu eninde sonunda bir gün bitecek inşaallah.

Hz.omerin yasadigi kanitlandi kutuphane yakip yakmadigi mi kaldi ??

Muhtemelen evet. Ömer, Muhammed ve İsa gibi gerçek bir tarihi kişilikti.

Dünya'da savaşların eksik olmaması ise Allah'ın taktiri ve sünnetidir. İlgili ayette şöyle buyurulur:

Allah, dedi ki: “Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır. (Araf / 24)

hz ali veli bir zattır, aynı zamanda imamlık yapmıştır tam bir alp eren dir. mesela bu mersiye Türkler tarafında hz Aliye söylenmiştir:

Miribrahim Darafərinyoutube

Ebasalt Ebrahimi Canim Sənə Qurban Əli(ə) yeni mersiye 2020

https://www.youtube.com/watch?v=19vsU2TDpxE&list=LL&index=72