Hazların sonu yok, Aradığımız şey haz değil.

Caelum Infinitumyoutube

Dan Bilzerian mutluluğun ne olduğunu anlatıyor #para #mutluluk #danbilzerian

https://www.youtube.com/watch?v=Vb-n_1vTnbQ

çok haklı. onlarca bigo yayıncısı kızla haşır ve neşir oldum, asla doymadım. hep daha fazla hep daha fazla.

şuan bigo ana hesabında 2542 dilberi takip ediyorum. ama inanın sarmıyor sarmıyor sarmıyor.

haz öyle bir dipsiz kuyu ki sonu gelmiyor, sürekli eşeliyorsun ama asla doymuyorsun.

çalakaşık haz tenceresine daldır var mı sonu? doyumsuz bir domuza çeviriyor insanı bu hazcılık.

dünyanın yegane sorunu ve insanoğlunun açgözlülüğünün vedahi savaşların, kıtlığın sebebi işte bu iflah olmaz haz arayışımızdır.

oysa kutsal kitaplar ve nice peygamberler, düşünürler, bilgeler bize haz arayışında olmamamız gerektiğini, bu zevklerin şeytani olduğunu

gerçek mutluluğun bu bağımlılıklardan arınıp kendi içimize dönmeyle bulunabileceğini bize söylemişler.

öyle ki Gautama Buda hazların onu gerçekten mutlu etmediğini farkedip saltanatı ve prensliği bırakıp kendini sokaklara atmış, adam önce çileciliği benimseyip daha sonra orta yolu bularak incir ağacının altında yüzünde tebessüm ile nirvanaya ulaşmış

bende neyse ki rabbim tarafından müjdelenerek hakikate uyandım.

yavaş yavaş kontrol altına almaya başladım.

haz dünyasından uzaklaştıkça ilimde ve bilimde daha derinlere dalıyorum, algılarım daha hassaslaşıyor ve hakikat pencereleri bir bir açılıyor.

ötesini görmek isteyen sinirsel hazlardan uzak durup kendi içine yönelsin.

Car Gust Jung'ında dediği gibi

“Dışa bakan rüya görür içe bakan uyanır.”

Dünya eğlencesinden biraz olsun uzaklaşıp kendinizle baş başa kalarak kendi içinize yoğunlaşın ve meditasyon yapın.

Aradığınız mutluluğu içinizde bulacaksınız.

bütün insanlığa karnını doyuracak kadar yemek, ayağını yerden kesecek kadar araba, barınacak bir ev yeterliyken neden daha fazlasını istiyoruz?

bu bizi gerçekten mutlu mu ediyor? yoksa giderek şişmiş karnımıza ve sağlıksızlaşan bedenimize, ruhumuza bakıp, doyumsuzluğumuzun eseri olan depresyonun dibine mi gidiyoruz?

bugün dünyadaki savaşların en temel sebebi aç gözlülük ve haz arayışıdır.

hep bana hep bana demeye devam ederse insanoğlu, dünyanın bir bölümü sefalet içinde yaşarken, diğeri refah içinde yaşamaya devam ederse, göçte olur, istilada olur, huzursuzlukta olur.

bunu durdurmanın yolu insanın maddi alemden uzaklaşıp, manevi haz arayışı için çabalamasıdır.

hazcılığımızın sonu doğada tek bir canlı kalmayana kadar gidecek.

sürekli üretimin, kapitalizmin, sanayileşmenin sonu ozon tabakasının delinmesine kadar gitti ve dünyamız giderek kavrulup, çölleşiyor.

dünyadaki bütün kötülüklerin kaynağı geçici hazlardır, benlik hevesi ve nefstir.

fakat dünya senden veya benden ibaret değil. tüm canlılığıyla birlikte hepimizden ibarettir. ekosistem giderek bozuldukça dünyada bırak insanı, hayat kalmayacak

ne zaman akıllanacağız?

bu bilinç yapısıyla başka gezegen bulsak, oraya koloni kursak ne olacak?

illa yeryüzüne bir peygamber, bir kurtarıcı mehdi mi inmeli?

her insanın aklı kendisinin mehdisidir.

kurtarıcıyı dışarıda veya kitaplarda aramayalım. aklımızı kullanalım. aydınlanmanın yolu akıllanmaktan geçer.

yoksa yeryüzüne nice peygamberler, uyarıcılar, bilgeler, akıllı insanlar geldi geçti.

ama hepsinde bir kusur bulduk, faydalı yönlerini almayıp, kusurlarıyla ilgilenerek kendimizi yine hazcılığın kollarına bıraktık. ve sizi yönetenler, bu sistemi yaratanlar sizi hazlarla çalışan bir pil'e ve köleye çevirdi.

hazlar içinde yaşayan, kafasını telefondan bile kaldıramayan kapitalizme hizmet eden, ihtiyacın olanın sattıkları şeylere dönüştürüldüğü bir sistemde köleden başka birşey değilsin.

yarın iphone'un en üst modelini duyursalar şartlandırılmış bir şekilde pavlov'un köpeği gibi sıraya gireceksin.

hepimiz kendi düşünceleri bile olmayan bize verilen kimlikleri, sınırları, ideolojileri benimseyen belirli eylemlere şartlandırılmış sürüleriz.

Kafana Göreyoutube

The Matrix 1999 Gerçeğin çölü Neo uyanıyor

https://www.youtube.com/watch?si=1-JeLknCPCucllGq&v=lS3bxotQFcg&feature=youtu.be

sosibeyyoutube

Matrix bir sistemdir Neo. Bizim düşmanımız da bir sistem. İçine girdiğinde etrafına bakarsın. Gördüklerinse öğretmenler, iş adamları ve avukatlardır. Kurtarmak istediğimiz insanların kendi akıllarıdır. Ama bunu yapana kadar bu insanlar hala bu sistemin bir parçasıdır. Ve bu yüzden de onlar bizim düşmanımızdır. Bunu anlamak zorundasın! Bu insanların çoğu kurtarılmaya henüz hazır değil ve bazıları o kadar çaresizce ve o kadar umutsuzca sisteme bağlı ki sistemi korumak için savaşmayı göze alacaklardır. ..... Eğer bizden biri değilsen onlardan birisin. ..... Yani henüz kurtaramadığımız her kişi potansiyel bir ajandır. Matrix'in içinde onlar herkestir ve hiç kimsedir.

https://www.youtube.com/watch?v=EkLrrPIXlog

Doyumu aramanın sonu yok. Öyleyse doyum aramaktan vazgeçmeye yönelmeli.

ama uzak kalamıyorum reis nasıl bir bela bu.

çileci mi olayım yoksa denge mi gözetilmeli ne önerirsin. bana esas bu konuda nefis terbiyesi konusunda birşey öner

Denge önemli tabii ki.Çileci olmaya da gerek yok. Ama mesela zaten çoğu özelliğini kullanamadığımız bir iPhone sahibiysek, son modeline kafayı takmanın anlamı yok gibi düşünebiliriz. Her konuda sürekli doyumu aradığımızın ve ama hiç bir zaman kalıcı olarak ulaşamadığımızın farkına varmalıyız önce. "Bunu ne için istiyorum?" sorusunu sormalıyız sürekli kendimize.