Şimdi Ara

Erdoğan ekonomide yol haritasını anlattı: Zor olanı seçtik ama 6 ay sonra meyvelerini yiyeceğiz (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
110
Cevap
0
Favori
5.409
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
27 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • 6 ay sonra ekmek bile bulamayacağız yani.

  • Niye çin gibi olmak isterki insan

    https://shiftdelete.net/cinde-olum-fabrikasi-20927

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Çin'de hammadde var bi kere. Bizde hammadde yok.

  • kerimcem K kullanıcısına yanıt

    Düşük faizin sonucunu da görüyoruz kerimcem efendi.


    Sizin arpalığınız olan TUİK'in açıkladığı oranları da ellerin patlarcasına alkışlıyorsundur.


    Hammadde de dışa bağımlı olmasak tamam diyeceğim de sizin kafalara ne anlatsak boş!

  • Prof. Dr. Korkut Boratav hükümetin planını Odatv'ye anlattı: Erdoğan itiraf etti


    Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçen Salı günü AKP Merkez Yönetim Kurulu toplantısında yaptığı konuşma basına sızdı. Hürriyet’ten Gizem Karakış’ın haberine göre, Erdoğan konuşmasında Çin’i ve Almanya’yı yeni ekonomik model için örnek gösterdi.


    Erdoğan’ın toplantıdaki konuşmasında düşük faiz politikası uygulayan Çin ve Almanya’yı örnek göstererek, “Üretimle yabancı yatırımcıların dikkatini çekeceğiz. Çin böyle büyümüş. Biz onlardan daha avantajlıyız. Biz pazara daha yakınız. 1970’lerin Almanya’sında mülteci nüfus var. Genç nüfus ve mültecileri çalıştırarak işgücünü sağlıyorlar. Çin ise genç nüfus, sanayi ve üretimle büyüdü. Biz de faizle değil, genç nüfusla, üretimle büyüme sağlamalıyız. Vatandaşlarımızın refah seviyesi yükselecek, alım gücü artacak. Böylece cari açığımız kapanacak. Faiz düşük, yüksek kazanç elde eden sanayi ülkesi haline geleceğiz” dedi.


     Erdoğan kurmaylarına yeni ekonomi programının vatandaşa anlatılmasını isterken, 6 ay sonra sonuç alacaklarını belirtti.


    Peki Çin ve Almanya modeli Türkiye için geçerli olabilir mi?


    PROF. DR. KORKUT BORATAV: ÇİN VE ALMANYA İLE HİÇBİR BENZERLİK YOK


    Erdoğan’ın Çin ve Almanya’yı örnek gösterdiği yeni ekonomi politikasını, hocaların hocası olarak da bilinen iktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav ile konuştuk.


    “Cumhurbaşkanı’nın kastettiği iki politika arasında hiçbir benzerlik yok” diyerek söze başlayan Prof. Dr. Korkut Boratav, Çin ekonomisi ile Türkiye ekonomisi arasındaki farkları şöyle anlattı:


    “İki aşamadan geçti Çin. Bir kere çok yaygın kamulaştırmalarla sosyalist bir ekonomi kuruldu önce, sonra yabancı sermayeye açıldı. Yabancı sermayeye açılırken sosyalist ekonominin temel direkleri olan kamu mülkiyetini korudu. Özel sektör yabancı sermaye ile girdi. Sonra Çin’in sermaye çevreleri gelişti.


    Türkiye’de tam aksine kamunun bütün sektörleri özelleştirildi. Hatta öyle ki kamunun elindeki hazine arazileri dahi özel sermayeye, spekülatörlere veya kişilere, şirketlere devredilmektedir. Temelde Çin devlet politiğinden hareket etti sonra açıldı.


    İkincisi, Çin açılma döneminde bile sermaye hareketlerini üretken olmayanların dışında çok sıkı kontrol etti. Yani spekülatif sermaye hareketleri Çin’in büyüme stratejisinde hiçbir önemli rol oynamadı. Doğrudan yatırımlar önemli rol oynadı. Yani gelen yabancı sermaye üretken sektörlere geldi.


    “ÇİN İLE TÜRKİYE MODELİ ARASINDA UÇURUM VAR”


    Temel fark budur; Sermaye hareketleri sıkı kontrol edildi, spekülatif sermaye hareketleri engellendi, toprak mülkiyetine giriş engellendi, bankacılığa giriş engellendi, ileri teknolojili sektörlere açıldı ve kopya ederek kendilerine uyum gösterdiler.


    İşte durum, Çin ile Türkiye arasındaki modelde uçurumlar olduğunu gösteriyor.


    Çin olağanüstü istihdam yaratarak büyüdü. Türkiye’nin istihdam bilançosu ise son 3-4 yıldan bu yana daralıyor. Bu da ayrı bir mesele. Çin’de kırsal bölgeden 100 milyon insan sanayi bölgesine kaydı. Tarihte enderdir bu durum. Çin’de büyüme istihdam ile paralel yürürken, Türkiye’de istihdam yaratmayan büyüme var.”


    “TÜRKİYE KENDİ NÜFUSUNU İSTİHDAM EDEMİYOR”


    Erdoğan’ın Almanya ve Çin’deki “genç nüfus, mülteci nüfus ile büyüme” şeklindeki sözlerine, “hiçbir alakası yok. Yapay bir benzetme” diyerek karşı çıkan Korkut Boratav, “O zaman ikinci dünya savaşı sonrası Almaya’ya da gidebilir. Yani yıkılmış, sıfıra dönmüş bir ülkenin tüm sanayisini yeniden kurmuş gibi. Almanya’yı bırakın. Türkiye kendi nüfusunu istihdam edemiyor. Şu an da yüzde 25 civarında atıl iş gücü var. Resmi veri bu. Diplomalı gençlerin işsizlik oranına bakın Türkiye’de. Almanya, Türkiye dahil dışarıdan göçmen alarak iş gücü sorununu çözüyor. Bu konuda daha fazla konuşmak dahi istemiyorum.” dedi.


    BORATAV: ERDOĞAN İTİRAF ETTİ


    “İktidar 20 yıl sonra yeni bir ekonomik model arayışına girdi” sorumuza da yanıt veren Korkut Boratav, Erdoğan’ın “Türkiye ilk defa kendi ihtiyaçlarına bir politikayı izlemeyi tercih etmiştir” sözlerine atıf yaptı. Boratav, Erdoğan’ın bu sözlerle 19 yıldır uyguladığı ekonomi politikasının hata ve israf olduğunu itiraf ettiğine dikkat çekti.


    Boratav’ın sözleri şöyle:


    “Yani kendi yaptığı modeli beğenmiyor. Türkiye uluslararası sermayeye sonuna kadar açıktır, şuanda da kapanmamıştır ayrıca. Sermaye hareketleri üzerine hiçbir kontrol yoktur. Şu anda borsaya giriş çıkış serbesttir. Yani sıcak para denen şey o. Türkiye’ye geliyor, varlıklara para bağlıyor. Faiz yüksekse geliyor. Döviz düştüğü zaman büyük kazançla çıkıyor. 15-20 yıl bunu serbestçe uyguladılar şimdi de hiçbir engel getirmediler. 2020’de bir 10 milyar dolar çıktı borsadan. Sonra Kasım ayında yönetim değişince 10 milyar dolar geri geldi. İşte buyurun. Geçmişi tamamen reddediyorsa, ‘hata yapmışız’ desin. Bir ara sıcak paraya giriş-çıkışla ilgili de söz etti Cumhurbaşkanı. Eee nerede yasak. Bir taraftan da serbest piyasa ekonomisini uyguluyoruz diyor. Bu ne demek; Sermaye hareketleri sonuna kadar serbest demek. Niye şikayet ediliyor o zaman sıcak paradan.


    Cumhurbaşkanı ‘Türkiye ilk defa kendi ihtiyaçlarına bir politikayı izlemeyi tercih etmiştir’ dedi. Peki o zaman 19 yıldır israf edildiğini, Türkiye’nin geçmiş iktisat tarihinin büyük hata dönemi olduğunu örtülü olarak itiraf etmiş oluyor. Umarım o itirafın içine, tüm üretken kamu varlıklarının nasıl sıfıra döndüğünü ve satıldığını, bir kısmının da kapatıldığını ekler.


    “2022’DE SEÇİM GELİYOR”


    Korkut Boratav, iktidarın kemer sıkmaya başlamadan önce seçime gideceğini ifade etti. İktidarın sermaye ve borçlanmayı umursamayarak kredi pompaladığını ve büyümeyi bu yolla sağladığını anlatan Boratav, 2017’de bunu yaparak Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığını, 2019’da ise kemer sıkmanın bedeli olarak yerel seçimleri kaybettiğini anlattı.


    Boratav, şimdi de büyüme ivmesi düşmeden hükümetin seçime gideceğine işaret ederek, bunun da 2022 yılında olacağı tahmininde bulundu ve hükümetin 2023’ü görmeyeceğini savundu.


    Boratav’ın sözleri şöyle:


    “Bunun adı seçim ekonomidir. Dış dengeyi, yani sermaye ve borçlanmayı umursamadan iç piyasayı krediler yoluyla sonuna kadar pompalayarak bir büyüme ivmesi yakalıyor. Bunu geçmişte de yaptı. 2017’de büyüme yüksek. 2020 yılında büyüme dünya sıralamasında yukarıda. Fakat bu büyüme ivmesi iki sorun yaratıyor. Bu pompalama sonunda üretim sonuna yaklaştığı için enflasyon hızlanıyor, dış açık hızlanıyor. Şimdi dış açığın sonucunu yakın zamanda göreceğiz. Bu 2018 ve 2020’de oldu. İki kez dış açık ve enflasyon engeline saplanınca yüksek faizlere döndü. Yani parasal daralmaya döndü. Şimdi bu parasal daralma gelmeden önce, piyasanın canlanmasından yararlanarak seçime gitmek istiyor. Kısa vadede tutar, onsan sonrası ‘Allah kerim’ diyecek, bakalım.


    Yani iktidarın hesabı, diyor ki, ‘Nasıl ki ben 2017’den 2018’in Ağustos ayına kadar para pompalayarak umurumda değil dış açık diyerek genişleyebildim. Daha sonra 2020’de para pompalayarak genişleyebildim. Önüme enflasyon, dış açık ve döviz krizi çıktı. Şimdi o kriz noktasına gelmeden sokak diliyle söyleyeyim, ‘malı götüreyim.’ İşte bu.


    Tıkanma noktasına ne zaman gelir bilemiyorum ama bu modelin er geç o noktaya geleceği kaçınılmaz.  


    Yeni hiçbir şey yapmıyor. 2017’de sermaye hareketleri sınırlandığı için bu politikayı seçti. Bu politikanın önce nimetini yedi, sonra da bedelini ödedi. Nimeti 2018 seçimi, sonra kemer sıktı bedelini de 2019 yerel seçimlerinde ödedi. Seçimi kaybetti.


    Kaybettikten sonra da kemer sıkmaya devam etti. 128 milyar dolar harcandı bitti. Devam edemedi o ivme, sonra yine kemer sıktı. Şimdi yeni bir ivmeye başlamak istiyor. Kemer sıkma gelmeden önce 2018’de olduğu gibi malı alıp götüreyim istiyor. İşte hesap budur.


    Demek ki bu zihniyet bizi 2023’e götürmez. Muhtemelen 2022’de tıkanma gördüğü anda, yani büyüme, dış açık ve enflasyon duvarına toslamadan seçime gider. Çin, Almanya sözleri ciddiye alınacak iktisat değil.”





  • baştaki çin ile, grup başkan vekili japonya ile kıyaslıyor. paramızı, alın terimizi emeğimizi 2 paralık edip sonra rekabetçi kur diyorlar. köleliğin adını rekabetçi kur koymuşlar.


    her şerde bir hayır var derler. bizde hayrın geleceğini iple çekiyoruz.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Black.Smith -- 3 Aralık 2021; 15:32:12 >
  • kerimcem K kullanıcısına yanıt
    20 senedir imf ve abdye köle oldular yani doğru mu LeBron?

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Geçen Temmuz ayında da şahlanıyorduk. Sahi ne oldu ona?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • A haber e göre Çin kim yaa sende hocam,çin ham maddeyi ucuz işçiyi Reis den istiyormuş aaa lütfen ‼️😉


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bakın 6 ay demişler. Akp liler 6 ay sonrası mayıs 2022

    Bu mesaj şurada dursun. Mayıs 2022 de olanı biteni göreceğiz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 3 ay 5 ay 6 ay, yok "temmuzda şahlanacağız" yok 2023de uçacağız... Siyaset hakikaten leş... 20 yıl oldu hâlâ gelecekten medet umuyorlar. Üstelik ülkeyi 20 yılda batırmış olmalarına rağmen... Bunlara kızmıyorum ama... Bunlara oy verecek kadar gözleri kör kulakları sağır olan milletimize kızıyorum. İnsan bu kadar kendine hain olamaz... Biraz da mı olsun okumaz, araştırmaz, mukayese etmezsin çevrende olanları e be insan... Yazacak bir şey bulamıyorum artık....



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lee-on! -- 3 Aralık 2021; 17:5:44 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Türkiye hammadde de üretebilir..Türkiye'de nüfus planlaması olmadı bazı kesimler için ve onlar sosyal yardım alıp çalismiyor hırsızlık yapiyor mafya grupları oluşturuyorlar hatta hırsızlık yapip hapiste yan gelip yatmak mesleklerin bir parçası... Bunlar hammadde üretiminde rahatlıkla kullanılabilirler. Tabii bunun için asgari ücrette değişiklik gerek iş kollarına göre ücret ve vergi getirilmesi gerek ( hatta bölgelere göre). Tek tip asgari ücrette olmaz veya çok düşük olması gerekir ki bu ülkemizde uygulanamaz




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 3 Aralık 2021; 20:18:56 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • KristalTürk K kullanıcısına yanıt

    Millete dayanın diyorlar 6 ay 1 sene sonra yine yakında şahlanacağız diyecekler böyle böyle zaman kazanmak istiyorlar


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Adam yerden göge kadar haklı

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Alman veya Çin ekonomisinin yapısal nitelikleri ve durumları Türkiye ile aynı değil ki. Çin'in esas sanayiye hizmet eden devasa yan sanayisi, işçi gücü, yerli sermayesi ve ticari artıdeğer birikimi Türkiye'de yok ve Çin'de bu denli ağır bir enflasyon tablosu yok. Çin Türkiye'nin aksine her şeyi üretiyor ve ihraç ediyor. Çin çok daha katma değerli şekilde, borç verilmesini teşvik edecek şekilde, borçlarının altından kalkabilecek şekilde büyüyor. Bir yandan Türkiye'nin ihracatının ciddi bir kısmı ithalata dayalı bir ihracat ve cari açığı var, haliyle dünyada aklı başında herkes parasını kıymetli tutmaya çalışırken ticaretin aracısı dolar (ve pekala diğer para birimleri) karşısında lirayı bu denli değersiz tutmak doğru dürüst bir avantaj sağlamıyor; yalnızca halkın cebine, kredi notları ve güven endekslerine zarar veriyor. Mevcut ithalatı pahalılaştırıyor. Girdi maliyetini arttırıyor. Cari açık ve dış borca negatif dönüşü oluyor. Türkiye'ye borç verenler borç vermekten kaçıyor. Etkisi yalnızca kısa vadeli olacak, bir noktada tıkanacak, dünyadaki enflasyon ve talebi hesaba katmayan kur kaynaklı süni bir ihracat artışı ve ithalat azalmasıya göz boyanıyor. Döviz ve haliyle fiyat istikrarsızlığından tedarik zincirleri aksıyor. Maliyet sabitlenemiyor. Fiyat belirlenemiyor. Firmalar iflas etmemek için ürün göndermiyor. Haliyle işverenlerinin ağzına bakan işçilerin durumu da sallantıya giriyor. Faiz dediğin istikrarsızlık yaratacak şekilde böylesi bir ekonomik tablo varken devamlı indirilmez ki. Oyuncak mı bu? Dersin ki "koşullar şu an faiz artırımını gerektiriyor ama ben gelecekte faizsiz bir Türkiye hayal ediyorum. Böyle bir ekonomik ortam yaratacağız". Faizi yükselterek gelecekte yatırıma dönüşecek tasarrufu teşvik edip enflasyonu dengeleyip kuru güçlendirirsin ama nerede? Koca bir ekonomistler neslini ve onların binbir zahmetle kurduğu iktisat bilimini reddederek ekonomi sağlıklı yürütülemez. Ekonomi analisti Yeşilada'nın deyimiyle halkın sefalet çektiği, duraklama riski yaşayan bir "Alice in Wonderland" ekonomisi olur o. Almanya zaten bambaşka bir örnek teşkil ediyor. Orada hiçbir şansöyle böyle keyfi ve güya deneysel davranamaz. Hemen güçler ayrılığı ve dengesi ilkelerinin gereği olan demokratik veya teknokratik bir organ şansölyeye bir fren çeker; istediğiniz düpedüz yanlış, milyonları fakirliğe mahkum edeceksiniz diye. Çünkü Almanya gerçekten demokratik bir ülke. Türkiye'de ise demokrasi kağıt üstünde. Özendiğimiz Çin'in siyasi sistemi nereden baksanız ikinci sınıf bir sistem. Vahşi kapitalizmi kucaklamış bir komünist diktatörlük. Ekonomik performans saplantılı Çin'de insanın özel bir kıymeti yok ama en azından Almanya'da bu var. Şansölye orada böyle insanların hayatlarıyla oynayamıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • kerimcem K kullanıcısına yanıt
    bu kardesinize güvenin dolar 3 lira olacak

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Akpli birisi biz Çin modelini almiyoruz demisti. Ben mi yanlis hatirliyorum.

    Yine diyorum Çin olamayiz cunku hammadde gucumuz yok. Onlarda cok guclu hammadde olayi var. Ve bunu gerektiginde alabilecek doviz.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Gerçekleşmeyecek bir vaat daha

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Demekki tam tersi, kolay olanı seçti ve çin böyle büyümedi.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.