En Son İzlediğiniz Film ve Yorumlarınız (4975. sayfa)

Finch (2021) 10 / 6 Tom Hanks'in Performansı için izlenir yoksa vasat Dünya sonu filmlerin'den bir farkı yok..

Widows • 2018 / Steve McQueen

Ölen kocalarının ardından hayatlarında zorluklarla karşılaşan kadınları işler film. Bu basit bir drama değil onun altını dikkatle çizmek isterim. Gayet net, akılcı kurgusuyla dikkat çeken suç filmi net olarak. Senaryonun başında Gone Girl ile dikkat çeken Gillian Flynn var. Kendine has tarzıyla hikayeyi baya gerilimli hale getirmiş. Bütün kadınları topladık, onları bir suçun merkezine ittik şeklinde değil; siyahi Chicago bölgesi merkezli, belediye başkanlarının pislikleriyle çevrili ana hikayesi mevcut. Gayet iyi oyunculukları, olay örgüsü var.

Filmin yersiz uzunluğu, aralara serpiştirilen gereksiz sahneleri olmasa ortada çok daha iyi bir yapım olabilirdi. Ancak bu haliyle bile iyi film bana göre. 

7.5/10

ımdb

I onde dager (2021) - IMDb

https://m.imdb.com/title/tt13109952/?ref_=m_rt_li_tt

6,5/10

Ben beğendim eğlenceli ve beklemediğim şekilde gelişen bir film oldu. Sıkılmadan kendini izlettiriyor.

Pâfekuto burû • 1997 / Satoshi Kon

Sadece animeler içinde değil uzun zamandır bu denli sağlam yapım izlememiştim. Daha doğrusu kusursuz dersem daha yerinde olur. Kısa sürede sayısız detayı muazzam bir kurguyla sunabilmek herkesin harcı değil. Üstelik bunun film içerisinde değil animede yapılıyor olması daha büyük cesaret. Çünkü hiçbir zaman yeterli popülaritenin sağlanamayacak olması gibi durumlar var. Yönetmen o kadar harika işlemiş ki sonlara doğru yumruklardan sersemlemiş bir boksöre dönüyor insan. Neyin gerçek ya da illüzyon olduğunu karakterle birlikte sorgularken muazzam denebilecek montajıyla kendine hayran bırakıyor adeta. 

En başta sahneler akarken mekan farkları içerisinde cut devamlılığından anlaşılıyor bir şeylerin tuhaf seyredeceği. Müzik dünyasından oyunculuk dünyasına geçiş sırasındaki dış dünyanın verdiği tepki ile karakterimiz Mima'nın iç dünyasındaki kıvranış anime için harikulade zemin hazırlar. Bahsettiğim bu oyunculuk dünyası içerisinde rol aldığı filminde, senaryonun direkt kendi yaşantısıyla paralel şekilde gitmesi hikayenin gizlerini, seyirciyi afallatmasını iki kat artıran etken. Perfect Blue diyerek isimle merak uyandırırken anime içindeki kullandığı kırmızı renkle gerçeğe açılan kapı bırakıp, yaratılan güvenlik şefi gibi 'örselenmiş' ürkütücü karakterler ile anlatımın mindfuck zirvesine erişmesiyle hepten başka bir şeye dönüşmektedir.

Herkesin izlemesi gereken enfes denebilecek tuhaf bir yanılsama pornosu.

10/10

Tebrikler. Azıcık aklımız vardı o da gitti.

Filth (2013)

Buradan iyi yorumları okuyup izlemeye karar verdim ama beğenmedim

5/10

Başarılı bir orjinal hikaye olmuş.Hikaye anlatımı çok iyi başlıyor meraklandırarak devam ediyor.Fantastik öğeler bence çok başarılı olmuş her ne kadar Pokemon çizgi filmindeki Ninetales karakteri kopyalanmış olsa da :) Her zaman olduğu gibi önceki Marvel filmlerine göndermeler çok iyiydi.İlk ek sahne çok güzeldi.İzleyiciyi sıkmadan yeni bir Dünya'nın içine sokuyor.

10/8

Masterminds (2016) - 5/10

Gerçek hikaye olması ve komediye evrilmesi ilginç. Komedi tarafı vasatın da altında zaten. Ortalama ve hareketli bir film beklentimi karşılamadı. Sonunda gerçek David Ghantt’i göstermesi güzeldi.

Palm Springs (2020) - 7/10

Sanırım yüksek puanına kanıp konusunu dahi bilmeden izledim. Tam sarı içeceği içerken izlenecek bir film arıyordum, ihtiyacımı karşıladı. Film boyunca sarı içecek tüketimiyle beni benden aldı. Konusu çok orijinal denemez belki ama son derece eğlenceli ve altındaki romantik mesajı da çok beğendim. Dans sahnelerinden keyif alan bir izleyici olarak Andy Samberg’in filmin başındaki dansını da çok beğendim. En kısa zamanda uygulamayı düşünüyorum.

Hrutar (2015) - 6/10

Çok durağan bir film, bunu eleştiri olarak söylemiyorum. Herkese hitap etmeyeceğini ve yer yer sıkıcı gelebileceğini tahmin etmiştim. Benim beklentilerimin biraz altında kaldı. Farklı bir coğrafya ve farklı bir dilde günlük bir hayatı izlemek maksadıyla başladım. Genel olarak manzaralar ve görsellik övülmüş. Bu da beklentimin altında kaldı. İki ihtiyar ve huysuz çiftçi kardeşin hayvanlarıyla sınanmasını konu alıyor. Değişik bir konu ancak ben de yüzeysel işlendiğini ve derinliği olmadığını düşünüyorum.

Cafe de Flore (2011) - 7/10

Antoine’in sağlıklı olması, ebeveynlerinin hayatta olması, güzel çocukları olması ve maddi kaygısı olmaması vurgusuyla başlıyor film. Sıradan ama çok değerli bir mesaj ile. Sonrasında benzer sıradanlıkta ilerliyor. Arada bir replik bende etki bırakıyor :

"Bu düşünceyi severim. Bir yerlerde senin için yaratılmış birinin olması, sonsuza dek."

Jacqueline ve down sendromlu oğlunun hikayesi daha çok ilgimi çekerken, Antoine’ın hikayesi benim için sönük ilerliyordu. Özellikle eski eşinin olduğu bölümler son derece bayıcı geldi. Sahne geçişleri ve müziklerin etkisi ise bir şov havasındaydı. Tüm bunlara rağmen bir buçuk saatlik bölümde tipik Fransız filmi donukluğu hissedip yer yer sıkıldım. Paris ve Montreal söz konusuyken küçük bir bölümde İngilizce konuşulup filmin genelinde Fransızca konuşulması biraz kafamı da karıştırmadı değil. Ancak son yarım saat tarifsiz bir tat ve etki bıraktı. Evet iki hikayenin bağlanmasını bekliyorsunuz ancak bu kadar etkileyici ve sıradışı olması beni çok etkiledi. Yönetmen amcamız da zaten çok sevdiğim Demolition’ın yönetmeniymiş.

Stillwater (2021) 10 / 7.5

Güzeldi, yoklukta gerdi.

6.5/10

Sukkar banat • 2007 / Nadine Labaki

Özellikle kadınların, kızların izlemesini istediğim çok sıcacık bir film. Kuaförde çalışan kadınların her birinin ayrı problemleri üzerine eğilerek levant ülkelerinden biri olan Lübnan'dan; Türkiye'ye çok benzer bir portreyi çıkararak işlemiş Nadine Labaki. Evlenmek üzere olup bakirelik problemleri olan müslüman bir kadından tutalım da, evli ve çocuklu adamla beraber olan kadının kendi kişisel ikilemlerine kadar gündelik konuları ele alıyor. Bunu yaparken yönetmen hem çok güzel hikayeler yaratarak drama tadını fazla kaçırmamış hem de sanat görselliği bakımından çok iyi bir ton yakalamış. Bir eleştiri olarak filmde normalin çok ötesinde beklenmeyecek kadar iyi insanlar çizilmiş ve erkeklerden kamerayı biraz kaçırarak feminist tavır takınmış diyebilirim.

O herkesin dillere destan bulduğu mreyte ya mreyte şarkısının ana kaynağı işte bu filmdir. Nadine Labaki'ye burada ayrıca bir parantez açmak isterim bir insan hem filmi yönetip hem de nasıl friesian atı zarafetiyle ortalıkta gezer anlamadım. Sen nasıl bir şeysin be kadın...

Filmde hymen dikimi için İstanbuli adında bir doktora giderler ve Layale şöyle der: ''İki yakayı bir araya getirecek, dertler bitecek''

7.5/10

Cosmos(2018)

Yer yer klişeler olsada gayet iyi bir Bilim Kurgu filmiydi. Özellikle 500$ bütçesini göze alırsak. Herkese hitap etmeyebilir ama bilim kurgu severler ve özellike Öte gezegenler, Uzayda yaşam arayışı hakkında ilgisi olanların seveceğini düşünüyorum 8/10

Clara(2018)

Bu filmde ilk filme benzer konulu ama daha profosyenel. Romantik/Dram öğeleride var. Bilim Kurgu tarafınıda çok beğendim. Bu filmde herkese hitap etmeyebilir ama ben oldukça beğendim. İlk filmde Dediğim gibi bu konu hakkında ilgisi olanların seveceğini düşünüyorum. Bu kadar az izlenildiğini görünce de şaşırdım açıkçası. Bu tarz pek bilinmeyen popüler olmayan 2 filmi bulduğum için mutluyum gerçekten tatmin etti beni. 8.5/10

Yine bu tarz pek bilinmeyen filmler varsa önerirseniz sevinirim.

No Time to Die ( 2021 ) 10 / 6 Daniel Craig'in Son Bond filmi bu kadar basit olmamalıydı...

Rocketman • 2019 / Dexter Fletcher

Filmin yönetmeni aynı zamanda Bohemian Rhapsody filminin prodüktörlüğünü yapan kişi. Bir de yönetmen koltuğuna oturayım deyince işi tam batırmış. Rocketman zaten başlı başına Elton John biyografisi. Müzisyen hayatını işlerken filmde bolca şarkı olacak. Bunun üst katmanına ayrıca müzikal eklemek tek kelimeyle filmi kakofoniye çevirmiş. Süresi boyunca bir dakika bile dinlenmiyor film. Hep üst tempoda hitap etmeye çalışınca da duygu bir yerden sonra bana hiç geçmedi. Ne olursa olsun en müzikal işler de dahil olmak üzerine hikayenin demlenmesi için nefes alması, müziğin durması şart. Her sahnenin arkasına müzik koyma durumu yapımı içi playlist dolu bir klibe çeviren etkenlerdendi. Bazı hususlar özellikle aceleye getirilince, film fazlasıyla oldu bitti işi gibi duruyor, yazık olmuş.

Bunun dışında Elton John müzikleri, kostümlerin gerçekten iyi tasarlandığını söylemek gerek. Ancak biyografi izleyeceklere tavsiye etmeyeceğim türden. Yoklukta izlenebilir.

6/10

vampires kiss 10/7.5

vampirli bir film saçma olur ama nicolas cage varsa iyidir dedim ve beni bambaşka bir film karşıladı. izlerken eğlenceli vakit geçti. nicolas cagenin abartılı ama şaheser oyunculuğu ayrı bir keyif verdi. amerikada böyle insanların var olduğu şaşırtıcı gerçek. hem vampirli (!) olup hem gerçeğe en yakın film olması ayrı bir güzellik. nicolas cagenin gerçekten hamamböceği yediği bir sahne var ki akıllara zarar. imdb çok düşük puan vermiş. aslında ilk başta filme 8.5 puan vermiştim. bazı yerleri biraz uzatmışlardı. sonu da biraz anlamsız ve kötü bitti o yüzden puanı düşürdüm. ama yine de güzel film.

borat 2 :10/6.5

başları komik geçiyor ama sonlara doğru biraz sıkıyor. ilk filmdeki gibi yahudilik lgbtden ziyade sacha reis politik ve feminizm üzerinden bizleri güldürüyor. daha çok amerikalıların anlayacağı şekilde konuşuyor redneck felan. birinci filmi kadar güzel değil ama yine de eğlenceli bir film.

Pulp fiction : 10/9.25

Her izlediğim zaman keşke hiç izlemeyip ilk izleyisimdeki zevki tatsaydim diyorum. Gözümü kırpmadan bitirdiğim nadir filmlerden. Her şeyiyle kült bir film.

İchi the killer

Mesajımı yeniliyorum. İkinci kez izledim. Bazı yerleri anlamamıştım şimdi daha iyi anladım. Puanımı yeniliyorum 10/8

" - Lanet olsun çok korkuyorum

- demek meşhur şefimiz korkuyor

- hayır ben kendimden korkuyorum "

SPOİLER:

[spoiler=5656306622]SPOİLER! Son sahnede elamanın beni kimse öldüremiyor diye depresyona girip şişi kulağından beynine sokup intihar etmesi :D tahminimce son sahne hayaldi. Renk tonu değişiyor sesler bir garipleşiyor.[/spoiler]