Şimdi Ara

EE mühendisliğini bırakmak ve tercihler hakkında

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
67
Cevap
11
Favori
9.809
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
35 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Öncelikle herkese geçmiş olsun diyerek başlayayım. Zor bir maratonu geride bıraktınız. Birazdan yazacağım şeylerin hepsini "hakkınızda hayırlısı olsun" parantezine almışım gibi okuyabilirsiniz çünkü bahsedeceğim şeyler her ne kadar aksi yönde çabalayacak olsam da subjektif konular. Ama ben elimden geldiğince objektif olmaya çalışacağım ki tecrübesi olan arkadaşlar da tasdik edebilir/inkar edebilir ilerde. Benim maksadım, önce bu bölümü , daha sonra da herhangi bir mühendislik yazmak isteyenlerin -şayet okurlarsa- gelecekte yaşanması muhtemel sıkıntılar karşısında daha az şaşırmalarını sağlayacak ve eğer mümkünse hayatlarında vermiş olacakları büyük bir yanlış karardan vazgeçmelerine vesile olacak bir yazı yazmak. İsteyen troll ya da mf4.avi diyebilir, geçmiş yorumlarıma bakarsanız bu yıl TM'den hazırlandığımı görebilirsiniz.

    Elektrik-elektonik mühendisliğini 2.sınıfta bırakmaya karar vermiş birisi olarak yazıyorum bunları. Özel bir sebebi ya da uğruna bıraktığım bir bölüm yok. Neyi istemediğini idrak edebilmek için bir şeyi hâlihazırda istiyor olmak gerektiğini de düşünmüyorum zaten. Her neyse, pek çok kişinin yaşadığı bilinçsiz tercih yapmanın kurbanlarından biriyim işte. Bu arada, gelmesi muhtemel "2.sınıfta daha ne gördün ki bırakmaya karar verdin?" sorusunu aşağılara yazılmadan cevaplayayım : 3.sınıfta göreceklerimin, beni, şu ana kadar gördüklerimden daha fazla mutlu etmeyeceğine eminim. Almadığım dersler, girmediğim laboratuarlar yok mu, var tabi ki. Ancak şimdiye kadar tecrübe ettiklerim beni bölümden soğutmaya fazlasıyla yetti. 1 yıl daha burada kalmaya kendimi zorlasam seneye bu vakitlerde yine bırakmayı düşüneceğimi biliyorum. Zararın neresinden dönersem kar diyorum o yüzden.

    Bölüme gelirsem, EE sadece mühendislikler içinde değil, bütün akademik derya içerisinde bir öğrenciyi en donanımlı ve yetkin şekilde mezun edebilecek bölümlerden biri,bunu inkar edecek değilim. En azından teorisi ve misyonu bu. Ancak Türkiye'de verilen eğitim "yüksek lisansta yurt dışına kapağı atmaya bakın" mantığı üzerine kurulu olduğu için tamamiyle not odaklı ve bunun bir sonucu olarak da inanılmaz stresli. Diğer puan türlerinin bölümlerini aşağılayacak değilim ama şu bir gerçek ki sizin 1 buçuk ay özenle textbooklardan çalışıp, örnek soruları çözüp aldığınız not ; sınavdan önceki akşam "kardo şu X'in notlarını paslasana" diye arkadaşından not isteyip 3 saat okuyan ve sınava giren elemanın aldığı nottan düşükse bu 2 ders arasında ciddi bir nitelik ve zorlayıcılık farkı vardır,bunun tartışmaya açık olduğunu da düşünmüyorum. Sorun şu ki EE'de bu fark diğer bölümlere nispeten daha bariz gözüküyor. "Girerken zor olduğunu bilmiyor muydun?" diyecek olan olursa, biliyordum. Ancak bunun derecesini tahayyül bile etmemiştim. Girmeden, görmeden bilmek de mümkün değilmiş zaten. Bunu hayal etmeye çalışmak yerine bu zorlukları bizzat yaşamış kişilerin yazdıklarını okumanızın da daha faydalı olacağını düşünüyorum.

    Dürüst olmam gerekirse yukarda bahsettiğim teorik zorluk tek başına düşünüldüğünde katlanılmayacak bir zorluk değil. Evet, üst sınıflara çıktıkça sosyal becerileri ve akli dengesi sallantıya giren öğrenci sayısında bir artış var ama bunun tek sebebi teorik zorluk değil yani. Uygulama kısmı da ciddi anlamda can sıkıcı. Asistanların iyi niyetlisine denk gelmek zaten çölde vaha bulmak gibi iken bir de 1 hafta süre verilen şeylerin, diğer derslerin yüküyle 3 haftada bile tamamlanması mümkün olmayan devasa prangalar haline gelmesi ciddi anlamda beni bölümden soğutan bir başka etkendi.

    İşin sosyal kısmı için çok detaya inmem gerektiğini düşünmüyorum. Tamamiyle soyut ve kafanızda oturtmaya muhtaç olan o kadar çok detay var ki bir süre sonra şirazeyi kaydırmanız son derece kolaylaşıyor. "Naber,nasılsın" gibi sıradan ve cevap verilmesi neredeyse hiç çaba gerektirmeyen soruları sormaya ve cevaplamaya zorlanan insanlar gördüm gözlerimle, yanından geçerken verdiğiniz selamı görüp, yine de dümdüz bir suratla yürüyen insanları görüp "Neredeyim ben" diye düşünmeye başladığınızda sosyal kısmı anlatmanın ne kadar gereksiz olduğunu anlarsınız. Yani tabi, umarım anlamak zorunda kalmazsınız :)

    Özetleyecek olursam ; kafasında bir an bile "Tercihlerime hangi bölümleri yazsam?" sorusu geçen birinin kesinlikle yazmaması gereken, özel bir alanı inanılmaz detay bilgilerle üstünüze yükleyen ve kendisini seven hatta aşk yaşayarak yazanlara bile zorluğuyla tercih yapılan güne lanet okutan bir bölüm EE mühendisliği. Burayı severek, mutlu mesut okuyan ve gayet iyi işler yapan insan sayısının azımsanamayacak miktarda olduğunu belirtmeye gerek bile duymadım, her bölüm için böyle bir kitle mevcut tabi. Ancak basit bir hesapla çektiğiniz eziyet & alacağınız mükafat/tatmin hissi karşılaştırması yaptığınızda terazininin negatif tarafının "Yol yakınken bırak abi" demesi ihtimalinin bu bölümde epey yüksek olduğunu belirtmeliyim. Çevremde sadece EE'de okuyanlardan değil diğer mühendislik bölümlerinden de bu sıkıntıyı yaşayan ve aynı düşünce ve kararlılıkla hayatını başka alanlara yönlendirme arayışında olan arkadaşlarımın sayısı hiç de az değil. Diyelim ki bu talihsizliği yaşadınız ve geldiniz, bilin ki o yolda yalnız değilsiniz ve her zaman başka bir yol var.

    Tercih konusuna gelecek olursam, yukarda bahsettiğim bütün sıkıntılar farklı şekillerde ve yoğunlukta da olsa ülkedeki kalburüstü bütün mühendisliklerde var. Bunu arkadaş yoluyla da, tanıdık/akraba tecrübesi ile de gördüm, sizler de görebilirsiniz. Mühendisliğin, ülkenin geleceği için ne kadar önemli bir alan olduğunu tartışmak abes olur tabi ki ama acı ve gerçek konuşmak gerekirse bir fark yaratabilecek olanlar, bir şeyleri köklü bir değişime uğratabilecek olanlar bu ülkede barınmıyor, barınamıyor arkadaşlar. Yurtdışında kendinize müthiş bir kariyer çizme imkanınız var ve yeteri kadar vatan sevdalısı iseniz dönüp akademisyen olarak yeni dimağlara bilginizi aktarmanız mümkün ama bu dediğim kararlılıkta olmanız şu an idrak edemeseniz bile içinizde olması gereken bir şeydir. Eğer yoksa, "bölümü okurken sevmek", "ilk başta sevmemek sonra ısınmak" gibi avuntularla yıllarınızı heba edersiniz ve kendinize bile neyi ispatlamaya çalıştığınızı unutarak sahip olduğunuz en değerli şey olan zamanınızı hunharca harcamış olursunuz.

    "Mühendislik pişmanlıktır."
    "Yazmayın."
    "Ortalık mühendis kaynıyor boşverin"

    Ve bunlar gibi sığ sloganlar ne kadar itici gelse de kafanızdaki mühendislik bölümü net değilken, "kimya mühendisliği mi yazsam bilgisayar mühendisliği mi" gibi saçma karşılaştırmalara girmişseniz ve hemen şu an açıp bölüm derslerine çalışmaya başlayacak kadar şevk yoksa kalbinizde ; bu ülkede, benim bu yazıyı yazdığım saat ve dakika itibariyle mühendislik okumak, büyük bir ihtimalle (tabi ki her koşulda değil ama) vasat bir hayat yaşamak için en güzel yıllarını feda etmek en kibar ve hafif tabiriyle saflıktır, bilinçsizliktir. Ancak ve ancak gülün yapraklarından bile büyük olan o dikenleri görmeyecek kadar bağlıysanız gelin, bu ülkenin işte o koşulda size ihtiyacı var. Aksi takdirde mühendislik eğitiminizin ortasında bir yerlerde, bir gece, kendinizi yurtdışına yerleşme planları yaparken bulabilirsiniz.

    "Hakkınızda hayırlısı olsun" parantezini kapatabilirsiniz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bekotor -- 6 Temmuz 2017; 20:20:33 >



  • Taban puanı da tavan puanı da yıldız teknikten yüksek olan bir devlet üniversitesinde okuyorum hocam ve açıkçası son gün çalışıp yüksek ortalama yapan arkadaşlarınızın -ytü'nün prestiji için- yalan söylediğini umuyorum. Zira böyle bir şey ihtimal dahilinde bile değil okuduğum üniversitede. Yazımda kalburüstü üniversiteler ifadesini belirtmişken bunlara yıldız teknik'i de katmıştım ancak dediğiniz durumdaysa yeniden düşünmekte fayda var.

    Üniversite düzeyinde matematik ve fizik ile herhangi bir sorunum yok, bölümün matematik temelli olmayan detay derslerinde ve laboratuar uygulamalarında ciddi anlamda zorlandığımı yazıda belirttim. Bunun en büyük sebebinin, uğraşırken keyif almamam ve bunun sonucunda da uğraşmak için bir motivasyon oluşturamamam olduğu da anlaşılıyor olsa gerek, zira en büyük hatamın kendimi tanımadan böyle spesifik bir bölüme girmiş olmam olduğu konusunda şüphem yok. Yine de yorumunuz ve isabetsiz de olsa tahmininiz için teşekkür ederim
  • Rez değerlenir buralar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ben de bir TMci olarak sonuna kadar okudum ve hak veriyorum özellikle bu dediklerini yaşayacak olanlar bence 100k ve aşağı civarı olupta mühendislik yazanlar olacaklar.. Üzücü ama gerçek.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Haklı nokta

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Dostum hangi uni de ee yi biraktin ve bu sene hangi okulda hukuk dusunuyosun ozel degilse cevaplarmisin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kafasında sadece sayısal bölüm olan tıp mı ve mühendislik mi arasında kalan tıp yazsın dediğimde beni taşlıyorlardı. Umarım gönlünüzce olur teşekkürler buraya açtıgınız için.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Syntax 1907 kullanıcısına yanıt
    Rica ederim hocam, sadece yaşadıklarımı aktarmaya çalıştım.

    Umarım sizin de gönlünüzden geçtiği gibi olur.
  • Re(Z)



    Okuyacağım

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Korktuğum şey başına gelmiş hocam 😭

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • güzel konu, eline sağlık hocam..
  • Beyler MF3: 2,5-3,5 k aralığında, MF4: 4-6k aralığında gelecek. Biyoloji dersini dinlerken dahi kötü oluyordum. Fiziği seviyorum. Bu şartlar altında odtü makine yazmam mantıklı değil mi?



    Tercih dönemi yaklaşıyor, kafalar karışıyor. Teşekkürler

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Olay dersi sevip sevmemen degil, dersin zor olmasi. Universitede Matematik ve Fizik dersleri zor oluyor, makine muhendisliginin bolum dersleri onlardan da zor diyor okuyanlar. Olay ders sevmeniz olmasin o yuzden.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Asım.

    Olay dersi sevip sevmemen degil, dersin zor olmasi. Universitede Matematik ve Fizik dersleri zor oluyor, makine muhendisliginin bolum dersleri onlardan da zor diyor okuyanlar. Olay ders sevmeniz olmasin o yuzden.

    Teşekkürler hocam. Bu mezunlar nasıl mezun oluyor bir mezunlarla konuşmam lazım odtüden. Daha derin araştıracağım. Haklısınız gerçekten zor diyorlar.



    Tekrar teşekkürler.. .

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Mezun olunur zaten de deger mi? Muhtemelen TM'den girseniz gayet yuksek bir puan alip nispeten rahat ve prestijli bir bolum okuabilirsiniz.
  • Ülkemizde hayalinizdeki mühendislik işini büyük ihtimalle bulamayacağınızdan ve çok fazla beklenti içerisine girdiğinizden, mezun olduktan sonra hayal kırıklığı yaşamanız muhtemel.

    Bir örnek vermek gerekirse; Ben doğalgaz proje çizim işinde çalıştım. Normalde İGDAŞ bu işi muhendislerin yapmasını istiyor. Ama gel gör ki piyasa gene böyle işlemiyor. Şirket bir tane mühendis alıyor ve imzasını kullanıyor tecrübesine de çok bakmıyor. Roleve alım ve proje çizim işlerini bizim gibiler hallediyor ve mühendisler genel itibariyle çok fazla bir şey bilmiyor. 60 daireli bir rezidansın rolevesini almıştım alnımdan ter akmıştı resmen 3 saatte çizdim. O roleveye mühendis pirim almayacaksa ık mık ediyor gitmemek için ki zaten yeni mezun falansa alması da çok zor. Yani mühendis olsanız sizin işlerinizi yine başkası yapıyor e sizde imzaya güvenip kendinizi geliştirmeyince mühendislik olayı havada kalıyor.

    Kaldı ki zaten proje çizim olayını falan artık bilgisayar programlarıyla yaptığınızdan, herhangi bir üniversite okumuş adama da yaptırabiliyorsunuz işi.

    BU biraz da sanayinin değişime uğramasından kaynaklanıyor. Hatırlarsanız geçenlerde 4. sanayi devrimi çıktı. Artık olay mühendislikten çıkıp teknolojiye geçiyor. O yüzden hangi mühendislik yazarsanız yazın, önümüzdeki 10 yıl içinde belki sizin sektörünüze de teknoloji girmiş olacak ve siz malesef işsiz kalmış veyahut başka alanlarda iş arıyor olacaksınız. Üzücü ama gerçek bu.

    Ayrıca makine mühendisi olacaksanız ve doğalgaz işine girecekseniz şunu da söyleyeyim, mutlu olmanız imkansız. Hep aynı işler ve malesef sektörde de hiç kız da yok ful erkek anasını satayım :D Monoton bir hayat yaşar gidersiniz maaşınız da çok yüksek olmaz kıt kanaat geçinirsiniz.Hatta maaşınızı düzenli alamaya da bilirsiniz.

    Çok da imza yetkisine güvenmeyin, malum teknoloji her tarafa el attığından bir gün o imza yetkisini devlet yapay zekalara verebilir.

    Bana sorarsan hangi meslekleri tercih etmelisiniz diye; Bence yaratıcılığınızı ortaya çıkaracak meslekler en iyisi. Yazılım mühendisliğinde yaratıcılığınızı en iyi şekilde ortaya çıkarabilirsiniz yani sınırı yok ve belkide dünyanın sonuna kadar ölmeyecek mesleklerden. Bana kalırsa önümüzdeki 30 sene içersinde yazılım bilmeyen adamı hiçbir işe almayacaklar.

    Bunun dışında Sağlık sektörü her zaman revaçta olmuştur. Eğitim sektörüne gelince; Öğretmenliği seviyorsanız güzel meslektir ve çok da zevklidir. Ama sevmiyorsanız size zulüm olabilir ve zaten öğretmenlerin itibarı da yok. Bir matematik öğretmeniyim ve herkes gözünde küçük görüyor ulan sanki kendi meslekleri on numara :D Ulan ben akademik matematik görmüşüm ve istediğim her sektörde hemen hemen her işi yapabilirim ama gel gör ki olay böyle.

    Akademisyenlik bana göre en güzeli. Sürekli genç ve dinamik öğrencilerle birliktesiniz ve onlara yön veriyorsunuz. Sürekli farklı düşünceler ve tartışma ortamları. Sürekli olarak araştırıyorsun ve öğreniyorsun. Kadro olsa da girsek :(

    Hepsini geçtim İngilizceniz yoksa vay halinize. Hemen oturun o ingilizceyi öğrenin. Mezun olduktan sonra 1 senemi ingilizceye ayırdım ve bayağı yol kat ettim ve artık her ingilizce makale okuduğumda video izlediğimde sürekli olarak gelişiyor.

    Yine hepsini geçtim; Monoton hayat yaşayacağınız mesleği neden seçersiniz anlamam ki. Bence çok sıkıcı. Her daim yaratıcılığınızı ortaya çıkarmaya çalışın. Para kendiliğinden gelecektir emin olun!
  • Benim önümüzde ki seneye dönüşeceğim bireysiniz sanırım. Bende bilgisayar mühendisliği yazdım bu sene hazırlık okudum. Daha bölüme bile başlamadım ama gelecekte uzun süreler bilgisayar başında oturan bir adam olmak istemediğimden busene sınava hazırlanacağım bende TM den. Lise hayatım boyunca hiçbir zaman biyoloji ve fizik yapamama rağmen 2 sene MF den zorlayarak sınava girdim hayatımın hatasıdır gibi geliyor bana. Edebiyatım genelde hep 90+ olmuştur tabi bizde şişme not yoktu emeğimizle alırdık o yüzden hani hocalar arttırmış algısı uyanmasına. 10,11,12 edebiyat ortalamam 94-95 ti hep . Gel gelelim ki fizik zarzor 4 düşüyordu biolojiyi ne sorun ne söyleyeyim . Matematiğim iyidir ama. Neyse bizede zorla MF okuttular zira TM nin toplumdaki algısı herkesin mâlumu. Geçen sene ygs5-6'm 36-39 bindi TM ci arkadaşlarım vardı bu sonucu yapan onlar LYS de 5-6bine çekti ben, belki bende TM hazırlansam aynı sonucu elde edebilirdim çünkü hiç çalışmadan 35 net yapmıştım çalışsam 50+ geleceğinden şüphem yok. Neyse LYS de fiziği kaydırdik obp ile falan 50 bine düşürdük (YGS 1-2 39-40k idi) yazdık Ankara da bir devlet üniversitesinin Bilgisayar mühendisliğini Nitekim sonuncu olarak girdik .Şimdi içimde kaldı TM den sınava girmek belki 5-10 bin arası bir derece yapmak , ha şimdi deseniz bu sıralamayı yaptın diyelim ne yazacaksın onu da bilmiyorum...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Syntax 1907 kullanıcısına yanıt
    Kardeş sen direk mühendislik yazacaklara sallıyordun arada kalanlara değil, mühendislik yazacak varsa yazmasın hayatı kayar tıp yazsın diye.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Valla konuyu acan arkadas ya 3 matematik 4 fizik netiyle ozel universitede muhendislik okuyor. Ya da odtu'de...



    Ben yildiz teknik elektrik mezunuyum. Bolumdeki cogu insan acikogretim okur gibi derslere gelmeden, son gun calisip bitirdi okulu 4 yilda. Hem de yuksek ortalama yapanlar da coktu bu grup arasinda. Ki yildiz teknik kalbur ustu bir universite sayilir. Bir tik usu istanbul teknik'te de durum ayni biliyorum, cok arkadasim vardi ev arkadaslarim dahil.



    Buradan cikan sonuc: arkadas ya fizik matematik yapamadan muhendislik okumus kafa basmiyor. Ya da odtu de bogazicinde iyi kasmislar arkadasi. Arasi yok bence. Hos odtu'nun ytu ve itu den cok cok farkli olacagini dusunmuyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Taban puanı da tavan puanı da yıldız teknikten yüksek olan bir devlet üniversitesinde okuyorum hocam ve açıkçası son gün çalışıp yüksek ortalama yapan arkadaşlarınızın -ytü'nün prestiji için- yalan söylediğini umuyorum. Zira böyle bir şey ihtimal dahilinde bile değil okuduğum üniversitede. Yazımda kalburüstü üniversiteler ifadesini belirtmişken bunlara yıldız teknik'i de katmıştım ancak dediğiniz durumdaysa yeniden düşünmekte fayda var.

    Üniversite düzeyinde matematik ve fizik ile herhangi bir sorunum yok, bölümün matematik temelli olmayan detay derslerinde ve laboratuar uygulamalarında ciddi anlamda zorlandığımı yazıda belirttim. Bunun en büyük sebebinin, uğraşırken keyif almamam ve bunun sonucunda da uğraşmak için bir motivasyon oluşturamamam olduğu da anlaşılıyor olsa gerek, zira en büyük hatamın kendimi tanımadan böyle spesifik bir bölüme girmiş olmam olduğu konusunda şüphem yok. Yine de yorumunuz ve isabetsiz de olsa tahmininiz için teşekkür ederim
  • İTÜ'de İnşaat Mühendisliği öğrencisi olarak arkadaşın EE ile yazdığı her şeyin bütün mühendislikleri kapsadığını söyleyebilirim. Yazdığın her cümlenin altına imzamı atarım .
  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.