Şimdi Ara

BAŞÖRTÜSÜ HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZ (ÜNİVERSİTELERDE!) (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
174
Cevap
0
Favori
4.603
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • @mustafa_ogr
    O Erzurum bizim Erzurum mu? Hadi doğuda, Erzincan'ın sağında...
    Hayır;
    Cumhuriyet caddesinde sigara içerek yürüyebiliyor mu merak ettim.
    Yemek yiyebiliyor mu diye sormuyor çünkü açık yer olmazda! :D

    Hayır aynı Erzurum'dan bahsediyorsak bir milyon tane örnekte ben sıralarım...

    Ufak bir ek daha;
    @mustafa_ogr hoşgörüyle karşıladığını söylemiş.
    Çok güzel tebrik ederim ama sizin bu anlayışınız çok ufak bir kesimin yaklaşımı.


    @ dasdasq
    Bir takım insanların endişelerinden bahsetmiş.
    Doğru mudur gelecek zaman gösterecektir.

    Bu endişelerin olması demokrasi adına güzel çünkü tek seslilikten kurtarıyor bizi.
    Daha da önemlisi demokrasi , sivil toplum örgütleri, çok seslilik dediğimiz olayda bu değil midir?

    Yani bugün Cumhuriyet Mitinglerine katılan insanların endişelerini gidermek yerine, onlarla dalga geçmek, öyle bir şey yoktur demek mi daha iyi yoksa 28 Şubat sürecindeki gibi süreç mi?
    Sizce hangisi demokratik, özgürlükçü bir tavır?

    Tarihte diğer ülkelerin başına gelenleri gördükten sonra özgürlüğe sıkı sıkıya bağlı insanların endişe içerisinde olması doğal.

    Ve bence bu endişelerini demokratik yollardan dile getirmelerinde hiçbir sıkıntı yok!
    Bilakis demokrasinin kendisi bu, güzelliği bu.

    Eehh bugün hedef kitledeki kişi endişe içerisinde olanları konuşmalarıyla , yaptıklarıyla sakinleştireceğine ortamı daha germiyor mu? Ağzından çıkanı kulağı duymuyor mu?

    Endişe içerisinde olanlara da şunu söyleyeyim;
    En kötüsü sistem kendini bir daha restart eder olur biter.
    Sistemi, düzeni, Cumhuriyeti, laik devleti kaldırmak isteyenler bunun bedelini en ağır şekilde öderler.
    Evet yine Türkiye kaybeder, demokrasimiz 50 sene geri gider, bir kaç kelle sallandırılır...
    Ama bir kez daha demokrasi bize iki beden büyük olduğunu anlarlar...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huhukomsu -- 14 Şubat 2008; 13:40:29 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Huhukomsu


    Endişe içerisinde olanlara da şunu söyleyeyim;
    En kötüsü sistem kendini bir daha restart eder olur biter.
    Sistemi, düzeni, Cumhuriyeti, laik devleti kaldırmak isteyenler bunun bedelini en ağır şekilde öderler.
    Evet yine Türkiye kaybeder, demokrasimiz 50 sene geri gider, bir kaç kelle sallandırılır...
    Ama bir kez daha demokrasi bize iki beden büyük olduğunu anlarlar...


    evet haklısınız. sizin gibi düşünenler bu ülke için hiçbir gayret sarfetmeyip, halkın arasında halkla beraber olmak yerine kendi köşklerinde oturduklarından ne siz halkı anladınız, ne de halk sizi anladı.

    tabii tembelliğiniz, çalışmayışınız sayesinde elinizdeki imkanları kaybedince, halk da sizin gibi düşünenleri ya sandığa gömüp ya da mecliste 3-5 sandalye ile oturtunca veryansın edersiniz.

    tembelliğiniz o kadar aşikar ki, sıkıştığınız zaman bile çalışmaya meyletmezsiniz, acab millet bizi neden sevmiyor diye meraklanmazsınız.

    çalışmak tabii ki işinize gelmez zira eli silahlı, kuvvet dengesi olmayan, başlangıçta mücadeleyi kazanacak kuvvetten yardım dilenirsiniz. o size çalışmayı öğütler, refleks gösterin çalışın der, ben silahla bugüne kadar çözüm üretemedim der ama siz yine anlamaz onlardan medet beklersiniz.

    bunu baykal bile anlamış en son çıkışında ise askere sitem etmiştir.

    hala anlamayanlar var demek ki ...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: HuZuN_CiCeGi


    quote:

    Orjinalden alıntı: Szopen

    Hala başörtüsü diyorsunuz. Bilerek yapıyorsunuz biliyorum ama yemeyiz. Biri çıkıp anneannesinin, ninesinin resmini ve yanına bi sıkmabaşın resmini koyucak o zaman başörtüsü nedir, türban nedir bi daha karıştırmazsınız.

    Bu nasıl bir terbiyesizliktir?Sizin saygınız sadece sizin görüşlerinizle örtüşen görüşlere sahip insanlara mıdır?İnsanlarımızın inancı gereği taktığı örtüye hem türlü manalar yükleyip hemde hakaret edemezsiniz!




    eder yahu neden etmesin? kendisi laik devlet düzeninin yılmaz savunucusu ve bekçisi, medeni insanların önde gideni, çağdaş ve aydın bir Türk vatandaşı olarak ülkeyi karanlıklara gömmek isteyen bir takım çağdışı kafalar ve bir türlü çağa ayak uyduramayan tarih sahnesinden fırlamış üç-beş kıza mı hakaret edemeyecek? elbete ki edecek en doğal hakkıdır. neyse biz gülelim geçelim buna da




  • Kısa etekli öğrencilere kezzap paniği
    quote:



     BAŞÖRTÜSÜ HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZ (ÜNİVERSİTELERDE!)


    Ali ŞEN- Mustafa ERCAN- Tolunay DUMAN/TARSUS(Mersin), (DHA)
    Kısa etekli öğrencilere kezzap paniği
    MERSİN’in Tarsus İlçesi’nde biri lise son diğeri ilköğretim okulu 6’ncı sınıf öğrencisi 2 kızın bacaklarına, eteklerinin kısa olduğu gerekçesiyle arkalarından gelen birkaç kişi tarafından şırınga ile sıvı bir madde püskürtüldü. Yanma hissi ile çığlık atan kız öğrencilerden biri kuaföre, diğeri okuluna sığındı.

    Yakıcı sıvı maddenin ne olduğu araştırılırken, kızların bacaklarında yara oluştu. Doktorlar, kız öğrencilerin bacaklarına sıkılan sıvı maddenin güçlü bir asit olabileceğini söylerken, polis saldırganları arıyor.

    Cumhuriyet Savcılığı’nın incelemeye aldığı her iki olay geçen pazartesi günü meydana geldi. Kent merkezinde yaşanan ilk olayda, Anıt Mahallesi’ndeki Atatürk İlköğretim Okulu’nun kapısı önünde duran 14 yaşındaki B.S.Y., sağ bacağında yanma hissedince çığlık attı. Okul yönetiminin Tarsus Devlet Hastanesi’ne götürdüğü B.’nin bacağına yakıcı ve yanıcı bir madde sıkıldığı belirlendi.
    Öğle saatlerinde yaşanan bu olaydan yarım saat sonra da şırıngalı saldırı olayı, bu kez, bu okula 100 metre uzaklıktaki Atatürk Bulvarı Demokrasi Meydanı’nda bulunan Cengiz Topel Lisesi önünde meydana geldi. Kimliği belirsiz iki kişiden biri, okul çıkışı kaldırımda yürüyen ve kısa etekli okul forması giydiği için laf attıkları 17 yaşındaki G.K.’nin arkasından yanaşarak, bacaklarına doğru şırınga ile bir madde sıkıp kaçtı. Her iki bacağının diz altı kesiminde giydiği çorapları bir anda yanarak acılar içinde çığlık atan G.K., yakındaki bir kuaföre sığındı. Kuaförde bacaklarına su dökülerek sakinleştirilen G.K. de Tarsus Devlet Hastanesi’nde tedavi edildi.

    EŞKAL AYNI
    İlk ifadeleri hastane polisince alınan kız öğrenciler, daha sonra Çocuk Şubesi’ne götürüldü. Burada yeniden ifadeleri alınan öğrenciler ve görgü tanıklarının ifadelerinden, saldırıyı yapanların eşkallerinin aynı olduğu anlaşıldı.
    Polisin hazırladığı dosya Cumhuriyet Savcılığı’na intikal ettirilirken, geniş bir soruşturma başlatıldı. Öğrencilerin bacaklarına sıkılan, doktorların güçlü bir asit olabileceğini söylediği yakıcı sıvı maddenin ne olduğunun belirlenebilmesi için öğrencilerin yanan çorapları inceleme için Adana’daki Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı’na gönderildi. Verilen eşkal doğrultusunda şırıngalı saldırganları arayan polis, soruşturmayı sürdürüyor.

    ÇORAPLARI ERİYİP, YANDI
    Olayın şokunu yaşayan kız öğrencilerden G.K., öğlen saati ders bitimi sonrası eve giderken önünden 2-3 kişinin geçtiğini belirtip, yaşadıklarını şöyle anlattı:
    “Bana ‘Bu kızın eteği kısa’ diyerek laf attılar. Daha sonra arkamdan bir sıvı sıçraması hissettim, sonra çorabımın yandığını gördüm. Çorabım erimeye başladı ve yanmayı hissedince bağırdım. Acı yüzünden etrafıma bakamıyordum. Daha önceden gittiğim bir kuaföre sığındım, onlar yardım etti. Hastaneye gidince mahalleden bir kız arkadaşımla karşılaştım. Onda da aynı şey olmuş. Onun da bir bacağı yanmıştı. Pansuman yaparken canım çok acıyordu. Doktorlar ‘Asit, kezzap olabilir. Şırınga ile sıkılmıştır’ dediler. Bunu yapanlar 20 yaşlarında 2- 3 kişiydi sanıyorum. Saldırının bizim kısa etekli olduğumuz için yapılmış olabileceğini düşünüyorum. Türban olayları gündemdeyken, bana ‘eteği kısa’ demelerinden öyle şüpheleniyorum.”

    ‘KISA ETEKLİLERE KEZZAP ATILIYORMUŞ’
    Arkadaşıyla okula giderken bu olayın başına geldiğini anlatan B.S.Y. de, ayağının önce kaşınır gibi olduğunu, ancak önemsemediğini belirterek, kaşıntının acıya dönüştüğünü söyledi. B.S.Y. olayı şöyle anlattı:
    “Bacağım kaşınır gibi oldu, sonradan yanma ve acı hissettim. Baktığımda çorabım yırtılmış, mor lekeler oluşmuştu. Canım yandı, çığlık atınca okul idaresine gittim. Annemi aradık geldi. Fen öğretmenimiz yaraya bakıp, asit olduğunu söyledi. Hastaneye gittik, pansuman yapıldı, şimdi bacağımda yara var” dedi.

    Yaşanan bu iki olay, ‘kısa eteklilere kezzap atılıyormuş’ söylentilerinin yayılmasına ve paniğe yol açtı. Polis, şırıngalı dehşetin faillerini arıyor.

    KEZZAP ATILAN ÖĞRENCİ FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN :http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=9765&rid=2

    Kaynak:http://www.hurriyet.com.tr/egitim/anasayfa/8231269.asp?gid=229&sz=66944



    Mesela bu olayın takipçisi olalım.
    Eğer gerçekten anlatılan gibiyse, bu beyinsizlere ne yapacağımızı tartışalım.
    Endişelenenleri anlayalım.




  • Erzurum dediniz demek ben erzurumda öğrenciyim . Yaşayışı geçtim düşünceye bile tahammulun olmadığı bu yer için güzel güzel yazılar yazıyoruz bakıyorumda.Ramazanda Hiç bir yerin açık olmadığı bu yerde yemek yiyebilmenin tek yolunun üniversite hastanesinin kantini olduğunu öğrenene kadar kafayı duvarlara vurmuştum.O kadar özgür ki bu yer herhangi bir fakültenin kantinde kek yemeye kalktığınızda( keki sevmem ama yiyecek başka bir şeyde yok) üstüne dayak ikramlarıda var.Ha kızları bile dövebilen bir zihniyet aynı zamanda özel durumda dinlemiyorlar.Şimdi hemen cevap gelir birkaç kendini bilmezin yaptıklarını neden tüm şehre malediyorsun.Peki bu şehir tasvip etmiyorsa bu olanları ramazanda oruç tutmayan birey için en temel hakkını yani beslenme hakkını neden gaspediyorlar.Kılıçoğlunuda bilir erzurumu bilen bu pastanede üst katda olanlarada müdahil oluyordur bunlar höyyttt elini tutma caiz değil.Ha buraya nerden geldim 2 pohça alıp bir kenarda yeme isteğimi servis yapmıyoruz diye geri çevirdilerde ordan.Bu erzurumun en lüks pastanesinde oluyor.Neden vermiyorlar kendi yobazlıklarının ötesinde mahalle baskısından o bir kaç kendini bilmez nasıl oluyorsa bütün şehri avucuna alabiliyor.Üniversite yemek çıkarmıyor öğlen ramazanda zaten belirtmeme gerek yok.




  • @Deep Impact
    İçi ne kadar boş bir mesaj yazdığının farkında mısın?
    Bir daha OKU!!! ve de sil istersen.

    Ne yazdığımı anladın mı?

    Rejimi değiştirmek isteyenler gereken cezayı alacaklardır.
    Noldu hoşuna mı gitmedi? Korktun mu?

    Yoksa rejim değişikliğide olabilir mi diyorsun? İçinde geçiyorda söyleyemiyor musun?
    Hayır günümüz sisteminde zaten buna müsade edilmiyor, gereken cezayı alıyorlar.

    Rejim kendini daha büyük bir tehlikede görürsede her zamanki olan olacaktır.
    Bakın ordunun sesi çıkıyor mu? Ne güzel. Tek kelime bile etmiyor. Olması gerektiği gibi.

    Ama her şey çığırından çıkar, bu ülkenin kendi demokratik mekanizmaları çalışmaz(Çalıştırılamaz hale) hale getirilirse kitlenen sistemede restart atılır.

    Hiç bilgisayarınız kitlenmedi mi? Napıyorsunuz o zaman?
    Restart etmiyor musunuz? Güvenli modda sistemi tekrar açarsınız ve sistemi kitleyen programcıkları birbir bilgisayardan atarsınız. (Ya da karantina altına alırsınız.)
    Bu kadar basit.
    Sistem Cumhuriyet'in kazanımlarına uyamayan ya da uymak istemeyen kişilerden temizlenir.

    Hala bana siz diyorsun. Siz kim o kim siz?

    Bu saatten sonra kimse özgürlüğünden feragat edemez kimse kusuruma bakmasın.
    Açıp gözlerinizi bakın dünyaya.

    Özgür olmayan her rejim çatır çatır çatlamakta!
    İran'daki rejim gözlerinizin önünde yıkıldığı vakit olmayacak hayaller peşinde koşanlar kime, neye sığınacaklar çok merak ediyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huhukomsu -- 14 Şubat 2008; 13:36:50 >




  • ne zaman "kardeşim bu ülke istese de iran olamaz oradaki ayetullah sistemi ile buradaki diyanet yapısı farklı, gündüz vakti uyanıkken kabus görerek insanların bir takım haklarını ellerinden alamayız, gelin mutedil olun ve bu ülke insanlarına güvenin, olabilecek tek tük münferit vakalarda da zaten polis müdahil olacaktır" desek;
    "ulan nerde kaldı laiklik - hangi çağdayız üç beş sıkmabaşa mı teslim olacağız - kapalılar açıkların gözlerini oyacaklar hayt huyt " gibi temelsiz ve mesnetsiz söylemler ayyuka çıkıyor.

    eğer olacak-yapacak-edecek ya da olabilir-yapabilir lerle gideceksek vay halimize. o halde hiç çocuk sahibi olmayalım. çocuğumuz hırsız da olabilir, adam da öldürebilir.

    bir de "gözünüz öyle kör olmuş ki önünüzde duran tehlikeleri dahi göremiyorsunuz, bugün türban yarın rejim" diyen, demeye getiren rejim bekçisi ve yılmaz laiklik muhafızı arkadaşlara da söylemek isterim ki, bir mekan açıp müneccimliğe başlayınız, şu sıralar iyi paralar kazanıyorlar.




  • C4 müneccim olmaya gerek yok. Geçmişte söylemleri belli olan kişiler belli yerlere gelmiş. Ağacın kökü kesilmiş. Bu noktadan sonra ağaç devrilir mi, devrilmez mi diye tartışmanın gereği yok.
  • Türban konusuna gelince bireylere verilir özgürlük ümmetlere değil.Zaten bizim sorunumuzda bu birey olmayı öğretememek insanlara.Birde şöyle bir yanlış anlaşılma var.Bu kişiler düşündükleri şeyler için değil kafasına taktığı şey için okula alınmıyor çıkardığı taktirde tüm haklardan yararlanabiliyor.Ama aldıkları eğitim düşünce ufkunu açabiliyormu zaten açsa bu tartışmaların hiçbir değeri kalmaz.Üniversitelerin sadece adının üniversite olması en büyük sorunlardan biri.

    Şimdi insanlığa demokrasi dersi vermeye kalkanlarında daha öncede demokrasi trenine biner istediğim durakta ineriz demeside size bir şey ifade etmiyor.Bir taraftan hilafet devleti kuranlar bir yandan zamanı gelmeden yumurtaları çatlatmak istemeyenler.Bunları biz tamamen bir tarafımızdan uyduruyoruz.Böyle bir gerçeklik yok ülkemizde bizim ülkemiz fransa gibi insanların birey olduğu bir ülke oldu ve bir kesim jakobence özgürlükleri kendi tekelinde tutuyor.

    Özgürlükler insanın elinde iken bunun farkına varamaz.Ne zaman kaybedersin o zaman anlarsın değerini.Ve buda tepeden inme olamaz rejim bunalımı yaşanmadıkça.TSK gibi bir güç varken vede hala bilinç sahibi olan insanlar varken ( paranoyak pardon).Adım adım gidecekler bunu görmemek için kör olmak gerek.Ve bunun özündede insan hakları ve demokrasi söylemlerini kullanacaklar kendi silahımızla bizi vuracaklar güya.

    Konjonktür gereği hoşgörü diyalog ve insan hakları söylemleri yapan bu insanların köklerini aldığı inancın yaptırımlarını inceleyin ve kararınızı verin.O zaman şu anda ülkedeki özgürlüklerin bile kazanılması Atatürkün neler başarmış olduğunun kanıtıdır.

    Bugün türban ile başlayacak bu süreç sonuçta inanç özgürlüğü ile insan hakları çercevesinde eşleştirebildiklerini isteyerek devam edecek( ahada bura yazıyorum.)




  • @C4
    Bazı insanların şüphe duymasını sağlayan koşullar ne yazık ki var.
    Hani hayatınızda hiç izlemediniz diyelim, google'da bir kişinin adını yazdığınız vakit youtube'daki videosu en tepede geliyor.

    Açıp izlediğiniz vakit Türkiye için kendince doğru(!) gizli planlarından, yapmak istediklerinden bahsediyor.
    Ve bunları yavaş yavaş, gizlice, yapılması gerektiğinden söz ediyor.
    Sohbetinin en sonunda da burada konuşulanlar burada kalacak, kimseye anlatılmayacak, her şeyin kafanızdan silip çıkın gidin bu odadan ...vs diyor.

    Eh şimdi bu adamı izleyen birisi neden şüphe duymasın?
    O kadar saf mı ? paranoyak mı bu millet?

    İran devriminde baştaki generalin " devrimi neden fark edemediniz?" soruna söylediği güzel bir cevap vardı.
    "Açmakta olan bir güle sürekli bakarsanız nasıl açtığını fark edemezsiniz" diye. Komşumuzdan gereken dersleri aldığımıza inanıyorum.

    Hani diyorum ya endişeleri gidermek yerine ortamı daha da gerecek sözler söylenmese daha güzel , daha yararlı olmaz mı?
    Ama olur mu? Belediye seçimleri yakınımızda! Ver gazı ver gazı!!!

    Aynı partideki iki kişinin arasındaki söylemde bile dağlar kadar fark var.
    Misal Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ne kadar yapıcı, endişeleri anlamaya yakın konuşurken , biriside beyaz gömleği giyip geldik diyor. (Hoşgeldin.)

    Beyazları giyip gelirim dersen, birileride başka şeyleri giyip gelir.
    Böyle demokrasi anlayışı olmaz, olamaz!




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Huhukomsu

    @Deep Impact
    İçi ne kadar boş bir mesaj yazdığının farkında mısın?
    Bir daha OKU!!! ve de sil istersen.

    Ne yazdığımı anladın mı?

    Rejimi değiştirmek isteyenler gereken cezayı alacaklardır.
    Noldu hoşuna mı gitmedi? Korktun mu?



    Atatürk rejimi gençlere emanet etmiş, askerlere değil.

    ben isterdim ki bir genç olarak "ben varım" diyebilesiniz.

    ama sizin gibi düşünenler o cesareti gösteremediği için rejim konusunda endişeye kapılan bu düşünce sahipleri kışlayı adres gösteriyor.

    Sahipsiz vatanın batması haktır;

    Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.


    tabi sen kendi işini başkalarına havale edersen o başka ...

    ben varım diyemedikten sonra ...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Raskolnikov
    Bu kişiler düşündükleri şeyler için değil kafasına taktığı şey için okula alınmıyor çıkardığı taktirde tüm haklardan yararlanabiliyor.


    vatandaş düşündüğü ve yorumladığı şey için -senin tabirinle- kafasına o 'şey'i takmak istiyor arkadaş! sen de buna hangi hakla "onu öyle değil böyle düşün, öyle değil böyle yorumla" diyeceksin? uzun uzadıya bir ton şey yazmışsınız ama henüz insanların düşüncelerinin cendereye alınamayacağını saptayamamışsınız.(ya da kabullenememişsiniz ya da kabullenmek istememişsiniz her ne ise)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi C4 -- 14 Şubat 2008; 14:12:16 >

  • Arkadaşlar konuyu saptırmayalım..

    Mevzu rejim değişikliği değil. Üniversitelerde başörtüsüne karşı tutumunuz nedir?



  • quote:

    Orjinalden alıntı: C4

    quote:

    Orjinalden alıntı: Raskolnikov
    Bu kişiler düşündükleri şeyler için değil kafasına taktığı şey için okula alınmıyor çıkardığı taktirde tüm haklardan yararlanabiliyor.


    vatandaş düşündüğü ve yorumladığı şey için -senin tabirinle- kafasına o 'şey'i takmak istiyor arkadaş! sen de buna hangi hakla "onu öyle değil böyle düşün, öyle değil böyle yorumla" diyeceksin? uzun uzadıya bir ton şey yazmışsınız ama henüz insanların düşüncelerinin cendereye alınamayacağını saptayamamışsınız.(ya da kabullenememişsiniz ya da kabullenmek istememişsiniz her ne ise)

    İsterse şeriat istesin saygı duyarım.Ama duyduğum bu saygı şeriat düzeni getirmek olarak tezahür etmez.Ne zamanki düzene çomak sokar orda bürokrasi gerekli mekanizmaları devreye sokar.Kurulu bir düzen var ve bu insanların amacı daha fazla demokrasi daha fazla insan hakları değil.Eğer öyle olsaydı bu süreci yayarlardı uzun bir zamana biz çıkardık oldu hadi kızlar türbanla üniversiteye demezlerdi.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: C4

    quote:

    Orjinalden alıntı: Raskolnikov
    Bu kişiler düşündükleri şeyler için değil kafasına taktığı şey için okula alınmıyor çıkardığı taktirde tüm haklardan yararlanabiliyor.


    vatandaş düşündüğü ve yorumladığı şey için -senin tabirinle- kafasına o 'şey'i takmak istiyor arkadaş! sen de buna hangi hakla "onu öyle değil böyle düşün, öyle değil böyle yorumla" diyeceksin? uzun uzadıya bir ton şey yazmışsınız ama henüz insanların düşüncelerinin cendereye alınamayacağını saptayamamışsınız.(ya da kabullenememişsiniz ya da kabullenmek istememişsiniz her ne ise)


    Bu konuda ben C4 e katılırım. Arkadaşlar yazdıklarınız başını örten insanları düşünerek yazılmış yazılar değil. sadece kendi düşünceleriniz doğrultusunda yazılmış düşünceler. bu da sizlerin haklı olduğu anlamına gelmez. Uzun uzun başınızdan geçenleri veya gerçeklerinizi diretmenize gerek yok. Yazmnıza demedim diretmenize dedim. Zira kendi düşüncenizdir. Ayrıca kimse laiklik Cumhuriyet savunuculuğu yapmasın. Birtakım isimleride tartışmaya çekmesin. nedersek diyelim ortada hakkı yenen insanlar varsa, kim nederse desin eninde sonunda bu insanlarda hakkını alacaklar.

    Not: BEŞER ZULM EDER, KADER ADALET EDER.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Orjinalden alıntı: Huhukomsu

    @Deep Impact
    İçi ne kadar boş bir mesaj yazdığının farkında mısın?
    Bir daha OKU!!! ve de sil istersen.

    Ne yazdığımı anladın mı?

    Rejimi değiştirmek isteyenler gereken cezayı alacaklardır.
    Noldu hoşuna mı gitmedi? Korktun mu?



    Atatürk rejimi gençlere emanet etmiş, askerlere değil.

    ben isterdim ki bir genç olarak "ben varım" diyebilesiniz.

    ama sizin gibi düşünenler o cesareti gösteremediği için rejim konusunda endişeye kapılan bu düşünce sahipleri kışlayı adres gösteriyor.

    Sahipsiz vatanın batması haktır;

    Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.


    tabi sen kendi işini başkalarına havale edersen o başka ...

    ben varım diyemedikten sonra ...



    Cumhuriyet Meydanlarında toplanan insanlar ne yapıyorlar?
    Orduyu göreve mi davet ediyorlar?

    Demokrasi budur işte.
    Tepkinizi, endişelerinizi göstermenin en güzel yollarından biriside budur.
    Ama daha siz bunu bile bilmiyorsunuz.

    Hem ordudan neden korkuyorsunuz onuda anlamadım ki?
    Sizin(?) ordunuz değil mi yoksa?

    Neyse olması gerekenlerle olacak olanları hepimiz çok ama çok iyi biliyoruz.
    Hala öğrenemediyseniz ne diyeyim. Aynı filmi bir daha oturur izlersiniz.
    Boşuna konuşmanın gereği yok.

    Daha öncede dediğim gibi donanım belli, işletim sistemide belli.
    Sistemi değiştirmek isteyenlere karşı korumalar vardır.
    Bu koruma sistemi etkisiz hale getirilmek istenir, sistem işlemez hale sokulur ve sistem kitlenirse reset atmaktan başka bir çarede kalmaz.
    Ondan sonra güvenli kipte sistemden kaldırılırken ne kadar bağırsanızda, çağırsanızda sesinizi duyan olmaz çünkü güvenli kipte demokrasi, adalet pek yoktur.




  • Herkes Özgürdür. Birileri inanmasada veya saygı duymasada. Duymak istemesede.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Huhukomsu


    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Orjinalden alıntı: Huhukomsu

    @Deep Impact
    İçi ne kadar boş bir mesaj yazdığının farkında mısın?
    Bir daha OKU!!! ve de sil istersen.

    Ne yazdığımı anladın mı?

    Rejimi değiştirmek isteyenler gereken cezayı alacaklardır.
    Noldu hoşuna mı gitmedi? Korktun mu?



    Atatürk rejimi gençlere emanet etmiş, askerlere değil.

    ben isterdim ki bir genç olarak "ben varım" diyebilesiniz.

    ama sizin gibi düşünenler o cesareti gösteremediği için rejim konusunda endişeye kapılan bu düşünce sahipleri kışlayı adres gösteriyor.

    Sahipsiz vatanın batması haktır;

    Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.


    tabi sen kendi işini başkalarına havale edersen o başka ...

    ben varım diyemedikten sonra ...



    Cumhuriyet Meydanlarında toplanan insanlar ne yapıyorlar?
    Orduyu göreve mi davet ediyorlar?

    Demokrasi budur işte.
    Tepkinizi, endişelerinizi göstermenin en güzel yollarından biriside budur.
    Ama daha siz bunu bile bilmiyorsunuz.

    Hem ordudan neden korkuyorsunuz onuda anlamadım ki?
    Sizin(?) ordunuz değil mi yoksa?

    Neyse olması gerekenlerle olacak olanları hepimiz çok ama çok iyi biliyoruz.
    Hala öğrenemediyseniz ne diyeyim. Aynı filmi bir daha oturur izlersiniz.
    Boşuna konuşmanın gereği yok.

    Daha öncede dediğim gibi donanım belli, işletim sistemide belli.
    Sistemi değiştirmek isteyenlere karşı korumalar vardır.
    Bu koruma sistemi etkisiz hale getirilmek istenir, sistem işlemez hale sokulur ve sistem kitlenirse reset atmaktan başka bir çarede kalmaz.
    Ondan sonra güvenli kipte sistemden kaldırılırken ne kadar bağırsanızda, çağırsanızda sesinizi duyan olmaz çünkü güvenli kipte demokrasi, adalet pek yoktur.




    Fark ise insanlar bir programa tabi değillerdir. Şartlar her zaman sizin dediğiniz gibide olmaz. Bir şeylerden korkanda yok. Daha önce olanlarla şu durum aynı değil. Bu kadar insan hakkını aramayıda bilir. Ki sandıkta 2 defa gösterdi




  • Sınırsız özgürlük yanlısıyım.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Huhukomsu

    @C4
    Bazı insanların şüphe duymasını sağlayan koşullar ne yazık ki var.
    Hani hayatınızda hiç izlemediniz diyelim, google'da bir kişinin adını yazdığınız vakit youtube'daki videosu en tepede geliyor.

    Açıp izlediğiniz vakit Türkiye için kendince doğru(!) gizli planlarından, yapmak istediklerinden bahsediyor.
    Ve bunları yavaş yavaş, gizlice, yapılması gerektiğinden söz ediyor.
    Sohbetinin en sonunda da burada konuşulanlar burada kalacak, kimseye anlatılmayacak, her şeyin kafanızdan silip çıkın gidin bu odadan ...vs diyor.

    Eh şimdi bu adamı izleyen birisi neden şüphe duymasın?
    O kadar saf mı ? paranoyak mı bu millet?

    İran devriminde baştaki generalin " devrimi neden fark edemediniz?" soruna söylediği güzel bir cevap vardı.
    "Açmakta olan bir güle sürekli bakarsanız nasıl açtığını fark edemezsiniz" diye. Komşumuzdan gereken dersleri aldığımıza inanıyorum.

    Hani diyorum ya endişeleri gidermek yerine ortamı daha da gerecek sözler söylenmese daha güzel , daha yararlı olmaz mı?
    Ama olur mu? Belediye seçimleri yakınımızda! Ver gazı ver gazı!!!

    Aynı partideki iki kişinin arasındaki söylemde bile dağlar kadar fark var.
    Misal Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ne kadar yapıcı, endişeleri anlamaya yakın konuşurken , biriside beyaz gömleği giyip geldik diyor. (Hoşgeldin.)

    Beyazları giyip gelirim dersen, birileride başka şeyleri giyip gelir.
    Böyle demokrasi anlayışı olmaz, olamaz!

    birileri her zaman bir şeyleri giyip geldiğinde her şey istedikleri gibi olmuyor. bunun en güzel örneği 12 eylül öncesi birilerinin meclisi "onu değil bunu cumhurbaşkanı seçeceksiniz yoksa şöyle böyle olur" şeklinde baskıya alması, ecevit ve demirelin dahi telefonlarla tehdit edilmesiydi. oylama günü seçtirilmek istenen şahıs ve oğlu dışında hiç bir sivilin meclise alınmadığı gün bile dedikleri olmadı, meclis iradesini koyup diğerini seçti.
    o gün meclis iradesinin silah ve apoletten üstün olduğu tescillenmişti.
    ama sen bunu da göz ardı edip silaha sarılır herkesi biryerlere sürer ve "ahada bal gibi yönetime el koydum" dersen o ayrı bir tartışma konusu tabi. şimdi mevzumuz o değil.
    ha, şimdi sen dersen ki "ben bu meclisi milletin iradesi olarak görmüyorum" o ayrı mesele. o halde bunlara oy vereni de bu ülke insanı olarak görmediğinizi söylemeniz gerekir. zira bunlar yunanın bulgarın oyu ile iktidara gelmediler.

    nedir efendim, türbandan başlayarak rejimin altını mı oyacaklar? peki soruyorum o halde, şimdiden felaket sinyalleri verip feryatlar atarak üç beş kızın kafasındaki örtüyü ele dile dolamanın neye faydası var? bu mu rejimi kurtaracak?

    "hayır efendim türbana karşı çıkmakla rejime karşı yapılabilecek bir saldırının olası startını önleyeceğiz" bu mu yapılmak istenen? buna kargalar dahi güler yahu. durun bakalım o kızcağızlar inançlarından dolayı çıkartamadıkları örtüleri ile hele bir okusunlar. rejimi yıkmaya çalışanların faaliyetleri tescillendiğinde gereken birimler teyakkuzda zaten onlar sizden önce ataklarını yaparlar, korkmayın.

    yukarıda "inançlarından ötürü başlarını kapatan" ibaresini kullandım zira bu insanlar hakkında "parayla takıyorlar, siyasi simge olarak kullanıyorlar" tarzı söylemler getirmek hakka hukuka sığmaz. geneli bu şekilde itham etmek olmaz.




  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.