Şimdi Ara

Aynı yaşamı sonsuza kadar tekrar tekrar yaşamak

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
9
Cevap
0
Favori
626
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Nietzsche’nin de deyimiyle en ufak ayrıntısına kadar. Bütün hataları, faydaları, pişmanlıkları, sevinçleri her şeyi tekrar tekrar yaşamak. Öldüğünüz anda da tekrardan doğum anına resetlenmiş hafızayla geri dönmek.

    Nietzsche’nin bu düşüncesi metafizik mi? Eğer aynı hayatı tekrar tekrar yaşıyorsak nasıl farkına varabilirdik ki bunun ve bize ne faydası olurdu?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Aynı hayatı baştan aşağı sürekli yaşayıp durmak, bu döngünün asla farkına varmamayı gerektirirdi. Eğer geçmiş hayatım tekrar ediyor bilincine varırsam; şu anki yaşamımda yeni ve farklı bir şey yapmış oluyorum. Döngü kırılıyor. Olmaz. En başta, bu tarz bir döngünün kişiye hiçbir fayda etmeyeceği netleşmeli.

    Asıl mesele, benim bu döngü fikri karşısında nasıl bir zihniyete bürüneceğim. Nietzsche'nin tabiriyle lanetler mi yağdıracağım, yoksa ulvi bir güzellik mi duyacağım? Belki de bu satırlara büyük bir anlam yüklemeyip tepkisiz kalacağım. Hepsi mümkün. Peki bunların, bu davranış ve duygularımın tümü, bireysel ve gerçek olgular değil midir? Benim mevcut deneyimimi yansıtmıyorlar mı? Tecrübe edilen şeylere ne kadar metafizik diyeceğiniz size kalmış.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Evet metafizik
  • Cennet ve cehennem kavramları bu şekilde değil mi zaten.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • açmazlardan gidelim.

    bana üst soydaki anne yasaktır. o başkasına eş edilir. varsam buna engel olamamışımdır.

    bana kız kardeşim-ablam da yasaktır. bunlar da kısmetse başkasına eş olur.

    hala-teyze- dayı-amca ve onların kızları mevzuunu şimdilik es geçelim.

    ............................

    şimdi ben dışarıdan eş aldığımda kabul edilmeyen anne gambitini oynamak zorundayım. zira bu kadın beni doğuracak yani üst soyda anne dediğim şey burada döngüye girecek. her kadın beni doğurma açısından annem ise dışarıdan alacağım her kadın benim için ilk açmazın benim tarafımdan yaşanmış hali olur. ilkinde özne olan baba denen üst soy ben olduğunda nesneleşmiş haldedir ve bu açmaz beni bağlar.

    ............................

    şimdi benim çözüm üretme adına cariye köle veya teyze hala amca vs. kızı kavramına yöneldiğimi düşünün.

    sorun düşünme denen hal ile devam ederse ben esasen kabul edilmeyen anne gambitinden kurtulmak için kabul etmek zorunda olduğum kız kardeş ya da abla gambitine düşerim. yani aklen anlarım ki esasen bana eş olarak türetilen kavram benim kız kardeşim ya da ablabmış.

    ......................................

    haliyle ben akledişle kurtulmak istediğim mattan kurtulmak istedikçe dış dünya denen şeye yaptığım her hamle daha da içselleşerek dönünce buna çözüm olarak başka bir açılımla mekana inmem gerekir.

    ......................................

    şimdi çözüm bakımından ben eğer ki kul denen argumanı ileri sürersem yani kadın eşittir eril dersem ve bu eşitlikte kadın ve erilin de bekaret denen halini dubur istikametine verirsem kabul edilmeyen anne ve mecbur kalınan abla- kardeş gambitini aşma bakımından bir başlangıç noktası yaparım.

    .........................................

    kısaca türleşme adına hamle yaptığım anda kitabi olanı inceleme yetisine sahip olmam lut kavmi denen ve bana yön verecek ayetle anlamlı olurdu.

    kadın denen türü eşcinsel tavırda harekete zorlarım. sen de yersin içersin acı çekersin ben de yerim içerim acı çekerim. ikimiz de dubur denen istikameti cinselliği yaşadığımız halde koruduğumuz için anlarım ki koruyacağız ve bu durum denkliği eşitliğe çevirir.

    gökten veya yerden bana evlen aile kur diye vahyeden(emir eden) de yok. bu halde kadın denen nesne cinselliğe adım attığı anda eşcinsel bir tavırla karşılaşacağını anladığı için bunu evirme adına aile kurmaya yönelik normal ilişkisel boyutu kabul etmek durumunda kalacak haldedir.

    .......................................

    şimdi biri bizimle ahlaksız gibi gözüken ancak kulluk denen öğretide eşitliği savunduğu için gayet makul gözüken bir oyun oynamış ve bu oyunda eş denen tercih o kadar da kolay şekilde bulunamadığı gibi eşin kendisine ait olan bir kısım değerden vazgeçerken bir şeyi de kabul etmesini istiyor.

    ..........................................

    ben erilim dişil olan kendisine eşcinsel tavrı kabul etti dedik. ancak mesele kulluktan başladığı için bu o kadar kolay değil. zira ben de kulum yani benim de türeme yerim dubur istikametimse dişilin salt bana karşı yapacağını kabul ediyorum demesi yetmez. beni kulluğun ötesi bir halle anmalı ve ayrıca kulluğu da bu şekilde anlamlamalı.

    ........................................

    bu açıdan dişil birey kendisini düşüreceği hali kabul için beni kullukla anabileceği halde ayrıca kendisi de eşcinselliğin kurbanı olmamalı demek için bana cebrail ayracı koymak durumunda kalır.

    .........................................

    bir kadının meleği kabul edişindeki bu hal bakımından meleği aldatıp eşcinselliğe matuf hareketini egale etmesi hali ise yani aile kurması normal ilişki ile dünyevi düzeni oturtması hali bakımından meleği aldatan ancak melek zaten insken salt onu kandırma bakımından melek gibi kabul etmek zorunda olduğundan ötürü şeytan denen kişinin öznesi konumunda anılana döner. kadın bu esemede şeytanı da oynarken eril mecburi cebraildir.

    burada adem bensem havva denen şey beni öncel olarak cebrail olarak tanımlamış iken esasında şeytan olmak durumunda ise....

    2 görünen öznenin akledişle eş bulma amaçlı hareketinde ortaya çıkan iki görünmeyen nesnenin yaratılışı ilginçtir.

    .....................................

    ilahi kat var ancak bu katta isyan eden şeytan ya da itiraz eden melek yokken adem ve havva var dedik.

    aynı anı yaşadık ancak melek ve şeytan denen varyasyonu kurmak bu anın sonucu ise aynı döngüden kurtulmak için kulluk savının makulu denen şeye bakılır.

    .....................................

    buna göre aklediş bu döngüden kurtulmak amaçlı olarak yaratıcı savını ileri sürmüştür. bir yaratıcı var ve ben eğer ki eş denen şeyi paket halinde kızım ya da annem olarak kabul etmezsem şeytan ve meleği kabul etmem gerekir.

    yani yaratıcıyı ileri süren şey esasen yaratıcının zatı dışındaki bir varlığı ileri sürmeyendir. melek veya şeytan esasen yoktur. yaratıcı ve ben denen özne mevcuttur.

    kişi yaratıcının haricindeki nesneyi mesela şeytanı veya meleği neden ileri süremez zira bunların varlığı yaratıcı denen oluşu ortadan kaldırmazken yaratıcının varlığı halinde ben denen özne tek başına var olabilir. zaten yaratıcı da böyle yaratmıştır.

    ......................................

    ilaha inanan kişi melekleri ve şeytanları kendi yaratır ve bu mutlaktır. yok ateyim yok deistim diyemez.

    yaratıcıya inanan kişi için ise bu kavramlar melek ins peri esatirdir. gerek yoktur. zira bundan gayri bir düşünüş anında zaten melek ben olmak zorunda kalacağımdan ötürü imanın şartı denen şeyi ben zorunlu olarak yaşarım. ancak imanın şartı olmayan şeytana iman denen hal de gizlenerek gelir. semavata inanan biri olarak şeytanın da varlığına iman etme durumu ortaya çıkar esasen imanın şartlarından biri değilken.

    şimdi aynı yaşamı tekrar yaşama adına adem denen öznenin ilaha veya yaratıcıya iman konusunda bir tekrarı yaşadığı düşünülür.

    ......................................




  • HADO77 kullanıcısına yanıt
    bu durum şuna sebeb olur.

    yaratıcının varlığı veya yokluğu sorun olmaz. artık vardır. bunu inkar etmek bi yana kendim yaparım. ha demek ki yok diyemem. kabul etmek zorunda olduğum gambitin oynandığını görürüm. ben yaparken nasıl yok diyecem.

    2. halde bu kere sonradan masal diyemeyeceğim şeytanı ve meleği yaparım.

    ..........................

    birisi tahtada atı oynamış. ve atı ilk masaya indiren kaybeder. buna satrançta atın çiftesi demiştik bi zamanlar.

    bu duruma sebeb olan şey evlat denen yapıdır.

    ............................

    yaratıcı ve şeytan melek gibi kavramlar alicenablık göstermiş ve evlat denen şeyle uğraşıyorsun bizimle değil demek istemiş olmalılar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 5 Ocak 2019; 15:58:7 >
  • Nietzsche bu hayatı sonsuza kadar tekrar tekrar yaşayacağız demek istemiyor. Bu bir düşünce deneyi sadece. Vamparfın dediği gibi kişinin bu düşünce, bu varsayım karşısındaki tutumu önemli yalnızca.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.