Şimdi Ara

Araba fiyatları her yıl %25 artmıs ama enflasyon %6-10 falan (Kandırıldığınızı anlayın artık!) (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
69
Cevap
1
Favori
3.137
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
60 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • yetmez ama evet
  • Ne diyorsunuz yahu ehonomimiz %11 büyüdü işiniz gücünüz fesatlık :)))

    Geçenlerde biri paylaşmıştı köprünün ortasına konulan adamla ilgili bi hikaye, herşeyi güzel özetliyordu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    Bu kadar sinir stres yapmayın. Relax... Almayın. Ayrıca her araba pahalı değil. RC takıl biraz, hem ucuz, hem vergisiz. Şahsen araba ile de pek ilgilenmiyorum artık ben.

    Ölçekli bakıyorum dünyaya. RC tekne kurdum bir tane. Gölbaşında bir suya koyuyorum, satte 110km hızla gidiyor. Vergi? Sıfır. Yakıt? Elektrik. Temiz.

    Hatunun araba 15 yıllık Kalos. Vergisi 240TL, sigortası 600, kasko 750. Beleşe biniyoruz arabaya. Yüklüyorsun arabaya ilgi alanın ne ise, gideceğin yere gidiyorsun. Görüldüğü gibi gene özgürsün. Üstelik devletlülerimiz de avuçlarını yaladı...

    Ancak tekneyi boyuna göre aşırı güçlü yapmışım. Dengesiz biraz. İlgimi de kaybettim. Almak isteyen olursa satarım. Ağır modifiyeli NTN 600. 1/87 tren maketçiliğine başladım bir yıl önce. Evin bir odasına diorama kuruyorum. Bayağı bayağı demiryolu ağı döşüyorum anlayacağınız. Vergi? Sıfır. Mallar yurtdışından vergisiz geliyor valla.

    İlgi alanlarınızı değiştirin, para harcadığınız şeyleri değiştirin, zorunda mısın iyi arabaya binmeye? Kötüsüne bin. Ama iyi yaşayın?

    Arabadan keyif almak çok derdim olsaydı, 2008-2010 Suzuki Swift 1.6 Sport çakardım bir tane. Bitti gitti. Beleşe binerdim.

    "c sınıfı dizel 130 olmuş..." alma. Zorla mı satıyorlar?

    Alanı var ki fiyatı o. O yüzden alan alsın. Borcunu ödesin. Evine kapansın. Benim işime gelir.

    Şaka mı bu.. İroni mi..



    Sen bana hiç cazip gelmeyen şeylerle mutlu oluyorsun diye herkesin de o şeylerle mi mutlu olmasını bekliyorsun..



    Böyle mi olmalı.. Bu mu yani..



    Hani başımızdakiler kendilerine dokunan, uygun bulamadıkları bir İnternet sitesini yasaklarlar ya..



    Biri de çıkıp "ben hede hödö programını kullanıp o siteye girebiliyorum ehi ehi ehi" der..



    Lan oğlum, problem senin o siteye bir şekilde girebilmen değil.. Problem, bütün dünyada serbest olan ve benim hakkım olan bir şeyin bana yasaklanması..



    Seninki de o hesap..



    Ben patates seviyorum.. Patatesin tüm dünyada olduğu gibi, insani, mantıklı, doğal olması gereken bir fiyatı olmalı..



    Ama yok..



    Bir sebeple, başımızdaki yöneticilerimiz patatesi Bütüüüün dünyanın 5 katı fiyata satıyorlar..



    Sen çıkıp diyorsun ki: pırasa yiyin..



    Kardeş.. Ben patates yemek istiyorum.. Ondan zevk alıyorum.. Onu yemek, ucuz yemek, herkesin yediği fiyatlara yemek hak-kım.. Bu benim hakkım..



    Yok pırasa yiyin..



    İyi peki.. Pırasa yeriz.. Madem sen onu seviyon.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi superegoid -- 16 Ocak 2018; 18:26:38 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bunları wowturkey’e yazın. Sorularınızın muhattabı onlar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Cem yılmaz gosterilerinden birinde demişti. "kazığın yalnız ucu sivridir" diye. Kalın tarafına geldik de zevk mi alıyoz nedir. Bilemedim..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ticaretin net bir kuralı vardır oda bir malı satarken değil alırken kazanırsın. Devletimiz her dönem yaptığı vergi artışını, bindiğimiz ve eskittiğimiz araçlar üzerine ekliyor, alırken ödediğimiz vergi ve sonraki kalemleri bir sonraki sahibinden tahsil ediyoruz.
    Vergi artışından şikayet etmek yerine bunu kendi amacımıza hizmet eder hale getiriyoruz.
    Bununla yetinmeyip eskiyen aracı hile ve kandırma ile ne yazık ki bir sonraki sahibine satmaya çalışanlar.
    Bir insana duymak istediklerini söylersen onu daha kolay ikna edebilirsin. Bir insan uçuk rakamlar ile araç ilanı açtığında, diğer bazı satıcılara görmek istediğini göstermiş olur. Lakin bu piyasa gerçekleri değil kendi gerçekleridir.
    Gerçek olan bir şey varsa, sattığında kazandığını düşünüyorsan, aldığında kaybediyorsundur.
  • Bir yıldır Renault 9 Broadway'a biniyorum.Daha önce Jetta vardı,ev aldım onun için sattım Jettayı.Bir yıldır kafam rahat vay vergisi,kaskosu,benzini v.s.Bana yıllık maliyet olarak %70 civarında avantaj sağladı.Aracı çizdiler mi vurdular mı kaygım yok.Aracımda 97 model 76000 Km de orjinal kaza bela yok.Yazında boyatacam mis gibi binecem.Yemişim sıfır aracı her işimi görüyor.
    Haftada bir yıkattığım ve 25 TL en az ödediğim aracımı şimdi ayda bir yada daha fazla petrolde 1-2 TL ye sokuyorum makinaya o kadar.Dağ taş geziyorum yok altı değecek yok sürtecek o düşüncede yok.Daha ne isteyim.
    Kaptırmışız kendimizi yeni araca bir kendimize birde devlete alıyoruz.Bu düzen böyle gitmez herkesin buna dikkat etmesi lazım aksi halde ömür boyu borç ödemekle geçecek hayat.
  • superegoid S kullanıcısına yanıt
    Arkadaşım, yaklaşımın baştan yanlış. Öncelikle araba mevzusundan bağımsız hayat gerçekleri sana:

    Her insanın kendine zaman ayırması lazım. Bir hobisinin, ilgi alanlarının olması lazım. Böylece modern dünya stresi ile çok daha kolay başa çıkabilir. Zor günlerde (ekonomik kriz gibi) kendini oyalayacak meşgalesi olabilir. Emekli olduğunda da amaçsızlıktan ölmez veya depresyona girmez. Sağlıklı insan hareketidir. Bir meşgale, bir hobi, bir ilgi alanı herkese şart. Yurdum insanında da bu yok. Kusura bakma. Hayatın gerçeği. Benim ilgi alanlarımla ilgilenmek tabii ki zorunda değilsin. Ancak odun değilsen bir iki ilgi alanın olması lazım. Bir enstrüman çalmak da olur, resim yapmak da olur. Bir spora ciddi bir ilgi de olur. Otomobile ilgi de olur Allah kahretsin. Ancak otomobil ilgisini hobiye dönüştüren insan bayide sıfır araba peşinde koşmaz. Gider sapır saçma bir araba alır, onu toplar yavaş yavaş...

    -------------

    Gelelim araba ve para mevzusuna:

    Ekonomik krizin göbeğinde olduğumuzu görebiliyor olman lazım. Yıllarca dünya para bolluğu yaşarken, biz Türkiye'de TL'yi çok değerli kılıp, akan paranın yatırıma değil, harcama olmasına sebep olduk. Biz derken de yöneticilerimiz... Yani, para bolluğunda yatırım yapmak yerine, tüketici finansmanına yönelip milletin alım gücünü geçici olarak arttırdık. Tamamen populist politikalar... Uzun vadeli gelecek planlamasından uzak yaklaşımlar... Şimdi para azalıyor. Hali ile TL'nin değeri düşüyor, yani alım gücümüz de hızla düşüyor. Bu durumda araba almak artık bütçeni zorluyorsa, akıllı bir insan olacaksın ve o arabayı almayacaksın. İnatla alacaksan da, kusura bakma, zorluklarına katlanacaksın.

    Ülkede insanlar alabileceğinin en iyisini almak için aylık bütçelerinin önemli bir kısmını ayırıyor bu işe. Onlar adına üzülüyorum. Kendi adıma seviniyorum. Onu ödeyeceğim diye eve kapansın, gezmesin. Ayağıma dolanmasın. Ülke kalabalık. Şehirler kalabalık. Bu orta gelirli güruh absürt şeylere anlamsız paralar harcamasa gayet de benim gezdiğim yerlerde gezebilirler. En basitinden yurtdışı uçak biletlerini pahalandırırlar. Yapmasınlar. Onlar klas arabalara benim adıma da binsin. Ben de onlar adına gezeyim, yiyeyim, içeyim...

    ---------------

    Gelelim işin felsefi boyutuna:

    İhtiyacın var mı? Sana sürekli yeni araba, yeni telefon aldıran şey nedir? Bunu da derinlemesine düşünmeni tavsiye ederim. Acaba fazla mı tüketiyoruz? Aldığımız şeylere ne kadar ihtiyacımız var? Ne kadar çöp üretiyoruz? Bu çöpler nereye gidiyor? Düşün biraz...

    Anladığım kadarı ile alt sosyo-kültürel sınıflarda telefon veya arabanın bir süksesi var. Ancak benim anladığım işler değil onlar. Iphone 6 ile 7'yi ayırt edemem. 5 daha küçüktü sanki. Onu anlıyorum bak. Ki oldukça varlıklı bir aileden geliyorum, hayatım da o şekilde devam ediyor. 4 yıllık bir HTC telefon kullanıyorum. Eşimde araba olarak Kalos var falan... Arkadaşlarımın arasında son kasa BMW 3.20'si olan da var. Doğan'ı olan da var. Bana göre bu iki çocuk arasında pek bir fark yok. Bunlara bakıp insanı değerlendiren insanımsılar için mi alıyorsunuz? O zaman iyice hastalıklı bir yere gidiyor iş.

    ---------------

    Yani, bu kadar kızgın, hararetli çıkışlar yapacak bir şey yok ortada. Hayatın gerçeği bu. Yöneticilerimiz para bolluğu döneminde, 12 yıl boyunca, üretim odaklı yatırıma yönelmek yerine, insanların doğrudan alım gücünü arttırma yoluna gitti. Bunu hep söylüyorduk. "Ülkenin geleceğini satıyorsunuz, çocuğunuzun torununuzun geleceğini satıyorsunuz" diye. Neo-Liberal hezeyanların sonu hep aynı yere çıkıyor. ABD'nin de, İngiltere'nin de başına geldi. Bizim mi başımıza gelmeyecekti? Neyse, halkımız başkalarından ders çıkararak değil, aynı hatayı tekrarlayıp, kafasını duvara vurarak öğreniyor besbelli. Bu sıkıntıları hep birlikte çekeceğiz. Yanlış kararlar da vermiş olsa, bu ülke vatandaşları benim canım. Onlar yapsın hatayı, ceremeyi gene hep birlikte çekeriz. Yeter ki ders alsınlar...




  • Erkeksen;

    Okul, Askerlik, Is, Araba, Evlilik, Ev, Borç Ode, Daha iyi Araba, Daha iyi Ev, Borç Ode, Cocuk Yap, Obur tarafa gocus.

    Kadinsan;

    Okul, Is, Evlilik, Cocuk yap, Kariyer belki yap (esinin durumuna gore), Obur tarafa gocus

    Turkiyede mantık 20 sene once de boyleydi. Bundan 10-20 sene sonra da ayni kalacak.

    Cunku sosyal hayat denilince, dışarda yeme-icme (sporun yakınından geçmiyoruz, hobilerimiz yok, enstruman çalmıyoruz, bir seyle ciddi anlamda ilgilenmiyoruz).

    Daha hali sahada top oynamisligimiz yok, tuttuğum takimin hocasına, oyuncusuna, küfürler yagdiriyoruz.

    Tek hayalimiz, iyi bir araba, evlilik, ve ev sahibi olmak; orta ve alt sınıfsan borç ödeyerek yasamak ve ölmek.

    Bu boyle gittikçe ne ev fiyatlar düşer ( ki reel anlamda dusuyor ama tl bazında yükseliyor), araba fiyatlarına da sürekli zam gelir.

    Almayin arkadaşım farklı bakin hayata biraz

    Siz almayın ki Mutehhit porseye binmesin. Siz almayın ki otomobil sektöründekiler kiclarini parayla silmesin.





  • 6 yaşında kş aracın vergisi 980 tl kasko 2 bin trafik de 1000 tl de 4000 tl nerdeyse her ay 330 kusur tl daha arabaya binmedin hemen vaz gectim 2004 2005 arası otomatik toyota honda alırım eski meski ne olursa aartık
  • quote:

    Orijinalden alıntı: needacar


    quote:

    Orijinalden alıntı: manisa_tr

    Rant ve yolsuzluk ekonimisi bunlar. 2016 yılında sıfır araba , ev alanlar mesela bu durumdan çok memnun. malımın değeri şöyle arttı böyle arttı diye ballandıra ballandıra anlatıyor. adam 83,5 a aldığı arabaya 20 bin km biniyor, üzerine de 10 daha koyup sayıyor. bizim burada 3+1 evler olmuş 600-700, 130'a araba da ne?

    Manisa da mı? İzmir ve Manisa da da balonu şişiriyorlar.

    izmir
  • enflasyonun nasıl hesaplandığı hakkında sıfır bilgisi olan enflasyonu araba fiyatları ile ölçmeye kalkışmış.
  • Biri de çıkıp yazmamış mı hani araştırmasak arkadaşa inanacaksınız değil mi bu üyeye kim inanır anca Kadir inanır zaten halk biliyor gerçekleri o yüzden hiç önemsemiyorlar bu tarz algıcıları..

    Aracı Volkswagen golf olarak seçtim o dönemin en düşük golf satış fiyatı 32.950 tl diyor yıl 2006
    http://www.otogazete.com/oto_araba_ilani/volkswagen_2006_fiyat_listesi.asp

    her yıl aracın fiyatını yüzde 11 arttırdım yüzde 10 'larda enflasyon olduğunu bildiğimiz için yüzde 13 'ler de ama yüzde 11 aldım o hal de bile 32.950 tl olan aracı 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 de dahil yüzde 11 arttırdığım da aracın fiyatı 94010 tl elde ettim ve şuan 2017 fiyatlarına baktığım da 97.000 tl den başlayan fiyatlarla görüyorum yani ortalama aşağı yukarı değerler tutuyor ama arkadaş diyor ki yüzde 25 artmış bu aracın o yıl 32950 tl fiyatını yüzde 25 arttırsa idik bmw x5 fiyatına ulaşmış olurduk ama gel de anlat malul kesime sonra böyle yazdık mı aşağılıyorsunuz diyorlar kardeş siz algı yapma peşinde olmasanız ve karşınızdakileri de hep aptalmış gibi cahilmiş gibi görmeyi bir bıraksanız işte siz de gerçekleri benim yazdığım gibi olduğunu göreceksiniz de ama diyorum algı peşinde olmak var yaa o yüzden halk yemiyor bunları..

    Şimdi bir de çıkacaklardır sen aracın değerini nasıl yüzde 11 enflasyon varmış gibi arttırırsın sen ekonominin zerrinden anlamıyorsun diyecekler vurmaya çalışacaklar bende onu da yazayım devletler ülkenin tüm gücüne göre hesaplarlar kitaplarlar ve 11 yıllık geçmişe bakarak ortalama alırlar enflasyona göre bir fiyat belirler ülkemiz de 11 yıl da yüzde 10 'lar enflasyon var ise araç ve ev ve diğer her şeyin değerini de o denge de tutarlar bunu da 2006 'dan 2017 dahil fiyat farkını yüzde 11 'ler alarak hesaplarsanız benim dediğime ulaşmış olursunuz ister kabul edin ister etmeyin, sistemi anlamayanlar da araç fiyatları yüzde 25 arttı diye burada çıkar zırt pırt algı yapar.. Bir sene yüzde 20 artar bir sene yüzde 3 ama ortalama alındığında devlet dengeyi korur sistem bunu ister çünkü.. Ha ülkemiz de enflasyon 10 yıl boyunca sabit yüzde 3 sabit kalır ve fiyatlar yüzde 11 artmıştır 10 yıl boyunca o zaman işte sizler haklı çıkarsınız ve bende sizin yanınızda olurum o yüzden öyle olduğunu ispatlayabiliyorsanız çıkın karşıma yoksa algıcılar sınıfında yer almaya devam edersiniz..

    Burada da bir arkadaşımız gazete küpürlerinde araçların o yıllar daki fiyatlarını aşağı yukarı göstermiş..
    https://forum.donanimhaber.com/2006-yili-araba-fiyatlari-gazete-sayfalari--84637560



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi x2yk -- 17 Ocak 2018; 14:50:21 >




  • Herkes her şeyin gayet de farkında. Yol yaptılar diyor arabası yok, köprü yaptılar diyor İstanbul'da yaşamıyor, havaalanı yaptılar diyor hayatında uçağa binmemiş, benzine zam geliyor arabam yok bana ne diyor; rüşvet aldılar, paraları sıfırladılar, ülkenin parasını yurtdışına aktardılar diyor, olsun alnı secdeye değiyor diyor, ananı da al git diyor, olsun karım bile ona helal diyor, kardeşi madende ölüyor danışmandan tekme yiyor, %70'in üzerinde oy veriyor, ne istediler de vermedik diyor, kelle diyor, sayın diyor, çalışıyorsun ya daha ne istiyorsun diyor, kefenimizi de giydik çıktık biz bu yola diyor, koruma ordusuyla geziyor, sarayda oturuyor vergilerimizle, asgari ücretli prestijimiz artıyor diyor... Ben sabaha kadar yazabilirim arkadaşlar. Dediğim gibi herkes her şeyin farkında, ama ne ülkenin durumu ne de kendi durumu adamın umrunda değil, alnı secdeye değiyor diye adamı dokunulmaz yapıyor ne derse desin oyunu veriyor. Umarım beter olurlar, asgari ücret de kazanamazlar, bir tas çorbaya muhtaç kalırlar. Eğer onlar kötüyse ben de onlara karşı kötüyüm hodri meydan, beter olun.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: oa.banner

    Herkes her şeyin gayet de farkında. Yol yaptılar diyor arabası yok, köprü yaptılar diyor İstanbul'da yaşamıyor, havaalanı yaptılar diyor hayatında uçağa binmemiş, benzine zam geliyor arabam yok bana ne diyor; rüşvet aldılar, paraları sıfırladılar, ülkenin parasını yurtdışına aktardılar diyor, olsun alnı secdeye değiyor diyor, ananı da al git diyor, olsun karım bile ona helal diyor, kardeşi madende ölüyor danışmandan tekme yiyor, %70'in üzerinde oy veriyor, ne istediler de vermedik diyor, kelle diyor, sayın diyor, çalışıyorsun ya daha ne istiyorsun diyor, kefenimizi de giydik çıktık biz bu yola diyor, koruma ordusuyla geziyor, sarayda oturuyor vergilerimizle, asgari ücretli prestijimiz artıyor diyor... Ben sabaha kadar yazabilirim arkadaşlar. Dediğim gibi herkes her şeyin farkında, ama ne ülkenin durumu ne de kendi durumu adamın umrunda değil, alnı secdeye değiyor diye adamı dokunulmaz yapıyor ne derse desin oyunu veriyor. Umarım beter olurlar, asgari ücret de kazanamazlar, bir tas çorbaya muhtaç kalırlar. Eğer onlar kötüyse ben de onlara karşı kötüyüm hodri meydan, beter olun.

    Ellerinize sağlık ama malesef bunları okusalar da anlamayacaklar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • sıfır araç almak aptallıktır bu devirde çok net tabi ikinci elde nasibini aldı bu bu zam furyasından.
    Öte yandan her kaleme zam geldiği su götürmez gerçek.
    En çok dayağı ithal ürünler yiyiyor cari açık mevzusu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    Arkadaşım, yaklaşımın baştan yanlış. Öncelikle araba mevzusundan bağımsız hayat gerçekleri sana:

    Her insanın kendine zaman ayırması lazım. Bir hobisinin, ilgi alanlarının olması lazım. Böylece modern dünya stresi ile çok daha kolay başa çıkabilir. Zor günlerde (ekonomik kriz gibi) kendini oyalayacak meşgalesi olabilir. Emekli olduğunda da amaçsızlıktan ölmez veya depresyona girmez. Sağlıklı insan hareketidir. Bir meşgale, bir hobi, bir ilgi alanı herkese şart. Yurdum insanında da bu yok. Kusura bakma. Hayatın gerçeği. Benim ilgi alanlarımla ilgilenmek tabii ki zorunda değilsin. Ancak odun değilsen bir iki ilgi alanın olması lazım. Bir enstrüman çalmak da olur, resim yapmak da olur. Bir spora ciddi bir ilgi de olur. Otomobile ilgi de olur Allah kahretsin. Ancak otomobil ilgisini hobiye dönüştüren insan bayide sıfır araba peşinde koşmaz. Gider sapır saçma bir araba alır, onu toplar yavaş yavaş...

    -------------

    Gelelim araba ve para mevzusuna:

    Ekonomik krizin göbeğinde olduğumuzu görebiliyor olman lazım. Yıllarca dünya para bolluğu yaşarken, biz Türkiye'de TL'yi çok değerli kılıp, akan paranın yatırıma değil, harcama olmasına sebep olduk. Biz derken de yöneticilerimiz... Yani, para bolluğunda yatırım yapmak yerine, tüketici finansmanına yönelip milletin alım gücünü geçici olarak arttırdık. Tamamen populist politikalar... Uzun vadeli gelecek planlamasından uzak yaklaşımlar... Şimdi para azalıyor. Hali ile TL'nin değeri düşüyor, yani alım gücümüz de hızla düşüyor. Bu durumda araba almak artık bütçeni zorluyorsa, akıllı bir insan olacaksın ve o arabayı almayacaksın. İnatla alacaksan da, kusura bakma, zorluklarına katlanacaksın.

    Ülkede insanlar alabileceğinin en iyisini almak için aylık bütçelerinin önemli bir kısmını ayırıyor bu işe. Onlar adına üzülüyorum. Kendi adıma seviniyorum. Onu ödeyeceğim diye eve kapansın, gezmesin. Ayağıma dolanmasın. Ülke kalabalık. Şehirler kalabalık. Bu orta gelirli güruh absürt şeylere anlamsız paralar harcamasa gayet de benim gezdiğim yerlerde gezebilirler. En basitinden yurtdışı uçak biletlerini pahalandırırlar. Yapmasınlar. Onlar klas arabalara benim adıma da binsin. Ben de onlar adına gezeyim, yiyeyim, içeyim...

    ---------------

    Gelelim işin felsefi boyutuna:

    İhtiyacın var mı? Sana sürekli yeni araba, yeni telefon aldıran şey nedir? Bunu da derinlemesine düşünmeni tavsiye ederim. Acaba fazla mı tüketiyoruz? Aldığımız şeylere ne kadar ihtiyacımız var? Ne kadar çöp üretiyoruz? Bu çöpler nereye gidiyor? Düşün biraz...

    Anladığım kadarı ile alt sosyo-kültürel sınıflarda telefon veya arabanın bir süksesi var. Ancak benim anladığım işler değil onlar. Iphone 6 ile 7'yi ayırt edemem. 5 daha küçüktü sanki. Onu anlıyorum bak. Ki oldukça varlıklı bir aileden geliyorum, hayatım da o şekilde devam ediyor. 4 yıllık bir HTC telefon kullanıyorum. Eşimde araba olarak Kalos var falan... Arkadaşlarımın arasında son kasa BMW 3.20'si olan da var. Doğan'ı olan da var. Bana göre bu iki çocuk arasında pek bir fark yok. Bunlara bakıp insanı değerlendiren insanımsılar için mi alıyorsunuz? O zaman iyice hastalıklı bir yere gidiyor iş.

    ---------------

    Yani, bu kadar kızgın, hararetli çıkışlar yapacak bir şey yok ortada. Hayatın gerçeği bu. Yöneticilerimiz para bolluğu döneminde, 12 yıl boyunca, üretim odaklı yatırıma yönelmek yerine, insanların doğrudan alım gücünü arttırma yoluna gitti. Bunu hep söylüyorduk. "Ülkenin geleceğini satıyorsunuz, çocuğunuzun torununuzun geleceğini satıyorsunuz" diye. Neo-Liberal hezeyanların sonu hep aynı yere çıkıyor. ABD'nin de, İngiltere'nin de başına geldi. Bizim mi başımıza gelmeyecekti? Neyse, halkımız başkalarından ders çıkararak değil, aynı hatayı tekrarlayıp, kafasını duvara vurarak öğreniyor besbelli. Bu sıkıntıları hep birlikte çekeceğiz. Yanlış kararlar da vermiş olsa, bu ülke vatandaşları benim canım. Onlar yapsın hatayı, ceremeyi gene hep birlikte çekeriz. Yeter ki ders alsınlar...

    Kusura bakma, büyük laf kalabalığı yapmışsın..



    İşin hobisinden girip, felsefesinden çıkmış, ekonomisini yemişsin..



    De..



    Bana ne..



    Dünyada para bolken, üretim yapılmamış falan filan..



    Bana ne..



    Dünyada yüzlerce ülke var..



    Battı dene Yunanistan tut..



    Adam yerine koymadığın Gürcistan'a..



    Bizden 10 kat zengininden tut.. 10 kat fakirine..



    Ne en zenginini ne en fakiri..



    Hiçbir ülke böylesi vergi almıyor halkından..



    O batık yunan yöneticilerinin hiç aklına gelmiyor mu "lan ekonomi bitmiş, dur biz şu vergileri yüzde 160 yapalım, hazine para görsün" demek..



    Bu yöneticinin vicdanıyla, halkın bilinçli eğitimli, örgütlü olmasıyla alakalı olan bir durum..



    Hadi koysunlar yüzde 160 vergiyi bakalım ne oluyor..



    Bu işin bir yönü..



    Diğer yönü de sen ve senin gibiler..



    Biri çıkar "arabamı sattım yerine kağnı aldım hem doğal hem masrafsız" der..



    Biri çıkar "amaan otomobil de neymiş.. Götürsün getirsin yeter, 1960 model arabam var kafam rahat vergisi de yok, otomobilden vazgeçtim, ipek böcüü yetiştiriyom artık, hemi de vergisiz" der..



    Tamamı züğürt tesellisi..



    Tamamı, size dayatılan vergi zulmü yüzünden, mecburen yapılıp, kuyruğu dik tutuyorum bak tavırları..



    Ben otomobil hobimden memnunum..



    Tekrar ediyorum..



    Sadece otomobil için değil, bu ülke halkı her ürünü, dünyanın diğer insanları kaça alıyorsa, olmadı gereken, mantıklı, insani, gerçekçi fiyatlara almalıdır..



    "hükümet arabadan yüzde 1500 vergi alıyor, amaaaan araba da neymiş, ben kendimi pul koleksiyonu işine verdim, negzel hobi lan işte" deyip, o vergilere tek kelime etmemek.. Bir araya gelememek, tepki gösterememek..



    Sadece züğürt tesellisidir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • superegoid S kullanıcısına yanıt
    @superegoid : Sitede hata oldu herhalde, yazın üç kere çıkmış. İkisini bir elin değdiğinde silsene, kalabalık olmasın.

    Dediklerine katılıyorum da, bunu bana niye anlatıyorsun? Merci ben miyim?

    Çözümü basit ve gene benim dediğime geliyor:

    ALMAYACAKSIN.

    O zaman sana tükürükler saçarak hakaretler eden yöneticiler dizlerinin üzerine çöküp salya sümük ağlayarak "ne olur harcayın" demeyecek mi?

    Madem vergisi yüksek. Alma be kardeşim. Azıcık nefsine hakim ol. Alma. Bak o zaman düzen değişiyor mu, değişmiyor mu gör.

    Cörk cörk konuşup günü geldiğinde borca harca girip, kazandığın üç kuruşun %50'sini arabaya, aldığın arabanın da %60'ını vergi olarak trink diye devlete ödüyorsun. Sonra gene konuşuyorsun, "vergi yüksek, bik bik bik..." Sonra gidip gene alıyorsun... Ne diyeyim? Müstehak...

    Ben ciddi yüksek gelirli biriyim. Ben almıyorum. Eski ve dandik arabaya biniyorum. Çünkü düzeni adil, hakkaniyeti, insancıl bulmuyorum. Bu düzeni beslememek için almıyorum. Almaz isek vergilerin düşeceğini biliyorum. O yüzden almıyorum. Yani gene geliyor mesele benim dediğime...

    Sen istiyorsun ki "hiç cereme çekmeyeyim, yöneticiler laftan anlasın, vergileri düşürsün." Yok öyle bir dünya. Her hak didişe didişe kazanılır. Yönetici dediğin adam toplum sınıfları arasında sıkışmış, ne kaz yansın ne ciğer, her tarafa boncuk dağıtan yanardöner tayfasıdır. İyi yönetici diye bir şey yoktur. Toplum çıkarına çalışan bir yönetici bu sefer de küçük ama güçlü bir sınıfı karşısına alır. O yüzden denge işi bu iş. Bir hak istiyorsan, eşekler gibi didineceksin o hak için ki elde edebil. O vergilerden nasıl bir döner sermaye yaratıldığını, kaç yandaşın ekmek yediğini düşün. O yüzden alma. Aç kalsınlar. Güç sende olsun. Onlar sana yalvarsın "ne olur al" diye.

    ---------------------

    Bu arada, işin felsefi boyutunda, gelişmiş dünyanın harcama düzeyini de gayet absürt buluyorum. Gelişmiş dünya ne kadar gelişmiş, tüketim bağımlısı ve sığ fikirli davarları ne kadar kolay güdülebilir az çok görüyorum aslında. Dünyada iyi model çok az. Finlandiya ve bir miktar Kanada örnek olabilir. Bir çılgınlık içinde olmadıklarını, halklarını bir çılgınlığa sürmediklerini gayet net söyleyebilirim. Onun dışında "gelişmiş dünya"nın da kitlelerinin çoğunluğunun düşünce dünyası boş. Boş kafalar materyaller ile dolduruluyor. En yeni telefon, araba eskidi yenisi falan... İt gibi çalışıyor, kazandıklarını tüketimlerine sıvıyor ve düzenin kölesi oluyorlar. Belli bir tüketim yapman zorunlu ise, borçlu isen, baş kaldırı zordur. Londra'da işsiz kaldın mı 3 ayda sıfırı tüketeceksin ki sesin çıkamasın...

    Neo-Liberal hezeyanlara ben kapılmadım. Ben talep etmedim. Yaşadıkça anlarsınız. Tükettikçe nasıl köleleştiğinizi yaşadıkça görürsünüz. Benim tuzum kuru. Bu düzen beni bozmaz. Siz ayıldığınızda iş işten geçmiş olmasın da...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 17 Ocak 2018; 17:9:9 >




  • superegoid S kullanıcısına yanıt
    Bu arada, "otomobil hobisi" nasıl sende? Sıradan arabadan hobi mi olur? Araç ne merak ettim. Az biraz eğlenceli bişiy mi?

    Halkın genelinin otomobile ilgisi varmış... Galeride geziyor, Kütük gibi bir Passat beğenip alıyor. Ona keyif diye biniyor. Düz kalas o zaman bu adam...

    Bu işin hobisi şöyle olur güzel kardeşim: Gözüne bir keyif canavarı kestirirsin. Ama leş, ama diri, bütçene uygunu ne ise, onu alırsın. Leşse toplarsın. Diri ise bakarsın. Keyifli keyifli binersin. Sokağa indiğimde gördüğüm arabalardan anladığım kadarı ile ülkede otomobili hobi edinmiş adam az. Tabi, bunun bütçe ile de alakası var, vergilerle de... Ancak genel trend iş görmek için üretilen, keyifsiz, kalas arabalar üzerine kurulu. Dünyanın geri kalanı gibi, Türk halkı da genelde işini görmek için araba alıyor. Bu da çok normal. Biz piston kafalardan bile bunu yapacak adam az çıkıyor. Şurada kaç kişi keyifli bir araca biniyor? Altındaki arabayı aldığı para ile bir keyif canavarı alabilir miydi? Her bütçeye uygun keyif aracı vardır. Alabilirdi. Demek ki ağır basmamış... O zaman neyin hobisinden bahsediyoruz? Otomobili hobi edinmiş cidden az kişi var. Olay bütçe ile de alakalı değil. Keyif için yapılacak feragatlara "değmez" gözü ile bakıyor çoğu kişi. Kendi çaplarında elbet haklıdırlar, o ayrı...

    ----------------

    Bu arada benim hobim bitmez bebeğem. Bir ara 57 ile gezdireyim seni. V8. ÖTV? Sıfır. MTV? Artık o da sıfır. İki klasiği de trafikten çektim. Otomobil hobisi mi dedin? Al sana hobi. Ben de hobimden memnunum. Tavsiye ederim. Al bir Golf MK1 GTI veya bilemedin vosvos başla. Günümüz arabalarının keyif olarak içinden geçerler... Hem pek vergi de yaratmamış olursun. Al bir tane sulu Bis, karbüratörü ile oyna. Trafiğe kapalı alanda sıfır çiz istersen. Al sana keyif, al sana hobi. Geçen yıllarda Go-Kart yapıyordum ben mesela... Ama öyle bildiğin Go-Kart değil. 17hp 5 ileri manuel Go-Kart. İstersen gider bir CRX alırsın, istersen Corsa GSI... Bu aletlerden alacağın keyif de 1.8 turbo A3 cabrio'dan alacağın keyifin içinden geçer. Bende var A3 Cabrio. Oradan biliyorum. Kalas gibi araba. Mesele para, bütçe değil özetle.

    Neyse, demek ki neymiş? Vergilerin düşmesini istiyorsak tüketmemeliymişiz. Daha doğrusu tüketimimizi kaydırmalıymışız. Geçici bir önlem gibi düşün. Bana da kızma. Bu belayı başına ben sarmadım. Sadece çözüm önerisi sunuyorum. O yüzden bana atar yapma. Beğenmedi isen, "mersiler, ben almayayım" de, beni alıntılamadan bağırmaya vız vız vız, bar bar bar, ciu ciu ciu, vır vır vır, zav, zav, zav hönkürmeye, sinirini boşaltmaya devam et.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 17 Ocak 2018; 17:6:46 >




  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt
    Sitede hata mı oldu?



    Burasının adı aslında şu olmalı:



    Türk'ün donanımhaber 'le imtihanı..



    Ben böyle bir site gör me dim..



    Teknoloji sitesi böyle olan bir ülkede biz neyden şikayet ediyoruz ki..



    Tam on dakikadır fazladan çıkan iki mesajımı silmeye çalışıyorum..



    Zaten göndermek için de on dakika uğraşmıştım..



    " service unavailable"



    Rezillik ya rezillik..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.