Allah Aşkına Başkasının Arabasını Ödünç İstemeyin Artık

Asgari ücretle geçinen birisiyim. İyi kötü kendime yeten bir aracım var. İşim gücüm hep arabayla , bir gün arabasız kalsak Allah muhafaza geçimimiz riske giriyor.

Yakın bir akraba var. Karı koca ikisi de maaşlı. İkisinin de tam otomatik arabası var. Benim arabadan iki tanesinin toplam fiyatı bile onların arabasının bir tanesinin bedeline yetişemiyor. Öyle bir durum.

Bu adama işyerinde kullan diye manuel araba vermişler. Hep otomatik kullandığından zorlanmış. İşyerine rezil olmayayım diye manuel öğrenmek istemiş.

Neyse benden rica ettiler. Kendi arabanda manuel sürmeyi öğret dediler. Geri çevirmeyi çok istedim. Hayır demeyi çok istedim. Olmadı. Niye diye sormayın, evli olanlar ancak anlar beni.

Bir haftasonu araba öğrenmeye çıktık. Anahtarı direksiyonu adama verdim. İçimden de diyorum , sıfırdan acemi gibi olmaz, en azından otomatik süren adam, biraz olsun yatkınlığı vardır.

Ne gezer? Bir saatin sonunda ne debriyaj kaldı ne vites. 5. viteste arabayı kaldırmalar, debriyaja basmadan vites değiştirmeler, sürekli istop istop istop. En sonunda arabanın içi yanık baskı balata kokusundan geçilmez oldu da öyle vicdana geldi bıraktı.

Aracımı 200 bin kmdir kullanan insanım, bir gün olsun şikayetim olmadı. Şimdi aracın vites değişimleri resmen zulüm oldu. Her viteste aşağıdan öyle bir ses geliyor ki içim parçalanıyor. Baskı balata zaten sizlere ömür. Azıcık bir yokuşta hemen kokuyor.

Hadi baskı balatayı hallettik , bir şekilde değiştirdik. Peki şanzuman ne olacak? vites kolu ne olacak? ara elemanlar ne olacak? hepsinin anası ağlamış. Yahu bir saatte olur mu böyle diyeceksiniz? O bir saatte arabanın çektiğini ben bilirim.

Ben o aracın yerine değil yenisini koymak, tamir ettirecek bile maddi gücü yeri geliyor bulamıyorum. Bu duruma çok canım sıkılıyor.

Karı koca çift maaşlı aile. İkisinin de arabası var. Haftasonu olur, bilmem nerede bilmemkaç liralık brança giderler. Yaz gelir, uçağa atlarlar, yurtdışına giderler.

Çok canım sıkılıyor çok....

Bari araba kiralasaydınız.

kusura bakmayın da hata sizde, şirket arabası varken sizin arabanızı niye kullanmak istiyor?

NİYE KABUL ETTİNİZ? ŞÖYLE DEMELİYDİNİZ. BENİM ARABADA ÖĞRENİP KENDİ ARABANDA YABANCILIK ÇEKECEĞİNE KENDİ ARABANDA ÖĞREN DAHA ÇABUK ALIŞIRSIN. YA DA ARACIM ARIZALANDI DİYEBİLİRDİN. ONLAR EMPATİ YOKSUNUYMUŞ..

bir ehliyet kursuna girse 1 saatlik ders en fazla 100 TL , ula ne cimri insanlar var , keşke vermeseydin

Anlamadığım nokta şu:

İş yeri bu adama araç vermiş. Neden mesela kendi aracınızla onun evine gidip, iş yerinin verdiği araçla öğretmediniz? Dile getirdiniz onlar mı kabul etmedi?

Etmediyse keşke öğretmeseydiniz.

En garantisi hastayım deyip geçiştirmek.

Aynen ben de bunu anlamadım ve cevabını merak ettim gerçekten.

verip pişman olacağına vermeyip pişman ol. bak vermeseydin balatan falan yanmayacaktı. dua et arabayla birinin tepesine çıkmamış. o zaman işler daha zor.

Ben de zaten aynısını dedim başta. işyerinde kullandığı arabasını getirsin onda çalışalım dedim.

yok işe yeni girmiş de, o araba bozulursa patronuyla kötü olurmuş da.

açık açık yazmadım işte, hanımın akrabası, yoksa ben kendi akrabama töbe vermem

Hayır demesni bilmiyorsan bundan bize ne ki?

kurslar öğretiyor saati 50-100 liradan, git öğren, hem onlar ince ayrıntıları iyi biliyor, aceminin sıkıntısını hemen görüp çözüyor. git orda öğren. diyecektin. iş işten geçmiş ama.

bizim baldız ehliyet alırken direksiyon sınavını geçemeyince parasını vermiş özel ders almış geçmiş sınavını. öyle hısım lazım.