Akaryakıt zamlarından 'trafik rahatlıyor' diyerek memnun olmak 🤢🥴

Akaryakıt zamlarını trafik rahatlıyor diye memnuniyetle karşılayan biri,

içindeki "cığarh delefonunu" diyen dayıyı aldıramamıştır.

Hayata solucan deliği kadar küçük bir pencereden bakıyordur.

Bencil biri olup empati yoksunudur.

Cebinde parası yokken yollar ve inşaatlar ile övünenlerden çok da farklı değildir.

Olayları değerlendirme ölçütü, lisede serseri erkek arkadaşı tarafından aldatılan bir kızın, "zaten bütün erkekler böyle" şeklinde yaptığı genellemeler kadardır.

Bütün Türkiye'yi İstanbul'dan ibaret zannediyordur.

Bir şehirdeki trafik yoğunluğunun, hatalı şehir planlaması ve akıl dışı trafik düzenleme marifetlerinden etkilenip etkilenmediğini sorgulama yetisini kaybetmiştir.

Akaryakıta gelen zammın, lojistik maliyetlerini arttırdığını ve bunun da herşeyin zam yemesi olduğunu idrak edemeyecek derecede bilişsel işlev bozukluğu yaşamaktadır.

"Kahvaltıda motorin içmiyoruz bize ne mazottaki zamdan" diyen akit yazarı gibidir.

Peki siz "akaryakıt zamları iyi oldu, trafik rahatladı" diye sevinenleri nasıl görüyorsunuz ?  

mazot içmiyorum demiş ama bana pek inandırıcı gelmedi  

İstanbul trafigi, ülke Venezuela seviyesine dönse yine rahatlamaz. 20 milyona yakın insan sıkışmış kalmış bir yere. Birçok ülkenin nüfusundan fazla bir sayı bu aklınız hayaliniz alıyor mu? Bunun üstüne berbat bir şehir planlaması, otopark diye bir kavram yok, daracık yollar. Trafikte gördügü araba sayısıyla ekonomik tahlil yapan pırıl pırıl arkadaşlara duyurulur. Al sana Afrika trafigi. Ne kadar zengin ülke dimi?

benzin kışın daha pahalı oluyor yawsssss, mevsimi değil ya ondan asjhdsajhdsa

daha az trafik, daha demiz atmosfer, devletimizin yaptığı bu zamları destekliyorum.

ben de bu seviyeye geldim , ayrıca ciddi bir verimlilik artışı söz konusu.

Yazdıklarının hepsini iyi anlıyorum. Derinden idrak ediyorum, kent planmasıyla ilgili elli sayfa yazı da yazarım, yazınca ne olacaksa.

...ama trafik rahatlıyor. Trafik İstanbul'dan ibaret de değil, kasabasında bile trafik var. Şehir denilen şeyi Türkiye beceremiyor. Araba sayısı Avrupa'nın sondan gelen fakir ülkesi Romanya'nın bile yarısı etmediği halde trafik var.

Derinden anlamak üzüntüyü de derinleştiriyor, ama trafik seyrek, korna sesi daha az, hava daha temiz, kaldırımlarda yürümek daha mümkün. Pandemi yasaklarında daha da güzeldi. Hakikat bu.

Demek ki İstanbul, 20 milyon + nüfusa uygun yapılanmış bir şehir değil işte 

Demek ki bu kadar insanı bir şehir kaldıramıyor.  

Artık bir ülkenin bütün potansiyelini bir şehire toplamanın mantıksızlığını mı yoksa bir şehir planlamasının bu kadar absürt yapılandırılması mı tartışılır o ayrı bir konu olsa da;

çözüm olarak akaryakıt zammını makul görmek öğrenilmiş çaresizlikte nirvana olabilir  

Bu mantıktan hareketle , bir insan açlığa 60 gün dayanabilir diye market masrafından tasarruf yapmak isterse 2 gün aç 1 gün tok gezmesi de makul görülebilir mi?  

Tabii ki çözüm değil. Öyle çözüm mü olur. Ama bence zaten Türkiye çözemez bunu. Yüzbinlik kasabaların da halleri belli. Şehir planlaması bir tarafa, eğitim de var. Bu şehirlerin bu hale parayla geldiğini de unutmayalım. Bozuk çalışan bir yapıya para ve enerji verince daha da kötüye sarıyor.

Otobüsten iner inmez, binadan çıkar çıkmaz başkalarının da ineceğini, çıkacağını farkedemeyen, sağa sola bakan adam otomobile kavuşursa bakkalın kapısına kadar gidip yer bulamayınca kaldırıma park edecek. Kendi dükkanı olunca önündeki yeri tutacak, evi varsa garajını kaldırıma taşıracak. Başkası yaşamıyor çünkü, ortak alandan nefret ediyor. Bırakınız, alamasın yakıt. Gitsin kuyu kazıp kendi çıkarsın yakıtını, kendi lastiğini, tekerleğini yapsın. Toplum fikri olmayan kolektif teknolojiye ulaşamıyor diye üzülemem. Zaten hak etmiyor bence. Yapamasın, binemesin. Hepimiz ve dünya için daha iyi. Zaten araba kullanamadığı için, toplum fikri beş kişiden daha kalabalık olamadığı için yakıt alamıyor. On kişinin, yüz kişinin ne olduğunu anlayabilse zaten bu hale gelmez, yakıt da alabilirdi.

Hava bugün güneşli diye sevinmek gibi, kulaklarımız rahat edecek diye rahatlamak bu. Yoksa tabii ki çözüm değil, besbelli bir regresyon.

Bir anlasak ne içtiklerini ve bu neyin kafası olduğunu

Zamanında dolardan banane artarsa artsın diyorlardı. Artık sesleri çıkmıyor. Bu lafta yeni çıktı seçmenleri 1-2 ay bu laflarla keklesinler.

Ekmeği benzinle mi alıyog yeğenim?

Bunun Polyannna olmakla falan alakası yok. Bunca sene oldu karşınızdaki kitlenin ne olduğunu hala çözemediniz.

Bunu diyen kişi trafik rahatladığı için memnun falan değil. Siyasi fanatikliği çerçevesinde açıkça yalan propaganda yapıyor.

Kafası çalışmıyor değil adam ahlaksız ve yalancı. Sen bu adama kafası basmıyor muamelesi çekersen yediği naneleri masumlaştırmış olursun.

Sana deseler 10 bin maaş alacaksın ama rahat ve huzurlu olacaksın

Ya da 20 bin maaş alacaksın ama vaktin olmayacak, sinirli ve stresli olacaksın hangisini seçerdin?

İşte ben de yüksek akaryakıt fiyatı ve beraberinde getirdiği düşük stres, yolda saatlerimi harcamaktansa daha verimli işlerde harcamayı tercih ediyorum.

Mazot içmiyoruz ama yediğimiz peynir zeytinin taşımasında kullanılan kamyonetler mazotla çalışıyor. Pratikte mazot içmesen bile teoride içmiş oluyorsun.

Pudra şekeri varken mazot ne ki? Bu kadar fakir olmaya gerek yok.