Şimdi Ara

Yeni 13m mercedes travego (6. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
297
Cevap
1
Favori
14.240
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • texjrwillerjr T kullanıcısına yanıt
    Aynen öyle :))

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: texjrwillerjr

    bence gerçek sebep, w220 nin muadili olan e65/66 bmw 7 serisinin w220 yi gerçek anlamda ezip geçmiş olması. o döneme ait yapılan testleri hatırlarım her karşılaştırmada 7 serisi s serisinden önde bitirirdi. belki de 7 serisinin s serisine karşı kazandığı tek galibiyettir.

    Alıntıları Göster
    O da olabilir tabi

    Ama e65 bmw'nin tasarımını çok seviyorum gerçekten, klas duruyor epey

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: icemy

    Kırşehir doğrudur ama firmayı çok net hatırlıyorum
    Öz Muş seyahat
    O yıllarda vangölü otobüsleri ful 303 tü



    Alıntıları Göster
    Bu nedir ya. Haberim yoktu bu kazadan... Felaket bişey.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • The Division Bell kullanıcısına yanıt
    93 te olan bir kaza.Evet büyük felaketti.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: erc44

    O 404’ün üstüne konfor tanımam. Ben ki otobüs yolculuklarında uyuyamayan biriyimdir. Malatya’da uyudum İstanbul’da gözümü açtım. Öyle bir otobüstür O 404
    O404 un shd modeline Bulgaristanda bindim efsanedir hic unutmam sene 2000 Ankara İzmir yapıyoruz perona o404 rhd yanasmisti ne yolculuktu ama ben bu konuda Isparta petrolün orijinal fabrika çıkışlı 2+1 Travego 15 shd lerinide çok beğenmiştim acayip rahattır makyajsız kasa travegonun süspansiyonlari birde fabrika çıkışı 2+1 çok iyidir 417 hdh de keza öyle

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ooo kimler varmış burda yahu :)

    Otobüste favorim 403 , her ne kadar daha sessiz veya daha ergonomik iç mekana sahip başka modeller olsa da bence Mercedes' lerin yoldan peşpeşe gelen darbeleri filtrelemede daha iyisi yok, ufak ve tekil pürüzleri daha iyi absorbe eden modeller olsa da şartlar ağırlaştığında gerek mekanik sessizliğini bozmaması gerekse kuru bir his vermemesi adına Mercedes gerçekten farklı bir marka.

    Paylaşılan kazaların çoğunu da iyi hatırlıyorum, bunlara denk derecede kötü olup medyaya yansımamış kazalara da bizzat tanık olmuşluğum var, hatta üniversite öğrencilerinin yanarak vefat ettiği otobüsü de bizzat görmüştüm, samimi olmasam da tanıdık arkadaşlar da vardı vefat edenler arasında.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi esmerce -- 28 Nisan 2020; 0:29:11 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • CapriceClassic kullanıcısına yanıt
    Nisan ortasında 5-6 günlük bir Sivas Kemaliye İliç turum olacaktı. Dönüşte de Malatya Adıyaman üstünden seni görmeye Maraşa gelip oradan da Andırın Kadirli Kozan Fekeden Çamardı Niğdeye ve oradan da Ankaraya dönecektim. Artık başka bahara kaldı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • The Division Bell kullanıcısına yanıt
    Olur mu hiç uğramamak bea. Güner Kanatı bulup birlikte yemek yiyecektik ya dostum. İhmal etme bak ömür geçiyor. AOÇ de kokoreç şalgam k.tatlısı partisi verelim gel yeter ki.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • esmerce kullanıcısına yanıt
    İşte yılda 5 kez Ankaraya gelip de aç bilaç dönen birisi daha.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Polestar191

    Baya otobüs sever varmış forumda şaşkınim dogrusu
    bu bir tarih ve yaşanmışlık içeriyor kesip atamayız..

    303 lerle başladım ben mesela..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: haluk 23

    Olur mu hiç uğramamak bea. Güner Kanatı bulup birlikte yemek yiyecektik ya dostum. İhmal etme bak ömür geçiyor. AOÇ de kokoreç şalgam k.tatlısı partisi verelim gel yeter ki.
    Gunerkanat şu skoda yeti si olan TSI fanatiği avukat arkadas değil miydi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: haluk 23

    İşte yılda 5 kez Ankaraya gelip de aç bilaç dönen birisi daha.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: erc44

    Evet Beydağı turizmle gitmiştim. O zamanlar 2 tane 404 vardı Beydağı’nda. Açık kırmızı rengiyle gitmiştim.
    403’ler boyut olarak biraz daha uzun olduğundan daha ihtişamlı duruyordu. O yüzden çok tercih edildi
    Hayır. Yerli üretim olup fiyatı bir nebze uygun olduğu ve MB tr tarafından en az 10 sene üretim garantisi verildiği için tercih edildi.

    404 ithal olduğu için parçaları ve işletme maliyetleri çok pahalıydı.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • TEPEE PREMİUM PACK kullanıcısına yanıt
    Gökhancım selam. Başka bir konuda selam göndermiştin ama sana Pm atmaya çalıştım aleykümselam diyebilmek için de mesaj kabul etmiyorsun herhalde.
  • The Division Bell kullanıcısına yanıt
    Nerede yaşadığını, ismini cismini de bilmiyorum ki ben gelip bir çayını çorbanı içebileyim. Motora atlatıp Kuşadasından aşşağı Antalyaya kadar tüm beldelerde çılgın bir S 500 sürücüsü arattıracaksın bu gidişle.
  • Bu arada farklı şehirdeki forumdaşlardan birilerini ziyaret etme, gidip gelme ve midelerin bayram etmesiyle ilgili sevgili dostum Eren'in yeri başka. Ankaraya gelişlerinde aramaya çalışır ve buluşuruz, ben de Samsun'a gittiğimde (ki güzergahımı Samsundan geçirmeye kadar gidiyor olay) buluşup süper kafa dengi iki çocukluk arkadaşı gibi sohbet edebiliyoruz. Kendisine bir kez daha teşekkür ederim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: The Division Bell

    302ler ile ben de çok seyehat ettim zamanında :)) hey gidi eski Türkiye. Yollar zaten rezalet, otobüs desen yalıtım diye bişey yoktu arabada motor resmen kucağında çalışıyor gibiydi. Dediğin gibi her koltuğun arkasında metal kullukler...

    Suları da tek içimlik şeffaf poşette dağıtırdı muavinler
    Çocukluğumda 302 ile ben de çok seyahat ettim, dayımlarda vardı. Dayımın yanında muavin koltuğunda çok memlekete gittik geldik 302'nin çok tipik bir sesi vardı. Yokuşlarda hız koruma gibi bir özelliği yoktu, hatta Bolu dağında 2. vitese kadar düşerdi

    Babam da eski kaptandır, 302'miz varmış bizim de ama ben hatırlamayacak yaşta iken. Babam da sürekli eski yol şartlarının, otobüslerin zorluğundan bahsederdi, özellikle toroslarda vs. dağ yollarında karşıdan kamyon ya da otobüs geldiğinde iki araba yan yana sığamazdık, birimiz uygun yerde beklerdik de öyle geçerdik diye anlatır. Çok macerası vardır. Şimdiki yollar yayla gibi, otobüsler de bastın mı uçak gibi gidiyor, peh şoförlük bizim zamanımızda zordu der hep




  • quote:

    Orijinalden alıntı: haluk 23

    Nerede yaşadığını, ismini cismini de bilmiyorum ki ben gelip bir çayını çorbanı içebileyim. Motora atlatıp Kuşadasından aşşağı Antalyaya kadar tüm beldelerde çılgın bir S 500 sürücüsü arattıracaksın bu gidişle.
    Hahahah

    Şimdilik Toroslarin tepelerinde yaşayan bir yörük olarak bilinsin yeter. Vakti geldiğinde inicem medeniyete insan içine

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • The Division Bell kullanıcısına yanıt
    Vaaaay. Hedef saptırmaca.
  • Setra ve Neoplan gibi üst segmentleri ve Daf, Scania, Van Hool ve G. Akdeniz seyahattaki Breda gibi az sayıda geldiği için popüler olmayan otobüsleri hariç tutarsam, hepsinde yolculuk yaptığım Havalı Apollo, Man 590, 0302, 0302S, 0302S V6, MAN SR240, Maraton, 0303, 0304, 0403, 0404, Prenses, S2000, Safir, Intouro, Safari, Travego, MAN Fortuna, Temsa Diamond ve sonrasında çıkan bunların yeni nesil versiyonları arasında normalde asla uyuyamadığım otobüs yolculuklarında beni beşikte sallar gibi uyutan ilk nesil Maratonların ve de müthiş sesiyle beni mest eden 0302S V6'ların yeri ayrı bende. Hatta neredeyse tamamen piyasadan kalkmış olan V6'ların sesini tekrardan duyabilmek için nice aynı motora sahip Mercedes beton mikserini, yolumu değiştirerek takip ettiğimi bir ben bilirim diyecektim ama artık siz de öğrendiniz. Maratonlardaki kör nokta aynasını, yine Maratonlardaki kahverengi trimleri, kapı açılış ikaz sesi, motosiklet vitesi gibi değiştir babam değiştir 7 vitesi, şoförün sol tarafında, camın önündeki boş alanın değerlendirilmesi gibi ilklere sahip bu otobüslerin en büyük sorunu süper gidip, gittiklerinin çeyreği kadar bile duramamalarıydı. Frenlere destek amaçlı gerektiğinde 2 vites birden düşürüp motor kompresyonuna bindirmeyi de daha sonradan öğrendi sürücüler. Maraton ve Prenseslerdeki en büyük 2. sorun yokuşta şişip kağnıya dönüşmeleriydi. Bunu da yedikleri makyajda 8DC9 kodlu "yokuş performansı iyileştirilmiş" motorla gidermeye çalıştı Temsa. Tabii sürücüler açısından olan bu iki sorunun yanında düşük işletme maliyeti ve çook uzun ömürlü ve dayanıklı Mitsubishi motorlu Maraton ve Prensesin firmalar için de büyük bir açmazı vardı: Bagaj hacmi. "Peron aracı" tabir edilen daha yüksek ve gösterişli ve de haliyle içi daha yüksek bagajı sayesinden özellikle Doğu ve Karadeniz firmalarınca çok tercih edilmedi bu otobüsler. Zaten devamında da daha yüksek Safir ve sonrasında da daha da yüksek yeni nesil Maratonla bu eksiğini gidermeye çalıştı. Öf be. Ne zamandır yazmak istiyordum bunları.




  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.