< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Bildirim
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Benim kullandığım arabaların hiçbiri tavanda vernik yanması problemlerini 13-14 yaşından önce vermedi. Hepsi de koyu arabalar idi.
13-14 sene deliler gibi özenip, bakımını yaptırmaya para harcayacaksam, o parayı 13 senenin sonunda arabanın boya sorunu olan yerlerini düzeltmeye harcarım. Üstelik bunu yaparken minik çaplı çürük tamiri yapma imkanım da olur. Veya daha iyisi, hiç harcamam, yeni alacağım arabaya harcarım. ![]() Klasik sahipleri için bu bilgiler çok faydalı. Orası kesin. Ağaç altına park etmemek: Ağacına göre değişir. Reçine damlatmayan, akıntısı kokuntusu olmayan ağaçların altında bir şey olmaz. Dımdızlak güneşte durmasından iyidir. Akıntısı olan ağaçların altından uzak durmak lazım. Çam gibi... Aracı temiz tutmanın vernik ile ilgisini çözemedim. Ben dış cephe malzemesi üreticisiyim. Cephe elemanlarının renk dayanımını en çok etkileyen faktör UV'dir. Dünya olarak, UV kaynağımız güneş. UV her türlü boyanın (renk pigmenti içeren ürünün) düşmanıdır. Araç tavanlarında yaşadığımız sıkıntılar genelde: 1) Kimyasal (akıntılı ağaçlar gibi) 2) UV (güneş) 3) Isı'dan kaynaklanır. (Koyu renk araçlarda vernik bozulması daha erken yaşanır) Aracın üzerindeki toz, pislik, kurumuş çamur, aracı bu üç faktörden de korumak için bir katmandır. Çok önemsiz ve küçücük bir katman belki, ama bir katmandır. Zararı ne olabilir, hiç bir fikrim yok. Dolayısı ile aracı temiz tutmanın olumlu etkisine pek inanmıyorum. Bu bilgi dolu makaleleri genelde oto bakım merkezleri yayınlıyor. Yazdıkları şeylerde çok bilgilendirici şeyler oluyor; ama bir miktar da kendine kertme amacı da görmüyor değilim. |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |