Şimdi Ara

UNABOMBER'ın Manifestosu Hakkında.

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
33
Cevap
0
Favori
589
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Okuyup da fikirlerini paylaşmak isteyenleri bekliyorum.

    Okumak için de; manifesto linki.
    Türkçesi de var ama bulmaya üşendim.

    Edit; Türkçesini Leopolddedalus bulmuş sağolsun. Buraya da ekleyeyim; türkçe manifesto linki.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ted Mosby -- 16 Nisan 2020; 9:17:33 >







  • Hocam insan okuyacak bunu ya

    Mesaj burda kalsın da sakin kafayla gelir okurum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: aznareps ingo etaicsal

    Hocam insan okuyacak bunu ya

    Mesaj burda kalsın da sakin kafayla gelir okurum.
    Ben de tekrar okuyayım, haftaya buluşalım tekrar burada.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ted Mosby

    Ben de tekrar okuyayım, haftaya buluşalım tekrar burada.

    Alıntıları Göster
    Haftaya burdayım, aynı saatte ama

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: aznareps ingo etaicsal

    Haftaya burdayım, aynı saatte ama

    Alıntıları Göster
    Gelmezsen darılırım, çayın püskevitin hazır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ted Mosby

    Gelmezsen darılırım, çayın püskevitin hazır.

    Alıntıları Göster
    Püskevit varsa güçlü bir felsefe için ben de EVET diyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kaczynski bence manyağın teki. "Dahi" olarak anılmasını fazlasıyla akıl dışı buluyorum. Bu adam bir sürü insanı öldürmüş, yaralamış bir katildir. Bence ötesi değil. Bilime, teknolojiye, modernizme karşı olan hiçbir akımdan düzgün bir kafanın çıktığını görmedim zaten şimdiye kadar. Primitivizm de bunun içinde doğal olarak.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: İrfan Galip Bey

    Kaczynski bence manyağın teki. "Dahi" olarak anılmasını fazlasıyla akıl dışı buluyorum. Bu adam bir sürü insanı öldürmüş, yaralamış bir katildir. Bence ötesi değil. Bilime, teknolojiye, modernizme karşı olan hiçbir akımdan düzgün bir kafanın çıktığını görmedim zaten şimdiye kadar. Primitivizm de bunun içinde doğal olarak.
    Ted amcamız hakkında fikir istemedim zaten.
    Yaptıkları, dediklerini haklı ya da haksız çıkarmaz. Katilden de öte terörist zaten. Düşüncelerine neden katılmadığını yaz da daha etli bir konuşma olsun.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ted Mosby

    Ted amcamız hakkında fikir istemedim zaten.
    Yaptıkları, dediklerini haklı ya da haksız çıkarmaz. Katilden de öte terörist zaten. Düşüncelerine neden katılmadığını yaz da daha etli bir konuşma olsun.

    Alıntıları Göster
    İçerdiği teknoloji ve modernizm karşıtı ilkelci fikirlerinden dolayı katılmıyorum işte. İnsanda akıl ve merak oldukça gelişim doğal olarak meydana gelecektir zaten. Bunu önlemeye çalışmayı, hatta daha ileri gidip terör yöntemleriyle karşı çıkmayı mantıklı bulmuyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: İrfan Galip Bey

    İçerdiği teknoloji ve modernizm karşıtı ilkelci fikirlerinden dolayı katılmıyorum işte. İnsanda akıl ve merak oldukça gelişim doğal olarak meydana gelecektir zaten. Bunu önlemeye çalışmayı, hatta daha ileri gidip terör yöntemleriyle karşı çıkmayı mantıklı bulmuyorum.

    Alıntıları Göster
    Hocam tamam da, "adam anprim'ci, kesin teknolojiyi öylesine yok etmek istiyodur." diye mi düşünüyorsunuz? Adam madde madde sıralamış, "teknoloji geliştikçe özelleşme artar ve insanlar birbirlerine bağımlı halde yaşar. Bazılarına bu bağımlılık batmazken bazılarına rahatsız edici gelebilir. İnsanın biyolojik ihtiyaçları dışında yapılan aktiviteler insanı gerçek anlamda tatmin etmez. Birey sistemden silinirse yokluğu hissedilmez, bu da yapılan işi anlamsız hissettirir." demiş, ki bunlar da ilk 5 sayfada yazanlar. (İlk sayfalarda yazanların çoğu politik gözlemler bir de. )

    Hangi biri yanlış yani?




  • https://anarcho-copy.org/copy/sanayi-toplumu-ve-gelecegi/

    Türkçesini buldum okuduktan sonra yazarım

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ted Mosby

    Hocam tamam da, "adam anprim'ci, kesin teknolojiyi öylesine yok etmek istiyodur." diye mi düşünüyorsunuz? Adam madde madde sıralamış, "teknoloji geliştikçe özelleşme artar ve insanlar birbirlerine bağımlı halde yaşar. Bazılarına bu bağımlılık batmazken bazılarına rahatsız edici gelebilir. İnsanın biyolojik ihtiyaçları dışında yapılan aktiviteler insanı gerçek anlamda tatmin etmez. Birey sistemden silinirse yokluğu hissedilmez, bu da yapılan işi anlamsız hissettirir." demiş, ki bunlar da ilk 5 sayfada yazanlar. (İlk sayfalarda yazanların çoğu politik gözlemler bir de. )

    Hangi biri yanlış yani?

    Alıntıları Göster
    Şöyle ki ben bu söylediklerinin teknolojiyle sanayi toplumuyla falan alakalı sorunlar olduklarını düşünmüyorum. Teknoloji bilimsel etkinlik sonucunda ortaya çıkar. Bilimsel etkinlik de meraktan, sorgulamaktan ortaya çıkar. Nihayetinde bunun kaynağı da insanın doğal ihtiyaçları. Bilim de sonuçta kişisel tatmin amacıyla yapılır. Sonuçları topluma yayılır yayılmaz orası ayrı dava. Bugün insan aklının gelişimi bile erken evrimindeki teknolojik becerisiyle ölçülüyor. Her şeyi yok edip başa dönersek neyi çözmüş olacağız ki?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ted Mosby

    Hocam tamam da, "adam anprim'ci, kesin teknolojiyi öylesine yok etmek istiyodur." diye mi düşünüyorsunuz? Adam madde madde sıralamış, "teknoloji geliştikçe özelleşme artar ve insanlar birbirlerine bağımlı halde yaşar. Bazılarına bu bağımlılık batmazken bazılarına rahatsız edici gelebilir. İnsanın biyolojik ihtiyaçları dışında yapılan aktiviteler insanı gerçek anlamda tatmin etmez. Birey sistemden silinirse yokluğu hissedilmez, bu da yapılan işi anlamsız hissettirir." demiş, ki bunlar da ilk 5 sayfada yazanlar. (İlk sayfalarda yazanların çoğu politik gözlemler bir de. )

    Hangi biri yanlış yani?

    Alıntıları Göster
    Teknoloji belirli alanlarda insan işini azaltıp farklı uzmanlıkların gelişimine pozitif katkıda bulunuyor yalnız. İnsana olan bağımlılığı da azaltabiliyor. Eskiden köleler vardı, sonra maaşlı işçiler şimdi de teknik bakım isteyen ve kısmi bir denetim talep eden fabrika robotları. Biyolojik ihtiyaç dışı aktivite vs bunlar da çok genel terimler. Lastik gibi uzatıp istediğin mevzuya uyarlayabilirsin. Biyolojik ihtiyaç dışı aktivite mesela ne demek? Birey silinirse sistemi meydana getiren diğer bireyler silinen(ler)in yokluğunu hissedebilir. Bu yüzden de modern sosyal bilimleri hiçbir zaman sevemedim, çünkü sosyal bilimler böyle tek boyutlu yargılar, kalıplar, vasat ve çok düz yorumlarla dolu. Bir tarih mezunu olarak skandal geliyor şu ifadelerdeki azami düzlük, sıradanlık, ben işi çözmüşümcülük. Multidisipliner humanitarian bir science olan tarihçilik ise bunun tam tersini, mütevaziliği, başvurduğun bir takım konseptlerin inanılmaz kompleks bir dünyada ne denli yüzeysel olduğunu ve yalnızca bir tez / bakış olduğunu öğretiyor. Başarılı ve ünlü bir tarihçi ihtiyatlı davranmaya yatkındır o yüzden.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 16 Nisan 2020; 1:11:27 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Teknoloji belirli alanlarda insan işini azaltıp farklı uzmanlıkların gelişimine pozitif katkıda bulunuyor yalnız. İnsana olan bağımlılığı da azaltabiliyor. Eskiden köleler vardı, sonra maaşlı işçiler şimdi de teknik bakım isteyen ve kısmi bir denetim talep eden fabrika robotları. Biyolojik ihtiyaç dışı aktivite vs bunlar da çok genel terimler. Lastik gibi uzatıp istediğin mevzuya uyarlayabilirsin. Biyolojik ihtiyaç dışı aktivite mesela ne demek? Birey silinirse sistemi meydana getiren diğer bireyler silinen(ler)in yokluğunu hissedebilir. Bu yüzden de modern sosyal bilimleri hiçbir zaman sevemedim, çünkü sosyal bilimler böyle tek boyutlu yargılar, kalıplar, vasat ve çok düz yorumlarla dolu. Bir tarih mezunu olarak skandal geliyor şu ifadelerdeki azami düzlük, sıradanlık, ben işi çözmüşümcülük. Multidisipliner humanitarian bir science olan tarihçilik ise bunun tam tersini, mütevaziliği, başvurduğun bir takım konseptlerin inanılmaz kompleks bir dünyada ne denli yüzeysel olduğunu ve yalnızca bir tez / bakış olduğunu öğretiyor. Başarılı ve ünlü bir tarihçi ihtiyatlı davranmaya yatkındır o yüzden.

    Alıntıları Göster
    İlk 4 cümleye şu olayı hatırlatarak cevap vereyim; zamanında Richard J. Gatling savaşta daha az can kişi çarpışırsa can kaybının daha az olacağını düşünerek gatling silahını geliştirdi. İnsanların çalıştığı bir işten insanları çıkartıp yerlerine robot koyunca o insanlar başka işler buluyor, yine sistemin bir parçası oluyor. Refah artıyor, insanlar daha rahat, istedikleri yerde çalışıyorlar diyebilirdiniz, ona da "herkesi tatmin etmez bu durum." demiş Ted.

    Biyolojik ihtiyaçlardan işten veya sistemden bahsetmedim. Oradaki her alıntı birbirinden bağımsız alıntılar zaten. Biyolojik ihtiyaçdan kasıt -ki bunu da en azından manifestoyu okusaydınız bilirdiniz-, hayatını sürdürmek için gerekli olan bütün aktivitelerdir, bunun dışındaki aktiviteler de Surrogate Activities kısmında bahsedilmiş. Sanat, bilim, prestij arayışı, varlık, atletik başarılar bunlara örnek. Toplumdan silinme örneğinde de "bu bazılarını rahatsız etmeyebilir." denmiş.

    Bir tarih mezunu olarak bahsedilen yayını okumadan benim 5 tane alıntımı baz alarak "düz, sıradan, ben işi çözmüşümcülük" diyeceksen o senin bileceğin iş. Mütevazilikten bahsedip de "sadece bir tez" deyip okumadan yorum yapman da ilginç kaçıyor, onu da söyleyeyim. Ayriyetten bakış açısından fazlası olduğunu da belirtmedim hiç bir yerde de.

    Edit; Biraz daha düşündüm de, multidisipliner humanitarian bir science olan tarihi savunduğun için kendini azami düz, sıradan, ben işi çözmüşümcü görmemen, kendini ölümüne haklı bulman ve hemen sonraki cümlede de mütevazilikten bahsetmen epey garip kaçmış.
    Ben bu anlattıklarımın, alıntı yaptıklarımın hakikat olduğunu söylemiyorum, münakaşa ettikçe hakikate ulaşırız illa ki.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ted Mosby -- 16 Nisan 2020; 9:0:53 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: İrfan Galip Bey

    Şöyle ki ben bu söylediklerinin teknolojiyle sanayi toplumuyla falan alakalı sorunlar olduklarını düşünmüyorum. Teknoloji bilimsel etkinlik sonucunda ortaya çıkar. Bilimsel etkinlik de meraktan, sorgulamaktan ortaya çıkar. Nihayetinde bunun kaynağı da insanın doğal ihtiyaçları. Bilim de sonuçta kişisel tatmin amacıyla yapılır. Sonuçları topluma yayılır yayılmaz orası ayrı dava. Bugün insan aklının gelişimi bile erken evrimindeki teknolojik becerisiyle ölçülüyor. Her şeyi yok edip başa dönersek neyi çözmüş olacağız ki?

    Alıntıları Göster
    Bilimin insanın biyolojik ihtiyaçlarından "bağımsızlığı" ile yapılabileceğini söylüyor. Teknoloji merak ve arayışın bir sonucudur evet, ama bireyi bağımlı yapan her teknoloji çözümden çok sorun yaratacağını söylüyor, yarattığı sorun da sistemsel bir sorun değil, bireyin sorunu olduğunu söylüyor. Elektrikli testere, basit ve ilkel bir baltaya göre çok daha hızlı ve kesin işler yapabilir. Bir birey elektrikli testere ile daha fazla ürünü daha kısa sürede yapabilir fakat adı üstünde elektriğe bağımlıdır, bir üst seviyede de elektrik barajlara bağımlıdır. İlkel balta da bir teknolojik gelişme ama insanı kendisinden başka hiçkimseye bağlı kılmaz. Bilimin kişisel tatmin amacıyla yapılması sorun, kişisel ihtiyaçların giderilmesi için değil, kişisel ihtiyaçlardan kasıt biyolojik ihtiyaçlar ise.

    Gelişimin var olduğunu inkar etmiyorum zaten, insan açısından iyiliğini tekrar gözden geçiriyorum diyelim.

    Her şeyi yok edip başa dönersek de -ki böyle bir olayın gerçekleşebileceğini düşünmüyorum Ted'in aksine- büyük ihtimalle yine şuanki halimize tekrar geliriz bir süre içinde. Ben bireysel olarak her bağımlılığımdan özgür olmak istiyorum, ne kadar özgür olursam o kadar mutlu olacağıma inanıyorum. Hayatımda da önümde iki seçenek varsa her zaman -daha çok son zamanlarda - beni daha özgür kılacak olanını seçmeye çalışıyorum. Şu ana kadar yanıltmadı, bakalım...

    Bu bahsedilenlerin din gibi, tarikat gibi olmasını zaten istemiyorum. Ted veya Marx gibi şiddet içeren bir devrimin gerçekleşmesini de istemiyorum bu arada.

    Edit; Haydaa, adam ban yedi.

    Edit 2; Testere örneğinden daha güzel bir örnek de sosyal medya olabilir sanırım. Sonuçta bir ihtiyaçtan dolayı doğdu bu mecralar. Gerçek hayatta bu kadar insana bu kadar hızlı ulaşabilmek imkansızken sosyal medyalar buna olanak sağlıyor aşırı verimli çalışıyorlar. Gel gelelim ki gerçeğinin yerini tutmuyor. Bir insan ilkel yaşam sürerken, en azından sosyal medya kullanmadığını varsayalım, haftada toplam 10 saat sosyalleşiyorsa bu sosyal medyalardan gelen verim ile haftada ayıracağı 1 saat ile bütün bilgi alışverişlerini tamamlar ama durum böyle olmuyor. Hem normal sosyalleşmelerini yapıyorlar hem de bağımlı oldukları sosyal medyalarda negatif duygular içinde yüzerek geçiriyorlar. Amaç olarak mantıklı ama sonuç olarak yapıcıdan çok yıkıcı... Farazi bir örnek tabii.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ted Mosby -- 16 Nisan 2020; 9:9:19 >




  • Okudum, zaten tek boyutlu terim kullanımı ve çıkarımlarından ötürü yargılıyorum.

    quote:

    İnsanın biyolojik ihtiyaçları dışında yapılan aktiviteler insanı gerçek anlamda tatmin etmez.


    quote:

    bunun dışındaki aktiviteler de Surrogate Activities kısmında bahsedilmiş Sanat, bilim, prestij arayışı, varlık, atletik başarılar bunlara örnek. 


    Yani her gün su içmek tatmin ediyor ama bilim, sanat, spor vb tatmin etmiyor. Bu alanların vücutta zerre biyolojik etkisi de yok. Tarih mezunu olunca tarihçileri kısmen tanıyorsun bu salt mesleki avantaj, kişisel bir kendini övme değil. Gatling'in silahı daha fazla mı ölüme yol açtı daha az mı? Bunun bir statistiği, grafiği var mı? Gatling'in silahı ekonomik faaliyette yer alan bir teknik gereç de değil yalnızca bir silah. Madem kategorizasyon yapıyoruz. 1500 işçinin yapacağı işi 200 robot yapıyorsa ve robotlar için gereken teknisyen sayısı da 50 diyelim 1450 insan daha istenebilir veya farklı işlere yönelebiliyor, iş opsiyonu yoksa işsiz de kalabiliyor. Şimdi hangisi bir sistem, genel anlamda istediğin yerlerde çalışabildiğin mi, istediğin yerlerde çalışamadığın ama yine de iş bulabildiğin mi yoksa tamamen işsiz kaldığın mı? Sistem nedir? "Biyolojik ihtiyaç dışı" diye söz edilen faaliyetler terk edilirse insanlık nereye gider? Şu an bunlarla yaşayan sayısız insan yokluklarını hisseder mi?

    quote:

    Refah artıyor, insanlar daha rahat, istedikleri yerde çalışıyorlar diyebilirdiniz, ona da "herkesi tatmin etmez bu durum." demiş Ted.


    Herkesi tatmin etmesi gerekiyor mu? Pratikte herkesi tatmin edecek bir sistem veya işleyiş mümkün mü? Peki biyoloji dışı faaliyetler ortadan kalkınca ya da terk edilince herkes tatmin olacak mı?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 16 Nisan 2020; 9:27:48 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Okudum, zaten tek boyutlu terim kullanımı ve çıkarımlarından ötürü yargılıyorum.

    quote:

    İnsanın biyolojik ihtiyaçları dışında yapılan aktiviteler insanı gerçek anlamda tatmin etmez.


    quote:

    bunun dışındaki aktiviteler de Surrogate Activities kısmında bahsedilmiş Sanat, bilim, prestij arayışı, varlık, atletik başarılar bunlara örnek. 


    Yani her gün su içmek tatmin ediyor ama bilim, sanat, spor vb tatmin etmiyor. Bu alanların vücutta zerre biyolojik etkisi de yok. Tarih mezunu olunca tarihçileri kısmen tanıyorsun bu salt mesleki avantaj, kişisel bir kendini övme değil. Gatling'in silahı daha fazla mı ölüme yol açtı daha az mı? Bunun bir statistiği, grafiği var mı? Gatling'in silahı ekonomik faaliyette yer alan bir teknik gereç de değil yalnızca bir silah. Madem kategorizasyon yapıyoruz. 1500 işçinin yapacağı işi 200 robot yapıyorsa ve robotlar için gereken teknisyen sayısı da 50 diyelim 1450 insan daha istenebilir veya farklı işlere yönelebiliyor, iş opsiyonu yoksa işsiz de kalabiliyor. Şimdi hangisi bir sistem, genel anlamda istediğin yerlerde çalışabildiğin mi, istediğin yerlerde çalışamadığın ama yine de iş bulabildiğin mi yoksa tamamen işsiz kaldığın mı? Sistem nedir? "Biyolojik ihtiyaç dışı" diye söz edilen faaliyetler terk edilirse insanlık nereye gider? Şu an bunlarla yaşayan sayısız insan yokluklarını hisseder mi?

    quote:

    Refah artıyor, insanlar daha rahat, istedikleri yerde çalışıyorlar diyebilirdiniz, ona da "herkesi tatmin etmez bu durum." demiş Ted.


    Herkesi tatmin etmesi gerekiyor mu? Pratikte herkesi tatmin edecek bir sistem veya işleyiş mümkün mü? Peki biyoloji dışı faaliyetler ortadan kalkınca ya da terk edilince herkes tatmin olacak mı?
    Okuduysak neden benim yazdıklarım üstünden ilerliyoruz, ben de onu anlamadım.

    Her gün kendi suyunu, kendin gidip kaynağından kendin içiyor isen tatmin eder, evet. Gerçek anlamda tatmin etmediğini söylemiş evet, artık dilimde tüy bitti ama "bu durum herkesi rahatsız etmeyebilir." demiş üstüne basa basa.

    Tam otomatik silahların ölüme yol açtığını mı kanıtlayayım? Bahsetmeye çalıştığım "her tarafta yüz tane tüfekli olacağına iki tarafta da birer gatling silahı olur, bunları da onar kişi çalıştırır. Böylece ölüm olursa maksimum iki yüz kişi yerine yirmi kişi ölür." mantığında üretti Gattling silahını. Gattling silahı iki tarafın da elince geçince yine iki yüz kişi kullanmadı mı o silahları? Silah ekonomik gereç demedim zaten, mantığındaki yanlışı dile getirdim ben. Kaldı ki silahların da ekonomik gereç olmadığını düşünüyorsan dünyada bir yılda satılan silah sayısı ve harcanan paralara bakabiliriz, ordu giderleri de aynı şekilde.

    Zaten 1500 işçinin bile çalıştığı işin kötü olduğunu savunuyorum, özelleştirip 200 robot almaya gerek yok. İkisini kıyaslayacak olursak insanların daha özgür görünüp de sisteme daha bağımlı halde yaşadıkları senaryo daha kötü gözüküyor. Biyolojik dışı ihtiyaçlar terk edilirse insanın akıllı bir hayvandan farkı kalmaz, bence böylesi daha iyi. Şuan bununla yaşayan sayısız insanın, sisteme ya da başka bir bireye muhtaç olmadan dünyada bir hafta bile yaşayamacağını varsayarsak toplum için negatif birey için pozitif bir değişim olur, evet. İnsanlık özelleştikçe ve geliştikçe nereye gider diye sorarsam daha ilginç bir konu olur. Geriye gidersek ne olacağı belli ama ileride bizleri neler bekliyor bilemez. Fikirlerin doğruluğu ya da yanlışlığı bilinip bilinmeyeceği ile alakalı değildir ama... Manifestonun ikinci paragrafında bahsedilmiş zaten bu durumdan.

    Benim merak ettiğim; bilim ve/veya sanat, toplumu yok edilmenin eşiğine getirirse bu yine de pozitif bir olay mı olur? Sonuçta merak ve ilerlemenin insanın içinde olması gerektiğini savunuyorsunuz. Yani ben bu savı "İnsanın içinde bir yaratıcıya inanma isteği." savına benzetiyorum.



    Herkesi tatmin edecek bir sistemden bahsetmek mümkün ama ütopya, o da hayal tabii. Kıyas olarak toplumun değil bireyin mutlu ve özgür olmasını istiyorum, hepsi bu. İnsan oğlunun doymaz iştahını yarar değil, zarar olarak görüyorum. Kaldı ki doğada kendi halinde yaşayan hayvanların mutsuz hallerinden mutsuz olduklarını görmedim. Son cümle tartışmadan bağımsız ha, bir dayanağı yok çünkü.




  • Silahlar uluslara ekonomik olarak bir şey getirmez aksi takdirde Rusya veya Kuzey Kore çok zengin ülkeler olurdu. ABD'de de mesela olduğundan daha zengin bir ülke olurdu; NASA bütçesini vs düşük tutmak zorunda kalmazdı. Gatling'in savaş alanlarındaki etkisini konu alan herhangi bir istatistik paylaşmadın, istiyorsan fabrika robotlarıyla ilgili olarak (teknolojinin iş dağılımına ve uzmanlaşmaya etkisine örnek olarak) paylaşabilirim. Ordunun bir gereklilik olduğu söylenebilir ama bir yandan da bir külfet. Bolca silah üretip bir kısmını satarak (arms export) silahlanmanın (military spending) üstünde yarattığı külfeti makroekonomik olarak ancak hafifletebiliyorsun. Spending ve export değerlerini kıyaslarsan durumu görebilirsin. Kar veya sübvansiyon mantığıyla çalışan silah üreticisi firmaların varlığı salt işleyiş için gerekli aksi takdirde güvenlik, güç ve prestij sağlaması haricinde silahların ekonomik olarak hiçbir işlevi yok. Bir tüfeği yiyemezsin. Bir tüfek seni sıcak tutmaz. Bir tüfek su taşımaz. Bir tüfek üretim yapmaz. Bir tüfek hayvan yemi ya da öğütücü olmaz. Yalnızca bir silah. Gerektiğinde öldürmek veya belki caydırmak - zorlamak için var.

    Nükleer silahlar mesela en büyük öldürme potansiyeline sahip ama ironik olarak büyük çaplı savaşları önlüyor. Sisteme daha fazla bağımlı olmak işte ne demek? Kime göre neye göre? Bilim mi toplumu yok eder yoksa etik dışı davranışla kullanılan bilim mi? Salt anlamda sanat mı yoksa etik dışı kullanılan sanat mı yok edicidir? Biyolojik ihtiyaç dışı faaliyetlerin terk edilmesine benzer örnekler var ayrıca Pol Pot döneminde Kamboçya ve daha kısmi olarak Mao döneminde Çin. Hiçbirisi iyi, doğal ve adaptif olan bir gelişime dayanan örnekler değil. Belirli bir insan topluluğunun - Kızıl Kimerler gibi - topluluktaki diğer fertler üstünde baskı kurup maladaptif şekilde terör estirmesi var yalnızca.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Silahlar uluslara ekonomik olarak bir şey getirmez aksi takdirde Rusya veya Kuzey Kore çok zengin ülkeler olurdu. ABD'de de mesela olduğundan daha zengin bir ülke olurdu; NASA bütçesini vs düşük tutmak zorunda kalmazdı. Gatling'in savaş alanlarındaki etkisini konu alan herhangi bir istatistik paylaşmadın, istiyorsan fabrika robotlarıyla ilgili olarak (teknolojinin iş dağılımına ve uzmanlaşmaya etkisine örnek olarak) paylaşabilirim. Ordunun bir gereklilik olduğu söylenebilir ama bir yandan da bir külfet. Bolca silah üretip bir kısmını satarak (arms export) silahlanmanın (military spending) üstünde yarattığı külfeti makroekonomik olarak ancak hafifletebiliyorsun. Spending ve export değerlerini kıyaslarsan durumu görebilirsin. Kar veya sübvansiyon mantığıyla çalışan silah üreticisi firmaların varlığı salt işleyiş için gerekli aksi takdirde güvenlik, güç ve prestij sağlaması haricinde silahların ekonomik olarak hiçbir işlevi yok. Bir tüfeği yiyemezsin. Bir tüfek seni sıcak tutmaz. Bir tüfek su taşımaz. Bir tüfek üretim yapmaz. Bir tüfek hayvan yemi ya da öğütücü olmaz. Yalnızca bir silah. Gerektiğinde öldürmek veya belki caydırmak - zorlamak için var.

    Nükleer silahlar mesela en büyük öldürme potansiyeline sahip ama ironik olarak büyük çaplı savaşları önlüyor. Sisteme daha fazla bağımlı olmak işte ne demek? Kime göre neye göre? Bilim mi toplumu yok eder yoksa etik dışı davranışla kullanılan bilim mi? Salt anlamda sanat mı yoksa etik dışı kullanılan sanat mı yok edicidir? Biyolojik ihtiyaç dışı faaliyetlerin terk edilmesine benzer örnekler var ayrıca Pol Pot döneminde Kamboçya ve daha kısmi olarak Mao döneminde Çin. Hiçbirisi iyi, doğal ve adaptif olan bir gelişime dayanan örnekler değil. Belirli bir insan topluluğunun - Kızıl Kimerler gibi - topluluktaki diğer fertler üstünde baskı kurup maladaptif şekilde terör estirmesi var yalnızca.
    "güvenlik, güç ve prestij"i ekonomi mi sağlar yoksa tam tersi mi?

    Burada tartıştığımız silahların ekonominin parçası mıdır değil midir, o değil ki. Ben o örneği "Özelleşme çalışanlar üstünden yük almak için yapılır ama her zaman sonuçları pozitif değildir." demek için verdim. "Atlı arabalar birsürü insana iş imkanı sağladı ama arabalar çıkınca daha çok insana sektör açıldı.", örneği de değil benim söylediğim. Bazılarının yararına, bazılarının zararına olabiliyor bu durum ama su götürmez gerçek şu ki; zaman ve teknoloji ilerledikçe sisteme, hadi sisteme değil diğer bireylere bağımlı hale geliyorsun ve bu sisteme göre pozitif, bana göre ise negatiftir.


    Yani millet bas bas bağırıyor "Ülkede üretim yok. Başka ülkelere bağımlı hale geliyoruz." diye, bu bağırışın bireysel bir tarafı yok mu?


    Nükleer silahların diğer ülkeyi nükleer silah kullanmaktan caydırır, yoksa savaşmaktan caydırmaz. Proxy savaşlarını her yerde görüyoruz. Savaşı ekonomi engeller, ticaret yapmak savaş açmaktan daha kârlıysa savaş olmaz. Sistemin yararına yani savaşın açılmaması. Manifestoda bundan da bahsediliyor.

    Marksist Leninist adamların biyolojik davranışlar haricindeki etkinlikleri nasıl bastırmış, tam anlamadım örneği ama...




  • Ekonomik faaliyet salt anlamda güvenlik sağlamıyor. Ofensif (aslında silahlı olan) unsurlara karşı kendini ancak silahlarla koruyabilirsin.

    İnsan toplumları taş devirlerinden bu yana organik iş bölümü dağılımı yaptığı için zaten bireyler birbirine bağımlı. Sorun < günümüzden itibaren > daha fazla birbirlerine bağımlı olacaklarına, yine neye göre kime göre bağımlılık olacaklarına dair yeterli kanıt yok, tek yönlü bir gidişattan söz edilip bu gidişatının da kaçınılmaz olacağı savunuluyor. Özellikle belirli sektörlerde bireylerin birbirine bağımlılığı azalabilir ve uzmanlaşma yeni ortaya çıkmış teknik hücrelerde bir anda toplanabilir de (bilgisayar - işlemci ve robotik teknolojileri gibi) belirli alanlarda uzmanlaşma büyük değişimler de getiriyor bunu kesin olarak bilemeyiz. Kapitalizmin yaratıcı yıkımı (creative destruction of capitalism) konseptine bakmanı öneririm.

    Ekonomik dışa bağımlılık daha ulusal ve spesifik yapısal bir mevzu. Şimdi karıştırmayalım.

    Herkeste nükleer silah olsa proxy war da olmaz. Nükleer silaha sahip olup da işgal olmuş veya savaş açılmış bir tane bile ülke yok. Nükleer silahlar gayet de caydırıcı (Nuclear Deterrence Theory). Bahsettiğin nükleer güç nükleer güçle savaşamaz açmazına mutual assured destruction (karşılıklı garanti yıkım) deniyor nükleer caydırıcığın bir alt başlığı ancak tamamen aynı şeyler değiller.

    Mao da Pol Pot da salt anlamda Marksist Leninist değillerdi. Pol Pot ilkel tarım ve temel ihtiyaçlar toplumuna dönüşü komünal veya komünist topluma ulaşmada hakiki yol addeden bir politikacıydı, Pol Pot ve Kimerler akademisyenlik, doktorluk, avukatlık gibi burjuva, sömürücü, yozlaşık addettikleri mesleklere mensup insanları tarlalara sürüp çalıştırdı veya öldürdü. Gözlük takılmasına bile karşıydılar düşün. Tabii Pol Pot'un örnek aldığı model Mao'nun kültür devrimiydi, bir benzerini Çin'de Mao rejimi yaptı ama Pol Pot Maocu Kızıl muhafızların yaptıklarını bir üst boyuta taşıdı, daha da absürdleştirdi. Biyolojik ihtiyaç aktiviteleri ve surrogate aktiviteleri kategorizasyonu kolektif / komünal ve burjuva aktiviteleri ayrımına çok benziyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 16 Nisan 2020; 12:59:59 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.