Şimdi Ara

Ubuntu 9.10 Beklentimin Çok Çok Altında Çıktı (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
94
Cevap
0
Favori
3.690
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Nasıl ki her Windows, Linux kullanıcısı bir değilse, her Mac kullanıcısı da bir değil illaki. Bide işte Mac Linux gibi dibini kurcalamayı gerektirecek bir yapıda değil, grafik arayüz bütün olayı bitiriyor nerdeyse. Kendini geliştirmek isteyen kurcalar geliştirir o ayrı.

    Gecenin şu saatinde hala olayı kurcalıyorum :), En sonunda adam olmaya başladı.

     Ubuntu 9.10 Beklentimin Çok Çok Altında Çıktı

    En sonunda @BeAr isimli arkadaşımızın paylaştığı bilgileri denedim, üstüne de fglrx kurdum. Sorunların hallolma oranı %99. Sadece Videolarda compizi kapamak gerekiyor, daha doğrusu tam ekran yapınca aptallaşıyor, onun dışında bişey yok. Onuda şöyle idare edebiliriz diye düşünüyorum, Uygulama merkezinden Compiz için ufak bir aparat indirdim. Compiz Fusion Icon isminde, sağ üst köşeye yerleşiyor bu, biliyorsunuzdur gerçi. Ondan pencere yöneticisini MetaCity olarak değiştirince videolar da sorunsuz bir şekilde oynuyor, yani compizi kapamış oluyor anladığım kadarı ile.

    Bir başka sorunda her yeniden açılışta 1680x1050 olan çözünürlük, 1400x1050 gibi 4:3 e düşüyor, görüntü özelliklerinden yeniden seçmek zorunda kalıyorum.

    NOT:Temayı istemeyin vermem :) hehe.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 2smoke -- 4 Ocak 2010; 3:26:25 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 2smoke

    Nasıl ki her Windows, Linux kullanıcısı bir değilse, her Mac kullanıcısı da bir değil illaki. Bide işte Mac Linux gibi dibini kurcalamayı gerektirecek bir yapıda değil, grafik arayüz bütün olayı bitiriyor nerdeyse. Kendini geliştirmek isteyen kurcalar geliştirir o ayrı.

    Gecenin şu saatinde hala olayı kurcalıyorum :), En sonunda adam olmaya başladı.

     Ubuntu 9.10 Beklentimin Çok Çok Altında Çıktı

    En sonunda @BeAr isimli arkadaşımızın paylaştığı bilgileri denedim, üstüne de fglrx kurdum. Sorunların hallolma oranı %99. Sadece Videolarda compizi kapamak gerekiyor, daha doğrusu tam ekran yapınca aptallaşıyor, onun dışında bişey yok. Onuda şöyle idare edebiliriz diye düşünüyorum, Uygulama merkezinden Compiz için ufak bir aparat indirdim. Compiz Fusion Icon isminde, sağ üst köşeye yerleşiyor bu, biliyorsunuzdur gerçi. Ondan pencere yöneticisini MetaCity olarak değiştirince videolar da sorunsuz bir şekilde oynuyor, yani compizi kapamış oluyor anladığım kadarı ile.

    Bir başka sorunda her yeniden açılışta 1680x1050 olan çözünürlük, 1400x1050 gibi 4:3 e düşüyor, görüntü özelliklerinden yeniden seçmek zorunda kalıyorum.

    NOT:Temayı istemeyin vermem :) hehe.


    Medya oynatıcı olarak bir de smplayer'ı denemenizi öneririm. Bana vlc'den daha kullanışlı gelmişti.http://smplayer.sourceforge.net/




  • TV yide hallettik ses ile birlikte. :)

     Ubuntu 9.10 Beklentimin Çok Çok Altında Çıktı
  • 2smoke düzeldiğine sevindim. Catalyst'i çaliştirip çözünürlüğü bide ordan değiştirip deneyin belki o sorun hallolur. Ayrıca compizle beraber video oynatmak için klavyeden alt+f2 yapip "gstream-properties" yazdiktan sonra video çiktisiyla oynayip vlc'den video çıktı modülünü opengl olarak deneyebilirsin bende işe yaramıştı. Ha bu arada eğer fglrx'i elle kurduysan yani amd sitesinden çekip kurduysan kurduktan sonra bikereye mahsus "aticonfig --initial" komutunu vermeyi unutma daha önce xorg.conf la oynadiysan eğer xorg.conf'u komple silebilirsin aticonfig kendisi yeni xorg.conf oluşturucaktir komutu verdikten sonra.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BeAr -- 4 Ocak 2010; 15:00:06 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: BeAr

    2smoke düzeldiğine sevindim. Catalyst'i çaliştirip çözünürlüğü bide ordan değiştirip deneyin belki o sorun hallolur. Ayrıca compizle beraber video oynatmak için klavyeden alt+f2 yapip "gstream-properties" yazdiktan sonra video çiktisiyla oynayip vlc'den video çıktı modülünü opengl olarak deneyebilirsin bende işe yaramıştı. Ha bu arada eğer fglrx'i elle kurduysan yani amd sitesinden çekip kurduysan kurduktan sonra bikereye mahsus "aticonfig --initial" komutunu vermeyi unutma daha önce xorg.conf la oynadiysan eğer xorg.conf'u komple silebilirsin aticonfig kendisi yeni xorg.conf oluşturucaktir komutu verdikten sonra.


    Teşekkür ederim, kurcalıyorum bişiler, bakalım ne olucak sonuç :)




  • Şimdi tamam oldu, VLC den OpenGL değil X11 çıktısını seçince Videoların problemi tamamen kalktı ortadan.

    Deneyimlerimi yazmaya devam edecem ;)
  • Ben de tekrar kurdum, tercihlerde çokluortam sistemleri seçicisi ayarlarıyla oynarken sorun çözüldü :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hoobastank
    Stallman bu saatten sonra hak vermemek mümkün değil. AT&T Mono ile aynı şeyler değil demişsin ama benzer hikayelerin ileride tekrar yaşanmamasını da garanti edemezsin. Sonuçta C# ile yazıldı ve C# da kimin biliyoruz. Bu organik bağdan çok şey çıkar ve Stallman olabilecek bir tehlikeyi önceden sezip kendine göre önlem alıyor. Yol yakınken zarardan dönmek bana zaman kaybı değil tam tersi zaman kazancı olarak geliyor. Mono'yu bir iki nesil daha ileriye götürüp üzerine birçok uygulama bindirdikten sonra lisanslarla ilgili bir pürüz çıksa eski versiyonunun kaldığı yerinden alıp bir çırpıda yeni haline nasıl getireceksiniz izah eder misiniz?

    Uzgunum ama cok buyuk bir noktayi kacirmissiniz. C# ECMA-334 ile standardize edilmis ve implementasyona acik bir dil. Yani Microsoft "sen C#'i implemente edemezsin" diyemez. Stallman'in derdi C# ile degil, Novell ile Microsoft arasinda yapilmis anlasmalar ve bunun Mono uzerindeki kapsami ile. Eger Stallman'in derdi C# ise, lutfen dotGNU projesinin ne oldugunu bana aciklar misiniz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Challenger -- 5 Ocak 2010; 0:29:15 >




  • quote:

    Orijinalden alinti: Hoobastank
    Bu API olayina kafayi takmis durumdasin. GNU/Linux'taki durum ile Windows'taki durum birbirinden farkli. Her iki durumun arasindaki fark, artilari ve eksileri verecegim yazida ayrintilariyla verilmis. Senin eksik olarak öne sürdügün durum arkada baska avantajlar sagliyor. Dolayisiyla kernel hackerlar bunu bir eksiklik degil avantaj olarak algiliyorlar.

    Kafaya takmis durumda degilim. Sadece siz israrla sorunu isletim sistemi geneline yaymaya calistigin icin ustune basarak tekrar etmek zorunda kaldim.

    quote:

    Orijinalden alinti: Hoobastank
    API'nin kararli olmamasi durumunu konu içinde o kadar çok söyledin ki bu isleri çok takip etmeyen birçok insan da "hmm demek bu yüzden GNU/Linux sürücü konusunda kötü" gibi yanlis bir yargiya varmistir.

    O yargi yanlis degil, zaten oyle.

    quote:

    Orijinalden alinti: Hoobastank
    http://www.linuxfoundation.org/collaborate/publications/linux-driver-model
    http://www.kroah.com/log/linux/stable_api_nonsense.html

    Bu iki yaziyi okursaniz neyin ne oldugunu daha iyi ögrenebilirsiniz. Buyrun okuyun:

    Bir isletim sistemi temelde donanim ile yazilim arasinda isbirligini saglayan bir ara katmandir. Isletim sistemi donanimin tüm özelliklerinden yararlanmayi, donanim da isletim sisteminin tüm özelliklerine erisebilmeyi ister. Linux diger isletim sistemlerine göre çok daha fazla donanima sürücü destegi vermektedir.

    Windows'taki sürücü modeli temelde söyledir: Windows donanim üreticilerine kararli ABI (Application Binary Interface) saglamaktadir. Bu arayüzler sürücünün isletim sisteminin çekirdegine erismesini saglayan bir servis kümesi gibi davranir. Donanim üreticiler ikili (binary) sürücülerini mevcut isletim sistemleri için test ederler ve dogrularlar. Microsoft onlara en azindan belirli bir süre için ABI'nin ayni kalmasini garanti eder bu sayede üreticiler de buna güvenerek sürücü gelistirirler. Bunun arkasinda yatan en temel neden isletim sistemi ile donanim sürücü tasarim ve gelistirmelerini birbirinden tamamen ayirmaktir. Bu sayade Microsoft kapali kaynak kod ile isletim sistemi gelistirmeye, donanim üreticileri de yine kapali kaynak kod sürücü gelistirmeye devam edebilir. Bu iki birim ise birbirleriyle ABI denilen arayüzlerle konusmaktadir. Bu nedenle sürücüler isletim sistemine göre harici, ikinci sinif katman konumunda kalirlar. Hatalarla dolu bir sürücü isletim sisteminin çökmesine sebep olabilir ancak yine de donanim üreticisi ABI'den öte isletim sisteminin çekirdegi ve yapisi hakkinda hiçbirsey ögrenmeye yetkili degildir. Donanim üreticileri de Windows için yazdiklari sürücülerin kaynak kodlarini vermemektedir. Onlar da sadece ikili (binary) formunu yayinlamaktadirlar. Microsoft ABI degistirmedigi sürece onlar da sürücülerinin yeni sürümlerini çikartirlar ve biz kullanicilar da bu yeni sürümleri kurariz. Bu bakis açisinin en büyük eksikliklerinden birisi kararli ABI'nin, isletim sisteminin bir süre boyunca eskimis, optimum olmayan arayüzlere sahip olmasina neden olmasidir. Bu da isletim sistemini daha sagliksiz ve daha az güvenilir yapacaktir. Örnek vermek gerekirse farkli cihazlarin tüm özelliklerini optimum kullanabilmek için hem Linux hem de Windows'un dahili USB uygulamalarini bir kaç kez yeniden yazmalari gerektigini varsayalim. Linux hem arayüzleri hem de sürücüleri ayni anda güncellerken Windows'da arayüzler sabit tutulup sadece sürücüler güncellenir. Bu da gelistirme sirasinda problemlerin çikmasina ve dolayisiyla hatalara ve güvenlik açiklarina sebep olacaktir. Öte yandan ikili sürücüler hatali olmaya egilimlidirler çünkü sürücülerin güncellemeleri sadece donanim üreticisi tarafindan yapilmaktadir. Ne kullanicilar ne de isletim sisteminin tasarimcilari mutfagin öbür tarafina geçebilmektedir. Windows'taki kararli ABI'nin en büyük problemi aslinda gerçek anlamda kararli kalamamasidir. Microsoft her yeni Windows sürümünde ABI'leri degistirmektedir bu da donanim destegini zayiflatmaktadir. Bu degisim donanimin çalismamasina ya da isletim sisteminin çökmesine sebep olabilir. Düzeltmeler için donanim üreticilerinin yeniden sürücü yazmasi gerekir bu da onlarin çok zamanini alacaktir. Bu sebeple örnegin bazi donanim üreticileri eski donanimlari için Vista destegi vermemis kullanicilari yeni sürücü/donanim almaya yönlendirmistir. Her yeni Windows sürümü hatta servis pack güncellemeleri sürücülerin hata vermesine sebep olabilir.

    Linux sürücü modeli temelde söyledir: Windows'a göre farklidir. Kullanicilar için amaç "sadece çalissin"dir. Linux modelinde çekirdege kabul edilen sürücü için donanim üreticileri sistemin kaynak kodunu alabilirler. Bu da hem donanim hem de sistem üreticileri açisindan durumun gözden geçirilmesini ve sürücünün çekirdek için hatalardan ve güvenlik risklerinden arindirilmis olmasini saglar. Linux ne kararli bir ABI'ye ne de kararli bir API'ye sahiptir. Tam tersi Linux, Linux uygulamalari için kararli bir userspace arayüzü saglar. Bu uygulamalar temelde çekirdek ile bir anlasma içersindediler ve böylece userspace ikili arayüzleri sürekli kararli çalismayi garanti ederler. Bu sebeple önceden-derlenmis Linux uygulamalari farkli sürümlerde ve dagitimlarda tutarli bir biçimde çalismaya devam etmektedir. Userspace ikili arayüzünün temelinde yatan uygulama degisebilir ancak 1.0-Linux için derlenmis bir uygulama son çekirdek için de düzgün çalisacaktir. Bu cihaz sürücüleri için tersi bir durumdur, onlara güvenebilecekleri bir arayüz garanti etmez ancak çekirdek degisimleri sirasinda ikili ya da kaynak kodun tutarli kalmasini saglar. Ticari açidan bakanlara ragmen düsünülenin aksine dahili çekirdek arayüzlerinin kararliliktan yoksun olmasi aslinda hem çekirdegin hem de ona güvenen sürücülerin kaynak kodunun açik olmasi sebebiyle tercih edilebilir. Aslinda sürücü çekirdegin bir parçasidir ve ikinci sinif bir eklenti degildir. Sürücü bir kez çekirdege dahil edildiginde dahili çekirdek arayüzleri degistigi sürüce, sürücü de yönetilebilir olacaktir. Bu yüzden altsistem programcisi bir yamanin çekirdek arayüzlerinde uyumsuz degisimlere sebep olabilecegini bilir ve bu sebeple yama o arayüze bagli çalisan tüm sürücüleri de günceller. Böylece yeni sürücüler ve güncellemeler çekirdek sayesinde tüm dagitimlara yayilabilir. Kullanici açisidan en iyi yani ise Windows Vista gibi ticari isletim sistemlerinin aksine bir donanim bir Linux sürümünde çalismaya basladiginda bu destek gelecek tüm yeni Linux sürümlerinde de devam edecektir. Linux'ta donanim destegi hiçbir zaman daha kötüye gitmez, her zaman daha iyiye gider. Donanim üreticileri açisindan ise Linux modelinin en büyük faydasi sürücü süreç boyunca topluluk tarafindan daha iyi hale getirilecektir. Topluluga ait herkes hatalari düzeltecek, iyilestirmeler yapacak ve yeni özellikler ekleyebilecektir. Eger çekirdek güncellemesi gerekiyorsa donanim üreticisinin yeni yazilim yazmasina gerek kalmayacak sürücünün güncellemesi kendiliginden olacaktir. Donanima yeni özelliklerle eklenirken hatalardan da arindirilacaktir. Bu durum hem isletim sisteminin hem de sürücünün güvenirligini, kararliligini ve olgunlugunu arttiracaktir. Linux modelinin bir artisi da farkli islemci mimarileri için adaptasyonu kolay saglamasidir. Birçok donanim üreticisi sürüsücünü tek bir islemci üzerinde deniyor ancak birçok merakli kullanici sürücünün diger islemciler üzerinde de çalistigindan emin olmak istiyor. Linux diger mimarilere daha kolay uyum saglarken mesela bugün için 64-bit Vista hala birçok alanda eksikliklere sahiptir.

    Isterseniz bu konuda Linux'un surucu modeli ile ilgili elestirilerime ogrenmek ogrenmek seklinde cevap vermeyi birakin. Cunku eger zaten bunlari okumamis olsaydim, Linux cekirdegi ve suruculerle ilgilenmemis olsaydim, bu konuda elestiri yapiyor olmazdim. Hele o "Stable API Nonsense" yazisindan hic bahsetmeyin. Cunku o yaziyi okudugumda agzim saskinliktan acik kalmisti, "nasil bu kadar keyfi ve burunun dikine gidilebilir" diye.

    Yukarida zahmet edip de cevirdikleriniz icin tesekkur ederim. Ancak bana pratikte gorduklerimden sonra dinlemesi hos bir masal gibi geliyor.

    quote:

    Orijinalden alinti: Hoobastank
    Gelelim olayin GNU/GPL ile alakasina. Donanim üreticileri açisindan Linux modelindelindeki en büyük engel sürücülerin kaynak kodlarinin açik olmasi gerektigidir. Çok azi bu sarti üstelik gönülsüzce yerine getirmektedir.

    Siz diyorsunuz ki, benim cekirdegim icin surucu yazacaksan ya kaynak kodu ac ya da ben sana API vermedigim icin surun. Kapali kodlu suruculer bazen donanim sirketlerinin birbirlerine ustunluk kurduklari kilit bilesenler ve bu yuzden kaynak kodunu elbette ki acmaya yanasmayacaklardir. Eger onlar kaynak kodunu acmaya yanasmiyorlarsa, sizin yapabileceginiz sey onlara uygun ortami saglamak. Iste benim elestirdigim nokta bu.

    quote:

    Orijinalden alinti: Hoobastank
    Ayrica bir sürücü çekirdege dahil edildiginde bunu ticari dagitimlara tasimak bazen 18 ayi bulabilmektedir.

    Iste bir baska sorun da bu: Cekirdege dahil etmek. Cekirdege onu dahil et, bunu dahil et, optimizasyon hak getire. Linus Torvalds bile cekirdegin hafizada kapladigi yerden sikayetci olurken ve bunu bir "kabus" olarak nitelendirirken, sizin bunu savunmaniz, tek kelimeyle "enteresan".

    quote:

    Orijinalden alinti: Hoobastank
    Kisacasi Challenger bazi seyleri söylerken acele ediyorsun ve temelini saglam doldurmuyorsun. Birseyi yaparken bunlarin artisini eksisini mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bence Linux çekirdegini gelistirenlerin neden bu karari aldiklarini ve düsüncelerinin ne kadar saglam oldugunu sorunun kaynaginda donanim üreticilerinin isteksiz ve belki de riyakar davranislarinin oldugunu görebilirsin.

    Basta 2smoke olmak üzere tüm okuyucular benim neden arka planda yatan felsefeye bu kadar deger verip bir sürücü probleminde dahi felsefeden ve özgür yazilim lisanslarindan bahsetmemi anlayabilirler. Çünkü zincir gibi hepsi aslinda birbiriyle ilgili.

    Unix'in dogusu, BSD, özgür yazilim felsefesi, sürecin gelisimi, TCP/IP protokol kümesi, ticari yazilimlar ve sirketlerin olaylara bakis açilari, Linux'un gelisimi, Stallman'in GPL lisansinin gerekliligi ve API'lerin kararsiz olmalarinin altinda yatan sebeplere kadar herseyi elimden geldigince temellerini bos birakmadan ve diger olaylarla bagintisini koparmadan anlatmaya çalistim.

    Herkesin yeni yilini kutlarim.

    FSF'nin dusturu ve Linux ekibinin yaklasimini mutlak dogru olarak kabul ederseniz bunu boyle gorebilirsiniz. Konunun ozgur yazilim felsefesiyle hicbir alakasi olmamasina ragmen konuyu oralara, hatta TCP/IP'ye kadar suruklemeniz bile tuhafken, birseylerin altini doldurmaktan bahsetmeniz daha bir garip geliyor bana.

    Eger bu konuyu tartismaya devam edeceksek, isterseniz ayri bir konu basligi acalim ve oradan devam edelim.




  • Konu güzel, ben şikayetçi değilim, yazmaya devam edicek kadar layık görürseniz buyrun meydan sizin. İşin aslını konuşmak gerekirse benim için iyi bir bilgi oluyor bu yazılanlar, sebebi gayet basit, zaten haftanın 6 günü sabahtan akşama çalışıyorum, yani şu forum olmasa veya bu konu, Linux neymiş te ne olmuş hiç uğraşacak vaktim yok kapı kapı dolaşıp, ama bu foruma giriyoruz illaki ama evden ama işten, dolayısı ile derli toplu bir bilgiyi okuyup uygulaması ya da öğrenmesi de kolay oluyor.

    Şimdi bakalım gelinen noktaya. Konuyu açalı 1 hafta olmuştur hatta 1 yıllık konu :). Ekran kartı sorunu ile başladı konu ve tam 1 hafta da anca durumu stabil edebildim. Hadi ben sıradan bir kullanıcı değilim, az çok UNIX e yabancı değilim, Windows'da boş vakitlerimde genelde DLL dosyalarını modifiye ederim falan filan. Ama bu iş gerçekten zor. Bu bukadar zor olmamalı arkadaşlar, sadece bir ekran kartına 1 hafta ayırmak ne demek, şu açıdan bir iyiliği oldu, olayın mantığını anlamaya iyi yardımı olur bu tip uzun uğraşların. Ama gel gelelim sadece kullanmak için kullanan birisinin bir hafta dayanacağını hiç sanmıyorum. Ve büyük bir çoğunluk ta dayanamadığı için kurmasıyla kaldırması bir oluyor. Aslında Linux'a sizin tahmininizden çok şans tanıyan var bence. Bu işlere kolay basit çözümler bulunmadıkça pek bi ilerleme kaydedeceğini zannetmiyorum ben açıkcası. Anca sizin (kısmen benim gibi uğraşan) gibi kişiler gönül verir kullanır, o da pastada %1 anca yapar.

    Ben Linxu ilk defa kullanmıyorum, 99 yılında bile PC dergilerinin birinin verdiği bir sürümü kurmuştum. Ama o zaman sadece neymiş diye meraktan kurup kaldırmıştım. Zaten o zamanlar MP3 bile yeni çıkmıştı, bırakın böyle ekran kartlarını, MKV filmleri.

    Bunca zamanda genelde gördüğüm ama bu forum olsun ama linux ile ilgili başka bir forum olsun, bişey sorulduğunda çözümden ziyade, şuraya bak buraya bak şeklinde cevaplar ile şişmesiydi. Bu da insanı yıldırır. Neden başka yere bakıyım, burası forum değilmi, biliyosan cevabını versen daha güzel olmazmı. Şu forumda 100 Linux sorusu varsa 10 tanesi nasıl yapıldığı anlatılarak çözümlenmiştir. Gerisi sadece yönlendirme, bilmediğimiz bir forumda, bilmediğimiz insalara soru sorup, cevabın nezaman geleceğini bilmeden beklemek yani kısacası.

    Hacintosh konusu bile çakma bir işletim sistemi ile ilgili olduğu halde, kendi başlığındaki çözümlemeler Linux sorunlarından daha çabuk çözülür hale geldi. Hiç dikkat etmiyormusunuz.

    Benim Linux'u iyi bilen ustalardan ricam, @BeAr arkadaşımızın anlatımı gibi, yani şu tuşa bas, şunu yaz, arkasından şunu ekle tarzında bir anlatım ile, sıfır kurulumdan sonra ATI ekran kartı, Ses kartı, TV kartı gibi bileşenlerin nasıl kurulacağını gösteren konular açmaları. Biz DH üyesiyiz, ne işimiz var en ufak bişeyde gidip başka yerlere bakmaya. Aradığımız şeyi tek bir yerde bulsak fenamı olur.

    Buyrun bu da gelinen son nokta, temayı ve menüleri modladım biraz :)
     Ubuntu 9.10 Beklentimin Çok Çok Altında Çıktı
    Şimdilik




  • Merhaba,
    quote:

    Orijinalden alıntı: Challenger
    Yukarida zahmet edip de cevirdikleriniz icin tesekkur ederim. Ancak bana pratikte gorduklerimden sonra dinlemesi hos bir masal gibi geliyor.

    Linux çekirdeği pratikte uygulanabilir olduğu için günümüzde hala ayakta, hala kullanılabilir durumda.
    quote:

    Orijinalden alıntı: Challenger
    Siz diyorsunuz ki, benim cekirdegim icin surucu yazacaksan ya kaynak kodu ac ya da ben sana API vermedigim icin surun. Kapali kodlu suruculer bazen donanim sirketlerinin birbirlerine ustunluk kurduklari kilit bilesenler ve bu yuzden kaynak kodunu elbette ki acmaya yanasmayacaklardir. Eger onlar kaynak kodunu acmaya yanasmiyorlarsa, sizin yapabileceginiz sey onlara uygun ortami saglamak. Iste benim elestirdigim nokta bu.
    Uygum ortam zaten sağlanıyor. Linux Vakfı'nın donanim üreticileri için İfşa Etmeme Anlaşması (Non-Disclosure Agreement) kısaca NDA programından bahsetmiştim. Biraz da donanim üreticilerinin olaya sıcak bakması gerekiyor.
    quote:

    Orijinalden alıntı: Challenger
    Iste bir baska sorun da bu: Cekirdege dahil etmek. Cekirdege onu dahil et, bunu dahil et, optimizasyon hak getire. Linus Torvalds bile cekirdegin hafizada kapladigi yerden sikayetci olurken ve bunu bir "kabus" olarak nitelendirirken, sizin bunu savunmaniz, tek kelimeyle "enteresan".
    Buradan çok tartışma çıkar. Bunun tartışması yıllar evvel 1992'de zaten Linus ile Tanenbaum arasında yapıldı. Mikrokernel mi Monolithic sistem mi tartışması uzun bir konu. Linus Mikrokernel'in avantajları konusunda Tanenbaum'a hak verdi ama savunmasını da o kadar iyi yaptı ki ve bugün ne deneysel işletim sistemi Minix ne de 1990'dan beri tamamlanmaya çalışılan Hurd, Linux'un elde ettiği başarıyı sağlayabildi. Tartışmanın detaylarını merak eden buradan okuyabilir.
    http://www.educ.umu.se/~bjorn/mhonarc-files/obsolete/
    Tamamlanabilirse eğer mikrokernel mimariye sahip olacağı için Hurd çekirdeğe sahip bir GNU/Hurd işletim sistemi sizi tatmin edebilir. Dileyen istediği çekirdeği kullanır böylece API&ABI tartışması da kendiliğinden çözülmüş olur. Yine de şu gerçek ki Linux'taki bakış açısı bana göre gayet mantıklı ve problemlerin çözüm yolları da mevcut. Yeterki donanım üreticileri biraz istekli olsunlar.

    Bilmeyenler için yazayım, Hurd Özgür Yazılım Vakfı tarafından başlatılan GNU projesinin çekirdeğinin adıdır. Ancak ağır ilerleyen bir proje olmuştur ve bir anlamda Linux'un doğmasına da sebep olmuştur. Bunu da Linus aşağıdaki şu sözlerinden anlayabiliyoruz: "If the GNU kernel had been ready last spring, I'd not have bothered to even start my project: the fact is that it wasn't and still isn't. Linux wins heavily on points of being available now." Hani kaba tabirle GNU çekirdeğini bekle bekle nereye kadar deyip Linus kendi çekirdeğini kendisi yazmış. Hurd çekirdeği kullanan ilk dağıtım Debian'dır ve hala sanırım o ekip Hurd'u geliştirmeye çalışıyor.
     Ubuntu 9.10 Beklentimin Çok Çok Altında Çıktı

    quote:

    Orijinalden alıntı: Challenger
    Eger Stallman'in derdi C# ise, lutfen dotGNU projesinin ne oldugunu bana aciklar misiniz?
    Bence burada ince bir fark var ve sen de bunu kaçırıyorsun. Buradaki yazı benim anlatmak istediğim şeyi çok daha iyi ifade etmiş okumanı tavsiye ederim.
    http://lwn.net/Articles/339314/

    "The problem is not unique to Mono; any free implementation of C# would raise the same issue. The danger is that Microsoft is probably planning to force all free C# implementations underground some day using software patents. (Seehttp://swpat.org andhttp://progfree.org.) This is a serious danger, and only fools would ignore it until the day it actually happens. We need to take precautions now to protect ourselves from this future danger."

    "This is not to say that implementing C# is a bad thing. Free C# implementations permit users to run their C# programs on free platforms, which is good. (The GNU Project has an implementation of C# also, called Portable.NET.) Ideally we want to provide free implementations for all languages that programmers have used."

    "The problem is not in the C# implementations, but rather in Tomboy and other applications written in C#. If we lose the use of C#, we will lose them too. That doesn't make them unethical, but it means that writing them and using them is taking a gratuitous risk."

    Stallman hem C# karşı gibi hem de dotGNU'dan bahsediyor ama dedikleri gibi Stallman durumu bizden biraz farklı algılıyor. Bir aracı sağlamak ile onu kullanmaya teşvik etmek aynı şeyler değil. Stallman C# ile uygulama yazmayı teşvik etmiyor, Mono'dan bağımsız alternatif yazılımlar olsun istiyor ve Linux dağıtımlarında Mono'nun varsayılan bir uygulama olmasını istemiyor. Kısacasi Microsoft ve C# ilişkisi yüzüden gereksiz bir risk almak istemiyor. Bu fikre karşı fikirler de sunulabilir ama hayatını özgür yazılıma adamış birisi bu noktada bir ülke bütçesine sahip, para basan Microsoft şirketine nasıl güvenebilir ki?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hoobastank
    Linux çekirdeği pratikte uygulanabilir olduğu için günümüzde hala ayakta, hala kullanılabilir durumda.

    Ben ondan degil, "herkes kodunu acarsa yardimlasiriz, API veya ABI'ye zaten gerek yok. Cunku herkes kodunu acmis olacak vs. vs"den bahsediyorum.

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hoobastank
    Uygum ortam zaten sağlanıyor. Linux Vakfı'nın donanim üreticileri için İfşa Etmeme Anlaşması (Non-Disclosure Agreement) kısaca NDA programından bahsetmiştim. Biraz da donanim üreticilerinin olaya sıcak bakması gerekiyor.

    Bu halen stabil API sorununu cozmuyor. Cozum olarak ortaya konan "kaynak acma" fikri de pratikte ise yaramiyor.

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hoobastank
    Buradan çok tartışma çıkar. Bunun tartışması yıllar evvel 1992'de zaten Linus ile Tanenbaum arasında yapıldı. Mikrokernel mi Monolithic sistem mi tartışması uzun bir konu. Linus Mikrokernel'in avantajları konusunda Tanenbaum'a hak verdi ama savunmasını da o kadar iyi yaptı ki ve bugün ne deneysel işletim sistemi Minix ne de 1990'dan beri tamamlanmaya çalışılan Hurd, Linux'un elde ettiği başarıyı sağlayabildi. Tartışmanın detaylarını merak eden buradan okuyabilir.
    http://www.educ.umu.se/~bjorn/mhonarc-files/obsolete/
    Tamamlanabilirse eğer mikrokernel mimariye sahip olacağı için Hurd çekirdeğe sahip bir GNU/Hurd işletim sistemi sizi tatmin edebilir. Dileyen istediği çekirdeği kullanır böylece API&ABI tartışması da kendiliğinden çözülmüş olur. Yine de şu gerçek ki Linux'taki bakış açısı bana göre gayet mantıklı ve problemlerin çözüm yolları da mevcut. Yeterki donanım üreticileri biraz istekli olsunlar.

    Hayir durum daha farkli su anda. Su anda Linux cekirdegi modulleri destekliyor ve cekirdege dahil edilmeyen suruculer modul olarak derlenip, cekirdekle iliskilendirilebiliyor. Ancak siz, suruculerin "cekirdege dahil edilmesi"nden bahsettiniz ki, gunumuzdeki donanim cesitliliginde bu tam bir kabus olur. Kaldi ki Linus Torvalds da su anki Linux'un durumundan pek hosnut degil. Bu 1992'deki tartismadan daha farkli bir durum.

    Hurd belki de hicbir zaman urun olarak kullanilabilecek seviyeye gelemeyecek. Minix ise hicbir zaman urun olmadi. Sadece akademik bir proje olarak kaldi ve kalmaya devam edecek. Cunku Tanenbaum oyle istiyor. Ama Mach urun olarak kullanildi ve oldukca da basarili oldu: OSF/1, NeXT/OS ve Mac OS X, iPhoneOS alanlarinda oldukca basarilar. Ben illa mikrocekirdek olsun diye tutturmuyorum. XNU, NT vs gibi melez cekirdeklere soyle bir bakarsaniz, basarilari gun gibi ortada.

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hoobastank
    Bence burada ince bir fark var ve sen de bunu kaçırıyorsun. Buradaki yazı benim anlatmak istediğim şeyi çok daha iyi ifade etmiş okumanı tavsiye ederim.

    http://lwn.net/Articles/339314/

    "The problem is not unique to Mono; any free implementation of C# would raise the same issue. The danger is that Microsoft is probably planning to force all free C# implementations underground some day using software patents. (Seehttp://swpat.org andhttp://progfree.org.) This is a serious danger, and only fools would ignore it until the day it actually happens. We need to take precautions now to protect ourselves from this future danger."

    "This is not to say that implementing C# is a bad thing. Free C# implementations permit users to run their C# programs on free platforms, which is good. (The GNU Project has an implementation of C# also, called Portable.NET.) Ideally we want to provide free implementations for all languages that programmers have used."

    "The problem is not in the C# implementations, but rather in Tomboy and other applications written in C#. If we lose the use of C#, we will lose them too. That doesn't make them unethical, but it means that writing them and using them is taking a gratuitous risk."

    Stallman hem C# karşı gibi hem de dotGNU'dan bahsediyor ama dedikleri gibi Stallman durumu bizden biraz farklı algılıyor. Bir aracı sağlamak ile onu kullanmaya teşvik etmek aynı şeyler değil. Stallman C# ile uygulama yazmayı teşvik etmiyor, Mono'dan bağımsız alternatif yazılımlar olsun istiyor ve Linux dağıtımlarında Mono'nun varsayılan bir uygulama olmasını istemiyor. Kısacasi Microsoft ve C# ilişkisi yüzüden gereksiz bir risk almak istemiyor. Bu fikre karşı fikirler de sunulabilir ama hayatını özgür yazılıma adamış birisi bu noktada bir ülke bütçesine sahip, para basan Microsoft şirketine nasıl güvenebilir ki?

    Kacirdigimdan degil, siz "C# kotudur" seklinde bir izlenim biraktiginiz icin ozellikle sordum. Dikkat ederseniz C#'i implemente etmekte bir engel olmadigini, Stallman'in asil taktigi seyin Microsoft ve Novell arasindaki bag oldugunu yazmistim zaten.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Challenger -- 9 Ocak 2010; 13:36:52 >




  • .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi megaworld92 -- 23 Ocak 2020; 1:25:9 >
  • son yazılara pek gözatmadan geçtim de şunu kesin demem gerekir. Bazi arkadaşlar, linux ev kullanıcısına hitap etmiyor demiş. Buna kesinlikle katilmiyorum. (ATInin desteğinin tam olmadığını saymazsak)

    Linux okadar sade ve hızlı ki, bilgisayari hemen açabilir, internette işinize hemen bakabilir, müzik dinleyip kendi müziği yapabilir, video izleyip video düzenleyebilir...

    Yani bir ev kullanıcısı, Windowsda neyi yapiyorki, Linuxde yapamasın? Artik Linux sistemler eskisi gibi değil, bunu zaten diyoruz.

    .tar.gz olayına gelince. Şuanda sistemde onlarca program var, dosya dönüştürme, müzik yapma, video düzenleme, şarkı liriklerini gerçek zamanlı gösterme vs vs. Bunların hiçbirini de .tar.gz den derlemedim, ihtiyacınız olan herşeyin .deb paketi vardir merak etmeyin.

    Efektler, Ubuntu ile beraber otomatik geliyor, siz sadece ayar yöneticisini yüklüyorsunuz. Ama herkesin dediği gibi, ATI yeni bi sürücü çıkardı gerçi, ama yine de nVidia ve Intel kartlar ile, hiçbir driver için uğraşmıyorsunuz. ATI'niz yoksa Linux kesinlikle bir ev kullanıcısı sistemidir. ATI varsa da uğraşacaksınız biraz işte :)

    Bu arada 10.04 gümbür gümbür geliyor, hadi hayrlisi...www.ubuntu.com




  • quote:

    Orijinalden alıntı: qqwertyy

    son yazılara pek gözatmadan geçtim de şunu kesin demem gerekir. Bazi arkadaşlar, linux ev kullanıcısına hitap etmiyor demiş. Buna kesinlikle katilmiyorum. (ATInin desteğinin tam olmadığını saymazsak)

    Linux okadar sade ve hızlı ki, bilgisayari hemen açabilir, internette işinize hemen bakabilir, müzik dinleyip kendi müziği yapabilir, video izleyip video düzenleyebilir...

    Yani bir ev kullanıcısı, Windowsda neyi yapiyorki, Linuxde yapamasın? Artik Linux sistemler eskisi gibi değil, bunu zaten diyoruz.

    .tar.gz olayına gelince. Şuanda sistemde onlarca program var, dosya dönüştürme, müzik yapma, video düzenleme, şarkı liriklerini gerçek zamanlı gösterme vs vs. Bunların hiçbirini de .tar.gz den derlemedim, ihtiyacınız olan herşeyin .deb paketi vardir merak etmeyin.

    Efektler, Ubuntu ile beraber otomatik geliyor, siz sadece ayar yöneticisini yüklüyorsunuz. Ama herkesin dediği gibi, ATI yeni bi sürücü çıkardı gerçi, ama yine de nVidia ve Intel kartlar ile, hiçbir driver için uğraşmıyorsunuz. ATI'niz yoksa Linux kesinlikle bir ev kullanıcısı sistemidir. ATI varsa da uğraşacaksınız biraz işte :)

    Bu arada 10.04 gümbür gümbür geliyor, hadi hayrlisi...www.ubuntu.com

    Ev kullanicisinin ihtiyaclari sadece ekran karti uzerinden mi donuyor? Ornegin Ubuntu 9.10'da cok kotu bir WiFi sorunu var. NetworkManager adam gibi WiFi aglara tekrar baglanmayi beceremiyor.




  • Benim başıma öyle bişey gelmedi, koptuktan sonra bağlandim rahat. İkinci bağlanmanda, senden şifreyi yine istiyor, bi o durum var sadece...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: qqwertyy

    Benim başıma öyle bişey gelmedi, koptuktan sonra bağlandim rahat. İkinci bağlanmanda, senden şifreyi yine istiyor, bi o durum var sadece...

    Iste o durum da hic hos bir sey degil.

    Ornegin;
    Evde Ubuntu 9.10 + XBMC ile kurdugum bir HTPC sistemi var. Sistem televizyona bagli ve klavye ve fare yok. Uzaktan kumandayla yonetiliyor ve ekranda sadece XBMC gorunuyor. Sistemin kurulu oldugu bilgisayar asagidaki gibi kucuk bir bilgisayar:
    http://www.jr.com/acer-computer/pe/ACE_AR1600U910H/

    Haliyle ag uzerinde asil masaustu bilgisayara baglaniyor ve oradan video dosyalarini okuyor.

    Simdi dusunun:
    Altyaziyi senkronize etmek icin kumandayla uzun uzun ugrasmissiniz, ama sonunda ayarlamissiniz. Icecekler hazir, misiri patlatmissiniz, isiklar kapanmis ve kendinizi filme vermissiniz. Filmin en heyecanli yerinde cat, WiFi baglantisi birden kopuyor ve tekrar baglanmak icin sifre soruyor. Simdi kalkip iceriden klavye ve fare getirip baglamaniz, videoyu kapatmaniz (zaten okuyamadigi icin kilitlendi), tekrar WiFi baglantisini saglamaniz, alt yaziyi bastan senkronize etmeye ugrasmaniz ve filmin kaldiginiz yere getirmeniz gerekiyor.

    Simdi "bir o durum var sadece" der miydiniz?




  • 1) Bilgisayar başındakiler için, bu pek de sorun teşkil etmeyen bi olay, senin için tabi gayet zor. Bu durum Launchpad.net de bug olarak belirtilmiş zaten, bu küçük sorun bence 10.04 de çözümünü bulur.

    2) Ama sen şunu yapmayi deneyebilirsin. Modemindeki wireless şifresini kaldırırsın ve MAC koruma filtresini açıp, bilgisayarının MAC adresini yazarsın. Böylece hem güvenli olur, hem de kopmalarda direk tekrar bağlanır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: qqwertyy
    1) Bilgisayar başındakiler için, bu pek de sorun teşkil etmeyen bi olay, senin için tabi gayet zor. Bu durum Launchpad.net de bug olarak belirtilmiş zaten, bu küçük sorun bence 10.04 de çözümünü bulur.

    2) Ama sen şunu yapmayi deneyebilirsin. Modemindeki wireless şifresini kaldırırsın ve MAC koruma filtresini açıp, bilgisayarının MAC adresini yazarsın. Böylece hem güvenli olur, hem de kopmalarda direk tekrar bağlanır.

    1) Boyle bir sorunun cozumu icin bir sonraki surume kadar beklemek? Üstelik böyle bir soruna ısrarla küçük demek? Bu bana sürekli elestirilen bir şirketi hatırlattı. Neydi adı bakayım? Microsoft? Hem ayrıca bilgisayarı gece bir isi bitirmek için açık bıraktığımızda ne yapacağız? Saat kurup periyodik olarak bakarız değil mi?

    2) Peki güvenliğini ne yapacağız? Ayrıca bu yine bağlantı kopunca tekrar bağlanmama sorununu cozmuyor.




  • 1) Yeni sürümün betası yayınlandı, tam sürüm 1 ay sonra çıkacak. Hem sorunu büyeteceğin yere, len adamlar ordaki tekrar şifre sormayi kaldirsa, desen sorun çok mü büyük görünüyor hala? Hem ben kendimden misal vermiyorum bu wifi konusunda, çünkü daha demin de gitti netim, otomatik bağlandi kendi sonra. Bende böyle bir sorun yok.

    2) Karşıdaki adam MAC adresini birebir klonlamadikça modemini kullanamayacak. Bu da senin güvenliğin. Ortada şifresiz bir bağlantı olduğundan da sorun çözülüyor, istersen "google" da görebilirsin, bazi arkadaşlar bu yola başvurmuş. Ama dediğim gibi, sizdeki sorunu loglarla beraber launchpad.net e bildirin, çünkü ben de böyle bir sorun olmuyor.
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.