Şimdi Ara

Ubuntu 9.10 Beklentimin Çok Çok Altında Çıktı (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
94
Cevap
0
Favori
3.690
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Aslında buradan çıkarılacak sonuç çok basit;

    Monolithic kernel ev kullanıcıları için uygun değil.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: controller_

    Aslında buradan çıkarılacak sonuç çok basit;

    Monolithic kernel ev kullanıcıları için uygun değil.



    Ev kullanıcıları için uygun değilse nasıl yürüyecek bu gemi ?

    Bence sorun kernelde değil, onu zırt pırt kurcalayıp güncellemeye çalışanlarda. O kadar grup/topluluk/dağıtım her neyse adını siz koyun, nerdeyse gün aşırı yeni kernel çıkarıyolar. Bu kadar kurcalanırsa olacağı bu olur tabi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Challenger
    Pardon ama, AT&T davasini once lutfen siz dikkatlice bir okuyun. Soz konusu olan ozgur yazilim falan degildi. Ortada bizzat AT&T'ye ait kodlarin, arada baglayici bir anlasma olmadan kullanimi vardi. AT&T'yi savunmuyorum, sadece Mono ile ayni sey degil diyorum. Cunku Mono icinde tek satir Microsoft'a ait kod yok.

    Sorun sadece ATI degil, her surucu ureticisi bununla sorun yasiyor diyorum, ama israrla olayi ATI'ye indirgiyorsunuz. Sorun cekirdekte diyorum, siz hala sorunu genele yayiyorsunuz ve beni "alinan yolu arpa yapmak" ile sucluyorsunuz. Stallman'a Mono yuzunden degil, Miguel de Icaza'ya "hain" dedigi icin giydiriyorum. Ben Microsoft'un cross platform calismasi var demedim, platform bagimsiz olarak .NET'in calisabiliyor olusu Microsoft'un isine geliyor, bu patent anlasmasi ondan var dedim. O yuzden tabaginiz bos, bosuna catal-bicaga saldirmayin.

    Hem bir dakika, Moonlight da ozgur yazilim. Niye elestiriyorsunuz? Moonlight'i kullandiysaniz sorun ayni zamanda sizin sorununuz, "onlarin" diyemezsiniz.

    Bir zamanlar evet GNU/Linux icin IE soylentileri vardi ve Microsoft bunu kesin bir dille reddetmisti. Hani UFO haberleri ciktiginda herkes duyar, ama birkac gun sonra bu olayin duzmece oldugu da ayni gazetede yazilmasina ragmen, insanlar hala UFO goruldugunden bahseder ya, bu da onun gibi.
    Bana göre ise o davada AT&T'nin de BSDi'nin de büyük bir keleği vardı. Tamam BSD'nin içinde AT&T'nin Research Unix işletim sisteminden kodlar vardı ama sürecin başlangıçına da bakmak lazım. 1974'te AT&T kendisine ait Unix'i kaynak koduyla beraber bazı üniversitelere veriyor. Sonra Kaliforniya'daki Berkeley Üniversitesi'ndeki Computer Systems Research Group (CSRG) bu kaynak kodu kendisine göre geliştiriyor Berkeley Software Distribution (BSD) adı altında dağıtmaya başlıyor. Tabi o dönemleri görmedim yaşamadım. Kaynaklardan okuduğuma göre olayları biliyorum. Sonra 1980'de CSRG'nin başındaki Profesör Fabry DARPA ile ARPANET'in isteklerine uygun bir protokol kümesinin geliştirilmesi konusunda anlaşıyor. Böylece TCP/IP protokol kümesi ortaya çıkmış oluyor. Yeni protokol kümesi dahil edilmiş işletim sistemi 1988'de AT&T'nin IP kümesi tamamen çıkartılarak NET-1 adı altında dağıtılmaya başlanıyor. 1990'da CSRG dağılıyor. 1991'de okuldaki öğrenciler BSD'deki tüm AT&T'ye ait tüm kodları çıkartarak NET-2 dağıtmaya başlıyorlar. Ancak NET-2 tam bir işletim sistemi değil, kaynak kodun %20 eksik. Sonra CSRG'nin eski üyelerinden Jolitz eksik olan yerleri tamamlıyor ve sistemi i386 için uygun hale getiriyor. Berkeley Software Design Inc (BSDi) 1992'de BSD/386 dağıtmaya başlıyor. BSD/386, BSD/OS ya da BSDi diye anılır ve ticari bir Unix benzeri işletim sistemidir. Jolitz sonra BSDi den ayrılıyor ve açık kaynak kodlu 386BSD dağıtmaya başlıyor. 386BSD aynı zamanda FreeBSD, OpenBSD, NetBSD'nin de atası olmuş oluyor.

    Buarada AT&T boş durmuyor. Ticari olara Unix'i satma iznini aldıktan sonra System III adı altında bir işletim sistemi çıkartıyorlar ardında da System V geliyor. TCP/IP, chs shell, vi editor gibi birçok şey ise BSD'den dahil ediliyor (1983-1988). Tüm bunlar Berkeley Extensions (Berkeley Eklentileri) olarak adlandırılıyor. 1992'de BSD/386'nin AT&T'nin kaynak kodlarından tamamen bağımsız olmadığını iddia ederek dava açıyor. Sonrası zaten Unix savaşlarına dönüyor.
    http://en.wikipedia.org/wiki/Unix_wars

    Merak eden olacaktır BSDi, BSD/386'yi nasıl ticari ürün olarak satıyor diyebilir. Bunun sebebi BSD lisansıdır. BSD lisansına göre açık kaynak kod üniversite referans gösterilerek bir başkası tarafından alınabilir, değiştirilebilir ve dağıtılabilir veya kapalı hale getirilebilir. Fazlasıyla özgür bir lisans. Richard Stallman özgürlüğün devam edebilmesi ve daha büyük projelerin oluşabilmesi için GPL orta koymuştur. Buna göre GPL ile yayınlanmış bir yazılımda yapacağınız tüm değişiklikler yine GPL ile yayınlanmalıdır. Aralarındaki en temel fark budur. Detaylarına buradan bakılabilir.
    http://developer.kde.org/documentation/licensing/licenses_summary.html

    Stallman bu saatten sonra hak vermemek mümkün değil. AT&T Mono ile aynı şeyler değil demişsin ama benzer hikayelerin ileride tekrar yaşanmamasını da garanti edemezsin. Sonuçta C# ile yazıldı ve C# da kimin biliyoruz. Bu organik bağdan çok şey çıkar ve Stallman olabilecek bir tehlikeyi önceden sezip kendine göre önlem alıyor. Yol yakınken zarardan dönmek bana zaman kaybı değil tam tersi zaman kazancı olarak geliyor. Mono'yu bir iki nesil daha ileriye götürüp üzerine birçok uygulama bindirdikten sonra lisanslarla ilgili bir pürüz çıksa eski versiyonunun kaldığı yerinden alıp bir çırpıda yeni haline nasıl getireceksiniz izah eder misiniz?

    Doğruya doğru hepimiz burada özgür yazılım felsefesinin ekmeğini yiyoruz. FreeBSD'den GNU/Linux'a hatta Mac OS X'e kadar kimin neden ekmek yediği belli. Stallman, Linus da insan yanlış da yapabilirler ama bunca yıl bu felsefeye kasan insanları adını anıp birşeyler söylerken bence daha dikkatli ve saygılı olmamız gerektiğini düşünüyorum.

    AT&T ile BSD arasındaki davanın daha da detaylarını öğrenmek isteyenler internetten araştırabilirler, ben ancak bu kadarını yazabildim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: controller_

    Aslında buradan çıkarılacak sonuç çok basit;

    Monolithic kernel ev kullanıcıları için uygun değil.

    Windows da bildiğim kadarıyla Monolithic çekirdek ama tabi GNU/Linux ile bazı farklılıkları da var. Buradan bakılabilir;
    http://widefox.pbworks.com/Architecture
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Challenger
    En basta "GNU/Linux icin degil Linux icin konusuyorum" diyerek bahsettigim sorun Linux cekirdeginde var olan bir sorundur ve GNU/Linux isletim sistemi de Linux'u icerdigi icin bu sorundan etkilenir. Ancak sorun spesifik olarak Linux'tadir, GNU'da degil. GNU/Hurd'da bahsettigim sorun yoktur. Ayni sorun Android'de de mevcuttur.

    Tekrar ediyorum: Sorun Linux'ta stabil surucu APIsinin olmayisi. Olayin GNU ile uzaktan yakindan ilgisi yok. Bu nedenle GNU/Linux diye israr etmeniz anlamsiz.
    Bu API olayına kafayı takmış durumdasın. GNU/Linux'taki durum ile Windows'taki durum birbirinden farklı. Her iki durumun arasındaki fark, artıları ve eksileri vereceğim yazıda ayrıntılarıyla verilmiş. Senin eksik olarak öne sürdüğün durum arkada başka avantajlar sağlıyor. Dolayısıyla kernel hackerlar bunu bir eksiklik değil avantaj olarak algılıyorlar. API'nin kararlı olmaması durumunu konu içinde o kadar çok söyledin ki bu işleri çok takip etmeyen birçok insan da "hmm demek bu yüzden GNU/Linux sürücü konusunda kötü" gibi yanlış bir yargıya varmıştır.
    http://www.linuxfoundation.org/collaborate/publications/linux-driver-model
    http://www.kroah.com/log/linux/stable_api_nonsense.html

    Bu iki yazıyı okursanız neyin ne olduğunu daha iyi öğrenebilirsiniz. Buyrun okuyun:

    Bir işletim sistemi temelde donanım ile yazılım arasında işbirliğini sağlayan bir ara katmandır. İşletim sistemi donanımın tüm özelliklerinden yararlanmayı, donanım da işletim sisteminin tüm özelliklerine erişebilmeyi ister. Linux diğer işletim sistemlerine göre çok daha fazla donanima sürücü desteği vermektedir.

    Windows'taki sürücü modeli temelde şöyledir: Windows donanım üreticilerine kararlı ABI (Application Binary Interface) sağlamaktadır. Bu arayüzler sürücünün işletim sisteminin çekirdeğine erişmesini sağlayan bir servis kümesi gibi davranır. Donanım üreticiler ikili (binary) sürücülerini mevcut işletim sistemleri için test ederler ve doğrularlar. Microsoft onlara en azından belirli bir süre için ABI'nin aynı kalmasını garanti eder bu sayede üreticiler de buna güvenerek sürücü geliştirirler. Bunun arkasında yatan en temel neden işletim sistemi ile donanım sürücü tasarım ve geliştirmelerini birbirinden tamamen ayırmaktır. Bu sayade Microsoft kapalı kaynak kod ile işletim sistemi geliştirmeye, donanim üreticileri de yine kapalı kaynak kod sürücü geliştirmeye devam edebilir. Bu iki birim ise birbirleriyle ABI denilen arayüzlerle konuşmaktadır. Bu nedenle sürücüler işletim sistemine göre harici, ikinci sınıf katman konumunda kalırlar. Hatalarla dolu bir sürücü işletim sisteminin çökmesine sebep olabilir ancak yine de donanım üreticisi ABI'den öte işletim sisteminin çekirdeği ve yapısı hakkında hiçbirşey öğrenmeye yetkili değildir. Donanim üreticileri de Windows için yazdıkları sürücülerin kaynak kodlarını vermemektedir. Onlar da sadece ikili (binary) formunu yayınlamaktadırlar. Microsoft ABI değiştirmediği sürece onlar da sürücülerinin yeni sürümlerini çıkartırlar ve biz kullanıcılar da bu yeni sürümleri kurarız. Bu bakış açısının en büyük eksikliklerinden birisi kararlı ABI'nin, işletim sisteminin bir süre boyunca eskimiş, optimum olmayan arayüzlere sahip olmasına neden olmasıdır. Bu da işletim sistemini daha sağlıksız ve daha az güvenilir yapacaktır. Örnek vermek gerekirse farklı cihazların tüm özelliklerini optimum kullanabilmek için hem Linux hem de Windows'un dahili USB uygulamalarını bir kaç kez yeniden yazmaları gerektiğini varsayalım. Linux hem arayüzleri hem de sürücüleri aynı anda güncellerken Windows'da arayüzler sabit tutulup sadece sürücüler güncellenir. Bu da geliştirme sırasında problemlerin çıkmasına ve dolayısıyla hatalara ve güvenlik açıklarına sebep olacaktır. Öte yandan ikili sürücüler hatalı olmaya eğilimlidirler çünkü sürücülerin güncellemeleri sadece donanım üreticisi tarafından yapılmaktadır. Ne kullanıcılar ne de işletim sisteminin tasarımcıları mutfağın öbür tarafına geçebilmektedir. Windows'taki kararlı ABI'nin en büyük problemi aslında gerçek anlamda kararlı kalamamasıdır. Microsoft her yeni Windows sürümünde ABI'leri değiştirmektedir bu da donanım desteğini zayıflatmaktadır. Bu değişim donanımın çalışmamasına ya da işletim sisteminin çökmesine sebep olabilir. Düzeltmeler için donanım üreticilerinin yeniden sürücü yazması gerekir bu da onların çok zamanını alacaktır. Bu sebeple örneğin bazı donanım üreticileri eski donanımları için Vista desteği vermemiş kullanıcıları yeni sürücü/donanım almaya yönlendirmiştir. Her yeni Windows sürümü hatta servis pack güncellemeleri sürücülerin hata vermesine sebep olabilir.

    Linux sürücü modeli temelde şöyledir: Windows'a göre farklıdır. Kullanıcılar için amaç "sadece çalışsın"dır. Linux modelinde çekirdeğe kabul edilen sürücü için donanım üreticileri sistemin kaynak kodunu alabilirler. Bu da hem donanim hem de sistem üreticileri açısından durumun gözden geçirilmesini ve sürücünün çekirdek için hatalardan ve güvenlik risklerinden arındırılmış olmasını sağlar. Linux ne kararlı bir ABI'ye ne de kararlı bir API'ye sahiptir. Tam tersi Linux, Linux uygulamaları için kararlı bir userspace arayüzü sağlar. Bu uygulamalar temelde çekirdek ile bir anlaşma içersindediler ve böylece userspace ikili arayüzleri sürekli kararlı çalışmayı garanti ederler. Bu sebeple önceden-derlenmiş Linux uygulamaları farklı sürümlerde ve dağıtımlarda tutarlı bir biçimde çalışmaya devam etmektedir. Userspace ikili arayüzünün temelinde yatan uygulama değişebilir ancak 1.0-Linux için derlenmiş bir uygulama son çekirdek için de düzgün çalışacaktır. Bu cihaz sürücüleri için tersi bir durumdur, onlara güvenebilecekleri bir arayüz garanti etmez ancak çekirdek değişimleri sırasında ikili ya da kaynak kodun tutarlı kalmasını sağlar. Ticari açıdan bakanlara rağmen düşünülenin aksine dahili çekirdek arayüzlerinin kararlılıktan yoksun olması aslında hem çekirdeğin hem de ona güvenen sürücülerin kaynak kodunun açık olması sebebiyle tercih edilebilir. Aslında sürücü çekirdeğin bir parçasıdır ve ikinci sınıf bir eklenti değildir. Sürücü bir kez çekirdeğe dahil edildiğinde dahili çekirdek arayüzleri değiştiği sürüce, sürücü de yönetilebilir olacaktır. Bu yüzden altsistem programcısı bir yamanın çekirdek arayüzlerinde uyumsuz değişimlere sebep olabileceğini bilir ve bu sebeple yama o arayüze bağlı çalışan tüm sürücüleri de günceller. Böylece yeni sürücüler ve güncellemeler çekirdek sayesinde tüm dağıtımlara yayılabilir. Kullanıcı açısıdan en iyi yanı ise Windows Vista gibi ticari işletim sistemlerinin aksine bir donanım bir Linux sürümünde çalışmaya başladığında bu destek gelecek tüm yeni Linux sürümlerinde de devam edecektir. Linux'ta donanım desteği hiçbir zaman daha kötüye gitmez, her zaman daha iyiye gider. Donanım üreticileri açısından ise Linux modelinin en büyük faydası sürücü süreç boyunca topluluk tarafından daha iyi hale getirilecektir. Topluluğa ait herkes hataları düzeltecek, iyileştirmeler yapacak ve yeni özellikler ekleyebilecektir. Eğer çekirdek güncellemesi gerekiyorsa donanim üreticisinin yeni yazılım yazmasına gerek kalmayacak sürücünün güncellemesi kendiliğinden olacaktır. Donanıma yeni özelliklerle eklenirken hatalardan da arındırılacaktır. Bu durum hem işletim sisteminin hem de sürücünün güvenirliğini, kararlılığını ve olgunluğunu arttıracaktır. Linux modelinin bir artısı da farklı işlemci mimarileri için adaptasyonu kolay sağlamasıdır. Birçok donanım üreticisi sürüsücünü tek bir işlemci üzerinde deniyor ancak birçok meraklı kullanıcı sürücünün diğer işlemciler üzerinde de çalıştığından emin olmak istiyor. Linux diğer mimarilere daha kolay uyum sağlarken mesela bugün için 64-bit Vista hala birçok alanda eksikliklere sahiptir.

    Gelelim olayın GNU/GPL ile alakasına. Donanım üreticileri açısından Linux modelindelindeki en büyük engel sürücülerin kaynak kodlarının açık olması gerektiğidir. Çok azı bu şartı üstelik gönülsüzce yerine getirmektedir. Ayrıca bir sürücü çekirdeğe dahil edildiğinde bunu ticari dağıtımlara taşımak bazen 18 ayı bulabilmektedir.

    Bu sebeple Linux Vakfı donanim üreticileri için İfşa Etmeme Anlaşması (Non-Disclosure Agreement) kısaca NDA programını başlatmıştır. Daha önceki mesajımda da bahsetmiştim aksi takdirde kernel hackerlar asıl işlerinin yanında bir de geri mühendislik ile donanımı çözmeye çalışmak zorunda kalacak bu da müthiş emek ve zaman isteyecek bir iş haline gelecektir. NDA programıyla donanım üreticileri güvenilir bir şekilde donanımın özelliklerini ve çalışma presiplerini sistem tasarımcılarıyla paylaşabilecektir. Böylece donanım için gerekli sürücüler NDA'yi imzalayan gönüllüler tarafından özgürce yazılabilecektir. Dolayısıyla sürücü API değişimlerinden bağımsız olarak sürekli güncel ve çalışabilir vaziyette olacaktır.

    Kısacası Challenger bazı şeyleri söylerken acele ediyorsun ve temelini sağlam doldurmuyorsun. Birşeyi yaparken bunların artısını eksisini mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bence Linux çekirdeğini geliştirenlerin neden bu kararı aldıklarını ve düşüncelerinin ne kadar sağlam olduğunu sorunun kaynağında donanım üreticilerinin isteksiz ve belki de riyakar davranışlarının olduğunu görebilirsin.

    Başta 2smoke olmak üzere tüm okuyucular benim neden arka planda yatan felsefeye bu kadar değer verip bir sürücü probleminde dahi felsefeden ve özgür yazılım lisanslarından bahsetmemi anlayabilirler. Çünkü zincir gibi hepsi aslında birbiriyle ilgili.

    Unix'in doğuşu, BSD, özgür yazılım felsefesi, sürecin gelişimi, TCP/IP protokol kümesi, ticari yazılımlar ve şirketlerin olaylara bakış açıları, Linux'un gelişimi, Stallman'ın GPL lisansının gerekliliği ve API'lerin kararsız olmalarının altında yatan sebeplere kadar herşeyi elimden geldiğince temellerini boş bırakmadan ve diğer olaylarla bağıntısını koparmadan anlatmaya çalıştım.

    Herkesin yeni yılını kutlarım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hoobastank -- 3 Ocak 2010; 14:39:22 >




  • yazılardan başım döndü oku oku bitmiyor ünide bile pc tarihi için bukadar yazı okumamışımdır, ama bitürlü bir sonuca varılamadı hala çözüm nedir Hoobastank olaya gel konuya gel çok güzel bilgilendirici yazılar yazıyorsun bilmediğim çok şey öğrendim teşekkür ederim ama çözüm nerde onu bulamadım
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hoobastank

    quote:

    Orijinalden alıntı: controller_

    Aslında buradan çıkarılacak sonuç çok basit;

    Monolithic kernel ev kullanıcıları için uygun değil.

    Windows da bildiğim kadarıyla Monolithic çekirdek ama tabi GNU/Linux ile bazı farklılıkları da var. Buradan bakılabilir;
    http://widefox.pbworks.com/Architecture


    Windows benim bildiğim hybrid(micro+monolit, örn:NT) çekirdek kullanıyor olması lazım. OS X Micro, Linux ta Monolit. Ben böyle biliyorum, yanlış ise düzeltebilirsiniz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: soulcubee
    yazılardan başım döndü oku oku bitmiyor ünide bile pc tarihi için bukadar yazı okumamışımdır, ama bitürlü bir sonuca varılamadı hala çözüm nedir Hoobastank olaya gel konuya gel çok güzel bilgilendirici yazılar yazıyorsun bilmediğim çok şey öğrendim teşekkür ederim ama çözüm nerde onu bulamadım
    Çözüm verdiğim linklerde var. Yukardaki mesajlarıma bakarsan görürsün iki farklı mesajımda 10 yakın link verdim. 2smoke çözüm olarak verdiğim yöntemlerden biriyle problemini büyük ölçüde hallettiğini belirtti. Ama tatmin edici gerçek bir çözüm için biraz daha uğracağını söyledi. Onun da mesajı biraz yukarda. Problemi ve çözümünü adım adım ancak 2smoke özetleyebilir çünkü sorunu yaşayan ve yöntemleri deneyen kendisi. Çözüm için bir belge hazırlarsa başkaları da bundan faydalanabilir.

    Mesajın sonunda verdiğim linkler
    http://forum.donanimhaber.com/m_36643308/mpage_1/fromTicket_/key_//tm.htm#36705978
    http://forum.donanimhaber.com/m_36643308/mpage_1/fromTicket_/key_//tm.htm#36723741

    2smoke'un bilgilendirmesi
    http://forum.donanimhaber.com/m_36643308/mpage_1/fromTicket_/key_//tm.htm#36756540

    Problemi ben yaşamadığım için birebir anlatamıyorum ama elimden geldiği kadar kişileri çözüme yönlendirmeye çalışıyorum. Tabi arada kendi süzgeçime göre bakış açılarındaki yanlışlıkları, eksik, kulaktan dolma bilgiler yüzünden yapılan yanlış yorumları da elimden geldiği kadar düzeltmeye çalışıyorum.

    Özellikle son mesajımla API olayına ve kernel güncellemeleri sırasındaki sürücü hatalarının nedenlerine bir açıklama getirdiğimi düşünüyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 2smoke
    quote:

    Orijinalden alıntı: Hoobastank

    quote:

    Orijinalden alıntı: controller_

    Aslında buradan çıkarılacak sonuç çok basit;

    Monolithic kernel ev kullanıcıları için uygun değil.

    Windows da bildiğim kadarıyla Monolithic çekirdek ama tabi GNU/Linux ile bazı farklılıkları da var. Buradan bakılabilir;
    http://widefox.pbworks.com/Architecture


    Windows benim bildiğim hybrid(micro+monolit, örn:NT) çekirdek kullanıyor olması lazım. OS X Micro, Linux ta Monolit. Ben böyle biliyorum, yanlış ise düzeltebilirsiniz.
    Verdiğim linki incelersen zaten dediğin yere varacak. Büyük bir yazı dizisinin tek bir websayfasını gönderdim. Biraz incelersen orada iki işletim sisteminin çekirdeği ayrıntılarıyla karşılaştırılıyor. Meraklısına çok güzel bilgiler sunuyor. Son mesajımda sürücü modelleri arasındaki farkla ile iki çekirdek arasındaki bir sürü farktan birine değinmiş oldum. En başından beri neye itiraz ettiğimi sanırım modeller arasındaki farkı anlatan mesajım anlatacak.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: soulcubee

    yazılardan başım döndü oku oku bitmiyor ünide bile pc tarihi için bukadar yazı okumamışımdır, ama bitürlü bir sonuca varılamadı hala çözüm nedir Hoobastank olaya gel konuya gel çok güzel bilgilendirici yazılar yazıyorsun bilmediğim çok şey öğrendim teşekkür ederim ama çözüm nerde onu bulamadım


    Olsun Soul, bak bu forumda bu kadar Linux konusu var, birinde yazmaz bu kadar bilgi. Konu ne için açıldı bak ne güzel bilgiler edindik. Gelelim soruna, dediğim gibi Wide çözünürlükler kayboldu @Hoobastank'ın verdiği 1-2 linkteki bişeyleri deneyince, hızlanma var ama sadece 4:3 çözünürlükler mevcut. Monitörü de tanıdı aslında.

    Bunlar çözülemeyecek sorunlar değil, en azından yazılımsal olduğunu biliyoruz, bu zamanda OS X i bile PC ye kurabildikten sonra, bunlarda aşılır nasılsa. Benim bundan ziyade isteğim basit işler için daha kullanıcı dostu bir işletim sistemi.

    Kurslarda biliyosunuz hala öylemi gerçi bilmiyorum, bir operatörlük bir programcılık kursu bulunur. Şimdi ben diyorumki Linux için ben sadece operatörüm arkadaş, kod mod bilmem, ama programları kullanırım. Benim işim değil arkadaki işleyiş, onu programcı düşünsün derim.

    Mesela çok komiğime gitti, film seğretmek için tıkladığımızda video türüne göre, falanca kodek yok çekiyim yükliyim diyor. Bazı arkaaşlarımıza bu iş büyük artı olarak görünüyor, doğru da olabilir. Neden komik, ya tıklıyorum videoya şu kodek lazım diyor, onu indirip kuruyor, yine tıklıyorum bu sefer falanca ses kodek lazım, onu kuruyor, yne tıklıyorum, bu sefer falanca altyazı kodek lazım, filmi seğredene kadar o lazım bu lazım, sonra formatı başka bir filme tıklıyoruz, hadi yine şu kodek lazım, bu böyle gidiyor. Filmi seğretmek için cebelleşiyorum resmen :), Yani bunun topluca durduğu bir paket yokmu, çek hepsini kur bi kerede, bu devirde film seğretmeyecekte ne yapıcak adam. Pardus'ta kurulu geliyomuş herhalde bütün kodekler.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hoobastank
    Windows benim bildiğim hybrid(micro+monolit, örn:NT) çekirdek kullanıyor olması lazım. OS X Micro, Linux ta Monolit. Ben böyle biliyorum, yanlış ise düzeltebilirsiniz.
    Verdiğim linki incelersen zaten dediğin yere varacak. Büyük bir yazı dizisinin tek bir websayfasını gönderdim. Biraz incelersen orada iki işletim sisteminin çekirdeği ayrıntılarıyla karşılaştırılıyor. Meraklısına çok güzel bilgiler sunuyor. Son mesajımda sürücü modelleri arasındaki farkla ile iki çekirdek arasındaki bir sürü farktan birine değinmiş oldum. En başından beri neye itiraz ettiğimi sanırım modeller arasındaki farkı anlatan mesajım anlatacak.


    Sizin gibi kişiler lazım bu foruma, yazdıklarınızı zevkle okuyorum tüm samimiyetimle. Verdiğiniz linke bakmadan direk o msj ı gördüm ondan yazma ihtiyacı hissettim, yoksa farklı bişey olduğundan değil

    Bi yukarıdaki mesajımda yine belirttim, sorunun hız açısından nerdeyse hallolduğunu ama garip bir şekilde Wide çözünürlüklerin kaybolduğunu yazdım. Xorg a eklediğim 2 satır var onları çıkarınca Wide çözünürlükler geliyor, ama grafik hızı eski haline dönüyor, ekleyince grafik hızlanıyor ama Wide çözünürlükler kayboluyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 2smoke -- 3 Ocak 2010; 15:14:28 >




  • Başka kaynaklarda farklı şeyler yazılabilir ancak windows (nt, 2000, xp vs.) kerneli "hybrid kernel" dir. İlla bir alt sınıfa sokulmak istenirse olsa olsa "micro kernel" sınıfına sokulabilir. Aksi halde farklı windows versiyonlarında dahi (nt, 2000, xp) program yükler gibi aygıt sürücü yüklüyor olamazdık.

    Ayrıca linux dağtımlarında en çok kullanılan ve en basit codec lerin dahi dağıtımın içinde gelmemesi bilinçli yapılan bir tercihtir. Örneğin Debian 5 DVD (~20 GB) lik bir dağıtımdır. Sizce codec ler eklenmesi zor olduğu için yada yer olmadığı için mi koyulmuyor? Bunun sebebi tamamen lisanstır. Günlük hayatta sıkca kullandığınız MP3, DivX gibi codecler GPL lisanslı değildir. GNU/Linux GPL lisansı ile dağıtıldığı için, içinde GPL lisanslı olmayan packet lere yer verilmemektedir. Kullanıcı isterse bu packet leri kendisi yükleyebilir.
  • Şimdiye kadar bu forumda okuduğum en iyi tartışmalardan biri oldu bu başlık. Yazan katkı gösteren herkese teşekkürler. Gayet seviyeli bir şekilde ve hoş bir şekilde fikirler belirtilmş tekrar ve tekrar teşekkürler.

    Uzun yıllardır bilgisayar kullanan biriyim. Linux ile ilk tanışmam bir dönem PCnet dergisinin verdiği SuSe 7.1 ile olmuştu. O dönem bir modemi tanıtmak için ne kadar uğraştığımı sonunda sorunun benim 56k modemin winmodem ya da softmodem olarak tabir edilen ve gerçekte üzerinde donanım barındırmayan cinsinden bir modem olduğunu öğrenmemle çok şaşırmıştım. Şimdi bu durumda suç kimde idi? Modemi tanımayan linux mu yoksa sadece emule edilerek çalışan modemde mi? O dönemden bu döneme ara ara pek çok linux dağıtımı denedim Fedora, Redhat, OpenSuse, Suse, Pardus, Mandrake ve son olarak Ubuntu. Ki yaklaşık 2 yıldır da sadece ubuntu kullanıyorum.

    Aradan geçen bu zaman diliminde gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim ki linux çok ama çok yol katetti. Bu süre zarfında çok emek harcandı. Çünkü bazı durumlarda tersine mühendislikle kodlar yazıldı. En basidinden linux üzerinde yaşanan ACPI ile ilgili sıkıntılar vardır ve bu işin arkasında ne olaylar dönmüştür şu iki örnek sanırım fikir verecektir :

    quote:


    urettikleri anakartin acpi konfigurasyonunda, linux tabanli dagitimlari crash ettirecek degisiklikler yaptiklari bir developer tarafindan, fixi ile beraber aciklandi gecen sene. ilginc bir sekilde ayarlar windows ile ayni hale getirince bir anda anakart linux ile calisabilir oldu..

    olayin detayi, foxconnun once nasil camura yatip sonra da tukurdugunu yaladigini okumak icin:

    http://ubuntu-virginia.ubuntuforums.org/showthread.php?t=869249
    (anjin san, 09.02.2009 09:21 ~ 09:51)


    Ve bir diğer örnek Bill Gates'in ağzından:

    quote:


    "one thing i find myself windering about is whether we shouldn't try and make the acpi extensions somehow windows specific.
    it seems unfortunate if we do this work and get our partners do the work and the result is that linux works great without having to do the work.
    maybe there is no way to avoid this problem but it does bother me

    maybe we could define the api's so that they work well with nt and not the others even if they are open.
    or maybe we could patent something related to this"


    Neyse bunlar sadece bazı örneklerdi. Kendim yaklaşık 2 yıldır sadece ubuntu kullanıyorum. Gönül rahatlığı ile benim için hiç bir eksikliğinin olmadığını söyleyebilir. Eskiden kurulum yapanlar bilirler. Kurulumdan sonra bazı conf dosyaları ile oynamak, düzenlemek gerekirdi. Bazıları bu işi hamallık olarak görürlerdi ki kendi açılarından haklılar neticede windows ekolünden geliyorlar, benim açımdan ise oldukça eğlenceli idi. Aradan geçen bu gelişim sürecinden sonra güncel denebilecek iki dizüstü bilgisayara Ubuntu 9.10'u 25 dakika içinde kurabiliyorsam ve hiçbir conf dosyası işle uğraşmıyorsam bu bazı şeylerin kanıtıdır bana göre. Ama şununda farkındayım bazı durumlarda hala ortalama bir bilgisayar bilgisine sahip olmak gerekiyor ki bu da hala alınacak yolun olduğunu gösteriyor.

    Son olarak kendi çapımda yaptığım ufak bir deneyden bahsedeyim. Bir önceki dizüstü bilgisayarım LG-R400 serisinden bir cihaz. Kendime Thinkpad T61 serisinden bir cihaz aldıktan sonra LG makinemi Ubuntu kurarak kız kardeşime verdim ki kendisi şimdiye kadar sadece Windows Xp kullanmış birisidir. Ve net bir şekilde söyleyebilirim ki çoğu kızda olduğu gibi bilgisayarla haşır neşir olan biri değildir. Bu yüzden onu özellikle ubuntu kullanmak zorunda bıraktım. Sonucun ne olacağını merak ederek. Yaklaşık 5 aylık bir kullanım sürecinden sonra windows isteyip istemediğini sorduğumda sistemden gayet memnun olduğunu söyledi. Hatta ona göstermemiş olmama rağmen kendi istediği gibi sistemini özelleştirmiş, istedği görünüme sokmuştu. Kullanım alışkanlıkları olarak bakarsak ödev hazırlamak, sunum hazırlamak, kısaca ofis işleri, film seyretmek, müzik dinlemek, mesajlaşma yazılımları ve internet. Yani kısacası genel bir kullanım profili çiziyor.

    Sonuç olarak gördüğüm kadarıyla normal seviyede herhangi bir kullanıcı bence bu işletim sistemini kullanabilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: controller_
    Ayrıca linux dağtımlarında en çok kullanılan ve en basit codec lerin dahi dağıtımın içinde gelmemesi bilinçli yapılan bir tercihtir. Örneğin Debian 5 DVD (~20 GB) lik bir dağıtımdır. Sizce codec ler eklenmesi zor olduğu için yada yer olmadığı için mi koyulmuyor? Bunun sebebi tamamen lisanstır. Günlük hayatta sıkca kullandığınız MP3, DivX gibi codecler GPL lisanslı değildir. GNU/Linux GPL lisansı ile dağıtıldığı için, içinde GPL lisanslı olmayan packet lere yer verilmemektedir. Kullanıcı isterse bu packet leri kendisi yükleyebilir.


    Pardus bu lisansa sahip değilmi, o yüzdenmi kodekler yüklü geliyor ? Bilmişlik değil, aksine bilmediğim için soruyorum ;)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: muuzoo
    Sonuç olarak gördüğüm kadarıyla normal seviyede herhangi bir kullanıcı bence bu işletim sistemini kullanabilir.


    Tabiki kullanılır, kullanılmaz derece kötü demiyoruz zaten, hatta çok çok iyi bile olabilir bilen kişilere göre. Şimdi bende 11 yaşında oğlumun pc sine yüklesem muhtemelen o da kullanır. Kullanmak için. Ama falanca programı bulup yüklermi orasını bilemem.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 2smoke

    quote:

    Orijinalden alıntı: muuzoo
    Sonuç olarak gördüğüm kadarıyla normal seviyede herhangi bir kullanıcı bence bu işletim sistemini kullanabilir.


    Tabiki kullanılır, kullanılmaz derece kötü demiyoruz zaten, hatta çok çok iyi bile olabilir bilen kişilere göre. Şimdi bende 11 yaşında oğlumun pc sine yüklesem muhtemelen o da kullanır. Kullanmak için. Ama falanca programı bulup yüklermi orasını bilemem.


    Haklısınız işte tam o noktada biraz kullanım alışkanlığı edinmiş olmak gerekiyor sanırım. Nasıl ki windows'u ilk kurulduğunda bazı şeyler eksik oluyor sonradan yüklüyoruz bu da onun gibi. Ama çoğunluk windows alışkanlığına sahip olduğu için , linux yapısı haliyle farklı geliyor.




  • Öncelikle ben bir windows kullanıcısıyım. Aynen sizin gibi aşamadığım bazı problemler yüzünden linux kullanmıyorum.

    Ancak bazı konularda konuda size katılmıyorum. İş yerinde tabi ki kullanabildiğim ne ise onu kullanırım. Ancak linux microsoft'un önündeki tek taş. Bu nedenle destek vermek gerekiyor. Ayrıca Linux kullanmaya başlayacak biri kesinlikle ve hala asıl gücünün arka planda olduğunu bilmesi gerekir. Bunu başaramadığım için windows'tan uzaklaşamadım. Yeni yeni yendiğim oyun tutkum da var tabi.

    Codecler isteğe bağlı olmalı mı olmamalı mı onu da bilmiyorum ancak bir bildikleri vardır. Belki codec çöplüğü olmasın diyedir. Zaten istendiğinde yükleyebiliyor.

    Ancak ubuntu 9.10'u sistemime kurduğumda (sempron 2500+ ati x300 512*3 ram AC97 ses kartı (sanırım en çok bulunan onboard kart)) sorunum performans değildi. Seste cızırtı vardı. Sanki hoparlörler patlak gibi. Bir kaç foruma baktım (Tüm donanımlarımı tanıdığı için internete girerken sorun yaşamadım. Tüm updateleri yaptım. Sorun bir türlü çözülmedi.

    Bir sorun da yazılımları tanımamamdan kaynaklandı. Yazılım kategorileri yetersiz geldi bana. Alt kategoriler olmalıydı. Veya daha güçlü bir arama olabilirdi. Ancak windows'un yapamadığı veya yapmadığı bir şey bu yazılımları bulup kurma işlemi. Yine de takdir etmek lazım.

    Genel olarak artıları çok ama eksileri bezdiriyor beni. Yine de ses sorununun çözüldüğüne dair bir mesaj bulursam tekrar kurup denemek niyetindeyim.




  • Sevgili arkadaşım, Linux Windows'un önünde tek taş demişsin, lakin MAC OS'un çok ağır taşları var Windows karşında. Windows ve Linux un yapamadığı bir çok şey var MAC üzerinde buna emin ol, en başta basın-yayın/grafik gelir ki, diğerlerinin MAC OS karşısında daha çok fırın ekmek yemesi gerekir bu konuda.

    Aslında hepsi bu dev pazarda bi şekilde kendine kullanıcı bulur, Linux a ne kadar kaka demek yanlışsa, Windows'u da sadece oyun oynadığımız bir işletim sistemi olarak düşünmemiz de yanlış olur.

    Ben şu an kullanıyorum Ubuntu 9.10 u, Windows'u sildim, sadece yukarıdaki sorun benim için önemli bir sorun, uğraşmaksa bize yetecek kadar uğraşıp öğrenmemiz gerekir diye düşünüyorum, neticesinde diğerleri içinde bir çok konuda uğraşıp kendimizi geliştirmeye çalıştık. Linux a da bu şansı vermememiz için hiç bir sebep yok. Hiç bir şey yapamıyorsak en azından SanalPC yazılımlarından birini kullanarak (VMWARE-Ücretli, VirtualBOX-Ücretsiz) kurup denemeler yapmalıyız. Hem bu şekilde kurulan sistemin SnapShot u da alındığı için, denemelerde bozsak bile, bir tıklamayla eski haline döndürebiliriz.




  • MacOS 'u denedim desem yalan olur, bi kere o tek tuşlu mouse'unu kullanmıştım, hala öyle mi bilmiyorum. Zaten benim sistemimde masaüstü yayıncılık alanında ünlü bu işletim sistemi ile pek bir verim alabileceğimi sanmıyorum. Özellikle de önerilen olarak 9400'den aşağı ekran kartlarını göstermezken. Ve bildiğim kadarıyla ücretli bir işletim sistemi. Yazılımları da öyle.

    Artık bilgisayarıma upgrade de yapmadığımdan kursam bile sonucu ne olur bilemem. Destek alacak pek fazla kullanıcısı da yok.

    Aslında bilgisayar işini bıraktım diyebilirim (memur oldum bilişim şirketinden ayrıldım). Ve benim artık bir işletim sisteminden beklediğim ücretsiz ama stabil olması. Çünkü bu makine de değişince artık lisans sorunu başlayacak. Videolarımı sorunsuz oynatması, java uygulamaları için gerekli toollara sahip olması vs. Yani öyle pek büyük beklentilerim yok artık. Kısaca linuxta bulmayı umduğum şeyler onda yok. Belki bazı alanlarda fazlası da var ama donanımım kaldırmaz diye düşünüyorum.

    Linux biraz gönül işi, ama fanatik de değilim. Olmalı, ancak basit sorunların üstesinden gelmeleri de gerekiyor. Farklı bir sürüm denerim olmadı. Ama eninde sonunda bırakacam bu windowsu. En azından evde içmeyecem




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 2smoke
    Sevgili arkadaşım, Linux Windows'un önünde tek taş demişsin, lakin MAC OS'un çok ağır taşları var Windows karşında. Windows ve Linux un yapamadığı bir çok şey var MAC üzerinde buna emin ol, en başta basın-yayın/grafik gelir ki, diğerlerinin MAC OS karşısında daha çok fırın ekmek yemesi gerekir bu konuda.
    MAC OS kullanmadım çünkü hiç MAC bilgisayarım olmadı. MAC'in kendi özel kitlesini oluşturmasındaki sebep sanırım arkasında Unix'in gücünün olması ve getirdiği kullanım kolaylığı olsa gerek. Bu sebeple Linux ile Windows'un birleşimi gibi birşey oluyor. İnternetteki bilgilere göre MAC çılgınılığ Steve Wozniak ve Steve Jobs ile 1976'da başladı. İki arkadaş yola herkesin kişisel bilgisayarı olmalı sloganıyla çıktı. İlk tasarımları çok fazla ilgi görmedi. Xerox firmasındaki yazılımcıları firmaya katarak mouse ve GUI'ye sahip Apple-II tasarlandı. 1983'te Apple-III çıktı. Dönüm noktası da bu oldu sanırım. Apple-III ile beraber gelen Pagemaker ile Apple birden masaüstü yayıncılık platformuna döndü. Buarada benzer GUI özelliğini Windows 1.0 da kullanıyordu.

    O dönemlerde bilgisayar kullanıcıları genellikle donanım ve yazılımdan anlayan insanlar olduklarından GUI (Grafiksel Kullanıcı Arayüzü) biraz tiye alındı.http://www.vectronicsappleworld.com/macintosh/lisagui.html Ancak getirdiği kullanım kolaylığı ve grafikerlerin yoğun ilgisi Apple-III birden popüler yaptı. Sanırım sunucu tarafında Unix varken, GUI ve mouse yenilikleriyle ve programlarıyla grafikerlerin ilgisini çeken Apple tasarımda yol alırken 1986'da Windows 1.0 ile yola çıkan Windows ailesi ev kullanıcıları arasında popüler olmaya başladı. Bunun diğer sebepleri de Unix'in akademik çevrede kabul görmesi, Apple pahalı olması da gösterilebilir. Bu işletim sistemleri için bugün hala bu ayrımın izleri görülmektedir.

    Bugüne gelirsek 2005'teki Apple-Intel anlaşması bence MAC'ın büyüsünü uzun vadede bozacak gibi duruyor. Eskiden MAC OS farklı işlemciler üzerine kurulamazken Hackintoshların çıkması ve artık MAC bilgisayarlara MAC OS X yanında Windows da kurulabilmesi benim kafamda soru işaretleri oluşmasına sebep oluyor. MAC'i efsane yapan grafik arayüzü, performans bilgisayarı olması, kendine özel işlemcisi ve kararlı bir işletim sisteminin olmasıydı. Pagemaker ile başlayan efsane Apple çok şey kattı ama günümüzde Windows ve GNU/Linux altında da çalışan bir çok grafik tasarım programı var. MAC'in en büyük kazancı Windows'un kararlı bir işletim sistemi olmaması ve Linux GUI konusunda olayı biraz ağırdan alması gibi geliyor. Bir de Pagemaker ile başlayan bilinçaltındaki tasarım & MAC ilişkisinin etkili olduğuna inanıyorum.

    GNU/Linux eğer masaüstünde gösterdiği ilerlemeyi grafik tasarımını hedefleyen bir dağıtımla ile de pekiştirirse MAC'in en büyük rakibi olabilir. Arkada yine Unix'in gücü ve kararlılığı, kolay kullanıcı arayüzü ve açık kaynak kodlu geniş program içeriği ve en önemlisi yazılımların ücretsiz olması kullanıcıları cezbedebilir. Tabi en büyük engel kullanıcıların kolaya alışmış olması olacaktır. Çok MAC kullanıcısı tanımadım genelleme yapamam ama bildiklerimin ortalama bir Windows kullanıcısında farkı yoktu. Arkada bir Unix var ama onunla ilgilenen pek yok. Nedense gelecekte bana iki işletim sistemi kalacakmış gibi geliyor. Bu tamamen kendi yorumum.




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.